18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER îktidar gruplannın liderleri, Adalet Bakanlığı'nın af taslağım masaya yatınyor 'Batık banka' tarbşmasıANKARA (CumhuriyetBûrosu)-Hükümet ortağı par- tilerin liderleri. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan af taslağı konusunda gruplannın göriişlerini aldıktan sonra bir araya gelerek düzenlemeye son biçimini verecek. Tas- lakta banka batıranlann "borçlannı faiziyle beraber öde- meleri koşuluyla" af kapsamına alınmasınm öngörülme- sitartışma yarattı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, "OnemKolan kamunun uğradığı zarann öncelikJetazmin edilmesidir. Meydana gelen zarann giderilmesi birinci ön- cefiktir" diyereİc düzenlemeyi sa\aındu. MHP'nın yanı sı- ra DSP Genel Başkan Yarduncısı Rahşan Ecevit'in de bu düzenlemeye mesafeli yaklaştığı bıldirildi. Bankabatıran- lar ve çetelenn af kapsamı dışında kalmasını savunan ANAP lideri, Başbakan Yardıcımcısı MesutYılmazise ko- nuyu bugünkü başkanlık divanında tartışmaya açacak. Mesut Yılmaz 'Devletin yeniden yapûanması gevelrfyor' BtSGÖUMLŞtAA)-ANAP Ge- nel Başkanı, Devlet Bakanı ve Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, devletin bekasının ancak vatandaşın hak ve hürriyetlerinin korunmasıyla sağlanacağını belirterek "Biz.insanı- mıa beğenmeyen, onu küçük gören, onun dinini, inancını, kültürünü, kı- hk kıyafetini beğenmeyen, onu /orla değiştirmek isteyen anlayışın karşı- smdavTz" dedı. Yılmaz, Devlet Bakanlan Yûksel Yakjvu. Rüştü Kazun Yüceien, Edip Safder Caydah ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan ile birlikte gıttiğı Bıngöl'ün PTT kav şa- ğında halka seslendi. Türkiye'nin ge- lişmesinin yolunun banştan, huzur ve istikrardan, birlıkve beraberlikten geçtiğini söyleyen Yılmaz, sözlenni şöyle sürdürdü: "Terör, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'da yaşa- yan insanlann hcpsini birden etkilc- dL Terörün olduğu yerde kalkınma, geüşme, demokrasi ve insan haklan olmaz. Memleketimia ve insanımızı zerrekadar seven herkes,banşve hu- zurortamuun bozulmaması içinelin- den gelen gayretigösternıdidir. Bun- dan sonra da hiç kimse. kan iizerin- den siyaset yapmamahdır." 'OHAL kalkmalT "Olağanüstü hal uygulaması tü- müyle kalkmalıdır. Kimsenin inanct- na, dinine, kryafetine, örfiine kanşü- mamahdır" şeklınde konuşan Yıl- maz, Türkiye'de yapılması gereken ılk işin devletin yeniden yapılandınl- ması olduğunu belirtti. Yılmaz, "Ük iş olarak devlet ile vatandaşın konu- munu ayırmamız lazun. Vatandaşın hak \e hürriyetieri nereye kadardır? Devletin bu hürriyetlerin hangisine dokunmaya hakkı yoktur? Bunlann çizgisini kovmamız lazun" dıye ko- nııştu. Devleti kommak için özgürlükle- rin, demokrasinin, insan haklannın bir tarafa itilmemesi gerektiğini ıfa- de eden Yı lmaz, "Biz, insanumzı be- ğenmeyen, onu küçükgören. onundi- nini, inancım, kültürünü, kılık kıya- fetini beğenmeyen.onuzorla değiştir- mek isteyen anlayışın karşısındayız. Biz insanımızın tek kahba sokulmak istenmesmindekarşısuıdayız. Çünkü biz farkhhklan zenginlik olarak gö- ren bir anlayışa sahibiz" dedı. Yıl- maz, dün Muş'ta katıldığı bir açılış töreninde de "Türkiye eğer bir gün AB'ye girecekse sadece Istanbul'un Kadıköy'ü iledeğiL Muş'un Taşohık köyü ile de girecek" dıye konuştu. Af taslağının bu hafta içinde siyasi partilerin yetkili ku- rullannda tartışmaya açılması beklenirken Adalet Baka- nı Hikmet Sami Türk, hazırlanan taslaklarda 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenmiş suçlann kapsam içine alın- masının düşünüldüğünü kaydetti. Yargı Mensuplan Eşle- ri Dayanışma Derneği'nce düzenlenen kermes sırasında gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Türk, bankalann içini boşaltanlann da aftan yararlanıp yararlanmayacağı soru- su üzenne, "Önemli olan kamunun uğradığı zarann ön- ceiikle tazmin edilmesidir. Meydana gelen zarann giderfl- mesi birinciönceliktir. Bu koşula bağholarak bir erteleme düşünülmektedir. Burada zarann giderilmesi, sanıyorum kimsenin itiraz etmeyeceği bir düşüncedir" dedı. Taslak konusunda hükümet ortaklan arasında henüzbir uzlaşma olmadığını belirten Türk, çıkacak aftan eski RP Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Yargı Mensuplan Eşleri Dayanışma Derneğfnin düzenlediği ker- mese katıldL Bakan Türk, bir kravat beğenerek aldı. (Fotoğraf: AA) lideri siyasi yasaklı Necmettin Erbakan'ın da yararlana- cağını söyledi. Anayasa Mahkemesi'nin basın ve yayın yoluyla işlenen cezalann ertelenmesine ilişkin yasayı ip- tal gerekçesine işaret eden Türk şöyle konuştu: "Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin karannın geregi yerinegetirüWksuretiyley ı apılacakolandüzenlen»edeka- nunda bir genişleme olacakür. Basro-yayın yoluyla işlen- mişolmasa da kongre, konferans, panel gibi ber türlü top- lannda söylenmiş olan sözler de erteleme kapsamına gi- recektir. Sayın Erbakan'ın ceza konusu olan sözleri de toplann sırasında söylenmiş olup dolayısıyla bu kanunda AnayasaMahkemesikaran doğnütusunda vapdacakoian düzenlemeden Erbakan da yararianacaknr." TCY'nin 312. maddesinin 2. fikrasma işaret ederek milletvekili seçilememe, parti kurucusu ve yöneticisi ola- mama, hatta yerel seçim- lere katılamamanın af ko- nusunun dışında olduğu- nu belirten Türk, "Eğer o konudabir degerlendinne yapdacaksa nülktvekfli se- çimi, siyasi partiler yasası ve mahalli idareler yasa- sında değişiktik yapılması gerekir. Hukukumuzda memnu haklann iadesi durumuvardır. Buna göre de cezanın yerine getiril- mesinden sonra,ertefeme- den sonra 3 yü boyunca iyi hal bakımından mahkeme karanyla yasak haklann geriverilmesi vardır" diye konuştu. Türk, "Kırcıafkapsa- mma girecek mi" sorusu- na da "Hepsini önümüz- deki günlerde değerlendi- receğiz. Kişiler üzerinde değfl,flkelerüzerinde du- racağız" yamtını verdi. ANAP, bugünkü baş- kanlık divanında af tasla- ğını masaya yanracak. Di- ğer siyasi partilerin de bu hafta içinde partilerinin yetkili kurullannda tasla- ğı değerlendirip tavır be- lirlemeleri bekleniyor. Selçuk Pehlivanoğlu: Ceza indiriminden yanayız ANAPtan af tasansıııa destek • tstanbul Haber Servisi - ANAP Genel Başkan Yardım- cısı Selçuk Pehlivanoğlu, yara haline gelen af tasansının çö- zümlenmesı gerektiğini belir- terek "Ama bu, ceza indirimi zUuıiyetidışında olmamahdır*" dedı. Türkiye'de başka dılde yayın yasağının olmadığını kaydeden Pehlivanoğlu, "Tar- bşılması gereken, beyin yıka- yanlara karşı yayın yapıp yap- mamaktır" dıye konuştu. ANAP lstanbul II Başkanlı- ğı bınasında bir basm toplan- tısı düzenleyen Pehlivanoğlu, af tasansının çıkanlmasmdan yana olduklannı ama ceza ın-, dirimi zihniyeti dışında olma- ması gerektiğini ifade ederek "Devletin, milletin parasryla hükümsürmüş olanlar içeriye giriyorsa, adalet karşısmda suçlu hale geleceklerse, devle- tin yapması gereken, milletin parasını korumaktır. Devletin, milletin parasını iade edenler ceza indirimi isteminde bulu- nabilirler. Ama affedilerek tek- rar ellerini. kollannı sallaya- rakdışanda dolaşmalan yann bu işe heves edenlerin tekrar yapmalannı gündeme getire- bitir" dedı. Pehlivanoğlu, Kürtçe yayın- la ilgilı bugün gelinmeİc iste- nennoktada, ANAP Kürtçe ya da ayn bir dilde yayın istiyor- muş, bir siyasi partı de buna karşı çıkıyormuş gibi bir hava yaratıldığını anlattı. Pehliva- noğlu, "Kendi değerierimizi kommak için o vatandaşlan çekecek \^yuı poütikalan üret- meüyiz. Bugün Türkiye'de hu- kuken bir başka dille yayın ya- sağıyoktur. V'atandaşlanmızm beynini yıkayanlara karşı bir yayın yapmalı mıyız. yapma- mah mıyız? Bunun tarttşıbna- sılazım"dedı Ertuğrul Yalçınbayır'dan hükümet ortaklanna eleştiri '312. maddede samimi değiller' ANKARA (ANKA) - ANAP Bursa Millet- vekili Ertuğrul Yalçmbayır, hükümetin Türk Ceza Yasası'nm 312'ncı maddesinin değiştirilmesı yenne ceza indinmi getirerek, bu maddeyi 'Demoklesin kıhcı' gibi tutmak istediğıni belirtip "Hükümet samimi değfl" dedi. TBMM'ye TCY'nin 312'nci maddesinin değiştiriunesi için bir yasa teklifi veren ve komisyonda görüşülmediği için içtüzük ge- reğmce TBMM Genel Kurulu'na indirilme- sini de sağlayan ANAP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, bu maddenin değişti- rilmesi yerine, ceza indiriminin gündeme getirilmesini eleştirdi. Hükümetin af etmek değil, indirime tabi tutarak 312'yi 'Demoklesin kıhcı' gibi tut- mak istediğıni söyleyen Yalçınbayır, "Ben hükümeti samimi görmüyonım. Samimi ol- salar genel kurulda bulunan 312'yi gündeme ahrlardı" diye konuştu. Hükümetin af konusunda hâlâ uzlaşma sağlayamamış olmasını da eleştiren Ertuğ- rul Yalçınbayu-, dünyanın hiçbir yerinde si- yasi iradenin affi bu kadar gündemde tuttu- ğunun görülmediğini vurguladı. Egebank Ozkan:• *• • , " " * Iddialar gerçek dışı ANKARA (AA) - Devlet Ba- kanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Egebank'ın Tasarruf Mevduah Sigorta Fo- nu'na devredileceğine ilişkin Cenajans Grey şirketinin sahibi Nafl Keçili'ye bilgi ilettiği, böy- lece Murat Demirel'ın konudan haberi olduğu yolundaki iddı- anm gerçek dışı bir iftira olduğu- nu bildirdi. Özkan, Başbakanlık Basın Merkezi aracılığıyla yaptığı ya- züı açıklamada, dün bir gazete- de, bir Alman gazetesine daya- nılarak "Egebank'uı TMSFye devredflmesinden önce bununla ügflihaberiKeçili'ye ilettiği,böy- lece konudan Demird'in de ha- berdar okhığunun" ileri sürül- düğünü kaydetti. Keçili ile Ege- bank'm fona devrinden 9 ay ka- dar sonra 12 Eylül 2000 tarihin- deTürkiye'nin tanıtımıprojesiy- le ilgili olarak bir görüşme yapd- dığmı belirten Özkan, "Bu ta- rihten önce herhangi bir görüş- mem olmamışnr" dedı. Ozkan, hakkındaki iddianın tamamen gerçek dışı ve şahsına yönelik bir iftira olduğunu kaydetti. IRMIKIAYDIN ENGİN [email protected] Artık can sıkmaktan mide bu- landırma aşamasına ulaşan af pazariıklannda, baştan beri üs- tünde anlaşmaya, uzlaşmaya, görüş birliğine vanlan tek konu var: Terörle Mücadele Yasa- sı'ndan (TMY) mahkûm olanlar af kapsamının dışında kalacak! Dikkatinizden kaçmamıştır, af tartışmalan üstüne yazılan ga- zete yazılannın hiçbirinde de "Yahu iti uğursuzu, ın. düşma- nını, manyakkatilleriaffederken şu TMY'den hüküm giyenleriaf kapsamı dışında bırakmak ni- ye" gibisinden bir uyan, bir do- kundurma, bir değini gelmedi. Kimileri meslektaşlanmız için bu konudazaten kuşku yok. Te- röristler asla affedilmemelidir! Ama bir de bilinçli olarak bu cıvık aftartışmasını siyasi tutuk- lulara bulaştırmamayı yeğleyen- ler var. (Izninizle kendimi bu kü- meye koyuyorum.) Seçtikleri siyasal mücadele yöntemi -bu köşede bıktırma- casınayinelendi- bize çok uzak. Ancak bu, kimseye onlan yok sayma, yok etme, yok edilme- lerine seyirci kalma hakkını ver- mez. Her şey gözler önünde. Yok Alm Affmızı, Başınıza Çalın! sayılıyorlar. Af tartışmalarında onlann sözü bile edilmiyor. Affın onları kapsamaması sanki bir toplumsal uzlaşma imişçesine yutturuluyor; veri kabul ediliyor. Yok edilmek isteniyoriar. Bu "yo/cefme"gün geliyor Ulucan- lar, Burdur, Bergama, Buca, Ay- dın hapishanelerinde tanık ol- duğumuz vahşi bir terörle ger- çekleştiriliyor; gün geliyor, F tipi cezaevlerini, koğuş sistemine karşı bir seçenek olarak değil, siyasal hükümlü ve tutukluları "mutlak yalıtılmışlık"tn çıldırtıcı kapanına kıstırmak olarak kav- rayan zihniyetin inadıyla gerçek- leştirilmeye çalışılıyor. Hepsinin ortak noktası: Yok etme. Yok edilmelerine seyirci kalı- nıyor. Ulucanlar, Bergama, Bur- dur çoktan unutturuldu. Bu- ca'da hüküm süren resmi terör, gazetelerin "özetle" sütunlann- da bile kendine yer bulamıyor. Karagümrüklü Ergin kardeşler Uşak Cezaevi'nde kadın gardi- yanları da rehin almak için ko- ğuş kapılanna dayanmasalardı, orada, Terörle Mücadele Yasa- sı uyannca 12,15,22 yıl gibi ağır hapis cezalanna çarptınlan ve Nuriş çetesine direnecek kadar yürekli 70'i aşkın gencecik kız ve kadının yattığını kimse anımsa- mayacaktı. • • • Tıklım tıklım dolu hapishane- lerdeki 70 bin dolayındaki tu- tuklu ve hükümlünün 10 bini, Terörle Mücadele Yasası'ndan hüküm giymiş siyasi tutuklu ve hükümlüler. Eğer vicdanlar kararmadı, yürekler nasır bağlamadıysa yukarıdaki cümleyi kimse "ya- nı on bin eli kanlı terörist" diye okuyamaz, algılayamaz. Yaşam sıyah-beyaz değil. Si- yah-beyaz sadece, siyasetçi- nin törenlerde giydiği siyah frak, beyaz gömlekte kaldı. Yaşam bir renkler alacası. Bu ülkede yurtseverlerin, ay- dınların, çürümeyi, haksızlığı sorgulayacak bir bilinç uyanık- hğına ulaşmış yurttaşlann, he- le hele genç yurttaşlann tepe- sinde, "hapse tık ve onlardan kurtul" mantığı ile çıkanlmış Te- rörle Mücadele Yasası sallanı- yor. Unutmayın, Manisa'dapolis- ler biraz daha zeki olup suçla- nnı örtbas edebilselerdi; Mani- sa'daki anne babalar yurttaşça davranacak bir yüreklilik için- de olmasalardı; bu ülkenin ay- dın kamuoyu duyarlık göster- meseydi, Manisalı gençlerşim- di "yok sayılan, yok edilen, yok edilmelehne seyirci kalınan" terör örgütü üyeleri olarak de- mir parmaklıkların ardındaydı- lar ve af tartışmalarında adlan bile geçmeyecekti. Unutmayın, 10 bin siyasi tu- tuklu ve hükümlü arasında su- çu bildiri dağıtmak, alanlarda YÖK'ü, Susurluk'u, soyguncu- lan, hırsızlan, işkencecileri pro- testo etmeKten ibaret gence- cik yurttaşlanmız var ve onlara TMY uyannca 12 yıl, 15 yıl, 22 yıl hapis cezaları biçildi. Unutmayın, bu ülkede, Spil Dağı'nda kıpkızıl batan güneş- ten coşkulanıp birlikte piknik yaptığı arkadaşlarına Nâzım Hikmet'ten "akın varakın Igû- neşin zaptı yakın" dizelerini okuduğu için 15 yıla hüküm giymiş delikanlılar var. "10 bin terörist" deyip göz- leriyummak, işkencetezgâhla- nnda alınmış ifadelerle gele- cekleri karartılmış gencecik in- sanlarımızın yok edilmelerine seyirci kalmak demek. ••• Türkiye hapishanelerini dol- duran on bin Terörle Mücade- le Yasası "kurbanı" ile şu "ka- der kurbanı" denenlerin aynı sepete konmaması, af pazar- lıklannın nesnesi kılınmaması çok isabetlidir. Bu kirii af pazarlığını sürdü- renlere, "Alın affmızı başınıza çalın" demek gerek. Onlar pa- zarlıklarını noktalasınlar, affe- decekleri "değerti vatan evlat- lannı" affetsinler. Biz bu ülke adaletinin asıl ka- nayan yarasını, siyasi tutuklu ve hükümlüleri, onlann büyük bir kesimini demir parmaklıklar ardına gönderen işkence tez- gâhlarını, terörü değil düşün- ceyi ve düşüneni yok etmeye yönelmiş Terörle Mücadele Ya- sası'nı tartışacağız... Güneş Taner nerede? Bankalar operasyonu ve sonrasında ANAP'lı Güneş Taner'in kulağı çok çınlatıldı. Bu konuda ANAP'lılardan pek ses çıkmıyor. Gazetecilerle sohbetlerde yakınmalar dite getiriliyor ama "resmen" bir açıklama yok. Taner de, TBMM'ye uğramıyor. DYP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, bankaların özelleştirilmesiyle ilgili tasarılar görüşülürken bu konuya dikkat çekti: "Güneş Taner, Etibank'ı birmedya grubuna veriyor, gidiyor arkasından onun yönetim kurulunda maaşlı olarak ...ama kaç lira alıyor. 1 milyon dolarmı alıyor, 500 milyon dolar mı alıyor? Çıkın burada söyleyin. Bu arkadaş nerede Allahınızı severseniz? Bu arkadaş maaş alıyor mu buradan, hangi gün bu kûrsûye geldi yani, hangi gün buraya geldi? Bu, doğrudan doğruya görevi suiistimaldir, milletvekilliği sıfatını suiistimal etmektir." Görüşmeler sırasında, muhalefet milletvekilleri iktidan soaı yağmuruna tuttu. Ancak bu sorulardan çoğu yanrtsız kaldı. DYP'li Ramazan Gül, "...hükümetin yıpranmayı göze alamadığı için kamu bankalanndaki usulsüzlüklerin üzerine yattığını, adı yolsuzluğa kanşan bazı banka yöneticilerinin, özellikle bir başbakan yardımcısı tarafından korunduğunu da biliyoruz" deyince, MHP Grup Başkanvekili Ismail Köse söz istedi: "Sayın konuşmacı, bir kamu bankasında yanlışlıklann yapıldığını ve bu yanlışlıklardan dolayı bir başbakan yardımcısının korunduğunu ifade ettiler. Bu başbakan yardımcısı kimdir? Malumunuz üç tane başbakan yardımcısı vardır. Isim zikredilmeden konuşulması tabii gruplan da rahatsız etmektedir." DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven yerinden "Sen biliyorsun bunu" diye bağırdı. Ancak bu "bilinen" adı kimse anmadığından, söz konusu başbakan yardımcısının kimliği tutanaklara geçemedi... Af vetosu mağduru Af konusu haftalardır kamuoyunu meşgul ediyor. Hükümet ortaklan "af çıkaralım"öa anlaştı ama "nasır kjsmındaki düğüm çözülmüş değil. Af tartışmasının evveliyatı, taa geçen yasama dönemine dayanıyor. 20. dönemde DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in gündeme getirdiği af, 57. hükümet döneminde çıkanldı ama dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den veto yedi. Dtırum böyie oiunca, ortaya bir de "af mağdurlan'' çıktı. Bir ANAP yöneticisi, ilginç bir "af mağduru" örneği verdi: "Bir tanıdığım var, bir vergi borcu nedeniyle, 2yada3 yıl ceza almış. Geçen sene konu Meclis'te görüşülürken adama, 'Af kanunu, Cumhurbaşkanı'na gönderilir gönderilmez git teslim of demişler. O da bu akla uyup gitmiş teslim olmuş. Ama afveto edilince, tabii adam da içeride kaldı. Şimdi birkaç aya kadar tahliye olacak, ama hâlâ afyasasını çıkarabilmiş değiliz..." 'Size baba diyebilir miyim' ANAP'lı Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı, yoğun temposundan yakınırken oğlu Ali'nin de bu durumdan hiç hoşnut olmadığını anlatıyordu. Işi gücü bırakıp bir hafta sonunu oğluna ayıran Gaydalı, geçirdikleri günün gülümseten öyküsünü şöyle anlattı: - Bütün gün birtikte dolaştık, spor yaptık. Ikimiz de çok güzel zaman geçirdik. Ama Ali yine de bana laf dokundurmadan edemedi. Akşam üzeri, dokunaklı bir ses tonuyla "Amca, sizi kendime çok yakın hissettim, size 'baba' diyebilir miyim" diyerek bana sitem etmekten de geri kalmadı... Gaydah'nın muzip oğluyla ilgili bir öykümüz daha var: "Tatilde Italyanlarla plaj voleybolu oynayan Edip Safter Gaydalı, oyun arkadaşlan adını sorunca, 'Seftır' diye yanıt vermiş. Ali, baba niye böyle söyledin, deyince de, 'Canım adımın Ingilizcesini söyledim', demiş. Ali yine taşı gediöine koymuş: - Baba, bunlarltalyan. Ingilizceden anlamazlar. Bari o zaman 'Saftero' deseydin..." Karayalçın'dan açıklama Kuliste geçen yayımladığımız Tencere dibin kara" başlıklı yazrya CHP Parti Meclisi üyesi Murat Karayalçın'dan tepki geldi. Işte, Karayatçın'tn açıkJaması: "Biz batan bankalan kapattık, tasfiye ettik. Bütün yükümlülük bankalann sahipleri ve yöneticilerine kaldı. Bugün ise, 10.5 milyar dolar yük devlete kalıyor. Bizim yaptığımızla, bugün yapılan aynı şey mi? Aynca Devlet Bakanı Recep Onal, bizim dönemimizde çıkan bir KHK'den söz ediyor. Bu KHK, sonradan iptal ettirildi. 2000 yılında, 1995'te iptal edilen bir KHK'ye göndermede bulunuluyor." Şık anlatım... FP'li Dengir Mir Mehmet Fırat, Plan-Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerde memur maaşlanyla işçi ücretleri arasındaki farkı ilginç bir örnekle gündeme getirdi. Fırat, görev yolculuğu sırasında yemek molası veren bir Köy Hizmetleri ll Müdürü'nün, şoförünün "Müdürüm senin maaşın yetmez, yemeği ben ısmariayayım" önerisiyle karşılaştığını anlattı. Olayı yadırgayan komisyon başkanı Metin Şahin araya girerek "Olmadı Sayın Fırat. Bu şık değil" dedi. Şaşıran Fırat, bu kez daha farklı sözcükler seçti: "O zaman daha şık olarak ifade ediyorum Sayın Başkan. Müdüherimizin yemeklerini karşılama imkânlanna sahip olmalannın sağlanmasını ve bununla gurur duymayı istiyoruz." FP milletvekili, üyelerin gülüşmeleri üzerine ekledi: "Şimdi şık oldu mu?" Daha sonra komisyonunun havasını yumuşatma sırası Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz'a geldi. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün lağvedilip yetkilerinin il özel idarelerine verilmesini isteyen DYP'li Mehmet Oönen'e Yılmaz yanıt verdi: "Hele verin yetkiyi de, il genel meclisi üyelerinin dozerin başına bayrağı çekip milletvekillerinin ayağını kaydırmak için nasıl bekleyeceğini görün. Sadece benim bölgem Gaziantep'te, yerime aday olmak için bekleyen 20 kişi var." Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğju [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle