23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA i LJ-K kurtur@cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt 'Dünya Mimarlık ve Konut Günü' için kentlerin kraliçesi Antakya 'esin kaynağı' oldu Farkh kültürlerin ortak duyguları Birleşmiş Milletler (BM) ve Ulusla- rarası Mimarlar Birliği (UIA) her yıl "ekün" ayının ilk pazartesi gününü "Dünya MimarhkveKonutGünü" ola- rak kutluyorlar. UIA bu kutlamalarda yine her yıl özel bir "tema" da belirle- yerek tüm ülkelerde "ortak bir değer- lendirmenin" yapılmasına önderiik edi- yor... UUA'nın 2000 yılı için dünya mi- marlannı "düşünmeye ve tarnşmaya" çağırdığı tema ıse "kültürel çoğuku- tak"... Geçen yıl (1999) Pekin'de yapılan ve 100'e yakın ülkeden yaklaşık 6000 ki- şilik bir katılımla gerçekleşen "Dünya Mimarnk Kongresi ve UIA Genel Ku- ruhı'na ait sonuç bildirgesinde, 21. yüz- yılın: "gtoballeşmeye karşı dünya kül- türierinin direniş yüzyıh" olacağı sap- tanmıştı. Bu dırenışte başanya ulaşabil- mek için de hemen 2000 yıhnda "mi- martakta kültürel çoğukuluğu"ele ala- rak kollan sıvamak gerekıyordu... Nitekim, yıne 1999 Pekin Genel Ku- rulu'nda, 2005 yılındaki 10.000 kişilik katılım beklenen dünya mımarlar buluş- ması için "evsahipliğine'' aday göster- diğimiz Istanbul'un dığer adaylardan daha çok oy alarak "seçflmesinde* en önemli etmenlerden biri de Mimarlar Odası çağnsındaki şu vurgulamalar ol- muştu: "Globalleşme sürecinde yerel ve böl- gesel uygarlık kazanımlannın korun- ması, mimarhğın kendi tarihinden dege- len evTensel sonımhıluğudur_ Bu neden- le 2005'teld buhışmamn, geçmişe ait en zengin birikimleri taşıyan Türkiye'de ve Istanbul'da gerçekleşmesi sadece or- tak mirasımızı görmek ve tanımak için değiL, bu mirasın kûltür yoksunu bir globalizm yüzünden ne denü tefadit al- trada buhmduğunu da yakından göre- rekortak sorumluhıklanmızıtarOşmak için eşsiz bir oianak sağlayacaknr_" Etkiııliğe kaülan Sadettin Tantan ve bölge valileri, I. S. 1. yüzyüda ilk Hristiyanlann toplandığı StPierre Kihsesi'nide ziyaret ettikr (solda). Hazreti tsa'nın havarikrine ilk Antakyah marangozun adıru taşıyan Habibi Neccar camii, kültürlerarası dosthığunda süngesi (sağda). luslararası Mimarlar Birliği, 2000 yılı Mimarlık ve Konut Günü için 'Kültürel çoğulculuk' temasını öngörünce, uygarlıklann izinde yürüyen mimarlar soluğu 'kültürlerin alaşımı' Antakya'da aldılar... Içişleri Bakanı Tantan da bu buluşmaya ' bölge valilerini de çağırarak' destek verdi... Işte böyle bir çağnya dünyadaki en uygun ülke nasıl ki"Türİdye" ise UIA'nın aynı içenkli bir temayla her ülkede kutlanmasını öngördüğü Dün- ya Mimarlık ve Konut Günü için Tür- kiye'deki en uygun kentierden biri de hiç kuşkusuz Antakya'ydı... Çünkü Antakya 'daki zengin tarihsel miras, UIA'nın altını çizdiği "kültürel çoğukuhığun" da ötesinde, bugün dün- yanın en geniş bir kesimini kucaklayan "evrensel kültür ve inançlann" adeta tam bir "birtik ve dayanişma içüjde" yarattıklan banş ve dostluğun "ortak smgeferi" gibiydiler. GlobaDeşmeye 'inat'- Nitekim o gün (30 Eylül 2000) An- takya Belediye Meclis Salonu'ndaki bütün gün süren etkınlıkte, Türkiye'nin hemen tüm bölgelennden değişik "mi- marhkkültürü" örneklerini sergileyen konuşmacılar da bu büyük zenginliğin korunması ve yaşatılmasma yönelik so- rumluluklan "Antakya'datarüşmanın" bir başka olduğunu vurguladılar. Tarihi camilerle birlikte Hırisnyanlı- ğuı ilk kiliselerinden yakın çağlann or- todoks ve kalolik kiliselenne kadar, hat- ta havralan da kucaklayacak şekilde her din ve inançtan kültür mirasının sa- dece birer mimarlık örneğı olarak de- ğil, daha önemlisi "cemaatlerivle'' de yaşatılarak kente kazandırdığı "evren- sei künlik'' o denli güçlüydü ki, Antak- ya'nın işte bu "gtoballeşmeye inat" ta- rihsel hoşgörüsü, toplantının sonuç bil- dirgesine de şöyle katkıda bulunuyor- du: "Anadotu'nun kûltür çeşhifliği bir mozaik olmanın ötesinde tarih içinde giderek bir kültûrier alaşımı yaratmış- tir. Farkh kültürierin ortak izieri ve bi- rikimleriyle künlik bulan bu alaşımlar, gktbaDeşme sürecindeki ırkçı-şoven-ayt- runcı pothikalan körükkyen sömürge- ci güçlereve halklar arasuıda yapay ge- rilimler yaratan radikal / millryetçi siya- settere karşı yurtta ve dünyada banşın, dostluğun ve dayanışmanın galip gel- mesinin de evreasel güvenceleridir.-" Yine o gün, hem bu eşsiz güvenceyi artık "yitinnemek" ve gelecek kuşak- lara da "koruyarak" armağan etmek, hem de "Ugili tüm kesünkrin" aynı ko- nuda üzerlerine düşen yükümlülükleri bir kez daha tanımlayıp "yerel ve mer- kezi imar pofitikalanna" da yansıtma- lanru saglamak üzere "iki ayn bfldirge" düzenlenerek ilan edildi. Birincisi; Mimarlar Odası'nın aynı toplantıdaki değerlendırmelen kapsa- yan ve tüm kaüumcılann ortak görüş ve dileklerini yansıtan. "Dünya Mimar- hkve KonutGünü/2000Kararlan" bıl- dirisi... tkincısi de yine aynı toplantıya bütün gün kanlarak Içişleri Bakanlığı'nın kül- türel mirasayönelik sonımluluklannı mi- marlarla birlikte tartışan Bakan Sadet- tin Tantan ıle bölge vahlennin ımzala- rıru da taşıyan "Antakya Bfldirisi" . Bu iki önemli belgeyi "Uygarnklann izinde" birlikte yürüdüğümüz okurla- nmıza da "özedeverek" armağan edi- yorum. Bu kamrlamAntakya tamktirAntakyafieledıyeBaşkanı irisŞentûrkile Ha- fay Valisi Yener Ralocıoğlu'nun ev satuplığini yaptıklan ve 30 Eylül 2000 günü Mimarlar Odası ve Içişleri Bakanlığı tarafından ÇE- KÜL'ün de destek ve katılımıyla "iki ortak ve paralel etkinlik" şeklınde düzenlenen "Dünya Mimarlık ve Konut Günü" kutlaması ıle "Kül- türei Mirasın Korunmasuıda Valiliklerin Rolü ve Sorumluluklan" konulu toplantının sonuç bildirgeleri özetle şu kararlan içeriyor. Mimariık Gûnfi bfldirisi 1) Türkiye Mimarhkla Yeniden Buhısmabdır: Türkiye'nin binlerce yıllık uygarlık tanhi, ay- m zamanda dünya mimarlık tanhinin en zen- gin bırikimlerini içerir. Ne var ki son 50 yılda yaşanan yozlaşma ise sadece fiziksel yaşam çevresini değil, kentsel-toplumsal-ulusal ve ev- rensel ölçekte "kimlikli bir gelecek" hedefini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle Türkiye, binlerce yıllık kazanım- lanna yakışır bir ülke ve toplum olma şansmı daha fazla yitirmeden mimarhkla yeniden bu- luşmalı, kentsel-kültürel-doğal mirası gözden çıkartan ve imar rantını mımarlığa tercih eden politikalardan kendisini anndırmahdır... 2) OrtakKiınfiğimiz "KnHürter Alaşnnı"dın Türkiye'nin kültürel zenginliğinın sadece bir "mozaik" değil, aynı zamanda ve daha ileri düzeyde bir "alaşun" olduğunu her türlü sos- yal-kültürel ve ulusal gelışme ve kalkınma po- litikamızda artık "temel tarihsel gerçek" olarak tüm davranışlanmızın odağına yerleştirmeliyiz. Türkıye'yı "vatan" yapan "Anadotu insanı" olarak tüm inanç ve kültürlerden yurttaşlanmı- zın "ortak kimliğinr de işte bu büyük "kültü- rel alaşumn" köklü ve zengin uygarlık birikim- leri yaratmaktadır.Ortak esenlığimizın güven- cesini ise "kültürlerin tarihsel dosduğuyia ya- pılanan" aynı alaşımın bütüncül ve güçlü do- kusu oluşturmaktadır... 3) Kosova'daki Suudi Tahribaü Durdunü- mabdn-: Toplantı katılımcılan, Kosova'da savaş- tan tahrip olan "Osmanlı mirasmı" sözde ona- nm ve "restorasyon" (!) adı altında tümüyle yok ederek bu eserlerin yenne kendı "dinci-siyasal simgelerini'' inşa eden Suudi inşaat ekipleri- nin kültür kıyımına bir kez daha dikkat çekmek-, te ve ilgililerin bu tahribat karşısmda daha geç kalınmadan müdahale etmeleri gerektiğini ye- niden anımsatmaktadırlar... 4) Antakya Korunarak Yaşaülmahdn-: Top- lantının ev sahibi Antakya'daki en önemli so- run ise kentin "çok sayıda betediye" yöneti- miyle imar açısmdan adeta "parçalanmış" ol- masıdır. Kentin tarihsel-çevresel bütünlük için- de planlanarak korunması ve gelişmesi önün- de birinci derecede engel ve sorun oluşturan bu karmasa bir an önce gidenlmelidir... Antakya (Valiler) büdirisi 1) Farklı kültürlerin ortaklaşa yarattıklan kentsel ve mımari mıras, Türkiye'nin en değerli evrensel zengınliğıdir. Atatürk'un Anadolu ta- rihinin binlerce yıllık değerlerini kucaklayan ve "sahipJenen" tarih anlayışı ve bilincıni yaşa- ma geçirmenin önkoşulu da bu zengin mirası korumak ve yasatmaktır. 2) Aynı zamanda "kültürlerin alaşnm" ola- rak da özgün bir ulusal kimliğe kaynaklık eden tarihsel mirası korumak ise "valiliklerin'' de temel görev ve sorumluluklan arasmdadır. Bu değerlere "kültürel aynm yapmadan" sahip çıkmak da yine Atatürk'un "Yurtta banş, dün- yada banş" ilkesinin bir gereğıdir. 3) Bu nedenlerle, örneğin "sözde Ermeni soykmmı" tasansı gibi sıyasal amaçlı tutum- lara karşı da en iyi yamt; tarih boyunca bu ül- keyi uygarlıklann beşiği yapan dost ve kardeş kültürierin tüm mirasuıı aynı özen ve bağlılık içinde birlikte korumaktır. (Içişleri Bakanlığı, Hatay, Adana, Adryaman, Bursa, Gaziantep, lçel,Kahnunanmaraş, KiHs.Osmaniye ve Şan- hurfa valilikleri. Mımarlar Odası ve ÇEKÜL) Önde,Antakya'daki Türk Katotik Kiüsesi, arkada da Sermaye CamisL Aralarmda ise sarece 'kardeşük' var_ (Fotoğraflar: OKTAY EKİNCI) Y A Y I N E V L E R İ N D E N Y E N İ K î T A P L A R ( 6 ) Michel Foucault'nun seçme yazılanAYRINTI YAYINLARI J.G.BaBard'ın modern dünyanın iliş- kılerini ve konfonınu reddederek 'yok- sun' bir yaşamı seçen bir grup ıdealisti anlattığı 'Cennete Bir Koşu', Ernesto Sabato'nun 'Tünel, Kahramanlarve Me- zarlar ve Cehennem Melegi' üçlemesi- nin ikincisi kitabı'Kahramanlar ve Me- zarlar', MichelTournier'nin'Vaat Edil- miş Topraklar' arayışmı anlatan roma- nı 'Kaynak ve Çalı' edebiyat dizisinin; George Ritzer'ın 'Büyüsü Bozulmuş Dünyayı Büyülemek' inceleme dizisinin; MichelFoucault'nun Seçme Yazılan'nın ilk üç kitabı 'Entelektüelin Sıyası Işle- vi', 'Özne ve tktidar' ve 'Büyük Kapa- tüma' yaymevinin yeni yayınlanndan. tnceleme dizisinin yayınlan ise şun- lar: Barry Sanders'ın 'Kahkahanm Za- feri-Yıkıcı Tarih Olarak Gülme', NiaD Lacy'nin 'Postmodern Edebiyat Kura- mı', Zygmunt Bauman'nın 'Modernlik ve Müphemlık' ile 'Parçalanmış Ha- yat', lan Cnûb'in 'Hayal Kınklığının Önemi', Raymond Geuss'in 'Eleştiri KuramıFıkn ,JeanBaudrfflardın'Baş- tan Çıkarma Üzerine', Agnes Heller'in Bir Ahlak Kuramı', 'Bır Ahlak Felse- fesi' ve 'BirKişilikEtiği',Fk»renceDu- pont'un 'Edebiyatın Yaratıhşı', Jean- Lnc Nancy'in 'Işlemeyen Cemaat', Ia- in Chambers'ın 'Göçebelik, Kültür, iümlik'.Febcity Haynesın 'EtıkOkul', Michel Foucault'nun seçme yazdanmn ûç kitabı, Michel Tournier'nin romanı, John Favvles'un kitaplan yeniyayunlandL Kanakis Leledakis'in 'Toplum ve Bi- linçdışı', Keith Tester'ın 'Ahlak Kültü- rü', DavidResıük'ın 'Bihm Etiği' Andre Gorz'un 'Şimdinin Sefaleti, Mümkünün Zenginliği', Brian Fay'in 'Çağdaş Toplumbilım Felsefesı", Simon Rejnolds'ın 'Cınsel Isyanlar-Toplum- sal Cınsıyet, lsyan ve Rock'n'roll', Ho- mi K. Bhabha'nın 'Kültürün Yeri', De- borah Lupton'un 'Duygusal Benlik', JanAssmann'nın 'Kültürel Hafiza'rAIe- xander Nehamas'ın 'Yaşama Sanatı: Platon'dan Foucault'ya Sokratçı Düşün- ce', Estela VWeldon'nm 'Anne, Bakı- re, Orospu: Anneliğin Idealleştirilmesi ve Değersizleştirilmesi', Jacqueline Ste- vens'ın 'Devletin Yeniden Üretımı', Re- neLoarau'nun "BılınçaltındaDevlet'.V. N. VoJoşüıov'un 'Marksizm ve Dıl Fel- sefesi', Jacques Derrida nın 'Marks'ın Hayaletleri', JohnTomhnson'un 'Küre- selleşme ve Kültür', Jean BaudriDard'ın Sıyah Amlar III', Mary Price'ın 'Fo- toğraf: TuhafÇerçevelenmiş Alan', Pe- ter Berkowîtz'in 'Bir Ahlak Karşıtının Etığı', Eugene Enriquez'ın 'Sürüden Devlete-Sosyal Bağlılık Üzerine Psika- nalitık Deneme', Pierre Hadot'un 'An- tikFelsefeNedir',MatthiasKaufinann'ın 'Aydınlanmacı Anarşızm-Polıtık Felse- feyeGinş'. Yeni yayımlanacak kitaplar arasında, J.G.Ballard'm 'Kokain Geceleri', Jean Genet'ın 'Büyük Gözaltı", Michel To- urnier'nuı 'Kaynak ve Çalı ya da Ele- azar' ıle 'Göktaşlan', 'Jay Parini'nin 'Yol Aynmındakı Aydm: Benjamin', OlaBauer'ın 'Kırmızı' ile 'Flaubert'in Papağanı',Juüan Barnes'in Oklu Kir- pi', 'Güneşin tzinde', 'Benimle Tanış- madan Önce', 'Ingıltere Ingiltere'ye Karşı' 'Metroland', 'Aşk Vesaire', Cla- nde Lucas'ın 'Suerte-Gönüllü Dışla- ma', Samuel Beckett'in 'Acaba Nasü', JohnFovrfes'un 'Koleksiyoncu', 'Yara- tık', 'AbonozKule', 'Büyücü', 'Daniel Martin', 'Mantissa', 'Zaman Tüneli', TrstanHttvkns'm Biber', AfisonFel'ın 'Lilliput'un Metresi', Phihp Roth'un 'Aldaöna' ile 'Bir Komünistle Evlendım', Chuck Palahniuk'ın 'Dövüş Kulübü', Cannie Palmen'ın 'Arkadaşlık', Jane Doe'nun 'Anarşist Çiflik', PhinppeDji- an'ın 'Lanetli Ûişki' ve 'Erojen Bölge' yer alıyor. Kara Aynntı Dızısi'nde ise, Dan Ka- vanagh'ın'Yalan Dolan Kenti', 'Tekme- yi Yapışnnnak' ve 'Çulsuzlar', Donna Leon'ın 'Opera'da Cinayet', 'Yabancı BirÜlkede Olüm', RobertVanGulik ın 'Çin Altmı Cinayetleri', 'Çin Çivisi Ci- nayetleri', 'Çin Çam Cinayetleri' ile 'Çin Mısın Cinayetleri' var. 'Ağn*' kitaplar dizisinden R-G.Peffer 'Marksizm, Ahlak ve Toplumsal Ada- let', Joachim E. Berendt'm Caz Kita- bı-New Orleans'tan Seksenlere', Lewis Mumford'ın 'Tarihte Kent-Kökenleri, Geçirdiği Dönüşümlerve Geleceği', Ul- rich Bröcldmg'in 'Dısıplın-Askeri lta- at Üretiminin Sosyolojisi ve Tarihi', Clarissa Pinkola Estes, Rh. D'ın 'Kurt- laria Koşan Kadın-llk Vahşi Kadm Mi- ti ve Hikâyeleri', James M. Jasper'ın 'Ahlaki Protesto Sanatı: Toplumsal Ha- reketlerde Kültür, Biyografi ve Yaratı- cılık", Hans Blumenberg'ın 'Modern Çagm Meşruluğu' yayımlanacak olandi- ğer kitaplar arasında bulunuyor. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Nasıl Bir Sanat Ortamı? Çok önce somnamız gerekip de sormadığımızı, şimdi çok sıkça ve önemini hep daha bir vuıgula- yarak sormak zoaındayız: Nasıl bir sanat ortamın- da yaşıyoruz? Bu genel soru, şu alt-sorulan kapsıyon Genel ka- nıya göre sanat, bizde neden var. Yalnızca dünya- da sanat diye bir şey olduğuna göre, bizde de ot- ması gerektiği için mi, yoksa sanattn işlevsel öne- mi konusunda yaygın bir inanca sahip bulunduğu- muz için mi? Belli konular/sorunlar söz konusu olduğunda, "bu sanatçıların işi" demekle mi yetiniyoruz, yok- sa onlan sanatçılar iş edındikleri için önemsemek gibi bir alışkanlığımız var mı? Sanatımız, sorunlanmızı bu anlamda iş ediniyor mu? Başka deyişle, önemsenmesi gerekeni bize önemsetmek için kendine düşeni yapıyor mu? Ortamımızdan sanata, sanattan ortamımıza sa- natın kurduğu sağlam düşünce köprülerinden gi- dip gelebiliyor muyuz? Şimdi, bu sorulann yansıttığı görünüme bir baş- ka açıdan yaklaşalım. Sanat evrenseldir; ama her toplumun/ortamın sanat eğitimi, bu evrenselliğe kendi ortamının yö- resel koşullannı yakalayarak/aşarak vamnak duru- mundadır. Yukandaki sorular, smrflı toplumlann sanat bağ- lamında gündeme getirmiş olduğu sorulardır. Bun- lan tartışma konusu yapan sınıf ise, yükseliş döne- minde Manc'ın "tarihin en ilerici sınıfı olmaya aday" gördüğü burjuva sınıfı olmuştur. Günümüzde, burjuva sınıfının Birinci Dünya Sa- vaşı ile birlikte son bulduğu konusunda görüş bir- liğine varmış olan Batı sanat düşüncesi, sorunlan bu sınıfın yıkımı ile birlikte ortaya çıkan boşluğun ne ile doldurulacağı/doldurulması gerektiği tartış- ması çerçevesinde ele almaktadır. Sözü edilen sı- nıfın yıkımı, elbette o sınrfın sanata getirdiği ölçüt- lerin de bir anda yitip gitmesi diye bir sonuca yol açmamıştır; sorun, bu ölçütlerin şimdi hangi teme- le dayandınlacağı sorusundan, bir başka deyişle, yeni temellerin nerede aranması gerektiği sorusun- dan kaynaklanmaktadır. Batı sanat düşüncesi bu soruya yanıt ararken, çok güçlü iki temelden yararlanabilme gibi bir ayncalı- ğa sahiptir. Bu temellerden birincisi, şimdi artık va- rolmasa bile, yakın zamanlara kadar varolmuş bir sınıfı, burjuva sınıfını eleştirel yaklaşımla tartışabil- menin ayncalığıdır. Ikinci temeli ise, bütün tartışma- lan antikçağ Yunan felsefesinden günümüze uza- nan, iki bin beş yüz yıllık birsistemli düşünme ge- leneğine dayandırabilmenin ayncalığıdır. Felsefe- nin kunjcusu sonjsu olan "nedir?" sorusunu daha başlangıç noktasında, antikçagda sanata da yönett- miş olan bu gelenek, yirminci yüzyılda, yani artık sa- natın her şeyden önce düşünce düzleminde tartı- şılmasının bir zorunluluk diye saptandığı bır dö- nemde Batı sanat duşüncesıni en azından hep el yordamıyla ilerlemek, sanat yapıyoruz derken za- naata saplanıp kalmak tehlikesınden geniş ölçüde korumuştur ve korumaktadır. Batılı bir sanat öğrencisi, sözü edilen gelenek te- melini çoğunlukla daha ortaöğretim düzeyindeyken ve -hiç küçümsenmemesi gereken birolgu olarak!- içinde yetiştiği atmosferin aşılanyla edindığinden, oranın sanat eğitimi veren kurumlan zanaata ağır- lık tanımanın lüksüne de sahiptir. Sınıf kavramına tüm gelişme tarihi boyunca ya- bancı kalmış, burjuva sınıfı gibi bir sınrfın getirdiği sanatsal ölçütleri tanımamış, sistemli düşünme ge- leneği ile ise ancak cumhuriyetin kuruluş yıllannda "tanışır gibi olmuş" olan bizim toplumumuzda ise geniş ölçüde zanaatın sınıriarı içerisine hapsolmuş bir sanat egitıminde hâlâ direnmek, ortamımızda sa- nat ile düşünce arasındaki zaten çok gevşek bağ- lan koparma girişıminden başka bir şey olamaz. Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun doğru saptamasıy- la, "resım" kavramıyla bıle ancak yirminci yüzyılda tantşmış ve her türlü süslemeye nesim deme alış- kanlığından henüz sıynlmamış bir sanat ortamında, hiçbır atölye hocasının, "Beniyalnızca atölyemde- ki uygulama çalışmalan ilgilendirir" demek lüksü yoktur. öte yandan kuramsal derslervermekle görevli hiç- bir hocanın da, "Uygulama beni ilgilendirmez" di- yebilme lüksü yoktur. Zanaatın perdeleri arkasına saktanmtş bir sanat eğitimine sanat eğitimi demekten artık vazgeçelim! e-posta: ahmetcemaKS superonline.com acem20(a hotmail.com 5. Ankara Uluslararası liyatpo Festhrali 16 Kasım'da başhyor • ANKARA (AA) - 5. Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali 16-26 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festıvale, Ankara, Istanbul, Diyarbakır, Bartın, Antalya, Izmır, Kınkkale'den topluluklann yam sıra yurtdışından da Itarya, Hollanda, Fransa, Yunanistan, Azerbaycan ve Bulgaristan'dan davet edilen tiyatro topluluklan katılacak. Toplam 38 topluluğun oyunun sergileneceği festivalde salon oyunlarının yam sıra, sokak tiyatrosu, söyleşi, panel ve atölye çalışmalanna da yer verilecek. BUGÜN • JAZZ CAFE'de saat 22.30'da 'Kangroove' sahne alacak.(245 05 16) • BABYLON'da saat 21 30'da 'Focan Pera Trio' yer <ûacak.(292 73 68) • BORUSAN'da saat 18.30'da 'Ptyano Çahnadan Doğan Sakathk ve Rahatsızhldan Yenme Metodu' konulu bir söyleşi yer alıyor. (292 06 55) TOYAP KİTAP FUARI-NDA ASALONU : • 15.00-16.00 Söyleşi: 'Aşk ve Cinavet' • 16.00-17.30 Panel: 'Tarihi Roman' • 17.30-19.00 Söyleşi: 'Aborjin Rüya ZamanT • 19.00- 20.00 Panel: 'Çağdaşmıız Uğur Mumcu' BSALONU • 14.30-16.30 Panel: 'Küreseflejme' • 16.30-17.30 Konferans: 'Ah Şu OsmanUar, Laisizm ve Edebiyat' • 17.30-19.30 Panel: 'Uhnal Kûltirdcıı EVRMCİ Kültüre'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle