24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Laik cumhuriyetin ödünsüz savunucusu Prof. Ahmet TanerKışlalı ilkeleriyle yaşıyor Arbk gözler yamda• "UMUT" operasyonu çerçevesinde yakalanan Kudüs Ordusu üyeleri, ifadelerinde Iran'da eğitim gördüklerini, bu ülkeden para, silah ve mühimmat desteği aldıldannı açıklamalanna karşın faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmalann davalannda bu konular aydınlatılamadı. ANKARA (Gımhuriyet Bürosu) - Atatürkçülüğün ödünsüz savunmanı, eski Kültür Bakanı, gazetemiz yazan Prof. Dr. AhmetTa- ner Kışlah'nın katledilme- sinın ardından geçen 1 yıl içinde katil sanıklan yaka- lanırken, suikasttaki lran perdesı aralanamadı. "U- MUT" operasyonu çerçe- vesinde yakalanan Kudüs Ordusu üyelen, ifadelerin- de îran'da eğitim gördükle- rini, bu ülkeden parasal ve silah-mühimmat desteği aldıldannı açıklamalanna karşın faili meçhul cinayet- Iere ilişkin soruşturmalann davalannda bu konular ay- dınlatılamadı. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı 21 Ekim 1999 Per- şembe günü Ankara Üni- versitesi lletişim Fakülte- si'nde vereceği derse git- mek üzere evinden çıkarak yöneldiği otomobilinin si- leceğıyle kaportası arasına sıkıştınlmış bombalı pake- ti aldığında patlama ger- çekleşti. Patlamanın ardın- dan Kışlalı olay yerinde yaşamını yitirdi. Kışlalı 'nın katledilmesi- nin ardından Emniyet Ge- nel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, MİT ve DGM eşgüdümünde 5 ayn çalışma grubu oluştu- ruldu. Güvenlik birimleri, alınan ifadeler doğrultu- sunda eşkâl belirleme ça- lışmalan yürüttü. Suikastta, Emniyet Ge- nel Müdürlüğü'nde oluştu- rulan "Bombalı CHaylar Ar|ivi"nde bulunan ve bu tür katliamlan gerçekleşti- ren örgütlenn bellı olduğu olaylarla karşılaştmlarak sonuca gıdılmeye çalışıldı. Suikasnn ardından Tür- kiye'den çıkış yapmak is- terken şüphe üzerine 3 Iranlı gözalnna alındıktan sonra serbest bırakıldı. Iranlılann gözaltına alın- malan Ankara ile Tahran arasında yoğun diplomatik girişımlere neden oldu. İran 'destekli' terör örgütferi iocelendi Türkiye'de istikrarsızlık yaratmaya çalışan ve şeri- atlayönetildikleri için top- lumsal hareketler ve rejim değişikliğinden endişe du- yan Islam ülkeleri mercek alhna alındı. Özellikle lran ıstihbaratı "destekfi" şeri- atçı terör örgütleri üzerin- de duruldu. tçişleri Bakanlığı'nca Temmuz 1999'da faili meçhul siyasi cinayetlere Uışkin dosyalar yeniden ele alınarak istihbarat, terörle mücadele, asayiş ve olay yeri inceleme binmlerin- den özel bir ekip oluşturul- du. 17 Şubat'ta Istanbul Beykoz'da şeriatçı terör ör- gütü Hizbullah'a yönelik başlatılan ve yurt geneline yaygınlaştınlan operas- yonlarda ele geçirilen bil- gi ve dokümanlar arasın- daki birrapor,7 yıldır fail- len bulunamayan Uğur Mumcu suıkastını aydın- latıcı bilgılere ulaşılması- nı sağladı. Bu bilgıler ışı- ğında örgüt üyeleri izleme- ye ahndı. UMUT adıyla 21 Şubat 2000 tarihinde baş- latılan çalışmalar 6 Mayıs 2000 tarihinde Istanbul'da ilk sonucu verdi. Operas- yonda lran güdümlü Tev- hid (Selam) örgütünün üyelen Yusuf Karakuş, Abdülhamit ÇeKk, Hasan Kıhç, Mehmet Ali Tekin, Muzaffer Dağdeviren, Mehmet Şahin, TaHp Öz- çefik, ArifTan ve Fatih Ay- dm gözaltına alındı. Hasan Kıhç'ın verdiği ifade ışı- ğında NecdetYükseJ, onun açıklamalanyla da ''Te- kin1 ' kod adlı Ferhan Öz- mene ulaşıldı. Yüksel ve Özmen emniyet sorgula- nnda Prof. E>r. Ahmet Tâ- ner Kışlah suikastını halen tutuklu Rüştü Aytufan ve Kışlah karaııfiflerle aııılacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Eski Kültür Bakanı, gazetemiz yaza- n, Ankara Üniversitesi îletişim Fakültesi öğre- tim üyesi Prof. Dr. Ahmet Taner KtşUh, katledilişi- nin 1. yılında törenlerle anılacak. Ankara Üniversitesi lle- tişim Fakültesi, Ankara Üniversitesi lletişim Fa- kültesi Mezunlan Vakfi ve Kültür Bakanlığı'run kat- lalanyla gerçekleştirilen anma etkinlikleri çerçeve- sinde, bugün saat 09.30'da Ankaralılar karanfillerle Kışlalı'nın katledildiği Çayyolu Engürü Site- si'ndeki evinin önünde olacaklar. Burada, Ata- türkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkam Haffl tbrahim Şahin, An- kara tletişim Fakültesi öğ- retim üyesi Prof. Dr. Korkmaz Akmdar, Çağ- daş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Ankara Şube Başkam Güfeen Dal- dai ile CHP Genel Sekre- teri Önder Sav birer ko- nuşma yapacaklar. Kışlalı'nın dostlan ve sevenleri saat 13.30'da Karşıyaka Mezarlıgı 'nda- ki gömütü önünde saygı duruşunda bulunacaklar. Burada Cumhuriyet Ga- zetesi Ankara Büro- su'ndan, genç çalışma ar- kadaşı Banu Salman, öğ- retmeni ve meslektaşı Kışlalı'yı anlatacak. Saatl5.00'teDilveTa- rih-Coğrafya Fakültesi Fa- rabi Salonu'nda "Prof.Dn Ahmet TanerKışlah ve Yi- tirtfiğhniz ADDTfler" ko- nulu panel düzenlenecek. Prof. Dr. Türker Alkan, Doç. Dr. BigeYavuz, gaze- temiz yazan Şfikran So- ner'in katılacağı paneli, eski ADD Genel Başkanı, Türk Hukuk Kurumu Ge- nel Başkanı YektaGüngör Özden yönetecek. Saat 18.00'de Batıbirlik, ÇY- DD, Ümitköy Şubesi iie Demokrat Kadmlar Der- neği 'nce düzenlenen "Ke- maüzmin Günceüiği'' adlı konferansta Prof. Dr. AI- paslan Işıkh konuşacak. Konferans, Ümitköy 8. Cadde Çamlıca Evleri Si- tesi karşısmdaki Ahmet Taner Kışlalı Konferans Salonu'nda gerçekleşe- cek.Saatl8.30'dadaBü- yük Tiyatro'da Kültür Ba- kanlığı ile Cumhuriyet ga- zetesi'nin ortaklaşa dü- zenlediği tören gerçekleş- tirilecek. Törende Ahmet Taner Kışlalı'nın yaşamından kesitler içeren sinevizyon gösterisinin ardından, Prof. Dr. ŞerafettinTuran, Prof. Dr. Türker Alkan, ADD Genel Sekreteri Er- tuğrul Kazana, gazetemiz Ankara Temsikisi Musta- fa Balbay ile TurgutÖzak- man'm katılacaklan "Ay- dmlanma Devrinıi ve Ah- met TanerKışlah" başlık- lı söyleşi yapılacak. Bü- jjük Tiyatro'daki tören, klasik müzik dinletisiyle sona erecek. Bombah bir sakhrı sonucu kaüedüen Ahmet Taner Kışlah'nm cenaze merasiminde yüzbinler tek bir yumruk olarak katilleri tanetlemiştL Prof. Dr. Kışlalı 'nın kızları 'onsuz' geçen 1 yılı değerlendirdiler Düşüncderyokedüemez' ÎLHANTAŞÇI ANKARA - Katledilen yazan- mız Prof. Dr. AhmetTaner Kışla- h'nın kızlanndan Ahmay Kışlah, babasının hedef seçilmesinİB ne- deninin "laik Türlriye Cumhuri- yeti'nin gûçlü varüğuu zedete- mek" olduğuna işaret etti. Altınay Kışlalı, birçok Atatürkçü düşün adamının katledildiğini anımsa- tarak geride kalanlann, yeni yeti- şenlerin ve düşüncelerin yok edi- lemeyeceğini vurguladı. Kışla- lı'nın diğer kızı Dolunay Uluç Kışlah da suikastta verilerinlran'ı işaret ettığini belirterek "Ankara hükümeti Tahran'a karşı somot tavır ahnamaya, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü ve ağır- hğını ortaya koymamaya devam ederse maşalann yargılanması hiçbir şeyi değişrinneyecek'' diye konuştu. Prof. Dr. Kışlah'nm Anadolu Üniversitesi'nde öğretün görevli- si olan kızı Altınay Kışlalı ile ga- zeteci kızı Dolunay Kışlalı, baba- sının katledilmesinın üzerinden geçen 1 yılda yaşadıklannı, bek- lentilerini anlattılar. Altınay Kışlalı, babasınuı plan- lı bir cinayetle yaşamına son ve- nlmesinin yarattığı en önemli et- kilerden birinin güvensizlik duy- gusu oluşması ve bunun duyum- sanması olduğunu söyledi. tnsa- Altmay Kışlah nın öleceğinin bilincinde yaşayan tek canlı olduğunu kaydeden Kış- lalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama ayıu bflinç insanın ölüm karşısmdaki acizüğini de artör- maktadır. 17 Ağustos depremini anımsayın, üzerinde var oiduğu- muz yer şiddetfc sarsıhnca, ölume yaldaştıkça nasılda korktukvebir güvensizlik hissettik. Çünkfl var- lığımız tehdit altmdaydı ve daha körüsü karşı koyabikceğinıi/in çok üstünde bir güç söz konusuy- du. tşte planlı bir cinayetin yarat- tığı gihensizlik ve tehdit duygusu da böyk bir şeş. Ama doğal bir afetten farkı -ki bence bu büyûk bir fark- bu tehdidin insan eUyle yaraohmş olmasıdır. Dolayısıyla çözümü de insan eliyle olmalıdır." Orgütlü şıddet eylemlennın te- mel amacımn acızlik. güvensiz- lik, tehdit duygulannı yaratmak ve insanlan korkutup hareketsiz- leştirmek olduğuna işaret eden Alnnay Kışlah, "Buduygulan ya- Dolunay Kışlalı "Ankara hükümeti Tahran'a karşı somut tavır almamaya, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü ve ağırlığını ortaya koymamaya devam ederse maşalann yargılanması hiçbir şeyi değiştirmeyecek." Dolunay U. Kışlah şayıp aynı zamanda da evlemi planla>anların amaçlanna ulaş- tıklannı kabul etmek bana çok ağu- geüjordu*" dedi. Alnnay Kışlah, babasının he- def seçilmesinin nedeninin "laik Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü varhğmı zedelemek" olduğuna işaret ederek sözlenni şöyle sür- dürdü: "Peki nasıl? Bu varhğı güç- lendirenleri bir biryokederek, bu varfağa inananlan sindirerek. bu varhğm karşısındakileri cesaret- lendirerek.» Abdı îpekçı, Muam- mer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlah ve daha birçoklan öldürüldüler. An- cak geride kalanlar, yeni yetiscn- ler ve düşünceler yok edilemt/di. Bunun vamnnı genç kuşak çok vermişti21 Ekim 1999'da." Sanıklann yakalanmasının ar- dından gerçeklerin ortaya çıkma- ya başladığını ve hukukun dev- reye girdiğini söyleyen Altınay Kışlalı, "Devlet, >-aşadığım aciz- fik, güvensizlik ve tehdit duygu- lannı hafîfletmeye başladı. Bir yurttaş olarak ve tophıca \< arhğı- mızı tehdit edebflecek taraflann rahat hareket edemeyecekleri ve karşılarmda Türkiye Cumhuri- yeti devletini bulacaklan mesajı verüdi w diye konuştu. Altınay Kışlalı, katedilen yolun kayda- değer olduğunu vurgulayarak "Gelecekte olabilecek benzeri ci- nayetlerin önü kesilerek Türk gençhguıin ve aydmuun geleceği kurtanhyor" dedı. Dolunay Uluç Kışlalı ıse son 1 yıl içinde babasının geride bırak- tıklanyla, fıkirleriyle ve sevgisiy- le yaşamını sürdürdüğünü belirt- tı. Prof. Dr. Kışlalı'nın öldürül- mesi olayının "takvimden bir yaprak" haline dönüştürühneme- si gerektiğine inandığını söyle- yen Dolunay Kışlalı, "Anmak, acı paylaşmak çok önemli ama bir de veriknesi gereken mücadele var. Ben bu mikadeteye destek istiyo- rum. Törenlerde 'dekorun bir parçasf olarak rol alamayacak kadar yorgunum ve mücadelenin henüz çok başında olduğumu gö- rüyonun" diye konuştu. Dolunay Kışlalı da, bütün taş- lann altından "moüayüanı" çık- tığını vurgulayarak yüzlerce ci- nayetin gerçek sorumlulannın Iran'daki mollalar olduğunu söyledi. firari Oğuz Demir ile bir- likte gerçekleştirdiklerini itiraf ettiler. Necdet Yük- sel'in ifadeleri doğrultu- sunda Sincan'da ele geçiri- len örgüt cephaneliğinde Kışlalı'ya yönelik saldın- da kullanılan zaman ayar- layıcı Serkisof marka saat ile elektronik düzenek, 80 kilograma yakın C-4 patla- yıcı ve bilyalar bulundu. Kışlalı'nın aracınabom- bayı yerleştiren Rüştü Ay- tufan, Çeçenistan'agitme- ye hazırlanırken 21 Eylül 2000 tanhınde Sapanca'da depremden sonra yapılan bir konteynırda yakalandı. Aytufan, Ankara emniye- tindekı sorgusunda suikas- tı gerçekleştirdiğini itiraf ederken suikasnn firari sa- nığı OğuzDemir henüz ya- kalanamadı Demir'in 3 hafta önce Agn'nm Esen- dere Gümrük Kapısı'ndan Iran'a geçtiği belirlendi. EkiddJaname Soruşturmayı yürüten Ankara DGM Savcısı Hamza Keleş, Rüştü Aytu- fan'ın yakalanmasının ar- dından UMUT operasyo- nuna ilişkin ek iddianame hazırladı Jandarma Genel Komu- tanhğı Kriminal Daire Baş- kanhğı'nm 1 Kasun 1999 tarihli raporunda, "olay ye- rinde bulunan Efes Pİlsen bira kutusu parçalannın bombada dış kaplama, Toshiba marka pil parçala- rmuı aknn kaynağı olarak, bombada irtibat kaMosu olarak bakır kablonun, parçaetkisi için metalbüye- lerin, emniyet ve zaman ayan için de saat yerieştirfl- diği bombada bağlantı için fiiTmah ağzmın bulundu- ruldugu, pattayicı olarak 250-300 gram TNT-RDX taıHanıldığı, ateşlemeü el yapunı bomba olduğu" açıklandı. Ankara DGM Başsavcı- lığı'nm iddianamesınde, Necdet Yüksel, Ferhan öz- men, Oğuz Demir ve Rüş- tü Aytufan'ın, konuşmala- n ve değerlendirmeleriyle tslam dinine karşı tavır al- dığuıı ileri sürdükleri Ah- met Taner Kışlalı'ya eylem yapmayı kararlaştırdiklan kaydedildi. 'Din kardeşüği' imajı lddıanameye göre bu ka- rar çerçevesinde 1992- 1993 yıllanndan itibaren Kışlalı'ya üişkin, Yüksel ve Aytufan istihbarat çalış- ması yaptüar. 20 Ekim 1999 günü saat 22.00 sıra- lannda Özmen'in hazırla- dığı bombayı Aytufan ara- ca yerleştirdı. Aytufan'ın "devietin anayasa ve temel nizamlannı bozmaya kal- kışoğı" gerekçesiyle ölüm cezasma çarpörüması iste- niyor. Savcı Hamza Keleş tarafından hazırlanan U- mut ıddianamesinde, 1987 yılından itibaren merkezi Iran'da bulunan Kudüs Or- dusu adlı örgüt bırimince Ferhan Özmen, Necdet Yüksel, Oğuz Demir ve Rüştü Aytufan'ın "din kar- deşKği" imajı kullanılarak kendilerine bağlandığı, da- ha sonra da bu kişüeri Iran'a çağuıarak siyasi ve askeri eğitim verdikleri kaydedildi. Iran'da askeri eğitim~ Aytufan, Nasıradlı tran- h tarafmdan kendilerine, Urumiye kenti yakınlann- da Besiç olarak belırtilen askeri bırlikte bomba ha- zırlanması ve C4, TNT, RPG 7 roketleri konusun- da eğitim verildiğini açık- ladı. özmen ve YükseFle birlikte diğer sanıklann da Iran'da askeri ve siyasi eği- tim aldıklannı söylemele- nne karşın UMUT operas- yonu soruşturmasına iliş- kin ilk iddianame ile Aytu- fan hakkında hazırlanan ek ıddianamede suikastlarda- ki lran bağlantısı ortaya çı- kanlamadı. Sanıklann da Iran'dan kimlerden ve nasıl talimatlar aldıklanna, su- ikastlan kunin isteğiyle gerçekleştirdiklerine iliş- kin ifade vermemeleri dik- katçekti. CUMARTESİ YAZDLARI ATAOL BEHRAMOĞLU Veba... 196O'ta, 47 yaşında, "saçma" bir otomobil ka- zasında yaşamını yitıren Albert Camus, eksilme- yen bir hayranlıkla sevdiğim ender yazarlardan- dır. Fakat, "saçma "nın yazan olmaktan çok, baş- kaldınnın ve dayanışmanın yazan olarak... Bir baş- ka deyişle, benim hayranlık duyduğum Camus, "Yaöanc/"nın değil, "Veöa"nın yazandır. Ya da belki şöyle söylemek daha doğru olacak; Hiç kuş- kusuz ki onlar da birer başyapıt olan "Vaöancryı ve "Sisyphos Efsanesi"n\ yazdığında yirmili yaş- lannın sonlanndaki Camus, "saçmanın filozofu" olarak adlandınlmıştı. Otuzlu yaşlannın sonlann- da "Veba" ve "Başkaldıran İnsan"m yayımlant- şından sonra ise "başkaldınnın peygamberi" ola- rak adlandınldı... Bu on yıllık süreçte Ikinci Dünya Savaşı denilen felaketin, yazarın ülkesi Fransa'nın Nazilerce işgalinin yaşandığını anımsarsak, Albert Camus'nün bir yazar ve insan olarak "Yaban- c/"dan "Veba"ya doğru gelişim süreçlerinin anla- şılması kolaylaşır. • * • "Veba"nın olay örgüsünü, Fransız yazann do- ğup büyüdüğü, çocukluk ve ergenlik çağlannı ge- çirdiği, o dönemin Fransız sömürgesi Cezayir'in Oran kentindeki bir veba salgını sırasında yaşa- nanlar oluşturur. Yapıt, Nazi işgali altındaki Fran- sa'yı simgeleyen "alegorik birroman" olarak ka: bul edilmiştir. Fakat asıl önemli olan, herhangi bir büyük felaket, büyük kötülük karşısmdaki insan davranışlan, insan ilişkıleridir... Larousse, "Dicti- onaire des Litteratures"ün söz konusu romana aynlmış maddesinde bu şöyle anlatdıyor "Fela- ketle karşılaşan kent sakinleh cesurca ya da kor- kakça, bencilce ya da yiğitçe davranırtar; kurtu- luşu kaçmakta, inançta ya da kardeşçe bir daya- nışmada ararlar. Kimileri duaya, fetişe başvur- makta; kimileri sadece kendı ıradeleriyle silahlan- mış olarak mikrobu kıstınp onunla savaşmakta- dıriar. Kimileri tannlan yeniden keşfederken, kimi- leri 'insanla yetinmekte 'dir..." * • • "Veba "yı çok yıllar önce, dilimize Oktay Ak- bal'ın kazandırdığı Türkçe çevirisinden okumuş- tum. Sonraki yıllarda Camus'nün yalın, özlü Fran- sızcasından da okumak mutluluğunu yaşadım. Birioç yıl önce bir TV kanalında izlediğim başan- lı bir "Veba" uyariaması beni büyük yazann derin dünyasına bir kez daha götürmüştü. Yönetmeni- ni anımsamadıgım (romanın başkahramanı "dok- tor"u "örûmcek Kadının öpücüğü"nün unutul- maz oyuncusu W. Hurt'ün oynadığı) bu filmi iz- lerken aldığım notlar az önce bir dosyayı kanştı- nrken biraz da rastlantıyla karşıma çıktığjnda "Ve- öa'nın evrensel sorunsalıyla yeniden karşılaşmış oldum: Felaket karşısında insanca davranışımız ne olmalıdır? Bireysel kaçış yollan aramak mı, yoksa felakete uğrayan başkalanyla birfikte ona karşı topluca savaşmak mı? "Veba", (hiç de ko- lay olmayan) bu savaşımın öyküsü ve ovgüsü- dür... • • - v • ••• •. Albert Camus, Larousse edebiyatlar sözlüğü- nün bu kez yazara aynlmış sayfalanndan öğren- diğime göre, R. Barthes'a bir mektubunda, "Ve- ba "dan itibaren düşüncelerinin ve yaratıcılığının "dayanışma ve katılım" anlamında gelişmekte ol- duğunu yazıyor... Yine o dönemdeki bir özdeyi- şinde ise şöyle diyor: "Balkaldınyorum, öyleyse vanz..."(Evet, "vanm"değil, "vanz"...)Çünküçağ- daş dünya edebiyatına "saçma"yı vurgulayarak adım atan büyük yazar ve düşünür, bunu izleyen süreçlerdeki gözlem ve yaşantılannın, bu süreç- lerde insanlığa yaşatılan acılann sonucunda, "saç- ma "nın toplumsal içeriğini algılamış; başkaldınyı ise hayatın bencilce bir reddi, hayattan bireyci bir kaçış değil, ona başka ınsanlann yolunu da aydın- latacak bir anlam kazandırma çabası olarak kav- ramıştır... "Veba", bireysel yaşamınsınırlannıaşa- bilmenin, özverinin, felaket karşısında dayanışma ve başkaldınnın destanıdır... Bu özellikleriyle de, bireyciliğin, bencilliğin yüce değersayıldıgi günü- müzün dünyasına gerçekten de "peygamberce" bir ışık düşürmektedir... e-mail [email protected] UMUT operasyonu Suikast sanıklan ve katıldıklan eylemler ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Faili meç- hul siyasi cinayetlere iliş- kin başlatılan "UMUT" operasyonunun ardından gazetemiz yazarlan Uğur Mumcu ve Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlah suikastlanhı, yakalanan Kudüs Ordusu örgütü üyelerinin gerçekleştır- diği ortaya çıktı. UMUT operasyonunda yakala- nan sanıklann katıldıkla- n bazı olaylar şöyle: Fertıan özmen: Prof Dr. Muammer Aksoy'u31 Ocak 1990 günü Ankara'da taban- cayla öldürdü. Doç. Dr. Bahrive Üçok'a 3 Ekim 1990'da bombalı paket gönderdi. 6 Ekim 1990 tarihinde Üçok'un pake- ti açması sırasında patla- ma gerçekleşti. Üçok er- tesi gün kaldınldığı has- tanede yaşamını yitırdi. Uğur Mumcu ile Prof Dr. Ahmet Taner Kışlalı suikastına katıldı. Ingiltere Büyükelçilı- ği'nde görevli Hüseyin Osman'a ait araca bom- ba konulması. Suudi Arabistan Büyükelçili- ği'nde görevli Abdur- rahman Elsuebi'nın ara- cına bomba yerleştiril- mesi. Israil'in Ankara Büyükelçüiğı'nde görev- li Ehud Sadan' ın aracına bomba yerleştiribnesi. Necdet Yüksel: Uğur Mumcu ve Ah- met Taner Kışlah'nın öl- dürülmesi olayına katıl- dı. Amerikah çavuş Vic- tor Marvick'in öldürül- mesı. Hindistan Büyü- kelçiliği 2. Sekreteri Yash Palmukar'm aracı- na bomba yerleştirümesi. Oğuz Demir: Gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun katle- dilmesi olayında bomba- yı araca Necdet Yük- sel'in gözcülüğünde biz- zatyerleştirdi. Kışlah'ya yönelik suikastın karar aşamasmda bulundu. Rüştü Aytufan: Kışlalı suikastma yö- nelık Necdet Yüksel ile birlikte istihbarat çalış- ması yaptı. Ferhan Öz- men tarafından hazırla- nan bombayı Kışlah'nuı aracına Necdet Yük- sel'in gözcülüğünde bız- zat yerleştirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle