Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
AIİ SİRMEN
Rüzgâr Eken Sınplar...
1980'li yıllann sonlannda, daha önceden de çe-
şitli vesilelerle gördüğüm Yugoslavya'ya çok sık
gittim. Kosova olayları patlak verdiğinde, Prişti-
ne'de pıtrak verme aşamasını geçmiş hoşnutsuz-
luğu, tomurcuklanan çatışmayı, iki arada bir dere-
de kalmış Kosova Türklerinin umutsuz durumları-
nı yakından gördüm.
Başkente dönüşümde, parlamento binasında
konuştuğum komünist partisi yöneticileri, kendi-
lerinin de büyük hatalan olduğunu, Kosova'nın
ekonomik ve sosyal sorunlarına başka türiü yak-
laşmak gerektiğini, içtenhkli görünen bir ifadeyle
dile getiriyoriardı.
Bir yıl sonra enflasyonun dizginlerinden boşal-
maya yüz tuttuğu başkent Belgrad'ın en lüks ote-
linin toplantı salonunda yabancı gazeteciler için
düzenlenen basın toplantısında, Devlet Başkanı
Ivan Stamboliç, Yugoslavya'yı nasıl kurtarıp sür-
düreceklerini anlatıyor,
- Işimiz güç, ama imkânsız değil, diyordu.
Söylediklerine kendi inanıyor muydu? Bilmiyc-
rum. Bezgin görünüşü o konuda kimi kuşkular
uyandınyordu.
Ama salonda bulunan ve her biri bu ülke konu-
sunda uzman olan; hatta bir kısmı orada yaşayan
gazeteciler, Stamboliç'e hiç şanstanımıyor, Milo-
şeviç'in onu yıkacağını, birlikte Yugoslavya'nın da
bir iç savaşla parçalanacağını söylüyoriardı...
Bir yıl önce orada burada görülmeye başlayan,
kapağında Slobodan Miloşeviç'in sureti bulunan
kitaplan on iki aydan kısa bir süre içinde bütün ki-
tapçı vitrinlerini silme kaplamıştı.
Oradan aynldığımdan birkaç hafta sonra Milo-
şeviç, Stamboliç'i devirdi ve süreç başladı.
•••
1988 başında Belgrad sokakları sakin görünü-
yordu. 30'lar Beıiini'nkinde olduğu gibi kargaşa
içinde değildi.
Yine de 88 Belgradı'nda, 30'lar Berlini'nin koku-
lannı almak mümkündü.
• Pre-Nazi dönerniyle çağnşımı en fazla kuran da
vitrinlerde her gördüğümde aklıma Hitler'in "Mç-
in Kampf"\n\ getiren Miloşeviç'in kitabıydı.
Perşembe günü, Miloşeviç'in seçim hilesini pro-
testo etmek ve ona kinini kusmak için parlamen-
to binasını basan Sırplar, o günlerde bu şoven li-
dere tapıyorlardı.
Miloşeviç bir zamanlar Yugoslavya olan ülkeyi,
Hırvatistan'ı, Sırbistan'ı, Slovakya'sı, Bosna-Her-
sek'i, Kosova'sı ile kan ve ateşe boğmuştu.
• • •
Eğer dış müdahale olmasa, bombalar Sırplann
üstünde pajlamasa, acaba bu tapınma nefrete dö-
nüşebilir miydi?
Kimileri, NATO müdahalesinin, Sırplan Miloşe-
viç'in etrafında bir süre daha birleştirdiğini, daha
1986'da, ırktaşlannı Arnavutlara karşı savaşa ha-
zır olmaya çağıran şovenin iktidar süresini uzattı-
ğını söylüyoıiar.
Acaba o bombalar olmasaydı, bugün Miloşeviç
kaçacak delik arar mıydı?
Rüzgâr ekenler fırtına biçiyorlar, sonra da çok ga-
rip bir biçimde, dıştan müdahalelerle karşılaşıyor-
lar ve ancak o zaman kafalanna dank ediyor, ma-
sum kanı döktükleri...
Yugoslavya daha çok konuşulup yazılacak. Bü-
tün bunlara bakarken üç noktayı aklımızdatutma-
mizda yarar olduğunu sanıyorum. Böylelikle, üç
büyük yanlışa düşme tehlikesinden kurtuluruz.
Bunlardan birincisi, Yugoslavya'da ırkçılığın te-
keiini yalnız Sırplara verip öbürlerinin hepsinin son
derece masum olduğu yanlışıdır ki bizi başka bir
ırkçılığın eşiğine sürükler.
Ikincisi, şu sıralarda Belgrad ahalisine ABD'ye
nispetle miski amber görünen Avrupa'nın da hiç
değilse başlangıçta ellerinin çok temiz olduğunu
sanmaktır.
Üçüncü yanlış ise muhalefeti ve şimdi Miloşe-
viç'in yerini alacak olan Vıjoslav Kostunitsa'nın
da, Vıck Draskoviç'in de, Zoran Diciniç'in de
Miloşeviç'e kıyasla biraz daha ılımlı olsalar bile bal
gibi Sırp nasyonalizmine bulaşmış olduklannı gör-
memektir...
Ama koşullar, onlan biraz daha ılımlı, uzlaşmacı
ve demokrat görünümlü olmaya zorlayabilir mi?
Bekleyelim bakalım! Rüzgâr ekenler, daha ne
kadar fırtına biçecekler ve ne zaman sakin liman-
lara ulaşabilecekler...
SPK kararı
Uzanlar'a suç
duyurusu
ANKARA (AA)-Ser-
maye Piyasası Kurulu
(SPK),CukurovaElekt-
rikA.Ş.(ÇEAŞ)veKe-
pez Elektrik T.A.Ş.'deki
bazı işlemleri nedeniy-
le, Cem Cengiz Uzan ve
Murat Hakan Uzan'ın
da aralannda bulunduğu
şirket yöneticileri hak-
kında, suç duyurusunda
bulunmaya karar verdi.
SPK'nin haftalık bül-
teninde, söz konusu şir-
ketlerde yapılan deneti-
min sonuçlan 5 sayfa
halinde düyuruldu.
SPK'nin. belirlemeleri-
ne göre, Ladik Çimento
ve Şanlıurfa- Çimento
A.Ş.'nin sermaye arttın-
mına katıhnmayarak,
Uzan Grubu'na ait Ru-
meli Çimento'ya, bu
fabrikalardan 4.73 mil-
yon dolar ve 24 milyon
dolar aktanldı. Kurul,
bu paralann, ilgili' dö-
nem itibanyla TL'ye
çevrilerek, kanuni faizi
ile birlikte ÇEAŞ'a ak-
tanhnası için şirkete 1
ayhk-süre verdi.
Inceleme sırasında,
Telsim'in sermaye arttı-
nnuna katıhnmayarak
iştirak oranının düşürül-
mesi suretiyle Rumeli.
Telefon Sîstemleri
A.Ş.'ye, gerçek değeri-
nin altında bir bedel ile
1 trilyon 690 milyar lira
nominal değerli hisse
senedi aktanldığı da be-
lirlendi.
Bu hisselerin şirket
bünyesine aynen geri
alınmasının kanunen
mümkün olmaması ne-
deniyle, azaltılan iştirak
oranına karşılrk gelen
hisse senetlerinin bu-
günkü parasal karşılığı-
nın Rumeli Telefon Sis-
temleri'nden tahsil edil-
mesine karar verildi.
Kurul, Kemal Uzan
hakkrnda da suç
duyurusunda bulunula-
cak.
Üç yıl önce Malatya'da halkı devlete karşı ayaklandıran gruba darbe
Diııci iki lider tiıtuldandıMALATYA / DİYARBAKIR (Cum-
huriyet) - "Türkiye'ııin TaJebanı" ola-
rakadlandınlan ve 3 yıl önce Malatya'da
halkı devlete karşı ayaklandıranHizbul-
lah yanlısı şeriatçı Malatyalılar Gru-
bu'nun siyasi lideri Zekeriya Şengöz ve
dıni lideri Ramazan Kayan'ın da arala-
nnda bulunduğu 12 üyesi tutuklandı.
Hizbullah adına çeşitli tarihlerde 38 ci-
nayet işleyen 26 Hizbullahçı, Dıyarba-
kır DGM 'de hâkim önüne çık-
tı. Hizbullah'la ortak eylem
yapmahazırlığındayken yaka-
lanan şeriatçı Malatyalılar
Grubu'na yönelik Malatya
Emniyet Müdürlüğü Terörle
Mücadele ekiplerince sürdü-
rülen operasyonlar kapsamın-
da gözaltına alınan 26 kişinin
polisteki sorgulamalan ta-
mamlandı.
DGM BaşsavcılığVnca ifa-
deleri alınan 26 kişiden 2'si
serbest bırakıhrken 24 kişi tu-
tuklama istemiyle önceki ge-
ce DGM Yedek Hâkimliği'ne
sevk edildi. DGM Yedek Hâ-
kimlığı'nde ıfadelen alınan 24
kişiden örgütün siyasi lideri
Zekeriya Şengöz ve dini lide-
ri Ramazan Kayan ile Mehmet
Turan Caner,Hakan Toprak, Fahri Me-
mur, FeritÖzdemir,IsmetKancura, Do-
ğanVarhkböz, NamıkŞahin, l beydullah
Gökçe, Mehmet Koç ve Basri Yaşar tu-
tuklandı, 12 kişi ise tutuksuz yargılan-
mak üzere serbest bırakıldı.
Dini esaslara dayalı bir devlet yöneti-
mi oluşturmayı amaçlayan ve eylem ha-
zırlığında olduklan beürlenen örgütüye-
lerine yönelik Malatya'da yapılan ope-
rasyonda 30 silah ve çok sayıda patlayı-
cı ele geçiriknişti.
Hizbullah adına çeşitli tarihlerde Di-
yarbakır, Batman ve Silvan başta olmak
üzere bağlı ilçeve köylerde 38 kişinin öl-
dürülmesi, çok sayıdaadam kaçırma, ya-
ralama, molotofkokteyli atma, silahlı ve
satırlı saldın gibi 60 eylemden sorumlu
tutulan Hizbullahçılann yargılanmalan-
na ise dün Diyarbakır DGM'de devam
Tasarı belediye meclisinden ANAP'lı üyelerin oylarıyla geçti
Tarikotliderinin cıdı sokağa verildi
LAltFSANSÜR
KUŞADASI - Melami tarikatı lideri Haa
tbrahim Öcal'ın adı Kuşadası Belediye Mec-
lisi'ndeki ANAP'lı üyelerin oylanyla bir so-
kağa verildi. Imar komisyonunda reddedilme-
sine karşın Kuşadası Belediye Başkanı Fuat
Akdoğan'ın etkilediği ANAP'lı üyelerce alı-
nan karara CHP'li üyeler tepki gösterdi.
Biçim ve kurallan reddeden bir tasavvuf an-
layışı olan Melami tarikatının lideri olan ve
Kuşadası'nda bir yıl önce ölen Hacı tbrahim
öcal'ın adının bir sokağa verilmesi istemi Me-
lami Vakü'nca talep edilmişti. Eski RP ilçe
başkanı ve ANAP'lı belediye meclis üyesi Ab-
dülkadir San'nın söz konusu istemi, imar ko-
misyonunda oyçokluguyla reddedilmişti.
Ancak, dün yapılan toplantıda aynı konu,
Belediye Başkanı Akdoğan ve RP kökenli
ANAP'b meclis üyesi San'nın girişimiyle ye-
niden gündeme alındı. CHP'li 4 meclis üye-
sinin karşı görüşü ve ret oylarına karşın
ANAP'lı 10 mecîis üyesinin oylanyla istek
kabul edildi.
CHP'li meclis üyesi Süreyya Akgöz, Kuşa-
dası gibi çağdaş bir kentte bir tarikat liderinin
adının sokağa verilmesini içlerine sindireme-
diklerini söyledi.
edildi. TCY'nin 146. maddesi uyannca
idam istemiyle yargılanan tutuklu sanık-
lardan Hizbullah itirafçısı VfecdiŞenuı'ın
kardeşi Sedat Şeran, örgütün üst düzey
askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar'ın
kardeşi tskender Tutar, Mustafa Sevim,
Mehmet Duman, Mehmet AH Eneze,
Mehmet Selçuk, Mahsum Nazh, Meh-
metKaya,SıddıkKurt,AbdulgamırBat-
maz,Bayram Kmay,HalflAskan,Kazım
Erkan ile Güro Adem duruş-
nıada hazır bulundu.
İdamı istenen diğer tutuklu
samklardan, örgütün tetikçile-
rinden fırari Metin Üben'in
kardeşi Vfeysi Üben, Şahin Ya-
pıa,MehmetZekilnal,Rama-
zan Amntaş, Seyfetim Kıuay,
Mustafa Demir ile tutuksuz
sanıklar dunışmaya katılma-
dı. Sanık avukatlan, müvek-
killerinin tahliyesini, savcı ise
"suçun nitefiği ve detfl duru-
munun göz önüne ahnarak"
tutukluluk hallerinin devamı-
nı istedı.
Mahkeme heyeti, kısa bir
aradan sonra sanıklann tutuk-
luluk hallerinin devamına
karar vererek yargılamayı ileri
bir tarihe erteledi.
Istihbarat birimleri, Ilim Grubu'nun son durumunu değerlendiren bir rapor hazırladı
4
HizlnıIlalı toparlanma çabasmda9
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Hizbullah terör örgü-
tünün 2000 yılındaki operas-
yonlann ardından yeniden to-
parlanmak amacıyla çalışma-
lar yaptığı belirlendi. Örgütü
yakından izleyen istihbarat bi-
rimlerinin son değerlendirme-
lerine göre Hizbullah toparlan-
ma aşamasının sonuna geldi.
Operasyonlar nedeniyle
önemli eylem yerleri olan ca-
mileri kaybeden örgütün bu
alana yeniden yönelmeye ça-
lıştığı, deşifre olmamış ele-
manlan üzerinden faaliyetle-
rini yürüttüğü ve intikam için
silahlı eylemlerde kendilerine
çok güvendikleri dile getirildı.
Şeriatçı terör örgütü Hizbul-
lah'ı yakından izleyen istihba-
rat birimleri, örgütün son du-
rumunu değerlendiren bir ra-
por hazırladı.
2000 yıh içinde gerçekleşti-
rilen operasyonlar nedeniyle
büyük darbe alan örgütün to-
parlanma çabasında olduğu tes-
pitine yer verilen raporda, Hiz-
bullah'ın kaybettiği eylem
alanlan camileri yeniden ka-
zanmak, eleman ve sempati-
zanlannı yeniden eyleme ısın-
dırmak için çaba sarfettiğine
dikkat çekildi. Hizbullah'ın her
an eylem yapabilecek güçte ol-
duğu yönünde propagandalar-
la üyelerini motive etmeye ça-
hştığı, deşifre olmamış eleman-
lanyla cezaevindeki militanla-
nrun boşluğunun kapatılmaya
çalışıldığı anlatılan raporda,
"örgüt mensuplannm özeffikle
intikam amaçh silahh eytemler
IstanbuVun kurtuluşu kutiandı
tstanbul'ıın düşman işgalinden
kurtuluşunun 77. yıldönümü coşkuhı
törenJerie kuüandi. Taksinı
Cumhuriyet Anıü'na çelenk
kooulmasry la başlanan Vatan
Caddesi'nde düzenlenen törende
konuşan tstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Ali Müfrt Gürtuna, Türk
miDetine bağunsız bir vatan
kazandıran Gazi Mustafa Kemal ve
silah arkadaşlannı saygı\ la andıklannı
belirttL Gürtuna, "tstanbul'un işgal
edüdiğt o uğursuz günde, "Geldikkri
gibi giderler' diyen Gazi Mustafa
Kemal'in dediği oldu. Türk milleti var
olduğu sürece hep özgür yaşayacaknr.
Bağunsızlık milletin karakteridir" dedi
Törende, Gebze'den gelen 14 Bseli atiet,
3. Kolordu ve Baü Garnizon Komutanı
Hüse>in Göksu'\a Türk ordusunun
tstanbul'a girmeden önce en son
konakladığı Anibal tepesinden ahnan
toprak, şükran bayrağı ile bir buket
çiçek verdi Törene tstanbul Vaü
Yardımcısı Bülent Karaçöl ve mülki
erkân katüdL tstanbul'un kurtuluşu
nedeniyle Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Başbakan Yardnnası ve
MHP Genel Başkanı Devlet Bahceli,
TBMM Geçki Başkanı Vecdi Gönül,
tstanbul Vansi Erol Çakır ile
Gürtuna'ya kutlama mesajı
gönderdiler. ADD tstanbul Şube
Başkanı Bilge Bilgiç de tstanbul'un
düşman işgalinden kurtuluşunun
yddönümünün krvancım yaşadıklannı
îfade ettL Kutiamalar, askeri birtikler,
sivfl ve askeri Hse öğrencileri ve Tûrkiye
Muharip Gaziler Derneği üyelerinin
resmi geçit törenryle sona erdL Aynca
akşam da kentin çeşitli yerlerinde havai
fişek gösterileri düzenlendL
konusunda kendilerineçokgü-
vendikleri" kaydedildi.
Operasyonlarda yakalana-
mayan veya deşifre olmayan
örgüt üyelerinin gözaltına alı-
nan ve tutuklananlar hakkında
bilgi topladığı, il bazında yeni-
den örgütlenmek amacıyla ça-
lışmalar yaptıklan belirtilen
raporda, "Toparlanma aşama-
sının sonuna gelindiği. şu anda
cezaev lerinde bulunan lider
kadrotantahtryeokhıkçabu
sürecin daha da htzlanacağı
anlaşılmaktadır'' dendi.
Raporda, yakalanan bir-
çok örgüt üyesinin kısa sü-
re cezaevinde kalarak ser-
best kahnalannın kendileri-
ne cesaret verdiği, tahliye
olduktan sonra "ders halka-
lan" oluştunnaya başladık-
lan, bu çabşmalann özelük-
le aynı mahallede oturan ve-
ya aile bağlan ile birbirine
bağlı olan kişilerden oluş-
tuğu belirtildi.
Operasyonlardan sonra
örgütün halkla ilişkiler ola-
rak nitelendirdiği düğün, ta-
îdye, mevüt ve ziyaretleri
askıya aldığı vurgulanan ra-
porda, sıkıntı çekilen kurye
ile irtibat konusunda yeni
düzenlemeler yapıldığı,
bölge kuryelerinin merkez-
le olan irtibatlannı büyük
bir gizlilik içerisinde ger-
çekleştirdiği, kurye olacak
kişilerin deşifre olmamış
elemanlardan seçildiği bil-
dırildi.
Örgüt mensuplanmn Fet-
htıDah Gülen hakkında çı-
kartılan tutuklamakarannı,
"Bu devletin bir oyunudur,
ona bir şev olmaz, devletin
adamıdır" şeklinde değer-
lendırmeleri de raporda yer
aldı.
Raporda, Hizbullah'ın
memuriann işten çıkanlma-
sı ile ilgili KHK'nin aley-
hinde propaganda yaparak
taraftar kazanmaya çalıştığı
da anlatıldı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Yargıtay'a başvurdu
Erbakan 'dan
karar
düzehme
istemi
ANKARA (GımhuriyetBürosu)-
Kapatılan RP'nin Genel Başkanı
Necmettm Erbakan, Yargıtay 8. Ce-
za Dairesi'nin 1 yıllık hapis cezası-
nı onamasıyla ilgili karannın düzel-
tilmesi istemiyle Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcıhğı'na başvurdu.
Erbakan'ın avukatlan Mehmet
Enerve YaşarGürkan, karardüzelt-
me başvurusunun son gününde 47
sayfalık "tashihi karar" dilekçesini
Diyarbakır DGM Cumhuriyet Baş-
savcıhğı'na göndenhnek üzere An-
kara DGM Cumhuriyet Başsavcısı
CevdetVblkan a verdiler. Diyarbakır
DGM Cumhuriyet Başsavcılığı da,
dilekçeyi, dava dosyası ile birlikte
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıh-
ğı'na gönderecek. Karar düzelrme
dilekçesinde Erbakan'ın, Diyarba-
br 1 No'lu DGM'nin hakkında ver-
diği 1 yıllık hapis cezasını temyiz et-
tiği dilekçesinin yeniden incelenme-
si istendi. Dilekçede, "Yargıtay 8.
Ceza Dairesi'nin onama karannın
kakhnlması ve Diyarbakır 1 No'lu
DGM'nin karanmn bozuhnası'' ta-
lep edildi. Erbakan temyiz dilekçe-
sinde, dava açıimasına neden olan
Bingöl'de, 1994'te yaptığı konuşma-
sının yer aldığı kasetlerin sahte oldu-
ğunu öne sürmüş ve davanın da za-
manaşımına uğradığıru iddia etmiş-
n.
Erbakan'ın avukatlan, karar dü-
zeltme istemi dilekçesinin ekinde,
4454 sayılı Basın ve Yayın Yoluyla
tşlenen Suçlann Ertelenmesi Hak-
kında Kanun ve buna bağlı olarak
verilen kararlan da sundular. Karar
düzelrme başvurusunu, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcı Vekili ErolÖ-
cal inceleyecek. Öcal istemi yerinde
görürse dilekçeyi Diyarbakır 1 No'lu
DGM'nin Erbakan hakkında verdi-
ği mahkûmiyet karannı onayan Yar-
gıtay 8. Ceza Dairesi'ne gönderecek.
Erol Öcal, karar düzeltme istemini
reddederse hukuki yollar tamamlan-
mış olacak.
Bahcelievler davası
Savcı Çeüıtj
ükkararda
ısrartıANKARA (AA) - Sanıklar Ünal
Osman Agaoglu ve Bünyamin Ada-
nah'nın, "1978'de7TtPIİöğrenciyi
BahçeBevler'deöldürdükleri'' gerek-
çesiyle 7'şer kez ölüm cezasına çarp-
ünldıklan karann, Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'nce esastan bozuhriasuını ar-
dından u
Bahcebevler davası'' olarak
bilinen davada, yargılanmalanna de-
vam edildi. Ankara 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen davanın
dünkü dunışmasına, tutuklu sanık-
lar Ünal Osman Ağaoğlu ve Bünya-
min Adanalı katılmazken avukatlan
ile müdahil avukatlan hazır bulundu.
Cumhuriyet Savcısı Hatke Çetin,
mahkemenin verdiği karann yerinde
olduğunu kaydederek, eski kararda
direnilmesini ve 2 sanığın tutukluluk
halinin devamını talep ettı. Mahke-
me Başkanı, sanıklar Ağaoğlu ve
Adanalı'nın tutukluluk hallerinin de-
vamına, gelecek duruşmada hazır
edilmelerine ve bozma ilamına kar-
şı beyanlannı hazırlamalan için sa-
nık avukatlanna süre verilmesine ka-
rar verildiğini açıklayarak duruşma-
yı erteledi.
Haluk Kıra 7 TtP'li öğrenciyi öl-
dürdüğü gerekçesiyle 7 kez idam ce-
zasına çarptınlmıştı. FOrcı, halen ce-
zaevinde bulunuyor.
oralcalislar@yahoo.com
Yıllar önce üç gazeteci (Zeynep
Atikkan, Cengiz Çandar ve ben),
Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz
Çapan'la birlikte Ermenistan'a git-
miştik. Ermenistan'ın başkenti Eri-
van'da şehrin Belediye Başkanı'yla,
o zamanki Devlet Başkanı Ter Pet-
rosyan'la, danışmanı Boston Üni-
versitesi öğretim üyesi ^rofesör Ge-
rard Libaridyan'la uzun uzun ko-
nuşma olanağı bulmuştuk. Biz gitti-
ğimizde Ermenistan, anayasa konu-
sunda bir oylamaya hazırlanıyordu.
TerPetrosyan, Ermenistan Anayasa-
sı'ndaki soykınmı maddesini anaya-
sadan çıkarmayı öneriyordu.
Petrosyan, gorüşmemiz sırasında,
soykırımı konusunun bir devletin
anayasasında bulunmasının anlam-
sız olduğuna dikkat çekmiş ve bu işi
tarihçilerin ele almasını doğru gör-
düğünü söylemişti. Bir süre sonra
oylama yapıldı ve Ermenistan Ana-
yasası'ndaki soykınmı maddesi çı-
kanldı. Petrosyan bununla kalmadı,
PKK'nin ülkesinde yürüttüğü faali-
yetleri durdurduğunu ve PKK'lileri tu-
tukladığını açıkladı. Bunu Ermenis-
tan radikal milliyetçiliğinin temsilcisi
Ermenilerle Diyalog Kurulamaz mı?
Taşnak Partisi'rfin faaliyetlerini dur-
durması izledi. Ardından bu partinin
yöneticilerini uyuşturucu kaçakçılığı
yaptıklan gerekçesiyle tutuklattırdı.
Petrosyan'ın yaptığı en önemli şey
ise başta ABD, Fransa ve Kanada
olmak üzere 'Errpeni Diasporası'ra
susturmak oldu. Ülke ülke dolaşarak
soykınmı konusunda gerilim yarat-
mamalan için onlan uyardı. Petros-
yan, bütün bu çabalannı Türkiye ile
ilişkilerini düzeltmek üzerine kurdu.
Erivan'daki sohbetlerimizde Erme-
niler, Türkiye korkusuyla bir süre ön-
ce kurtulduklan Rus egemenliğine
yeniden boyun eğmek zorunda ka-
labileceklerini dile getirdiler. Türkiye
ile ilişkileri geliştirmek için ellerinden
geleni yapmaya kararlı olduklannı
vurguladılar. Türkiye'yi Batı'ya açılan
kapılan olarak görüyoriardı.
Türkiye, Ermenistan'dan gelen bu
olumlu mesajlara Azerbaycan nede-
niyle kapalı kaldı. Ermenistan'ın bu
çabalarına, "Gidin Azerbaycan'la
anlaşın" diyerek soğuk baktı. Emne-
niler, Türioye'nin bu tutumunun Azer-
baycan'la anlaşmalannı da güçleştir-
diğini belirttiler.
Ermenistan gezimiz sırasında tez-
gâhlardaki gıda maddelerinin önem-
li bir kısmının Türk mallan olduğunu
görmüştük. Deterjandan zeytinyağı-
na, koladan bisküviye, tuza, biraya
kadar her şey Türk malıydı. Ancak
bunlann hepsi çok dolambaçlı yollar-
dan geliyordu. Bir kısmı Gürcistan
üzerinden, bir kısmı Iran üzerinden
Ermenistan'a ulaşıyordu. Para da bu
ara ülkelerin tüccarianna gidiyordu.
Üstelik uzun ve kanşık bir yoldan gel-
diği için fiyatlar da yüksek oluyordu.
Kars ve çevresindeki yurttaşlan-
mız, Ermenistan'la ilişkilerinin düzel-
mesini, Kars sınınnın açılmasını isti-
yoriar. Karslı olan Esenyurt Belediye
Başkanı Gürbüz Çapan da Ermenis-
tan'a giderken bu konuda olumlu bir
adım atılmasını arzu ediyordu.
• • •
Aradan yıllar geçti, Paris'te kurulu
Ermeni Diasporası Araştırma Merke-
zi (EDAM), bu yılın haziran ayında bir
toplantı düzenledi. Toplantıya Erme-
rıistan'dan iki, Türkiye'den üç, Ame-
rika'dan bir konuşmacı çağnlmıştı.
Jan Claude Kebapçtyan'ın öncülük
ettiği bu toplantının başlığı "Türk-Er-
meni Diyaloğu"ydu. Türkiye'den ve
Ermenistan'dan gelen toplam 6 kişi,
ünlü Fransız yazar Henri Alleg'in yö-
netiminde tebliğlerimizi sunduk. Er-
menistan'dan gelenlerden birisi Soy-
kınmı Müzesi Müdürü'ydü, diğeri ise
yine 'soykınmı' konusunda uzman-
laşmış bir tarihçiydi. Amerika'dan
gelen konuşmacı ise yıllar önce Eri-
van'da uzun uzun konuşma olanağı
bulduğumuz, o zamanki Cumhur-
başkanı Petrosyan'ın danışmanı Ge-
rard Libaridyan'dı.
Türkiye'den; Profesör Mete Tlın-
çay, Ragıp Zarakolu ve ben katıl-
mıştım. Toplantıyı izleyenlerin ço-
ğunluğu Paris'te yaşayan Ermeni-
lerdi. Izleyiciler arasında üst düzey
Türk diplomatlar da vardı. Türk ga-
zeteciler, gerilimli bir toplantı olaca-
ğından ve gürültü patırtı çıkacağın-
dan endişe ettiklerini söylediler.
Ermenistan'dan gelen konuşma-
cılar, toplantıyı sertleştirebilecek ko-
nuşmalar yaptılar. Onlardan sonra
ben söz aldım ve 'soykınmı' konu-
sundaki dayatmanın ilişkileri gerdi-
ğini belirttim. ilişkilerde böyle ön-
şartlarkoymanınkarşılıklı refleksle-
re yol açtığını ve bunun da diyaloğu
zorlaştırdığını belirttim.
Bunlan söylerken geçmişi unut-
maktan yana olmadığımı, ancak ye-
ni bir sayfa açmanın da gerekli ol-
duğunu söyledim. önce, bir grup
Ermeni izleyicinin bu sözlerimden
hoşlanmadığını fark ettim. Konuş-
malar sürdükçe onlann da daha dik-
katle beni dinlediklerini görerek se-
vindim.
Belki de ilk kez yapılan kamuya
açık bir diyalog toplantısının verim-
li geçtiğinde herkes hemfikir oldu.
Şimdi, ABD Kongresi'nin kararına
kafayı takmak yerine, "Bu konu Er-
menilerle birlikte diyalogyoluyla çö-
zülebilir" anlayışına gelinse, işler bir
anda kolaylaşabilir. Yaşadığım de-
neyler bunu doğruluyor.