25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM 2000 CUM> OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay,gorus@cumhuriyet.cofn.tr Atatürkçü Partiyi Kurmanın Sırası Geldi SinaAKŞIN A tatürkçüler zor du- rumdalar. Ordu, 28 Şubat süreci önce- sinde Atatürkçü çiz- giye geldi. 28 Şu- bat'la birlikte 1950'den bu yana süregelen kısmi kar- şıdevrim süreci o tarihte durduruldu. Bu süreci tersine çevirecek bir takım önlemler alındı, uygulamalar başla- tıJdı. Milli Güvenlik Kurulu'nu kul- lanarak ordu, hükümetin Atatürkçü bir çizgi İ2İemesini sağlamaya çaba- lıyor (denetleme iktidan modeli). Öte yandan, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Desteİdeme Derneği ve benzeri gönüllü kuruluşlar, Ata- türkçülügü canlandınp yaymak için çok degerli hizmetler veriyorlar. Ba- sın birkaç küreselleşmeci tekelin ve ta- rikatlann elindedir, ama Türkiye'nin en iyi gazetesi Cumhuriyet, Atatürk- çülüğün bir kalesi durumundadır. Oku- yucuya verdiği yüz binlerce kitapla da, Türk aydınlanmasına tarihsel önem- de birkatkıda bulunuyor. Siyasetçile- rin baskısına karşın, TRT, televizyo- nuyla, radyosuyla çok kez Atatürkçü çizgide yayınlar yapabiliyor. Bütün bunlar Atatürkçüler için bir iyimser- lik kaynagıdır. CHPveDSP'ninHali Ama yine de Atatürkçüler bugün zor durumdalar. Çünkü siyasal bir par- tileri yoktur. Ataiürk'ün kurduğu CHP, aslında 1947 Kurultayı'ndaH bu yana sağa kaymakla, yani Atatürkçülüğe karşı çıİcmakla meşguldür. Bu sağa kayış, DP'nin kısmi karşıdevrimi tez- gâhlamasını olanaklı kılmıştır. CHP devletleştirmek (aynı zamanda özerk- lik vererek) ya da bir vakfa dönüştür- mek gibi çarelerle Halkevleri'ni kur- tarmak yoluna gitmedi. DP'nin bun- lan kapatmasına pek direnmediği gi- bi, yeniden açümaian için de hiçbir ça* bası olmamıştır. Köy Enstitüleri için de öyle. Ancak 27 Mayıs'tan sonra, Türkiye Işçi Partisi'nin kunılması üze- rine, solluğunu, "ortanınsohmda"ol- duğunu anımsayabilmiştir. Fakat bu solculuk Atarürkçülük olarak somut- laşacağı yerde, "sosyal demokrasi" olarak somutlaşmıştır. Oysa sosyal demokrasi, ana çelişkisı sermaye-emek çelişkisi olan Avrupa için geçerliydi. Türkiye'deki ana çelişki ise ortaçağ (feodallik, ağalık, şeyhlik düzeni) - sonçağ (kapitalizm, aydınlanma, de- mokrasi) çelişkisidir. Atarürkçülük, aydınlanma felsefesi - bütünsel kalkın- ma modeli - alüok öğretisiyle bu çe- lişkiyi çözecek tek dizgedir. Ne yazık ki CHP bugün de bunun farkında gö- rünmüyor. Sağcılann kurduklan hü- kümetlerde koltuk değneği olmaya ra- zı olmuştur. 1999 seçimlerinde Ata- türkçü seçmenlerdenyediği sille de onu uyandıramadı. Son kurultaydabunu bir kez daha gördük. DSP'ye gelince. Atatürkçü oylar son seçimde ona akü. Fakatbugün, ge- nel başkan ve eşinden ibaret o parti- nin de Atatürkçülüğünden söz etmek çok daha zor hale gelmiştir (zaten her zaman zor olmuştu). Genel Başkan, her firsatta bir tahkata olan hayranlığını dile getiriyor. Başında bulunduğu hü- kümet ise IMF'nin buyruğu altında ve gözetiminde, ülkenin başlıca kuru- luşlannı satmakla meşguldür. Ne için? Dış ve iç borca batınlmış Türkiye'ye bir borç daha alabilmek için. Bahane- si, ekonomiyi düzene sokmak, enf- lasyonu kaldırmak. Alınan borç para- Iar ise kalkınmaya değil, alacaklılara ve banka hortumculanna gidiyor. Bu durumda gelecek genel seçim- de Atatürkçüler kime oy verecekler? Altıok programını benimseyen tşçi Partisi var, ama o sosyalist bir parti. Atatürkçülerin kendipartilerinin olma- sı, onlann hakkıdır. Aynı zamanda Türkiye'nin nesnel gereksinimidir. Atatürkçü bir partinin varhğı, CHP ve DSP'yi Atatürkçü çizgiye çekebi- lir. Sol, yani ulusal güçbirliğini ger- çekleştirebüir. Atatürkçülüğü denetle- me ıkridanndan tam ıktıdara yüksel- tebilir. Neyapmah? öyle görünüyor ki, Atatürkçü bir partinin kunılması zamanı gelmiştir. Bu partinin programında bugünkü çar- pıklıklan düzeltmek üzere dört önce- îikli erek bulunacaktır. 1. Türkiye'yi yan-bağımlılıktan kurtarmak, tam ba- ğımsızlığakavuşturmak için, borç ka- pısı kapaölmalı, dış ve iç borç yığını kısa zamandatasfıye edilmelidir. Özel- leşfirme durmah, gerekiyorsa özel- leştirilmiş kuruluşlar kamulaştınlma- lıdır. 2. Ayduılanma devrimi öne çı- kanlmalıdır. Bu amaçla öğretmenlik yeniden sayguı bir meslek haline gel- meli, zorunlu eğitim 11 yıl olmalı, eğitimin niteliği adamakıllı yüksel- melidir. Ülkenin her yanında Halkev- leri'ni ömek alan kültür merkezleri, ki- taplıklar açılmalıdır. Devlet üniversi- telerinin gelişmesi için önlemler ahn- malıdu". Eğitimin devlet bütçesindeki payı, ömeğin, %25 dolaylarmda olma- lıdır. 3. Ürtisadi alanda, demir ve de- niz yollan taşımacılığırun payı arttı- nlmalı, stratejik bir yatınm siyasetiy- le az gelişmiş bölgeler kalkındınlma- u, yüksek teknolojiye yannm yapılma- lı,Ankara, Istanbul, Izrnirgeniş birmet- ro ağına kavuşturulmalıdn-. 4. Sağlık ve adalet hizmetleri uygar bir ülkeye yaraşır bir düzeye getirilmelidir. Türkiye'nin dış ilişkilerine gelince. Bütün komşularla çok iyi ilişkiler ge- liştirmek için sürekli çalışılmalıdır. AB'ye "adam gibi" girmek için (bu bizim çıkanmıza ise) Türkiye'nin, ön- ce Avrupa'nın düzeyine yükselmesi ge- rekir. Yani, Türkler Avrupalılar denli eğitimli ve kültürlü, Avrupalılar den- li üretken (sanayileşmiş) olmalıdırlar. Bu olmadıkça, az çok eşit ilişkiler ku- rulmadıkça, ilişkilerimiz bağımlılık düzeyinde olacakör. Şimdi olduğu gi- bi, Türkiye'yi Kıbns'tan kovmak, Ege Denizi'ni bize kapatmak için kullan- mak isteyeceklerdir adaylık başvuru- muzu. Ya da biryerlerde bizi "jandar- malan" olarak cepheye sürmek iste- yeceklerdir. Nitekim eski Fransa cum- hurbaşkanlanndan Giscardd'Estaing, Avrupalı devlet adamlannın, Türki- ye'yi Avrupalı saymadıklannı, fakat onu AB 'ye alacakmış gibi davrandık- lannı, bunun doğru olmadığını söyle- miş. Yani, Türkiye'nin aldatılmakta olduğunu söylüyor. Bu durumda aday- hk başvurumuz yeniden değerlendi- rilmeli ve "dondurulmair ya da ge- ri çekilmelidır. Aynı biçimde AB ile gümrük birliğimiz dikkatle incelenme- li, bu ilişki aleyhimizde işliyorsa ve dü- zeltilemiyorsa oradan çıkniahyız. Ata- türk ilkeleriyle bağdaşmaz durumla- ra düşmemeye dikkat ederek NATO ve Avrupa Konseyi üyeliğimiz sürdürül- melidir. Son olarak, Atatürkçü partinin ya- pısı üzerine bir iki sözüm olacak. Par- ti üyeliğine yalnızca aydın düşünceli, Atatürkçü insanlar kabul edilmelidir. Üye adaylan tek tek incelenmeli, kit- le halinde yazılmalar olmamalıdır. Ka- labalıkça bir parti meclisi olmalı, 7-9 üyeli bir MYK. Genel başkanlık gö- revi iki yılla sınırlanmalı, dört yıl geç- meden yeniden genel başkan olunama- malıdır. Başka bir deyişle Atatürkçü parti- de ortak önderlik ilkesi uygulanmalı- dır. Ne oldum delisi, kendini onsuz olmaz kişi sanan bir önderin başa ge- lip orada yıllanması tehlikesi böyle- ce önlenmiş olur. ARADABİR Av. CELAL ÜLGEN Islanmış, Üşüyoruz 23 Ekim Pazartesi günkü Cumhuriyet gazetesi- nin tam ortasında büyükçe bir fotoğraf, "Memle- ketimden Insan Manzaralan "nı yansrtjyor; çarpıcı ve açık. Alt yazı başlığı bir şiir dizesi; "Islanmış, üşü- yor, aç veyalnız." Saçı sakalına kanşmış, orta yaş- lı bir kişi, her gün soguk geceleri yırtıp sabahlara ulaştığı gibi sayım günü sokağa çıkma yasağını del- miş; otobüs durağına sığınmış. Durakta son gün- lerin moda reklamı "Ben özgürüm"... "Gel görki bir ekmek parası aJabileceği, üç beş kunış iste- yebileceği kimseler yok." "Ustelik yağmur bindir- dikçe..." bindiriyor... 70'li yıllarda Beyazıt'ta fakülte bahçesinin dış duvan önünde; ancak sürünerek girebildiği yığma taşlardan kurulu bannakta soğuktan donmu^bu- lunmuştu böyle biri. Şimdi daha çogakjı. Yaşam kavgasında yenik düşmüş insanlar; kolu kanad+4»- nlmış, umarsız... Gerçekten bu insanlara "Karde- şim, kiminiz kimseniz yok mu? Ne içer, ne yersi- niz? Nerede bannırsınız?" diye soracak bir kurum yok mu? Anayasamızdakı sosyal devlet ilkesine na- sıl sığar bu vurdumduymazlık?.. Bir yandan da nüfusumuz sayılıyor. 70 milyona yaklaşmış Türkiye, sorunlann daha açık ve daha acımasız girdabını yaşamaya başlayacak. Heryan ölçüsüzlük, her yan sorumsuzluk dolu. Asgari üc- retli, 1 kilo beyazpeynir satın almak için 6 saat 50 dakika, 1 kilo et için ise 8 saat 56 dakika çalışmak zorundaymış. Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 7 Kasım'da gerçekleştirileceği ıkınci toplantıda yeni asgari üc- reti belirtemeye çalışacak. 5 milyon asgari ücretli de bugün, fotograftakryurttaş gibi; "ıslanmış, üşü- yor, aç veyalnız"... "Işçilere normal bir çalışma günü karşılığı öde- nen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu gereksinimlerini günün fıyat- lan üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret" diye tanımlanmakta asgari ücret. Gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür... Net 86 milyon lira ile tüm bu gereksinimleri karşı- layabilecek insan düşünebilmek olası mı? 86 mil- yon lira, nerede ise 100 dolarolacak. 100 dolar han- gi konut, giyim, sağlık, ulaşım ve de kültür gerek- ' sinimini saglamaya yetecektir? İnsanlar bir bir ko- puyor gerçek yaşam çerçevemizden; kimsesizli- ğin bulanık sulannda boğulmamak için çabalıyor. Bu nasıl ulusal gelir, bu nasıl ülke kaynaklan ki hakça bölüşülemiyor? Aynı yazgıyı memurlar, sendikalı işçiler, emekli- ler de paylaşıyor. Çalışanlar giderek yoksullaşıyor. Kimileri çalışarak yakalayamadığı varsıllığa "köşe dönmeci" bir bilgiçlikle ulaşmak istiyor. Kimileri de inançlannı yitiriyor; ya yazgıcı (kaderci) kesile- rek bugün sıkıntı çekmenin öbür dünyada cenne- ti getireceğine inanıyor ya da aracı, tefeci, vurgun- cu gibi asalak bir güruhun (derintinin) korumacılı- ğına (çete ve mafya kanşımı) soyunuyor. Ve de tüm bu olumsuzluklar sol kimliği, sol bi- linci uyandırmıyor.. Islanmış, üşüyoruz; aç ve yalnız... Türkiye'nin Sağı Solu Hahık YURTSEVER Türkiye'nin bugünkü si- yasal dengeleri, sağ ve so- lu son 40 yıllık tarih dili- minde biçimlendi. 1960-1980 arasındaki 20 yıl, Türkiye ilericiliği- nin, sol ve sosyalist hare- ketinin yükseliş yıllandır. 1980-2000 arası ise; koz- mopolit, Islami ve milliyet- çi öğeleriyle sağın altın yıllan oldu. Sol açılışın kısa ve tam olma ıddiası taşımayan kı- lometre taşlan şunlardır: 1000 aydının ımzaladıö "YönBüdiris" ileV^an Avcıoğlu önderlı^çdeki etkih' Yön dergisinin yayı- na başlaması; TÎP'in ku- ruluşu ve 1965 seçimle- rinde 15 milletvekiliyle parlamentoya girişi; sol yayınlann, çok sayıda der- gi, gazete ve kitapla kısa sürede Türkiye'nin her ya- nına yayüması; DlSK'in kuruluşu; ışçi hareketin- de canlanma, grevler, köy- lü direnişleri; Fikir Kulüp- leri Federasyonu'nun ku- ruluşu ve Dev-Genç'e dö- nüşmesi; öğrenci eylemle- ri; fabrika, toprak ve üni- ll ziran sı; ^ Q ketlerin 1971 direnişleri; aydın, öğretmen hareke- tinde, toplumun bütün ke- simlerinde canlanma, ey- lemlilik ve örgütlülük; uzun yıllar *yasak" olan 1 Mayıs'lann büyük, coş- kulu mitinglerle kutlan- ması; "1 Mayıs komiteJe- ri", "diraıiş komiteJeri'' türünde özgün halk örgüt- lenmelerinin ortaya çıkışı... Sol yükseliş, öz hede- fine, devrim ve sosyaliz- me büyüyemedi. Hatta cid- di bir iktidar denemesıne ı. Işin bu yö- nu, başlı başına ayn bir konudur. Ancak, bu yazı- daki konumuz, solun ken- Türkiye'nin Gelecek Güvencesi ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ GENEL MERKEZ VE TÜM ŞUBELERİ OLARAK : Cumhuriyetimizin 77. Yılını ulusça kutluyor, Atatürk ilke ve devrimferinin aydınlık yolunda yılmadan yürüyeceğimizi tüm yurttaşfanmıza duyumyoruz. 10 taksit O peşinat Pimapen yetkili bayilerinde, çok çeşitli Urün seçenekleri ve çok uygun ödeme koşullarıyla. :d. Ştı Tel ru 858 01 95 • AlmiııeH 0«y> ud. şti. Tei. 2t6 34i 8619 • Ayaat» G4ksu Ud. Şti. Tifc ta 2S9 41 6j • I t f n l v Alac» Ltd. Şti. Ttl: 212 4)6 03 14 • M H t t y Alun Ltd. Şti. Ttl: ı u 570 7» 54 • » i — ı 11 Erm Ud. 5tı. TeU 212 213 0180 • SctJktif Aıptn IM. Şti. Tet ı ı j 2j« 00 88 • •atan lsq>«i Ud. şti. T«|: «6 46312 05 • Hguflıı Prtt ltd. Şti. Tet 216 4M 5690 • CjMrtattia Maariaf ud. 5«. Tel. 2:6 js« »5 35 • ( 4 t a ) « Aytek Tel: 212 256 53 65 • CreaUy Mar Ud. Şti. Tel: 216 353 54 55 • *•••*»* Trakyj Cam *.Ş. Tel: 212 690 61 90 • Eyflp Siınm ud. ŞU. Tel: JU 6ıs 43 8; • Fmrbahf» Akyildn ud. ŞB. Tel: 216 336 09 86 • SfeufU Cctfkunüf Ud. ŞU. Tel: 212 55016 12 • K.M.PIH Ayd*> Ud. Şti. Tel: 212 634 28 34 • M ı M r Bostaıraojiu Ud. Şü. Tel 216 338 25 &5 Şti. Tel: 212 281 »3 31 • MltUp* Aksu Ud. Şti. Tel: 216 463 48 32 • Mtlttft ErtMy Ud. Şti. Tel: 216 441 83 54 • fmtlkPenPl.stmi.Jtt.Tet: Jt64917»71 • ««'ö*»» fn>«Tel: m s 6 ; ı a * ' SrftmtayOSedapen Ud.Şti. Tefc 216 329 3118 • $£ll Ozpcn Ltd. ŞU. Tel: 212 225 52 54 • OtkMar Turan Cam Ltd. Şti. Tel: 216 333 33 3° di tarihi, çelişkileri değil. Konumuz, sol yükselişin Türkiye toplumuna katkı- sı. Türkiye solunun Türki- ye'ye katkısı kendinden ötededir. Bir: Solun yükselışı Türkiye toplumunda ak- lın, bilimin ve halk yığın- lannın yaranna olanın, doğrunun ölçütü durumu- na geldiği bir yeni aydın- lanma hareketini tetikle- di. Toplumsal olarak daha ileri, daha eşitiikçi, kanlım- cı bir yeni cumhuriyet pro- jesini Türkiye'nk^göDde-, mine Türkiye solu soktu. fld: Türkiye solu, ozel- likle 1960-70 yülan arasın- da, kendi kişiliğinde, tari- hin derinliklerinden gelen ikilem ve kutuplaşmala- nn bir yeni sentezle aşıla- bileceğini gösterdi. Baş- kaldıran, hak arayan bütün toplumsal, etnik vb. renk- ler sosyalizm bayrağı al- tında toplandılar. Bu top- lanış, solun her türlü baş- kaldın ve hak arayışuıın evrensel adresi olduğunun doğrulanmasıydı; aynı za- manda tüm bu egilim ve hareketlenmelerin, kendi özel hedefleriyle insanlı- ğın toptan ve toplumsal kurtuluş hedefı arasında- ki bağı kurabildiklerini gösteriyordu. Bu iki yön- lü ilişki çok önemliydi ve bugün de önemlidir. Uç: Türkiye solu, bu topraklarda devleti kutsa- yan, her şeyi devletten bek- leyen, "hak"lar için sa- vaşmaktan çok, kendisi için ayncalıklar peşinde koşan uyruk bilinci yeri- ne, hakkıru arayan, hak ve özgürlüklerini kullanan bir yurttaşlık bilincinin geliş- mesine katkı yapü. Solun yükseliş dönemi halk yı- ğınlannın haklan için so- kağa çıkoğı, devlet ve top- lum yönetimine eylemli- likle katıldığı, bu anlam- da demokrasiyi gerçekten yaşadığı en ileri dönem oldu. Dört: Ulusal bağımsız- lık, kişilikli dış siyaset, ulusal onurkavramlannın yenidencanlanması solun etkisiyle oldu. Amerikan 6. Filosu'nun 13 yıl Tür- kiye limanlanna gireme- mesi, Ismet Paşa'run ABD Başkaru Johnsona "Yeni bir dünya kurulur, Türki- ye de bu dünyada yerini ahr" diyerek kafa tutabil- mesi, Türkiye sol hareke- tinin bu alanda Türkiye'ye kazandırdıklarının yalnii- ca ilk akla gelenleridir. Beş: Planlı kalkınmaan- layışının Türkiye'dekabul görmesinde, sanayileşme hedefinin genel toplum- sal biramaç olarak benim- senmesinde solun önemli payı olduğu yadsınamaz. AJta: Toplumsal daya- nışma, paylaşmacılık, bir- birine karşılıksız hizmet, zayıf olanı koruma, insan sevgisi, mutluluğu hep bir- likte arama türünden de- ğerler Türkiye'de solla bir- likte yükseldi. Sömürü- nün, vurgunculuğun, tefe- ciliğin, her türlü baskı ve zulmün ayıp, hatta top- lumsal suç sayıldığı bir toplumsal ahlak anlayışı etki ve saygınlık kazandı. Yedi: Türkiye solu, Tür- ».Jtiye'nin bütün siyasal akımlan üzerinde etki ve £j*>kı yarattL CHP'nin "or- tanın soiu"na kayışındakı en önemli nedeninin so- lun ilerleyişi olduğu tartı- şılmaz bir gerçektir. Sekiz: Türkiye sol hare- keti, toplum yaşamının bü- tün alanlannanitelik getir- di, Türkiye'nin aydın ve yetişkin insan kaynağını gürleştirdi. Türkiye gericiliği, sol yükselişe tepkisini 12 Ey- lül darbesiyle ortaya koy- du. Yönetenler, sol hare- ketin oluşturdugu reel teh- dit ve meydan okumanın ötesinde bir korku ve pa- niğe kapıldılar. Eylül şid- detini çoğaltan bu korkuy- du; bu korkuyu yenmeden biryenisiyle, PKK hareke- tiyle karşı karşıya kalan düzen böylece şiddeti sü- rekli ve sistematik kılma- nın gerekçesini de bulmuş oldu. Eylülün sola ve ile- rici halk öğelerine yönelt- tiği yığınsal terör, solcula- n fiziksel olarak yok ve telef etme, solu tutunduğu bütün alanlardan sökme, yalnız siyasal alandan de- gil, yığınlann belleğinden de silme operasyonu bü- yük bir şiddetle uygulan- dı. 12 Eylül rejimi, tüm te- mel sorunlarda, yöneten sınıfin bütün partilerinin mutabakatını sağladı. 12 Eylül'le birlikte, si- yaset düzlemi bir bütün olarak sağa kaydı. BugünJerde MHP'nin "merkezsağa" kayıp kay- madığı tartışıhyor. Doğ- rusu, solun tasfiyesiyle birlikte "merkez''in sağa kaydığıdır. MHP'nin bu- lunduğu nokta bugün sa- ğın merkezidir. Peki solun olaylann gi- dişine etki yapacak reel si- yasal bir güç olmaktan çık- tığı, devletin siyasal par- tilerin sağa kaydığı halen içinde yaşamakta olduğu- muz dönemin Türkiye'ye "katkdan" nelerdir? Bu- nun yanıtı gelecek yazım- da... IfîJB" • K»te 0 800 211 41 S5 (2 Htt) "Başkapen'le karıştırmayın lütfen!" www.pimap6n.com tr Törkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlûk Bizim Gazete Ülke sorunlarına ilişkin raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haJaeMefiyle sivil toplumlann gazetesi. Duzenli okumak için abone olun. Tel: 0.212. 511 08 75 PENCERE Ko Vadis?.. "Sabah satıldı" mı diyelim?.. "El değiştirdi" desek?.. Daha iyisi: "Sabah gazetesi hisselerinin çoğunluğunu Turgay Ciner aldı." Hangisi yakıştı?.. Bir süre önce "llhan Selçuk holding patronu oldu" deyip Cumhuriyet'in de satıldığını yazan dostlara takılmak, mes/eğin cilvelerinden sayıl- malı... Gerçek şu ki Sabah'taki değişim ülke basını açn sından çok önemli bir olay.. Neden kimse bu olayı ele almıyor?.. Köşeciler niçin suskun?.. Hepsi dut yemiş bülbül gibi... Neden?.. •• Sabah tiraj yanşında başı çekiyor; üstelik Eti- bank'ın dasahibi... Niçin satıldı?.. Dinç Bilgin, dededen babadan gazetecilik mesleğini eski deyimle "tevarüs etmiş" bir kişi!.. Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan önce Selanik'te çı- kan 'Yeni Asır' gazetesi Cumhuriyet'le birlikte Izmir'e taşınmıştı; bölge gazeteciliğine Dinç Bil- gin 1985'te son verdi; Istanbul'da yayımladığı Sabah tuttu; kısa sürede büyük başanlar kazan- dı; ancak on beş yıl sonra ulaşılan bu sonuç ne anlam taşıyor?.. Birkaç yıl önce devletten koskoca Etibank'ı satın alan bir gazete nasıl satılır?.. Soruları, olayın ardındaki gerçeği saptamak için gündeme getinnek gerekir; çünkü söz ko- nusu medyanın yapısıdır; kişiler değil... • İnsan kimi zaman içinde yaşadığı yapının is- terierine göre davranmak zorunda kalır; iradesi elinden çıkar; mesleğindeki oluşumlar kişiyi zor- lar. Gazetecilik mesleği bugünkü Türkiye'de na- sıl bir yapılanma içinde?.. Televizyon, banka, pa- zariama şirketi, ihale dünyası, özelleştirme fur- yasının yani sıra tam bir konglomeraya dönüşen bu oluşumda haberin değeri kaldı mı?.. Muha- bir diye bir kişi var mı?. Köşeciler yüzde kaç ora- nında gazetecilik yapıyoriar?.. Meslek kuruluş- lan neden silindi?.. Gazeteciler Sendikası var mı yok mu?.. Gazeteciler Cemiyeti'nin ağıriığı nedir?.. Eskiden çalışanlar, patronlar bircemiyette bulu- şurlardı, sonra ne oldu?.. Artık kimi gazeteler, büyük pazariama şirketlerinin satış broşürierine mi dönüştüler?.. Ozel sektör kesiminde haksız rekabet amacıyla araç diye mi kullanılıyorlar?.. Türkiye'de kirlenme beyaz gazete sayfalarının da rengini mi değiştirdi?.. Medya, tarikat, cema- at ve mafyanın eline geçebilir mi?.. Sorular. Sorular.. Sorular.. • Aydın Doğan iş dünyasından geldi; ama Ba- bıâli'de uzun bir dönem, basın dünyasının girdi- sini çıktısını öğrenmek için emek verdi; muhabir- lerle, yazarlaria, çizerlerle birlikte yaşadı, aynı ha- vayı soludu; şimdi Cumhuriyet'in imtiyaz sahibi Berin Nadi'yi gördükçe takılır: - Yadigâr Hanım!.. Nadir Nadi'den "yadigâr"(Hr Berin Hanım; geçmişin bugüne armağanıdır. Aydın Doğan, Babıâli'de Berin Hanım'dan sonra en kıdemlidir, yani duayendir. Sabah'ın satışı beni düşündürdü; "Medya ne- reye gidiyor" sorusuna takıldım kaldım. Çünkü dünyada bizimki gibi bir medyanın eşi menendi yok... Cumhuriyet k i t a p I a r ı Der.:Işık Kansu - MehmetAçıktan AHMET TANER KIŞLALI'NIN ARDINDAN Bu kitap. yurtseverlik ögretmeni Ahmet Taner Kışlaiı 'nin katledilışınin bırioci vılında. sadece paylaştığımız acının küçülmesını kolayiaştumak amacıyla degil, Ahmet Taner Kışlah sevgisınin aradan geçen sure içinde nasıi hareiendiğımn bir göstergesı olarak yayunlanmakta. Cumhurtyet Çağ Pazariama A.Ş. Tüfkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulubu (34334)Caöaloâlij-lstanbul Tel: (212)514 01 96 ADANA 3. ASIİYE HUKÜK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1997/566 Davacı Zelıha Erez tarafindan davalılar Fevzi Özkök, Hüseyin Deniz, Mehmet Şehin, Mikdat Şaban, Osman Deniz, Sami Koca, Şakıre Dağlıoğlu, Vahap Daglıoğlu, Ali Biçer, Aysel Deniz, Abdurrahman Vurankaya, Na- dir Vurankaya aleyhine açmış olduğu aiacak davasının yapılan duruşması sırasında verilen ara kararı gereğin- ce. Davahlar Vahap Dağlıoğlu ve Şakire Dağlıoğlu'na usule uygun olarak Hürriyet Mah.sı, 384 Sokak, No: 79 Adana adresine, yine Fevzi Özkök adına ise Mafesiğ- maz Mah.sı 32 sokak, No: 77 Adana adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın bila tebliğ iade edildiği, yapılan emniyet araştırmasında adreslerinin tesbit edilmedığı görüldüğünden davalılar Vahap Dağlıoğlu, Şakire Dağ- lıoğlu, Fevzi Özkök adına ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, mahkemece tayin edilen duruşma günü olan 16.11.2000 günü saat 9'daki duruşmasıru biz- zat veya bir vekille temsil edilmeniz, gehnediğiniz veya bir vekille temsil edilmediğinız takdirde gıyap karan çı- kartıunaksızın yokluğunuzda karar verileceği ilanen da- va dilekçesi ve duruşma günü yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 16.10.2000 Basın: 60333
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle