Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 3 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel: Kıbns Türk'ü azınlık yapılmak isteniyor
4
Bab yeui plan peşinde'ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Devlet Bakanı ve hükûmet sözcûsü Şûk-
rü Sina GüreL, AB'nin Katılım Ortaklığı
Belgesıni açıkladığı gün BM Genel Sek-
reten Kofi Anaan'm Kibns'a ilişkin bir
çözüm planını taraflara ilettiğini belirte-
rek, "Bir süredir Baü'nın Kıbns konusu-
nu AB çerçevesinde eritip Kıbns Türkle-
ri'ni azinuk haline getirerek konuyu söz-
de çözüme getirme çabası var. BM Genel
Sekreteri Kıbns dolayh görûşmelerini
adeta niteük değişikliğine uğratacak bir
adrnı atmışur. Bu, sayın Annan'm haddi-
ne değfldir" dedi. Gürel, AB'nin niyetıni
değiştirmesi gerektiğini bildirdi.
Devlet Bakanı Gürel, TRT l 'de yayım-
lanan Pazar Panaroma programında AB
sürecinde yaşanan gelişmeleri degerlen-
dirdi. Katılım ortaklığı belgesinde yer
alan Kıbns ıle ilgili paragrafa işaret eden
Gürel, AB'nin Türkıye ile ilişkilerini bir
süredir Yunanistan'ın isteklerine bağlar
gözüktüğüne dikkat çekti. Gürel, "Baş-
kalannı Ueri taşıyan AB, Türkiye'ye tanı
tersini, üye olmakla ilgisi obnayan başka
koşullar getirmeye kalkarsa biz de gere-
keni yapanz" diye konuştu. Gürel, Kürt-
çe yayın konusunda hükümet ortaklan
arasında konsensüs (görüşbirliği) bulun-
madığını bildirdi. Devlet Bakanı Gürel,
özetle şu açıklamalarda bulundu:
ABniyetinideğiştinneB: AB'nin bir ni-
yet ve sıyasi irade değişıklıği yapması ge-
rekiyor. AB bir süredir Türkiye ile ilişki-
lerini biryandan Kıbns diğeryandan Tür-
kıye ile Yunanistan arasındaki sorunlann
Yunanistan'ın istediği gibi çözümlenme-
sine bağlamış durumda.
Kıbns ön koşul olamaz: Şu anda irade
değişıklıği görünmuyor ama bizim de AB
ile ılişkilerimizin Kıbns konusundan ay-
n tutulması gerektiğini anlatmamız gere-
kiyor. Bunu anlamış gözüktüler, Helsinki
doruğunun hemen ertesinde. AB Dönem
Başkanı Finlandiya'nın Başbakanı'ndan
Yunanîstan'ı sucladı
Yılmaz:
Sorunlar
ödürûetie
aşdamaz
İZMtR (Cumhuriyet Ege
Bûrosu) - Başbakan Yardımcı-
sı ve ANAP Genel Başkanı
Mesut Yünutz, Yunanistan'ın
Türkiye'yle olan Kıbns, Ege
gibi anlaşmazlıklannı çözmek
için AB'yi kalkan gibi kullan-
maktan vazgeçmesi gerektiği-
ni belirterek sorunlann Türki-
ye'nin tek taraflı vereceği
ödünlerle aşılamayacağını
vurguladı.
Yılmaz, geçen hafta açıkla-
nan Katılım Ortaklığı Belge-
si'nin de (KOB) Kıbns'la ilgi-
li maddenin varlığma karşın
kabul edilebilir olduğunu kay-
dederek "Bizim açunızdan
AB'ye üyelik konusunda tered-
düt devri sona ermiştir. Arük
iş yapma zamanıdu-" dedi.
'83 ruhu yakalanmah'
Partisinin Izmir ıl örgütünün
düzenledığı "Yeni Yüzyüda
Yeni Politikalar" başhklı Ege
Bölgesi eğitim programının
açılışında konuşan Başbakan
Yardımcısı ve ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, ağır-
lıkh olarak ANAP'ın yeniden
83 ruhunu yakalaması ve Tür-
kiye'nin AB' ye tam üyelik gö-
rüşmeleri üzerinde durdu.
28Şubat'ıeleştirdi
Yılmaz, 18 Nisan seçimleri-
nin ardından yaptıklan durum
değerlendirmelerinde, 28 Şu-
bat sürecinin partinin bugûn-
kü noktaya gerilemesinde et-
kili olduğu sonucuna ulaştık-
lannı, bu nedenle ANAP'ın
günümüzde 28 Şubat'ın olum-
suzluklannı ortadan kaldırma-
ya çahştığını savundu.
Türkiye'nin Avrupa Birli-
ği'ne tam üyelik yolunda hız-
la ılerlemesıne karşın hem
Türkiye, hem de Avrupa ka-
muoyunda karşılıklı tereddüt
yaratan bir durum olduğunu
anımsatan Mesut Yılmaz, bu
tereddüte son vermek için ge-
çen hafta açıklanan katılım or-
taklığı belgesi ve buna göre
yılsonuna kadar hazırlanacak
olan ulusal programın önemli
bir firsat olduğunu söyledi.
' M
; M
1Ç hitVfhtc™1AM*i\iMİ\ DemokratikSolParti'ninlS.
nın IX Kuruııışyıiuonıittiu kumiuş ^önûmü, paröu-3
* lerin kaüldığı etkinliklerle
kutiandL DSP fl ve flçe teşkflatlan tarafindan Atarürk amtlarma çeknk konuMu. Başbakan ve
DSP GeneJ Başkanı Ecevh, 15. kuruhış yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, DSP'nin ba-
şmda bulunduğu iktidann Türkiye'ye Avrupa kapısını açtığuu belirterek "Başında DSP'nin bu-
lunmadığı bir hükümet arük düşünülcmez'* dedL DSP Istanbul tl Başkanhğı'nca dün saat
lüMTde Taksim Atatûrk Anıü'nda tören düzenleodi (Fotoğraf: ZEYCAN GÜL)
Papandreu, iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdi
Türkiye'yi iyi tanımıyoruz'
ATÎNA (AA) - Yunanistan
Dışişleri Bakanı Yorgo Pa-
pandreu, Yunanistan'da, Türk
toplumu ile ilgili bilgilendiril-
me konusunda büyük eksiklik-
lerin bulunduğunu belirtti.
Atina'da yayımlanan Elefte-
rotipia gazetesindeki demecin-
de Türk-Yunan ilişkilerine de-
ğinen Papandreu, Türkiye'nin
farklı anlayış ve yaklaşımlann
bulunduğu bir ülke olduğunu
ifade ederek bunun doğru bir
şekilde değerlendirilmesi ge-
rektiğini kaydetti. Demecinde,
Türkiye ile Yunanistan arasın-
daki ilişkilerde AB faktörünün
önemine değinen Papandreu, i-
ki ülkenin aralanndaki büyük
sorunlara ragmen, yakınlaşma
sürecini sürdürerek ortak men-
faat içeren işbirliği konulann-
da ilerleme kaydetmeleri ge-
rektiğine inandığını belirtti.
'AB faktörü önemli'
Papandreu, "Türkiye ile bir
diyalogiçindeohnanuz gerekti-
ğine inamyorum ve Türkiye ile
diyaJog içindeyiz. Ve şu anda da
bu diyaloğun sınıriannı oluştur-
maya çalışryoruz. Bu yüzden de
AB faktörü önemlktir'' dedi.
Türkiye'nin AB sürecine da-
hil edilmesiyle ülke içi ve dı-
şındaki sorunlannı çözümleye-
bilmesi için kendisine bir "va-
de" tanındığını ifade eden Pa-
pandreu, Türkiye'nin AB yo-
lunda ilerlemek ya da ilerleme-
mek konusunda bir seçim yap-
ma aşamasında bulunduğunu
öne sürdü. Papandreu, Türki-
ye'nin AB tercihinden vazgeç-
mesi durumunda, iki ülke iliş-
kilerinin tekrar gerginlik döne-
mine geri döneceğini ve bun-
dan da Türkiye'nin kendisıtıin
zararlı çıkacağını ileri sürdü.
Papandreu, Ege'de güven art-
tıncı önlemlerle ilgili bir soru
üzerine de taraflann bu konu-
daki tezlerinin NATO tarafin-
dan incelendiğini belirtti.
gelen açıklamada Kıbns konusu ve Türk-
Yunan sorunlannın çözümünün hiçbir şe-
kilde ön koşul olmadığı bıldinldi.
Türkler azmhk yapılmak isteniyor.Bir
süredir Kıbns konusunu AB çerçevesin-
de eritip Kıbns Türkleri'ni azınlık haüne
getirerek konuya sözde çözüm getirme
tasansı var. Bu tasannın uygulanıp uygu-
lanamayacağını Türkiye'nin ve Kıbns
Türkü'nün tutumu belirleyecektir.
Annan'ın haddine değil:8 Kasım günü
iki olay yaşadık. Katılım Ortaklığı Bel-
gesi açıklandı ve BM sayın Genel Sekte-
ri, Kıbns görüşmelerini adeta nitelik de-
ğişikliğine uğratacak bir adım attı. Kıb-
ns dolaylı görüşmeleri ni-
ye yapılıyordu? Taraflann
ve Güvenlik Konseyi'nin
verdiği yetki neydi? Taraf-
lar arasında o kadar derin
görüş farklılıklan vardı ki
esaslı konulan hemen bir-
likte almaya imkân yoktu.
Verilen görev dolaylı gö-
rüşmeleri başlatmaktı. Bu
farklı görüşleri yaklaştıra-
caksınız ki doğrudan gö-
rüşmelere zemin hazırla-
yacaksınız. Çabanız bun-
dan ibarefolacak. BM Ge-
nel Sekreterinin misyonu
bir arabuluculuk misyonu
değildir. Böyle bir niyet
değişikliği, Türk tarafina
adeta, ben sizın düşüncele-
rinizi kaale almam, demek
Genel Sekreter'in haddine
değildir.
AB koşul getirirse gere-
keni yapanz: Biz TC Hü-
kümeti olarak, Türki-
ye'nin kısa sürede AB'ye
üye olması ve bunun ge-
reklerini de yerine getir-
mesini istiyoruz. Bunu ya-
pınca aynı zamanda halkı-
mızı layık gördüğümüz
standartlara da ulaştıraca-
ğımızı düşünüyoruz.
Onemli olan karşı tarafın
niyetidir. AB, Türkiye'ye
üye olmakla ilgisi olmayan
başka koşullar getirmeye
kalkarsa biz de gerekeni
yapanz.
Kürtçe yaymda konsen-
süs yok: Bu konuda kon-
sensüs sağlamadan, herke-
sin aklında yatan çözümü
bulmadan bir adım atmak
mümkün değil. Türkiye'de
başka dillerde 5O'ye yakın
gazete ve dergi çıkıyor,
bunlardan bazılan da
Kürtçe. Burada yalnızca
şu dilde yayın yapılsın mı
yapılmasın mı, bunu dü-
şünmekten ziyade dil ve
ulusçuluk arasındaki bağ-
latıyı kurmak gerekiyor.
10 yıl önce bir Alman araş-
tırmacı Ortadoğu araştır-
masuıda şunu söylüyordu.
Eğer Kürtçe konuşanlann
hepsine hitap etmek için
bir yayın politikası gere-
kirse 50 tane radyo istas-
yonuna gerek vardır. Bu,
bir merkezden bir dilin ye-
niden oluşturulması ve dil-
de bir ortaklık sağlanması
için bir yeni adım mı ola-
cak? Türkiye'de herkes is-
tediği dilde konuşuyor.
Ermeni tasanlan siyasi
tavm Sözde Ermeni tasa-
nlannın pişirilip pişirilip
önümüze getirilmesi,
olumsuz bir siyasi iradeyi
gösteriyor. Sonuç olarak
hükümetler ya kuvetle kar-
şı çıkıyor ya da biraz olu-
runa bırakabiliyor.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.nettr
Yazıya "...anımsarsınız" diye
başlayacaktım ama vazgeçtim.
Ben bile unutmuşum, siz nasıl
anımsayacaksınız. Öyleyse sil
baştan.
Bundan böyle her pazartesi,
o hafta boyunca bilgisayann ek-
ranına, faks aygıtına ve gazete-
deki posta kutusuna gelen
mektuplardan, iletilerden bir
seçki sunacağım. Biliyorum ki-
mileri, "Tembel herif, o günûn
yazısını kestirmeden ve zah-
metsiz halledecek" diyecekler.
N'apalım.. desinler. Bir kere
tembel olduğumu sakladığım fi-
lan yok. Ikincisi elektronik ileti-
şimin bugün bize sunduğu ola-
naklarda, "interaktif okurlann,
-bence "katılımcı okur" daha
yakışıyor- katkılannı öteki okur-
tarla bölüşmek ilginç olsa ge-
rek.
Tabii arnk, Tırmık'a e-mektup,
PTT-mektup ya da faks-mektup
yollayanlar da yazdıklannın ve
adlannın bu köşede bir gün çı-
kvereceğini göze almak zorun-
dalar.
Evet, bu pazartesi ve her pa-
zartesi Tınvık'\ "katılımcı okur-
lar" yazacaklar.
Bu Pazartesi ve Her Pazartesi
Buyrun.
• • •
Bugün, geçen haftalarda ba-
şıma gelen o uğursuz virüs sal-
dınsının ardından gelen e-mek-
tuplardan bir seçki:
"...Sanınm bizde o virüsû te-
mizleyecek yeterince gelişmiş
programlann olmaması da
kompüterinizde virüs olması
kadar büyük bir sorun. Halbuki
öyle programlar var ki virüsün
temizlenmesini bırakın, onun
kompûtere girmesine bile ola-
nak tanımıyor. 21. yüzyıl tekno-
loji çağında yaşamamıza rağ-
men bizde bu virüslerie başa çı-
kabilecek bir kontrol programı
henüz geliştirilememiştir. Fakat
devlet, bireylerin emeklerini ko-
rumak ve onlann kompüterie-
rindeki virüslere kafayı takmala-
nnı önlemek için sizin eski vi-
rûslü kompüterinizi alıyor yeri-
ne yenisini veriyor. Tabii bizim-
ki gibi geri bırakılmış(!) bir ülke-
de, yüce devlet bu kompüterie-
ri atacak değil ya, onlann her
birini kendisine bağlı binmlere
yeneştirmekte ve onlann herne
kadar işe yaramaz, bozuk, e-
mekhortumlayan olduğunu bil-
mesine karşın onlann pariak ve
modern dış görünümlenyle
övünmektedir. Belki de çözü-
mü siz buldunuz, her şeye ye-
niden başlamak. Hatta kâğıtka-
leme geri dönmek..." Sibel
Bayraktar.
"...Bilgisayannızı nasıl for-
matlayacağınızı öğrendiniz mi
bari? Dikkat edin, formatlıyo-
rum zannederken o Tantanada
eski yapıyı aynen restore edi-
yorolabilirsiniz..." Mehmet Ku-
zugil.
"Engin Bey,
Tamam anladık, senin birdiz-
üstü bilgisayann var, yazını
onunla yazıyor, faksını da onun-
la çekiyorsun. Kimsede yok ve
kimse de onu kullanmasını 5/7-
miyor. Bir sende var, salt sen
onu kullanmasını biliyorsun.
Pardon, birdebenim 10yaşın-
daki oğlum biliyor; haaa aklım-
dayken söyleyeyim, sen de sfte-
lenmek isüyorsan benim oğlan
sanayardımcıolur. Görmemişin
oğlu olmuş, çekmiş çükünü ko-
parnıış. Sakın bu söz öyle değil
deme, sen Behçet Necatigil'/n
şiirini rezil edersin de, ben bu
kadarcık hata yapmayayım mı?
Artık diyonım, şu Ali Bayra-
moğlu'/an, Murat Belge, Gü-
lay Göktürk'terfe ne zaman sü-
tun komşuluğu yapacaksınız
merak ediyorum. Cumhuriyet,
Oral ÇalışlarVa sana 3 numara
büyük geliyor. Ulusal bağımsız-
lık, işçisınrfı, sendikalhakve öz-
güriükler adına söylenecek sö-
zünüz kalmadı. öyle ya şimdi
onlan 3. Dünya solculan söylü-
yor. Artık moda, orduya eleştiri
getirmek, Kürt milliyetçiliğini ka-
şımak. Kim ki kamu sektö-
rünü savunur, hemen devletçi
olur. Antidevletçi refleksiniz sizi
küreselleşmecilehn safına sü-
mkledi. Söylermisinizlütfen ba-
na, Özal şakşakçısı Cengiz
Çandar'dan, Altan ailesinden
farklı solculuk adına hangi söy-
lemleriniz ve tavnnız var? Meh-
met Altan bizi uçurmak isteyen
Amerika'yı göklere çıkaran kita-
bını yayımladı: Amerikan Rapsi-
donu... Sahiartık onlarkendile-
rini 'solcu' olarak da lanse etme
ihtryacı duymuyoriar. Somyo-
nım: Siz kimsiniz, yön'süzlerden
misiniz? Yönünüz varsa nereye
çevrilmiş dunjmdadır? Kaygıla-
nmla..." Halit Taha Önal.
"...Bilgisayannız için geçmiş
olsun. Yûkselen ve yükselmiş
değerier dünyasında hiçbir an-
lamı olmayan onlarca, belki de
binlerce belge ve dokümanı
kaybettiğinizi tahmin ediyorum.
Sa de tahmin edersiniz ki yük-
selmiş küresel değeıiene ilgisi
olmayan Cumhuriyet okurtan
için (yani ben bir 'Cumok'um) o
bilgiler ve belgeler çok değerii-
dir. Benim en fazla aklımda ka-
lan ise öze///We birtakım sıkınt-
lannı d/fe getjren cezaevi vb. yer-
lerden aldığıncz e-mail'lerdi. O
e-mail'lerin herbirinin cansızso-
ğuk harflerden oluşmadığını ne
yazık ki biliyonjm. Her biri can,
canhıraş feryatiardı. Tenekepar-
çalannın kıymet diye kakalandı-
ğı, para denilen tannnın acizkul-
lannın asla anlayamayacağı acı
tatlı mail'ler..." Ali Gökmen
MHP, safralarını çekiçle mi
temizliyor?
MHP lideri ve Başbakan
Yardımcısı Devlet Bahçeli, son
kurultaylannda "Değışmedik,
geliştik" dedi. Değişmeden
gelişmeyi nasıl başardıklan pek
anlaşılamadı. Üstelik,
"dışandan" temennilerte öyle
kolay değişmeyecekleri de her
geçen gün yeni olaylarla ortaya
çıkıyor. Van'da eski il Başkanı
Cafer Koç'a yapılan çekiçli
saldın tüyler ürperticiydi.
Düzenlediği basın toplantısında
MHP Van Milletyekili Ayhan
Çevik'e eleştiriler yönelten Koç,
kameralar önünde çekiçli
saldınya uğradı. TBMM çatısı
altında, cumhurbaşkanı adayı
olmak istedi diye kendi
bakanlanna silah çekmekte,
yumruk atmakta sakjnca
gormeyen, bunu da "före"yle
açıklayan MHP'liler, çekiçli
saldınya da kendilerince
açıklama getırdiler...
MHP Van Milletvekili
Ayhan Çevik, "Amcamın oğlu
tahrik sonucu böyle bir olay
yapmış. Tahrik eden kişilerin de,
her akrabamı Ankara 'dan
kontrol edemeyeceğimi
dûşünmeleri gerekır" diyerek
saldınyı hafife aldı. MHP Grup
Başkanvekili Mehmet Şandır
saldınnın, "Van'ın koşullannda
değerlendirilmesi gerektiğini"
söylerken diğer Grup
Başkanvekili Ismail Köse'den
de ilginç bir açıklama geldi:
"MHP içindeki safralan
temizliyor..."
Bu açıklamalara ilk tepki DYP
Van Milletvekili Hüseyin
Çelik'ten geldi. Çelik, yaptığı
yazılı açıklamada olaya farklı bir
açıdan yaklaştı:
"Van'ı, Vanlılan aşağılayan bu
talihsiz beyanı bir Van
milletvekili olarak telin
ediyorum. Sanki bütün
Vanlılar birbirine çekiçle
acımasızca her gün
saldınyormuş, sanki bütün bu ve
benzeri olaylar Van'da sıradan
olaylarmış anlamına gelen bu
değeriendirmeden dolayı başta
Sayın Şandır olmak üzere
MHP'nin Vanlılardan özür
dilemesini bekliyorum. Van'ın
barbariıklara uyguh bir yer
olarak gösterilmesi kabul
edilemez. Bu ve benzeri
olaylann nerede yapıldığı değil,
kimler ve hangi zihniyet
mensuplannca yapıldığı
önemlidir."
'Ya DSP'de görünürsem'
TBMM Genel Kurulu'nda
olağan oylamalardan biri
yaptlacaktı. TBMM
Başkanvekili Murat
' Sökmenoğlu, elektronik
oylama yapılacağını duyurdu.
O sırada, "Karadenizli" bir
ANAP milletvekili, DSP
sıralannda miltetvekilleriyle
sohbet ediyordu.
Sökmenoğlu'nun "oylama"
çağnsını duyar duymaz,
teiaşla ANAP sıralanna
yöneldi. DSP'liler, "Yahu
oyiamaya buradan katılsana"
diye uyardılar. Karadenizli
milletvekilinin yanıtı, fıkralan
ile ünlü hemşerilerini
aratmadı:
"Yahu o zaman oyum DSP'ye
yazılır." Sistemi bilmeyenlere
not: Bektronik oylamada
milletvekili şifresini sisteme
girdiğinde, adı, hangi partiden
ve hangi ilin milletvekili
olduğu ortaya çıktığı için
verilen oyun oturulan koltuğa
göre değişmesi olasılığı yok...
Tencere dibin kara...'
TBMM'de geçen hafta
gerçekleŞtirilen bankalarla ilgili
görüşmeler sırasında parti
sözcülerinin yaptıklan
konuşmalan en iyi "Tencere
dibin kara, seninki benden
kara" atasözü özetliyor. Bü
görüşmelerin tutanaklarından
seçtiğimiz bazı bolümleri
yorumsuz aktanyoruz:
Recep Önal: (Devlet Bakanı)
Bankacılık sıstemini temelden
bozan bu yasal düzenlemeler
bankalann batmasına zemin
hazırlamıştır. Bakınız, imzalardan
birkaçını söyleyeceğim. 512
sayılı KHK, Prof. Dr. Sayın Çiller
Başbakan, Erdal Inönü
Başbakan Yardımcısı. 538 Sayılı
KHK, Başbakan Prof. Dr. Tansu
Çiller, Başbakan Yardımcısı
Murat Karayalçın. 1994 yılında
TYT Bank, impexbank,
Marmarabank batmıştır.
Ali Coşkun: (FP istanbul) Birinci
ihmal, 1998 yılında Sayın Mesut
Yılmaz azınlık hükümetiyle,
hükümete dışardan destek
veren CHP araanda erken
seçim başta olmak üzere, içinde
Bankalar Yasası'nın da
bulunduğu bir paket programın
üzerinde pazarlık yapıldığı
Çiller'in
sitemi
DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller, partisini izleyen
muhabirlerle sohbet
topiantsında "Neden etkin
muhalefet
yapmıyorsunuz" sorusuna,
başka bir soruyla karşılık
verdi:
"Peki sen muhalefeti
yazıyor musun, gösteriyor
musun? Ama ben yine de
kızgın değilim. Artık
Mevlana gibi oldum."
DYP lideri, daha sonra
gazete sayfalannı süsleyen
"gaflanna" getirdi sözü:
"Ağzımın içine bakıyoriar
ki bir yerde dil sürçmesi
olacak mı? Haber o.
Çeyrek asnnı ûniversite
hocalığına vermiş bir
profesörie ilgili bütün
yazılan bu. 200'e yakın
davadan geçtim, size
kendinizle ilgili 100 defa
söyfense siz bile inanmaya
başlarsıntz."
malumlannızdır. Sayın Mesut
Yılmaz tarafindan Kutlu
Savaş'a hazıriatılan ve bazı
bolümleri devlet sım olarak
gizlenen Susurluk raporunda,
bankalann düştüğü feci durum
dile getirildiği halde Bankalar
Yasası çıkanlmamıştır.
Celal Adan: (DYP, Istanbul)...
Kendisı banka yolsuzluğu
üzerinde suçüstü yakalanmış,
gensoru yemiş, ama bugün hâlâ
makbul ve muteber bir politikacı
sıfatıyla aramızda
banndırdığımız Türkiye'nin
Avrupa ile entegrasyonu
sorumluluğunu verdiğimiz eski
bir başbakandan
bahsedıyorum. (...)
Hortumcunun maaşlı adamı,
devletin Hazine'den sorumlu
bakanı olabilmiş.
Ekrem Pakdemirii: (ANAP,
Manisa) Aslında bu kötü
neticenin altında yatan zihniyet,
verdiysem ben verdim,
zihniyetidir.
Ufuk Söylemez: (DYP, Izmir) Bir
yandan 10 tane bankayı
batıracaksınız, ardından, sadece
sizin iktidannıza yakın kişi ve
gruplara bedava banka izni
vereceksiniz.
'Andıç Paşa'
kim?
FP (stanbul Milletvekili
Nazlı llıcak, Genelkurmay
tarafindan hazırlanan ve
"andıç" olarak adlandınlan
belgelerle ilgili bir basın
toplantısı düzenledi. llıcak,
bu belgelerle ilgili
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hüseyin
Kıvnkoğlu hakkında dava
açacağını, emekli
orgeneral Çevik Bir
hakkında da suç
duyurusunda bulunacağını
açıkladı. Basın
bürosundan bir görevti de
toplantıyı izleyenler
arasındaydı. Toplantı bitti,
llıcak aynldı. Basın
toplantısını izleyemeyen
bazı gazeteciler, görevliye
llıcak'ın neler söylediğini
sordular. Görevlinin yanıt»
kısa oldu: "Andıç Paşa
diye biri varmış, llıcak da
onun hakkında dava
açacakmış..."
Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğhı
tbmmı'fl•cumhuriyet.com.tr