18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S KASIM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA / ekonomi(ticumhuriyet.com.tr 13 Karadeniz / de • GİRESnS(AA)- Türk-Japon işbirliği ile Trabzon'da üretilen ve bir siire önce Giresun'da dtenize bırakılan plakalı lcalkan balığı yavrulannın FCaradenız'e uyum sağladığı bildirildi. 27 Eylül tarihinde denize bırakılan bin adet kalkan balığı yavrusundan 5- 6*sının balıkçılann ağlanna takıldı. Balıklar üzennde yapılan incelemede yavrulann gelişmelerinın normalden hızlı olduğu tespit edildi. Karadenız'de kalkan balığının nesli tükenmek üzereydi. Gırtoetçiler eüneydoğu'da • GAZİANTEP(AA)- Avrupalı Türk sanayici ve işadamlan GAP bölgesınde yatınm yapmaya hazırianıyor. Avrupalı Türk Sanayici ve İşadamlan Derneği (ATlAD) Başkanı Eşref Unsal, Avrupalı yatınmcılan GAP'a davet edeceklerini belirterek yatınm yaparak ve ticari ilişkileri geliştirerek bölgenın ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmaya çalışacaklannı ıfade ettı. Merkez Bankası uyanfe • Ekonomi Servisi - Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrii Binay, piyasalann, Tûrkiye'ye verdikleri krediler açısından kredi derecelendirme pkuruluslannın önünde , ,,- olduğunu belirterek "Bu farkı rating kuruluşlannın kapatmasını bekliyoruz" dedi. Euromoney tarafından düzenlenen "Tüıkiye: Iş, Fınans ve Yatınm" konulu konferansa katılan Bınay, paravekur politikalanndaki başanyı vurgularken Türkiye ve benzeri ülkelerin yabancı kaynak ıhtıyaçlannın uzun dönemde de devam edeceğini belirtti. Eneri devrinde KDVsorunu • ANKARA (AA)- Enerji devir bedellerinden KDV ahnıp alınmayacağına ılışkın tartışma sürüyor. Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in Maliye Bakam Sümer Oral'ı ziyaretinde de taraflar arasında bir uzlaşmaya vanlamadı. Enerji Bakanlığı, sözleşmelerden KDV almması halinde, bazı fırmalann bu işe girmeyebileceğini vurguluyor. Maliye Bakanlığı ise verginin alınması gerektiğini belirtiyorlar. Sanayi üretiminde artış • ANKARA (AA)- Sanayi ûretimi, eylûl ayında geçen yıluı aynı ayına göre yüzde 6.3 orarunda artış gösterdi. Üretim artışı bu yılın dokuz ayında ise yüzde 4.8 oldu. DİE verilerine göre, bu yılın eylül ayında, geçen yılın aynı ayına kıyasla üretim imalat sanayiinde yüzde 7, elektrik, gaz ve su üretiminde ise yüzde 8.4 oranında arttı. Iş Bankası Iş-Tım D9VHH flnfliB r mm M •••• **^i*^^ • İSTANBUL(AA)-Iş Bankası, iştiraklerinden Iş-Tim Telekomünikasyon Hizmetleri AŞ'nin 355 trilyon lira tutanndaki sermayesinde hissedar olduğu yüzde 14'lük bölüme düşen 49 trilyon 700 milyar liralık ödemeyi gerçekleştirdi. Ücretlerin sürekli gerilediği Türkiye'de firmalann kâr marjı Batı'ya göre çok yüksek En kazançhsı Türk patronEkonomi Servisi - Gerçek iş- çi ücretlerinin sürekli geriledi- ği ve çalışarun şirketlerden da- ha çok vergi ödediğı Türki- ye'de imalat sanayiinde faali- yet gösteren firmalann, mali- yetlerindeki yükseklığe rağ- men, Avrupa ülkeleri ile ABD ve Japonya gibi ülkelerdeki fir- malara göre daha yüksek oran- da kâr marjıyla çalıştıklan be- lirlendi. Petrol-Iş'in verilerine göre, işçi ücretleri özel sektörde 1979 yılı seviyesine, kamuda da 1993'e göre yüzde 32 geri- • Türkiye'de imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmalann, maliyetlerindeki yüksekliğe rağmen Avrupa, ABD ve Japonya'daki firmalara göre daha yüksek oranda kâr marjıyla çalıştıklan belirlendi. Uzmanlara göre ise bu durum piyasadaki tekelleşmenin sonucu. lerken Merkez Bankası Sektö- rel Değerlendirmeler Müdür- lüğü'nün yaptığı bir çalışma ise Türkiye'de firmalann "çok yüksek kâr marjlanyla çahşü- ğuu" ortaya koydu. İmalat sa- nayiinde faaliyet gösteren fir- malann performanslarmı, Av- rupa ülkeleri, ABD ve Japon- ya'daki imalat sanayii firmala- nyla karşılaştıran çalışma, top- lam 4 bin 468 firmanın 1993- 1998 dönemine ılışkin verileri kullamlarak yapılırken Avru- pa, Japonya ve Türkiye'deki firmalann kârlılıklan, maliyet- leri ve finansal yapılan karşı- laştınldı. Yapılan araştırmada, firma- lann satışlardan elde ettikleri gelirlerden, bu satışlara ait ma- liyetler ve işçilik giderleri dü- şüldükten sonra kalan faaliyet kânnın net satışlara oranmı gösteren faaliyet kâr marjının Türkiye'de yüzde 11.4 ile tüm Avrupa ülkelerinden, Japonya ve ABD'den yüksek olduğu or- taya çıktı. Ancak 1995 yılmda yüzde 14.3 olan bu oranın iler- AAŞ UÇURUMU Kamuda iş bartşına tehdit ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Memur ve işçı ücretlen arasındaki farkın yanında memur maaşlan arasındaki ücret farklılıklan da iş banşuıı tehdit ediyor. Memur maaşlannın taban aylıklannın arttınlmaması durumunda, yapılacak yüzdelik artışlann memurlann durumlannı düzeltmeyeceğme dikkat çeken Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Resul Akay, "Yamızca memurlann taban ayhk katsaydannda arüşlar yapüması halinde alt ve üst geiir gruplan arasındaki dengenin sağlanması için bir adım aolması mûmkûn iken hükümet bu yolu denememiştir. Bu yol denenmiş oisaydı düşük maaş alanlara fazla, yüksek maaş alanlara az oranda artış yapüması sağlanmış olacakt" diye konuştu. 1999 Mart ayında kamu kesiminde imzalanan toplu iş sözleşmeleri ile memurlara göre işçilerin hem ücretleri iyileştirilmiş hem de her altı ayda bir gerçekleşen enflasyon » u, oramnm 5 puan üzerinde - artış almalan sağlanmıştı. Türtdye'de teknoloji kapasitesi gibi nedenlerle maliyetleri getişmiş ülkelere göre yüksek olan firmalar, işçi ücretlerini basürarak kâr marjını yüksetaneyi başanyor. Çahşanlar arasında ücretlerin en düşük olduğu kesim ise kadın ve çocuk işçiler olarak ortaya çıkryor. leyen yülarda aşağı doğru git- tiği belirlendi. Türkiye'de finansman gider- lerinin net satışlar içmdeki pa- yının diğer ülkelere oranla çok yüksek olduğumm belirlendiği çalışmada, Avrupa ile Japon- ya'da gerileyen fınasman gi- derlerinin Türkiye'de artış gös- terdiği saptandı. Çalışmada, Türkiye'de finansman giderle- rinin gösterdiği gelişmelerle ilişkilı olarak net kâr marjının yıllar itibanyla büyük farklı- lıklar gösterdiği, ancak yine de 1993-1994 yıllan dışında Amerika'dan sonra en iyi per- formans gösteren ikinci ülke konumunda bulunduğu kayde- dildi. özkaynak kârlılığında da Amerika'dan sonra Türki- ye'nin yer aldığının belirlendi- ği çalışmada, ABD ve Japon- ya'da uzun vadeli yabancı kay- naklarla finansman sağlandığı, Türkiye'de ise kısa vadeli ya- bancı kaynaklann ağırlıkb ola- rak kullanıldığı dıle getirildı. İşçi ücretleri dibe vurdu Petrol-lş araştınna görevlisi Erhan Bflgin, Türkiye'de "da- ha az girdiyle daha çok ürün el- de edilen bir sJstem" olmadığı- nı belirterek "Bunun nedeni de teknoloji kapasitesi ve verimii- Kk. MaMyetieri çok yüksekolan fırmalar Türİdye'de bütün enerjilerini işçi ücretlerini dü- şürmeyeyönetik kuüanryorlar" dedi. Bılgin, kâr marjının çok yük- sek olmasının bir diğer nedeni- nın piyasalarda yoğun olarak yaşanan tekelleşme olduğunu vurguladı. Petrol-Iş'in verileri, ücretle- rin yükseldiği dönemde, imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmalann "100 birimfik ürün- de kullandığı girdi oram"nın düştüğünü gösteriyor. Verilere göre, Türkiye'de ücretlerin di- ğer dönemlere oranla yüksek olduğu 1989-1993 döneminde söz konusu oran yüzde 65.8'e kadar geriledi. Diğer bir deyiş- le fırmalann bir ürün için kul- landığı girdi azaldı. Memura sefalet ücretiANKARA (ANKA) - Avrupa Birliği'ne tam üye olmayı hedefleyen Türkiye'de belli bir kesim Avrupa standartlannda yaşam sürerken devlet memurlan Afrika düzeyinde maaş alıyor. Devlet aylık 300 dolar maaşla öğretmen çalıştınyor, 1 'inci derecenin 4'üncü kademesine gelmiş mühendise 489 dolar, uzman doktora ise 581 dolar maaş veriyor. En son temmuz başmda yapılan zamla oluşan maaş skalasına göre, 9'uncu derecenin birinci kademesüıdeki öğretmen halen 204 milyon 520 bin lira, 1 'in • Türkiye'de belli bir kesim Avrupa standartlannda yaşam sürerken devlet memurlan Airika düzeyinde maaş alıyor. 4'ündeki öğretmen ise 270 milyon 570 bin lira düzeyinde maaş alıyor. 678 bin 500 liralık dolar satış kuruyla yapılan hesaplamaya göre 9'un l'indeki öğretmenin maaşı yalnızca 301 dolara, 1 'in 4'ündeki öğretmenin maaşı ise 399 dolara denk geliyor. Mevcut maaş düzeyine göre kamuda çalışan 1 'in 4'ündeki mühendis 489 dolar, 8'in 3'ündeki doktora 436 dolar, 1 'in 4'ündeki uzman doktora ise 581 dolar maaş veriyor. Yatay terfi ile 2'nci derecenin 6'ncı kademesine gelmiş lise mezunu başkomiser 500 dolar, 11 'ın 1 'inden göreve başlayan polis memuru 380 dolar maaş alıyor. 9'un l'inden işe başlayan üniversite mezunu memurun maaşı 219 dolar, en düşük derecelı memur olan 15'in l'indeki hizmetlinin maaşı ise yalnızca 208 dolar ediyor. Mevcut Memur Maaşlan Genel Müdür (1/4) Şube Müdürü (1/4) Memur (9/1) Hizmetli(15/1) Vali (1/4) Kaymakam (7/I) Hâkim (I/4) Lsınf ' Hâkim (8/1) Başkomiser (2/6) Polis (ll/l) Uzman Doktor (1/4) Doktor (8/3) Mühendis şant. (1/4) Teknisyen şant. (12/2) Profesör (1/4) Araştırma Gör. (7/1) öğretmen (1/4) öğretmen (9/1) Avukat(1/4) Bin TL Dolar 862.490 300.230 148.380 141.080 1.019.150 369.240 994.360 367.370 339.510 257.510 394.060 296.730 331.560 164.380 606.960 254.270 270.570 204.520 326.050 1.271 443 219 208 1.502 544 1.466 541 500 380 581 436 489 242 895 375 399 301 481 Sermayeye kent hizmetleri pastası Ekonomi Servisi - Ulaşımdan ekmeğe, enerjıden altyapıya te- mel kamu hizmetlerini veren yerel yönetimler ticari bir yapı- ya dönüştürülmek isteniyor. Be- lediyelerin ticari amaç gütme- den gerçekleştirdikleri kent hiz- metlennın 'yabancı sermayenin kâr amaçh şirketleri' halıne ge- tirihnesi için çalışmalar hızla yürütülüyor. Ingiliz şirketler başta ohnak üzere pek çok yabancı şirket, Türkiye'deki belediye hizmetle- rini gerçekleştirmek için can an- yor. Ingilterenin ticaretten so- • Belediyelerin ticari amaç gütmeden gerçekleştirdikleri kent hizmetlerinin 'yabancı sermayenin kâr amaçh şirketleri' haline getirilmesi için çalışmalar hızla yürütülüyor. rumlu Devlet Bakanı JohnBatt- le, Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında Ingiltere için en önemli pazar olduğunu söyle- yerek Türkiye'deki özelleştirme projelerine ilgi gösterdiklerini söyledi. Türk-tngiliz İş Konseyi çer- çevesinde düzenlenen 'Beledi- yelere Ait Yatınm Projeleri' toplanbsında Istanbul, tzmir ve Yalova başta olmak üzere çeşit- li belediyelerin temsilcileri, te- mel kamusal hizmetleri yaban- cı sermayeye pazarlamaya' ça- lıştılar. Altyapıya yatinm tstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Genel Sekreter Yardımcısı Mesut Pektaş, Ulaşım AŞ, Is- tanbul Deniz Otobüsleri (ÎDO), Halk Ekmek, KİPTAŞ gibi be- lediye iktisadi teşebbüslerini (BÎT) özelleştirmek istedikleri- ni söyledi. Metro ve hafıf rayh sistemleri de uluslararası serma- yeye açmak istedikleri belirten Pektaş, Ingilizlerin bu alanlara yatinm yapmasını istedi. Yalova Belediye Başkanı Ya- kup Bilgin Kocal da, Yalova'nın tüm altyapısını îngilizlerin yap- Denizciliğin ölüm fermanı imzalanıyor GÖZDEAKGÜNGÖR Türkiye'de sıkçakarşılaşılan' meye gerekçe hazjriamak için yannm yap- mayarak çürümeye terk etme" anlayışınm son örneklerinden bin de denizcüik sektö- ründe yaşanıyor. Türkiye Denizcilik îşletmeleri'nm(TDÎ) yurtiçi hatlarmda çalışan 10 geminin satı- şı için açtığı ihaleye kaolmak amacıyla şart- name alma süresi dün doldu. Armatörün ihaleye ilgi göster- mediğini belirten Denizciler Sendikası Başkanı Turhan Uzun, bakımsızhk ve yetersiz- hknedeniyle gemile- rin ancak bir süre kâr • Satışa çıkanlan 10 geminin fiziki durumu, armatörlerin ilgisizliği üç tarafi denizlerle çevrili Türkiye'de sektörün durumunu da ortaya koyuyor. edeceğini, sonra da armatörön bunlan hur- da fiyatına satarak bu alandan çekıleceğı- ni söyledi. Gemilere özeüıkle yatınm ya- pılmadığını, bilerek 'ökiürükiüğünü' ifade eden Uzun, "Satitocağı dâşûncesivle 10yü- dırgemüerebirçrvibileçakıliTiadı. Ozdleş- tirmeye gerekçe sağJamak amacryla bilerek zarar ettirikli'' dedi.. Uzun, bu özelleştir- meyle Akdeniz'deki yolcu taşımacıhğmın tamamen Yunanistan'ageçeceğini söyledi. Sadece 16 şartname satıldığını belirten Uzun, Türkiye'de armatörlerin yolcu taşı- macüığında deneyimsiz olduğunu vurgula- yarak "Bn gemüerbir iki yılkâr etsebfle fle- rideannatör,kapasiteyetersiziğivebakHn- sızlık nedeniyle kâr edemedSğini görecek. Gemileri hurda fîyaüna satarak bu alan- dan çekflecek" diye konuştu. Uzun, Ankara feribotunun 55-60 trilyon değerinde olduğunu, ancak şartnamede te- mınat limiti hariç fîyat belirlenmediğini vurguladı. Bu sorunlann çözüme kavuştu- rulmamasında kendilerinin de hatalan ol- duğunu belirten Uzun, bu saatten sonra ya- püması gerekenin "yasalan baştan gözden geçörmek" olduğunu, aksi halde karayolla- rmın bile özelleştirileceğini dile getirdi. üğını behrterek işi üstlenen fir- malann bölgede yaptığı çalış- malanövdü. Türkiye Mühendis ve Mimar Odalan Bırlığı Yönetim Kuru- lu Üyesi Celal BeşOdepe, Ingıl- tere Bayındırhk Bakanlığı, Tür- kiye Baymdırlık Bakanlığı ve Yalova Belediyesi arasında 50 milyon dolarlık kredi sözleşme- si yapıldığını belirtti. tngilizle- rin 200 milyon dolar daha kredi verebileceklerini açıkladıklannı belirten Beşiktepe, "Ingüizkr bu kredi karşüığında hizmetleri Ingiliz finnalannın yapmasuu istiyor. Aynca kredi geri dönüşü- nûn koşullannı garanti altma al- mak Btryoriar. Bu durum, Yalo- va halkinm kamusal hizmetleri parah VP pahah ahnalan anlflmı- na getiyor" dedi. Sözleşmelerde fîyat ve tüke- tim garantisinin istendiğini be- lirten Beşiktepe, "Tfiketmesek de bedel ödettiriliyor. Yerel yöne- timler yasa tasansmda yerel yö- netimlerticariyapdara dönüştü- rülmek isteniyor. Bu süreç, kûre- sel sermayenin yerel yönetimler alanına girmesi anlamına geü- yor" dedi Beşiktepe, "Belediye- ler şirket, biz de müşteri olacağız. Belediye başkanlan da işadam- lan olacak" diye konuştu. Kamu hizmetlerinin yük oldu- ğunu görüşlerine karşıhk Beşik- tepe, "Kamu hizmetierinm özel- kştinlnıesrykasılşimdihalkayük getirfliyor" görüşünü dile getirdi. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Teknolojinin Zaferi(!) "ABD'de seçim fiyaskosu", "Olmaz böyle şey", "Seçim skandalı "başlıklan, avaz avaz ses tonu ile söze giriyor televizyon kanallarımızın ABD haberci- leri. "Oyun içinde oyun döndü, ama ne döndü an- layamadık", "ABD'nin en ünlü televizyon kanallan bir Bush'un, bir Gore'un zaferini ilan ettiler. Sonra bu habeheh kendileri vermemiş, hiçbir şey olma- mış gibi sonuçlann daha kesinleşmediğini ilan etti- ler. " Seçim sonuçlannın verilmesine tam bir tekno- loji gösterisi ile girilmişti. Gerçekten de başlangıçta her şey çok iyi gidiyordu. Sayılan sonuçlar anında, her boyutu ile ekrana geliyordu. Nasıl bu kadar bü- yük yanılgıya uğrandı? Bir Bush'un, bir Gore'nin se- çim sonucu alınmış ve kazanmışlar gibi oylan, dele- ge dağılımlan ile zaferleri ilan edildi. Olaya bizim habercilerin abartması olarak da ba- kabiliriz. 100 milyonun içinde 20 bin gibi küçük bir oy farkı söz konusu ise. Hele de başkanı belirleye- cek 538 seçici delegeden 24'ünün geleceği Flori- da'da, oy farkı binin altında kalmışsa, yani iki baş- kan adayı arasında ABD seçim tarihinde yaşanma- mış bir başa baş gitme söz konusu olmuşsa, seçim sonuçlannın kesinleşmediği sayım süreci içinde bir Bush, bir Gore kazandı izleniminin çıkması çok do- ğal. Sayılmış oylara göre yapılan hesaplarda en ile- ri teknoloji bile çuvallayabilir. Zaten tartışmanın odağı Florida'da binin altına inen oyfarkı nedeni ile Gore'a seçim sonuçlanna oto- matik itiraz hakkını, yüzde 5 altındaki farklarda, ya- sa tanımış bulunuyor. Ama daha işin başmda seçim- lere hile kanştığı, kimi sandıklann kaybolduğu sav- lan da var. Eleştiriler, sayılmış oylara göre yanlış so- nuç hesaplanna değil, kesinleşmış açıklamalara yö- nelik. öyle olduğu içindir ki Gore, önce Bush'u ka- zandığı için telefonla kutluyor, sonra da seçim so- nuçlanna itiraz ediyor. Bu arada ister istemez ABD'dekı seçim sisteminin ne ölçüde demokratik ol- duğu sorgulaması da tartışma gündemine girmiş bulunuyor. Dünyaya ABD ve gelişmiş teknolojisinin, demok- rasisinin(!) süper gösterisi olarak sunulmak istenen ABD başkanlık seçimi her anlamda ciddi tartışma- lann odağı olmuş bulunuyor. İster istemez de belki ilk kez daha anlamlı boyutlarda ABD seçimleri ile pa- ra, iktidar gücü arasındaki kirlı ilişkiler sorgulanmış oluyor. Bir kez daha bilimsel, teknolojik devrimlerin kullananlara, ele geçırenlere göre nasıl değişken so- nuçlar verebılecekleri, ınsan faktörünün önemi orta- ya çıkmış bulunuyor. Doğrusu ABD'de, bütün yorumculann "yokbirbir- lerinden farklan, ama.." diye söze girdikleri iki baş- kan adayının, Bush ve Gore'un çok az oy farkı, ye- nişememeleri, seçim sonuçlanna şaibe kanşması, kaçınılmaz bir sonuç olarak da görülebilir. İki parti ve iki lider arasındaki renk, kimlik, ideoloji farklılıklan böylesine yok olmuşsa; seçmenlerin medyatik şov, adaylar için yüz milyon dolarlaria dillendirilen seçim harcamalarının ağırtığına bağlı olarak şaşkın bir o yana, bir bu yana savrulmalan... Sonuç olarak gele- neksel sol ya da sağ oyların birbirine kanşması, fark- lılığın tümden kaybolması da.. kaçınılmaz değil mi? Tzleyebildiğimiz iki aday arasındaki en önemli fark- lılık, bizim gibi ülkelerde bütçeler yamalı bohçaya dönmüşken dünya nimetlerinin, kaynaklannın AB- D'ye akmasının sonucu olarak fazlalık veren ABD bütçesinin artı kaynaklannın nasıl kullanılacağı üze- rine idi. Gore demokratlann, solun adayı olarak büt- çe fazlalıklannın, sosyal devletin çok fazla yaralan- dığı ABD'de bile, başta sağlık ve sosyal harcamala- ra kaydınlmasından yana söylemle seçmenin karşı- sına çıktı. Gerçi Clinton bu konuda çok daha sol, sosyal bir çizgi çizerek seçim zafen elde etmiş, an- cak iktidanndan vaat ettiği sosyalleşmelerden uzak- ta durmuştu. Ondan daha silik bir söylemle çıkan Gore da bu anlamda inandıncı olamamış olabilir. Ancak yine de,"Bütçe fazialığını vergiindirimi ola- rak geri vereceğim" diyen Bush'un, Cumhuriyetçi- lerin oylannı yükseltmesi düşündürücü değil mi? Yo- rumcular, sonucu bireycı Amerikan toplumunun ver- gi indinminden hoşnut kalmalan olarak açıklıyortar. O kadar basit mi? Vergi indiriminin en zenginler, te- kellerin kazanması, biraz daha gelir çarpıklaşması, en zengin ABD'de bile sağlıkta, eğitimde var olan bü- yük eşitsizlik, haksızlıklann büyümesi olduğunun gö- rülememesi neyin nesi? Her şeyin para ile satıldığı bir düzende, akıl almaz zenginliğin içinde milyonlar en yaşamsal sağlık hiz- metlerinden, haklanndan, eğitimden, işten yararla- namıyorlarsa ve de onlann oylan bile bütçe fazlası- nı yoksuldan değil zenginden yana kullanacağını ilan eden adaya kaymışsa bu durum nasıl açıklanabilir? Teknolojik, bilimsel devrimin, insanlann değil dü- zenin, tekellerin çıkarlannın emrinde olarak medya- tik yönlendırmelerte, insanları giderek daha fazla kendilerine, çıkarianna yabancılaştırdığı, bilinç kay- bına uğrattığının kanıtlanmasından başka. [email protected] Cufnhurtyet ^ kitap kulûbü r ÎAGUMU TÜYAP 19. İSTAIMBUL KİTAP FUARI'NOA 9 Kasım Persembe (Bueün) Tüyap Sergi Sarayı Tepebaşı-lstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle