Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
Gereken
yapılıyor
Egebank'ın sahibi Yahya
Murat Demirel, tutuklan-
madan az önce avukatları-
na sormuş:
"Amcamın tutuklanaca-
ğımdan haberi varmı?"
Avukatlan, "Evet var" de-
yince, Yahya Murat [Demirel
üsteliyor:
"Peki ne yapıyor?"
Avukatlar, yanrtlıyor:
"Gereken yapılıyor."
Aradan iki gün geçiyor.
Yahya Murat Demirel'in am-
cası 9. Cumhurbaşkanı Sû-
leyman Demirelı ombuds-
man yapmak içın özel çaba
harcayanAdatet Bakanı Hik-
met Sami Türk Egebank
iddianamesinı hazırlayan
DGM Savcısı hakkında so-
ruşturma açtınyor.
Ister istemez akla şu so-
ru düşüyor:
"Gereken mi yapılıyor?"
ISIK KANSU
Azınlık demokratıözgürlük tutkunu, demokrasi havarisi,
sorumluluğunu üstlendiği Turizm Bakan-
lığı'nı kapatarak özeileştirilmesini önere-
cek kadar "sivil" Erkan Mumcu'nun de-
mokrasi tanımı ne?
Erkan Mumcu'nun Bilişim Fuan'nda dü-
zenlenen bir panelde yaptığı konuşmayı
Milliyet'ten Meral Tamer köşesıne aldı.
Mumcu, artık üretimde de, tüketimde de
kitlenin değil bireyin öne çıktığından söz
ederek, "Tek başına üretim bir inisiyatif
birimi de. Her üretilen şeyi önüne kondu
diye tüketmeyi reddediyor. Kendi talebini
kendisi dizayn ediyor" demiş ve sadede
gelmiş: "Bugün yeni bir sistem yaklaşımı
geliyorbütûn dünyada. Bu yeni sistemde
bilgiveşeffaflıkesas. Herbirbireyi, birüre-
tim ve karar birimi oiarak yeniden tanım-
layan yeni ekonomi, bana göre ister iste-
mez ulus devletin sınıriannı zorlayacak ve
azınlıkdemokrasilerininyolunu açacaktır."
Erkan Mumcu'nun, ulus devlet sınıria-
nnı zoriayan 'azınlıkdemokrasisi'ni çok şü-
küryaşıyoruz. Araştırmacı Mustafa Sön-
mez'e göre, nüfusun yüzde 1 'lik kesimi-
nin geliri Türkiye'nin yüzde 45'inin geliri ile
eşrt düzeydeymiş.
özgüriükçü Erkan Mumcu'nun "azınlık
demokrasisi" bu olsa gerek. Egebank'ı
hortumlamaktan tutuklu eski Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya
Murat Demirerın Hazine'ye, dolayısıyla
halkın sırtına devrettıği batık 642 trilyon li-
ra; ayda 500 milyon ile 200 milyon arasın-
da gelirle geçinrneye çalışan alt-orta ge-
lir grubundaki 1 milyon 284 bin ile 3 mil-
yon 210 bin ailenin gelirine eşit. Demok-
rat Erkan Mumcu "azınlık demokrasisi" ile
bu gerçeği vurguluyor olmalı. Türkiye'de-
ki kimi "birey"\er, dünyanın en zengin ki-
şileri arasına girme başansını gösteriyor.
Sivil toplumcu Erkan Mumcu'nun "azın-
A/coemoAraata'tkırtıkrişliyordernek. Dün-
ya Bankası'nın Dünya Kalkınma Göster-
geleri 2000 raporuna göre, gelir dağılımı
iyi olan ülkelerden en düşük gelirli yüzde
10 ile en yüksek gelirli yüzde 10 arasın-
daki gelir farkı 4 katta kalırken, Türkıye'de-
ki bu fark 14 kata ulaşıyormuş. Vizyon sa-
hibi Erkan Mumcu'nun "azınlık demokra-
s/s/"nde azınlık, çoğunluğu işte böyle ye-
ner. Niye kızılıyor ki? Mutlu azınlık demok-
ratı Erkan Mumcu, azınlığın özgürlüğünü
savunacak elbette.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer, SSK ve Bağ-Kur ile ilgili ya-
salardadeğişikiiköngören karamame-
yi onayladı. Kararnameler apar topar
aynı gün yayımlanan mükerrer Res-
mi Gazete'de yayımlandı. Ertesi gün
de bu kararnamelerin dayandığı yet-
ki yasası Anayasa Mahkemesi tara-
fından iptal edildi. Onaylanan karar-
name Anayasa Mahkemesi'nin geç-
mişte vermiş olduğu karaıiara bakı-
lırsa yürürlükte kalacak. Ancak, Ana-
yasa Mahkemesi'ne bir iptal başvu-
rusu yapıldığı takdirde kararnameler
de iptal edilecek.
Dileriz Anayasa Mahkemesi'ne baş-
vurulur da kararnameler iptal edilir.
Çünkü, kararnameler milyonlarca iş-
Sosyal güvenliğin ruhuna fatiiıa
çi ve esnafın sosyal güvenlik hakkı-
na darbe indirmeye dönük hükümler
içeriyor. Yalnızca bir örnek: Kararna-
meler ile SSK'nin sağlık hizmetleri
özelleşecek, paralılaşacak, SSK has-
taneleri özel şirket hastanelerine dö-
nüştürülebilecek. Eski SSK Genel Mü-
dürü Kemal Kjlıçdaroğlu'nun da ka-
rarnamelere ilişkin kimi saptamalan
var "Kararname ile SSK başkanı ile
iki genel müdüryardımcısı her an de-
ğiştiıilebilecek. Uçyılsüre içın SSK Yö-
netim Kurulu'na atanmış olanlann gö-
revsûrelerisona erecek. Karamamey-
le kazanılmış haklar kamu görevtileri-
nin ellerinden alınmış olacak. Vali ve
belediye başkanlan SSK'nin sağlıkiş-
letmelerine dönüştürülecek olan sağ-
lık tesislerinin yönetim kurulunda yer
alacak. Böylece, Çalışma Bakanı Ya-
şarOkuyan, biryandan bineyakın be-
lediye başkanını SSKprim borçlannı
ödemedikleri için icraya verirken, bir
yandan da onlan SSK sağlık işletme-
lerinin yönetim kuruluna almış olacak.
SSK teftiş kunılu, sigorta teftiş kuru-
lu başkanlan, birinci hukuk müşaviri,
genel müdûr ve daire başkanlannın ta-
mamı, şahsa bağlı kadroya aktanlacak.
Böylece, bu makamdakilergörevden
alındıklan takdirde yargı yoluna baş-
vuramayacaklar. Karamame ile aynca,
süresinde sigortalı işçiyi SSK'ye bil-
dirmedikleri için haklannda ceza ya-
zılan işyerisahipleriaffedilecek. Bağ-
Kur'un gösterge tablosunda değişik-
iik öngörütüyor ki, bu hûküm ile mali
yükûmlülük getirilmiş oluyor. Oysa,
Sayın Cumhurbaşkanı kimikararname-
leri mali yükûmlülük getirdikleri ge-
rekçesiyle veto etmişti."
Kısacası kararnameler, ne işçinin,
ne de SSK çalışanlannın yararına.
Sessiz kalan, yeterince tepki göster-
meyen Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar
Konfederasyonu, Türk-lş, Hak-lş ve
DİSK temsilcilerinin gözleri aydın ol-
sun.
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Az Sonra!
Şok, şok, şokL. Ermeni ta-
sansını ABD Meclisi'nin gün-
demine Amerika'daki Ermeni
lobisinin değil Türk lobisinin
soktuğu öğrenildi!.. Siyasal ve
diplomatik çevrelerde müthiş
yankı uyandıran bu gelişmeyle
ilgili oiarak bir yetkili şunları
söyledi:
"Bilindiği gibi Ermeni tasan-
sına karşı Türkiye çok sert ön-
lemleralmaya hazırtanıyor... Mi-
silleme oiarak ABD'nin Inciriik
NATO Üssü'nden Kuzey Irak'a
yönelik uçuşlanna izin verilme-
mesi, Kuzey Keşif uçuşlannın
süreslnin uzatılmaması, Birleş-
miş Milletlerambargosuna rağ-
men Bağdat'a tıbbi malzeme
gönderilmesi, Kızıldehli soykın-
mının kınanması ve Irak'a büyü-
kelçi atanması düşünülüyor...
Yani, normalkoşullarda, bağım-
sız bir ülkenin yapması gere-
kenler bu tasan yüzünden ya-
pılacak... Komşumuzlrak'ta ilaç-
sızlıkyüzünden kınlan halka, sırf
Amerika 'ya inat olsun diye yar-
dım edilecek... Sanıyoruz, bu
gelişmeleh hesaplayan ve Tür-
kiye'ye bağımsız bir tavır ka-
zandırmak isteyen ABD'deki
Türk lobisi, bu amaç doğrultu-
sunda tasanyı gûndeme getir-
di!..
Az sonra!..
Süleyman Demirel'in, "Fı-
rat kıyısındaki koyunu" yediği
belirtildi!.. Eski cumhurbaşka-
nının, siyasal hayatı boyunca
adilliğini vurgulamak için sık sık
sarfettiği "Fırat kıyısındaki ko-
yunun bile hesabın soranm" sö-
zünde adı geçen koyunu, yak-
laşık 2 yıl önce, bir Egebank zi-
yaretinde, yeğeni Murat De-
mirel'le beraber yediği öğre-
nildi!.. Demirel konu hakkında
"Ben o koyunun Fırat kıyısın-
dan olduğunu bilmiyordum, bil-
sem yemezdim!.. Zaten artık
küreselleşme çağındayız, sınır
dışına çıkıp, Iskoçya'dakikop-
ya koyunun hesabını sormamız
laztm... Murat için referans mek-
tubu yazdığım doğrudur, ama
hınzırbenden o mektubu 'Ban-
kada güvenlik elemanı oiarak
çalışacağım' diyerekaldı, iş bul-
sun diye yardım ettim... Banka
sahibi olacağını bilsem yazmaz-
dım... Kamuoyuna duyuruyo-
rwn. Egebank hortumuyla hiç-
bir ilgim yoktur, beni Hortum
Süleyman 7a karıştırmasınlar...
Hıçbir zaman yakınlanma ayn-
câık tanımadım, hepsine eşit
mktarda destek oldum, hepsi
eşt miktarda kazandılar" şek-
lirde açıklama yaptı!.. Az son-
ra..
Ecevit dürüstlüğü bıraktığı-
nıaçıkladı!.. Her zaman 'dürüst
licer' kimliği ile öne çıkan Baş-
bikan Ecevit, "Sadece dürüst-
fCkten değil, öztürkçe'den de
v&geçiyorum, vurgun için tüm
frtkân ve ihtimalleriseferberet-
tin... Artık dürüstlük yok, vur-
gun var; olanak ve olasılıkyok,
imkân ve ihtimal var" şeklinde
konuştu... Ecevit'in, şok yara-
tan bu karara, kararname kriz-
leri nedeniyle sık sık ters düş-
tüğü Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'in anketler so-
nucu halkın gözünde 'en gü-
venilirmakam' çıkmasından ve
de Sezer'in konuşmalarında
öztürkçe'ye yoğun oiarak yer
vermesinden sonra vardığı be-
lirtendi... Yakın çevresine "Ar-
tık Sezer, ne yaparsa tam tersi-
ni yapacağım" dediği öğreni-
len Ecevit'in, günlerdir nasıl yot-
suziuk yapılacağını öğrenmeye
çalıştığı, sonunda çok cins iki
adet kediyi devlet parasıyla sa-
tın almaya niyetlendiğı ileri sü-
rüldü!.. Az sonra!..
Murat Demirel, Egebank sa-
yesinde zengin olduğunu ka-
bul etti... Yeğen Demirel sor-
gusunda şunlan söyledi: "Evet,
Egebank sayesinde zengin ol-
dum, ama bankayı soymadtm,
usulsüzhiç birşeyyapmadım...
Bilindiği gibi bu bankayı kurar-
ken cebimde sadece beş bin
dolar vardı... Satın alınca, bu
parayı hemen Egebank'a yatır-
dım veyasal faiz işledi... Hiçbir
harcama yapmadım, bankada
yatıp kalktım, çay ve simitle ida-
ne ettim, sonunda bubeş bin do-
lar bir servet haline geldi... Ak-
lımı kullandıysam, tasarrufyap-
tıysam bu suç mu?. Arkamda bi
dayım olsa başıma bunlargel-
mezdi!.."
Az Sonra!..
Sosyal demokrasi için tehli-
ke sinyali!.. Türkiye'de araştır-
ma yapan dünyaca ünlü siya-
set uzmanları, ülkemizde 'iki
parçalı tek sosyal demokrat ta-
banın bulunduğunu' belirttiler...
Bir uzman, "Bu parçalanma çok
fena bir durum, böyle giderse
Türkiye'yisarsacakşiddetlisos-
yal depremlerin olması kaçınıl-
mazgörünüyor"ded\... Az son-
ra!..
Harun Doğan kendini sa-
vundu... Sydney Olimpiyatla-
n'nda mindere çıkmayan gü-
reşçi Harun Doğan "Banayan-
lış bilgi verildi, ben Rus rakibi-
min güreşçi olduğunu bilsey-
dim, çıkargûreşirdim. Ama ba-
na 'Kurallar değişti, çıkıp bu
Rusla Rus ruleti oynayacaksın'
denildi... Kim dedi, hatırlamı-
yorum... Bu bilgi üzerine min-
dere çıkmadım... Aynca ayyıl-
dızlı mayoya ihtiyacım yok be-
nim, sırtımda doğuştan ayyıl-
dızşeklinde birdövme var, kim-
se art niyet aramasın" şeklinde
konuştu... Az sonra!..
Terim-Gori krizi çözüldü!..
Terim'in Italya'da kalacağı, fa-
kat Gori'nin Türkiye'ye gelece-
ği açıklandı... Gori "Türkiye, pa-
rasına güvenerek şımanklık ve
küstahlıkyapmak isteyenleriçin
bir cennetmiş, tam bana göre
bir yer" dedi!.. Az sonra!..
Flaş Saygısızlık!
Bir Demet Tiyatro'nun son bölümünde, dizinin tüm oyun-
ulannın, çalışma arkadaşlan rahmetli Gürdal Tosun'u an-
ıklan birsahne vardı... Fakat bu duygusal final sahnesi bc-
unca, bıktıncı şekilde, defalarca sözde "Flaş Haber" altya-
ısı geçti... Ve gözünü reyting bürüyenlerin sanatçıya ne
İ edar değer verdiklerini bir kez daha izlemiş olduk!..
Şekep portakalı
Şeker Portakalı Eğitim Koopera-
tifi, 1998 yılı başında Batıkent'te
kuruldu. Kooperatifin çalışmaları
akademik bir amaç taşımıyordu,
yardıma muhtaç olanlara dönük
sosyal girişimlerde de bulunmu-
yordu. Peki kooperatifi kuranlar
kimlerdi, ne yapmaya çalışıyorlar-
dı? Kooperatif yöneticileri kendile-
rini ve amaçlarını şöyle tanımlıyor-
lar "Biz, anneyiz, babayız, öğret-
meniz, memuruz,işçiyiz. Yani ya-
şamın içinde uygulayıcılar oiarak
yer alanlanz. Temel amacımız, ül-
kemizin insanlannın ve çocuklannın
mutluluğuna katkıda bulunmaktır.
Çocuklarımızın eğitimi, yaşamımı-
zın en önemlialanıdır. Çocuklanmız,
ülkemizin ve dünyanın gelecekteki
yurttaşlarıdır. Onlar tarihı yarata-
caklardır. Çocuklanmız, gelecekte-
ki anneler ve babalardır, onlar de
kendi çocuklarını eğiteceklerdir.
Çocuklanmız, büyüyünce eksiksiz
yurttaşlar, iyi anne ve babalar olma-
lıdır. Ama hepsi bu değil. Çocukla-
nmız bizim yaşlılığımızdır, kötü bir
eğitim bizim gelecekteki acımız,
gözyaşlanmızdır. Başkasına karşı, ül-
kemize karşı suçluluğumuzdur."
Kooperatif kurulduğundan bu
yana 25 kişilik bir ebeveyn grubu-
na "anne-baba" eğitimi verdi. Ay-
da birmüzik etkinlikleri, öğretmen-
lerin, aydınlann katıldıkları konfe-
ranslardüzenledi. Kooperatif, yal-
nızca atık kâğıtlann toplanmasın-
dan gelen gelirte de yarın bir ço-
cuk kütüphanesi açıyor. 1998'de ya-
şama veda eden kooperatif kuru-
cularından Tülay Çakır'ın adına
kurulan kütüphanede 300 dolayın-
da ansiklopedi ve yardımcı ders
kitabı, 1200 dolayında da öykü, ro-
man, şiir kitabı bulunuyor. Çocuk-
lann kitap okuyabilecekleri, ders
çalışabilecekleri koca bir kütüpha-
ne anlayacağınız...
Kooperatif üyeleri, adı üstünde
şeker gibi işler yapıyoıiar. Ellerine,
akıllanna sağlık.
HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ
Yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine bir süre ara vermiştir.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK
igulgeciuyahoo.com
behicakn turk.net
ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI
KEDl LEVO APTÜÜKA
DÜN /NfttüxtT6 BİR KİTAP
0KUDUM.AKltMABA9tSByi.ER
TAKIt-P/— AMBKİHA'DA OlS
A A R L i y D
BURADA HKB&
BİfZ SAŞ.K-A UiKfDE OZ.SAM
YAŞAMIM ANLAM KAZANIRI»
• ' ' • / ' .
\/AMHÜKAI TÛ
I Bıa HÂLÂ K
mf
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7 Ekim
PO£'NUN AYK/Rf DÜNY/İSt..
184-9'DA BUGÜN, ÛtJUJ AM£K/KAU OZ4N
OA ÖLAKİŞTÜ- KOMANTİK Şirt&-Eftı*//Nff*/MAKL
*.££ siei.) yaNisneA, POSAÜSTÜ KOK/CU YE
ÖYKÜSÜ ocş&A*: r&v/ B//e E&estrAr ru-
aÜA/ÜiV fCX Öa/EĞI SAYrLMAZT
VE UYUŞTUGUCU TUTttUJMLUĞCl
çiKe>ı<St RUHSAL. euMAUMuie IŞE
se/c ArEpLE SÖIZOÜGÜ Körti
ÇOK e 7 3 e U İ Ç
A & , /SUHiA/lLA OOLU
EDaAK ALIAN PoE
g ,
cgri-E y*pmLAe/N*
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
Yugoslavya Dersleri
Yugoslavya'da 24 Eylül'deki başkanlık seçimle-'
rinin birinci turunun sonuçlan konusundaki anlaş-
mazlık bir iç kargaşaya dönüştü. Devlet Başkanı
Miloşeviç, muhalefetin devlet başkanı adayı Koşr,
tuniça'nın kendisinden fazla oy aldığını, fakat se^
çilmek için gerekli olan yüzde 50 oranını aşamadV1
'
ğını öne sürmüştü. Miloşeviç karşıtı partilerin top-J
landığı muhalefet bloku, Clinton yönetiminin mad-
di-manevi desteğiyle Belgrad'da sokakları ve hiî-';
kümet binalannı elegeçirme provasını başlattı. Böy-^
le bir girişim Batı'da, halkın kendisini bir ifade yörv
temi oiarak karşılanmış ve insani taleplerin destek--
lenmesi propagandasıyla muhalefetin çatışmaya
yönlendirilmesi sağlanmıştır.
Churchill, savaş zamanında az bulunan gerçek'-.
lerin yalanlaria çevrilip gizlenmesini öneriyordu. Yu-j
goslavya'da insani yardım propagandası gerçeğın^
görülmesini önemli oranda engellemiştir. Balkanlar'dâ
ve Doğu Avrupa'da Batılı büyük güçler arasındakf
hegemonya mücadelesi sürecinde yalan propagarr-'
dayla toplulukJarın yönlendirilmesinde birçok alaıi*!
da başanlı olundu. Halkı kışkırtarak yönetimi değiş-,
tirmek Romanya'da da başarıyla uygulamaya ko^'
nulmuştu. Moskova'da meclis bombalandığı zar,
man da bunun demokrasiye geçiş yolunda bir ça,^
ba olduğu Batı basınının çoğunluğunun çabasıyja''
dünya kamuoyuna kabul ettirilmişti. Bizler on yıllar-i
dır 1956 Macaristan olaylarını içten gelen bir hare-i
ket sanmıştık. Altından, Ingiliz dış istihbarat örgüfü
MI6'nın halkı kışkırtma çabaları çıktı.
Almanya'nın Hırvatistan ve Slovenya üzerinde
kontrolü sağlamak için yaptığı ve yüzbinlerce ins*-
nın ölümüne yol açan girişiminden sonra ABD, A^,
manya'nın etkinlik alanını kısıtlamak için bölgeye yep-.
leşti. ABD, Güneydoğu Avrupa'da Almanya'nın ve
Rusya'nın etkinliğini sınırlamayı Belgrad'ı kontröl
ederek tamamlayabilirdi.
Almanya birleşmeden on yıl sonra yeni strateje-
sine uygun oiarak (Almanya'nın birliğine ve istikra-
rınazarar verebilecek girişimlerin engellenmesi, ser-
best uluslararası ticaret ve stratejık hammadde kay*
naklannın ulâşılabilir olması) yayılmacı bir politika iz-
lemeye başladı. ABD bunu dengeleyemezse Al-
manya'nın Rusya ile işbirliğıni engelleyemez ve Av-
rupa'dan dışlanır.
Ingiltere her zamanki gibi denge politikası izleye-
rek her iki yanşçıdan hisse alma çabası içerisinde
oldu. Rusya'nın Avrasya coğrafyasında birçok cep-
hede meşguliyeti VVashington'ın işini kolaylaştır-
mışsa da Moskova'nın Sırbistan'dan dışlanmasi
göze alınamamış ve işbirliği önerilmiştir.
Putin, Hindistan ziyaretinden dönüşünde Belg-
rad'daki çatışma haberleriyle zor duruma düştü.
Kostuniça ilk turseçim sonuçlan konusunda biran-
laşmaya varmak için çarşamba günü Moskova'ya
çağnlmış, fakat bunu kabul etmemişti. Moskova'ntn
aracılığıyla soruna bir çare bulunabilirdı, fakat bu Mos-
kova'nın bölgede etkinliğinin artmasına katkıda bu-
lunur ve VVashington'ın etkinliğini azaltabilirdi. Ça-
tışma yoluyla Miloşeviç'in tasfiyesi Moskova'nm
Belgrad üzerindeki etkinliğini azaltacaktır.
Clinton, Sırp halktnın ülkelerini geri almaya çalı$
:
tığını, kendilerini bu mücadelelerinde destekledik-
lerini ifade-etmi^tt. Clinton diyor kir "Kostuniça ile
aramızda derin fikir aynlıklan var, fakat tek istediöfi-
miz, Sırp halkının liderini serbestçe seçmesidir." In-
saf! Yakın tarihlerinde serbestçe seçilen nice lideri
darbeyle uzaklaştıran kendileri değil miydi? Emper-
yalizm çatışmalara, ölümlere bile demokrasi ve öz
L
gürlük kılıfı giydiriyor. Ermeni sorununun siyasi-ti-
cari hesaplarla sürekli gündemde tutulması da ay-
nı kılrfla önümüze getirilmiyor mu? Moskova'da par-
lamento binasının bombalanması da, Macaristan
ayaklanması da, Şili'deki darbe de, Nikaragua'da-,
ki Ortega yönetimini ekonomik alanda sıkıştırarak
tasfiye operasyonu da aynı gerekçelerle savunulr
muştu. Artık yeni müdahale yöntemleri geliştirı|-
mektedir. Karşı oldukları yönetimleri askeri darbö-
lerfe değil, kendi muhalefet gruplarına maddi-ma
1
nevi destek vererek tasfiye etmekte ve kendileri
aradan "hür dünya destekçileri" oiarak sıynlmakta^-
dıriar. Siyasi söylemleri Miloşeviç'ten pek de farktr
olmayan Kostuniça'ya bunca sevgi gösterisınin an-
kasında ne var?
Sırp muhalefetine, Miloşeviç giderse Batı'nın des.-
teği gelecek ve ekonomik refaha ulaşacaksınız me-
sajı verildi. Bunda basanlı olundu. Yügoslavya'ya kar-
şı 1999'dakı hava saldırısı ve takip eden ekonomik
ambargo, belirii bir yaşam düzeyine alışan Sırp hal-
kını Batı'dan gelecek ekonomik yardımlara boyun
eğdirdi. Miloşeviç'in bunca hesaba direnebilmee»
olanaksızdı. Soğuk Savaş sonrası yeni darbe biçirri-
leri gündemdedir ve etkili olmaktadır. JJ
E-mail: emingurses " yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95 L
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
O
1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA:
l/Yükselende-
ğerlere karşın
toplumun yara-
nnı gözeten so- „
yu tükenmekte
olankışi.2/Ta- 4
viz... "Örneğin 5
— içiyoruz, içi-
mize bir karan-
fil düşüyor gı-
bı" (Edip Can-
sever). 3/ Çem-
bennçevresınm 9
çapına oranını
gösteren sayı... Mek-
ke'nın doğusunda, hacı-
lann anfe günü toplan- 2
dıklan tepe. 4/ Mahke- 3
me sonucunu gösteren 4
resmi belge... lcar. 5/ 5
Sporkarşılaşması...Hız-
met hayvanlannın aya-
ğına çakılan demir. 6/
Mantıkta, önertilerinin °
biriyadaherikisikanı- 9
tıyla birükte ilen sürülen tasun. II Tabut... Kuruyemiş".
8/ Söz, lakırdı... Tokat'ın bir ilçesi. 9/ Dervişlenn gö-
müldüğü küçük mezar... İki tarla arasuıdaki sınır.
YÜKARIDAN AŞAĞIYA: J
'
1/ Etek ceketten oluşan ıkı parçalı kadın gıysisi. 2/ Kır
yaşamı içinde aşk konusu işleyen kısa şiir... Bez par-
çalanndan dokunan basıt kilim. 3/ Çıplak vücut res-
mı... Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim.
4/ Bir işi doğru ve uygun bulmak... Eski ve bilinme-
yen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü. 5/ Ta-
hıl yığını. 6/ Bır tarun aracı... Menteşe. II Ham pe*-
rolün bıtmış ürünlere dönüştürüldüğü fabrika. 8/ Er>-
tılmiş ve bıraz yakılmış şekerle yapılan şekerleme. 9/
Vuruşma, birbinni öldürme... Budizm'in Japonya'dfe
büyük önem taşıyan kolu.