18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 6 3O ay dalıa kııllaııabiliriıır Sağlık Bakanı Durmuş PPA maddesi içeren ilaçlarla ilgili, "Eczanelere daha fazla kâr getiren bir ürünü piyasaya sürmek için bunlar yapılabilir" dedi. • Bakan Durmuş, söz konusu ilaçlan bizzat araştaacaklannı belirterek, "Yeni ve eczanelere daha fazla kâr getiren bir ürünü piyasaya sürmek için bu tür şeyler yapılabiliyor. Bu ilaçlan 30 yıldır kullanıyorum, 30 ay daha kullanırsam mahsuru yok" dedi. İSTANBUL/AKPINAR (Cunüıuriyet)- Beyın kanama- sına yol açüğı iddia edilen Fe- nilpropanolamin (PPA) içeren ilaçlarla ilgili yapüğı açıklama- larla kamuoyunu şaşırtmayı sür- düren Sağlık Bakanı Osman Dunnuş, söz konusu ilaçlan bız- zat araşüracaklannı belirterek, " Yeni,panah ve eczanelere daha fazla kâr getiren bir ürünü piya- saya sürmek için bu tür şeyler yapüabfliyor. Bu ilaçlan ben 30 yıktar kullanıyorum, 30 ay daha kullanırsam mahsuru yok" de- di. Ilaç ve Kımya Endüstrisi Iş- verenler Sendıkası (ÎEtS) Genel Sekreteri Tandoğan Tokgöz, Sağlık Bakanlığı'nın yanı sıra ı- laç endüstrisi bilimsel kurullan- nın da ilaçlan incelemeye aldı- ğını bildirdi. Sağlık Bakanı Durmuş, Dev- let Bakanı Ramazan Mirzaoğhı ile geldığı Kırşehır'ın Akpınar ilçesinde, devlet hastanesini gezdi. Durmuş, incelemeleri sı- rasında sorulan sorular ûzerine, ABD'de bir laboratuvarda yapı- lan ve beyin kanamasına yol aç- tığı ifade edilen bazı ilaçlarla il- gili araştırma konusunda, ABD'deki Gıda ve Haç Kontrol Merkezi'nin, bu ürünlerin sade- ce kadınlarda beyin kanamasına neden olduğunu bildirdiğını be- lirtti. Bakan Dunnuş, romatizma ilaçlanyla, aspinn, kortizon gı- bi birçok ilacm beyın kanama- sına neden olabildiğini belirte- rek, "bacın kullanıldığı hasta ve doz önemlidir. Bir de hasta sayı- sımn yüzde kaçında bu tür komplikasyonlar ortaya çıkıyor? Yüzde olarak kaç hastada bu komplikasyonlar var? Bunu bü- memiz gerekh-" dedi. Söz konusu ilaçlarla ilgili sa- dece bir laboratuvarda bu tetki- kın yapıldığını kaydeden Dur- muş şunlan söyledi: "Bumı bizdeincekyeceğiz. Ye- ni, pahalı ve eczaneleredaha faz- la kâr getiren bir ürünü piyasa- ya sürmek için bu sektör, bu tür şeyleri yapabttıyor. Bizincekme- den, bfai oradan bir şey söyledi diye, hurra koşacak bir ülke de- ğfiiz. Biz devletiz. Üim adamlan- mız, laboratuvarlanmız var. Be- yinde kanama yapüğı söylenen bu ilaçlan. kendimizbizzataras- ünnz. Bu ilaçlan ben 30 yıkfar kuDamyonım, 30 ay daha kula- Dirsam bir mahsuru yok." Prof. Dr Emre Kongar 'Küresefleşme bölünme yaratabilir' Istanbul Haber Servisi - Küreselleşme kültürünün iki boyutlu olduğunu vur- gulayan Prof. Dr. Emre Kongar, tekdüze tûketım toplumunu yaratan küre- selleşmenın aynı zamanda 'her farkfa kühüre siyasal tanun' verdığıni bunun da bölünmüşlük yarattığuıı belirtti. Prof. Emre Kongar, TÜ- YAP 19. Istanbul Kitap Fu- an'nda "KüreseDeşıne ve Kükür" konusunda önceki akşam konferans verdı. Prof. Kongar, Cumhuriyet Kitap Kulübü tarafindan düzenlenen konferansta ta- nm ve sanayi devrimini an- lattı. üısan haklan, mılli- yetçüik, Marksızm, sendi- ka gibi kavramlann sanayi devrimiyle ortaya çıknğını ifade eden Prof. Kongar, bu süreçte demokrasılerin ve proletarya diktatörlükleri- nin kurulduğunu anlattı. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra soğıik savaş dönemının başladığını anımsatan Prof. Kongar, Türkiye'nin de bir soğuk savaş ülkesi olduğunu söyledi. Sovyet- ler Birliği'nın karşı kam- • Gazetemiz yazarı Prof. Dr. Emre Kongar 19. TÜYAP Kitap Fuarı kapsamında düzenlenen "Küreselleşme ve Kültür" konulu bir konferans verdi. pında yer alan Türkiye'de sıstemın antikomünizme göre biçimlendirildiğini ömeklerle anlatan Prof. Kongar, imam-hatip lisele- rinin açılmasının da anti- komünızm adına genel eğı- tim seferberliğinin başlabl- ması olduğunu söyledi. Bu bakış açısının 28 Şu- bat'a kadar geçerli oldu- ğunu anlatan Prof. Kon- gar, 28 Şubat'ta Türki- ye'de "birinci tehlikenin irtka" olduğuna dikkat çekildiğini anımsattı. Ber- lin Duvan'nın 1989 yıluı- da, SSCB'nin ise 1991yı- lında yıkıldığını anımsa- tan ve 1991'den sonra UğurMumcu,Çetin Emeç gibi yazarlann katledildi- ğini ifade eden Prof. Kon- gar, "89'daduvaryüatavor, Türkiye 1997'de ayriryor" dıye konuştiı. Soğuk sava- şın ardından dünyanın *tek bderiT hale geldiği- ni ve iletışım devnminin yaşandığını anlatan Prof. Kongar, küreselleşmenin siyasal, ekonomik ve kül- türel olarak bir bütün ol- duğunu ifade ettı. Çevreyağmasınaprotesto ÇevreDostlanDerneği, Bakırköy Çevreyi Koruma ve Yaşatma Derneği, Ftorya Ata- türk Ormanını Koruma Derneği, Bakırköylii Sivil Kuruhışlar Platfonnu, tstanbul Çevre Konseyi ve Yenimahalle Halkı. Kartahepe'deki TCDD'ye aitfîdanhğmkir»- ya verilmesini, diin gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla protesto ettL Açıklamada, Ulaşürma Bakanı Enis Öksüz'ün. üzerinde 10 bin adet fidan diküi olan 29 bin 100 metrekareük fidanhğı ayhk 1^ milyar Kraya kiraya verdiği ve bunun son günlerde hrrfanan "kamu mallan yağmasuun" devaını olduğu ifade edildi. İ sküdar'da Va- Kdebağ Konısu'nda toplanan bir grup da SIT alanı olan Vaüdebağ Konısu'nun tahrip edikfiğini belirterek protesto gösterisi yapü. (Fotoğraf: ALPERİZBUL) AYDINLANMA EMRE KONGAR Atatürkçüleri Oldürenler ve Atatürkçülüğe Saldınanlar Geçen hafta, 62'nci ölüm yıldönü- münde Atatûrk'ü andık. Bu anma günü dolayısıyla değeıii okurianma iki ststematik görüş sun- mak istiyorum: Bunlann birincisi iki ayn cınayet dal- gasının varlığı, ikincisi de Atatürkçülü- ğe yapılan saldınlann genışlemesine yol açan asıl sorumlulann kımlıği. 1970'li yılların sonuna doğru başla- yan birinci dnayet dalgasında pek çokAtatürkçüöldürüldü. Bu cinayetlerin temel mantığı, "So- ğuk Savaşın Türkiye'ye yansıması" çerçevesindeki "sağ-sol çatışması" idi. Atatürkçülere yönelik cinayetler ne yazık ki, 1980 darbesınden sonra da durmadı. Hatta tam tersine, şiddetlendi bile denilebilir Bu ikinci cinayet dalgasında, es- kiden "solcu" ya da "demokrat" ol- duklan için öldürüldükleri öne sürülen aydınlar ve bilim insanlan bu kez, doğ- rudan doğruya Atatürkçü olduklan için katledilmeye başlandılar. Aralarında Doğan Öz, Bedrettin Cömertt Bedri Karafakioğlu, Abdi Ipekçi, Umrt Doğanay, Cavft Orhan Tütengil ve Clmit Kaftancıoğlu gibi aydınlann bulunduğu ilk dalgadaki öldürülme olaylan 1980 yılında son buluyor. Tam on yıl boyunca cinayet yok. İkinci dalgadaki cinayetler, 1990 yılında 31 Ocak'ta Prof. Muammer Aksoy'un öldürülmesiyle yeniden başlıyor. Akso/un ardından 1990 yılında sı- rasıyla Çetin Emeç, Turan Dursun, Doç. Bahriye Üçok öldürülüyor. 1993 yılında Uğur Mumcu, daha bir yıl önce, 1999 yılında da Prof. Ah- met Taner Kışlalı öldürülüyor. Cinayet tarihleriyle açıkça görülen bu "iki ayn cinayet dalgasınm" var- lığı, Ahmet Taner Kışlalı cinayetinin sanıklan yakalandıktan sonra daha belirgin olarak ortaya çıktı. 199O'lı yıllara damgasını vuran ci- nayetler, Türkiye'dekı siyasal ıktıdarla- nn gözlen önünde, komşu bir ülkenin desteklediğı şeriatçı örgütlenn işi ola- rak tezgâhlanmıştı. Bu yeni cinayet dalgasınm arkasın- da hem komşumuzun "rejim ihraç p4anı" hem de Özal'ın yarattığı yeni "siyasal ve kültürel ortam" vardı. Bu iki öğe, artık bitmiş olan "Soğuk Savaş" ekseninde bütünleştirilmek ts- tendi, ama uluslararası konjonktürbu- na izin vermedi, 28 Şubat'ın değiştir- diği ortamda cinayetler çözüldü. Şimdı gelelim ikinci noktaya: Bence Atatürkçülüğe saldıranlar arasında asıl tehlikeli olanlar şeriatçı- lar değildir. Çünkü kamuoyu zaten şeriatçı cep- heyi bilmekte, tanımaktadır. Devietin doğrudan desteği olmadıkça onla- nn propagandalanndan da çok et- kilenmez. Atatürkçüğe asıl büyük zarar veren- ler, ülkeyi yönetirken, antidemokratik uygulamaları, hukuk devletinden sap- malan, soygunlan ve hatta Atatürk'ün kişisel vasiyetine aykın yasalan Ata- türkçülük maskesi ile gerçekleştıren- ler, pek çok aydını, yazarı ve düşünü- rü, yalnız bu nedenden dolayı Atatürk- çüjükten soğutanlardır. Özal döneminde, Atatürkçülüğe saldıran cephe, şenatçılann yapında, "İkinci Cumhuriyetçi" denilen bir grup aydın, yazar ve düşünür tarafin- dan güçlendınldı ve genışletildi. Bunlann onemli bir bölümü "eski" solcu olan kişilerdi. Bunlar belki "eskiden" de Ata- türk'ü eleştiriyorlardı, ama son dö- nemde bu "eleştin"' bir "saldın" ni- teliğine büründü ve böylece "şeriat- çı cephe" güçlü bir müttefik kazandı. Bence bu konudaki asıl sorumlu, "İkinci Cumhuriyetçi" denilen grup değil, bu grubu Ataturkçülüğu eleştir- meye yönelten, Atatürkçülük adına yapılan antidemokratik uygulamalar, işkenceler, baskılar ve hatta Ata- türk'ün kişisel vasiyetinın bile zede- lenmesıdir. Yöneticilerın, yaptıkları yanlışlan "Atatürkçülük" adı altında savunma- lan, Nadi Nadi'yı bile ısyana yönettmiş ve "Ben Atatürkçü Değilim" adıyla bir kitap yayımlamasına yol açmıştı. "İkinci Cumhuriyetçileri" ihanetle suçlamakyerine, onlan üreten ortamı, birçok yazan, aydını, düşünürü Ata- türkçülüğe saldırmaya yönelten yan- lışlan teşhis ve tespıt etmek, bu yan- lışlara karşı çıkmak, daha akılcı ve do- layısıyla Atatürkçülüğe daha yaraşan bir yöntemdir diye düşünüyorum. Kısa Mcsaj-Bilgi Servisleri •]• Kısa mesaj gonderen herkes e-mail de yollayabilir! Turkcell Mobil-mail ile kısa mesaj gönderir gibi e-mail de yollayabilirsiniz. Üstelik, bu servisi kullanmak için ek bir teknoloji, özellik, abonelik veya kayıt da gerekmiyor. . I İşte yapmanız gerekenler: • Cep telefonunuzun mesaj bölümüne girin. • Mesaj gönder bölümüne e-mail göndereceğiniz kişinin e-mail adresini yazın. ' . • * • Bir boşluk bırakın. • Mesaj metninizi yazın. • Yazdığınız mesajı 5030'a gönderin. Mobil-mail TurkcelPden. Güle güle kullanın... Bu servisimiz bir ay süreyle ücretsizdir! 444 0 532 TURKCELL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle