18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cemil Bayık: KuHantlıyoruz • ANKARA (AA)- Terörist Cemil Bayık'ın, terör örgütü PKK ile Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasında Kandıl Dağı ve çevresinde meydana gelen çatışmalar hakkında "Kullanıhyoruz. Bizi destekleyenler aynı zamanda bizi birbirimizle çatıştıranlardır" değerlendırmesini yaptığı kaydedüdi. Bayık'ın, 2 Ekim günü Kandil Dağı'nda bulunan PKK karargâhında yaptığı konuşmada, KYB'yi ağır bir biçimde eleştirdiği, KYB'yi Türkiye, Almanya ve Aınerika ile işbirliği yaparak PKK'yi yok etmek amacıyla harekete geçmekle suçladığı belütildi. HADB» Başkanı'na dava • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu)-HADEPGenel Başkanı Ahmet Turan Demir hakkında "devletin bölünmezliği aleyhine propaganda yaptığı" savıyla lzmir DGM'de 3 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. DGM Savcısı Halil Cantemir, iddianamede, sanığın HADEP lzmir îl Başkanı olduğu dönemde, HADEP Manisa II Örgiyü'nce 6 Eylül 1998 tarihinde düzenlenen' genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, yasadışı PKK örgütünün yaptığı terörist eylemleri meşru göstererek desteklediğini öne sürdü. Demir'in önümüzdeki günlerde yargıç önüne çıkacağı bildirildi. Özmen ve Yüksel sağHkk • ESKİŞEHtR(AA)- UMUT operasyonu kapsamında yakalanan ve Ankara DGM tarafından tutuklanarak Eskişehir özel Tip Cezaevi'ne konulan Ferhat Özmen ve Necdet Yüksel, Eskişehir Devlet Hastanesi'nde sağlık kuruluna girdiler. Yapılan değerlendirmeden sonra Özmen ve Yüksel için akıl hastası olmadıklan ve savunma yapmalannı etkileyecek ruhsal bir hastalıklan bulunmadığına karar venldi. Özmen ve Yüksel daha sonra özel tip cezaevine götürüldü. friA muhabiri yaşaımm yîtirdî • KARAMAN(AA)- Karaman'ın Sanveliler ilçesinde dün Mehmet Aydın'ın kullandığı 06 GNS 15 plakalı otomobil, dikkatsizlık sonucu devrildi. Kazada, îhlas HaberAjansı(lHA) Sanveliler muhabiri Kemal Yılmaz (50) yaşamını yitirdi, yaralanan Mehmet Aydın ve Abdullah Açıkgöz hastaneye kaldınldı. Yüksel Sitesi davası • YALOVA (Cumhuriyet) - Yalova'nın Çıftlıkköy ilçesinde Yüksel Inşaat tarafından yaptınlan ve Marmara depremınde 315 kişinin yaşamını yitirdiği Yüksel Sitesi yöneticileri ve ortaklan hakkında TCY'nin 455/2. maddesi uyannca açılan dava, dün Yalova Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Karar aşamasına gelinen duruşmada mahkeme heyeti, duruşmayı 15 Aralık'a erteledi. Anayasa Mahkemesi'nin önceki iptal kararlannı dikkate almadığı ortaya çıktı Hükümet yasa tamnuyor SEKTAÇEŞ ANKARA - Anayasa Mahkemesi'nin yetki yasasını iptal etmesi, hükümetin daha önce bu yönde verilen kararlan dik- kate almadığını ortaya koydu. Yapılan bütün hukuki düzenlemeleri anayasa ve yasalara uygunluk yönünden incelemek ve aykınlıklar konusunda yetkilileri uyarmakla görevli Başbakanlik Kanun- lar ve Kararlar Genel Müdürlüğü'nün iş- levi tartışılrr duruma geldi. Hükümetin küçük ortağı ANAP, 1993 yılında çıka- nlan yetki yasasını, anayasaya aykınlık- lanna dikkat çekerek yükseİc mahkeme- ce iptal edilmesıni sağladı. Daha önce eleştirdiği konulara bu yetki yasasında göz yuman ANAP, kendisiyle çelişti. Hükümetin yaz aylannda istedıgı dü- zenlemeleri yapmak amacıyla TB- MM'den çıkardığı yetki yasasının Ana- yasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi Baş- bakanlik bürokrasısınm ışlevsızliğıni gündeme getirdi. Başbakanlik Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü'nün ya- pılması düşünülen bütün hukuki düzen- lemelerin anayasa ve yasalara uygunlu- ğunu denetlemesı gerekiyor. Yetki yasa- sındakı iptal karan, yasayı hazırlayan hü- kümetin daha önce bu yönde alınan ka- rarlan incelemediğini ortaya koydu. Yüksek mahkeme daha önce birçok ya- sayı aynı gerekçeyle iptal etti. Karar, hükümet ortağı ANAP'ın daha önce Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı ip- tal başvurusundaki eleştinlennı hazırlık aşamasında bu yetki yasası için gündeme getirmediğını kanıtladı. ANAP, 1993 yı- hnda çıkanlan yetki yasası için yüksek mahkemeye yaptığı iptal başvurusunda yapılan yanhşhklan sıraladı. ANAP, top- lumun tamamını ve pek çok temel konu- lan ilgilendirmesı nedenıyle "sosyal gü- venlik,personelreformu,ekonoıııiveözıel- feştirme" konulannın KHK ile düzenle- nemeyeceğini savunurken aynı yöntem- leri bu hükümette kullanmaktan kacın- madı. ANAP, 1993 yıhndaki başvurusun- da, yetki yasasının anayasanın 2,7,87,91 ve 153. maddelerine aykınlık yönleriyle incelenmesini istedi. ANAP'ın başvuru- sunda. "Yetkiyasalannın amaa, kapsamı ve konusu geniş içerikii, her yöne çekfle- bflecek, yuvarlak ve genel anlaûmlaria gosterümemen, değişik şekilkrde yorum- laradverişli olmamalan gerektiği hususu açıkça vurgulanmışnr" görüşü dıle geti- rilerek iptal ısteminde bulunuldu. Anaya- sa Mahkemesi, başvurudaki istemlere de katüarak KHK'lerin ancak ivedilik iste- yen belli konularda, kısa süreli yetki ya- salan temel ahnarak etkin önlemler ve zorunlu düzenlemeler için yürürlüğe ko- nulabileceğıne dikkat çekti. Fazilet Partisi ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART Türidye'nin bir yanı Hollanda koşullannda yaşarken diğer yam çöplerden besleniyor.Kararname pazaıiığı ANKARA(CumhuriyetBûrosu)-FP, Ana- yasa Mahkemesi'nin Yetki Yasası'nı iptal et- mesıyle bırlıkte hükümetin bu yasaya daya- narak çıkardığı Kanun Hükmünde Kararna- meleri (KHK) hükümetle pazarlık konusu yapmaya hazırlamyor. Hükümetin TCY'nin 312. maddesi değişikliğı içuı adım atmama- sı durumunda FP'nin başta sosyal güvenlik- le ilgilı düzenlemeler olmak üzere hüküme- tin önem verdiği KHK'lenn iptali için hare- kete geçeceği belütildi. FP Genel Başkan Yardımcısı Ertan Yülek, yetki yasasına dayanılarak çıkanlan kanun hükmünde kararnamelerin otomatik olarak iptal edılmesı gerektığını belirterek, haftaba- şmdan itibaren belirleyecekleri KHK'ler için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklannı bil- dirdi. Yülek, "KHK'nin ruhuna uygun oto- rak hükümetin suüstimaletmedOderi içm ba$- vunnayabfliriz. Ancak hükümetkendfameve- rflen yetkiyi suüstimaletmiştir. Bu konuda ça- hşmafauimızı sürdürüyoruz" dedi. Kapatılan RP'nin lideri Necmeöin Erba- kaa'ı kesinleşen hapis cezasından kurtarmak amacıyla TCY'nin 312. maddesinin değişti- rilmesi için her yolu deneyen FP, bu konuda hükümetle yeni birpazarlık planı içinde. Yet- ki Yasası'na dayanılarak çıkanlan KHK'leri inceleyen FP'li hukukçular 10 civannda KHK'nin anayasaya aykın olduğunu sapta- - Alar. Ancak FP yönetimj bu KHK'lerle ilgi- .ü iptal başvurulannı ağırdan ahna eğilimi içinde. FP yönetiminin bu süreçte KHK'leri koz olarak kullanacağı belırnldi. FP'nin hü- kümeti sosyal güvenlıkle ilgili KHK'ler baş- ta olmak üzere önemli bazı KHK'leri Anaya- sa Mahkemesi'ne götürmekle tehdit edeceği savunuldu. Hükümetin 312. madde konusun- da bir an önce adım atmaması durumunda KHK'lerle ilgili olarak art arda iptal başvu- rusunda bulunulacağı kaydedüdi. Cumhurbaşkanı Sezer'in yetkilerini sınırlayan KHK hükümete iade edildi Başkentte kararname trafîği [email protected] ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Hükü- metin, Yetki Yasası'nı geçmiş yıllardaki ben- zer kararlan nedeniyle iptal edeceği dile ge- tirilen Anayasa Mahkemesi'nin yasayı görü- şürek yürürlüğünü durdurmasmdan 1 gün önce toplam 10 kararname çıkartması dikkat çekti. TEAŞ'a yetki verilmesine ilişkin son kararname ise iptal karanndan sonra çıkan Resmi Gazete'nin mükerrer sayısmda ya- yımlandı. Çankaya Köşkü, aralannda Cum- hurbaşkanmm yetkilerinin sınırlanmasını öngören kararnamenin de bulunduğu 5 KHK'yi "yasaldayanağının kahnamaa" ne- deniyle .hükümete geri gönderdi. Hükümet, Yetki Yasası'nın çıktığı 6 Tem- muz tarihinden 4 Ekim'e kadar geçen yak- laşık 2 aylık sürede bu yasaya dayanarak yal- nızca 10 kararname çıkartabildi. Ancak 4 ve 5 Ekim'de 2 aylık icraata eşit obnak üzere toplam 10 kararname Resmı Gazete'de ya- yımlanarak yürürlüğe girdi. 4 Ekim tarihli mükerrer gazetede, sosyal güvenliğe ilişkin 4 kararname ile birlikte Polis Yüksek Öğre- tim Kurumlan, NATO POL tesisleri ve şehit yakınlan ve gazilerm durumunun iyileştiril- mesine ilişkin olmak üzere toplam 7 karar- name yayımlandı. 5 Ekim tarihli Resmi Gazete'de ise Insan Haklan Başkanlığı kurulması ile TSK ve Jandarma yasalannda değişikük öngören ka- rarnameler yer aldı. Kararnamelerinhızh tra- fiği dikkat çekerken aym gün Anayasa Mah- kemesi'nce Yetki Yasası iptal edildi. Ancak karardan sonra yayımlanan Resmi Gaze- te'nin mükerrer sayısmda mobil elektrik santrallannı düzenleyen kararname yer aldı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bu karamameyı Anayasa Mahkemesi'nin iptal karan vermesinden 1 gün önce imzaladığı, ancak Resmi Gazete'ye önceki gün gönde- rildiğı öğrenıldı. Cumhurbaşkanhğı kaynaklan, diğer ka- rarnamelerin de yayımından 1 gün önce im- zalandığmı belirtirken "Köşkteki kararna- mekr incelendikçe imzalanıp gönderfliyor veya reddedüryor. Anayasa Mahkemesi'ııin iptal kararuun sonrasmda imza obnaz. Sa- yın Cmnhurbaşkanımız kurallara uygun- luk açısmdan büyûk titiziik gösteriyor" di- ye konuştular. Cumhurbaşkanlığı, yasanm iptalinin ar- riınHan "anayacılriayanagmnılrflhnamag ra. denryfc" köşkte bekleyen 5 karamameyi hü- kümete gen gönderdi. Başbakan Bûlent Ecevit, Yetki Yasası'nın iptalinin uygulanmakta olan ekonomik istik- rarprogramını nasıl etkileyeceğinin sorulma- sı üzerine, "Tabü çahşmalanmmn bir miktar hıa kesflecek. Ama geçen yasama yıhnda göz- lemlediğmiz gjbi TBMM çok hızh çahşmaya da ahşn. Biz bir miktar zaman kaybma uğra- yacağız, ama bunu tebıfi edebflmek içm eü- mizdengelen çabayı gösterecegiz'' diye konuş- tu. Ecevit, bir başka soru üzerine bu gelişme- nin Türkiye'nin kendi ıç sorunu olduğunu ve IMF'yi ilgilendinnediğini belirtti. TEAS Mobü santraliçin yasadişı yet/d ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Anayasa Mahkemesi'nin iptal etti- ği yetki yasasına dayanıla- rak önceki gece mükerrer Resmi Gazete'de mobil santrallann kiralanması ve hizmet alınmasma iliş- kin kanun hükmünde ka- rarname yayımlandı. Bu KHK'yle, DPT ve Hazine tamamen devre dışı bıra- kılarak, TEAŞ'ın ihale yapmakstzm istediği fır- mayı çağınp mobil sant- rahn işletmeye ahnması için istediği fîyattan kira- lama ve hizmet alımı söz- leşmesı imzalamasının yolu açıldı. Bu durumun rekabet hukukuna aykın olduğu belirtildı. EMO avukatı Gökhan Cando- ğan, mobil (yüzer-gezer) santrallann kurulmasına ilişkin ilk düzenlemenin de yasayla yapüması gere- kirken yasama orgammn yetkisi gasp edılerek Ba- kanlar Kurulu'nca çıkan- lan kararnameyle gerçek- leştirildiğine dikkat çekti. Mobil santrallardan elektrik almmasına ilişkin düzenlemenin hukuk dışı olduğuna ilişkin dava sü- rerken Enerji Bakanlı- ğı'mn ihalesiz olarak fir- ma belirlemesine izin ve- rildi. Anayasa Mahkeme- si'nin yetki yasasını iptal karan dünkü Resmi Gaze- te'de yayımlanırken önce- ki günîcü Resmi Gaze- te'nin mükerrer sayısmda yayımlanan bu KHK'de şöyle denildi: "TEAŞ Genel Müdür- lüğu tesph edeceği gûçte çahşacak mobil (yûzer-ge- zer) elektrik santrallannı, belirieyeceği fîrmadan, ihaleye çıkılmaksızın, da- vetusulüileengeçl Ekim 2001 tarihinde işletmeye ahnmak üzere yurtiçinden ve>a yurtdışmdan (Hazine veDPT müsteşarhklannın izni aranmaksızm) haddi layıkfiyattan kiralayabflir ve hizmet ahmı yoluyla iş- letebiür." Böylece Enerji Bakan- lığı, istediği fîyattan iste- diği firmanrn mobil sant- ral kurmasını talep edebi- lecek ve bundan elektrik satın alınacak. IRMIKIAYDEV ENGÎN [email protected] Kanayan ve kaynayan Bal- kanlar'da parçalanma süreci- nin son adımı atılıyor Karadağ Federe Devteti ve sancak eya- letinden ibaret "karikatûr" bir Yugoslavya'y yapay solunum- la ayakta tutmaya çabalayan Miloşeviç'in sonu göründü gi- bi. Belki bu satıriaryazıldığında sonu gelmiştir bite. Diyelim kaçınılmaz son geldi ve Miloşeviç ile çetesi iktidar- dan tepetaklak indi ya da indi- rildi. Ya Sırp milliyetçiliği ? Irkçılık sınınna gelip dayan- mış Sırp milliyetçiliği, gösteril- mek istendiği gibi Miloşeviç ve çetesinin marifetlerinden kay- naklanmıyor. Kökleri çok daha derinde. Sırp milliyetçiliği, Yu- goslavya'yı oluşturan halklar içinde Sırplann "eşitler arasın- da birinci" olduğu yargısı taa Trto dönemine kadar uzanıyor. Eski Yugoslavya'yı allayıp pullayıp "halklann bereketli sofrası" olarak sunan resmi propaganda, Karadağ, Koso- Diyelim Miloşeviç'in îşi Bitti... va, Makedonya, Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek ve Sırbistan'ı içine alan büyük Yu- goslavya döbeminde milliyetçi önyargılann tarihin çöplüğüne gittiğini, halklann kardeşliği ül- küsünün Balkanlar'da, Yugos- lavya Federal Cumhuriyeti'nde ete kemiğe büründüğünü ha bire işledi. Ta ki 1989 sonbahannda, "Duvar"\n yıkılmasıyla başla- yan büyük altüstlük günlerine dek. Ardından tarihte benzeri çok az görülmuş bir "hızla" parçalanma başladı. Yugoslav- yahalklannı bırbirine bağlayan, birbirini içinde erittiği sanılan çimentonun çürüklüğü bilinç- lere çıkıverdi. Slovenya sessiz sedasız, Hırvatistan kavga gürültü için- de koptu. Makedonya aradan sıynlıverdi. Bosna, Balkanlar'a özgü kıyıcılığın pençesinde yıl- larca kanadıktan sonra eğreti bir çözümle koptu. Kosova'nın kopuşu, gökten bomba yağ- ması, Kosovatopraklanna "ba- nş güvercini" kılmnda NATO biriiklerinin yerieşmesiyfe mümkün oldu. Karadağ res- men değil ama fıilen kopmuş, başına buyruk bir cumhuriyete dönüştü. Sancak eyaleti için için kaynıyor ve Balkanlar'da yeni biryangının işaretlerini ve- riyor... Balkanlar'daki "halklann sof- rası", sosyalizm kuruculuğun- dan, milliyetçiliğin batağında debelenen "nefretin halklan'na dönüştü. Bütün bu hayhuy içinde Sır- bistan hak edilmemiş bir kibir- le kabarmış bir milliyetçiliği, ırk- çılık ve faşizan zorbalık sınınn- da sürdürmeye çabalıyordu. Bu bağlamda Miloşeviç bir "neden" değil, bir "sonuç". Bugün gelinen nokta "sonu- cun sonu'na işaret ediyor. • • • Son yıllarda bir dizi utançla lekelenmiş de olsa Sırp halkı büyük ve gelenekli bir halk. Bağnndan, ünü ve değeri ulu- sal sınırtann çok ötesine taşan aydınlar, yazarlar, müzisyenler, sinemacılar, sporcular çıkardı: Ivo Andriç, Goran Bregoviç, Vıda Sentoseviç... En önemlisi, Yugoslav mo- deli sosyalizm kuruculuğu de- nemesinin lokomotif gücü de Sırp halkı oldu. Yenik düşen bir denemedir. Ama "özyönetim" diye anılan bu çok özgün sos- yalizm kuruculuğu denemesi, kapitalizme bir seçenek oluş- tuıma, kaprtalist mülkiyete kar- şı üretim araçlarının kolektif mülkiyeti arayışında çok önem- li dersler, deney birikimleri içe- rir. Bu büyük halk şimdi yeni ve çok daha yakıcı bir sınavın eşi- ğinde: Miloşeviç sonrası Yu- goslavya ne olacak, nasıl ola- cak? Kökü çok derinlerde bir mil- liyetçilik hastalığıyla sakatlan- mış bir toplumda, şiddeti red- deden, özgüriüklerin önündeki engelleri trtizlikle ayıklayan de- mokratik bir ülke yaratılabile- cekmi ? Miloşeviç'in gidip gitmediği- nin bile henüz belli olmadığı şu günlerde bu yakıcı soruya olumlu ve umutlu bir yanrt çok zor. Avrupa dillerinin pek ço- ğunda *Balkanlaştırma" terimi vardır ve bu terim kargaşa, bir- birini durmaksızın yıyen bitiren halklar, siyasal dengelerin sü- rekfi bozulduğu "böl ve yönet" politikalan için son derece elve- rişli topraklar anlamına gelir. Yakın tarih "Balkanlaştır- ma'ûa Sırplann her zaman önemli roller oynadığını söylü- yor. Bakalım bu kez rol "kötü adam" mı olacak, "kahraman" mı? Sırplar her iki rolü de iyi oy- nayabileceğini kanıtlamış bir halk. POLTrtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA ; Sinemada Cinayet... Mavi yaz akşamları bitti. Patikalarda tüm sev- gililer dalgın yürümekten usandı... Bilmem korkulu düşler görür müsünüz? ; ,<j Gözlerini siyahlar kuşatmış bir kız çocuğu, SK, J zin uykularınızı böler mi? \\ Bizim Mehmet Faraç'ın yazdığı Urfa'daki Er^j mek Sineması beni otuz yıl öncesinin Harran'ın^i:) götürdü, bir kentin soluk alışını, simyacı bir güzef- liklebuluşturdu... İlk kez o zaman görmüştüm gözlerini siyahlâr kuşaîmış kız çocuğunu; ilk kez Urfa Çarşısı'nda , 'Halep...', 'Şam...' diye bağırarak kaçak sigaraf' kâğıdı, Marlboro, VVinston. Salem satan birerkefc' çocuğunu... •-'• I Hüznün çepeçevre kuşatılmış yaşamında,'1 kendi türkülerinden habersiz ellerin erişemediği yerlere bakıyorlardı... .,n Dün sabah gun ışıdığında, gazetelere göz atarı* •' ken, Yugoslavya dakı halk ayaklanmasını, MİIO'TŞ seviç'in kaçışını, Ermenı soykırımı tasarısıyla Tür,-V j kiye'nin tepkısini unutup, eski biralbümden çıkar;h dığım soluk fotoğraflara baktım... Yaprakları sonsuza dökülen bir gece Urfa'da, Lice'de, Mardin'de, Hakkâri'de de bitmişti... Oralarda da çocuklar uyanmıştı, buralarda da... Belgrad'da, Bosna'da çocuklar ayaktaydı... Acaba, Belgrad'da yüz bin kişi yine meclis br-cJ nasına doğru yürüyor muydu? 5 W Balkona çıktım, tatlı bir serinlik içimi ürpertti..?^ O anda kafamda Urfa Çarşısı ve Belgrad sokaKJ^ ları canlandı... Düşündüm ki, yine tam otuz yıl önce Belg^-J rad'daydım... f.A Ama ben bugün Urfa'yı yazacağım, bizim Mertsr met Faraç'ın anlattığı öyküyü... , > • • • - ' ; , Nereden başlasam derken 'töre cinayetleri' gel- di aklıma. Sonra, Urfa Çarşısı'nda kaçak Ameri- kan sigarası satan çocuklar... O çocukların evreninde gölgeli gözlerin, umutsuzlukların biçimlenmesi nasıl birşeydi, şim- di hiç anımsamıyorum... Anımsadığım tek şey, Urfa'da akşamın örtüsüy- dü... Sessizlik ve karanlık... **•' Birden takvim yaprakları hızla düşmeye başla- dı: 28Aralık1996... -?* 13 yaşındaki H ^ . evli bir kadındı... 13 yaşındaki bir kız çocuğu nasıl evli olur de* meyin sakın!.. Yaşları küçük olduğu için, töre gereği imam ni- kâhıylaevlenmişlerdi!.. . : . H.A., Urfa'da Atlas Sineması'nda bir film izle- meye gitti... H.A.'nın 16 yaşındaki kocası A.H., durumu öğ--, rendi... ^ H.A. törelere göre suç ışlemişti... Aile meclisi kararı verdi ve kocası A.H., H A'yı öldürdü... v A.H., Urfa Ağır Ceza Mahkemesi'nde 24 yıl ha- pis cezasına mahkûm oldu. Ceza, yaşının küçüte olması nedenıyle önce 12 yıla, sonra 10 yıla inv dirildi... Işin daha acı yönü, cinayetten sonra Atlas Sl* neması kapatıldı, Urfa sınemasız kaldı... Sonuçta, kentte bir avuç aydın bir araya gel- di. Uzun çabalar sonucu, Atlas Sineması'nın kar- şısındaki Gençlik Spor Müdürlüğü'nün salonu ki- ralandı. Salon 160 milyar lira harcanarak döşen- di... Artık 1.5 milyon nüfuslu Urfa'nın 500 kişilik bjj; sinema salonu var... , J Sinemanın işletmecisi Feridun Imrek mutlu..^ • • • Ben dün sabah Güneydoğu fotoğraflanna bak- tım... '' Çocuk gözlerde hüznü ve kaçışı gördüm... v 1 ' Filiz süren bir sessizlikte büyüyen umutlan, yok oluşlan, durusu bahannın ilk çiçeğinin toprak- tan fışkırmasını yaşadım... ^ Aynı saatlerde Malabadi Köprüsü'nde, Urfa Çarşısı'nda çocuklar dolaşıyordu, biliyorum!.. O çocuklar gökyüzüne bırakılmış, yıkılmış, inanılmaz düşleri yakalayabiliyorlar mıydı? ,^> Dışarıya çıktım... v i Güneş kış kuşatmasına girmişti... ,0 Bir huysuz acıyla değil, sevgiyle dokunmak isj? tedim bahçedeki mor menekşelere... Urfa'da Atlas Sineması'nın karşısında bir Emek Sineması vardı artık... Peki, töre cinayetleri bitmiş miydi Urfa'da? Kaderin kadehinde yaşanan hüzün ve tutku, HA'nın 13 yaşındaki yaşamdan kopuşu, otuz yıl öncesinin kendi sessizliği içinde yoğunlaşan bir kenti 2000 yılında nerede duruyordu? Yanıtını aramak bıle geçmedi içimden... S Dikenli acının olanca şiddetini bilmeyenleŞ duymayanlar için zaten sorulara yanıt aramafc gereksizdi... | Oralar yıllarca hep gözardı edilmişti... hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhurryet ^ kitap kulübü ,\ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI KÜIİIAYOUYIVETARİKAT ] KAMPLARI : 4 BASI SAHCIU YILLAR KUJATIUHIJ SOKAKUUt 4 BASI POSTUNDA KURT ZAMBAK SANA DA BULAJTI KAN 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI 2 BASI A$IK KADINLAR SOKAĞI 2 BASI ŞERİAT PAZARJ • SEVDANIN ADRESİ BElü DEĞİL TÜRKİYE'NİN SEYTAH ÜÇ6ENİ GÖZLERİN POYRAZ Cumhunyet Kıtap Kulubü Çağ Pazarlama A.Ş. TOrkocağı Cad No:39/41 (34334) Cağatoğlu-lstanbul Tel: 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle