25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2000 PAZARTESİ HABERLER Türkiye denizci ülkesi olacak' • Istanbul Haber Servisi DenizciLikten sorumlu Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, özel sektörün önündekı engelleri kaldırarak Türkıye'yi tam anlamıyla bir denızci ülkesi haline getireceklerinı söyledi. Furtrans Denizcilik ve Ticaret Sanayı AŞ tarafından, Tuzla'daki Çelik Tekne Tersanesi'nde ^aptınlan "Chem. Ürkmez" adlı tankerin denize indirilış töreninde konuşan Mirzaoğlu, Türkiye'nın yakın gelecekte eneıjı dağıtım merkezi haline geleceğini söyledi. Istanbul'daki evler tehlike attmda' • NEWYORK(AA)- Istanbul 'dakı evlerin yüzde 70'tnın bir depremde yıkılma tehlikesi altında bulunduŞu ve bunlann tamamına yakın kısnunın gecekondu bölgelerinde bulunduğu bildtnldı. New York Times gazetesi, uzmanlar Demet Gülhan ve Inci Özyürek Gûney tarafından hazırlanan bir rapora atıfta bulunan bir haber yayımladı ve yapı kurallanna uymaksızm inşa edilen betonarme evlenn, ahşap evlere oranla depreme çok daha az dayanıkh olduklannı belirtti. Istanbul'da depremle ilgili olarak düzenlenen bir konferansa sunulan raporda, özellikle 5-7 katlı betonarme binalann büyük tehlike arz ettığı de kaydedildi. CHP'den anakent bütçesine tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anakent Belediyesi Meclısi ve Bütçe Komisyonu üyesi CHP'li Adnan Dinçer, FP yönetiminin işten çıkarma ve benzeri yöntemlerle "başansızhğımn faturasını çalışanlara ödetmeye çalıştığını" söyledi. Belediyenin bütçesinin yatınm yönünden daraldığını vurgulayan Dinçer, EGO bütçesinin de tam bir fiyasko olduğunu bildirdi. Anakent Belediyesfnin 2001 yıhbütçesı, CHP'nın muhalefetine karşın oy çokluğuyla kabul edildi. Uyuştupucu operasyonları • Istanbul Haber Servisi - Küçükçekmece, Kadıköy ve Beyoğlu'nda gerçekleştirilen 3 ayn operasyonda, 40 kilogram eroin ile 532 adet uyuşturucu hap ele geçınldi. Operasyonlarda gözaltına alınan 6 kışiden 1 "i pratisyen doktor çıktı. Adnan Ali Erensel adlı doktor, sorgusunda, uyuşturucudan elde edeceği parayla bir hastasına yardımda bulunacağını iddia etti. Sis deniz ulaşımını aksatü • İstanbul Haber Servisi - Istanbul'da etkıli olan yoğun sis, deniz ulaşraıını aksattı. Türkiye Denizcilik Işletmeleri (TDt) Şehir Hatlan tşletmesi'nden yapılan açıklamaya göre, dün sabah saatlerinde etkisini gösteren yoğun sis nedenıyle saat 06.30'dan itıbaren bütün hatlardaki vapur seferleri iptal edildi. Sis nedenıyle istanbul Boğazı da çift yönlü olarak transit gemi geçişlenne kapatıldı. İşçi sendikalan, IMF ve Dünya Bankası'nı 'sosyalleştirmeye' çalışıyor amlara sosyal boyutALİER tşçi sendikalan, tüm dünya- da çalışanlann tepkisıni çeken Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nı "sosyal- leştinneye" çalışıyor. Dünya Bankası Başkanı James Wol- fensohn ve IMF Icra Direktörü Horst Köhler ile görüşen Dün- ya Hür İşçi Sendikalan Konfe- derasyonu aCFTU) Genel Sek- reteri Bfll Jordan başkanlığın- daki 60 kışıhk sendıkal heyet, her iki kuruluşça hazırlanan fi- nansal ve yapısal reform prog- ramlanna "sosyal boyut'' katıl- masını istedi. Dünya Bankası • IMF ve Dünya Bankası başkanlanyla görüşen çeşitli ülkelerden 60 sendikacı, yoksul ülkelere dikte ettirilen ekonomik programlann, 'sosyal korumayı ortadan kaldırmasının' önlenmesini istedi. yetkilileri, sosyal boyutun gö- zetilmesi ve çalışma standart- lannın geliştirilmesi konusunda bankayı bağlayıcı açıklamalar yaparken, IMF'nin de önerile- re sıcak yaklaştığı bildınldi. Washington'da 23-25 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen toplantılarda, Almanya, Kana- da, Japonya, Nijerya gibi dün- yanm çeşitli ülkelerinden 60 sendika liderlerinden oluşan Bill Jordan başkanlığındaki ICFTU heyeti, Dünya Bankası Başkanı Wolfensohn, IMF lcra Direktörü Köhler ve diğer üst düzey yöneticilerle görüştü. Bill Jordan, Dünya Bankası Başkanı VVolfensohn ile görüş- mesinde, söz konusu program- lann muhatabı hükümetlerin sendikalar ve diğer sivil toplum örgütlerine danışılması konu- sunda Dünya Bankası' nın ısrar- cı olmasını istedi. Japonya Sendikalar Konfe- derasyonu Başkanı Etsuyo Washk> da OECD ömeğine benzer şekilde Dünya Banka- sı'nın kendi bünyesinde "Sen- dikalar Danışma Komftesi" kurmasını önerdi. Almanya Sendikalar Konfe- derasyonu (DGB) Başkanı Di- ether Schulte, ekonomik prog- ramlann sendikalarca daha ıyı izlenmesi için düzenli görüş- meler, işbirliğine ve daha fazla dıyaloğa ihtiyaç duyduklannı Volkswagen tuikunlan Kapadokya 'da Samsun Volkswagen Dayanışma Derneği üyesi Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, önümüzdeki 10 Volkswagen tutkunu, çıküklan Türkiye yülarda geniş katılımlı bir tura ev sahipliği turunda, Kapadokya bölgesini gezdiler. Ürgüp yapabileceklerini söyledi. (Fotoğraf: AA) DYP kurmaylan 18 Nisan seçimini ve 28 Şubat'ı değerlendirdi Ekinci: Karşımızda devlet vardı BÜLENTSARIOĞLU ANKARA-DYP yöneticileri, yeniden yapılandınlan gençlik kollannın eğitim toplantısında 18 Nisan seçimleri ve 28 Şubat sürecine ilişkin ilginç değerlendir- meler yaptılar. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Hasan Ekinci, seçünlerde karşı- lannda "şer cephea" kurulduğunu, "dev- letin de yönlendirmesryle oy kaybettikle- rini" savundu. Yönetmeliğinde radikal söylemlere de yer veren DYP ^ _ _ _ Gençlik Kollan, CHP'nin 1970'li yıllardaki "Bu dûzen değişmelT sloganını "Bu sis- tem değişmeli" şeklinde prog- ramına aldı. DYP'nın gençlik kollan il başkanlan, Kızılcahamam'da i- ki gün süren eğitim çalışması- na katıldı. DYP Başkanlık Di- vanı üyeleri, seminerde yakın siyasi geçmişi anlatarak partililere ders- ler verdiler. Parti yöneticılerinin dile ge- tirdikleri bazı görüşler özetle şöyle: Hasan Ekinci: 18 Nisan seçirnlerinde karşımızda şer cephesi vardı. 28 Şubat sonrasında DYP inilletvekilleri tahrip edildi. O gün büyük müteahhitler havuz oluşturdu. Devletin de yönlendirmesiy- le, Sayın Demirerin de içinde olduğu konjonktürel değişiklikle karşı karşıyay- dık. Karşımızda Apo'yu yakalayan bir parti vardı Bu ortarnda hazırlıksız ola- rak seçim yaşını indirdik. Ama bu kay- naktan aldığımız pay yüzde 6 düzeyinde kaldı. Seçmenlerimizin yüzde 30'u 45-50 yaş, yüzde 18'i 50-55 yaş arasında. Şim- dı karşımızda ırkçı, kafatasçı bir milliyet- çilik var. DYP'nin milliyetçiliği, kafata- sı milliyetçiliği değildir. Oysa MHP, ko- münizme tepki olarak Türkeş tarafından kuruldu. Temeli bu. Mehmet Ali Yavuz: 28 Şubat sürecin- • DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci, seçimlerde karşılannda "şer cephesi" kurulduğunu, "devletin de yönlendirmesiyle oy kaybettiklerini" savundu. de çektiğimiz çilelerin, içimizdeki isyan- lann, ihanetlerin yazılacağı bir kitap ha- zırlıyoruz. Erbakan'ın gerçek yüzünü ortaya çıkardık. Bu sahtekârlann gerçek yüzü görüldü. Ancak 28 Şubat sürecin- den sonra medya bize ambargo koydu. A- ma bunu yavaş yavaş aşıyoruz. Adam gi- bi ve daha sert muhalefet yapmak zorun- dayız. 12 yaşımda ihtilali gördüm, o ihtilalin ardından bir mitingde, millete ihanet e- den Türkeş'in sesini duydum. Ülkü ocak- lan kurulduğu zaman bize de gelip davet yaptılar. O günkü Adalet Partisi yöneti- cilerinin büyük zaafi var. Gençliğe gereken önemi vermediler, gençliği ellerinde tutmadılar. Bizde de hata var. Genel müdür atarken MHP'yi, ANAP'ı koruduk. Bugün onlar sırtımız- dan hançerliyorlar. Artık yeğen kayırma- sından kurtulmamız lazım. Konya'da 3 bin 500 kadro atadık, içlennde 50 tane DYP'li genç bulamadım _____ Hayri Kozakçmğhı: Etrafi- mızda medya ambargosu var. 28 Şubat'ta demokrasiye sahip çıkan mı oldu? Hayır, daha faz- la tahrip ettiler. 28 Şubat'ta DYP dışında kimse Meclis ira- desini savunmadı. AK Şevki Erek: Mesut Bey, sen28 Şubat'ınpostmodem bir _ ^ ^ ^ darbe olduğunu kabul ediyor "~™~" musun? DYP ateş çemberiyle çevrildi, ayağının altına karpuz kabuğu kondu. Pişmiş tavuğun başına gelen DYP'nin başına geldi. Gençlik Kollan Yönetmeliği'nde de, "Türkiye'yi, Türk insanını tüketen, bhi- ren köhnemiş bir sistemimiz var. Devleti- miz her yanıyla dökûlüyor. Sermaye ve medya tekelleri ülke geleceğinde söz sahi- bi obnuştu. Devlet bügiden korkuyor. Köhneleşmiş beyinler demokrasinin yo- hınu kesiyorîar. Bu sistem değişmeir ifa- delerine yer verildi. beürtirken, Japon sendika lide- n Washio, "Bu kûresel bir de- mokrasinin kurubnasmaönem- Kkatkısağlar-dedı Toplantılarda, uluslararası sermayenın ıki dev kuruluşu ta- ranndan bugüne dek uygulanan programlann sonuçlan eleştiri- lirken, özellikle sosyal alanda ortaya çıkan sorunlann önlen- mesi için dünya sendikal hare- ketinin öneri ve işbirliği istem- leri iletildi. Heyet tarafından al- tı çizilen temel konular şöyle: • IMF ve Dünya Bankası 'nın yoksul ülkelerde uygulanan vergilendirmeye dayalı yapısal ayarlama programlan sosyal korumayı tehlikeye düşürüyor. 'Ozel sektör faturayı ödemelT •Küreselleşmenin geniş kit- leleri etkileyen yan etkileri, uluslararası finans kurumlann- ca yürütülen programlara sos- yal boyutun ve temel çalışma standartlannın entegre edilme- siyle önlenebüir, bu şekilde pek çok anahtar problemin ortaya çıkmasına engel olunabilir. • IMF, ekonomik programlar- da "özel sektörün de kendi payı- nadüşen faturayıödemesigerek- tiğuü" vurgulamakta isteksiz davranıyor, krizlere müdahale- de hızlı hareket edemiyor. • Sosyal güvenlık ağı, küre- seleşmenin bu yeni aşamasında istikrarsızlık ve belirsızlıklere karşı çahşanlan korumada en önemli güvencedir. • AIDS'le mücadelede ve HTV virüsü taşıyan çalışanlara yönelik aynmcılığın önlenme- sinde işbirliği yapalım.Dünya Bankası yetkilileri ise sendika- larla ulusal ve uluslararası dü- zeyde görüşmelerin güçlendiri- leTek sürdürülmesı, özelleştir- meyle ilgili tartışma konulan, AIDS'le mücadele ve işçi hak- lannın gelıştırilmesının banka- nın politikası ve stratejisi içinde olduğunu vurguladı. TANSAS îşten çıkarmaya protesto tstanbulHaberServia-TAN- SAŞ adlı marketler zincirinin Izmir ve tstanbul'daki çeşitli mağazalannda işten çıkanlan bir grup işçi, TANSAŞ Kartal Mağazası önünde protesto gös- terisi düzenledi. Izmir'den istanbul'a önceki gün sembolik yürüyüş başlatan TANSAŞ'tan çıkanlan işçiler, Kartarda bulunan TANSAŞ önünde, tstanbul'daki mağaza- larda işlerine son verilen işçiler- le buluştu. Tez-Koop Iş Sendi- kası Genel Sekreteri FarukÜs- tün, anayasal haklannı kullana- rak sendikaya üye olan bazı iş- çilerin bu nedenle işten atıldık- lannı söyledi. TANSAŞ'ın, ça- lışanlann işlerine son vererek marketler zincirinde birinci ola- mayacağını vurgulayan Üstün, işten atılan 200 kişinin işlerine geri alınmasını istedi. îşçiler, bugün Doğuş Holding'in Meci- diyeköy'deki merkezi önünde yapacaklan basın açıklaması- nnı ardından Ankara'ya yürü- yüş başlatacaklar. SlFIR oralcalislar@yahoo.com Ahmet Kaya'yı çok eski yıl- lardan, gençliğinden bu yana tanırdım. Ününü 12 Eylül'ün suskunluk günlerinde yaptt. Nevzat Çelik'in hapisten an- nesine yazdığı "Annem" şiiri, onun müziğiyle yıllarca bütün gençliğin dilinden düşmedi. Kabadayılıkla solculuğun ka- nştığı asi türkülerin adamıydı Ahmet. Delidoluydu, en bek- lenmedik anda en muhalif çı- kışlan yapardı. Gecekondula- nn sevgilisiydı. Bir dönem medyanın da gözbebeğiydi. Ahmet Kaya, varoşlann, dü- zene kafatutanlann, çaresizle- rin sesi gibiydi. Diğer gecekon- du türkücülerinden farkı hep bir siyasi duruşu olmasıydı. Ahmet, solcuydu. Solculuğu gençlik yillanna dayanıyordu ve bu solcu çizgisini aslında hiç terk etmedi. Güneydo- ğu'daki savaşın en kritik gün- lerinde, şıddet yanlısı olmadı- ğını söyleyerek bir çizgi tuttur- du. Ama Ahmet solcu olduğu için, Kürt olduğu için oradaki olaylara karşı da duyariılığını Ahmet Kaya'nın Ölümü ifade etmekten çekinmedi. Ahmet delidoluydu, yine de kendi içinde bir tutarlılığı ve dengesi vardı. Birtörende, "Kürtçe müzik yapacağım, bakalım basabilecek misi- niz?" dediği an cadı kazanı- naatıldı. Medya şöhretlerinin öncülüğünde Ahmet Kaya yuhalandı, saldınya uğradı ve açılan kampanyanın ardın- dan gözaltına alındı. Baskıla- ra dayanamadı ve Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı. Yurtdışına gidince bu kez, yeni sözleri yüzünden taşa tutuldu. Türkiye'ye döneme- yeceği bir havayaratıldı. Ço- ğunluğu da uydurma haber- lere dayanan kampanyalann birisi bitip birisi başladı ga- zete sütunlarında. Biz hafıza- sı olmayan bir toplumuz, geçmiş günlere dönüp Ah- met Kaya için açılan kam- oanyalan bir hatırlayın. MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül, çok sayıda öl- dürme olayının sanığıydı. Yaptıklannı TRT televizyo- nundan 12 Eylül'ün başında rtiraf etmişti. Ahmet Kaya'nın ölümü üzerine birTV kanalın- da "Hakkımı ona helal etmi- yorum" dedi. Ahmet, kimse- yi öldümiemişti, hakkındaci- nayet davası da açılmamıştı. Mehmet Gül, Türkiye'yi yö- neten bir partinin milletveki- li, Ahmet Kaya ise sürgünde öldü, mezarı Yılmaz Güney gibi Paris'te kaldı. Ahmet Kaya'nın görüşleri neydi, buna katılır mıydınız, ka- tılmaz mıydınız, bunun ne öne- mi var. Ahmet Kaya milyonla- nn sevgilisi birtürkücüydü, sa- natçıydı. Asi bir sanatçıydı. Bir avuç egemen onun ipini çek- tiler ve bu ülkeyi ona dar etti- ler. Onun düzene boyun eğ- mesini istediler. Eğmezse yad ellerde sürünüp yok olmasını hazırlayacak bir ortam yarattı- lar. Ahmet Kaya'ya haksızlık ya- pıldı. Bu haksızlığa yeterince tepki gösteremediğimiz için kendimize kızıyorum. Bir avuç adam bu ülkede her şeyi keyif- lerine göre düzene sokabiliyor- lar ve bizler de bunu kabulle- niyoruz. Ahmet Kaya olayı bir acıdır. Ahmet Kaya'nın yad el- lerde ölümü aslında bu ülkenin bir döneminin güzel bir özeti- dir. Ahmet Kaya öldü, Türkiye, bankalan hortumlayanlan tar- tışıyor. O bankalan hortumla- yanlann gazetelerinde onu ca- dı kazanına atmışlardı. Ahmet Kaya öldü, Susurtuk çeteleri- nin izine bile ulaşılamadı. Çat- lı'nın arkadaşlan iktidar oldu- lar. Ahmet Kaya ne yapmıştı? Banka mı hortumlamıştı, cina- yet mi işlemişti, depremde yı- kılan konutları mı yapmıştı? Ahmet Kaya asi türküler söy- lemişti. Ahmet Kaya, düzenin sınırlan içinde davranmak is- temeyen aykın çıkışlar yap- mıştı. Ahmet Kaya'nın yurtdışında ölümü acıdır. Bu acı, Türki- ye'nin, hepimizin acısıdır. Ah- met Kaya'yı yurtdışında öldü- ren bağnazlık, bu ülkede ege- menliğini sürdürüyor. Ahmet öldü gitti, artık onun çekeceği acı kalmadı. Bu ülkede yaşa- maya devam edenler, uyum içinde, düzen içinde yaşama- ya devam etsinler. Aykınlan cadı kazanlanna atmayı sür- dürsünler. Yeni Ahmet Ka- ya'lann peşine düşsünler. Ahmet yurtdışında öldü. As- lında bu ölümle hepimiz biraz öldük. Tıpkı Nâzım'ın, Yılmaz Güney'in ölümünde olduğu gibi. Sanatçısını yurtdışına sü- rüp orada öldürmek utancı bu ülkenin utancıdır. Hepimize bu utançtan düşecek bir pay ol- duğunu sanıyorum. Ahmet Kaya Paris'te yatıyor. Çeteler Türkiye'de cirit atıyor. Eşi Gütten'e ve kızına baş- sağlığı ve sabırlar diliyorum. 2000'Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Lider Olabilmek... 'LJder olmak' kavraım günümüzde de önemini azalt- madı. Hatta belki lidenğin önemi daha da arttı. Çünkü, önümüzdeki yüzyılda .derden beklenen işlevlerin gide- rek 'teknolojik araçlara devredilmesi olasılığı var. Geç- miş yıllarda toplumu yönetenler büyük ölçüde 'politik li- derier' olmuştu. Günüınüzde ise toplumun yönetimi 'te- levizyon, basın, intermt' gibi teknolojik araçlara geçmiş görünüyor. Bu araçlaröayer alan haberler, yorumlar, de- ğenendirmeler günümûzün politik liderlerinin etkilerinden daha büyük bir önem taşıyor ve kitleleri yönlendiriyor. Bu 'güç kayması'nm nasıl sonuçlar vereceği ise çeşit- li araştırmalann, incelemelerin konusu olmalıdır. 'Lider olmak', bir güÇ kaynağı olmak mıdır? 'Lider olmak', insanian peşinden sürükleyebilmek mi- dir? 'Lider olmak', 'Lider olmak', , öncülük yapmak mıdır? ', bir ekıp kurup yönetmek midir? 'Lider olmak', yeni ufuklar açmak mıdır? ' • Ya da bunlann hepsı mi 'lider olmak' demektir? Daniel Goleman, liderlik olgusunda duygusal zekâ- ya dayalı bir analizinde altı tip liderlik olduğunu belirti- yor: - Zortayıcı liderlik: Başanyı yönetmeyi seven, inisi- yatrf sahibi, kendini kontrol eden, ekibinden kesin itaat bekleyen, 'Ne diyorsam onu yap' diyen, kriz dönemle- rinde ve değişim başlangıçlannda yararlı olan liderlik. - Otoritatrf liderlik: Özguvenli, empati kurabilen, de- ğtşimi hızlandıran, insanlan bir vizyonayönelten, 'Benim- le gel' diyen, yeni bir vizyon değişikhğinde yararlı olan li- derlik. - Bağ kurucu liderlik: Ekibiyle yakınlık kuran. iletişim- li, onları anlayan, ekibinden uyum ve duygu bağlan iste- yen, 'önce insan gelir' diyen, ekipteki çatlaklann onan- mında stresli durumlann atlatılmasındayararlı olan lider- lik. - Demokratik liderlik: Ekibiyle işbirliğine önem veren, iletişim kuran, farklılıkları uzlaştıran, 'Sen ne düşünüyor- sun'öiye soran, ekibin'm düşüncelerinden yararlanmayı önceleyen, ortaklık ve uzlaşmalarda yararlı olan liderlik. - Örnek olucu liderlik: Başanyı yönetmeyi seven, ini- siyatifli, çalışma hedeflerine yüksek standartlar koyan, 'Benimyaptığımı yap, şimdi' diyen, yüksek motivasyon- lu uzman ekipten çabuk sonuç elde etmek isteyen lider- lik. - Koçluk tarzında liderlik: Insanlan gelecek için ge- liştirmeyi amaçlayan, empati kuran, ekibini geliştirmek isteyen, kendi farkındalığı yüksek, 'Bunu dene' diyen, ekibine fırsatlar veren, çalışanlann performansını arttıran, uzun süreli donanımını geliştiren liderlik. (Daniel Goleman, Liderlik, Harvard Business Rewiew, Mart-Nisan 2000) Belki de 'başanlı liderlik', gereken yerde, gereken za- manda, gereken koşulda bu liderlik tıplerinın hepsinden de yararlanabilmektir. Bizim lider örneklerine baktığımız zaman, genel ola- rakçevres/ncten sh/rilmiş, çevresiniyönetmeyi önemse- yen, kendi farklılığını, kendi üstünlüğünü öne çıkaran, dediklerinin yapılmasını isteyen, kendine bağlılığı ekip- te olma ölçütü sayan, lideriiğini çeşitli ödûnler ve ödül- lerie sürdüren, yüksek derecede ben-merkezci kişilikler görüyomz. Bu liderlik modeli, geri kalmış küttürlerin yaşadığı ko- şullann, bu külturde yetişmiş insanlann kendine değer vermeyen, kendini rtaatla rahatlatan, kaygılannı bi- risine teslim olarak gideren, kendi sorumluluğunu başkasına devrederek yaşadığı güne bakan davra- nış tipiyie uyum sağlamaktadır. Onun için de bızım lıderlerimiz başanlı bulunabilir, ken- dilerini de başanlı sayabilirier ama.. toplumlannı geliştir- mede önemli bir işlevleri olmamaktadır. Bir liderin toplumunu (ya da ekibini) geliştirmesi, topluma yeni ve doğru ufuklar açması, yeni değer- ler katması, gücünü arttırması, değerlere dayalı ba- şan güdüsünü vermesi, bütün bunlann sonucunu yaşama geçirmesi' demektir. Bu liderlikte ön planda 'toplumunu geliştiricilik, doğ- ru değeher üzerinde etkin üreticilik ve yaratıcılığı yük- selticilik' özellikleri bulunur. Bu ölçütlere uyan tek liderimiz 'Atatürktür. * ''*'" ' Süleyman Demirel, Turgut Özal, Kenan Evren gibi liderler ise sadece dışardan aktanlmış değerlerin koru- yuculuğunu, tutuculuğa ödün ve ödül vererek sistemin devamını sağlamışlardır. Günümüz ortamının karmaşık, yozlaşmış, savrulan, üretimsiz ve yaratısız durumuna katkıda bulunmuşlardır. Günümûzün önemli sorunu ise, yeni liderler yaratmak değil, artık herkesin 'kendine lider olması' olacaktır. Bu konuyu aynca inceleyeceğiz. e-mail:erdalatak«g superonline.com DSP İstanbul il Kongresi Yovuzolpyeniden il başkanı seçildi İstanbul HaberServisi- DSP'nin, 5. Olagan İstan- bul 11 Kongresi'nde İl Başkanlığı'na Hasan Feh- mi Yavuzalp seçildi. Kongreye mesaj gönde- ren Başbakan BûlentEce- vit, DSP'nin şimdiki arna- cının tek başına iktidar ol- duğunu belirtti. DSP'nin Esenler Hakkı Başar Spor Kompiek- si'ndeyapılan 5. olağan il kongresi, "Ecevit'e bağb- hğm" ve "tek başına ikti- dar" söyleminin egemen- liğinde gerçekleşti. Ece- vit'in mesajuıı milletve- killeri, parti yöneticileri, kongre divanı ve partili- ler ayakta dinlerken Ece- vit DSP'nin, Türkiye'nin en güçlü, en başanlı ve en güvenilen partisi olduğu- nu söyledi. DSP'nin hü- kümet olduğu süreçte de- mokrasinin gereği olan uzlaşı kültürüne büyük katkı sağlandığını, bölü- cü ya da din istisnıarcısı teröre ağır darbeleı mdi- rildiğini, inançlara saygı- lı, laikliğin güçlendınldı- ğini belirten Ecevıt, «r>. SP'nin şimdiki hedefi,tek başına iktidardır" dedi. Yaklaşık 2.5 yıldır ı\ baş- kanlıgun yürüten ve kongreye tek aday olarak giren Hasan Fehmi Yavu- zalp de Ecevit'in bilgisi, birikimi ve deneyimi sa- yesinde kendilerine, sade- ce çalışmanın düştüğünü belirtti. Muhalefetten bildiri Yavuzalp'in konuşması bitince Orhan Konya ad- lı partili, Yavuzalp'e si- tem ederek Beykoz ilçesi- nin delegelerinin olma- masuıı eleştirdi. 600 de- legeyle yapılması gereken kongre, bazı ilçelerin kongrelerinin yapılma- ması nedeniyle 446 kayıt- lı delegeyle yapılırken sa- londa dağıtılan imzasız bir bildiride de parti yöne- timi eleştirildi. Bildıriyle DSP'de demokrasinin egemen olmadığı, tabana dayalı ve tam katılımlı bir yapının bulunmadığı vur- gulanarak partide yeniden yapüanma hareketinin başlatıldığı duyuruldu. 441 delegenin katıldığı kongrede kullanılan 372 oyun 4'ü geçersiz sayıhr- ken il başkanı Yavuzalp 346 oy alarak yeniden başkan seçildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle