23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 3 KASIM 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel: Kıbns Türk'ü azınlık yapılmak isteniyor 4 Bab yeui plan peşinde'ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Devlet Bakanı ve hükûmet sözcûsü Şûk- rü Sina GüreL, AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesıni açıkladığı gün BM Genel Sek- reten Kofi Anaan'm Kibns'a ilişkin bir çözüm planını taraflara ilettiğini belirte- rek, "Bir süredir Baü'nın Kıbns konusu- nu AB çerçevesinde eritip Kıbns Türkle- ri'ni azinuk haline getirerek konuyu söz- de çözüme getirme çabası var. BM Genel Sekreteri Kıbns dolayh görûşmelerini adeta niteük değişikliğine uğratacak bir adrnı atmışur. Bu, sayın Annan'm haddi- ne değfldir" dedi. Gürel, AB'nin niyetıni değiştirmesi gerektiğini bildirdi. Devlet Bakanı Gürel, TRT l 'de yayım- lanan Pazar Panaroma programında AB sürecinde yaşanan gelişmeleri degerlen- dirdi. Katılım ortaklığı belgesinde yer alan Kıbns ıle ilgili paragrafa işaret eden Gürel, AB'nin Türkıye ile ilişkilerini bir süredir Yunanistan'ın isteklerine bağlar gözüktüğüne dikkat çekti. Gürel, "Baş- kalannı Ueri taşıyan AB, Türkiye'ye tanı tersini, üye olmakla ilgisi obnayan başka koşullar getirmeye kalkarsa biz de gere- keni yapanz" diye konuştu. Gürel, Kürt- çe yayın konusunda hükümet ortaklan arasında konsensüs (görüşbirliği) bulun- madığını bildirdi. Devlet Bakanı Gürel, özetle şu açıklamalarda bulundu: ABniyetinideğiştinneB: AB'nin bir ni- yet ve sıyasi irade değişıklıği yapması ge- rekiyor. AB bir süredir Türkiye ile ilişki- lerini biryandan Kıbns diğeryandan Tür- kıye ile Yunanistan arasındaki sorunlann Yunanistan'ın istediği gibi çözümlenme- sine bağlamış durumda. Kıbns ön koşul olamaz: Şu anda irade değişıklıği görünmuyor ama bizim de AB ile ılişkilerimizin Kıbns konusundan ay- n tutulması gerektiğini anlatmamız gere- kiyor. Bunu anlamış gözüktüler, Helsinki doruğunun hemen ertesinde. AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın Başbakanı'ndan Yunanîstan'ı sucladı Yılmaz: Sorunlar ödürûetie aşdamaz İZMtR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) - Başbakan Yardımcı- sı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yünutz, Yunanistan'ın Türkiye'yle olan Kıbns, Ege gibi anlaşmazlıklannı çözmek için AB'yi kalkan gibi kullan- maktan vazgeçmesi gerektiği- ni belirterek sorunlann Türki- ye'nin tek taraflı vereceği ödünlerle aşılamayacağını vurguladı. Yılmaz, geçen hafta açıkla- nan Katılım Ortaklığı Belge- si'nin de (KOB) Kıbns'la ilgi- li maddenin varlığma karşın kabul edilebilir olduğunu kay- dederek "Bizim açunızdan AB'ye üyelik konusunda tered- düt devri sona ermiştir. Arük iş yapma zamanıdu-" dedi. '83 ruhu yakalanmah' Partisinin Izmir ıl örgütünün düzenledığı "Yeni Yüzyüda Yeni Politikalar" başhklı Ege Bölgesi eğitim programının açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ağır- lıkh olarak ANAP'ın yeniden 83 ruhunu yakalaması ve Tür- kiye'nin AB' ye tam üyelik gö- rüşmeleri üzerinde durdu. 28Şubat'ıeleştirdi Yılmaz, 18 Nisan seçimleri- nin ardından yaptıklan durum değerlendirmelerinde, 28 Şu- bat sürecinin partinin bugûn- kü noktaya gerilemesinde et- kili olduğu sonucuna ulaştık- lannı, bu nedenle ANAP'ın günümüzde 28 Şubat'ın olum- suzluklannı ortadan kaldırma- ya çahştığını savundu. Türkiye'nin Avrupa Birli- ği'ne tam üyelik yolunda hız- la ılerlemesıne karşın hem Türkiye, hem de Avrupa ka- muoyunda karşılıklı tereddüt yaratan bir durum olduğunu anımsatan Mesut Yılmaz, bu tereddüte son vermek için ge- çen hafta açıklanan katılım or- taklığı belgesi ve buna göre yılsonuna kadar hazırlanacak olan ulusal programın önemli bir firsat olduğunu söyledi. ' M ; M 1Ç hitVfhtc™1AM*i\iMİ\ DemokratikSolParti'ninlS. nın IX Kuruııışyıiuonıittiu kumiuş ^önûmü, paröu-3 * lerin kaüldığı etkinliklerle kutiandL DSP fl ve flçe teşkflatlan tarafindan Atarürk amtlarma çeknk konuMu. Başbakan ve DSP GeneJ Başkanı Ecevh, 15. kuruhış yıldönümü nedeniyle yayımladığı mesajda, DSP'nin ba- şmda bulunduğu iktidann Türkiye'ye Avrupa kapısını açtığuu belirterek "Başında DSP'nin bu- lunmadığı bir hükümet arük düşünülcmez'* dedL DSP Istanbul tl Başkanhğı'nca dün saat lüMTde Taksim Atatûrk Anıü'nda tören düzenleodi (Fotoğraf: ZEYCAN GÜL) Papandreu, iki ülke arasındaki ilişkileri değerlendirdi Türkiye'yi iyi tanımıyoruz' ATÎNA (AA) - Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu, Yunanistan'da, Türk toplumu ile ilgili bilgilendiril- me konusunda büyük eksiklik- lerin bulunduğunu belirtti. Atina'da yayımlanan Elefte- rotipia gazetesindeki demecin- de Türk-Yunan ilişkilerine de- ğinen Papandreu, Türkiye'nin farklı anlayış ve yaklaşımlann bulunduğu bir ülke olduğunu ifade ederek bunun doğru bir şekilde değerlendirilmesi ge- rektiğini kaydetti. Demecinde, Türkiye ile Yunanistan arasın- daki ilişkilerde AB faktörünün önemine değinen Papandreu, i- ki ülkenin aralanndaki büyük sorunlara ragmen, yakınlaşma sürecini sürdürerek ortak men- faat içeren işbirliği konulann- da ilerleme kaydetmeleri ge- rektiğine inandığını belirtti. 'AB faktörü önemli' Papandreu, "Türkiye ile bir diyalogiçindeohnanuz gerekti- ğine inamyorum ve Türkiye ile diyaJog içindeyiz. Ve şu anda da bu diyaloğun sınıriannı oluştur- maya çalışryoruz. Bu yüzden de AB faktörü önemlktir'' dedi. Türkiye'nin AB sürecine da- hil edilmesiyle ülke içi ve dı- şındaki sorunlannı çözümleye- bilmesi için kendisine bir "va- de" tanındığını ifade eden Pa- pandreu, Türkiye'nin AB yo- lunda ilerlemek ya da ilerleme- mek konusunda bir seçim yap- ma aşamasında bulunduğunu öne sürdü. Papandreu, Türki- ye'nin AB tercihinden vazgeç- mesi durumunda, iki ülke iliş- kilerinin tekrar gerginlik döne- mine geri döneceğini ve bun- dan da Türkiye'nin kendisıtıin zararlı çıkacağını ileri sürdü. Papandreu, Ege'de güven art- tıncı önlemlerle ilgili bir soru üzerine de taraflann bu konu- daki tezlerinin NATO tarafin- dan incelendiğini belirtti. gelen açıklamada Kıbns konusu ve Türk- Yunan sorunlannın çözümünün hiçbir şe- kilde ön koşul olmadığı bıldinldi. Türkler azmhk yapılmak isteniyor.Bir süredir Kıbns konusunu AB çerçevesin- de eritip Kıbns Türkleri'ni azınlık haüne getirerek konuya sözde çözüm getirme tasansı var. Bu tasannın uygulanıp uygu- lanamayacağını Türkiye'nin ve Kıbns Türkü'nün tutumu belirleyecektir. Annan'ın haddine değil:8 Kasım günü iki olay yaşadık. Katılım Ortaklığı Bel- gesi açıklandı ve BM sayın Genel Sekte- ri, Kıbns görüşmelerini adeta nitelik de- ğişikliğine uğratacak bir adım attı. Kıb- ns dolaylı görüşmeleri ni- ye yapılıyordu? Taraflann ve Güvenlik Konseyi'nin verdiği yetki neydi? Taraf- lar arasında o kadar derin görüş farklılıklan vardı ki esaslı konulan hemen bir- likte almaya imkân yoktu. Verilen görev dolaylı gö- rüşmeleri başlatmaktı. Bu farklı görüşleri yaklaştıra- caksınız ki doğrudan gö- rüşmelere zemin hazırla- yacaksınız. Çabanız bun- dan ibarefolacak. BM Ge- nel Sekreterinin misyonu bir arabuluculuk misyonu değildir. Böyle bir niyet değişikliği, Türk tarafina adeta, ben sizın düşüncele- rinizi kaale almam, demek Genel Sekreter'in haddine değildir. AB koşul getirirse gere- keni yapanz: Biz TC Hü- kümeti olarak, Türki- ye'nin kısa sürede AB'ye üye olması ve bunun ge- reklerini de yerine getir- mesini istiyoruz. Bunu ya- pınca aynı zamanda halkı- mızı layık gördüğümüz standartlara da ulaştıraca- ğımızı düşünüyoruz. Onemli olan karşı tarafın niyetidir. AB, Türkiye'ye üye olmakla ilgisi olmayan başka koşullar getirmeye kalkarsa biz de gerekeni yapanz. Kürtçe yaymda konsen- süs yok: Bu konuda kon- sensüs sağlamadan, herke- sin aklında yatan çözümü bulmadan bir adım atmak mümkün değil. Türkiye'de başka dillerde 5O'ye yakın gazete ve dergi çıkıyor, bunlardan bazılan da Kürtçe. Burada yalnızca şu dilde yayın yapılsın mı yapılmasın mı, bunu dü- şünmekten ziyade dil ve ulusçuluk arasındaki bağ- latıyı kurmak gerekiyor. 10 yıl önce bir Alman araş- tırmacı Ortadoğu araştır- masuıda şunu söylüyordu. Eğer Kürtçe konuşanlann hepsine hitap etmek için bir yayın politikası gere- kirse 50 tane radyo istas- yonuna gerek vardır. Bu, bir merkezden bir dilin ye- niden oluşturulması ve dil- de bir ortaklık sağlanması için bir yeni adım mı ola- cak? Türkiye'de herkes is- tediği dilde konuşuyor. Ermeni tasanlan siyasi tavm Sözde Ermeni tasa- nlannın pişirilip pişirilip önümüze getirilmesi, olumsuz bir siyasi iradeyi gösteriyor. Sonuç olarak hükümetler ya kuvetle kar- şı çıkıyor ya da biraz olu- runa bırakabiliyor. IRMIKIAYDIN ENGİN aengin@doruk.nettr Yazıya "...anımsarsınız" diye başlayacaktım ama vazgeçtim. Ben bile unutmuşum, siz nasıl anımsayacaksınız. Öyleyse sil baştan. Bundan böyle her pazartesi, o hafta boyunca bilgisayann ek- ranına, faks aygıtına ve gazete- deki posta kutusuna gelen mektuplardan, iletilerden bir seçki sunacağım. Biliyorum ki- mileri, "Tembel herif, o günûn yazısını kestirmeden ve zah- metsiz halledecek" diyecekler. N'apalım.. desinler. Bir kere tembel olduğumu sakladığım fi- lan yok. Ikincisi elektronik ileti- şimin bugün bize sunduğu ola- naklarda, "interaktif okurlann, -bence "katılımcı okur" daha yakışıyor- katkılannı öteki okur- tarla bölüşmek ilginç olsa ge- rek. Tabii arnk, Tırmık'a e-mektup, PTT-mektup ya da faks-mektup yollayanlar da yazdıklannın ve adlannın bu köşede bir gün çı- kvereceğini göze almak zorun- dalar. Evet, bu pazartesi ve her pa- zartesi Tınvık'\ "katılımcı okur- lar" yazacaklar. Bu Pazartesi ve Her Pazartesi Buyrun. • • • Bugün, geçen haftalarda ba- şıma gelen o uğursuz virüs sal- dınsının ardından gelen e-mek- tuplardan bir seçki: "...Sanınm bizde o virüsû te- mizleyecek yeterince gelişmiş programlann olmaması da kompüterinizde virüs olması kadar büyük bir sorun. Halbuki öyle programlar var ki virüsün temizlenmesini bırakın, onun kompûtere girmesine bile ola- nak tanımıyor. 21. yüzyıl tekno- loji çağında yaşamamıza rağ- men bizde bu virüslerie başa çı- kabilecek bir kontrol programı henüz geliştirilememiştir. Fakat devlet, bireylerin emeklerini ko- rumak ve onlann kompüterie- rindeki virüslere kafayı takmala- nnı önlemek için sizin eski vi- rûslü kompüterinizi alıyor yeri- ne yenisini veriyor. Tabii bizim- ki gibi geri bırakılmış(!) bir ülke- de, yüce devlet bu kompüterie- ri atacak değil ya, onlann her birini kendisine bağlı binmlere yeneştirmekte ve onlann herne kadar işe yaramaz, bozuk, e- mekhortumlayan olduğunu bil- mesine karşın onlann pariak ve modern dış görünümlenyle övünmektedir. Belki de çözü- mü siz buldunuz, her şeye ye- niden başlamak. Hatta kâğıtka- leme geri dönmek..." Sibel Bayraktar. "...Bilgisayannızı nasıl for- matlayacağınızı öğrendiniz mi bari? Dikkat edin, formatlıyo- rum zannederken o Tantanada eski yapıyı aynen restore edi- yorolabilirsiniz..." Mehmet Ku- zugil. "Engin Bey, Tamam anladık, senin birdiz- üstü bilgisayann var, yazını onunla yazıyor, faksını da onun- la çekiyorsun. Kimsede yok ve kimse de onu kullanmasını 5/7- miyor. Bir sende var, salt sen onu kullanmasını biliyorsun. Pardon, birdebenim 10yaşın- daki oğlum biliyor; haaa aklım- dayken söyleyeyim, sen de sfte- lenmek isüyorsan benim oğlan sanayardımcıolur. Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş çükünü ko- parnıış. Sakın bu söz öyle değil deme, sen Behçet Necatigil'/n şiirini rezil edersin de, ben bu kadarcık hata yapmayayım mı? Artık diyonım, şu Ali Bayra- moğlu'/an, Murat Belge, Gü- lay Göktürk'terfe ne zaman sü- tun komşuluğu yapacaksınız merak ediyorum. Cumhuriyet, Oral ÇalışlarVa sana 3 numara büyük geliyor. Ulusal bağımsız- lık, işçisınrfı, sendikalhakve öz- güriükler adına söylenecek sö- zünüz kalmadı. öyle ya şimdi onlan 3. Dünya solculan söylü- yor. Artık moda, orduya eleştiri getirmek, Kürt milliyetçiliğini ka- şımak. Kim ki kamu sektö- rünü savunur, hemen devletçi olur. Antidevletçi refleksiniz sizi küreselleşmecilehn safına sü- mkledi. Söylermisinizlütfen ba- na, Özal şakşakçısı Cengiz Çandar'dan, Altan ailesinden farklı solculuk adına hangi söy- lemleriniz ve tavnnız var? Meh- met Altan bizi uçurmak isteyen Amerika'yı göklere çıkaran kita- bını yayımladı: Amerikan Rapsi- donu... Sahiartık onlarkendile- rini 'solcu' olarak da lanse etme ihtryacı duymuyoriar. Somyo- nım: Siz kimsiniz, yön'süzlerden misiniz? Yönünüz varsa nereye çevrilmiş dunjmdadır? Kaygıla- nmla..." Halit Taha Önal. "...Bilgisayannız için geçmiş olsun. Yûkselen ve yükselmiş değerier dünyasında hiçbir an- lamı olmayan onlarca, belki de binlerce belge ve dokümanı kaybettiğinizi tahmin ediyorum. Sa de tahmin edersiniz ki yük- selmiş küresel değeıiene ilgisi olmayan Cumhuriyet okurtan için (yani ben bir 'Cumok'um) o bilgiler ve belgeler çok değerii- dir. Benim en fazla aklımda ka- lan ise öze///We birtakım sıkınt- lannı d/fe getjren cezaevi vb. yer- lerden aldığıncz e-mail'lerdi. O e-mail'lerin herbirinin cansızso- ğuk harflerden oluşmadığını ne yazık ki biliyonjm. Her biri can, canhıraş feryatiardı. Tenekepar- çalannın kıymet diye kakalandı- ğı, para denilen tannnın acizkul- lannın asla anlayamayacağı acı tatlı mail'ler..." Ali Gökmen MHP, safralarını çekiçle mi temizliyor? MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, son kurultaylannda "Değışmedik, geliştik" dedi. Değişmeden gelişmeyi nasıl başardıklan pek anlaşılamadı. Üstelik, "dışandan" temennilerte öyle kolay değişmeyecekleri de her geçen gün yeni olaylarla ortaya çıkıyor. Van'da eski il Başkanı Cafer Koç'a yapılan çekiçli saldın tüyler ürperticiydi. Düzenlediği basın toplantısında MHP Van Milletyekili Ayhan Çevik'e eleştiriler yönelten Koç, kameralar önünde çekiçli saldınya uğradı. TBMM çatısı altında, cumhurbaşkanı adayı olmak istedi diye kendi bakanlanna silah çekmekte, yumruk atmakta sakjnca gormeyen, bunu da "före"yle açıklayan MHP'liler, çekiçli saldınya da kendilerince açıklama getırdiler... MHP Van Milletvekili Ayhan Çevik, "Amcamın oğlu tahrik sonucu böyle bir olay yapmış. Tahrik eden kişilerin de, her akrabamı Ankara 'dan kontrol edemeyeceğimi dûşünmeleri gerekır" diyerek saldınyı hafife aldı. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır saldınnın, "Van'ın koşullannda değerlendirilmesi gerektiğini" söylerken diğer Grup Başkanvekili Ismail Köse'den de ilginç bir açıklama geldi: "MHP içindeki safralan temizliyor..." Bu açıklamalara ilk tepki DYP Van Milletvekili Hüseyin Çelik'ten geldi. Çelik, yaptığı yazılı açıklamada olaya farklı bir açıdan yaklaştı: "Van'ı, Vanlılan aşağılayan bu talihsiz beyanı bir Van milletvekili olarak telin ediyorum. Sanki bütün Vanlılar birbirine çekiçle acımasızca her gün saldınyormuş, sanki bütün bu ve benzeri olaylar Van'da sıradan olaylarmış anlamına gelen bu değeriendirmeden dolayı başta Sayın Şandır olmak üzere MHP'nin Vanlılardan özür dilemesini bekliyorum. Van'ın barbariıklara uyguh bir yer olarak gösterilmesi kabul edilemez. Bu ve benzeri olaylann nerede yapıldığı değil, kimler ve hangi zihniyet mensuplannca yapıldığı önemlidir." 'Ya DSP'de görünürsem' TBMM Genel Kurulu'nda olağan oylamalardan biri yaptlacaktı. TBMM Başkanvekili Murat ' Sökmenoğlu, elektronik oylama yapılacağını duyurdu. O sırada, "Karadenizli" bir ANAP milletvekili, DSP sıralannda miltetvekilleriyle sohbet ediyordu. Sökmenoğlu'nun "oylama" çağnsını duyar duymaz, teiaşla ANAP sıralanna yöneldi. DSP'liler, "Yahu oyiamaya buradan katılsana" diye uyardılar. Karadenizli milletvekilinin yanıtı, fıkralan ile ünlü hemşerilerini aratmadı: "Yahu o zaman oyum DSP'ye yazılır." Sistemi bilmeyenlere not: Bektronik oylamada milletvekili şifresini sisteme girdiğinde, adı, hangi partiden ve hangi ilin milletvekili olduğu ortaya çıktığı için verilen oyun oturulan koltuğa göre değişmesi olasılığı yok... Tencere dibin kara...' TBMM'de geçen hafta gerçekleŞtirilen bankalarla ilgili görüşmeler sırasında parti sözcülerinin yaptıklan konuşmalan en iyi "Tencere dibin kara, seninki benden kara" atasözü özetliyor. Bü görüşmelerin tutanaklarından seçtiğimiz bazı bolümleri yorumsuz aktanyoruz: Recep Önal: (Devlet Bakanı) Bankacılık sıstemini temelden bozan bu yasal düzenlemeler bankalann batmasına zemin hazırlamıştır. Bakınız, imzalardan birkaçını söyleyeceğim. 512 sayılı KHK, Prof. Dr. Sayın Çiller Başbakan, Erdal Inönü Başbakan Yardımcısı. 538 Sayılı KHK, Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. 1994 yılında TYT Bank, impexbank, Marmarabank batmıştır. Ali Coşkun: (FP istanbul) Birinci ihmal, 1998 yılında Sayın Mesut Yılmaz azınlık hükümetiyle, hükümete dışardan destek veren CHP araanda erken seçim başta olmak üzere, içinde Bankalar Yasası'nın da bulunduğu bir paket programın üzerinde pazarlık yapıldığı Çiller'in sitemi DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, partisini izleyen muhabirlerle sohbet topiantsında "Neden etkin muhalefet yapmıyorsunuz" sorusuna, başka bir soruyla karşılık verdi: "Peki sen muhalefeti yazıyor musun, gösteriyor musun? Ama ben yine de kızgın değilim. Artık Mevlana gibi oldum." DYP lideri, daha sonra gazete sayfalannı süsleyen "gaflanna" getirdi sözü: "Ağzımın içine bakıyoriar ki bir yerde dil sürçmesi olacak mı? Haber o. Çeyrek asnnı ûniversite hocalığına vermiş bir profesörie ilgili bütün yazılan bu. 200'e yakın davadan geçtim, size kendinizle ilgili 100 defa söyfense siz bile inanmaya başlarsıntz." malumlannızdır. Sayın Mesut Yılmaz tarafindan Kutlu Savaş'a hazıriatılan ve bazı bolümleri devlet sım olarak gizlenen Susurluk raporunda, bankalann düştüğü feci durum dile getirildiği halde Bankalar Yasası çıkanlmamıştır. Celal Adan: (DYP, Istanbul)... Kendisı banka yolsuzluğu üzerinde suçüstü yakalanmış, gensoru yemiş, ama bugün hâlâ makbul ve muteber bir politikacı sıfatıyla aramızda banndırdığımız Türkiye'nin Avrupa ile entegrasyonu sorumluluğunu verdiğimiz eski bir başbakandan bahsedıyorum. (...) Hortumcunun maaşlı adamı, devletin Hazine'den sorumlu bakanı olabilmiş. Ekrem Pakdemirii: (ANAP, Manisa) Aslında bu kötü neticenin altında yatan zihniyet, verdiysem ben verdim, zihniyetidir. Ufuk Söylemez: (DYP, Izmir) Bir yandan 10 tane bankayı batıracaksınız, ardından, sadece sizin iktidannıza yakın kişi ve gruplara bedava banka izni vereceksiniz. 'Andıç Paşa' kim? FP (stanbul Milletvekili Nazlı llıcak, Genelkurmay tarafindan hazırlanan ve "andıç" olarak adlandınlan belgelerle ilgili bir basın toplantısı düzenledi. llıcak, bu belgelerle ilgili Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu hakkında dava açacağını, emekli orgeneral Çevik Bir hakkında da suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Basın bürosundan bir görevti de toplantıyı izleyenler arasındaydı. Toplantı bitti, llıcak aynldı. Basın toplantısını izleyemeyen bazı gazeteciler, görevliye llıcak'ın neler söylediğini sordular. Görevlinin yanıt» kısa oldu: "Andıç Paşa diye biri varmış, llıcak da onun hakkında dava açacakmış..." Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan, Bülent Sanoğhı tbmmı'fl•cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle