Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Laik cumhuriyetin ödünsüz savunucusu Prof. Ahmet TanerKışlalı ilkeleriyle yaşıyor
Arbk gözler yamda• "UMUT" operasyonu çerçevesinde yakalanan
Kudüs Ordusu üyeleri, ifadelerinde Iran'da eğitim
gördüklerini, bu ülkeden para, silah ve mühimmat
desteği aldıldannı açıklamalanna karşın faili
meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmalann
davalannda bu konular aydınlatılamadı.
ANKARA (Gımhuriyet
Bürosu) - Atatürkçülüğün
ödünsüz savunmanı, eski
Kültür Bakanı, gazetemiz
yazan Prof. Dr. AhmetTa-
ner Kışlah'nın katledilme-
sinın ardından geçen 1 yıl
içinde katil sanıklan yaka-
lanırken, suikasttaki lran
perdesı aralanamadı. "U-
MUT" operasyonu çerçe-
vesinde yakalanan Kudüs
Ordusu üyelen, ifadelerin-
de îran'da eğitim gördükle-
rini, bu ülkeden parasal ve
silah-mühimmat desteği
aldıldannı açıklamalanna
karşın faili meçhul cinayet-
Iere ilişkin soruşturmalann
davalannda bu konular ay-
dınlatılamadı.
Prof. Dr. Ahmet Taner
Kışlalı 21 Ekim 1999 Per-
şembe günü Ankara Üni-
versitesi lletişim Fakülte-
si'nde vereceği derse git-
mek üzere evinden çıkarak
yöneldiği otomobilinin si-
leceğıyle kaportası arasına
sıkıştınlmış bombalı pake-
ti aldığında patlama ger-
çekleşti. Patlamanın ardın-
dan Kışlalı olay yerinde
yaşamını yitirdi.
Kışlalı 'nın katledilmesi-
nin ardından Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü, Jandarma
Genel Komutanlığı, MİT
ve DGM eşgüdümünde 5
ayn çalışma grubu oluştu-
ruldu. Güvenlik birimleri,
alınan ifadeler doğrultu-
sunda eşkâl belirleme ça-
lışmalan yürüttü.
Suikastta, Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü'nde oluştu-
rulan "Bombalı CHaylar
Ar|ivi"nde bulunan ve bu
tür katliamlan gerçekleşti-
ren örgütlenn bellı olduğu
olaylarla karşılaştmlarak
sonuca gıdılmeye çalışıldı.
Suikasnn ardından Tür-
kiye'den çıkış yapmak is-
terken şüphe üzerine 3
Iranlı gözalnna alındıktan
sonra serbest bırakıldı.
Iranlılann gözaltına alın-
malan Ankara ile Tahran
arasında yoğun diplomatik
girişımlere neden oldu.
İran 'destekli' terör
örgütferi iocelendi
Türkiye'de istikrarsızlık
yaratmaya çalışan ve şeri-
atlayönetildikleri için top-
lumsal hareketler ve rejim
değişikliğinden endişe du-
yan Islam ülkeleri mercek
alhna alındı. Özellikle lran
ıstihbaratı "destekfi" şeri-
atçı terör örgütleri üzerin-
de duruldu.
tçişleri Bakanlığı'nca
Temmuz 1999'da faili
meçhul siyasi cinayetlere
Uışkin dosyalar yeniden ele
alınarak istihbarat, terörle
mücadele, asayiş ve olay
yeri inceleme binmlerin-
den özel bir ekip oluşturul-
du. 17 Şubat'ta Istanbul
Beykoz'da şeriatçı terör ör-
gütü Hizbullah'a yönelik
başlatılan ve yurt geneline
yaygınlaştınlan operas-
yonlarda ele geçirilen bil-
gi ve dokümanlar arasın-
daki birrapor,7 yıldır fail-
len bulunamayan Uğur
Mumcu suıkastını aydın-
latıcı bilgılere ulaşılması-
nı sağladı. Bu bilgıler ışı-
ğında örgüt üyeleri izleme-
ye ahndı. UMUT adıyla 21
Şubat 2000 tarihinde baş-
latılan çalışmalar 6 Mayıs
2000 tarihinde Istanbul'da
ilk sonucu verdi. Operas-
yonda lran güdümlü Tev-
hid (Selam) örgütünün
üyelen Yusuf Karakuş,
Abdülhamit ÇeKk, Hasan
Kıhç, Mehmet Ali Tekin,
Muzaffer Dağdeviren,
Mehmet Şahin, TaHp Öz-
çefik, ArifTan ve Fatih Ay-
dm gözaltına alındı. Hasan
Kıhç'ın verdiği ifade ışı-
ğında NecdetYükseJ, onun
açıklamalanyla da ''Te-
kin1
' kod adlı Ferhan Öz-
mene ulaşıldı. Yüksel ve
Özmen emniyet sorgula-
nnda Prof. E>r. Ahmet Tâ-
ner Kışlah suikastını halen
tutuklu Rüştü Aytufan ve
Kışlah
karaııfiflerle
aııılacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Eski Kültür
Bakanı, gazetemiz yaza-
n, Ankara Üniversitesi
îletişim Fakültesi öğre-
tim üyesi Prof. Dr. Ahmet
Taner KtşUh, katledilişi-
nin 1. yılında törenlerle
anılacak.
Ankara Üniversitesi lle-
tişim Fakültesi, Ankara
Üniversitesi lletişim Fa-
kültesi Mezunlan Vakfi ve
Kültür Bakanlığı'run kat-
lalanyla gerçekleştirilen
anma etkinlikleri çerçeve-
sinde, bugün saat 09.30'da
Ankaralılar karanfillerle
Kışlalı'nın katledildiği
Çayyolu Engürü Site-
si'ndeki evinin önünde
olacaklar. Burada, Ata-
türkçü Düşünce Derneği
(ADD) Genel Başkam
Haffl tbrahim Şahin, An-
kara tletişim Fakültesi öğ-
retim üyesi Prof. Dr.
Korkmaz Akmdar, Çağ-
daş Yaşamı Destekleme
Derneği (ÇYDD) Ankara
Şube Başkam Güfeen Dal-
dai ile CHP Genel Sekre-
teri Önder Sav birer ko-
nuşma yapacaklar.
Kışlalı'nın dostlan ve
sevenleri saat 13.30'da
Karşıyaka Mezarlıgı 'nda-
ki gömütü önünde saygı
duruşunda bulunacaklar.
Burada Cumhuriyet Ga-
zetesi Ankara Büro-
su'ndan, genç çalışma ar-
kadaşı Banu Salman, öğ-
retmeni ve meslektaşı
Kışlalı'yı anlatacak.
Saatl5.00'teDilveTa-
rih-Coğrafya Fakültesi Fa-
rabi Salonu'nda "Prof.Dn
Ahmet TanerKışlah ve Yi-
tirtfiğhniz ADDTfler" ko-
nulu panel düzenlenecek.
Prof. Dr. Türker Alkan,
Doç. Dr. BigeYavuz, gaze-
temiz yazan Şfikran So-
ner'in katılacağı paneli,
eski ADD Genel Başkanı,
Türk Hukuk Kurumu Ge-
nel Başkanı YektaGüngör
Özden yönetecek. Saat
18.00'de Batıbirlik, ÇY-
DD, Ümitköy Şubesi iie
Demokrat Kadmlar Der-
neği 'nce düzenlenen "Ke-
maüzmin Günceüiği'' adlı
konferansta Prof. Dr. AI-
paslan Işıkh konuşacak.
Konferans, Ümitköy 8.
Cadde Çamlıca Evleri Si-
tesi karşısmdaki Ahmet
Taner Kışlalı Konferans
Salonu'nda gerçekleşe-
cek.Saatl8.30'dadaBü-
yük Tiyatro'da Kültür Ba-
kanlığı ile Cumhuriyet ga-
zetesi'nin ortaklaşa dü-
zenlediği tören gerçekleş-
tirilecek.
Törende Ahmet Taner
Kışlalı'nın yaşamından
kesitler içeren sinevizyon
gösterisinin ardından,
Prof. Dr. ŞerafettinTuran,
Prof. Dr. Türker Alkan,
ADD Genel Sekreteri Er-
tuğrul Kazana, gazetemiz
Ankara Temsikisi Musta-
fa Balbay ile TurgutÖzak-
man'm katılacaklan "Ay-
dmlanma Devrinıi ve Ah-
met TanerKışlah" başlık-
lı söyleşi yapılacak. Bü-
jjük Tiyatro'daki tören,
klasik müzik dinletisiyle
sona erecek.
Bombah bir sakhrı sonucu kaüedüen Ahmet Taner Kışlah'nm cenaze merasiminde yüzbinler tek bir yumruk olarak katilleri tanetlemiştL
Prof. Dr. Kışlalı 'nın kızları 'onsuz' geçen 1 yılı değerlendirdiler
Düşüncderyokedüemez'
ÎLHANTAŞÇI
ANKARA - Katledilen yazan-
mız Prof. Dr. AhmetTaner Kışla-
h'nın kızlanndan Ahmay Kışlah,
babasının hedef seçilmesinİB ne-
deninin "laik Türlriye Cumhuri-
yeti'nin gûçlü varüğuu zedete-
mek" olduğuna işaret etti. Altınay
Kışlalı, birçok Atatürkçü düşün
adamının katledildiğini anımsa-
tarak geride kalanlann, yeni yeti-
şenlerin ve düşüncelerin yok edi-
lemeyeceğini vurguladı. Kışla-
lı'nın diğer kızı Dolunay Uluç
Kışlah da suikastta verilerinlran'ı
işaret ettığini belirterek "Ankara
hükümeti Tahran'a karşı somot
tavır ahnamaya, laik Türkiye
Cumhuriyeti'nin gücünü ve ağır-
hğını ortaya koymamaya devam
ederse maşalann yargılanması
hiçbir şeyi değişrinneyecek'' diye
konuştu.
Prof. Dr. Kışlah'nm Anadolu
Üniversitesi'nde öğretün görevli-
si olan kızı Altınay Kışlalı ile ga-
zeteci kızı Dolunay Kışlalı, baba-
sının katledilmesinın üzerinden
geçen 1 yılda yaşadıklannı, bek-
lentilerini anlattılar.
Altınay Kışlalı, babasınuı plan-
lı bir cinayetle yaşamına son ve-
nlmesinin yarattığı en önemli et-
kilerden birinin güvensizlik duy-
gusu oluşması ve bunun duyum-
sanması olduğunu söyledi. tnsa-
Altmay Kışlah
nın öleceğinin bilincinde yaşayan
tek canlı olduğunu kaydeden Kış-
lalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama ayıu bflinç insanın ölüm
karşısmdaki acizüğini de artör-
maktadır. 17 Ağustos depremini
anımsayın, üzerinde var oiduğu-
muz yer şiddetfc sarsıhnca, ölume
yaldaştıkça nasılda korktukvebir
güvensizlik hissettik. Çünkfl var-
lığımız tehdit altmdaydı ve daha
körüsü karşı koyabikceğinıi/in
çok üstünde bir güç söz konusuy-
du. tşte planlı bir cinayetin yarat-
tığı gihensizlik ve tehdit duygusu
da böyk bir şeş. Ama doğal bir
afetten farkı -ki bence bu büyûk
bir fark- bu tehdidin insan eUyle
yaraohmş olmasıdır. Dolayısıyla
çözümü de insan eliyle olmalıdır."
Orgütlü şıddet eylemlennın te-
mel amacımn acızlik. güvensiz-
lik, tehdit duygulannı yaratmak
ve insanlan korkutup hareketsiz-
leştirmek olduğuna işaret eden
Alnnay Kışlah, "Buduygulan ya-
Dolunay Kışlalı
"Ankara hükümeti
Tahran'a karşı somut tavır
almamaya, laik Türkiye
Cumhuriyeti'nin gücünü
ve ağırlığını ortaya
koymamaya devam ederse
maşalann yargılanması
hiçbir şeyi
değiştirmeyecek." Dolunay U. Kışlah
şayıp aynı zamanda da evlemi
planla>anların amaçlanna ulaş-
tıklannı kabul etmek bana çok
ağu- geüjordu*" dedi.
Alnnay Kışlah, babasının he-
def seçilmesinin nedeninin "laik
Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü
varhğmı zedelemek" olduğuna
işaret ederek sözlenni şöyle sür-
dürdü: "Peki nasıl? Bu varhğı güç-
lendirenleri bir biryokederek, bu
varfağa inananlan sindirerek. bu
varhğm karşısındakileri cesaret-
lendirerek.» Abdı îpekçı, Muam-
mer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur
Mumcu, Ahmet Taner Kışlah ve
daha birçoklan öldürüldüler. An-
cak geride kalanlar, yeni yetiscn-
ler ve düşünceler yok edilemt/di.
Bunun vamnnı genç kuşak çok
vermişti21 Ekim 1999'da."
Sanıklann yakalanmasının ar-
dından gerçeklerin ortaya çıkma-
ya başladığını ve hukukun dev-
reye girdiğini söyleyen Altınay
Kışlalı, "Devlet, >-aşadığım aciz-
fik, güvensizlik ve tehdit duygu-
lannı hafîfletmeye başladı. Bir
yurttaş olarak ve tophıca \<
arhğı-
mızı tehdit edebflecek taraflann
rahat hareket edemeyecekleri ve
karşılarmda Türkiye Cumhuri-
yeti devletini bulacaklan mesajı
verüdi
w
diye konuştu. Altınay
Kışlalı, katedilen yolun kayda-
değer olduğunu vurgulayarak
"Gelecekte olabilecek benzeri ci-
nayetlerin önü kesilerek Türk
gençhguıin ve aydmuun geleceği
kurtanhyor" dedı.
Dolunay Uluç Kışlalı ıse son 1
yıl içinde babasının geride bırak-
tıklanyla, fıkirleriyle ve sevgisiy-
le yaşamını sürdürdüğünü belirt-
tı. Prof. Dr. Kışlalı'nın öldürül-
mesi olayının "takvimden bir
yaprak" haline dönüştürühneme-
si gerektiğine inandığını söyle-
yen Dolunay Kışlalı, "Anmak, acı
paylaşmak çok önemli ama bir de
veriknesi gereken mücadele var.
Ben bu mikadeteye destek istiyo-
rum. Törenlerde 'dekorun bir
parçasf olarak rol alamayacak
kadar yorgunum ve mücadelenin
henüz çok başında olduğumu gö-
rüyonun" diye konuştu.
Dolunay Kışlalı da, bütün taş-
lann altından "moüayüanı" çık-
tığını vurgulayarak yüzlerce ci-
nayetin gerçek sorumlulannın
Iran'daki mollalar olduğunu
söyledi.
firari Oğuz Demir ile bir-
likte gerçekleştirdiklerini
itiraf ettiler. Necdet Yük-
sel'in ifadeleri doğrultu-
sunda Sincan'da ele geçiri-
len örgüt cephaneliğinde
Kışlalı'ya yönelik saldın-
da kullanılan zaman ayar-
layıcı Serkisof marka saat
ile elektronik düzenek, 80
kilograma yakın C-4 patla-
yıcı ve bilyalar bulundu.
Kışlalı'nın aracınabom-
bayı yerleştiren Rüştü Ay-
tufan, Çeçenistan'agitme-
ye hazırlanırken 21 Eylül
2000 tanhınde Sapanca'da
depremden sonra yapılan
bir konteynırda yakalandı.
Aytufan, Ankara emniye-
tindekı sorgusunda suikas-
tı gerçekleştirdiğini itiraf
ederken suikasnn firari sa-
nığı OğuzDemir henüz ya-
kalanamadı Demir'in 3
hafta önce Agn'nm Esen-
dere Gümrük Kapısı'ndan
Iran'a geçtiği belirlendi.
EkiddJaname
Soruşturmayı yürüten
Ankara DGM Savcısı
Hamza Keleş, Rüştü Aytu-
fan'ın yakalanmasının ar-
dından UMUT operasyo-
nuna ilişkin ek iddianame
hazırladı
Jandarma Genel Komu-
tanhğı Kriminal Daire Baş-
kanhğı'nm 1 Kasun 1999
tarihli raporunda, "olay ye-
rinde bulunan Efes Pİlsen
bira kutusu parçalannın
bombada dış kaplama,
Toshiba marka pil parçala-
rmuı aknn kaynağı olarak,
bombada irtibat kaMosu
olarak bakır kablonun,
parçaetkisi için metalbüye-
lerin, emniyet ve zaman
ayan için de saat yerieştirfl-
diği bombada bağlantı için
fiiTmah ağzmın bulundu-
ruldugu, pattayicı olarak
250-300 gram TNT-RDX
taıHanıldığı, ateşlemeü el
yapunı bomba olduğu"
açıklandı.
Ankara DGM Başsavcı-
lığı'nm iddianamesınde,
Necdet Yüksel, Ferhan öz-
men, Oğuz Demir ve Rüş-
tü Aytufan'ın, konuşmala-
n ve değerlendirmeleriyle
tslam dinine karşı tavır al-
dığuıı ileri sürdükleri Ah-
met Taner Kışlalı'ya eylem
yapmayı kararlaştırdiklan
kaydedildi.
'Din kardeşüği' imajı
lddıanameye göre bu ka-
rar çerçevesinde 1992-
1993 yıllanndan itibaren
Kışlalı'ya üişkin, Yüksel
ve Aytufan istihbarat çalış-
ması yaptüar. 20 Ekim
1999 günü saat 22.00 sıra-
lannda Özmen'in hazırla-
dığı bombayı Aytufan ara-
ca yerleştirdı. Aytufan'ın
"devietin anayasa ve temel
nizamlannı bozmaya kal-
kışoğı" gerekçesiyle ölüm
cezasma çarpörüması iste-
niyor. Savcı Hamza Keleş
tarafından hazırlanan U-
mut ıddianamesinde, 1987
yılından itibaren merkezi
Iran'da bulunan Kudüs Or-
dusu adlı örgüt bırimince
Ferhan Özmen, Necdet
Yüksel, Oğuz Demir ve
Rüştü Aytufan'ın "din kar-
deşKği" imajı kullanılarak
kendilerine bağlandığı, da-
ha sonra da bu kişüeri
Iran'a çağuıarak siyasi ve
askeri eğitim verdikleri
kaydedildi.
Iran'da askeri eğitim~
Aytufan, Nasıradlı tran-
h tarafmdan kendilerine,
Urumiye kenti yakınlann-
da Besiç olarak belırtilen
askeri bırlikte bomba ha-
zırlanması ve C4, TNT,
RPG 7 roketleri konusun-
da eğitim verildiğini açık-
ladı. özmen ve YükseFle
birlikte diğer sanıklann da
Iran'da askeri ve siyasi eği-
tim aldıklannı söylemele-
nne karşın UMUT operas-
yonu soruşturmasına iliş-
kin ilk iddianame ile Aytu-
fan hakkında hazırlanan ek
ıddianamede suikastlarda-
ki lran bağlantısı ortaya çı-
kanlamadı. Sanıklann da
Iran'dan kimlerden ve nasıl
talimatlar aldıklanna, su-
ikastlan kunin isteğiyle
gerçekleştirdiklerine iliş-
kin ifade vermemeleri dik-
katçekti.
CUMARTESİ
YAZDLARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Veba...
196O'ta, 47 yaşında, "saçma" bir otomobil ka-
zasında yaşamını yitıren Albert Camus, eksilme-
yen bir hayranlıkla sevdiğim ender yazarlardan-
dır. Fakat, "saçma "nın yazan olmaktan çok, baş-
kaldınnın ve dayanışmanın yazan olarak... Bir baş-
ka deyişle, benim hayranlık duyduğum Camus,
"Yaöanc/"nın değil, "Veöa"nın yazandır. Ya da
belki şöyle söylemek daha doğru olacak; Hiç kuş-
kusuz ki onlar da birer başyapıt olan "Vaöancryı
ve "Sisyphos Efsanesi"n\ yazdığında yirmili yaş-
lannın sonlanndaki Camus, "saçmanın filozofu"
olarak adlandınlmıştı. Otuzlu yaşlannın sonlann-
da "Veba" ve "Başkaldıran İnsan"m yayımlant-
şından sonra ise "başkaldınnın peygamberi" ola-
rak adlandınldı... Bu on yıllık süreçte Ikinci Dünya
Savaşı denilen felaketin, yazarın ülkesi Fransa'nın
Nazilerce işgalinin yaşandığını anımsarsak, Albert
Camus'nün bir yazar ve insan olarak "Yaban-
c/"dan "Veba"ya doğru gelişim süreçlerinin anla-
şılması kolaylaşır.
• * •
"Veba"nın olay örgüsünü, Fransız yazann do-
ğup büyüdüğü, çocukluk ve ergenlik çağlannı ge-
çirdiği, o dönemin Fransız sömürgesi Cezayir'in
Oran kentindeki bir veba salgını sırasında yaşa-
nanlar oluşturur. Yapıt, Nazi işgali altındaki Fran-
sa'yı simgeleyen "alegorik birroman" olarak ka:
bul edilmiştir. Fakat asıl önemli olan, herhangi bir
büyük felaket, büyük kötülük karşısmdaki insan
davranışlan, insan ilişkıleridir... Larousse, "Dicti-
onaire des Litteratures"ün söz konusu romana
aynlmış maddesinde bu şöyle anlatdıyor "Fela-
ketle karşılaşan kent sakinleh cesurca ya da kor-
kakça, bencilce ya da yiğitçe davranırtar; kurtu-
luşu kaçmakta, inançta ya da kardeşçe bir daya-
nışmada ararlar. Kimileri duaya, fetişe başvur-
makta; kimileri sadece kendı ıradeleriyle silahlan-
mış olarak mikrobu kıstınp onunla savaşmakta-
dıriar. Kimileri tannlan yeniden keşfederken, kimi-
leri 'insanla yetinmekte 'dir..."
* • •
"Veba "yı çok yıllar önce, dilimize Oktay Ak-
bal'ın kazandırdığı Türkçe çevirisinden okumuş-
tum. Sonraki yıllarda Camus'nün yalın, özlü Fran-
sızcasından da okumak mutluluğunu yaşadım.
Birioç yıl önce bir TV kanalında izlediğim başan-
lı bir "Veba" uyariaması beni büyük yazann derin
dünyasına bir kez daha götürmüştü. Yönetmeni-
ni anımsamadıgım (romanın başkahramanı "dok-
tor"u "örûmcek Kadının öpücüğü"nün unutul-
maz oyuncusu W. Hurt'ün oynadığı) bu filmi iz-
lerken aldığım notlar az önce bir dosyayı kanştı-
nrken biraz da rastlantıyla karşıma çıktığjnda "Ve-
öa'nın evrensel sorunsalıyla yeniden karşılaşmış
oldum: Felaket karşısında insanca davranışımız
ne olmalıdır? Bireysel kaçış yollan aramak mı,
yoksa felakete uğrayan başkalanyla birfikte ona
karşı topluca savaşmak mı? "Veba", (hiç de ko-
lay olmayan) bu savaşımın öyküsü ve ovgüsü-
dür... • • - v •
••• •.
Albert Camus, Larousse edebiyatlar sözlüğü-
nün bu kez yazara aynlmış sayfalanndan öğren-
diğime göre, R. Barthes'a bir mektubunda, "Ve-
ba "dan itibaren düşüncelerinin ve yaratıcılığının
"dayanışma ve katılım" anlamında gelişmekte ol-
duğunu yazıyor... Yine o dönemdeki bir özdeyi-
şinde ise şöyle diyor: "Balkaldınyorum, öyleyse
vanz..."(Evet, "vanm"değil, "vanz"...)Çünküçağ-
daş dünya edebiyatına "saçma"yı vurgulayarak
adım atan büyük yazar ve düşünür, bunu izleyen
süreçlerdeki gözlem ve yaşantılannın, bu süreç-
lerde insanlığa yaşatılan acılann sonucunda, "saç-
ma "nın toplumsal içeriğini algılamış; başkaldınyı
ise hayatın bencilce bir reddi, hayattan bireyci bir
kaçış değil, ona başka ınsanlann yolunu da aydın-
latacak bir anlam kazandırma çabası olarak kav-
ramıştır... "Veba", bireysel yaşamınsınırlannıaşa-
bilmenin, özverinin, felaket karşısında dayanışma
ve başkaldınnın destanıdır... Bu özellikleriyle de,
bireyciliğin, bencilliğin yüce değersayıldıgi günü-
müzün dünyasına gerçekten de "peygamberce"
bir ışık düşürmektedir...
e-mail ckk@ixir.com
UMUT operasyonu
Suikast sanıklan ve
katıldıklan eylemler
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Faili meç-
hul siyasi cinayetlere iliş-
kin başlatılan "UMUT"
operasyonunun ardından
gazetemiz yazarlan
Uğur Mumcu ve Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlah
suikastlanhı, yakalanan
Kudüs Ordusu örgütü
üyelerinin gerçekleştır-
diği ortaya çıktı. UMUT
operasyonunda yakala-
nan sanıklann katıldıkla-
n bazı olaylar şöyle:
Fertıan özmen:
Prof Dr. Muammer
Aksoy'u31 Ocak 1990
günü Ankara'da taban-
cayla öldürdü. Doç. Dr.
Bahrive Üçok'a 3 Ekim
1990'da bombalı paket
gönderdi. 6 Ekim 1990
tarihinde Üçok'un pake-
ti açması sırasında patla-
ma gerçekleşti. Üçok er-
tesi gün kaldınldığı has-
tanede yaşamını yitırdi.
Uğur Mumcu ile Prof
Dr. Ahmet Taner Kışlalı
suikastına katıldı.
Ingiltere Büyükelçilı-
ği'nde görevli Hüseyin
Osman'a ait araca bom-
ba konulması. Suudi
Arabistan Büyükelçili-
ği'nde görevli Abdur-
rahman Elsuebi'nın ara-
cına bomba yerleştiril-
mesi. Israil'in Ankara
Büyükelçüiğı'nde görev-
li Ehud Sadan' ın aracına
bomba yerleştiribnesi.
Necdet Yüksel:
Uğur Mumcu ve Ah-
met Taner Kışlah'nın öl-
dürülmesi olayına katıl-
dı. Amerikah çavuş Vic-
tor Marvick'in öldürül-
mesı. Hindistan Büyü-
kelçiliği 2. Sekreteri
Yash Palmukar'm aracı-
na bomba yerleştirümesi.
Oğuz Demir:
Gazetemiz yazan
Uğur Mumcu'nun katle-
dilmesi olayında bomba-
yı araca Necdet Yük-
sel'in gözcülüğünde biz-
zatyerleştirdi. Kışlah'ya
yönelik suikastın karar
aşamasmda bulundu.
Rüştü Aytufan:
Kışlalı suikastma yö-
nelık Necdet Yüksel ile
birlikte istihbarat çalış-
ması yaptı. Ferhan Öz-
men tarafından hazırla-
nan bombayı Kışlah'nuı
aracına Necdet Yük-
sel'in gözcülüğünde bız-
zat yerleştirdi.