Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2000 CUMARTESİ
14 kultur@cumhuriyet.com.tr
Björk, Altın Palmiye kazandığı filmin müziklerini bir albümde topladı
Selma'nın müzikli öyküsü
Björk, 'Dancer in the Dark'ın önce müziğini yapü, bir yıl sonra Sefana'yı filmde oynadı.
30 yıldan seçkilerADA Müzik, Mûnir Nu-
rettin Selçuk'tan sonra T1-
mur Selçuk'un en sevilen
yapıtlanndan oluşan albü-
mü TimurSelçıık-Seçkiler'i
yayımladı. Otuz yılı aşan bir
kariyerin kilometre taşı di-
ye nıtelenebilecek yapıtlann-
dan oluşan albüm, Türk mü-
ziğinın gelişiminde ve şe-
killenmesınde önemli roller
üstlenmış bir ismin yaptık-
larını geleceğe aktaracak
zengin bir belge özelliği de
taşıyor.
Timur Selçuk'un müzikal
yaşamı, Türkiye'nın bir ay-
nası adeta.
fyı bir ortaöğretim aldık-
tan sonra yurtdışına gidiyor. Oradaki
akımlardan etkılenip aşk şarkılan yazı-
yor ve Ümit Vaşar Oğuzcan'ın şiırlenne
yaptığı bestelerle 1970'lerinbaşındaAna-
dolu pop akımının örnekleriyle birlikte
aranjmanlara alternatif yapıtlar ûretiyor.
Sonra Ankara Sanat Tiyatrosu'nun mü-
zik yönetmenlığıni üstleniyor ve sol gö-
rüşün müzikteki en sivri temsilcilerin-
den bıri oluyor. Tiyatro müzikleri yazı-
yor, öğrenci yetiştiriyor, Istanbul Oda Or-
kastrası'nı kurarak deneylere girişiyor.
Seksenlerde, arabeske teslim olmuş di-
ğer türler üzenne kafa yoruyor ve çıkış-
lar anyor. Bu arada 1989'da Eurovisi-
on'da 'Bana Bana' adlı par-
çasıyla Tûrkiye'yi temsil
ediyor, ama o da kötü bir
neticeyle ülkeye dönüyor...
Doksanlarda ise Timur
Selçuk, babasının klasiJde-
rini, çoksesli, evrensel tat-
larda yorumlayarak yolu-
na devam ediyor ve bugü-
ne geliyor...
Ustanın albümünde yer
alan parçalar: Aynlanlar
tçin (Ümit Yaşar Oğuzcan),
Beni Köy Kuyularda (Ü.Y.
Oğuzcan), Beyaz Güver-
cin (Ü.Y. Oğuzcan), Bu-
gün Yarın Daima (Ü.Y.
Oğuzcan), Dönek Türküsü
(Çiğdenı Talu), Ekonomi
Bilmecesi (Yılmaz Onay), Halet Reza-
ki'nin Şarkısı (Oktay Arayıcı), Hürriye-
te Doğru (Orhan Veli), Ispanyol Meyha-
nesi (Ü. Yaşar Oğuzcan), Kara Sevda
(Erdem Buri), Karantinah Despina (At-
tilâ Ühan), Köylü Kızı (Timur Selçuk),
Memet (Nâzun Hikmet). Oy Be Nenem
(Timur Selçuk), Pirelı Şarkı (Orhan Ve-
li), Sen Nerdesin (Farnk Nafiz Çamh-
bcl), Sevmek Delilik (Ü.Y. Oğuzcan),
Yaşayamam Sensiz (Ü.Y. Oğuzcan), Ba-
na Bana (Timur Selçuk), Bir Resımde
Sen (Ü.Y. Oğuzcan), Güneşin Sofrasın-
da (Nâzım Hikmet), Nereye Payidar(Çiğ-
dem Talu).
Piyanoyla Türk musikisi
"• Kalan Müzik, Türk sanat musikisinin
en tanınmış piyanistlerinden Feyzi As-
iangü'in 1950 h yıllarla 60'lann başm-
da yorumladığı parçalardan oluşan 'Pi-
yano ile Saz Eserieri ve Taksimler' adlı
albümü yayımladı.
Şırketin 'Arşiv' serisinde yer alan ya-
pıtta (Bülent Aksoy yayıma hazuiamış)
Aslangil, aralannda Suzidili Peşrev (Tan-
buri Ali Efendi), Ara Taksimi ve Suzi-
dil Saz Semaisi (F. Kopuz, SedatÖztop-
rak), Kürdilihicazkâr Peşrev (Kemençe-
ci Vasü), Mahur Saz Semaisi (Kemen-
çeci Nikolaki), Sultaniyegâh Saz Sema-
isi (Kamıni Hacı Arif Bey), Sultaniye-
gâh Sirto (Sadi Işılay), Nikriz Sirto'nun
da (Refik Fersan) bulunduğu 13 yapıtı
yorumluyor.
1910 Beyazıt doğumlu Feyzı Aslan-
gil; Saint Benoit'da öğrenim görürken
müzik aşkıyla okulu bırakmış ve özel pi-
yano dersleri almaya başlamış. Daha
sonra Batı müziğınden uzaklaşıp Türk
musikısine merak sarmış ve SetrakEfen-
di'nin öğrencisi olmuş.
UdiFaûriBeyileNeyzenİhsanBey'ın
yardîmlanyla Darütta-
lim-i Musiİd Heyeti'ne
kabul edilmiş ve bu
grup bünyesinde tur-
nelere, konserlere çı-
karak üç yü piyano çal-
mış. Daha sonra Hafiz
Abmct ve Hafiz Bur-
han'ın fasıl heyetlerin-
deçahşmış; 1933'tede
Mûnir Nurettin Sel-
çuk'a konserlerinde eş-
lik etmiş. tstanbul Rad-
yosu'nda hazırladığı
PiyanofleSaz Eserieri
adlı programla geniş
kitlelere ulaşabilmiş.
Aslangil 22 Ağustos
1965'te Istanbul'da ve-
Piyanist Feyzi Aslangfl'in albûmü Kalan Müzik'ten çıkü. fat etmiş.
Müzikseverler için Björk'ün bir
fîbnde başrol oynadığı haberi tam bir
sürprizdi, ama bu yıl kalkıp da Can-
nes'da en iyi kadın oyuncu seçilme-
si çok daha büyük bir şaşkınlık ya-
rattı müzik camiasında.
Avrupa sinemasının en iyi yönet-
menlerinden Danimarkalı Lars Von
Triermüzikal olacak son fılmi Dan-
cer In The Dark ıçin kalkıp Madon-
na, Cher ya da Courtney Love yen-
ne onu seçmişti ve ne kadar isabetli
hareket ettiğini Altın Palmiye'yle is-
patladı.
Bir gün televizyon karşısında otu-
rurken Björk'ün görüntüsüyle ve ez-
gileriyle karşılaşmıştı; o an It's Oh
So Quiet'ın videosunda oynayan
Björk'e yazdırmaya karar vermişti
müzikleri.
Hemen izini bulup teklifini yap-
mış, Björk de senaryoyu okuduktan
sonra hemen bölümleri yazmaya gi-
rişmiştı. Şarkılanndaılkkezkendin-
den başka birinın öyküsünü anlata-
caktı. Gözleri iyi görmeyen, fakir,
şanssız, mutsuz bir kadındı filmin
kahramanı Selma, ama büyük bir
müzik yeteneği vardı...
Işini bitırip parçalan teker teker
Von Trier'e dmlettiğinde yönetmen
Björk'ün yorumu karşısında edecek
lafbulamamıştı. Lzlandalı yıldız Sel-
ma'nın müzikal yanını iyi özümse-
mişti ve beyazperdede de pekâlâ onu
oynayabilirdi. Tam bir yıl uğraştık-
tan sonra Björk'ü ikna etmeyi başar-
dı...
36 dakikalık bir albüm
Ancak sette her şey güllük gülis-
tanlık değildı ve ikili süreklı çatış-
mıştı; oyunculardan CatherineDene-
uvearaya girmese çoktan ışı bırakıp
gitmiştı Izlandalı yıldız...
Björk filmdeki olağanüstü perfor-
ilm ne kadar
acıysa müzikler o
kadar tatlı ve 'uslu'.
Yani nerede ne
yapacağı belli
olmayan Björk yine
müzikal açıdan
kolaylıkla
tanımlanamayacak
bir kategoriyle
karşımızda. 'Dance'ın
hafifliği, klasiğin gücü
ve deneyin heyecanı
yine bir arada.
mansıyla Altın Palmiye'yi ahnca bu
kez müzikleri ıçerecek albüm bek-
lenmeye başlandı. Avrupa'nın herye-
rinde olduğu gibi Universal Türki-
ye de, bizde albümü filmin gösteri-
me gireceği günlerde piyasaya sür-
meyi hedeflenmişti. Ancak sonra bir-
den karar değiştirdiler ve geçen haf-
ta Sebnasongs adlı yapıtı yayımladı-
lar. Björk, 3 yılını verdiği bir kahra-
manın adını albüme koymuş ve par-
çalann onun öyküsü olduğunu söy-
lemiştı...
Albüm kısa, tam süresi otuz aln da-
kika alö sanıye. Yedi parçadan (Over-
ture, Cvalda, I've Seen It All, Scar-
terhead, In The Musicals, 107 Steps,
New World) oluşuyor ve bu kısa re-
pertuvardan single olarak seçilen
I've Seen It AI1 bir süredir radyolar-
da çalıyor.
Bu parçanın bir başka özelliği de
Björk'ün son dönemin flaş grubu
Radnhead'in lıden Tom Yoke ile dü-
et yapması. Yaşama bağlılığı, yaşa-
ma duyulan aşkı sımgeleyen bu par-
ça iki muhteşem yorumu bir araya ge-
tırmesı açısından da önemli. İyi bir
'endüstriyelsenfoni' şeklinde tanım-
lanabilecek Cvalda'da Björk'ün ya-
nında Deneuve'nin sesi de duyulu-
yor.
'Müzik tek aşkım'
Sounda gelince; fılm ne kadar acıy-
sa müzikler o kadar tatlı ve 'uslu',
yani nerede ne yapacağı belli olma-
yan sanatçı yine müzikal açıdan ko-
laylıkla tanımlanamayacak bir kate-
goriyle karşımızda; hippy olan anne-
babasından gelen psichedelie yapı
ile konservatuvarda kazandığı klasik
anlayış bir arada. 1993 'te Nefle Ho-
oper'in gözetıminde, Londra'da ha-
zırladığı, Uk özgün albümü Debut'tan
bu yana füzyonu çok seven ve hep
deneyen, technonun kalınlığıyla 'dan-
ce'ın hafifliğini, klasiğin gücünü ve
deneyin heyecanını bir arada verme-
ye çabalayan Björk'ün aynı huyu bu
yapıtta da sürüyor...
Lars Von Trier, Björk Gudmonds-
dottir'i müzikten çahp başanlı bir
oyuncu yaratmayı başardı ama, Al-
tın Palmiyeli yıldız sinemayla ılgili
hiç de iyi şeyler düşünmüyor. Ya-
bancı dergilerden birinde yayımlanan
söyleşide şunlan söylüyor: "Altııı
Pahniye'yi akfağun için çok sevincü-
yim, ama bu deneyimi tekrar yaşa-
mayı düşünmûyorum. Müziktek aş-
kun ve bîrde söıemayla uğraşmakiçin
yaşam çok losa^."
Ünlfi soprano,
son albûmü
'La Luna'da
beşdilde . .
sovtuyor. *
Brightman
pöpu sevfyorSarah Brightman deyınce akla artık popla klasiğin ustaca
harmanlandığı, yıllar geçse de aynı heyecanla kabul gören
yapıtlar geliyor. Bunlar arasuıda 'Operadaki Hayalet', ün-
lü sopranonun kariyerindeki en önemli çalışma olarak bi-
rinci sırada; o kalıtede bir başka iş üretemese de Bright-
man aynı yolda ısrarla devam ediyor. Son albümü La Lu-
na da aynı türde. Albümün yapımcılığını yüklenen Frank
Peterson, oradan bir tutam, buradan bir tutam alarak
Bnghtman'ın güçlü sesine uygun bir soundla repertu-
van inşa etmiş. Buraya kadar her şey iyi ama repertu-
vann yamalı bohça gibi durması, Brightman ne söyler-
se satar inanışı, RichardClayderman'ın seçımlennden
bir farkı olmaması albümün bütünlüğünü zedeliyor.
Brightman beş dilde söylüyor; repertuvarda Rachma-
ninov'dan (How Fair This Place) Beethoven'a (Fıglıo
Perduto) Handel'den (Solo Con Te) Dvorak'a (La Lu-
na) kadar klasikçilerin ünlü yapıtlanndan başka Mor-
ricooe'den La Califfa, Craig Armstrong'dan This Lo-
ve, çok bilinen Whiter Share Of Pale, Hijo De La Lu-
na'nnı Latin-pop yorumu var. Bnghtman'ın yaşa-
nnnda Andrew LJoyd VVebber'in büyük önemi var.
Birçok müzikale ımza atan ünlü besteciyle altı yıl
evli kalan Brightman, bu birlikteliğin de verdi-
, ği güçle Cat, Requiem gibi çok ses getirmiş ya-
; ,\ pıtlarda yer almış ve zirveye daha hızlı yük-
^ selmişti. 1990'da ikili, kâğıt üzennde aynl-
"v dı, ama müzikal anlamda bırburinden kop-
V \ madı. Doksanlarm ortalannda Sarah
^ % \ Brightman Sings The MusicOfAnd-
^ \ UK.
r e w
^^°y^ Webber albümünü ya-
\ " %. yunladılar. Daha sonra klasik-
le pop arasuıda gıdip gele-
rek asıl kulvannı belirle-
> di. Bocelli'yle yaptığı Ti-
me To Say Goodbye adlı
düet single on milyon sattı.
Efes Blues Anadolu yollanndaOn binncı yaşını kutlayan Efes Pilsen
Blues Festıvalı bu gece Ankara'dan yola
çıkıyor. On dört ayn kente uğrayacak fes-
tival Anadolu'nun yannıda Moskova ve
Bükreş'e de sıçrayacak.
Yerli müzik camiasının en uzun soluk-
lu organizasyonlanndan olan ve repertu-
vannı yurdun birçok yöresine taşımayı ba-
şaran festıvalin bu yılki kadrosunda Long
John Hunter & The Bad News Blues
Band, The Hotanes Brothers ve Iil' Bri-
an & The Zydeco Travelers var.
Blues'un Türkiye'deki tirajına bakılıp
bu festıvalin promosyon amaçlı bir fan-
tezi gibi göriilmesi çok yanlış; her gitti-
ği yerde gayet geniş salonlarda tıklun tık-
lım konserlere sahne oluyor Efes Pilsen
Blues...
Festival Ankara'da (Hilton) üç gün kal-
dıktan sonra Moskova'ya(12-13-14Ekim)
gidiyor. Ardından Izmir'e (16-17-18
Ekim) dönüyor ve Bükreş'e (20-21 Ekim)
hareket ediyor...
Sonnki etaplar ise şöyle: Adana (23
Ekim), Mersin (25 Ekim), Istanbul (27-
28-29 Ekim), Eskişebir (31 Ekim), Bur-
sa (1 Kasım,), Antalya (3-4 Kasun), Ga-
ziantep (6 Kasım), Diyarbakır (7 Kasım),
Trabzon (9 Kasım), Samsun (11 Kasun).
Gelelim bu yılki isimlere; blues deyin-
ce en önemli sesler arasında gösterilen
Long John Brovvn, B.B. King'i dinleyin-
ce müziğe girmeye karar vermiş, bir gün
sonra bir gitan, bir hafta sonra da grubu
olmuş. Bir yıl sonra da B.B. King'i izle-
diği mekânda grubuyla konser vermeyi
başarmış. Renkli şovlan sonucunda ünü
önce Teksas'a, ardından tüm ülkeye ya-
yılmı§. 1985'teyayımladığı RideVVÎmMe
ile rock-blues kulvannda ağırlığını his-
settinniş. Uluslararası piyasalara ise Bor-
derTown Legend ve Swü»gingFromTbe
Rafters albümleriyle ulaşmış..
Soul-gospel ustalan The Holmes Brot-
hers üçlüsü, gospel, rock ve soulu canlı
performansıyla otuz yıldır dünyaya tanı-
tıyor.
The Holmes Brothers'ın kardeş olan iki
üyesi Sherman ve VVendeL kilise koro-
lannda yetişmişler. Çeşitli gruplarda yer
aldıktan sonra 1970'Ierin başında Popsy
Diıon'la birleşip The Holmes Brothers is-
miyle yollanna devam etmişler.
Bu yılın en genç sanatçısı ve grubu
olan Lü' Brian & The Zydeco Travelers
eleştirmenlerce zydeco türünün gelece-
ğini kurtaracak ekipler arasuıda gösteri-
liyor.
SELMİ
ANDAK
Cemal Reşit Rey'i
anıyoruz, arıyoruz
Evrensel müzik dünyasının, ülkemizin
onuru olan uluslararası ustası, besteci, or-
kestra şefi, piyanist ve hocamız Cemal
Reşit Rey 5 Ekim 1985 tarihinde yaşamı-
nı yitirmişti... Türkiye'de çağdaş, çokses-
li müziğin yaratılması ve yorumlanması yo-
lunda öncü oJarı Cemal Reşit Rey'in kazan-
dırdığı yetenekler ve öğrenciler arastnda ben
de besteci ve müzik eleştırmenı olarak ne
öğrendiysem onun derin bilgi kaynağın-
dan yararlanma mutluluğunu taşımakta-
yım... Bir an için bile, müzik çalışmalanm-
da bana verdiği desteği ve öğnetimini as-
la unutamadığım "ölümsüzyaratıcı ve ho-
ca Cemal Reşit Rey"\ hep anıyor, hem de
günümüzde "bozukdüzeniçindebulunan
müzik sanaf/"nın düzelebilmesı ıçın haya-
len de otea anyorum... CemaJ Reşit Rey mü-
zik alanında dünyaca az bulunan bir mü-
zik otoritesi ıdi.
Ülkemizde "evrensel, çağdaş, çokses-
li" müzik alanında öncüler olarak "Türk
beşleri" adıyla tanımlanan ve kişiiik fark-
lanna rağmen bir 'ekol' oluşturan Ahmet
Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Ha-
san Ferit Alnar, Necil Kazım Akses ve
Cemal Reşit Rey'in dünyaya açılma bakı-
mından önemi büyüktür. Bu "Beşler'den
Ahmet Adnan Saygun'un Cemal Reşit
Rey'in ölümünden sonra Panayot Aba-
cı'nın özverili emek ile yayımladığı "Or-
kestra" dergisinde yazdığı "Kardeşim Ce-
mal" başlıklı yazı şöyle başlıyor "Bazı in-
sanlar vardır ki Tann onlan sanki belli bir
göreviyerine getirsinlerdiye dünyaya gön-
dermiştir. Cemal ışte böyle ınsanlardan
biriydi. 17. ve 18. yüzyıllarda büyük eser-
ler verdikten sonra, 19. yüzyılın ortalann-
dan sonra duraklayan ve yeni bir hamle-
nin bekleyişi içine giren Türk musikisinin
çağdaş biranlayışla yeniyolunu çizen ve
hepsi de yüzyılımızın ilk yıllannda dünya-
ya gelmiş olan ılk besteci kuşağımızın, ya-
şt ve eser vermeye başlayışı bakımlanndan
ağabeyi, duayenioldu Cemal..."
ötümsüz müzik otoritesi Cemal Reşit
Rey'i bestecilik yaşamında çok yönlü, çok
renkli ve değişik türierde eserler yaratma-
daki bilgisı ve başanlanyla tanıyoruz. Bu ay-
ncalık, asla onun yaratmadaki kendi kişi-
liğini, özgün stilinı bozmamış, her eserin-
de yenilik ön plana çıkmıştır. Bir besteci-
nin değişik türierde çalışırken kişiliğini fe-
da etmemesı ve sadece yenilik araması çok
olumlu ve önemlidir. Cemal Reşit Rey'in bes-
teci olarak ülkemize ve dünya müzigine ka-
zandırdığı eserler, sadece tür olarak şöy-
le özetlenebilir: Operalar, operetler, revü-
ler, sahne için müzikler, koro eserieri, or-
kestra eserieri, oda müziği, konçertolar ve
konsertan parçalar, şan ve orkestra eser-
(eri, piyano eserieri, şarkılar, film ve radyo
için müzikler, marşlar.
Bu birbirinden etkileyici ve önemli eser-
ler arasında, zaman geçtikçe Türk halkı-
nın gönlüne ve kulağına sinen ve her et-
kinlikte, resmi toplantıda "slogan" olan
"Cumhuriyetin Onuncu YılMarşı", ustamız
Cemal Reşit Rey'in ölümsüzlüğüyle eşde-
ğer olmuştur. Geniş kitlenın beğenisinde-
ki "Lüküs Hayat" opereti de unutulabilir
mi?
Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun ça-
lışkan, özverili, bilgilı Genel Sanat Yönet-
menı, değerli sanatçı Arda Aydoğan'ın
hocamız Cemal Reşit Rey için olumlu gi-
rişknlerini her zaman övüyor ve kutluyoruz.
Yerli popta geçen hafta Hande Yener
ılk albümü Senden tbaret'le zirvedeki
yerini korudu. EmeL yenı albümü
Mudze ile ikinci, Zerrin Özer, Bir
Zerrin Özer Arşivi adlı albümüyle
üçüncü. Sanat müziğinde liste yine
değışmedi: Emel Saym, Ah Bu Şarkdar
albümüyle bırincı, Muazzez Ersoy,
Nostaiji 7-8-9'la ikinci, Bülent Ersoy,
Aiaturka 2000'le üçüncü. Halk
müziğinde Grup Yorum, çift CD-
kasetlık toplama albümü Seçmeler'le
lıder. Zara, Boyut adlı albümle ikmci,
Fuat Saka, Lazutlar 2 ile üçüncü.
Yabancı müzıkte ise Power This Is
Greece binncı; Angela Dimitraı, adını
taşıyan albümle ikınci; toplama albüm
Fanta Hits üçüncü.
yeniler- Diamonds Arc Forever - Shirley
Bassey
- La Luna - Sarah Brightman
- Primitive - Soulfly
- Music - Madonna
- Ronan - Ronan Keating - Best Of-
Afric Sımonc
- So Much For The Ten Year Plan -
Theraphy?
- Uve At Bilbao. Spain - Tijuana No!
- The Latin Expk>sion VbL 1 - Various
- Get Me Some - The Jeff I lealey Band
- Meet Mark Murphy - Mark Murphy
- Black Sand - Led Kapaana
- Restaurant - Jumbo
- Isopor - Pato Fu
- The Very Best Of - Perry Como
- First Touch - Stefanos
- Set to Explore - Trinked
- Takin' The Long VVay Home - Tuck &
Patti
- Al Yeşil Dökûn Anneler - Varol
- Bendeniz Şarkılan - Bendeniz