27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EKİM 2000 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada kurmay Başkanı ile MİT Müsteşarı'nı da kabul edi- yor. Genelkurmay Başkanı asker gözüyle olaylan ir- delediği gibi, Silahlı Kuvvetler'le ilgili bilgiler veriyor. MİT, bilinen görevi çerçevesinde Çankaya'yı ay- dınlatıyor. Bu görüşmeler en az bir saat sürüyor. Ne ki; karamame krizi çıkalı beri Başbakan Ece- vit Çankaya'da 15-20 dakikadan fazla kalmıyor. Eskiferin deyimiyle Ecevit'in Çankaya ziyaretleri sdeta "def-i bela kabilinden". Türkçesi, yasak sa- vıyor sanki. Ya da Cumhurbaşkanı ile baş başa kalmayı arzu- lamadığını kanıtlamak ister gibi Çankaya'da yanm saat bile kalmamaya özen gösteriyor. Anayasa Mahkemesi'nin KHK'lere teme) olan yet- k i yasasını iptal ettiği perşembe günü; Ecevit, mu- tat haftalık görüşme için çıktığı Çankaya'da 20 da- kika kaldı. Giriş-çıkış, Ecevit'in yürüme hızı dikkate alındığın- d a Cumhurbaşkanı Sezer'le Başbakan Ecevit ara- sındaki "baş başa görüşme" eniyle boyuyla 15 da- kikayı geçmiyor. Kısa göfüşmenin ardından ilk yorum: Tepede so- ğukluk sürüyor. Ama bu yorumun etkisini bir ölçü- d e azaltacak, hatta yalanlayacak değişik bir tırtum sergiledi Başbakan. Basınla konuşmaya "iptal edilenyetkiyasası" so- rusunu yanıtlayarak başladı. Gözlerini önündeki kâ- ğrttan ayırmadan "(Cumhurbaşkanı ile) birtikteyaz- dıklan birnot'u okudu: "İptal karan yürürlüğe konulmuş bulunan 20 KHK'nin yürüıiüğünü etkilememektedir. Bu KHK'ler hakkında aynca iptal davası açılıp iptal karan veril- mediği sürece bunlar yürûhükte kalacaktır" dedi. "Biriikteyazılan not" en azından Çankaya ile Baş- bakan arasında anayasa konusunda "bir uzlaşma- nın sağlandığım" göstermiyor mu? Uzlaşma olasılığını pekiştiren başka belirtiler de var ömeğin, SSK ile ilgili 3 KHK'nin iptalden bir gün önce onaylanması... Kimine göre; örneğin, Cumhurbaşkanı'nın, çok tartışmalı "mobil elektrik santrallan" KHK'sini yet- kinin iptal edildiğinden hemen sonra veya yetkinin iptalinden az önce imzaladığı söylentileri... ve, ip- taJden bir süre sonra bu kararnamenin Resmi Ga- zete'nin mükerrer sayısında yayımlanması: Çankaya'nın Başbakan ile arasında var olmadığı bilinen uzlaşma ve diyaloğun canlandığını gösteren somut işaretlerden sayıldı. Başbakan için ne başan ama!.. Istifa mı? Nedir o? Zaten, Başbakan'ın başanlan saymakla bitmez. Son altı aya sığdırdığı başanlardan birkaçını irdele- mek, gerçek adına bir görev: ömeğin, Türkiye'yi aytarca sarsan Demirel'i Çan- kaya'da tutabilmek için icat ettiği 5+5 formülünün hezimeti. Umutlar canlandıran af yasasındaki başansızlık. Devlet krizi başlayacağını söylediği irticacı me- murlann tasfıyesi için hazırlattiğı KHK'nin tersyüz ol- ması. Son olarak; "ekonomik istikrar paketini sıkıntıya sokacağını" öne süre/ek mutlaka yaşamageçme- sinde direnmesine karşın Çankaya'ya onaylatama- dığı üç banka ile ilgili KHK... Kısaca söylemek istersek: Ecevit'in başansızfığı başanya dönüştürdüğü olaylar saymakla bitmiyor. Bu gidişle biteceğe de benzemiyor. Fakat Ecevit'in asıl başansı, "başansız olan hü- kümetinin seçeneği olmadığı için ayakta kalması". Demokratik ülkelerde benzeri görülmemiş böy- lesi altı aylık süreçten geçen herhangi bir hükümet, çoktaaan tasını tarağını toplayıp çekilirdi. Fakat bizde; kör topal ayakta duran partilerdeki bünyesel ve yasal sakatlıklar. hükümetin değil git- mesine, tersine koltuğa sımsıkı yapışıp kalmasına olanak tanıyor. ömek mi? Başbakan Ecevit. Her siyasal atılımı fos çıkıyor. Istifa mı? O sözcüğü anımsamıyor bile! Demireflere ıısulsüz kredi• Baştarafi 1. Sayfada herhangi bir bilgiintikalet- memiştir'' deniliyor. Bu durum, YDK'nin so- ruşturulmasmı istemesine karşm, Hazine'den sorum- lu Devlet Bakanlığı 'nın ge- reğini yerine getirmediğini de ortaya koyuyor. YDK'nin Halk Bankası 1998 Yüı Raporu'nda, Şev- ket Demirel ve Yahya Mu- rat Demirere ait şirketlere kullandınlan nakit değil, te- minat mektubu ağırlıkh olan kredilerdeki usulsüz- lükler ortaya konüluyor. Buna göre, Dempa Orman Ürünleri Yatınm ve Ulusla- rarası Ticaret AŞ'ye 1997 yılsonu itibanyla yurtdışın- dan sağladığı kredilerin ga- rantisi olarak 52 milyon do- lar, aynca 20 milyar lira kredi kullandınlırken 10 trilyon 962 rnilyar liralık alacak bulunuyordu. Dem- panel Entegre Onnan Ürünleri Sanayi ve Ticaret AŞ'ye yine 1997 yılsonu itibanyla 33 milyon 700 bin dolar, 3 milyar 137 bin 660 mark yurtdışı kredileri ga- rantisi olarak, aynca 18 mil- yar 512 milyon lira daha kredi kullandınlıyor. Dem- panel'in 1997 sonu itibany- la ödenmeyen veriskkap- sammda yer alan kredi tuta- n, 7 trilyon 320 milyar 699 milyon lira görünüyor. Era Finansal Kiralama AŞ'ye de 9 milyon 375 bin dolar ve 2 milyon 650 bin dolar yurtdışı kredi garantisi ola- rak kullandınhrken 1997 sonu itibanyla 1 trilyon 621 miryar 503 milyon lira bor- cu bulunduğu görülüyor. Universal Yatınm Holdıng AŞ'ye de 7.5 milyon dolar- lık yurtdışı kredısi karşılı- ğında da 1.5 trihyon liralık risk kaydediliyor. Risk top- lamının 30 Temmuz 1998 tarihinde 27.3 trilyon liraya kadar yükseldiğine dikkat çekilen raporda, "4 firma- nınvenrmalann bağh okta- ğu grupla ilgili olarak dü- zenlenen istihbarat raporta- n çok eski olup o tarihten sonra sûrekK kredi arton- mınagkfllrnesinerağmenis- tihbarat yapıunamışür" saptaması yer alıyor. Dempa şirketi hakkında 1997 yılsonunda düzenle- nen raporda, bankanın işlet- me sermayesinin negatif, 1996 yılında 3 trilyon, 1997 yılının ilk 9 ayında 2.4 tril- yon lira finansman gideri olduğu. ancak bunlann ay- nntısınınalınamadığı belır- tiürken "Finansınan gider- krindeki yükseklik nede- niylefirmanınbanka kredi- lerinin bilançoda gözüken- denyüksekolduğukanaatF ne ulaşılmışar" saptaması yapılıyor. Yabancı kaynak oranınında 1997 yılının ilk 9 ayı itibanyla yüzde 85.2'ye ulaştığına dikkat çekilen raporda, finansa] borçlann yüksekliği ve öde- nen yüksek fınansraan gi- derlerinin "firmayıokiukça riskli konuma" soktuğu be- lirtiliyor. Dempanel şirketi hakkında 1998 yılı başında düzenlenen periyodik izle- me raporunda ise yabancı kaynak oramnın yüzde 94.7 olduğu, firmanın faaliyet alanı olan orman ürünleri satışının 1997 yılı gelirleri içinde yalnızca yüzde 6 pay tuttuğuna dikkat çekilerek bu firmanın da oldukça riskli konumda bulunduğu belirtiliyor. Raporda, Dem- panel şirketinin üretim fa- aliyetinden aracılık faaliye- tine geçtiği, bu nedenle de "nakdi krediye" ıhtıyacı bulunmadığı vurgulanıyor. Dempa Firmasfna Halk Bankası Yönetım Kurulu kararıyla Haziran 1997'de de gümrüklerde kullanıl- mak üzere KDV ertelemesi için 3 trilyon liralık teminat mektubu, Dempanel'e de yine haziran 1997'de aynı uygulama için 1.5 trilyon li- ralık teminat mektubu kre- disi onaylanıyor. Ancak iki fırmaya için de "gümrükle- re hhaben" venlme koşulu kaldınkrak 15 Temmuz 1997 tarihinde 11 milyon 500 bin dolar TFF Intema- tional Ltd'den sağladıklan kredi garantisi olarak kul- landınhyor. Bu işe olur ve- ren Haİk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Barba- ros Olcay'ın daha sonra Egebank'a geçtiği belirle- niyor. Üstelik iki firmanm da zamamnda ödemeyi yapmaması sonucunda, 8 milyon 250 bin mark ve 5 milyon 529 bin dolarlık it- halat kredilerini Halk Ban- kası ödemek zorunda kalı- yor. Halk Bankası ise üze- rine kalan 19 milyon 680 bin dolara ulaşan borcun 9 milyon 680 bin dolannın 1998 yılsonuna kadar kala- nmında31 Mart 1999tari- hine kadar ödenmesı için süre tanıyor. Aynca, şırketlerin vadesi gelecek tüm kredilerinin bankadan sağlanacak 5 yıl vadeli dış garanti ile yeni- lenmesi ve her yıl, 1999- 2000 yılında sona erecek aval ve garantilerin 3'te 1 oramnda düşürülmesine ka- rar veriyor. Davalar yeniden görülecekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Halk Bankası'ndan eski Cumhur- başkanı Sûleyman Demird'in kar- deşi Haa AB Demirel ile yengesi Şe- fika Demirel'e ait Kıbns Yatınm Bankası'na verilen 4.5 milyon do- larlık kredi nedenıyle 4 sanık hak- kında açılan dava zamanaşımı ne- denıyle düştü. Ancak Cumhuriyet Savcısı Mustafa Nuri Sıiaydm, Kıb- ns Yatınm Bankası'nın "orgaoize olarak Halk Bankası'nı dolandır- makamaayia kurukluğu'' saptama- sında bulundu ve aralaruıda Süley- man Demirel'ın diğer yeğeni Yahya Kemal Demirel, Hacı Alı Demirel ve Şefika Demirel'in de bulunduğu yöneticiler ve hissedarlar hakkında Ankara DGM Cumhuriyet Başsav- cıbğı'na suç duyurusunda bulunul- masını istedi. Mahkeme yargıcı Hakkı Etvan ise bazı sanıklar hak- kında cumhuriyet başsavcıhğına suç duyurusunda bulunulmasına gerek ohnadığım söyledi. Eski Halk Bankası Fon Yönetim Müdürü Şakir Yınba ve Fon Yöne- tim Müdür Yardımcısı Leyb Tatar, KKTC'de kurulu olan ve bu yıl ba- tan bankalardan Everest Bank'a 2 müyon mark depo hesabı açılmasın- da "görevi kötöyekullandıklan''ge- rekçesiyle 1 yıl 6'şar ay hapis ceza- sına çarptınlırken eski Halk Banka- sı Genel Müdürü Sezgm laşlaran ve Genel Müdür Yardımcısı RıflaMe- tm Sdçuk aynı suçlamadan beraat etti. Ankara 22. Asliye Ceza Mah- kemesi'nde dün yapılan karar du- ruşmasmda, Cumhunyet Savcısı Mustafa Nuri Sılaydın, Şefika De- mirere ait olup Hacı Ali Demirerin oğhı Yahya Kemal Demirel, Murat Andat ve Emin Şirin taraftndan yö- netilen Kıbns Yatınm Bankası ile hissedarlan Muzaffer Hiçyılmaz, Ahmet Cenap Duran, Derya Kadir Bflen ve Ayten Köksal olan Everest Bank'ın kuruluş amaçlannuı orga- nize olarak Halk Bankası'nı dolan- dırmak olduğu anlaşıldığından, bu kışıler hakkında Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç du- yurusunda bulunulmasım talep etti. Kihçdaroğlu 'ndan 9 sorıı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) • Vatandasın Ver- gisini Koruma Derneğı (VAVEK) Başkanı Kemal Jû- bçdkroğlu, Türkiye'nin yolsuzîOklarla savaşımda cid- di bir smav verdiğini beürtti. Kihçdaroğlu, dün yaptı- ğı yazılı açıklamada, yargısı, polisi ve politikacısıyla Türkiye'nin yolsuzhık smavmı veriptemizlenmek du- rumundaolduğunu söyledi. Bir yurttaş olarak ödedık- leri vergilerin hortumlanmasını kabul edemeyecekle- rini vurgulayan Kihçdaroğlu'nun, el konulan banka- larla ilgili olarak yetkililere yönelttiği 9 soru şöyle: # Murat Demirel, Egebank'ı devrakrken, Hazme Mûsteşarbğı, Bankalar Yasası'nm öngördüğü koşul- lan aradı mı? Bu izin kimierin imzasryia verM? # Egebank, Türk Ticaret Bankası. Interbank ve Bank Ekspres dahil, el konulan bankalar için yemin- li murakıplar kaç rapor düzenledi, akıbetleri ne oldu? # ŞcşM Cumhuriyet SavahgTna yapüan suç doyu- ruso ie bankalanıetkonukluğu tarihekadargeçen sft- rede, Hazme Müstoşarhgı görevini neden yapmadı? # Egebank'a 22 Aralık'ta el konulurken Murat De- mirel, abialan ve Gökalp Baştürk'ün marvariiklarma ancak 30 Aralık'ta tedbır konuldu. Bu gecikmenin kamuya malıyetı ne olmuştur? # Murat Demirel'e hangj kamu bankalan, hangi koşullarda ve ne kadarhk krediaçü? Bu kamu banka- laıînm yöneticiferi hakkmda daha önce yapdmış suç duyurulan var mı? Kirnler, gend nmdfirkrin yaıç onune çıkmasmı engefliyor? # Demirel'le ilgili yapüanlar, diğer banka yöneti- cisi veya sahipleri için neden yapılmryor? -TasarrufMevduaû Sigorta Fonu, d konulan 8ban- kaya bugüne kadar ne kadar para aktanb? # 5 bankaya el konulurken Yaşarbank'a niçın ay- ncahklı davranıldı? # BugÛBekadarkibankaoperasyonlanylaflgiMbü- rokraside bir iaceleme ya da soruşturma açddı nn? Fon yönetiminin, Hacı Ali Demi- rel ile eşi Şefika Demirel'in sahibi olduğu Kıbns Yatınm Bankası'na 15 Ocak 1993,20 Nisan 1993 ve 22 Nisan 1993 tarihlerinde toplam 4.5 miryon dolan depo hesabı olarak ya- tırdığmı belirten Sılaydın, KKTC'deki bu yıl batan Everest Bank'a da 19 Ocak 1994'te 2 mil- yon mark depo hesabı açıldığıru bil- dirdi. Sılaydin, Taşkıran'ın 23 Ara- lık 1993'te görevinden aynldığını belirtirken Kıbns Yatınm Banka- sı'yla ilgili açılan kamu davasının 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu için ortadan kaldınlmasına karar ve- rihnesini talep etti. Sılaydın, 4 sa- nık hakkında da bu olayla ilgili da- vanın ortadan kaldınlmasmı talep etti. Eski Genel Müdür Taşjoran'ın, Everest Bank'a açılan depo hesa- bıyla ilgili suç tarihinden önce gö- revinden aynldığı için beraatmı is- teyen Sıiaydm, eski Genel Müdür Yardımcısı Rıfkı Metin Selçuk'un da Everest Bank olayında yetkl ve sorumluluğu olmadığı, fon yönetii' mine depo hesabı açılması için emir verdiğine ilişkin delil bulunmadığı- m belirterek beraatmı talep etti. Eski Fon Yönetim Müdürü Yırdı- cı ile Müdür Yardımcısı Tatar'm fon yönetimi olarak Everest Bank'a 2 milyon mark depo hesabı nitelığin- de para aktarmalan nedeniyle TCK'nin 240. maddesine göre ce- zalandınlması istendi. YargıçElvan, Şakir Yırdıcı ve Leyla Tatar'ı Eve- rest Bank olayıyla ilgili 1 yü 6'şar ay hapis ve 220'şerbin liraağırparace- zasına çarpürdığını açıkladı. Yırdı- cı ile Tatar'm cezalan ertelenmedi. _ • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Gündemdeki karartasansı Temsilciler Mecl'ısi'nden geçse bile yaptınmı yok. Ancak, nihai amaca gidiş- te bir kitometretaşı. 2- Türkiye, tasannın kabulü halinde atacağı adım- lann ucunu usul usul gösteriyor. Her önlem, bize de zarar verecek. ömeğin, Ermenistan'a vize konmasıy- la bavul turizmi zarar görecek. Inciriik'in kapatılma- sıyla NATO katında etkileneceğiz. ABD fırmalanna ihale sınırtaması getirerek, başta askeri alanda olmak üzere ekjeki olanaklann da zaafa uğramasına neden olacağız... Ancak bir noktanın altını çizmek gereki- yor, "çıkar hassasiyeti" konusunda ABD'nin eline su dökmemiz olanaksız! 3- Konunun güncel yanı ABD'de yaşanıyor. Rus- ya faktorü ikinci planda gibi görünüyor. Ama değil... Rusya, Kafkaslar1 ) arka bahçesi ya da hayat sahası olarak görüyor. Gürcistan'daki dört Rus üssünden iki- sinin Ermenistan'a taşınmakta olduğunu anımsata- lım. Ruslar, Ermenistan'la kurduklan sıcak ilişkileri yad- sımadıklan gibi ilerteteceklerini söylüyorlar. Yalnızlığımız! 4- İkinci bölümü bir başka yalnızlığımıza ayıralıırı. Ermenistan, Azerbaycan topraklannı işgal ederek Dağlık Karabağ'ı aldı. Azerilerin deyimiyle buradan iç bölgelere gelen milyonu aşkın kaçkın" belirsizlik içinde yaşıyor. Türkiye, 9O'lı yıllar boyunca Ermenis- tan polrtikasını büyük öiçüde Azerbaycan'ın durumo- na göre belirledi. Karar tasansı günlerdir konuşulu- yor, Azerbaycan yönetiminden "tık" yok! Ankara'da- ki büyükelçi soru sorulursa iki çift söz ediyor, o ka- dar! 5- Yukandaki maddeye bağlı olarak Orta Asya'da- ki kardeşlerimizden de ses çıkmıyor. Kimse alınma- sın, bu durum 9O'lı yıllardaki Orta Asya politikasının fotoğrafıdır. Votka içip, yerel giysiler kuşanıp sanl- makla bu iş olmuyor. Islam ülkelerinin arkamızday- er almamasına alıştık! Görünen o ki Orta Asya'yla da benzer şeylere alışmak gerekecek... 6- Doğu komşumuz Iran'ın son yıllarda arastnın e/ı iyi olduğu ülkelerden biri Ermenistan. Bunun birbirine bağlı iki nedeni var. r Azerbaycan'ın nüfusu 8 milyon. Iran içindeki Aze- rilerin nüfusu ise ait ve üst rakamlan ortaladığınızda 30 milyon ediyor. Azerbaycan'ın Ermenistan'la uğ- raşması, sürekli başının ağnması, bu ülkenin Iran'da- ki Azerilerte ilgilenecek halinin kalmamasını sağlıyor! Türkiye'nin de bölgede ve dünyada yalnızlaşması sonucunu doğuruyor... 7- ABD'de Türkiye lehine lobi yapan az sayıdaki gruplam başında Yahudiler geliyor. Yahudiler, Beyaz Saray'ın da belli başlı kadrolannı tuttular. Bu durum Türkiye'nin çıkarlannayorumlanıyor. Ermeni karar ta- sansında da benzer beklenti içindeyiz. Ancak, tsra- il'in vazgeçmediği bir politikası var. t< - Irak'ın küçültülmesi! Bunun başlıca yolu, Kuzey Irak'ta Kürdistan kurul- ması. Boytece Irak bir öiçüde toprak ve güç yitire- cek. Bu daTürkiye'nin çıkarianna ters. Israil bunun ayır- dında ama, vurguladığımız gibi amacından vazgqç- miş de değil... •;'. 8- İkinci bölümde aktardığımız "yalnızlıklar" kade- rimiz mi? Etbette değff. Türkiye'nin uluslararasj yükümlülük- lere uyacağım drye. komşular arası yükümlülük üst- lenmemesi, geldiğimiz noktanın nedenlerinden biri. Irak'a ambargo konusunda Ürdün kadar olamadığı- mızı kabul etmek durumundayız. 9- ABD'nin Ankara Büyukelçisi Robert Pearson dün Başbakan Bülent Ecevit'İe görüştü. Ecevit, iliş- kileri dondurmaktan söz etti. Pearson, ABD yöneti- minin karar tasansından duyduğu rahatsızlığı anlattı. Pearson çıkışta da ilk Anadolu gezisine Samsun'dan başlayacağını söyledi. Nedenini şöyle açıkladı: "Mustafa Kemal'inyeni Türkiye'nin kurulmasına yaptığı katkıyı ve Türkiye'nin 20. yüzyıldaki başansı- nı yerinde gözlemlemek!" Geziye bizim siyasileri de mi katmalı, ne dersiniz? balbay@cumhuriyetcom.tr Radikal Islamcı Yazı dergisıne yazdar yazclı• Baştarafi 1. Sayfada dir Kibar. Ahmet Erkan Mumcu, Aziz Avar, tshak Şadi Çarsancakh, Mehmet Kahraman olarak sıralanıyor. Tunzm Ba- kam'nm, soyadmı kullanmayarak "Ahmet Erkan" adıyla kaleme aldığı bazı yazılar- dan özet alıntılar şöyle: Müslüman \e Mk\oner adlı yazıdan: Te- mel ilke: u Tapmam sizin tapoldannıza \e tapmazsuuz benim tapOğuna"dır. Müslü- tnanlar olarak misyonumuz evvelemirde ve daıma fert olarak nefslerimize yöneliktir. Evvelemirde: Çünkü Islam, her şeyden ön- cenefslere teklifedilmiştir. Da- ma: Çünkü Islam olmak ke- siıtisiz bir süreçtir. Bakara sü- resinin ilk ayetleri ile Mümi- nun süresinin ilk on ayeti Müs- hinanlan tarif eder. Bizim dik- kiflmizı çeken ayetlerde ne Is- lanınne de imanın şartlan ara- snda dünyaya nizam vermek d.ye bir şart zikredihniş değil- dr. Şüphesiz bu ayetlerin Ku- raı'm tüm mesajını ihtiva etti- gnı söylemiyorum ve "iyiBği cnr 0e kötûiüğii nebvetmek" ^ırevinin Müslümanlann üze- ame verildiğini göz ardı etmi- -ymsm. Dikkat çekmeye çalış- H|nn husus, ayette zikredilen iıısuslann Islam oluşun asgari işrtlannı oluşturduğu ve bun- Tım evvela fertlerin nefslerine TÜtealük olduğudur. Hatırlanacak olursa Mekke CTİ Müslümanlan da aynı saenı şartlan altında idiler ve Kıiminun süresinin ilk on aye- tonlan tarif eder. Müslüman- lm her şeyi kökünden değiş- nnek arzusuna karşı olduğu- asöylemediğımi belirtmeli- m. Ancak köktenciliğin be- ıkrinde getirdiği yannsama- ciğa (vadeciliğe) işaret edi- aum ve diyonım ki: Önümü- î koyduğumuz meselelere ılüf ettiğimiz çözümler ister istemez uzak bir vadeye kahyor ise bugüne kalan şeyler nelerdir. Cihadın farziyetini unutmuş değilim. Zul- mün ve adaletsizlığın karşısmda olmak, Müslüman olmanın olduğu gibi, insan ol- manın da gerek şartıdırelbette. Fakat zulüm karşısmda tavır belirlerken kendimizi han- gi konuma yerleştirdiğimize dikkat etmeli- yiz. Unutmamalıyız ki yeryüzünde Allah'ın dinini yaymakla görevlendirihniş elçılenn daha asli görevi, yalnızca "haber vermek, müjdeleınek ve uyarmak" oJagelmiştir. Cıhat konusunda da dikkat edilmesi ge- reken, zafer ile değil "sefer" ile mükellef ol- duğumuzdur. Dünya meselelen hakkmda milli ya daevrensel, siyasi ya da içtimai fet- valar veren strateji kumkumalanna şunu söyleyeceğiz: Islamm hurafe olarak nitele- diği referanslarla bir sonuca ulaşmamız mümkün değildir. Dünyayı toptan değiştir- me ıddiasında olma, ilahlık ıddıa etmektır. Gelın işe iktidanmızm bulunduğu en küçük alandan başlayalım. Sokaklann, fabrikala- nn, şehirlerin, ülkelerin fetholunduğu gün içinin ne ile doldurulacağı bilinmeyebilir. Bize falanca ülkenin fatıhi olmak emro- lunmadı. Gelin önce nefslerimizi fethede- hm. Ve hiçbir zaman bugünü yanna feda et- meyelim. Yann Allah'ın izniyledir ve her şeyin en doğrusunu bilen odur. Geleneksel Ramazan Festhali (Dinin Ge- kneksefleşmes ya da Geieneğin Dinlesmesi Üzerine) başhkh yaadan: Batıcı zıhnıyet kendisinde egemenleşmesi ve kurumlaşma- sına tekabül eden dönem içinde, bu ülkenin otorite geleneğinden de aldığı güçle son de- rece yoğun ve şıddetli bir kampanya başlat- tı. Kendinden önce egemen olan zümiyete karşı gösterdiği tepkinin şiddeti ile bugün 'Kuran hn ifadesiyle hizbullah olalım'Baştarafi 1. Sayfada kunulmazuk atfedildiği'' savunu- lurken "Rabbimizin bize verdiği ad- larra dışmda kalanlann tümünü bir kenara bırakahm, Kuran'm i&de- siyfe hizbullah oUfam. Neyazıkki bir kKim genç insanlann iailaheillal- lah' imanryla statûkoya ve statûko pudanna kafa tutması statüko ak- masuu telaşa düsürûr" deniliyor. TunzmBakanı ErkanMumcu'nun yaym knrulu üyeliğini yapüğı, 1986 yılında Yazı dergisinde yayımlanan bazı yazılardan örnekler şöyle: So- kaklara dökülen bunca ınsanın veba- li varsa omuzlanmızda, ecel bırakır- saftger,rgrnantn hakkim vermek şart oldubize. Mukaddes inkılabın hazzı- m yaşayalım. Rüzgârlar bizi bekliyor esmeye. Kıskaca aldılar o güzelim te- settürü. Ne Fransızlar ne de Senegal- lı yamyamlar var sokaklarda... Ama yine de ilahi emri sokağa atttlar. Ar- tık Sütçü İroamolmak şart oldu bize. lman eksiltilir, zillet zam görür. Doy- muyor kalemim ne kadar yazsam... Çağı uydurmak şart oldu bize. Küf- rün bağmda güneş gibi doğmak şart oldu bize. (NedimDimyeli) - Bazı siyasi ve dini otoritelerin hakkımızda istedıkJen gibi kararlar almalanna tepki göstermez, aksıne bilerek onlann emir ve yasaklanna uyarsak, nasıl olur da yöneldiğimiz kıblenin keyfıyeünden kuşku duyul- maz (AbdolahSKkfik) - Dünün nemrutlan, firavunlan, kisralan bugünün "etinde Kuran, kalbinde iman" olduğunu iddia eden polıtik ılahlanndan farklı değıllerdi. Bugünün firavunlan ve namzetleri insanlan eUerinde tuttuklannı iddia ettikleri Kuran'm hükümlerine de- ğil, kendi vaazlanna, kendi strateji- lerine, kendi hükümlerine ve yolla- rtnaçağınyorlar. (Abdülkadir KEbar) - Düşünün bir kez; öyle bir top- lumda yaşıyorsunuz ki teslim ofana- yı gerektiren her şeyinyerine getiril- diği samlıp erişUmez hazlara ulaşıl- sm. Bazı garantiler elde edihne pe- şinde koşulsun. Gerçek din üzerinde düşünülmesin. Allah'ın dininde ol- mayan şeyler din diye sunulabilsin. Haramlar helallerle, helaller haram- larla yer değiştirebilsin. Kullara kut- sallık ve dokunulmazlık atfedilsin. (Ahmet Veske) -Gelinız.. Müslüman admdan baş- ka bütün adlan reddedehm. Adımız sadece Müslüman olsun. Hele şahıs- lara mspet edilerek isimlendiriImek- ten şiddetle kaçınalım. Rabbimizin bize verdiği adlarm dışmda kalanla- nn tümünü birkenarabırakahm, Ku- ran'm ifadesiyle "hidjuflah"olalım. Geliniz... Mezhebi aynhklan ümme- tm vahdetine engel yapmayalnn. Ki- tab-ı Kerim'de hizipleşmeye, aynhğa bir yol yoktur. (Ha» Can) -Demokratikhayatm vazgeçihnez unsuru olan partiler, kapitalist siste- min ana unsuru olan para uğrunda ölünen, ölünebilecek olan ideolojiler, sözü emir, fikirleri nas olarak kabul edilen insanlar, zihnimizi ziyadesiy- le meşgul eden, günümüzde tehlıke arz edecek derecede yer tutan çocuk- lar, kadınlar. vuslat için çok köprü- lerden geçilen makamlar. Bütün bun- lar, Müslüman olmanın vazgeçihnez unsuru olan "tevbid''i kökten değiş- tirecek, issana "Müslüman" dışı kimlıkleri yakışır kılacak, imanını zedeleyecek, zaafa uğratacak nitelik- tedir. Ne yazık ki bir kısım genç in- sanlann "iauahefiiallair ımanıyla statükoya ve statüko putlanna kafa tutması statüko ulemasını telaşa dü- şürür. ("Kfanttk.KuBuk.Muharizhk'' başlıklı imzasız yazı) - Arbk pozitivist bir akıl sahibi, rasyonel düşünen mantıklı birer çağ- daş fert olup çıkmışız. Ve bu oluş bizdehiçbir tepki doğurmamış. Çün- kü bu tepkiyi doğuracak düşünme yapısından mahrumuz. Rabbi Ai- lah'ı ve hükümlerini anlayıp da ona layılayla kulhık edebiür miyiz? Ol- dukça zor. (Aziz Avar) -Ideallerimizin bu sistön içerisin- de realize edilebileceğine inamnryo- rum. Düşünceler dışa dönük çaba- laria buiıkte uygulama alanına akta- nldığı zaman kimlik değişimine uğ- ramaktadu-. Bundan kaçınmak için her türlü uzlaşmanın dışlanması ge- rekir. (tlker Özdemir) - Islam yahıızca bir inanç sistemi değildir. Bilakis, o bir inanç ve hayat düzenidir. O, dünya ile ilişkisi olma- yan soyut bir din değildir. îslam, Müslümanın bütünhareket ve davra- nışlanm yönlendirdiği gibi düşünüş ve niyetlerinde söz ve işlerinde de egemen olur. Mazinin hesabı çıkanl- dığmda bugünkü Müslümanlann Is- lamı doğru şekilde anlama ve anlat- malan dagerçekleşecektir. (Mehmet Yavuz) yeryüzünde hâlâ öraek gösterilen bir siya- seti benimsedi. Toplumsal hayat içerisinde kendinden önceki düzeni hatırlatan tüm ku- rumlara karşı devrimci bir tavırla yaklaştı ve en küçük yumuşama göstermedi. Bu olayın aynntılan yakın tarihi ele alan (aslmda ta- rihin öteki kesitlerine kayıtsız) resmi tarihin biricik konusudur. Bu tutumun en hafif ör- neği belki de şudur: Radyolardan uzun süre geleneksel Türk müzığının yayımlanması yasaklanıyor, buna karşılık Boğaziçi'nden gelip geçen şehir hatlan vapurlan Batı mü- ziğinin temel formlanm durmaksızm hopar- lörlerle tekrarhyorlardı. Bu tu- tumun öteki sonuçlan bir tara- fa, resmi ideoloji açısından bir hayh geç fark edilen önemli bir sonucu, toplum ileberaber res- mi ideolojinin de köksüz kal- ması, tarih içinde kendiliğin- den bir mesnede sahip olmayı- şıydı. tşte muhafazakârlığın bugünkü misyonu bu noktada kendisini gösterdi. Tanıdık Bir Fotoğrafin Ne- gatifi başhkh yazıdan: Öncele- ri bir efsane bir vakitten sonra da bir din olarak insanlann beynine kazınan birtakım kav- rarnlar ve değer ölçütleri, bu- gün bazı güç odaklanndan al- dıklan cüretle, her meselenin ancak kendi bağlamlannda tar- nşılabihnesinden başka bir im- kân tanımıyor. Bu yeni din, afakınuzda yaşanan hayatı öy- lesine istila etmiş ki onun bize vaz ettiği, bilim gibi, çağdaşhk gibi, Batıhlaşmak. modernleş- mek gibi naslardan başka hiç- bir veri ile düşünebihnemiz mümkün olamıyor. Düşünsek bile konuşamıyor, konuşsak bile yazamıyoruz. Bu gerçek, bu meselede veya başka her- hangi bir meselede hep aynı olagelmiştir. Ancak bu durum hiçbir zaman nefsimizde baş- ka, afakınuzda başka değerler ile düşünmek, yazmak, tavır arnıak gibi bir ikUiğin (tevhide karşıtlık ifade eden tüm an- lamlan ile kullamyonım) mazereti olamaz. Mumcu, Cumhuriyet'in konuya ilişkin sorusu üzerine. "Yaym kurulu üyeliğini ha- orlanııyorum. Zaten amatör bir uğrasü o, profesyonel değfldL O dergiye yazı verdhn; yazılannıın arkasındayım. Ama yayuı ku- nımü\eüğinihaûrlamryorum"dedı Mum- cu, "Yaym kunıhmun üyesi olarak tüm ya- zuan okuyor mu>dunuz, bunlann iceriğine katıfayor musunuz" sorusuna u Yani o öğ- renciik yıüannda fazla UgUendiğûni söyfe- yemem. Siz bana bazı şevieri doğrulatmaya çahşıyorsunuz. Neyi kurguladiğmızı tahmin ediyorum. Siz \azin, bu ülkede hukuk var" yanıtını vermekle yetuıdi. ^ h îi Dergide gruplaryer ahyordu ~ H Baştarafi 1. Sayfada lamcı gruplarla işbirliği yapan Pı± narcılar, radikal Islamcıların içinde entelektüel faaliyetleriyle dikkati çektiler. Günümüzde Pınar Yayınla- n ve Umran Dergisi ile yayıncılık yapanPınarcılar, Mazlum-Der bün- yesinde de aktif görev yapıyorlar. Yazı deTgisinin yayın kurulunda yer alan Erkari Mumcu'nun, aynr zamanda Pınarcılar grubunun önemli isimlerinden biri olduğu öne sürülüyor. Bu grubım lideri konu- munda olan Cevat Özfcaya ve Maz- lum-Der'in geçen dönem Istanbul şube başkanlığını yapan 1. ŞadiÇar> sancakh'nın Mumcu ile çok yakıa; dost olduklan belirtiliyor. -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle