Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2000 PAZARTESİ
HABERLER
Türkiye denizci
ülkesi olacak'
• Istanbul Haber Servisi
DenizciLikten sorumlu
Devlet Bakanı Ramazan
Mirzaoğlu, özel sektörün
önündekı engelleri
kaldırarak Türkıye'yi tam
anlamıyla bir denızci
ülkesi haline
getireceklerinı söyledi.
Furtrans Denizcilik ve
Ticaret Sanayı AŞ
tarafından, Tuzla'daki
Çelik Tekne Tersanesi'nde
^aptınlan "Chem.
Ürkmez" adlı tankerin
denize indirilış töreninde
konuşan Mirzaoğlu,
Türkiye'nın yakın
gelecekte eneıjı dağıtım
merkezi haline geleceğini
söyledi.
Istanbul'daki
evler tehlike
attmda'
• NEWYORK(AA)-
Istanbul 'dakı evlerin
yüzde 70'tnın bir
depremde yıkılma
tehlikesi altında
bulunduŞu ve bunlann
tamamına yakın kısnunın
gecekondu bölgelerinde
bulunduğu bildtnldı. New
York Times gazetesi,
uzmanlar Demet Gülhan
ve Inci Özyürek Gûney
tarafından hazırlanan bir
rapora atıfta bulunan bir
haber yayımladı ve yapı
kurallanna uymaksızm
inşa edilen betonarme
evlenn, ahşap evlere
oranla depreme çok daha
az dayanıkh olduklannı
belirtti. Istanbul'da
depremle ilgili olarak
düzenlenen bir konferansa
sunulan raporda, özellikle
5-7 katlı betonarme
binalann büyük tehlike
arz ettığı de kaydedildi.
CHP'den anakent
bütçesine tepki
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Anakent Belediyesi
Meclısi ve Bütçe
Komisyonu üyesi CHP'li
Adnan Dinçer, FP
yönetiminin işten çıkarma
ve benzeri yöntemlerle
"başansızhğımn
faturasını çalışanlara
ödetmeye çalıştığını"
söyledi. Belediyenin
bütçesinin yatınm
yönünden daraldığını
vurgulayan Dinçer, EGO
bütçesinin de tam bir
fiyasko olduğunu bildirdi.
Anakent Belediyesfnin
2001 yıhbütçesı,
CHP'nın muhalefetine
karşın oy çokluğuyla
kabul edildi.
Uyuştupucu
operasyonları
• Istanbul Haber Servisi
- Küçükçekmece,
Kadıköy ve Beyoğlu'nda
gerçekleştirilen 3 ayn
operasyonda, 40 kilogram
eroin ile 532 adet
uyuşturucu hap ele
geçınldi. Operasyonlarda
gözaltına alınan 6 kışiden
1 "i pratisyen doktor çıktı.
Adnan Ali Erensel adlı
doktor, sorgusunda,
uyuşturucudan elde
edeceği parayla bir
hastasına yardımda
bulunacağını iddia etti.
Sis deniz
ulaşımını aksatü
• İstanbul Haber Servisi
- Istanbul'da etkıli olan
yoğun sis, deniz ulaşraıını
aksattı. Türkiye
Denizcilik Işletmeleri
(TDt) Şehir Hatlan
tşletmesi'nden yapılan
açıklamaya göre, dün
sabah saatlerinde etkisini
gösteren yoğun sis
nedenıyle saat 06.30'dan
itıbaren bütün hatlardaki
vapur seferleri iptal edildi.
Sis nedenıyle istanbul
Boğazı da çift yönlü
olarak transit gemi
geçişlenne kapatıldı.
İşçi sendikalan, IMF ve Dünya Bankası'nı 'sosyalleştirmeye' çalışıyor
amlara sosyal boyutALİER
tşçi sendikalan, tüm dünya-
da çalışanlann tepkisıni çeken
Uluslararası Para Fonu (IMF)
ve Dünya Bankası'nı "sosyal-
leştinneye" çalışıyor. Dünya
Bankası Başkanı James Wol-
fensohn ve IMF Icra Direktörü
Horst Köhler ile görüşen Dün-
ya Hür İşçi Sendikalan Konfe-
derasyonu aCFTU) Genel Sek-
reteri Bfll Jordan başkanlığın-
daki 60 kışıhk sendıkal heyet,
her iki kuruluşça hazırlanan fi-
nansal ve yapısal reform prog-
ramlanna "sosyal boyut'' katıl-
masını istedi. Dünya Bankası
• IMF ve Dünya Bankası başkanlanyla görüşen çeşitli ülkelerden 60
sendikacı, yoksul ülkelere dikte ettirilen ekonomik programlann,
'sosyal korumayı ortadan kaldırmasının' önlenmesini istedi.
yetkilileri, sosyal boyutun gö-
zetilmesi ve çalışma standart-
lannın geliştirilmesi konusunda
bankayı bağlayıcı açıklamalar
yaparken, IMF'nin de önerile-
re sıcak yaklaştığı bildınldi.
Washington'da 23-25 Ekim
tarihleri arasında gerçekleşen
toplantılarda, Almanya, Kana-
da, Japonya, Nijerya gibi dün-
yanm çeşitli ülkelerinden 60
sendika liderlerinden oluşan
Bill Jordan başkanlığındaki
ICFTU heyeti, Dünya Bankası
Başkanı Wolfensohn, IMF lcra
Direktörü Köhler ve diğer üst
düzey yöneticilerle görüştü.
Bill Jordan, Dünya Bankası
Başkanı VVolfensohn ile görüş-
mesinde, söz konusu program-
lann muhatabı hükümetlerin
sendikalar ve diğer sivil toplum
örgütlerine danışılması konu-
sunda Dünya Bankası' nın ısrar-
cı olmasını istedi.
Japonya Sendikalar Konfe-
derasyonu Başkanı Etsuyo
Washk> da OECD ömeğine
benzer şekilde Dünya Banka-
sı'nın kendi bünyesinde "Sen-
dikalar Danışma Komftesi"
kurmasını önerdi.
Almanya Sendikalar Konfe-
derasyonu (DGB) Başkanı Di-
ether Schulte, ekonomik prog-
ramlann sendikalarca daha ıyı
izlenmesi için düzenli görüş-
meler, işbirliğine ve daha fazla
dıyaloğa ihtiyaç duyduklannı
Volkswagen tuikunlan Kapadokya 'da
Samsun Volkswagen Dayanışma Derneği üyesi Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, önümüzdeki
10 Volkswagen tutkunu, çıküklan Türkiye yülarda geniş katılımlı bir tura ev sahipliği
turunda, Kapadokya bölgesini gezdiler. Ürgüp yapabileceklerini söyledi. (Fotoğraf: AA)
DYP kurmaylan 18 Nisan seçimini ve 28 Şubat'ı değerlendirdi
Ekinci: Karşımızda devlet vardı
BÜLENTSARIOĞLU
ANKARA-DYP yöneticileri, yeniden
yapılandınlan gençlik kollannın eğitim
toplantısında 18 Nisan seçimleri ve 28
Şubat sürecine ilişkin ilginç değerlendir-
meler yaptılar. DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Hasan Ekinci, seçünlerde karşı-
lannda "şer cephea" kurulduğunu, "dev-
letin de yönlendirmesryle oy kaybettikle-
rini" savundu. Yönetmeliğinde radikal
söylemlere de yer veren DYP ^ _ _ _
Gençlik Kollan, CHP'nin
1970'li yıllardaki "Bu dûzen
değişmelT sloganını "Bu sis-
tem değişmeli" şeklinde prog-
ramına aldı.
DYP'nın gençlik kollan il
başkanlan, Kızılcahamam'da i-
ki gün süren eğitim çalışması-
na katıldı. DYP Başkanlık Di-
vanı üyeleri, seminerde yakın
siyasi geçmişi anlatarak partililere ders-
ler verdiler. Parti yöneticılerinin dile ge-
tirdikleri bazı görüşler özetle şöyle:
Hasan Ekinci: 18 Nisan seçirnlerinde
karşımızda şer cephesi vardı. 28 Şubat
sonrasında DYP inilletvekilleri tahrip
edildi. O gün büyük müteahhitler havuz
oluşturdu. Devletin de yönlendirmesiy-
le, Sayın Demirerin de içinde olduğu
konjonktürel değişiklikle karşı karşıyay-
dık. Karşımızda Apo'yu yakalayan bir
parti vardı Bu ortarnda hazırlıksız ola-
rak seçim yaşını indirdik. Ama bu kay-
naktan aldığımız pay yüzde 6 düzeyinde
kaldı.
Seçmenlerimizin yüzde 30'u 45-50
yaş, yüzde 18'i 50-55 yaş arasında. Şim-
dı karşımızda ırkçı, kafatasçı bir milliyet-
çilik var. DYP'nin milliyetçiliği, kafata-
sı milliyetçiliği değildir. Oysa MHP, ko-
münizme tepki olarak Türkeş tarafından
kuruldu. Temeli bu.
Mehmet Ali Yavuz: 28 Şubat sürecin-
• DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hasan Ekinci,
seçimlerde karşılannda "şer
cephesi" kurulduğunu,
"devletin de yönlendirmesiyle
oy kaybettiklerini" savundu.
de çektiğimiz çilelerin, içimizdeki isyan-
lann, ihanetlerin yazılacağı bir kitap ha-
zırlıyoruz. Erbakan'ın gerçek yüzünü
ortaya çıkardık. Bu sahtekârlann gerçek
yüzü görüldü. Ancak 28 Şubat sürecin-
den sonra medya bize ambargo koydu. A-
ma bunu yavaş yavaş aşıyoruz. Adam gi-
bi ve daha sert muhalefet yapmak zorun-
dayız.
12 yaşımda ihtilali gördüm, o ihtilalin
ardından bir mitingde, millete ihanet e-
den Türkeş'in sesini duydum. Ülkü ocak-
lan kurulduğu zaman bize de gelip davet
yaptılar. O günkü Adalet Partisi yöneti-
cilerinin büyük zaafi var.
Gençliğe gereken önemi vermediler,
gençliği ellerinde tutmadılar. Bizde de
hata var. Genel müdür atarken MHP'yi,
ANAP'ı koruduk. Bugün onlar sırtımız-
dan hançerliyorlar. Artık yeğen kayırma-
sından kurtulmamız lazım. Konya'da 3
bin 500 kadro atadık, içlennde 50 tane
DYP'li genç bulamadım
_____ Hayri Kozakçmğhı: Etrafi-
mızda medya ambargosu var.
28 Şubat'ta demokrasiye sahip
çıkan mı oldu? Hayır, daha faz-
la tahrip ettiler. 28 Şubat'ta
DYP dışında kimse Meclis ira-
desini savunmadı.
AK Şevki Erek: Mesut Bey,
sen28 Şubat'ınpostmodem bir
_ ^ ^ ^ darbe olduğunu kabul ediyor
"~™~" musun? DYP ateş çemberiyle
çevrildi, ayağının altına karpuz kabuğu
kondu. Pişmiş tavuğun başına gelen
DYP'nin başına geldi.
Gençlik Kollan Yönetmeliği'nde de,
"Türkiye'yi, Türk insanını tüketen, bhi-
ren köhnemiş bir sistemimiz var. Devleti-
miz her yanıyla dökûlüyor. Sermaye ve
medya tekelleri ülke geleceğinde söz sahi-
bi obnuştu. Devlet bügiden korkuyor.
Köhneleşmiş beyinler demokrasinin yo-
hınu kesiyorîar. Bu sistem değişmeir ifa-
delerine yer verildi.
beürtirken, Japon sendika lide-
n Washio, "Bu kûresel bir de-
mokrasinin kurubnasmaönem-
Kkatkısağlar-dedı
Toplantılarda, uluslararası
sermayenın ıki dev kuruluşu ta-
ranndan bugüne dek uygulanan
programlann sonuçlan eleştiri-
lirken, özellikle sosyal alanda
ortaya çıkan sorunlann önlen-
mesi için dünya sendikal hare-
ketinin öneri ve işbirliği istem-
leri iletildi. Heyet tarafından al-
tı çizilen temel konular şöyle:
• IMF ve Dünya Bankası 'nın
yoksul ülkelerde uygulanan
vergilendirmeye dayalı yapısal
ayarlama programlan sosyal
korumayı tehlikeye düşürüyor.
'Ozel sektör faturayı
ödemelT
•Küreselleşmenin geniş kit-
leleri etkileyen yan etkileri,
uluslararası finans kurumlann-
ca yürütülen programlara sos-
yal boyutun ve temel çalışma
standartlannın entegre edilme-
siyle önlenebüir, bu şekilde pek
çok anahtar problemin ortaya
çıkmasına engel olunabilir.
• IMF, ekonomik programlar-
da "özel sektörün de kendi payı-
nadüşen faturayıödemesigerek-
tiğuü" vurgulamakta isteksiz
davranıyor, krizlere müdahale-
de hızlı hareket edemiyor.
• Sosyal güvenlık ağı, küre-
seleşmenin bu yeni aşamasında
istikrarsızlık ve belirsızlıklere
karşı çahşanlan korumada en
önemli güvencedir.
• AIDS'le mücadelede ve
HTV virüsü taşıyan çalışanlara
yönelik aynmcılığın önlenme-
sinde işbirliği yapalım.Dünya
Bankası yetkilileri ise sendika-
larla ulusal ve uluslararası dü-
zeyde görüşmelerin güçlendiri-
leTek sürdürülmesı, özelleştir-
meyle ilgili tartışma konulan,
AIDS'le mücadele ve işçi hak-
lannın gelıştırilmesının banka-
nın politikası ve stratejisi içinde
olduğunu vurguladı.
TANSAS
îşten
çıkarmaya
protesto
tstanbulHaberServia-TAN-
SAŞ adlı marketler zincirinin
Izmir ve tstanbul'daki çeşitli
mağazalannda işten çıkanlan
bir grup işçi, TANSAŞ Kartal
Mağazası önünde protesto gös-
terisi düzenledi.
Izmir'den istanbul'a önceki
gün sembolik yürüyüş başlatan
TANSAŞ'tan çıkanlan işçiler,
Kartarda bulunan TANSAŞ
önünde, tstanbul'daki mağaza-
larda işlerine son verilen işçiler-
le buluştu. Tez-Koop Iş Sendi-
kası Genel Sekreteri FarukÜs-
tün, anayasal haklannı kullana-
rak sendikaya üye olan bazı iş-
çilerin bu nedenle işten atıldık-
lannı söyledi. TANSAŞ'ın, ça-
lışanlann işlerine son vererek
marketler zincirinde birinci ola-
mayacağını vurgulayan Üstün,
işten atılan 200 kişinin işlerine
geri alınmasını istedi. îşçiler,
bugün Doğuş Holding'in Meci-
diyeköy'deki merkezi önünde
yapacaklan basın açıklaması-
nnı ardından Ankara'ya yürü-
yüş başlatacaklar.
SlFIR oralcalislar@yahoo.com
Ahmet Kaya'yı çok eski yıl-
lardan, gençliğinden bu yana
tanırdım. Ününü 12 Eylül'ün
suskunluk günlerinde yaptt.
Nevzat Çelik'in hapisten an-
nesine yazdığı "Annem" şiiri,
onun müziğiyle yıllarca bütün
gençliğin dilinden düşmedi.
Kabadayılıkla solculuğun ka-
nştığı asi türkülerin adamıydı
Ahmet. Delidoluydu, en bek-
lenmedik anda en muhalif çı-
kışlan yapardı. Gecekondula-
nn sevgilisiydı. Bir dönem
medyanın da gözbebeğiydi.
Ahmet Kaya, varoşlann, dü-
zene kafatutanlann, çaresizle-
rin sesi gibiydi. Diğer gecekon-
du türkücülerinden farkı hep
bir siyasi duruşu olmasıydı.
Ahmet, solcuydu. Solculuğu
gençlik yillanna dayanıyordu
ve bu solcu çizgisini aslında
hiç terk etmedi. Güneydo-
ğu'daki savaşın en kritik gün-
lerinde, şıddet yanlısı olmadı-
ğını söyleyerek bir çizgi tuttur-
du. Ama Ahmet solcu olduğu
için, Kürt olduğu için oradaki
olaylara karşı da duyariılığını
Ahmet Kaya'nın Ölümü
ifade etmekten çekinmedi.
Ahmet delidoluydu, yine
de kendi içinde bir tutarlılığı
ve dengesi vardı. Birtörende,
"Kürtçe müzik yapacağım,
bakalım basabilecek misi-
niz?" dediği an cadı kazanı-
naatıldı. Medya şöhretlerinin
öncülüğünde Ahmet Kaya
yuhalandı, saldınya uğradı ve
açılan kampanyanın ardın-
dan gözaltına alındı. Baskıla-
ra dayanamadı ve Türkiye'yi
terk etmek zorunda kaldı.
Yurtdışına gidince bu kez,
yeni sözleri yüzünden taşa
tutuldu. Türkiye'ye döneme-
yeceği bir havayaratıldı. Ço-
ğunluğu da uydurma haber-
lere dayanan kampanyalann
birisi bitip birisi başladı ga-
zete sütunlarında. Biz hafıza-
sı olmayan bir toplumuz,
geçmiş günlere dönüp Ah-
met Kaya için açılan kam-
oanyalan bir hatırlayın.
MHP İstanbul Milletvekili
Mehmet Gül, çok sayıda öl-
dürme olayının sanığıydı.
Yaptıklannı TRT televizyo-
nundan 12 Eylül'ün başında
rtiraf etmişti. Ahmet Kaya'nın
ölümü üzerine birTV kanalın-
da "Hakkımı ona helal etmi-
yorum" dedi. Ahmet, kimse-
yi öldümiemişti, hakkındaci-
nayet davası da açılmamıştı.
Mehmet Gül, Türkiye'yi yö-
neten bir partinin milletveki-
li, Ahmet Kaya ise sürgünde
öldü, mezarı Yılmaz Güney
gibi Paris'te kaldı.
Ahmet Kaya'nın görüşleri
neydi, buna katılır mıydınız, ka-
tılmaz mıydınız, bunun ne öne-
mi var. Ahmet Kaya milyonla-
nn sevgilisi birtürkücüydü, sa-
natçıydı. Asi bir sanatçıydı. Bir
avuç egemen onun ipini çek-
tiler ve bu ülkeyi ona dar etti-
ler. Onun düzene boyun eğ-
mesini istediler. Eğmezse yad
ellerde sürünüp yok olmasını
hazırlayacak bir ortam yarattı-
lar.
Ahmet Kaya'ya haksızlık ya-
pıldı. Bu haksızlığa yeterince
tepki gösteremediğimiz için
kendimize kızıyorum. Bir avuç
adam bu ülkede her şeyi keyif-
lerine göre düzene sokabiliyor-
lar ve bizler de bunu kabulle-
niyoruz. Ahmet Kaya olayı bir
acıdır. Ahmet Kaya'nın yad el-
lerde ölümü aslında bu ülkenin
bir döneminin güzel bir özeti-
dir.
Ahmet Kaya öldü, Türkiye,
bankalan hortumlayanlan tar-
tışıyor. O bankalan hortumla-
yanlann gazetelerinde onu ca-
dı kazanına atmışlardı. Ahmet
Kaya öldü, Susurtuk çeteleri-
nin izine bile ulaşılamadı. Çat-
lı'nın arkadaşlan iktidar oldu-
lar. Ahmet Kaya ne yapmıştı?
Banka mı hortumlamıştı, cina-
yet mi işlemişti, depremde yı-
kılan konutları mı yapmıştı?
Ahmet Kaya asi türküler söy-
lemişti. Ahmet Kaya, düzenin
sınırlan içinde davranmak is-
temeyen aykın çıkışlar yap-
mıştı.
Ahmet Kaya'nın yurtdışında
ölümü acıdır. Bu acı, Türki-
ye'nin, hepimizin acısıdır. Ah-
met Kaya'yı yurtdışında öldü-
ren bağnazlık, bu ülkede ege-
menliğini sürdürüyor. Ahmet
öldü gitti, artık onun çekeceği
acı kalmadı. Bu ülkede yaşa-
maya devam edenler, uyum
içinde, düzen içinde yaşama-
ya devam etsinler. Aykınlan
cadı kazanlanna atmayı sür-
dürsünler. Yeni Ahmet Ka-
ya'lann peşine düşsünler.
Ahmet yurtdışında öldü. As-
lında bu ölümle hepimiz biraz
öldük. Tıpkı Nâzım'ın, Yılmaz
Güney'in ölümünde olduğu
gibi. Sanatçısını yurtdışına sü-
rüp orada öldürmek utancı bu
ülkenin utancıdır. Hepimize bu
utançtan düşecek bir pay ol-
duğunu sanıyorum.
Ahmet Kaya Paris'te yatıyor.
Çeteler Türkiye'de cirit atıyor.
Eşi Gütten'e ve kızına baş-
sağlığı ve sabırlar diliyorum.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Lider Olabilmek...
'LJder olmak' kavraım günümüzde de önemini azalt-
madı. Hatta belki lidenğin önemi daha da arttı. Çünkü,
önümüzdeki yüzyılda .derden beklenen işlevlerin gide-
rek 'teknolojik araçlara devredilmesi olasılığı var. Geç-
miş yıllarda toplumu yönetenler büyük ölçüde 'politik li-
derier' olmuştu. Günüınüzde ise toplumun yönetimi 'te-
levizyon, basın, intermt' gibi teknolojik araçlara geçmiş
görünüyor. Bu araçlaröayer alan haberler, yorumlar, de-
ğenendirmeler günümûzün politik liderlerinin etkilerinden
daha büyük bir önem taşıyor ve kitleleri yönlendiriyor.
Bu 'güç kayması'nm nasıl sonuçlar vereceği ise çeşit-
li araştırmalann, incelemelerin konusu olmalıdır.
'Lider olmak', bir güÇ kaynağı olmak mıdır?
'Lider olmak', insanian peşinden sürükleyebilmek mi-
dir?
'Lider olmak',
'Lider olmak',
, öncülük yapmak mıdır?
', bir ekıp kurup yönetmek midir?
'Lider olmak', yeni ufuklar açmak mıdır? ' •
Ya da bunlann hepsı mi 'lider olmak' demektir?
Daniel Goleman, liderlik olgusunda duygusal zekâ-
ya dayalı bir analizinde altı tip liderlik olduğunu belirti-
yor:
- Zortayıcı liderlik: Başanyı yönetmeyi seven, inisi-
yatrf sahibi, kendini kontrol eden, ekibinden kesin itaat
bekleyen, 'Ne diyorsam onu yap' diyen, kriz dönemle-
rinde ve değişim başlangıçlannda yararlı olan liderlik.
- Otoritatrf liderlik: Özguvenli, empati kurabilen, de-
ğtşimi hızlandıran, insanlan bir vizyonayönelten, 'Benim-
le gel' diyen, yeni bir vizyon değişikhğinde yararlı olan li-
derlik.
- Bağ kurucu liderlik: Ekibiyle yakınlık kuran. iletişim-
li, onları anlayan, ekibinden uyum ve duygu bağlan iste-
yen, 'önce insan gelir' diyen, ekipteki çatlaklann onan-
mında stresli durumlann atlatılmasındayararlı olan lider-
lik.
- Demokratik liderlik: Ekibiyle işbirliğine önem veren,
iletişim kuran, farklılıkları uzlaştıran, 'Sen ne düşünüyor-
sun'öiye soran, ekibin'm düşüncelerinden yararlanmayı
önceleyen, ortaklık ve uzlaşmalarda yararlı olan liderlik.
- Örnek olucu liderlik: Başanyı yönetmeyi seven, ini-
siyatifli, çalışma hedeflerine yüksek standartlar koyan,
'Benimyaptığımı yap, şimdi' diyen, yüksek motivasyon-
lu uzman ekipten çabuk sonuç elde etmek isteyen lider-
lik.
- Koçluk tarzında liderlik: Insanlan gelecek için ge-
liştirmeyi amaçlayan, empati kuran, ekibini geliştirmek
isteyen, kendi farkındalığı yüksek, 'Bunu dene' diyen,
ekibine fırsatlar veren, çalışanlann performansını arttıran,
uzun süreli donanımını geliştiren liderlik.
(Daniel Goleman, Liderlik, Harvard Business Rewiew,
Mart-Nisan 2000)
Belki de 'başanlı liderlik', gereken yerde, gereken za-
manda, gereken koşulda bu liderlik tıplerinın hepsinden
de yararlanabilmektir.
Bizim lider örneklerine baktığımız zaman, genel ola-
rakçevres/ncten sh/rilmiş, çevresiniyönetmeyi önemse-
yen, kendi farklılığını, kendi üstünlüğünü öne çıkaran,
dediklerinin yapılmasını isteyen, kendine bağlılığı ekip-
te olma ölçütü sayan, lideriiğini çeşitli ödûnler ve ödül-
lerie sürdüren, yüksek derecede ben-merkezci kişilikler
görüyomz.
Bu liderlik modeli, geri kalmış küttürlerin yaşadığı ko-
şullann, bu külturde yetişmiş insanlann kendine değer
vermeyen, kendini rtaatla rahatlatan, kaygılannı bi-
risine teslim olarak gideren, kendi sorumluluğunu
başkasına devrederek yaşadığı güne bakan davra-
nış tipiyie uyum sağlamaktadır.
Onun için de bızım lıderlerimiz başanlı bulunabilir, ken-
dilerini de başanlı sayabilirier ama.. toplumlannı geliştir-
mede önemli bir işlevleri olmamaktadır.
Bir liderin toplumunu (ya da ekibini) geliştirmesi,
topluma yeni ve doğru ufuklar açması, yeni değer-
ler katması, gücünü arttırması, değerlere dayalı ba-
şan güdüsünü vermesi, bütün bunlann sonucunu
yaşama geçirmesi' demektir.
Bu liderlikte ön planda 'toplumunu geliştiricilik, doğ-
ru değeher üzerinde etkin üreticilik ve yaratıcılığı yük-
selticilik' özellikleri bulunur.
Bu ölçütlere uyan tek liderimiz 'Atatürktür. * ''*'" '
Süleyman Demirel, Turgut Özal, Kenan Evren gibi
liderler ise sadece dışardan aktanlmış değerlerin koru-
yuculuğunu, tutuculuğa ödün ve ödül vererek sistemin
devamını sağlamışlardır. Günümüz ortamının karmaşık,
yozlaşmış, savrulan, üretimsiz ve yaratısız durumuna
katkıda bulunmuşlardır.
Günümûzün önemli sorunu ise, yeni liderler yaratmak
değil, artık herkesin 'kendine lider olması' olacaktır. Bu
konuyu aynca inceleyeceğiz.
e-mail:erdalatak«g superonline.com
DSP İstanbul il Kongresi
Yovuzolpyeniden
il başkanı seçildi
İstanbul HaberServisi-
DSP'nin, 5. Olagan İstan-
bul 11 Kongresi'nde İl
Başkanlığı'na Hasan Feh-
mi Yavuzalp seçildi.
Kongreye mesaj gönde-
ren Başbakan BûlentEce-
vit, DSP'nin şimdiki arna-
cının tek başına iktidar ol-
duğunu belirtti.
DSP'nin Esenler Hakkı
Başar Spor Kompiek-
si'ndeyapılan 5. olağan il
kongresi, "Ecevit'e bağb-
hğm" ve "tek başına ikti-
dar" söyleminin egemen-
liğinde gerçekleşti. Ece-
vit'in mesajuıı milletve-
killeri, parti yöneticileri,
kongre divanı ve partili-
ler ayakta dinlerken Ece-
vit DSP'nin, Türkiye'nin
en güçlü, en başanlı ve en
güvenilen partisi olduğu-
nu söyledi. DSP'nin hü-
kümet olduğu süreçte de-
mokrasinin gereği olan
uzlaşı kültürüne büyük
katkı sağlandığını, bölü-
cü ya da din istisnıarcısı
teröre ağır darbeleı mdi-
rildiğini, inançlara saygı-
lı, laikliğin güçlendınldı-
ğini belirten Ecevıt, «r>.
SP'nin şimdiki hedefi,tek
başına iktidardır" dedi.
Yaklaşık 2.5 yıldır ı\ baş-
kanlıgun yürüten ve
kongreye tek aday olarak
giren Hasan Fehmi Yavu-
zalp de Ecevit'in bilgisi,
birikimi ve deneyimi sa-
yesinde kendilerine, sade-
ce çalışmanın düştüğünü
belirtti.
Muhalefetten bildiri
Yavuzalp'in konuşması
bitince Orhan Konya ad-
lı partili, Yavuzalp'e si-
tem ederek Beykoz ilçesi-
nin delegelerinin olma-
masuıı eleştirdi. 600 de-
legeyle yapılması gereken
kongre, bazı ilçelerin
kongrelerinin yapılma-
ması nedeniyle 446 kayıt-
lı delegeyle yapılırken sa-
londa dağıtılan imzasız
bir bildiride de parti yöne-
timi eleştirildi. Bildıriyle
DSP'de demokrasinin
egemen olmadığı, tabana
dayalı ve tam katılımlı bir
yapının bulunmadığı vur-
gulanarak partide yeniden
yapüanma hareketinin
başlatıldığı duyuruldu.
441 delegenin katıldığı
kongrede kullanılan 372
oyun 4'ü geçersiz sayıhr-
ken il başkanı Yavuzalp
346 oy alarak yeniden
başkan seçildi.