18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2000 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN AIİ SİRMEN Rüzgâr Eken Sınplar... 1980'li yıllann sonlannda, daha önceden de çe- şitli vesilelerle gördüğüm Yugoslavya'ya çok sık gittim. Kosova olayları patlak verdiğinde, Prişti- ne'de pıtrak verme aşamasını geçmiş hoşnutsuz- luğu, tomurcuklanan çatışmayı, iki arada bir dere- de kalmış Kosova Türklerinin umutsuz durumları- nı yakından gördüm. Başkente dönüşümde, parlamento binasında konuştuğum komünist partisi yöneticileri, kendi- lerinin de büyük hatalan olduğunu, Kosova'nın ekonomik ve sosyal sorunlarına başka türiü yak- laşmak gerektiğini, içtenhkli görünen bir ifadeyle dile getiriyoriardı. Bir yıl sonra enflasyonun dizginlerinden boşal- maya yüz tuttuğu başkent Belgrad'ın en lüks ote- linin toplantı salonunda yabancı gazeteciler için düzenlenen basın toplantısında, Devlet Başkanı Ivan Stamboliç, Yugoslavya'yı nasıl kurtarıp sür- düreceklerini anlatıyor, - Işimiz güç, ama imkânsız değil, diyordu. Söylediklerine kendi inanıyor muydu? Bilmiyc- rum. Bezgin görünüşü o konuda kimi kuşkular uyandınyordu. Ama salonda bulunan ve her biri bu ülke konu- sunda uzman olan; hatta bir kısmı orada yaşayan gazeteciler, Stamboliç'e hiç şanstanımıyor, Milo- şeviç'in onu yıkacağını, birlikte Yugoslavya'nın da bir iç savaşla parçalanacağını söylüyoriardı... Bir yıl önce orada burada görülmeye başlayan, kapağında Slobodan Miloşeviç'in sureti bulunan kitaplan on iki aydan kısa bir süre içinde bütün ki- tapçı vitrinlerini silme kaplamıştı. Oradan aynldığımdan birkaç hafta sonra Milo- şeviç, Stamboliç'i devirdi ve süreç başladı. ••• 1988 başında Belgrad sokakları sakin görünü- yordu. 30'lar Beıiini'nkinde olduğu gibi kargaşa içinde değildi. Yine de 88 Belgradı'nda, 30'lar Berlini'nin koku- lannı almak mümkündü. • Pre-Nazi dönerniyle çağnşımı en fazla kuran da vitrinlerde her gördüğümde aklıma Hitler'in "Mç- in Kampf"\n\ getiren Miloşeviç'in kitabıydı. Perşembe günü, Miloşeviç'in seçim hilesini pro- testo etmek ve ona kinini kusmak için parlamen- to binasını basan Sırplar, o günlerde bu şoven li- dere tapıyorlardı. Miloşeviç bir zamanlar Yugoslavya olan ülkeyi, Hırvatistan'ı, Sırbistan'ı, Slovakya'sı, Bosna-Her- sek'i, Kosova'sı ile kan ve ateşe boğmuştu. • • • Eğer dış müdahale olmasa, bombalar Sırplann üstünde pajlamasa, acaba bu tapınma nefrete dö- nüşebilir miydi? Kimileri, NATO müdahalesinin, Sırplan Miloşe- viç'in etrafında bir süre daha birleştirdiğini, daha 1986'da, ırktaşlannı Arnavutlara karşı savaşa ha- zır olmaya çağıran şovenin iktidar süresini uzattı- ğını söylüyoıiar. Acaba o bombalar olmasaydı, bugün Miloşeviç kaçacak delik arar mıydı? Rüzgâr ekenler fırtına biçiyorlar, sonra da çok ga- rip bir biçimde, dıştan müdahalelerle karşılaşıyor- lar ve ancak o zaman kafalanna dank ediyor, ma- sum kanı döktükleri... Yugoslavya daha çok konuşulup yazılacak. Bü- tün bunlara bakarken üç noktayı aklımızdatutma- mizda yarar olduğunu sanıyorum. Böylelikle, üç büyük yanlışa düşme tehlikesinden kurtuluruz. Bunlardan birincisi, Yugoslavya'da ırkçılığın te- keiini yalnız Sırplara verip öbürlerinin hepsinin son derece masum olduğu yanlışıdır ki bizi başka bir ırkçılığın eşiğine sürükler. Ikincisi, şu sıralarda Belgrad ahalisine ABD'ye nispetle miski amber görünen Avrupa'nın da hiç değilse başlangıçta ellerinin çok temiz olduğunu sanmaktır. Üçüncü yanlış ise muhalefeti ve şimdi Miloşe- viç'in yerini alacak olan Vıjoslav Kostunitsa'nın da, Vıck Draskoviç'in de, Zoran Diciniç'in de Miloşeviç'e kıyasla biraz daha ılımlı olsalar bile bal gibi Sırp nasyonalizmine bulaşmış olduklannı gör- memektir... Ama koşullar, onlan biraz daha ılımlı, uzlaşmacı ve demokrat görünümlü olmaya zorlayabilir mi? Bekleyelim bakalım! Rüzgâr ekenler, daha ne kadar fırtına biçecekler ve ne zaman sakin liman- lara ulaşabilecekler... SPK kararı Uzanlar'a suç duyurusu ANKARA (AA)-Ser- maye Piyasası Kurulu (SPK),CukurovaElekt- rikA.Ş.(ÇEAŞ)veKe- pez Elektrik T.A.Ş.'deki bazı işlemleri nedeniy- le, Cem Cengiz Uzan ve Murat Hakan Uzan'ın da aralannda bulunduğu şirket yöneticileri hak- kında, suç duyurusunda bulunmaya karar verdi. SPK'nin haftalık bül- teninde, söz konusu şir- ketlerde yapılan deneti- min sonuçlan 5 sayfa halinde düyuruldu. SPK'nin. belirlemeleri- ne göre, Ladik Çimento ve Şanlıurfa- Çimento A.Ş.'nin sermaye arttın- mına katıhnmayarak, Uzan Grubu'na ait Ru- meli Çimento'ya, bu fabrikalardan 4.73 mil- yon dolar ve 24 milyon dolar aktanldı. Kurul, bu paralann, ilgili' dö- nem itibanyla TL'ye çevrilerek, kanuni faizi ile birlikte ÇEAŞ'a ak- tanhnası için şirkete 1 ayhk-süre verdi. Inceleme sırasında, Telsim'in sermaye arttı- nnuna katıhnmayarak iştirak oranının düşürül- mesi suretiyle Rumeli. Telefon Sîstemleri A.Ş.'ye, gerçek değeri- nin altında bir bedel ile 1 trilyon 690 milyar lira nominal değerli hisse senedi aktanldığı da be- lirlendi. Bu hisselerin şirket bünyesine aynen geri alınmasının kanunen mümkün olmaması ne- deniyle, azaltılan iştirak oranına karşılrk gelen hisse senetlerinin bu- günkü parasal karşılığı- nın Rumeli Telefon Sis- temleri'nden tahsil edil- mesine karar verildi. Kurul, Kemal Uzan hakkrnda da suç duyurusunda bulunula- cak. Üç yıl önce Malatya'da halkı devlete karşı ayaklandıran gruba darbe Diııci iki lider tiıtuldandıMALATYA / DİYARBAKIR (Cum- huriyet) - "Türkiye'ııin TaJebanı" ola- rakadlandınlan ve 3 yıl önce Malatya'da halkı devlete karşı ayaklandıranHizbul- lah yanlısı şeriatçı Malatyalılar Gru- bu'nun siyasi lideri Zekeriya Şengöz ve dıni lideri Ramazan Kayan'ın da arala- nnda bulunduğu 12 üyesi tutuklandı. Hizbullah adına çeşitli tarihlerde 38 ci- nayet işleyen 26 Hizbullahçı, Dıyarba- kır DGM 'de hâkim önüne çık- tı. Hizbullah'la ortak eylem yapmahazırlığındayken yaka- lanan şeriatçı Malatyalılar Grubu'na yönelik Malatya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ekiplerince sürdü- rülen operasyonlar kapsamın- da gözaltına alınan 26 kişinin polisteki sorgulamalan ta- mamlandı. DGM BaşsavcılığVnca ifa- deleri alınan 26 kişiden 2'si serbest bırakıhrken 24 kişi tu- tuklama istemiyle önceki ge- ce DGM Yedek Hâkimliği'ne sevk edildi. DGM Yedek Hâ- kimlığı'nde ıfadelen alınan 24 kişiden örgütün siyasi lideri Zekeriya Şengöz ve dini lide- ri Ramazan Kayan ile Mehmet Turan Caner,Hakan Toprak, Fahri Me- mur, FeritÖzdemir,IsmetKancura, Do- ğanVarhkböz, NamıkŞahin, l beydullah Gökçe, Mehmet Koç ve Basri Yaşar tu- tuklandı, 12 kişi ise tutuksuz yargılan- mak üzere serbest bırakıldı. Dini esaslara dayalı bir devlet yöneti- mi oluşturmayı amaçlayan ve eylem ha- zırlığında olduklan beürlenen örgütüye- lerine yönelik Malatya'da yapılan ope- rasyonda 30 silah ve çok sayıda patlayı- cı ele geçiriknişti. Hizbullah adına çeşitli tarihlerde Di- yarbakır, Batman ve Silvan başta olmak üzere bağlı ilçeve köylerde 38 kişinin öl- dürülmesi, çok sayıdaadam kaçırma, ya- ralama, molotofkokteyli atma, silahlı ve satırlı saldın gibi 60 eylemden sorumlu tutulan Hizbullahçılann yargılanmalan- na ise dün Diyarbakır DGM'de devam Tasarı belediye meclisinden ANAP'lı üyelerin oylarıyla geçti Tarikotliderinin cıdı sokağa verildi LAltFSANSÜR KUŞADASI - Melami tarikatı lideri Haa tbrahim Öcal'ın adı Kuşadası Belediye Mec- lisi'ndeki ANAP'lı üyelerin oylanyla bir so- kağa verildi. Imar komisyonunda reddedilme- sine karşın Kuşadası Belediye Başkanı Fuat Akdoğan'ın etkilediği ANAP'lı üyelerce alı- nan karara CHP'li üyeler tepki gösterdi. Biçim ve kurallan reddeden bir tasavvuf an- layışı olan Melami tarikatının lideri olan ve Kuşadası'nda bir yıl önce ölen Hacı tbrahim öcal'ın adının bir sokağa verilmesi istemi Me- lami Vakü'nca talep edilmişti. Eski RP ilçe başkanı ve ANAP'lı belediye meclis üyesi Ab- dülkadir San'nın söz konusu istemi, imar ko- misyonunda oyçokluguyla reddedilmişti. Ancak, dün yapılan toplantıda aynı konu, Belediye Başkanı Akdoğan ve RP kökenli ANAP'b meclis üyesi San'nın girişimiyle ye- niden gündeme alındı. CHP'li 4 meclis üye- sinin karşı görüşü ve ret oylarına karşın ANAP'lı 10 mecîis üyesinin oylanyla istek kabul edildi. CHP'li meclis üyesi Süreyya Akgöz, Kuşa- dası gibi çağdaş bir kentte bir tarikat liderinin adının sokağa verilmesini içlerine sindireme- diklerini söyledi. edildi. TCY'nin 146. maddesi uyannca idam istemiyle yargılanan tutuklu sanık- lardan Hizbullah itirafçısı VfecdiŞenuı'ın kardeşi Sedat Şeran, örgütün üst düzey askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar'ın kardeşi tskender Tutar, Mustafa Sevim, Mehmet Duman, Mehmet AH Eneze, Mehmet Selçuk, Mahsum Nazh, Meh- metKaya,SıddıkKurt,AbdulgamırBat- maz,Bayram Kmay,HalflAskan,Kazım Erkan ile Güro Adem duruş- nıada hazır bulundu. İdamı istenen diğer tutuklu samklardan, örgütün tetikçile- rinden fırari Metin Üben'in kardeşi Vfeysi Üben, Şahin Ya- pıa,MehmetZekilnal,Rama- zan Amntaş, Seyfetim Kıuay, Mustafa Demir ile tutuksuz sanıklar dunışmaya katılma- dı. Sanık avukatlan, müvek- killerinin tahliyesini, savcı ise "suçun nitefiği ve detfl duru- munun göz önüne ahnarak" tutukluluk hallerinin devamı- nı istedı. Mahkeme heyeti, kısa bir aradan sonra sanıklann tutuk- luluk hallerinin devamına karar vererek yargılamayı ileri bir tarihe erteledi. Istihbarat birimleri, Ilim Grubu'nun son durumunu değerlendiren bir rapor hazırladı 4 HizlnıIlalı toparlanma çabasmda9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Hizbullah terör örgü- tünün 2000 yılındaki operas- yonlann ardından yeniden to- parlanmak amacıyla çalışma- lar yaptığı belirlendi. Örgütü yakından izleyen istihbarat bi- rimlerinin son değerlendirme- lerine göre Hizbullah toparlan- ma aşamasının sonuna geldi. Operasyonlar nedeniyle önemli eylem yerleri olan ca- mileri kaybeden örgütün bu alana yeniden yönelmeye ça- lıştığı, deşifre olmamış ele- manlan üzerinden faaliyetle- rini yürüttüğü ve intikam için silahlı eylemlerde kendilerine çok güvendikleri dile getirildı. Şeriatçı terör örgütü Hizbul- lah'ı yakından izleyen istihba- rat birimleri, örgütün son du- rumunu değerlendiren bir ra- por hazırladı. 2000 yıh içinde gerçekleşti- rilen operasyonlar nedeniyle büyük darbe alan örgütün to- parlanma çabasında olduğu tes- pitine yer verilen raporda, Hiz- bullah'ın kaybettiği eylem alanlan camileri yeniden ka- zanmak, eleman ve sempati- zanlannı yeniden eyleme ısın- dırmak için çaba sarfettiğine dikkat çekildi. Hizbullah'ın her an eylem yapabilecek güçte ol- duğu yönünde propagandalar- la üyelerini motive etmeye ça- hştığı, deşifre olmamış eleman- lanyla cezaevindeki militanla- nrun boşluğunun kapatılmaya çalışıldığı anlatılan raporda, "örgüt mensuplannm özeffikle intikam amaçh silahh eytemler IstanbuVun kurtuluşu kutiandı tstanbul'ıın düşman işgalinden kurtuluşunun 77. yıldönümü coşkuhı törenJerie kuüandi. Taksinı Cumhuriyet Anıü'na çelenk kooulmasry la başlanan Vatan Caddesi'nde düzenlenen törende konuşan tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfrt Gürtuna, Türk miDetine bağunsız bir vatan kazandıran Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlannı saygı\ la andıklannı belirttL Gürtuna, "tstanbul'un işgal edüdiğt o uğursuz günde, "Geldikkri gibi giderler' diyen Gazi Mustafa Kemal'in dediği oldu. Türk milleti var olduğu sürece hep özgür yaşayacaknr. Bağunsızlık milletin karakteridir" dedi Törende, Gebze'den gelen 14 Bseli atiet, 3. Kolordu ve Baü Garnizon Komutanı Hüse>in Göksu'\a Türk ordusunun tstanbul'a girmeden önce en son konakladığı Anibal tepesinden ahnan toprak, şükran bayrağı ile bir buket çiçek verdi Törene tstanbul Vaü Yardımcısı Bülent Karaçöl ve mülki erkân katüdL tstanbul'un kurtuluşu nedeniyle Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Yardnnası ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahceli, TBMM Geçki Başkanı Vecdi Gönül, tstanbul Vansi Erol Çakır ile Gürtuna'ya kutlama mesajı gönderdiler. ADD tstanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç de tstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun yddönümünün krvancım yaşadıklannı îfade ettL Kutiamalar, askeri birtikler, sivfl ve askeri Hse öğrencileri ve Tûrkiye Muharip Gaziler Derneği üyelerinin resmi geçit törenryle sona erdL Aynca akşam da kentin çeşitli yerlerinde havai fişek gösterileri düzenlendL konusunda kendilerineçokgü- vendikleri" kaydedildi. Operasyonlarda yakalana- mayan veya deşifre olmayan örgüt üyelerinin gözaltına alı- nan ve tutuklananlar hakkında bilgi topladığı, il bazında yeni- den örgütlenmek amacıyla ça- lışmalar yaptıklan belirtilen raporda, "Toparlanma aşama- sının sonuna gelindiği. şu anda cezaev lerinde bulunan lider kadrotantahtryeokhıkçabu sürecin daha da htzlanacağı anlaşılmaktadır'' dendi. Raporda, yakalanan bir- çok örgüt üyesinin kısa sü- re cezaevinde kalarak ser- best kahnalannın kendileri- ne cesaret verdiği, tahliye olduktan sonra "ders halka- lan" oluştunnaya başladık- lan, bu çabşmalann özelük- le aynı mahallede oturan ve- ya aile bağlan ile birbirine bağlı olan kişilerden oluş- tuğu belirtildi. Operasyonlardan sonra örgütün halkla ilişkiler ola- rak nitelendirdiği düğün, ta- îdye, mevüt ve ziyaretleri askıya aldığı vurgulanan ra- porda, sıkıntı çekilen kurye ile irtibat konusunda yeni düzenlemeler yapıldığı, bölge kuryelerinin merkez- le olan irtibatlannı büyük bir gizlilik içerisinde ger- çekleştirdiği, kurye olacak kişilerin deşifre olmamış elemanlardan seçildiği bil- dırildi. Örgüt mensuplanmn Fet- htıDah Gülen hakkında çı- kartılan tutuklamakarannı, "Bu devletin bir oyunudur, ona bir şev olmaz, devletin adamıdır" şeklinde değer- lendırmeleri de raporda yer aldı. Raporda, Hizbullah'ın memuriann işten çıkanlma- sı ile ilgili KHK'nin aley- hinde propaganda yaparak taraftar kazanmaya çalıştığı da anlatıldı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Yargıtay'a başvurdu Erbakan 'dan karar düzehme istemi ANKARA (GımhuriyetBürosu)- Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettm Erbakan, Yargıtay 8. Ce- za Dairesi'nin 1 yıllık hapis cezası- nı onamasıyla ilgili karannın düzel- tilmesi istemiyle Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcıhğı'na başvurdu. Erbakan'ın avukatlan Mehmet Enerve YaşarGürkan, karardüzelt- me başvurusunun son gününde 47 sayfalık "tashihi karar" dilekçesini Diyarbakır DGM Cumhuriyet Baş- savcıhğı'na göndenhnek üzere An- kara DGM Cumhuriyet Başsavcısı CevdetVblkan a verdiler. Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı da, dilekçeyi, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıh- ğı'na gönderecek. Karar düzelrme dilekçesinde Erbakan'ın, Diyarba- br 1 No'lu DGM'nin hakkında ver- diği 1 yıllık hapis cezasını temyiz et- tiği dilekçesinin yeniden incelenme- si istendi. Dilekçede, "Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin onama karannın kakhnlması ve Diyarbakır 1 No'lu DGM'nin karanmn bozuhnası'' ta- lep edildi. Erbakan temyiz dilekçe- sinde, dava açıimasına neden olan Bingöl'de, 1994'te yaptığı konuşma- sının yer aldığı kasetlerin sahte oldu- ğunu öne sürmüş ve davanın da za- manaşımına uğradığıru iddia etmiş- n. Erbakan'ın avukatlan, karar dü- zeltme istemi dilekçesinin ekinde, 4454 sayılı Basın ve Yayın Yoluyla tşlenen Suçlann Ertelenmesi Hak- kında Kanun ve buna bağlı olarak verilen kararlan da sundular. Karar düzelrme başvurusunu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili ErolÖ- cal inceleyecek. Öcal istemi yerinde görürse dilekçeyi Diyarbakır 1 No'lu DGM'nin Erbakan hakkında verdi- ği mahkûmiyet karannı onayan Yar- gıtay 8. Ceza Dairesi'ne gönderecek. Erol Öcal, karar düzeltme istemini reddederse hukuki yollar tamamlan- mış olacak. Bahcelievler davası Savcı Çeüıtj ükkararda ısrartıANKARA (AA) - Sanıklar Ünal Osman Agaoglu ve Bünyamin Ada- nah'nın, "1978'de7TtPIİöğrenciyi BahçeBevler'deöldürdükleri'' gerek- çesiyle 7'şer kez ölüm cezasına çarp- ünldıklan karann, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce esastan bozuhriasuını ar- dından u Bahcebevler davası'' olarak bilinen davada, yargılanmalanna de- vam edildi. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü dunışmasına, tutuklu sanık- lar Ünal Osman Ağaoğlu ve Bünya- min Adanalı katılmazken avukatlan ile müdahil avukatlan hazır bulundu. Cumhuriyet Savcısı Hatke Çetin, mahkemenin verdiği karann yerinde olduğunu kaydederek, eski kararda direnilmesini ve 2 sanığın tutukluluk halinin devamını talep ettı. Mahke- me Başkanı, sanıklar Ağaoğlu ve Adanalı'nın tutukluluk hallerinin de- vamına, gelecek duruşmada hazır edilmelerine ve bozma ilamına kar- şı beyanlannı hazırlamalan için sa- nık avukatlanna süre verilmesine ka- rar verildiğini açıklayarak duruşma- yı erteledi. Haluk Kıra 7 TtP'li öğrenciyi öl- dürdüğü gerekçesiyle 7 kez idam ce- zasına çarptınlmıştı. FOrcı, halen ce- zaevinde bulunuyor. [email protected] Yıllar önce üç gazeteci (Zeynep Atikkan, Cengiz Çandar ve ben), Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan'la birlikte Ermenistan'a git- miştik. Ermenistan'ın başkenti Eri- van'da şehrin Belediye Başkanı'yla, o zamanki Devlet Başkanı Ter Pet- rosyan'la, danışmanı Boston Üni- versitesi öğretim üyesi ^rofesör Ge- rard Libaridyan'la uzun uzun ko- nuşma olanağı bulmuştuk. Biz gitti- ğimizde Ermenistan, anayasa konu- sunda bir oylamaya hazırlanıyordu. TerPetrosyan, Ermenistan Anayasa- sı'ndaki soykınmı maddesini anaya- sadan çıkarmayı öneriyordu. Petrosyan, gorüşmemiz sırasında, soykırımı konusunun bir devletin anayasasında bulunmasının anlam- sız olduğuna dikkat çekmiş ve bu işi tarihçilerin ele almasını doğru gör- düğünü söylemişti. Bir süre sonra oylama yapıldı ve Ermenistan Ana- yasası'ndaki soykınmı maddesi çı- kanldı. Petrosyan bununla kalmadı, PKK'nin ülkesinde yürüttüğü faali- yetleri durdurduğunu ve PKK'lileri tu- tukladığını açıkladı. Bunu Ermenis- tan radikal milliyetçiliğinin temsilcisi Ermenilerle Diyalog Kurulamaz mı? Taşnak Partisi'rfin faaliyetlerini dur- durması izledi. Ardından bu partinin yöneticilerini uyuşturucu kaçakçılığı yaptıklan gerekçesiyle tutuklattırdı. Petrosyan'ın yaptığı en önemli şey ise başta ABD, Fransa ve Kanada olmak üzere 'Errpeni Diasporası'ra susturmak oldu. Ülke ülke dolaşarak soykınmı konusunda gerilim yarat- mamalan için onlan uyardı. Petros- yan, bütün bu çabalannı Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek üzerine kurdu. Erivan'daki sohbetlerimizde Erme- niler, Türkiye korkusuyla bir süre ön- ce kurtulduklan Rus egemenliğine yeniden boyun eğmek zorunda ka- labileceklerini dile getirdiler. Türkiye ile ilişkileri geliştirmek için ellerinden geleni yapmaya kararlı olduklannı vurguladılar. Türkiye'yi Batı'ya açılan kapılan olarak görüyoriardı. Türkiye, Ermenistan'dan gelen bu olumlu mesajlara Azerbaycan nede- niyle kapalı kaldı. Ermenistan'ın bu çabalarına, "Gidin Azerbaycan'la anlaşın" diyerek soğuk baktı. Emne- niler, Türioye'nin bu tutumunun Azer- baycan'la anlaşmalannı da güçleştir- diğini belirttiler. Ermenistan gezimiz sırasında tez- gâhlardaki gıda maddelerinin önem- li bir kısmının Türk mallan olduğunu görmüştük. Deterjandan zeytinyağı- na, koladan bisküviye, tuza, biraya kadar her şey Türk malıydı. Ancak bunlann hepsi çok dolambaçlı yollar- dan geliyordu. Bir kısmı Gürcistan üzerinden, bir kısmı Iran üzerinden Ermenistan'a ulaşıyordu. Para da bu ara ülkelerin tüccarianna gidiyordu. Üstelik uzun ve kanşık bir yoldan gel- diği için fiyatlar da yüksek oluyordu. Kars ve çevresindeki yurttaşlan- mız, Ermenistan'la ilişkilerinin düzel- mesini, Kars sınınnın açılmasını isti- yoriar. Karslı olan Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan da Ermenis- tan'a giderken bu konuda olumlu bir adım atılmasını arzu ediyordu. • • • Aradan yıllar geçti, Paris'te kurulu Ermeni Diasporası Araştırma Merke- zi (EDAM), bu yılın haziran ayında bir toplantı düzenledi. Toplantıya Erme- rıistan'dan iki, Türkiye'den üç, Ame- rika'dan bir konuşmacı çağnlmıştı. Jan Claude Kebapçtyan'ın öncülük ettiği bu toplantının başlığı "Türk-Er- meni Diyaloğu"ydu. Türkiye'den ve Ermenistan'dan gelen toplam 6 kişi, ünlü Fransız yazar Henri Alleg'in yö- netiminde tebliğlerimizi sunduk. Er- menistan'dan gelenlerden birisi Soy- kınmı Müzesi Müdürü'ydü, diğeri ise yine 'soykınmı' konusunda uzman- laşmış bir tarihçiydi. Amerika'dan gelen konuşmacı ise yıllar önce Eri- van'da uzun uzun konuşma olanağı bulduğumuz, o zamanki Cumhur- başkanı Petrosyan'ın danışmanı Ge- rard Libaridyan'dı. Türkiye'den; Profesör Mete Tlın- çay, Ragıp Zarakolu ve ben katıl- mıştım. Toplantıyı izleyenlerin ço- ğunluğu Paris'te yaşayan Ermeni- lerdi. Izleyiciler arasında üst düzey Türk diplomatlar da vardı. Türk ga- zeteciler, gerilimli bir toplantı olaca- ğından ve gürültü patırtı çıkacağın- dan endişe ettiklerini söylediler. Ermenistan'dan gelen konuşma- cılar, toplantıyı sertleştirebilecek ko- nuşmalar yaptılar. Onlardan sonra ben söz aldım ve 'soykınmı' konu- sundaki dayatmanın ilişkileri gerdi- ğini belirttim. ilişkilerde böyle ön- şartlarkoymanınkarşılıklı refleksle- re yol açtığını ve bunun da diyaloğu zorlaştırdığını belirttim. Bunlan söylerken geçmişi unut- maktan yana olmadığımı, ancak ye- ni bir sayfa açmanın da gerekli ol- duğunu söyledim. önce, bir grup Ermeni izleyicinin bu sözlerimden hoşlanmadığını fark ettim. Konuş- malar sürdükçe onlann da daha dik- katle beni dinlediklerini görerek se- vindim. Belki de ilk kez yapılan kamuya açık bir diyalog toplantısının verim- li geçtiğinde herkes hemfikir oldu. Şimdi, ABD Kongresi'nin kararına kafayı takmak yerine, "Bu konu Er- menilerle birlikte diyalogyoluyla çö- zülebilir" anlayışına gelinse, işler bir anda kolaylaşabilir. Yaşadığım de- neyler bunu doğruluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle