Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27EKİM2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Baykal'ın tstanbul
tura
• tstanbul Haber Servisi -
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal önceki akşam
Istanbul'a gelerek yakın
çalışma arkadaşlanyla
göriiştü. Baykal dün ise
halkın sorunlanru yerinde
görûp öğrenmek amacıyla
Altunizade'den belediye
otobüsüne binerek
Mecidiyeköy'e getdi. Daha
sonra Yeşilyurt'tan trene
binip Sirkeci Gan'na gelen
Baykal, garda bir süre
yurttaşlarla sohbet etti.
Baykal'a, son kunıltayda
PM'ye giremeyen yakın
çalışma arkadaşlanndan
Bülent Tanla ve Kadıköy
Uçe Başkanı Şefik
Toprak'ın da aralannda
bulunduğu partıliler eşlik
ettiler.
MGKbugün
toplanıyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - MGK'nin aylık
toplantısı bugün
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer başkanlığuıda
yapılacak. Toplantıda,
Ege'de gerçekleştirilen
NATO tatbikatında yaşanan
gerilimin ardından Türkiye
aleyhine AB nezdinde
politikalannı yoğunlaştıran
Yunanistan ile ılişkilerde
gehnen nokta
değerlendirilecek.
Toplantıda, tçışlen Bakanı
Sadettin Tantan, "Kasırga"
operasyonu ve Türkiye'deki
"yolsuzluk ekonomisi"
hakkında kurulu
bılgılendırecek.
Bosna'dan vize
uygulaması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bosna-Hersek
yönetiminin yakında Türk
yurttaşlanna vize
uygulamasına başlayacağı
bıldirildi. Almanya, Fransa
ve Italya gibi ülkelerin,
Bosna üzerinden gelen
kişilerin sayısının artması
ûzerine Bosna yönetimine
vize uygulaması çağnsında
bulunduğu kaydedıldı.
Bosna-Hersekli yetkililer,
vize uygulamasınm Türk
yurttaşlanna yönelik özel
bir karar olmadığını
söylediler.
TBMM'de
tartifma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM'de 3
yılhğına seçilen yeni
başkanlık divanı, yeni
yasama ydı çahşmalanna
"oda kavgası" ile başladı.
Komisyonun dünkü
toplantısında görev
dağılımı yapılırken,
protokolde "idare
amirlerinden" önde
geldiklerini belirten kâtip
üyeler, daha genış makam
odası alabilmek için oda
dağıtımının kendilerinden
başlatılması istemıyle
aralannda ımza toplama
karan aldılar.
Açıklama
• Adalet Bakanlığı Ceza
ve Tevkifevleri Genel
Müdürlüğü, gazetemizde
2 Eylül 2000 tarihinde
'Ölümüne Sadakat' ve 23
Eylül 2000 tarihinde 'Üti
Tutuklu Ölüm Sınınnda'
başlıklanyla yayımlanan
haberlerle ılgilı birer
açıklamada bulundu. 2
Eylül tarihinde
yayımlanan haberde adı
geçen ve çeşitli
cezaevlerinde meydana
gelen olaylarda yaralanan
tutuklu Cemal Çakmak'a
gerekli tedavinin yapıldığı
belirtildi. 23 Eylül tarihli
haberle ilgili olarak
yapılan açıklamada ise
Ümraniye Cezaevı'nde
tutuklu bulunan Hasan
Kızılkaya ile Kazım
Yılmaz'a hastalıklannın
gerektırdiği tedavilerin
yapıldığı bildirildi.
312 değişikliğinden umudunu kesen FP, Erbakan'ı kurtarma hesabı yapıyor
Af pazarhğıbiiyüyorANKARA / İSTANBUL
(Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kan Bülent Ecevit'in, af yasa-
sının "önceükle" TBMM gün-
demine getirileceğini açıkla-
ması, kapatılan RP'nin siyasi
yasakJı lideri Necmettin Erba-
kan'ı "cezaevindenkurtarma"
hesabı yapan FP'yi umutlan-
dırdı. TBMM Başkanı Ömer
tzgi ile yaptığı görüşmede af
beklentisini dile getiren FP Ge-
nel Başkanı Recai Kutan, "Bu
konu bizûn için çok önemli,
hassasiyetimizi biliyorsunuz"
diyerek Erbakan'la ilgili kaygı-
lannı üstü kapalı bir şekilde di-
le getirdi. Hükümet ortağı
ANAP ise af yasası konusun-
da "sorun çıkaran ortak" ol-
mayacaklan mesajını verdi.
Başbakan Yardımcısı Mesut
Ydmaz, af konusunda "geç ka-
hnmasına" karşın hükümet
gündemine geldıği taktirde,
geçmıştekı "olumlu" tavırlan-
• Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, önümüzdeki hafta afla ilgili
çalışmalann yoğunlaşacağını belirtti. Başbakan Yardımcısı Bahçeli,
"Zannediyorum Ramazan Bayramı'ndan önce hem cezaevindeki
mahkûmlara hem de onlann ailelerine bir mutlu haber verebiliriz" dedi.
nın süreceğini bildirdi.
Yılbaşından sonra 4 aylık ce-
za ertelemesi sona ereceği için
hapse girmek zorunda kalacak
olan Erbakan'ı kurtarmanın
yollannı arayan FP, umudunu
affa bağladı. Anayasa Mahke-
mesı'nin basm yoluyla işlenen
suçlann affıyla ilgili yasanın
iptal gerekçesini de dikkate
alarak bir af yasası çıkanlma-
sını isteyen FP, böylelikle Er-
bakan'ı hapse girmekten kur-
tarmak istiyor. FP Genel Baş-
kanı Kutan'ın TBMM Başka-
nı Ömer Izgi'yi kutlama ziya-
retınde bu konudaki beklentisi-
ni dile getırdiği öğrenildi. Gö-
rüşmenin basına kapalı bölü-
münde "Af konusu bir an önce
gündeme gehneiL Bu konu bi-
zim için çok önemli, hassasiye-
timizi biliyorsunuz'' diyen Ku-
tan'ın Erbakan'la ilgili beklen-
tisini üstü kapalı bir şekilde di-
le getirdiği belirtildi. FP, bek-
lentilerini karşılayacak bir af
yasası çıkanlması uğruna hü-
kümeti zorlamak için farklı
arayışlar içinde.
Ydmaz: Geç kahnch
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz da af konusunda
"geç kaundığuu"' söyledi. Yıl-
maz, katıldığı bir televizyon
programında, konu tekrar gün-
deme gelirse daha önceki
"ohımhı" tavırlannı sürdüre-
ceklerini de ifade etti. Cumhur-
başkanı'nın af yasa tasansı
Meclis'e iade etmesinin üstün-
den uzunca bir zaman geçtiği-
ne işaret eden Yılmaz, "Bu ko-
nunun çözüme bağianmamıs
olmasuıı bir eksiklik olarak gö-
rüyorum" dedi. Ancak Ece-
vit'in açıklamalanndan, konu-
nun yeniden hükümet günde-
mine geleceğinin anlaşıldığını
ifade eden Yılmaz, "Bizün gö-
rüşümüz daha önce Meclis'ten
çıkan yasayla zaten belMdir"
dedi.
Çahşmalar yoğunlaşacak
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk, koalisyon ortaklan ara-
smda ortaya çıkan görüş ayn-
lığının giderilmesi için 3 seçe-
nek hazırlandığını belirterek
"Sanıyorum bunlann birisi
üzerinde uzlaşılacakür. Bu ko-
nuda önümüzdeki hafta parti-
ler arasında yoğun çahşmalar
olacakbr" dedi.
'PatnaTana yetişecek'
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı DevletBahçeli, Tür-
kiye'nin bugünkü şartlan için-
de af yasasımn çıkmasında ya-
rar gördüğünü belirterek "Zan-
nediyorum Ramazan Bayra-
mı'ndan önce hem cezaevinde-
ki mahkûmlara hem de onlann
ailelerine bir mutlu haber vere-
biliriz'' dedi.
Devlet Bakanı Rüştü Kazım
Yücelen, af konusunun "fün-
yesi çekflmiş bir d bombası gi-
bi" olduğunu belirterek "Arnk
bundan sonra 'af çıkarmıyo-
rum' diyemezsiniz, af çıkarsa
bu konu ortadan kalkar" diye
konuştu.
Prof. Dr. Kutsal Öztürk
'iknidüzenleme
için afşart'
• Cezaevlerinde, kapasitenin iki katı kadar
insan bulunduğunu, yaşam koşullarının çok
zor olduğunu belirten Oztürk, bütün
cezaevlerinin "döküldüğünü" ve insanlann
çok sağlıksız koşullarda yaşamak zorunda
kaldıklannı söyledi.
AHMET ŞEFİK
TRABZON-Cezaev-
lerinin yeniden düzen-
lenmesi çerçevesinde
proje hazırlamak ama-
cıyla Karadeniz Bölgesi
cezaevlerini inceleyen
Karadeniz Teknik Üni-
versitesi (KTÜ) Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Kutsal
Öztürk, cezaevierindekı
koşullan gördüğünde
büyük bir şok geçirdiği-
ni açıkladı. Yaşam ko-
şullannın çok zor ve sağ-
lıksız olduğuna dikkat
çeken Öztürk, cezaevle-
rinin yeni bir düzenle-
meye gıtmesi ıçın "affin
şart olduğunu" savundu.
Adalet Bakanlığı'nın
cezaevlerindeki fıziki
koşullann düzeltilmesi-
ne yönelik başlattığı ça-
lışma kapsamında Kara-
deniz Bölgesi'ndekı ce-
zaevleriyle ilgili çalışma
KTÜ'ye verildi. KTÜ
öğretim üyesi Prof. Dr.
Kutsal Öztürk, Si-
nop'tan Artvin'e bölge-
deki tüm cezaevlerinde
incelemelerde bulundu.
Yaklaşık 400 tutuklu ve
hükümlüyle yüz yüze
görüşen Öztürk, cezaev-
lerindeki koşullardan
çok etkilendiğıni anlattı.
Cezaevlerinde, kapasite-
nin iki katı kadar insan
bulunduğunu belirten
Öztürk, bütün cezaevle-
rinin "döküldüğünü1
' ve
insanlann çok sağlıksız
koşullarda yaşamak zo-
runda kaldıklannı açık-
ladı. Tutuklu ve hüküm-
lülerin ciddi baskılar al-
tında olduğuna dikkat
çeken Öztürk, cezaevle-
rindeki "ağalık siste-
mi"nin de büyük acılara
yol açtığmı vurguladı.
Mahkûmlann büyük bir
umutla affi bekledikleri-
ni ileten Öztürk, cezaev-
lerindeki fıziki koşulla-
nn iyileştirilmesıne yö-
nelik çalışmalara ilişkin
de şunlan söyledi:
"Cezaev'leri çok kötü
durumda. Buralarda bir
iyüeştirme için muflaka
cezaevlerinin boşalması
lazım. Yani bu çahşmala-
n yapabibnemiz için af
muüaka gerekiyor. Pro-
jemize göre iki kath yapı-
lann ilk kaü murfak ve
diğer gereksinmeler için,
üst katlaryatakhaneola-
rak kullanüacak. 4-5 ki-
şilik odalar düşünüyo-
ruz. Ancak cezaevlerin-
de kapasitenin iki kaü in-
san bulunurken bu çahş-
malan yapmak kesinlik-
le olanaksız."
ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART
m.kart@superonline.com.tr
Yılmaz, yıl sonu TEFE'nin yüzde 29, TÜFE'nin yüzde 34 olacağını savundu
'Enflasyon hedefi 9 pııaıı şaşacak'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Yardımcısı Mesut Yılmaz. Yüksek Planlama
Kurulu'nda (YPK) kendilerine sunulan
verilere göre, bu yıl sonunda toptan eşya
fiyatlan endeksini (TEFE) yüzde 29, tüketici
fiyatlan endeksini (TÜFE) yüzde 34
beklediklerini bildirdi. Böylece enflasyon
hedefmde 9 puanlık sapma olacağını belirten
Yılmaz, dışalım baskısının 2001 yılında da
devam edeceğini, buna karşı özellikle lüks
tüketim mallanna yönelik önlemler
alınacağmı bildirdi.
Başbakan Yardımcısı ve ANAP Genel
Başkanı Yılmaz, dün bir televizyon kanalında
yaptığı açıklamada, ekonomik programın
başanlı olabilmesi için Merkez Bankası,
Hazine, Maliye Bakanlığı ve dığer kurumlar
arasında bürokratik düzeyde daha iyi bir
eşgüdüm ve ekonomi yönetiminde ayarlama
gerektiğini söyledi. Yılmaz, özelleştirmelerde
gecikme olduğuna ilişkin bir soru üzerine,
Ozelleştirme Idaresi'm'n yaptığı
özelleştirmelerde sorun olmadığım, Ulaştırma
ve Enerji bakanlıklanmn özelleştırmelerinde
zaman zaman hukuki, zaman zaman da siyasi
sorunlann ortaya çıktığını belirtti.
Yılmaz, önümüzdeki dönemde TÜPRAŞ ve
TFTY özelleştirmelerinin önceliği
olabileceğini, arkasından PETKtM'in
gündeme gelebileceğini bildirdi.
£ TlRMIK IAYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Bir hafta arayla ikinci kez Iz-
mir.
Sevinmeli değil mi? Çocuk-
luğunun geçtiği, binbirçocuk-
luk, delikanlılık anısıyla bezen-
miş bu kentte olmak mutlu kıl-
malı seni değil mi?
Ne gezer!..
Tahrip edilmiş, hoyratça,
hatta vahşice, geleneklerin-
den, güzelliklerinden, yaşam
değerlerinden koparılmış bir
kent niye sevindirsin ki seni?
Turistik broşürlerde övüle
övüle bitirilemeyen Napoli
Körfezi'ni hasetten çatlatacak
bir görkemle uzanan Izmir
Körfezi'ne bakan birotel oda-
sında, gazeteci günlük yazısı-
nı mı yetiştiriyor, öfkesinden
bilgisayannın tuşlarını mı dö-
vüyor, belli değil.
Havalimanından beri uçsuz
bucaksız beton çölleriyle kap-
lanmış bir doğayı bölen oto-
yollardan geçip geldi kıyıya.
Kentin içine, bir zamanlar
'kentin ucu' sayılan, şimdi
merkez semtlerden birine dö-
nüşmiiş Üçkuyular'dan girdi.
însanlara Sayım - Otomobillere Saygı
Trafiğin şaşılacak kadar hızlı
akmasından keyıflenmedi; he-
men her köşesinde gizlenmiş
anılannı içine çeke çeke ilerle-
mek isterdi. Gene de akan tra-
fikte bildik köşelere gözucuy-
la selam yolladı. Üçkuyular
Parkı'nı, önünden denize gir-
diği ve annesinden her zaman
fırça, bazan kötekyediğı Göz-
tepe'yi geçti; Asansör'ün (bir
semttir) işlemeyen asansö-
ründe (sahiden asansördür) ilk
öpüşmesini anımsadı; o ina-
nılmaz delikanlılık 'rtazz/'nı bir
kez daha tattı. G., şimdi orta
yaşı geride bırakmış bir kadın
olmalı. Evlenmiştir. Çocuklan
olmuştur... Demeye kalmadı
Behçet Necatigil dolandı di-
line:
"...Hani bir sevgilin vardı
Beşiktaş'ta / Dün yolda rast-
Iadım ona I Sevindi beni gö-
rûnce I Seni sordu, bildiğin
gibi dedim I Evlenmiş I Koca-
sını seviyonrıuş I Çocuklan ol-
muş I Birkız, biroğlan.... I Bir
suçlu gibi ezik I Sana selam
söyledi".
G. bilse kentinde, kentimiz-
de olduğumu, 'bir suçlu gi-
ö/'ezilmeden bana selam söy-
lermiydi?..
(Gazeteci, bırak geride kal-
mışyıllan, nostaljinin (=geçmi-
şe özlem) ne sırası, ne de an-
lamı var. Tuşlara biraz daha
yavaş vur ve bitir şu yazıyı.)
• • •
Daha yeni sayıldık. Çoğal-
mışız; çok olmuşuz. Do-
ğu'dan, Güneydoğu'dan ko-
pup Batı'nın varlıklı kentlerine
göçmüşüz. Istanbul'a, Izmit'e,
Bursa'ya, Izmir'e...
Izmir'e?
Kadifekale sırtları betona
kesmiş. Karabağlar betona
kesmiş. Buca, Bornova, Nar-
lıdere betona kesmiş. Hatay'ın
(bir semttir) ötesindeki çorak
sırtlar, taşlı düzlükler betona
kesmiş.
Körfez betona kesmiş.
Kuru dalı daldırsan birkaç
haftaya varmaz yeşereceği
topraklar ağaçsız, umutsuz,
insana aykın beton çöllerine
dönüşmüş. Ev diken ağaç
dikmeyi, yol açan yol boyunu
ağaçlarla süslemeyi ne bilmiş,
ne istemiş.
Ağaca düşman, yeşile duş-
man, ranta vurgun, arsayatut-
kun, gözü dönmüş bir vahşet
gelip Körfez'e dayanmış.
Körfez'i bir uçtan öteki ucu-
na kuşatan güzelim kıyı doldu-
rulmuş ve asfaltla sıvanmış.
Körfez'e bakan otel odasının
penceresini açmak ahmaklık.
Önce dayanılmaz bir otomobil
gürültüsü, hemen ardından eg-
zoz gazının zehiriyle geniz ya-
kan bir hava. Körfez, kente so-
luk aldıran; kıyılar, insanlann
denizi soluyacağı sığınaklar ol-
maktan çoktan çıkmış... De-
meye kalmadı Cahit Küle-
bi'nin, Sivas toprağından ko-
pup gelmiş, Körfez'i ve Izmir'i
görüp büyülenmiş koca bir
bozkır ozanının dizeleri dilinde:
"...Izmir'in denizi kız I Kızı
deniz kokarI Izmir'in sokakla-
n I Hem kız, hem deniz ko-
kar..."
Şiir ölümsüzdür, derier. Kü-
lebi'nin bu şiiri ölmüş. Biz öl-
dürmüşüz. "Izmir'in sokaklan
egzozgazı, körfezibok kokar"
denmeli artık.
Vahşi saldından payını al-
mış, yeni Belediye Başkanı
Priştina'nın çabasıylayarası-
nı beresini sarmaya çalışan
Kordonboyu belki kurtulur. A-
ma Konak-lnciraltı şeridinin
cenaze namazı çoktan kılın-
mış.
Insanlar için 'sayım' yapıp,
kentin en güzel şeridini asfalt-
la kaplayıp otomobillere 'say-
gı' duyanlar... diye başlayan
bir cümleyi yazmak gelmiyor
içimden. En iyisi, bu yazı bit-
sin. Dilimde kederii birzeybek
türküsü:
"Izmir'in içinde vurdularbe-
ni..."
POLfrlİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
İbo ile Smetana
FRANKFURT - Öyküyü Orhan Karul an-
lattı. Karul'un "Gurbetteki Dünya" kitabında
yer alan bu ilginç öykü bir gurbetçi belgesi...
Öyküyü aynen aktarıyorum:
Urfalı Ibrahim Eğilmez, Almanya'ya ilk ge-
len emekçilerden. Fırın işçisi olarak gelmiş
Hamburg'a. Urfalı olmasına karşın bir hayali
varmış:
Denizci olmak! Hamburg'a gelmeyi iste-
mesi de bu liman şehrinde bir gemi tayfalığı
yakalayıp ilkokuldayken okuduğu Jules Ver-
ne'in "80 Günde Devriâlem" kitabındaki
macerayı yaşamak!
Ama gelin görün ki Urfalı Ibrahim, fırın işçi-
si olarak geldiği Hamburg'da gemilere uzak
düşmüş. Tşyeri Hamburg yakınlarında Pine-
beng kasabası olmuş ve günleri un, hamur, fı-
nn ısısı arasında geçmeye başlamış.
Ustası Herr Schvvalke sabah akşam ya-
nında taşıdığı transistörlü ufak radyosunda
Ibrahim'in hiç anlamadığı bir müzik dinler-
miş.
Bir gün, bu dinlediğin ne diye sorduğunda
kısa bir yanıt almış: "Klasik müzik."
Tabii bir şey anlamamış. Zira dinlediği mü-
zik onun kulağında esintileri kalan uzun ha-
valara, hemşerisi ibo'nun söylediklerine hiç
benzemiyormuş. Günlerden bir gün Herr
Schvvalke'nin ufacık radyosundan dökülen
melodiler onun yüreğini dağlayıp geçmiş.
İçinde anlayamadığı çırpıntılara neden olmuş.
Farkında olmadan gözlerinin yaşlandığını
hissetmiş.
Dinlediği parça bitince, spiker dinlettiği mü-
ziğin Bedrich Smetana'ya ait olduğunu söy-
lemiş, ama fınncı Ibrahim ne Smetana'yı ne
de dinlediği parçanın isminin "Moldau" sen-
fonik şiir olduğunu aklında tutabilmiş.
Aylardan bir gün, içinde Urfa özlemi, ana-
sı, babası, bactsı, lahmacun kokusu, ozan-
lann çalıp söyledikleri uzun havalar dans edip
dururken Herr Schvvalke'nin radyosu yine o-
nun içini dağlayan müziği çalmaya başlamış.
Işini, hamuru, unu, fırını unutmuş; Smeta-
na'nın Moldau'sunu dinlemeye koyulmuş.
Sonunda eserin ne olduğunu, kime ait ol-
duğunu, pantolonunun arka cebindeki çizgi-
li ufak deftere yazıvermiş, ama fınnda pişen
8 tepsi sandviç yanıvermiş. "Klasik müzik"
tutkunu Herr Schvvalke de, onu patrona kar-
şı savunmamış. Urfalı Ibrahim Eğilmez, Sme-
tana müziği uğruna işinden de olmuş.
Işbununladabrtmemiş. Fınncı Ibrahim, ne-
rede müzikle ilgili bir şey satılıyorsa oraya gi-
rip ufaktefek Almancasıyla, "Smetana, Mol-
dau haben sie?" (Smetana, Maldau sizde
var mı?) diye yüreğini dağlayan, kulağından
zil sesleri eksilmeyen müziğin kasetini ara-
maya başlamış. Aramış, aramış, bulamamış.
•••
Bir gün şefı Herr Schvvalke onu arayıp bul-
muş ve ona "Ben de işten ayrıldım. Eşimin
kardeşi ile bir başka kasabaya gidip ufak bir
fınn açacağız, sen de bizimle gelirmisin?" di-
ye sormuş. Bizim İbo, "Ben Smetana'yı bul-
madan hiçbiryere gitmem" yanıtını verince,
Usta Schvvalke şaşkınlık içinde "Oğlum, o
öleli 100 sene oldu. Bulsan bulsan onun me-
zannı bulursun. O da Çekoslovakya'dadır"
demiş ve nedenini sormuş. "Ben işimden,
senin radyonda dinlediğin müzik yüzünden
oldum. Fınndaki mal bu yüzden yandı. Ben
dinlediğim o parçayı anyorum. Adı 'Moldau'
imiş."
Usta Schvvalke bir kez daha şaşkına dön-
müş. Zira Ibrahim'in onun radyosundan hiç,
ama hiç memnun olmadığı, elinden gelse
radyoyu fınna atarak cezalandırabileceğini
düşünürmüş hep.
"Gel, ben sana onun kasetini hemen ala-
yım. Bir de kasetçalar hediye edeyim. Ama
yeterki sen 'geliyorum' de" demiş.
Gurbetçi Ibrahim tekrar fırıncılığa dönmüş,
ama artık hem kasetçalan hem de Smetana'sı
varmış. Tepsileri fırına sürerken Moldau'sunu
dinliyormuş. Çalıştığı işyerinin adı da "Bec-
kerei Moldau" (Moldau Fınnı) imiş.
•••
Aimanya'da gurbetçi öyküleri 2000 yılında
hâlâanlatıiıyor...
Acı, hüzün ve sevinç bir sevda bulutunu
anımsatıyor, tutku yüklü gecelerde yaşanmış
öyküler yaşamın bir parçası oluyor...
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Cumhuriyet
. kitap kulübü
\1L
özlenn
pöyraz
Xtl~rpJarı
ÇAĞININ TANIĞIİJÇ YAZAR
2. BASI
KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT
KAMPLARI
4. BASI
SANCILI YILLAR KUSATILMIS
SOKAKLAR
4 BASI
KUZJ POSTUNDA KURT
ZAMBAK SANA DA BULASTI KAN
2 BASI
T
DİN BARONUNUN KAZLARI
2 BASI
ASIK KADINLAR SOKAĞI
2 BASI
SERİAT PAZARI
SEVOANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN SEYTAN ÜÇGEMİ
GÖZLERİH POYRAZ
Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazf rlama A Ş Türkocağı Cad.
NO.3S/41 (34334) Cağatoglu-lstanbul Tel: 514 01 96