18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Orhan Gencebay hastaneye Kaldırıldı • İstanbul HaberServi» - Arabesk müziği sanatçısı Orhan Ciencebay, dün akşam saatlerinde yediği A'emekten zehirlenerek Florance Nightingale Hastanesi'ne kaldınldı. llk müdahalesi yapıldıktan sonra iiinlenmesi için odasına «çıkartılan Gencebay'ın sağlık durumunun ıyi olduğu belirtildi. •Küttüp Trenr btanbulda • İSTANBUL (AA)- "•Kültür Treni" ile Makedonya, Bulgaristan ve Yunanistan'ın bazı kentlerini ziyaret eden Türk heyeti. Istanbul'a döndü. Sirkeci Gan'na dün saat 08.00'de gelen "Kültür Treni "nde bulunan TBMM Türkiye- Makedonya Dostluk Grubu Başkanı ve DSP Izmir Milletvekili Kemal Vatan, TBMM Türkiye- Yunanistan Dostluk Grubu Başkanı ve ANAP Bursa Milletvekili Turhan Tayan, TBMM Türkiye- Bulgaristan Dostluk Grubu Başkanı ve DSP Bursa Milletvekili Hayati Korkmaz ile beraberindekiler, yetkililer ve aileleri tarafından çiçeklerle karşılandı. Tayan, Trende yolculuk eden 110 kişilik grubun, bazı aksaklıklara rağmen Yunanistan'da çok iyi karşılandığını belirtti. ÖSS için son hafta • ANKARA (ANKA)- Yüzbinlerce öğrencinin geleceğine yön veren üniversite giriş sınavı başvuru maratonunda son haftaya girildi. 2001 ÖSS için başörtülü fotoğraf veren adaylann başvurulan kabul ! 6ditmeyecek. 2001 ÖSS 'için başvurular 20 Kasım günü mesai saati bitiminde tamamlanacak. Halen liseye devam eden adaylar, başvuru formu ve OSS kılavuzunu kendi okullanndan, mezun durumdaki adaylar ise herhangi bir lise ya da ÖSYM merkezlerinden 1 milyon 750 bin lira karşılığında alabiliyor. Evnak takibinde internet • ANKARA (AA)- Tanm ve Köyişleri Bakanlığı, kamuda "bürokrasiyi" azaltmak, evrak takipçiliğini ortadan kaldırmak için harekete geçti. Bakanlığın özel sektör ile en fazla iş yapan birimi olan Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, iş takipçiliğini, firmalann evrak takibi için Ankara'ya gelmesini önlemek için internet üzerinden evTak takibi sistemine geçiyor. Buna göre firmalar, genel müdürlüğe ilettikleri evrakın hangi dairede ve hangi işlemde olduğunu, varsa eksikliklerini, internet üzerinden takip edebilecekler. Evrakın eksiklikleri konusunda dosyaya not düşülecek. Dr. Atilla Kurşun'un sorumluluğundaki ilaç, yağın yüzde 30'unu vücuda sokmuyor Dünya obezlerinin umudu bir TürkDENtZSOM Amerikalılar son yıllarda ye- ni ve cazip bir şey icat edeme- miş olmahlarki, boş kalmamak için olsa gerek, hastalık icat et- mekpeşindeler... Obeziteyi, yani aşın şişman- lığı resmen hastalık yapmak is- tiyorlar... Obezite henüz Dünya Sağlık örgütü'nce hastalık olarak ta- nınmadı ama Amerikalılar iste- diğine göre eli kulagmdadır... Altyapıyı hazırlamışlar bile: - Dünyadaki obezlerin sayısı, açlardan çok! Peki o zaman, açlık da bir has- talık mı olacak? Şişmanlık kalpten safra kese- sine bir dızı hastalığa neden olu- yor da açlık bütün hastalıklara davetiye çıkartmıyor mu? tnsanlar oburluklanndan, bo- ğazlannı tutamadıklan için obez olurken açlık çekenler canlan bir şey yemek istemediği için mi bir deri bir kemik kalıyor yoksa yiyecek bir lokma ekmek bulamadıklan için mi? Buyrun size, hiçbir istatistiğe dayanmayan ancak akla da ters düşmeyen bir sav: Amerika'da yemek porsiyon- lan yüzde 10 küçültülsün, Afri- ka'da aç insan kalmaz... Şişmanlık en az yüzde 10 dü- şer ama karşılığında açlık soru- nu yüzde 90 ortadan kalkar! Los Angeles'm Long Beac 'in- deki obezite kongresine ara ve- rip New York'a geçelim... Amerika'nın obezliği Los An- geles'tan New York'a giderken daha iyi belli oluyor... Pasifık kıyısından Atlantik kı- yısına uçakla gidiş beş saat sü- rüyor...tki okyanus arasındaki zaman farkı üç saat... Evsizlere pasta New York, 72 milletin ve da- hi milletsizlerin toplandığı 18 milyon nüfiıslu bir dünya ken- ti... Burada herkesin dünyası kendine... Çinliler, Hintliler, Japonlar, Türkler, Yunanhlar, Araplar, Ital- yanlar, Ermeniler, Ruslar, Ingi- lizler, Fransızlar, Yahudiler, Amerikalılar, Irlandalılar, Mek- sıkalılar, Kübalılar, Sudanlılar, siyahlar-beyazlar-sanlar, kadın- lar-erkekler ve eşcinseller, dolar milyonerleri ve sokakta bir sen- te avuç açan evsizler... Broadway'de Marriot Ote- li'nin 48. katında bir bar; "The Mew" ya da Manzara... Barın özelliği, dönüyor olması... Dö- ner bar... Oturduğunuz yerden döne döne çevredeki gökdelen- leri seyrediyorsunuz... Seyirde kolaylık olsun diye, kâğıt peçe- tenin üzerine kroki çizilmiş bi- nalann adı yazıhnış: Empire State Building, Astor Plaza, Penn Plaza, Port Autho- rity, Old McGraw Building, Manhattan Plaza, A&T, World Wide Plaza, Morgan Stanley, 750 Studio, Equitable Center, Exxon, McGraw-Hilli, Time Li- fe, General Electric, J.P. Stevens Tower, Bertelsman, Met Life, Chrysler, Nynex. Bunlar48. kattakı manzaranın içine giren gökdelenler; dışında kalanlarla New York tam bir bi- na obezi değil de ne! Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelennin her birinde 40bin kişi çalışıyor, dile kolay, girip- çıkanlarla birlikte World Wide Plaza 120 bin nüfiıslu bir kent gibi... Döner bar The View'un açık büfesınde ıçkı dışında 16 dola- ra yiyebildiğiniz kadar pasta yi- yorsunuz... Saat gece yansına gelınce dönüş duruyor ve bar kapanıyor... Müşteriîer ban bo- şaltmadan bir görevli gelip açık büfeyi boşaltıyor... Tezgâhta ka- lan pastalar olduğu gibi çöp tor- balanna atıhyor... Ekmek bula- mayanlann pasta yeme şansı, çöp bidonlannı kanştırmaya ka- hyor... New York sokaklannda ya- şam 24 saat sürüyor... Çünkü, sokaklar evsizlerle do- lu... Işte, kaldınmda ızgaranm üs- tüne yaygı serip uzanmış bir ev- siz... Gecenin ayazında, binanın bodrumundan gelip ızgaradan çıkan sıcak havayla ısınmaya ça- lışıyor... Evsiz adam, tabii ki obez değil; yiyecek arayacağı çöp bidonunda belki pasta bu- lacak; kapitalizm, evsizini bile pastayla besliyor! New York'un bir başka obez- liğı, oburca elektnk tüketmesı ol- malı... Gökdelenler, kentin silueti için özellikle ve özel olarak sabaha dek aydınlatılıyor; kat kat ofıs- lerde lambalar hep yanıyor... Zenginliğin şanı olarak tüke- tilen elektriğin faturası hiç kuş- kunuz olmasın, enerji sıkıntı- sından elektnk kısınüsı yapan ül- kelerden dolaylı bir şeküde tah- sil ediliyordur! Biri yer biri bakar gibi, biri ya- kar öteki söndürür hesabı... Kıyamet kopmadan Long Be- ac'e obezite kongresine döne- lim... Dr. David York, NAASO'nun yani Kuzey Amerika Obezite Çalışma Derneği'nin başkanı... Kongredeki yoğun çalışma tem- posu arasına sıkıştınp Türki- ye'den gelen gazeteciler için sa- bahın köründe, kargalann bile mamasım yemediği bir saatte basın toplantısı düzenledi... Dr. David York önce anlattı, sonra sorulan yanıtladı... Arbk konunun uzmanı olduk... Biliyoruz ki, şişmanlığın önemli etkenlerinden biri cips- ti, gofretti, hamburgerdi, piz- zaydı, krakerdi gibi abur cubur yiyecekler... Hani şutelevizyon- larda sıkça gördüğümüz albeni- li ambalajlara ginniş ye benili mönüler... İste en ftnemll soru Gelelim Dr. York'a soracağı- mız sonıya: - Amerikalılar saglığa çok bü- yük önem verdikleri için örne- ğin, sağlığa zararlı olduğunu saptadıklan sigaranın her türlü reklamını yasaklattılar... Obezi- te de sağlığa zararlı bir hastalık olarak kabul edilmek üzere ol- duğuna ve obeziteyi abur cubur yiyecekler azdırdığına göre... Acaba, televizyonlarda abur cu- bur, ıvır zıvır yiyecek reklamla- nna bir yasak ne zaman getiri- lebilir... Hiçbirzaman getirilemezmiş... Dr. York, gıda sektörünün çok fazla çalışanı olduğunu, çok ge- niş pazan olduğunu, çok büyük bir sermayesi olduğunu, çok da iyi niyetli olduğunu anlattı... ör- • Amerikalılar, obeziteyi Dünya Sağlık Örgütü'ne bir hastalık olarak kabul ettirmek üzere... Bu durumda, açlık da bir hastalık olacak demektir... Dünyadaki obezlerin sayısının açlardan çok olduğunu söyleyen Amerikalılar yemek porsiyonlarını yüzde 10 küçültsünler Afrika'da aç insan kalmaz... Ya da Amerikalılar abur-cubur yiyecek reklamlanna yasak getirsinler, oburluktan kurtulsunlar! Dr. Atüla Kursun, tstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirmiş şiındi Amerika'da çahşıyor ve obezlerin umudu olan ilacuı sorumhısu™ Bir ara bir obez olarak ilaa kendi de kuDanmış» neğin büyük fırmalann yağı alın- mış "hafîf" ürünler ürettiğini anlattı... Çok iyi anladık! Kongrede, dünyanın (Kuzey Amerika'nın) dört bir yanından gelen doktorlann yağ hücreleri- nin nitelikleri ve beynin davra- nış özelliklerine ilişkin tebliğle- ri bizi fazla ilgjlendirmediğinden Dr. York'u bırakıp başka bır dok- tora, Dr. Kursun'a yöneldik... Ingilizcede ş harfi olmadığı için Dr. Attila Kurşun'un soya- duu Amerika'da Kursun yazı- yorlar... Dr. Kurşun, 1985'te tstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun ol- muş, Kayseri'de zorunlu hizme- tini, Malatya'da askerliğini yap- mış... Italya'da, Almanya'da, Po- lonya'da çocuk cerrahisi ve ge- nel cerrahi üzerine çalışırken il- gi alanına diyabet, hipertansi- yon, kalp ve dislipidemi girmiş... Amerika'ya gitmiş: New Jer- sey'de çalışırken önce Organon ilaç şirketine, 1995'te Roche'a geçmiş. Dr. Kurşun, halen Roche'un kardiyovasküler ve metabolik böKfan medikal direktörü ve obe- ziti tedavisinde kullanılan Xeni- cal yazılıp zenikal okunan ila- cınsorumlusu... îşteyazıyabaş- lık olabilecek bir tümce: Dünya obezlerinin umudu bir Türk... Az önceki paragrafta tıbbi te- nmlerin biraz fazla olduğunun farkındayım. Aşağıdaki paragrafı da (ilacı anlatıyor) izninizle hekimlere ithaf ediyorum: *Orlistat,gastrikwpankreatik Kpaz inhibhörü olan lipstatinin knnvasal yoDa ekk edumiş bir tü- revidir. Gastrointestinal lipazı inhibe ederektrigüseridlerin a>- nşmasmı ve diyetle ahnan vağin yüzde30'unun emüimini önlem, emflmeyen yağ feçesle atüır ve böylelikk Idlo kaybı sağlanır." Normal yazıya geçersek, ila- cm öyküsü gerçekten ilginç... Nasıl oluyor da oluyor? 1980 yılında Mayorka Ada- sı'ndan ahnan bir toprak örne- ğinde bulunan bir mikroptan bir madde elde edihniş... Bu mad- de ile kalp hastalıklanna der- man arayan deneyler yapılırken bir de bakmışlar başka bir işe ya- nyor; yağlan aynşhnyor... Deneyler deneyleri izlemiş ve sonunda kana kanşmayan ilaç, midede devreye girip yağın emil- mesini yüzde 30 oranında engel- leyerek bağırsaklardan dışan atıknasını sağlar olmuş... Bu, şu demek oluyormuş: Vü- cuda yüzde 30 daha az yağ gi- riyormuş... Bir yandan daha rahat diyet ve bir yandan egzersiz yapan bir obez, her öğünde bu ilaçtan bir tane yutunca altı ayda kilosu- nun yaklaşık yüzde 10'unu atı- yormuş... Yan etkisi de yokmuş... Yan etki sayılmıyor ama ila- cuı iç çamaşınna bir etkisi var- mış galiba... Bir kısım yağ, vücutta hiçbir kimyasal işlem görmeden dışa- n atıldığı için kaluı bağırsaktan çıkışı birazhızlı oluyorve "cnt" diye kaçıp çıkıyormuş... Ne ki, obezite ile uzaktan ya- kından bir ilgileri olmadığı hal- de mankenler (formlannı koru- mak için olsa gerek) bu ilaçtan kullanıp podyuma çıkma cesa- reti gösterdiğine göre bu "cnt" işi rakip firmalann bir uydurma- sı olmasın! Her ne ise... Siz siz olun, hiç- bir hapı doktorunuza sormadan yutmaym... Amerika'dan da obeziteden de benden bu kadar... Ancak yine de yanıtmı bula- madığım bir soru var... Amerikalılann ince bağırsak- lanna tenyanakledilse sorun kö- künden çözühnüş olmaz mı? Bu konuyu bilse bilse, obezi- te sorunu yaşamayan ancak Su- mo güreşçileriyle konuyu ya- kmdanbilen Japonlar bilebiür... Şu ara Tokyo'da bir kongre varsa lütfen haberim olsun! BİTTİ ANKARA 22. İCRADAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜNAÇIKARÜRMAİLANI DosyaNo: 1999/928 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, bymeti, adedi, evsafi: Ankara. Yenımahalle ilçesı, Macun Mahallesı'nde. Gımat Toptancılar Sitesi 17. Blok 511 numaralı binanın buhmduğu yere rastlayan \e ımann 13540 ada 1 numaralı parselini teşkil eden ana gayrimenkulün 27/2314 arsa paylı. C tipı. kayden 54, fıilen 511 numaralı olup, 510, 512 v e 513 numaralı dükkânlarla birleştirilmek suretiyle kullanılan bodrum, zemin ve 3 normal kattan müteşekkil her kan 144 M2 x 5 = 720 M2 kullanım alanlı dükkân vasıtlı taşınmaz. bir borç nedenıyle açık arnnna suretiyle sanlacaknr. Gayrimenkulün geniş evsafi dosyada mev- cut bilukışıraporundaaçıklanmışür. Takdir edilen kıymeti: 157.616.000.000- TL yüzde 17 KDV alıcıya aıttir. SaüşşartJan: 1-Satış. 16.1.2001 günü saat 14.10'dan 14.20'ye kadar adliye mezat salonunda açık artınna suretiyle yapılacakür Buartır- mada tahmın edilen kıymetio yüzde 75'ini ve rüçhanlı alacakhlar varsa alacaklan mecmuunu ve satış mastaflannı geçmek şarû ile ıhale olu- nur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arnranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 26.1.2001 günü aynı yerde aynı saatte ikinci artırmaya çıkılacaktır. Bu artınnada da bu miktar elde edılemenuşse gayrimenkul en çok aroranın taahhüdü saklı kalmak üzere artuma ikmnda göste- rilen müddet sonunda en çok arnrana ıhale edılecektır. Şu kadar ki arnnna bedeluun malın tahmın edilen kıymennuı yüzde 40'ını bulması v e satış ısteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geç- mesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arnnnaya ışnrak edeceklerin, tahmın edilenfaymetinyüzde 20'sı nispednde pey akçesi veya bu miktar kadar millı bir bankanm tenü- nat mektubunu vermelen lazımdır. Satış, peşin para ıledır, alıcı istediğinde 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaüye resmi, ihale pulu. 1 '2 tapu harç ve masraflan ahcıya aıtnr. Bınkmış veıgiler satış bedehnden ödenır. 3- tpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzenndeb haklannı hususıyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı daya- nağı belgelen ile on beş gün ıçınde dairemize bıldrrmelen lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicıli ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- thaleye kanlıp daha sonra ıhale bedehni yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen, teklif ettiklen bedel ile son ıhale bedelı arasmdakı farktao ve dığer zararlardao ve aynca temerrüt faizinden müteselsüen mesul olacaklardır. Ihale faria ve temer- rüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızm dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden ahnacaknr. 5- Şartname, ilan tanhinden itıbaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı venldıgı takdirde ısteyen ahcıya bir örneği gön- derilebilir. 6- Satışa ışürak edenlenn şartnameyı görmüş ve münderecahnı kabul etmiş sayüacaklan, başkaca bilgı almak isteyenlerin 1999/928 sayı- h dosya numarasıyla müdürlügumüze başvurmalan ilan olunur. 26.10.2000 (*) Ögililer tabinne ırtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 64157 ÎLAN TC BAĞCILAR ASLtYE HUKÜK MAHKEMESt'NDEN Sayı: 1997/921 Davacı Tahsin Aydın tarafından davalılar Vahiddin Gör, Mükerrem Gör, Sabri San, Cemanur Yıldınm, Adem Gürbulak aleyhine açılan tapu iptali davasının mahkememız- ce yapılan açık yargılamalan sonunda: Ek>sya, davalılar Sabri San, Cemmanur Yıldınm, Adem Gürbulak vekilleri Av. Meh- met Balb tarafindan temyiz edihniş ve dosya Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nce tetnyiz ta- lebi reddedilerek mahkemenin verdiği Bakırköy 9. NoteTİiği'nin 8.5.1996 tarih ve 15673 yevmiye no'lu "daire karşılığı satış sözleşmesi"nin iptaline, dava konusu hissenin tama- mının davacı adına tesciline ilişkin verilen karan onamış ve davalı Vahit Gör'ün adresi dosyada bulunmadığından Yargıtay ilamının kendisine ılanen tebliğine, Yargıtay ilamı- na itirazı var ise 15 gün içerisinde bildinnesine, bildirmediği takdirde karann kesinleşe- ceğinin ilanen kendisine tebliğine. Basın: 64923 GÖRÜŞ ATAOL BEHRAMOGLU Daha Fazla Geç Kalmamak İçin... Şiirin, sözün tükendiği, etkisizleştiği bir an var mıdır? Evet. Işte şimdi tam olarak böyle bir süreç- te yaşamaktayız. Eğer yüzlerce genç insan, Tür- kiye'nin çeşitli cezaevlerinde bulunan yüzlerce si- yasal tutuklu ve mahkûm şu satırların yazılmakta olduğu sırada bir açlık grevinin yirminci gününde- lerse, dışardakiler olarak söyleyecek sözümüz tü- kenmiş, eylem dayatmış demektir. Bu yüzlerce siyasal tutuklu ve mahkûm, siyasal nedenlerle cezaevlerinde bulunan ve çogunluğu çok genç insanlanmızın sadece bir bölümüdür. Eğer açlık grevi ölüm orucuna dönüşmeye başla- mışsa yüzlerce kişinin binlerce kişi olacağından kuş- ku duymamak gerekir. Şu satırlar yazılmakta olduğu sırada (10 Kasım Cuma) açlık grevinin yirminci gününde bulunan- laria her an onlann yanında yer alacak olan yüz- lerce-binlerce siyasal tutuklu ve mahkûmun iste- dikleri tek bir şey var: Bugün artık sadece beden- leri değil ruhlan da öldürmek için yapıldıklan her- kesçe giderek daha çok anlaşılan F tipi hücrelere kapatılmamak... Vıcdanı olan herkesin bir an du- rup bu istek üzerinde düşünmesi gerekir. Büyük çoğnluğu kanıtsız, anlamsız bir "örgüt üyeliği" suçlamasıyla ve yıllardır cezaevlerinde tutulmakta olan bu insanlar, "adli mahkûmlar" {ya- ni cinayet, gasp, ırza geçme vb. suçlardan ceza- evlerinde bulunanlar) gibi bir af beklentisi içinde değiller... Sadece bu durum, bu paradoks, ülke- mizi yönetenler ve şu anda dışarda bulunan her- kes için yeterince yüz kızartıcıdır... Siyasal neden- lerle cezaevlerinde bulunan ve çogunluğu çok genç bu insanlar, bugünkü sistemden "af" isteme- yi onursuzluk sayıyoriar. Sistem için bu, yeterince düşündürücü bir aşağılamadır. Bir ülkenin siyasal yönetimi, yine bu ülkenin yurttaşı olan, içerdeki on bin, dışardaki çok daha büyük sayılarda genç in- sanla nasıl böyle düşmanca bir kutuplaşma için- de olabilir? Insanlan hücrelere kapatmaya girişme- den önce, vicdanlarda bu soruya biryanıt bulmak gerekir. Ülkemizdeki sorunlar, adaletsizliklersaymaklatü- kenmez. Tarım ölüyor, sanayi gelişmiyor, esnaf yoksullaşıyor, başta kamu çalışanlan olmak üze- re orta tabaka çöküyor, genç kitleler kendilerini hiçbir umutlu geleceğin beklemediğini apaçık gö- rüyor, kamu zenginlikleri yağmalanıyor, mafya ve kapital bir tek ve aynı şey olmaya yöneliyor, yüz- lerce-binlerceyılın ürünü toplumsal-ahlaksal-halk- sal değerler yok oluyor... Böyle bir ortamda, ciğe- ri sözcüğün tam anlamıyla beş para etmez birta- kım sokak kabadayılanyla baş etmekte zorlanan bir yönetim, belki de asıl ve tek suçlan, saflıklan- nı henüz yitinmemek olan, 68 gençliğinin idealle- rine bağlı bir kitleyi hücrelere kapatarak oralarda yok oluşa terk etmeyi planlıyor.. Bu genç insanlar bu plana boyun eğmeyeceklerini açıkça bildirme- lerine karşın... Sözün tükendiği, etkisizleştiği bir an var mıdır? Evet. Tam olarak böyle bir anda ygşamaktayız. Benim de bir üyesi, içlerinden biri olduğum yazar ve sanatçı toplulukları, eğitimciler, öğretim üyele- ri, giderek bütün sivil toplum örgütleri seslerini yükseltmeli, sadece sözle değil eylemle de bu adaletslzliğe karşı çıkmalıdır. Demokratik etkinlik- lerJe, gerekirse dışarda da açlık grevleri başlata- rak... Çıkacak bir afhn siyasal suçlamalar nedeniy- le cezaevlerinde bulunan tutuklu ve mahkûmları kapsamaması, vicdanı olan herkesin, sokaktaki sıradan yurttaştan en yüksek devlet görevinde bu- lunanlara kadar herkesin vicdanında silinmez bir yara izi olarak kalacaktır... Açlık grevleri ölüm oruç- lanna dönüşür ve ölümler başlarsa yine biz dışar- dakiler de bundan sorumlu olacağız. Öyleyse bir şeyler yapmak gerekiyor Çıkacak bir affın önce- likle siyasal tutuklulan ve mahkûmları kapsaması, F tipi cezaevlerinin de ona gerekçe oluşturan de- mokrasi karşıt yasa maddeleriyle birlikte tarihin çöp- lüğüne gönderilmesi için... Bir an önce.. Daha fazla gecikmeden... BALA SULH HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1997/412 Davacı Ismet Uyar vekili tarafından davalılar Maliye Hazinesi ve Tol Köyü tüzelkişiliği aleyhine açmış oldu- gu tescil davasının yapılan açık duruşmasında verilen ara karan gereğince; Davacı Ismet Uyar Bala ilçesi Tol köyü hudutlannda bulunan doğusu: Kepir yolu, batısın- da: Uyarlara ait taşınmazlar, kuzeyinde: Abazlı Değir- men yolu, güneyinde ise: Kepir ya da Abazlı denılen yol ile çevrili olan 5 dekar miktanodaki taşuunazuı davacı Ismet Uyar adına tescilini talep ettiğinden bu taşuımaz- da üstün hak ve iddia sahiplerinin bu ilan yayın tarihin- den itibaren 3 ay içerisinde yukandaki dosyasına iddi- alannı kanıtlayan belge ve delillerle başvurmalan, aksi takdirde davacı adına iddiası kanıtlandığmdan tespıt ve tesciline karar verileceği ilan olunur. Basın: 64167 TOKAT1. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1999/400 Esas / 2000/373 Karar Davacı Mehmet Hakan Kjyak vekili tarafından Melahat Kıyak aleyhine mahkememi- ze açılan boşanma davasının ara karan gereğince; Mahkememizce 05.10.2000 günü Tokat ili Yeşilyurt ilçesi Yeşilyurt köyü nüfusuna kayıth Şöhrettin oğlu 1968 D.lu Mehmet Hakan Kıyak ile Hasan kızı 1978 D.lu Mela- hat Kıyak'ın boşanmalanna karar verikniş olup Melahat Kıyak yapılan tüm araşnrma- da adresi tespit olunamadığından ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiş olup, adı ge- çene karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 23.10.2000Basın: 64368 ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKtMLİĞİ'NDEN Dosya No: 2000/485 Davacı Başkent Elektnk A.Ş. vekili tarafından dava- lı Sinan Erşan aleyhine açılan alacak davasının yapılan duruşmasında verilen ara karan gereğince; Mahkememizden verilen 1999/220 Esas. 999/391 karar sayılı karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlı- gYnın 3.4.2000 tarihlı karan ile bozularak gelmiş olup, davalının duruşma günü olan 12.12.2000 günü saat 10.15'te mahkememizde bozma üzerine yapılacak olan duruşmada bizzat hazu- bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK'nun 213. ve 377'nci maddeleri gereğince yargılamaya yok- luğunda devam edilerek karar verileceği hususu davalı Sinan Erşan'a duruşma davetiyesi tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 64160 ÇORUM 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BASİT USULDE TASFİYE İLANI 2000/805 Iflas Müflis: Uğur Yılmaz, Kadir oğlu 1956 doğumlu, Üç- dutlar Mah. Albayrak Cad. Taşçı Apt. No: 62^2 Ço- rum'da ıkamet eder Yukanda adı yazılı müflis hakkın- daÇorumAsliye3.HukukMahkemesi'nin 18.04.2000 tarih ve 1999/103 esas, 2000/128 sayılı karan ile iflası- na karar verilmiş idi. Elde edilen sonuçlara göre tasfi- yenin basıt usulde devamtna karar verihnişrir. llgilileıe, alacaklannı ve iddialannı bildinnek üzere 45 gün müh- let verilmistir. lc. îf. K.'nun 218. maddesi gereğince ilan olunur. 27.10.2000 Basın: 64351
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle