25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ / ekonomi(a cumhuriyet.com.tr 13 tİst kurul, hisse devri ve fondaki kuruluşlann satışına ilişkin yeni kurallan belirledi Banka kıımıak zorlaşiyorEkonomi Servisi -Bankacılık Dü- zenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), banka kurma, hisse devirle- ri ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fo- nu'na (TSMF) devredilen bankalan satın almak üzere yapılacak başvuru- larda verilecek bilgi ve belgelere iliş- kin esaslan belirledi. Buna göre banka kuracak ya da ala- cak gerçek ve tüzelkişilerin, tasfiye- ye tabi tutulan bankerler, sigorta şir- ketleri ile para ve sermaye piyasala- nnda faaliyet gösteren kurumlarda yûzde 10 veya daha fazla bir oranda pay sahibi obnadıklannı kanıtlama- İan gerekiyor. Bankalann kuruluşu ve hisse devirleri için yapılacak izin baş- vurulannın usul ve esaslanna ilişkin yönetmelik dünkü Resmi Gazete'de • Banka kuracak ya da alacak olanlann kuruma verecekleri başvuru dilekçelerinde 18 kriter yer alacak. Tasfiyeye tabi tutulan bankerlerin, sigorta şirketleri ile para ve sermaye piyasalannda faaliyet gösteren kurumlarda yüzde 10 veya daha fazla bir oranda pay sahibi olmadıklannı kanıtlamalan gerekiyor. yayımlandı. Buna göre, Türkiye'de banka kurmak için kuruma verilecek başvuru dilekçelerinde 18 kriter yer alacak. Kuruluş sermayesindeki dolayh pay sahipligi yüzde 10 veya daha fazla olan gerçek veya tüzelkişilerle kuruculann, müflis olmadıklanna ilişkin asliye tica- ret mahkemelerinden ve konkordato ilan etmiş olmadıklanna dair belge al- malan gerekiyor. Aluıacak belgeler arasında tasfiyeye tabi tutulan banker- ler, sigorta şirketleri ile para ve serma- ye piyasalannda faaliyet gösteren ku- rumlarda doğrudan veya dolayh ola- rak yüzde 10 veya daha fazla bir oran- da pay sahibi olmadıklanna ilişkin be- yanın bulunması isteniyor. Batırana tekrar izin yok Aynca tasfıye edilen veya TMSF'ye devredilen bankalarda de- virden önce doğrudan veya dolayh olarak yüzde 10 veya daha fazla pay sahibi olmadıklanna dairbeyan da is- teniyor. Bu kişilerden faaliyet konu- lan, yatınm ve işletme alanlan hak- kında aynntıh açıklamalarla yetkili yeminli müşavirlerce onaylanmış en az son 3 yıla ait bilanço, kâr ve zarar cetvelleri de isteniyor. Istenen belgeler arasında banka ve- ya mali kurum niteliğindeki kurucu tüzelkişiler için varsa uluslararası ka- bul gören derecelendirme şirketlerin- ce hazırlanmış ve öngörülen derece- yi içeren raporun da kurula verilmesi gerekiyor. Banka kuracak veya hisse devralacak kişilerin vergi ve prim bor- cunun bulunmaması ve sahip olduk- lan gayrimenkullere ait belediyelerin ilgili birimlerince onaylı emlak be- yannameleri de isteniyor. Yurtdışında kurulu banka veya mali kurumlann, Türkiye'de banka kurmalan veya his- se devralmak için kurula verecekleri başvuru dilekçesinde yer alacak bel- geler de belirlendi. Buna göre ilgili ülke makamlann- ca ve Türkiye'nin o ülkedeki konso- losluğunca veya Lahey Devletler Özel Hukuku Konferansı çerçevesinde ha- zırlanan "Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldınhnası" sözleşmesi hükümlerine göre onay- lanmış olması ve başvuruya belgele- rin noter onaylı tercümelerinin de ek- lenmesi şartı aranacağı kaydedildi. Kamıı avukaüan eşiûikarayışında HAZALATEŞÇAKIR Devlet adına trilyonlarca li- ralık davalara katılan avukat- lann 400 milyon lira olan ma- aşlannın arttmknası ve özlük haklannın verilmesi için ha- zırlanan yasa tasansı DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan ve Bursa Milletveki- h Ali Arabacı tarafindan Mec- lis'e sunuldu. Batık kredilerin tahsilinden, trilyonluk vergi- lerin takibine kadar birçok da- vaya baktıklannı belirten avu- katlar, diğer kamu görevlileri ile aralarmdaki ücret denge- sizliğınin bir an önce gideril- mesini istiyorlar. 'Farkgiderilmeir Belli statüleri, yetkileri ve bağımsızlıklan bulunmadı- ğından yakınan kamu avukat- lan. "Özlük haklan açısından var olan esitsizlik giderilincc- ve kadar hiç değilse diğer ka- mu görevlileri ile aramızdaki ücretfarkı giderilmeM" diyor- lar. Avukatlann sorunlannm çözümüne ilişkin Meclis'e sunulan yasa tasansında 657 sayıh Devlet Memurlan Yasa- sı'na göre yapılan özel hiz- met tazminatı, göstergeler ve yan ödemeler yönünden ka- mu avukatlannın diğer mes- lek gruplannın gerisinde bıra- kıldıgı belirtildi. Sağlık, de- netım, teknik, avukatlık hiz- metlerine yönelik ödeme den- gesinin 1988 yılından sonra Maaşlar rüşveti körüklüyor FATMAKOŞAR Rüşvet ve kaçakçılık tartışmalannda çe- şitli suçlamalarla karşı karşıya kalan güm- rük memurlan, ortalama 300 milyon lirahk maaşla geçinmeye çalışıyorlar. Batınlan bankalara el koyarak katrilyonlarca mali- yetle devretmeye hazırlanan hükümet, ka- mu çahşanlannı ihmal ediyor. Öğretmen maaşımn ortalama 250 milyon lira olduğu Türkiye'de, kamuda çahşan üst dûzey profesör 600 milyon lira civannda maaş alıyor. Hemen hemen kaçakçılık ope- rasyonlannm tümünde zan altmda kalan ve sık sık rüşvet suçlamalanyla gündeme ge- len gümriikçahşanlan isyan ederken Güm- rük Müsteşarlığı'ndan üst düzey bir bürok- rat, Avrupa ülkelerinde gümrüklerde çalı- şanlann ücretlerinin olabildiğince üst sevi- yede tutulduğunu ifade ediyor. Yetkili. l -Türkiye'deise200ik300milyoıı Mra arasında maaş verüiyot Bu parayta ge- çinmeye çahşan gümrük memuru, birfleri- nin hoşuna gftmeyecek işlemler yapbğmda ise hemen sahanın Mercedeslerie basıknğH nı görüyor" diye konuşuyor. bu meslek grubu aleyhine bo- zulduğu kaydedilen tasanda şu açıîdamaya yer verildi: "Ek gösterge tavan puanı diğer sınıflara göre avukatlık hfcmetJerinde 600 puan dü- şûk bırakılmıstır. EşitsizUk emeklilikte de sürmektedir. Ekgöstergesi 3600-6400 olau- lardan yüzde 75, ek gösterge- si 2200-3600 olanlarda yüzde 40'a tekabül eden kısmıemek- aük maaşına vansıülmak su- retiyle ek göstergesi 3 bin olan kamu avukadannm mağdu- riyeti sürmektedir." Uzman tabipler için yüzde 215, pratisyen hekimler için yüzde 145, teknik elemanlar için yüzde 175, müfettişler için yüzde 195 olan özel hizmet tazminatının avukatlar için ise yüzde 135 olduğuna dikkat çe- kılen tasanda, "Bu tazminat eroektflik maasına da yanadı- ğından hakstzük ve esitsizlik ömür boyu sürmektedir. Ayn- ca temsil tazminaandan avu- kadannyarariandınlmaması- nm hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Bunun bütçeye getire- ceği bir yûk yoktur" denildi. Koreliişçiler susmuyor Kore Işçi Sendikalan Federasyonu'nun 20 bine yakın üyesi, başkent Seul'deki Han Nehri yanında düzenledikleri eylem sırasında hüküme- tin yapısal reformlan askıya almasını istediler. Aksi takdirde mücade- leyi bırakmajacaklannı vurgulayan işçiler. çauşanlann haklannın ga- ranti altina ahnması. ücret kesintisi yapümadan haftada 5 gün çahşma sistemine geçilmesi gibi isteklerini dfle getirdiler. HÖLDİNO ORTAKLARIMIZA TEŞEKKÜR SayınOrtaklarımız, '.••••> EGS Holding A.Ş.'nin 100 trilyon TL olan sermayesinin, (80 Trilyon TL'sı bedelli, 30 trilyon TL'sı bedelsiz artırım olmak üzere) 110 trilyon TL artırılarak 210 trilyon TL'ye çıkarılması işlemi tamamlanmış ve 09.11.2000 tarihinde tescil edilmiştir. Artırılan sermaye ile mali yapısını daha güçlendiren EGS Holding, bu güçle, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ortaklarımızm çıkarlarının en üst düzeyde korunması yanında, ülkemizin kalkınmasına ve ihtiyaç duyduğu başarılı gelecek ufkuna büyük projelerle katkıda bulunacaktır. .. - . Sahip olduğu ortaklık yapısı ve sinerji ile yarattığı model içinde büyümesini* sürdürün EGS Holding'in, bugün ulaştığı noktaya gelmesinde en büyük desteği veren ve sermaye artışına katılarak bu desteğini teyid eden ortaklarımıza teşekkürediyoruz. EGS Holding, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da ortaklarından aldığı güç ve güven ile gelişmesini sürdürecek ve kendisine duyulan güvene layık olacaktır. Saygılarımızla . EGS HOLDİNG A.Ş. YÖNETİM KURULU DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ /ERCIN YiLDizofim Bu Sırada Dünya Ekonomisi... ABD hâlâ yeni başkanını anyor. Bunun uluslararası siyasi ortama getireceği belir- sizikler tartışıladursun, dünya ekonomisin- den de hiç iyi işaretler gelmiyor. Kimi göz- lemcilere göre, bir resesyonun olmasa bile, tarihin en sert yavaşlamalanndan birinin eşi- ğinden içeri adımımızı atmak üzereyiz. En sert yavaşlamaya doğru "Küreselleşme" içinde ABD ekonomisi, özellikle Asya krizinin ardından en büyük sermayeve mal ithalatçısı olarak dünya pi- yasalannın merkezine oturdu. Böylece di- ğer ekonomileri olumsuz yönde etkileyen, talep yetersizliği (aşın üretim), mali serma- ye değeriendirme alanlan yetersizliği gibi ikı önemli basınct azattt, dünya ekonomisinin lokomotifi oldu. Ancak son veriler, ABD ekonomisinin yavaşlamaya başladığını gösteriyor GSMH yıllık büyüme hızı, I. üç ayiık dönemde yüzde 5.5'ten, III. üç ayiık dönemde yüzde 2.7'yegeriledi. "Yenieko- nom/"nin borsadaki izdüşümü teknoloji hi- sselerindeki köpük söndü. Nasdaq, 1 Ey- lül'den beri yüzde 30 geriledi. Geçen hafta International Herald Tri- bune de, son yerilere ilişkin bir yorum ABD ekonomisinin sert bir inişe doğru ilertedtğini, pistten çıkabileceğini gösteren belirtilerin arttığını vurguluyordu. Işsizlik yeniden artmaya başladı, şirketlere yeri- len kredilerle borsaya ilk kez giren hisse senedi ve bono miktannda belirgin bir durgunluk var, perakende satışlardaki ar- tış durdu, sanayi üretiminde gerileme işa- retleri var. Bu koşullarda iyimserler ABD ekonomisinin büyüme hızının gelecek yı- lın ilk yansında yüzde 3 civannda gerçek- leşmesini bekliyoriar. Dahatemkinli olan- lar ise büyüme oranının yüzde 2'ye geri- leyerek altı ay bu düzeyde kalması halin- de, sert birresesyonetkisi yapabilece- ğini düşünüyoriar. Dünya ekonomisinden gelen işaretler hızlı bir bozulmanın çoktan başlamış olabiteceğini düşündürüyor. Ör- neğin, dünya ekonomisinde GSMH ve toplam ticaret (ithalat) büyüme hızlan ha- len sırasıyla yüzde 4.9 ve yüzde 13. Bun- lann önümüzdeki yıl yüzde 3.8 ve yüzde 7.7 olması bekleniyor. Daewoo, Hyundai ve diğerleri 1997-1998 döneminde dünya ekono- misini sarsan Asya krizinin temelinde ka- pasite fazlası (aşın üretim) sorunu vardı. Bu da kendini muazzam oranda bir batık kredi, piyasalardan ani sermaye kaçışı, borsalarda çöküş olarak gösterdi. Bugün gelinen noktada ne 1997-98 döneminde- ki büyük yıkım, ne de onu izleyen topar- lanma dönemi. krizin temelindeki sorunu çözememiş. Örneğin, Asya krizinden sonra toparlandığı varsayılan ülkelerin borsalan bu yıl yerlerde sürünüyor. Kriz sı- rasında IMF tarafindan yaklaşık 54 milyar dolariık bir paketle desteklenen Güney Kore ekonomisinde halen yaşanmakta olanlar ise sorunlann ne düzeyde seyret- tiğini daha somut bir biçimde gösteriyor. Güney Kore'nin ikinci büyük otomotiv şir- keti Daevvoo bu ay iflas etti. Polon- ya'dan Özbekistan'a kadar, 11 ülkede- ki 12 fabrikasında yaklaşık 53.000 işçi ça- lıştıran Daevvoo, Güney Kore'de de yak- laşık 9.400 firmadan oluşan, 300.000 iş- çi çalıştıran bir yan sanayiyi destekliyor. Daevvoo ve onunla batan 52 firrna Güney Kore'nin 800.000 kişiyi aşan işsizlerordu- suna, 200.000 kişi daha ekleyecek. Bu arada, bir süredir Daevvoo ile görüşmek- te olan General Motors-Fıat konsorsiyu- munun, iflasın resmen açıklanmasi halin- de, firmayı çok daha ucuza kapatabilece- ği söyleniyordu (Far Eastern Economic Review, 28/08). Korean Times, konsor- siyumun yeni ve çok daha düşük bir tek- lif vermeye hazırlandığını bildiriyor (9/11). . Tüm çabalara rağmen bu hafta, mühen- dislik ve müteahittlik şirketleri kesin ola- rak batma noktasına gelen Hyundai Gru- bu ise çok daha büyük bir balık. 1970'ler- den bu yana Güney Kore ekonomisinin amiral gemilerinden biri olan Hyundai bankalara olan 4.6 milyar dolarlık borcu- nun 733 milyon dolarlık taksitini bu hafta odeyemedi. Şirket gecikmenin geçici ol- duğunu söylüyor ama, gözlemciler, ala- caklılın, eninde sonunda fırmanın yöneti- mini ele geçireceklerine inanıyorlar. Gözlemciler Hyundai'nin batması halin- de banka sistemini ve büyük bir şirketler zincirini de beraber götürebileceğini, en az 28.000 yeni işsiz yaratacağını düsüne- rek devtetin buna izin vermeyeceğine ina- nıyorlar. Tayvan'da mart ayından bu yana yaklaşık yüzde 30 gerileyen borsanın ani- den bir çöküse geçmesinden korkan hü- kümet en son tüketici eğilimi endeksinin sonuçlannı, tüketicinin çokduygusal dav- randığını ileri sürerek açıklamadı. Siyasi istikrarsızlık da etken Olumsuz gelişmelere ilişkin gösterge- ler Güney Kore veTayvan'lasınırfı değil. JP Morgan Yükselmekte Olan Piyasa- lar Tahvil Endeksi, geçen ay yüzde 2.5 geriledi. ABN Amro Latin Amerika uzma- nı Michael Henry'ye göre "Yükselmekte olan piyasalar genelde, 1999'dan daha yûksek bir riskle karşı karşıyalar". ABD ekonomisindeki gerileme, bu ülkeye ihra- cat bağımlıiığı yüksek olan Meksika'yı vuracak. Peru'da halen bir siyasi kriz bü- yümeye devam ediyor. Filipinter'de dev- let başkanı rüşvet almaktan dolayı yargı- lanacak. Endonezya dikiş tutmuyor. Âr- jantin ekonomisi, IMF paketlerine, milyar dolarlık yardımlara rağmen yeniden derin bir krize girdi. Brezitya'da, bir mali skan- daldan diğerine sürüklenen Başkan Car- doso'nun popülaritesi hızla düşüyor, ye- rel seçimlerde solcu adaylar büyük kaza- nımlar elde ettiler. Venezüella'da Chavez halen piyasa- lar için olumsuz bir belirsizlik. Kolombi- ya'da genişleyen savaş Brezilya, Pana- ma ve Ekvador'a sıçrama eğilimi göste- riyor. Güney Afrika, parasının degerini kooryamıyor. Mısır veYunanistan borsa- lan bu yıl yüzde 40 gerilediler... Ortadoğu banş süreci, savaş sürecine dönüştü. Pet- rol yüksek düzeyini korurken hemen tüm temel mallann fiyatlan düşmeye devam ediyor (The Econmist, 18-24 Kasım). Açıkçası şu sıralarda dünya ekonomisin- de pariak bir nokta bulmak oldukça zor. ergin.yildizogluCabtintemet.com ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Ucuza Türkiye'de siyaset yıllardır kirletiliyor. Son bulgu- lar beliiii bir üçgeni gösteriyor. Bu üçgende yer alanlar, bir bölüm siyasetçi, bürokrat ve bankacı ya da işadamıdır. Ancak yıllardır bu üçgen kırıla- mıyon tersine gün geçmiyor ki gece yansı banka alım-satımlanna karışan hükümet üyeleri ya da bunların uzantılan konusunda yeni bir soygun ha- beri patlak vermesin. Kamuoyu, altı bakandan olu- şan ve bankalar operasyonunun ekonomi üze- rindeki olumsuz etkilerini gidermeyi amaçladı- ğı açıklanan kurulun, banka soygunlannın açık- lanmasi girişimlerini engelleyebileceğinden haklı olarak kaygı duyuyor. Bu çok fırtınalı havada ka- mu bankalan özelleştiriliyor. • • • Kamu bankalannı özelleştirme yasası bunlann özelliklerini göz ardı ediyor. Kamu bankalarının iş- leri iki ana bölüme aynlır; ticari bankacılık ve ya- tınm bankacılığı. Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası'nın asıl işlevleri yatınm bankacı- lığıdır ya da böyle olması gerekir. Yatırım banka- cılığıyla, özel sabit sermaye yatınmlanna destek olunur; kredi sağlanır. Ziraat Bankası, hayvancılık, orman ve su ürünlerini de içeren tarım sektörüne yüz yılı aşan bir süredir kredi verir. Halk Bankası da yanm yüzyıldır, küçük esnaf ve zanaatkârlar için aynı işlevi görür. Emlak Bankası'nın ucuz konut kredisi venmesi beklenirdi. Geçmişte bu bankala- nn yatırım kredilerinin birçok kez kötüye kullanıl- dığı bilinmektedir. Bu gerekçeyle de olsa, doğru çahşan gerçek tanm üreticisi ve zanaatkânn dü- şük faizli kredi olanaklannı ortadan kaldırmak, yan- lıştır. Çünkü özel bankalar esas olarak orta ve uzun süreli yatınm kredisi kullandırmaz. Yatınm kredile- rinin faiz oranı ve geri ödeme süresi yönünden uy- gun koşullarda olması gerekir. Bu da yetmez, ya- tırım bankacılığı uzmanlık işidir; yatırım projele- rinin değeıiendirilmesine dayanır. Ülkemizde, yatınm bankacılığı çok sınırlıdır; kamu bankalan- nın özelleştirilmesiyle, tarımsal üretim, esnaf ve konutu olmayanlar uygun koşullarda kredi deste- ğinden yoksun bırakılıyor. Böylelikle üretimin önemli damarianndan biri kesiliyor ve bu kesip at- ma, ekonominin uzun dönemli geleceği açısından çok büyük olumsuzluklar içeriyor. • • • Kamu bankalannın özelleştirilmesine ilişkin çok ürkütücü bir gelişme bunlann satş fiyatıyia ilgili- dir. Kamu bankalarının görev zararları toplamı 11 milyar dolar olarak açıklanmıştır. Görev zaran, hü- kümetin isteklerini yerine getirdikleri için bankala- nn uğradıklan kayıplardır ve bunlar bütçeden kar- şılanır. Bir başka anlatımla, bu 11 milyar görev za- ran, kamu bankalannın borcu değil, kendileri- ne yaptınlan işlerin karşılığında hükümetten ala- cağıdır. Özelleştirme Yasaşı'nın çıktığı günlerde il- gili Devlet Bakanı Recep Önal açıklama yapıyor ve kamu bankalarının, görev zararlannı üsüene- ceklere parasız verilebileceğini söylüyor. Yani hü- kümet bu bankalann kendi yaptırdığı işlerden do- ğan kayıplannı karşılamayacak, bunun yerine ban- kalan birilerine sunacaktır. Anlayışa bakın; Bakan önal, neredeyse sokağa çıkıp "Ucuza Ziraat var! Halk vari" diye bağıracak. Hükümet kamu bankalannı, görev zaran karşılı- ğında birilerine sunmadan önce, bu görev zarar- lannın kaynağını ya da nedenlerini kamuoyuna açıklamalıdır. Hükümetin isteğiyle, kimlere. ne kadar ve ne zaman düşük faizli krediler verilmiş- tir? Bu kredilerin ne kadan batmıştır? Kamu bankalannı kimler ve nasıl batırdılar? Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun, yıllar öncesinden başlayarak bu konuda yaptığı uyan- lar neden dikkate alınmadı; neden öbür denetçi- lerin hazırladığı dosyalar bu üçlü tarafindan bir yana bırakıldı? Bu sorulara doğru dürüst yanıt ve- rilmedikçe, kamu bankalannın hükümetten ala- caklan olan görev zararian karşılığı satışı, tek söz- cükle sorumsuzluktur. Kamu bankalannın özelleştirilmeleriyle ilgili ya- sa önceki gece yansı Meclis'te görüşülürken, ne tanm ve esnaf kredileri tartışıldı ne de görev zarar- lannın nedenleri konuşuldu. Buna karşılık, görüş- me sırasında, tasannın, Hazine paylannın nasıl kul- lanılacağı konusundaki düzenlemeleri, IMF'nin is- teği üzerine değiştirildi; özelleştirme sonrasında kalan kamu paylannın ilgili bakan yerine Hazine ta- rafindan temsil ilkesi benimsendi. Bunun karşılı- ğında da Dünya Bankası'nın 750 milyon dolariık mali yapı kredisinin verileceği açıklanıyor. IMF'nin isteğinin doğruluğu ya da yanlışlığı ayrı bir konudur. Ancak, özellikle hak ve özgürlüklerin genişletil- mesi söz konusu olduğunda, yabancılann ulusal iradeye kanşamayacağını çok gür sesle haykı- ran hükümetin, bu gece yansı IMF istemi karşısın- daki ulusalcı/milliyetçi tutumuna ne demeli? Yok- sa hükümet IMF'yi açıkça ulusal iradenin bir par- çası ya da tamamı mı sayıyor. Ne dersiniz? Türkiye, ucuza gidiyor. e-posta: yakup@metu.edu.tr En az fiyat artışı yumurtada Kolah içecek zam rekortmeniİSTANBUL (AA) - Kuru fasulye yüzde 35.3, yumurta ise yüzde 34.7 ile yılın ilk 10 ayında en düşük fiyat artışuu kay- detti. Kolah içecekler ise îstanbul genelinde yüz- de 107. 2'lik arhşla zam rekoru kırdı. îstanbul Ticaret Odası verilerine göre, ortalama olarak geçen yıl aralık ayı sonunda perakende satış fiyatı 150 bin lira olan 330 mililitrelik ku- tularda satılan kolah içe- ceklerin fiyatı, bu yılın ekim ayında yüzde 107. 2'likartışla31Obin750 liraya yükseldi. Ortala- ma perakende satış fiyat- lan bazında kolah içe- cekleri, kutularda satılan gazoz yüzde 106.1 ve meyve sulan da yüzde 104.4'lik artışla takip et- ti. Bu dönemde mandali- na yüzde 93.7, havuç yüzde 81.2, leblebi yüz- de 79.9 ve pırasa yüzde 79.4'lük artışlarla fiyatı en çok artan ürünler lis- tesinde ilk sıralarda yer aldı. Bu dönemde patates yüzde 64.6'lık artışla 125 bin 997 liradan 207 bin 433 liraya, soğan yüzde 61.8'lik artışla 125 bin 509 liradan 203 bin 39 liraya, milli yeme- gimiz kuru fasulye de yüzde 35.6'lık artışla 842 bin 94 liradan 1 mil- yon 142 bin 548 liraya yükseldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle