18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bafesgioğhı görevi bırakıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Başkanlığı'nı 2 oy farkıyla MHP'li Omer Izgi'ye kaptıran ANAP Kastamonu Milletvekili Murat Başesgioğlu, yenilginin ardından grup başkanvekilliğini de bırakma karan aldı. Karannı, yurtdışında bulunan ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yümaz'a henûz iletmediğini de belirten Başesgioğlu, "Ancak karanm kesin" dedi. Cezaevtate kavga:1ölü • UŞAK(AA)-UşakE Tipi Cezaevi'nde, gece saatlerinde adli tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu 1 no'lu koğuşta çıkan kavgada 1 kişinin dövülerek öldürüldüğü bildirildi. Cezaevi yetkililehnden alınan bilgiye göre, koğusta çıkan tartışma kavgaya dönüşünce, 38 yaşındaki hükümlü Nizamettin Dağ dövülerek öldürüldü. Koğuşa girerek olaya müdahale eden cezaevi görevlilerinin kavganın büyûmesini önlediği, Nizamettin Dağ'ı kimin öldürdüğünün belirlenmesi için soruştunna başlatıldığı belirtildi. HADEP: 29 BüîîTe katrimz • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - HADEP Diyarbakır tl BaşkanıAHÜrküt, Cumhuriyet'in herkesin olduğunu, davet edilmeleri halinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalanna katılacaklannı söyledi. Ali Ürküt, parti olarak daha önce de 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi milli bayramlara katıldıklarını . anımsattı. Cem VakfCna tepki • ANKARA (AA) - Alevi örgütlen, Cem Vakfi Başkanı Izzettin Doğan'ın, Aleviliğin din dersi kapsamına alınması ve Diyanet tşleri Başkanlığı bütçesinden Alevilere de pay aynlması yönündeki girişimlerine tepki göstererek bu taleplerin Alevilik ile bağdaşmadığını bildirdi. Pir Sultan Abdal KüJtür Demeği Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında açıklama yapan Hacı Bektaşı Veli Anadolu KültûrValdi Genel Başkanı Ali Doğan, Cem Vakfı'nın Alevi toplumunun yüzde 5'ini temsil ettiğıni öne sürdü. HADEPIi başkan tutuktandı • DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - HADEP Cizrellçe Başkanı Mehmet Dilsiz, evinde PKK bayragı, telsiz ve bazı örgütsel belgeler bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı. Dilsiz'in eşi, ev arama tutanağının kendilerine zorla imzalatılmak istendiğini, olayın komplo oldugunu savundu. SUopi Sulh Ceza Mahkemesi'ne çıkanlan Dilsiz, tutuklanarak SUopi Cezaevi'ne konuldu. RFnin başvupusu • STRASBOURG (AA) - Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi (AİHM), Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Refah Partisi'nin ilk yaptığı şikâyet başvurusunun incelenmeye alınmasını kararlaştırdı. AİHM, Erbakan, Ahmet Tekdal ve Şevket Kazan'ın bireysel ve parti adına 22 Mayıs 1998'de yaptıklan şikâyet başvurusunu değerlendirdikten sonra 17 Ocak 2001 tarihinde bir duruşmamn yapılması karanna vardı. Anayasa Mahkemesi, zorunlu dersler dışında din eğitiminin kişisel isteğe bağlı oldugunu bildirdi 'Din ders olaıııaz'•*ı <s••-... - * ! . ' • , • Anayasa Mahkemesi, 8 yıllık eğitimi düzenleyen yasanın iptal istemini reddetti. Gerekçeli kararda "Din ve vicdan özgürlüğü, kişilerin diledikleri inanca sahip olmalannı değil, olma- malannı da güvenceye al- maktadır. Herkesin dinini seçme ve inancını açıkJama konusundaki özgürlüğü, de- mokratik, laik bir hukuk devletinde yasa koyucunun her türlü etkisinin dışında- dır" denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Anayasa Mahkemesi, ke- sintisiz 8 yıllık eğitimi düzenle- yen yasanın iptal istemini redde- derken, gerekçesinde yasa ko- yucunun temel eğitime verdiği öneme göre. 8 yıl veya daha uzun ilköğretim süresi belirle- yebileceğini vurguladı. Laik bir devletin belli bir dini eğitimi zo- runlu hale getiremeyeceğine işaret edilen kararda, okulda okutulan zorunlu dersler dışın- da din eğitiminin kişisel isteğe bağlı olduğu kaydedildi. Kapatılan Refah Partisi, "ke- sntisz8yunkeğitinı n le ılgilı ya- sal düzenlemenin anayasanın "hukukdevteti, eşhük, din ve vk- dan özgürlüğü"nü düzenleyen bazı maddelenne aykm olduğu gerekçesiyle iptali ve yürürlü- ğünün durduruhnası istemiyle dava açmıştı. Yürürlüğü durdur- ma istemini reddeden Anayasa Mahkemesi, davayı 16 Eylül 1998'de karar bağlamjş ve yasa- nın iptal istemini de reddetmiş- ti. Yüksek mahkemenin ret ka- ranna ilişkin gerekçeli karan, Resmi Gazete'nin dünkü sayı- sında yayımlandı. Yasayla ilköğretim okullannın 8 yıldan oluşacağına ilişkin dü- zenlemenin anayasanın42. mad- desinde düzenlenen "eğitim, ög- renim hakkı ve ödevine" ayktn olduğu savının irdelendiği gerek- çeli kararda, dava konusu kural- la anayasa ile devlete verilen gö- revin yine anayasadaki ilkeler doğrultusunda olanaklar ölçü- sünde uygulamaya geçirildiği belirtildi. Kararda, bu nedenle 8 yılhk eğitimin anayasaya aykın olmadığına işaret edildı.Gerek- çeli kararda, şu belirlemelere dikkat çekildi: "Anayasadaki kuralla anlamı ve kapsamı beürtilen din ve vic- dan özgürlüğü, kişilerin diledik- leri inanca sahip olmalannı de- ğil, ohnamalaruu da güvenceye almaktadır. Herkesin dinini seç- me ve inancını açıklama konu- sundakiözgürlüğü, demokratik, laik bir hukuk devletinde yasa koyucunun her türlü etkisinin dışındadır. Devletin dinlerden birini seçmesL ayn dinlerc bağb yurttaşlar yönünden eşitiik ilke- sine de aykin düşer. Laiklik ilke- si din ve vicdan özgürlüğünün en önemü güvencesidir." Sezgin yeniden seçildi DTP'de Egebank rahatsızlığı s ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - De- mokrat Türkiye Partisi (DTP), tsmetSez- gin'in genel başkanlıktaki 1.5 yıllık vekâ- let süresini sona erdirmek üzere dün ola- ğanüstü kongresini yaptı. Sezgin, 1039 delegeden 620'sinin katıl- dığı kongrede 578 oy alarak yeniden DTP Genel Başkanlığı'na seçildi. DTP lideri, Demirel ailesinin suçlandığı Egebank skan- daluıın basuıa sızdınlmasına tepki göster- di. Sezgin, Süleyman Demirel'in DTP Ge- nel Başkanı olması için istemleri olup ol- madığı konusunda "Biom şemsiyemiz Sa- ym Demirel'e dar getir" görüşünü dile ge- tirdi. DTP'nin seçim yasağıyla karşılaşma- mak için Siyasi Partiler Yasası hükümlerin- den kaynaklanan zorunlu kurultayı, dün Sürmeli Oteli'nde yapıldı. Çoğunluğun sağlanması için 1.5 saat gecikmeli olarak başlayan kongreye 1039 delegeden 600 do- layında katılım oldu. Demirel, kongreye çiçek göndermekle yetindi. Sezgin konuş- masını, Demirerin Cumhurbaşkanlığı for- sunu taşıyan fotoğrafınm önündeki kürsü- de yaptı. Sezgin, gazetecilenn "Egebank olayı Demireli yıprattj mı" sorusuna "Sa- ym Demirel'in ekünde siyaset piyasasına çı- kacağı ifade edümeseydi, Egebank olayı böyie patlak vermezdi. Kasım, araokta çı- kacağim deseydi aralıkolacakîT görüşünü dile getirdi. YüzdelO memiıru delirtti Hükümetm yüzde 10 oiarakapldâdiğı menmr zammma tepkflersürüyor.Bir grup Bem-Bir Sen üyesi menmr u huni eyiemFyaparakzam karannı protesto etti. Buaradakanm çafaşanlan, düşük ücret zammını protesto ve seodikal hak istemiyle joDarda. "Büyâk vüı-üyüş" ÖDcesi bugün Yalova Cumhuriyet MeydanTnda "Sosyal hukuk devletine sahip çıkahm" mMngi gerçekkştirilecek. Daha sonra Kamu- Sen Genel Başkanı Resul Akay, "Acunzı Payteşıyoruz Etabı" adryla yürüyüşü başlatacak. 450 kilometrelik yürüvüş 29 gün sonra 18 Kasım'da Ankara'da sonaerecek. (Fotoğraf: AA) DYP yönetimi, 'Bayındırhk ve Iskân Bakanı Koray Aydın'ın pazarlık kozlannı' tartışmaya açtı MHP'nm 'kahcı konıdf kozııANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çüler'ın TB- MM Başkanlığı seçiminde hükümete yönelik "baskı uyguladılar" suçlaması, MHP'nin TBMM kulislerinde konuşu- lan "yöntemkrini" gündeme getirdi. DYP *Muş Milletvekili Mümtaz Ya- voz'un, Bayındırlık ve tskân Bakanlı- ğı'ndan aldığı 650 dairelik kalıcı konut ihalesini sözleşmede öngörülen sürede bitkememesi nedeniyle sıkuıtüı olduğu- na dikkat çekildi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci. pazarhkta iha- lelerin rolünü "Müteahhit kökenli, Ba- yındırhk Bakanlığı'yla işyapan mületve- kfllerine Bakan Kora> Aydın, bizzat te- lefonla arayıp oy istiyor ve irade değişti- rürvor. Bir gecede operasyon yapdıyor. TBMM Başkanlığı seçimine gölge düş- müstür" dıye anlattı. 2 oy farkla sonuçlanan TBMM Baş- kanlığı yanşında MHP'li Bayındırlık ve Iskân Bakanı Koray Aydın 'ın iki gün bo- yunca yürüttüğü yoğun pazarlık, DYP yönetimini rahatsız etti. DYP'li yöneti- ciler, MHP'li aday Ömerlzgi'nin destek- lenmesı için "ihale sözü, transfer sözü, olası seçimde Hsteye girme pazarhğı ve eski ihalelere dönük baskı" olmak üzere 4 yöntem denendiğini iddia eftiler. Çil- ler de seçimden sonra "çeşhü baskı ve yöntemlerin uygulandığını'" söyleyerek "Bu konuda bir soru sorulacaksa bu ik- tidara sonümahdır" 1 demişti. Oğlu ve kardeşi Yavuzlar Anonim Şir- keti'nin sahibi olan DYP milletvekili Mümtaz Yavuz, baskı iddialanna tepki gösterdi. Şirketinin Istanbul tkıtelli'deki 650 dairelik kalıcı konut ihalesini 25 Temmuz 2000 tanhinde 7 trilyon 800 milyar liraya satuı aldığını belirten Ya- vuz, ihaleye 9 firmanın katıldığmı ve en iyi fiyat kınmını kendilerinin verdiğini söyledi. Koray Aydın'ın bu ihaleden ön- Yahnici'den DYP liderine sert yanıt 'Çiller kendini tarif ediyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkan Yardımcısı Şev- ket Büknt Yahnici. DYP lideri Tansu Çilkrin "Transfer dönemi başlanl- dı" sözlerine "Hanımefendi aynen kendilermitarif ediyor. Millervekfli pa- zarian kuranlar. pazaruk yapanlar MHP değil, iddia sahipleridir- karşı- lığını verdi. Yahnici, dün düzenlediği basın toplantısmdatransfer haberleri- ne tepki gösterdi, Bazı partilerde yö- neticilerinden "sıtkısıynlnıış w millet- vekillen bulunduğuna dikkat çeken Yahnici, "Bunda probfem MHP'nin mi, partiyöneticilerinin mi; kendileri- ne baksınlar" dedi. Yahnici. "fikn;i- nanç. üJkii birliği içinde okluklan mfl- lervekillerine kapüanmn açık oldugu- nu", ancak şu anda böyle bir durumun söz konusu olmadıgını söyledi. ceden haberdar olmadıgını ve şirketleri- nin adı önüne gittiğtnde "şaşmnğnn'' sa- vunan Yavuz, "Bana baskı yapmaya güç- leri mi yeter? Bakan benim düşmaıum değil, ama ne böyle bir şeye tenezzül edfl- di ne khnse akhndan bunu geçirebflir T> dedi. Yavuz, ülkücü kökenli olmasına ve geçmişte ocak başkanlığı yapmasına kar- şın DYP'den aynbnasının söz konusu ol- madıgını belütırken "Ben ÇiDer'ciyim, Çiller'in üyesiyim. 10 yd da muhalefeöe kalsakendişem yok" dıye konuştu. Kalıcı konut inşaatmı sözleşmede ön- görüldüğü gibi 31 Aralık 2000 tarihinde bitırmelennın ise "mümkün olmadıgj- nı" belirten Yavuz, "Bu işte korkunç za- rar var. Fiyatlar çok düşük, bir daire 10 mih^r liraya geliyor. Biz de zarar edece- ğiz. Bu kadar konutun altv apı çaltşmala- n için bile 5 ay gerektyor. Bu işi bitirmek mümkün değü. Yaz aylannda 15 saat ça- uşüabiliyordu. kış şartlan başladı. ^'ağ- murda kule vinçler çahşmryor. Hüküme- tin baştan hatası oldu, prefabrikler yeri- ne baştan kahcı konut ohnahydL Ama hükümet de para bulamadı" dedi. Jfc ? IRMIKI AYDIN ENGİN [email protected] Talihsizliğim adımdan başlıyor. Aydın, yalnız ilkbaharda portakal çiçeği, sonbaharda kuru incir kokan bir Ege kenti değil, aynı zaman da Osmanlıcadaki "münevver"in, Avru- pa dillerindeki u entelektüel"in an dil- deki karşılığı. O yüzden gazetelerde ne zaman "entelektüel" diye bir laf geçse acep benden mi söz ediliyor diye bakıyorum; bir yazıda "entel" dense, biri benimle dalga mı geçiyor diye düşünüyorum. Alınganlığım doğal. O yüzden son günlerde genefazla sık duymaya, oku- maya başladığımız "kendini aydın sa- nan birtakım enteller" tekerlemesini gördükçe irkiliyorum. Anlaşılan "entel" olumsuz bir niteleme. "Tam bir ente- lektüel olamamış" anlamına filan gel- se gerek. Yani "yanm aydın." Hele "entel liboşlar" dendiğinde hem "entel"e, hem "liboş"a takıp başlıyorum söylenmeye: "Ulan iki ko- lum, ikiayağım, ikigözüm, onparma- ğım, birburnum var. Sizin 'entet'/n/z ise yanm aydın anlamına geliyor ve hiç de uymuyor. Yanm da değilim, çeyrekde. Tastamam 'Aydm'ımişte." Entel'in arkasına taktıklan "liboş" datam liberal olamamış, yani "yanm liberal" anlamına geliyorsa, o da uy- muyor. Ekonomide liberalizmin çok yıllar önce defterini dürüp, kendimi Kendini Aydm Sanan Enteller... bildim bileli sosyalizm yolunda yürü- meye çalışmışım. Yani hiçbir zaman "ekonomik liberalizm "den yana ol- madım ki yanm liberal olayım. Eko- nomik liberalizm söz konusu ise tam değil, yanm da değil, çeyrek de de- ğilim. Çünkü bu bağlamda ben libe- ral değilim. Yok "liboş" deyip "tam" siyasal li- beral olamamış, yani "yanm liberal" gibi bir dokundurma amaçlanıyorsa, o hiç uymuyor. Kendimi bildim bileli siyasal liberalizmde sınırtanımadım. Yani bu bağlamda yanm değil, tam bile yetmez, "tastamam //bera/im. O yüzden "kendiniaydın sanan en- tel liboşlar" dendi mi ifrit oluyorum. Bunda haklıyım; çünkü ben kendimi "aydın sanmıyonım." Nasıl sanınm? Ben "Aydın'ım." "Kendini aydın sanan enteller" di- ye başlayan cümleleri sıkça kullanan meslektaşlanm "kendilerini" nasıl ta- nımlıyoriartabii bilemem. Bu küçüm- seme içeren sözlerine bakınca, "Hamdolsun biz aydın maydın, entel, entelektüel filan değiliz" mi demek istiyorlar, yoksa "onlar yanm aydın, biz tam aydın; onlar entel, biz ente- lektüeliz" mi demeye getiriyorlar, bir türlü çıkaramıyorum... Şimdi, yazının burasına kadar ge- lip, "Eee, lafı geveleyip durma. Anla- şıldı. Sen de o sözleri üstüne alın- mayıver" deyip beni susturamazsı- nız. Çünkü hangi meslektaşım "ken- dini aydın sanan enteller" dıye baş- lasa ardından benim büyük ölçüde benimsediğim, kiminin altına imza atacağım düşünceleri aktanp öyle düşünenlere yükleniyorlar. Yüklen- mekle kalmıyor neredeyse ana avrat düz gidip oraya buraya ihbar ediyor- lar. Örneğin Halil Berktay. Bizcileyin dostlan onun bilimsel titizliğinden, kı- lı kırk yararlığından yakınınz. Berktay geçenlerdetuttu, meslektaşımız Ne- şe Düzel'le bir söyleşi yaptı ve "Er- meni sorunu" üstüne düşüncelerini dile getirdi. Biz tam Neşe Düzel'in ti- tiz sorularını keyifle kıskanır, Halil Berktay'ın ince elenmiş, sık dokun- muşlugundan kuşkumuz olmayan görüşlerini okurken vaveyla koptu: Vay sen misin, "tam entelektüel" ya da hamdolsun entelektüel mente- lektüel olmayan"lardan farklı düşü- nen; os'saat İcırk yıllık "tastamam en- telektüel" Halil Berktay "kendini en- telektüel sanan liboş" o\up çıktı. "Ya- nm aydın "lığı kesinleşti de, vatan ha- ini ve Ermeni ajanı olup olmadığı sor- gulanır hale geldi. Düşünce zaptiyeleri, kendilerinden farklı düşünenlere yaşam hakkı tanı- mamaya karariı. Vay sen misin, "Ermeni sorunu "nu tarihçilere bırakmayı öneren? Cum- hurbaşkanı olsan ne yazar, os'saat "Ahmet Bey" olur çıkarsın. Vay sen misin, Yargrtay Başkanı'nın konuşmasına olumsuz yaklaşma- yan... Vay sen misin, Insan Haklan Der- neği'ni önemseyen... Vay sen misin, Kopenhag ölçütle- rini benimseyen... Vay sen misin, "Kıbns'ın geleceği- ne Kıbnslılar karar vemıelidir" diyen... Vay sen misin, 312. maddenin kalk- masını isteyen... Vay sen misin, Susuriuk'un izini "de- rin"\erde arayıp devleti sorgulayan... Vay sen misin... • • • Buyrun, cevap veriyorum: Benim!.. Kendimi aydın filan da sanmıyorum. Ben Aydın'ım. Inanmazsanız, gelin nüfus kâğıdıma bakın. Orada "Aydın" yazıyor. Sizinkilerde ise yazmıyor... POIlriKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Etekli mi Etekslz mi?.. Ortaya bir iddia atılınca, hemen yazıyı döşenir: "Ben de bu iddiayı duymuştum, tam yazacak- ken..." Daha önce niye yazmadın be adam!.. Yalçın Pekşen'in, Akşam'da "Sahte yazardan sahte teoriler" başlıklı yazısını okuyunca yine onu anımsadım!.. Pekşen şöyle diyordu: "Birgazetede in midir, cin midir, kadın mıdır, er- kek midir, pantolonlu mudur, etekli midir bilinme- yen bir yazar var: Taha Kıvanç..." Hay Allah bu bizim Takkeli liboş Fehmi olma- sın? Bu Taha, mutlaka Fehmi'dir... Etekli mi, eteksiz mı; pantolon giyer mi gıymez mi tartışması bir yana, olsa olsa Fehmi'dir... Fehmi her şeyi bilir, Türkiye ondan sorulur! Hat- taABD. Israil, Suriye... Uğur Dündar, Fehmi'ye 'tokat gibi bir yanıt' verdi. Fehmi, hemen Taha Kıvanç kimliğine girdi ve kıvırttı: "Ben öyle demek istemedim, neden üstüne alındıl.." Bizim Yalçın Pekşen de bu konuya kafasınj tak- mış!.. Yalçın bu, takar!.. Yalçın'ı 30 yıldır tanınm, Cumhuriyet'te yıllarca biriikte çalıştık, kafasına taktı mı işin peşini bırak- maz!.. Uğur Dündar 1 ! da 30 yıldır tanınm. Namuslu bir gazetecidir. Uğur'la yıllardır dostluğumuz, arka- daşlığımız vardır. Bilirim ki, Uğur'un boğazından haram lokma geçmemtştir... Fehmi'ye gelince!.. Gençlik yıllan Izmir'de geçmiştir. O yıllar Bahri Baba Parkı çevresinde dolaştığı söylenır. Bugün- kü özellikleri de o yıllardan kalmadır... Bilirsiniz 'Bahri Baba Parkı' Kurtuluş savaşımı- zın simgesidir. Yunan Ordusu 9 Eyiül'de denize dökülürken Türk ordusu, onlan orada kıstırıp bir güzel benzetmiştir... Fehmi'nin gençlik yıllannın Bahri Baba Parkı'nda geçmesı', belki de yakın tarihimize olan ılgisinden kaynaklanmaktadır... Neyse!.. Ben Yalçtn Pekşen'in yazısını okuyunca bir hay- li güldüm!.. Altını mı ptsletmiş o sahte yazar!.. Aman canım!.. Sanki ilk kez yapıyor!.. Bu kaçıncı, ben saymayı unuttum!.. • • • Uğur Dündar Star'da bir yazı yazdı: "Fehmi'nin mumu çabuk söndü!" ilahi Uğur, o mum yıllar önce sönmüştü zaten.L Yalçın Pekşen ve Uğur Dündar, Fehmi'nin kayın- pederi Süleyman Karagülle'yi tanırlar mı bil- mem!.. Süleyman Karagülle, Izmir'de kurulan Akevler Kooperatifi'nin eski başkanıdır... Bir zamanlar hem Necmettin Erbakan'ın hem de Fethullah Gülen'in akıl hocasıdır... Karagülle, eşini boşadı, Kırgızistan'a gitti, ora- da 18 yaşında bir kızla, sanınm imam nikâhıyla evlendi... Karagülle, Izmir'deki konut işini Kırgızjstan'ata- şıdı, yurtdışından milyonlarca döviz toplayıp ca- mi inşaatına başladı... Yedi yıl önce, Cumhuriyet'te (28.7.1993) Kara- gülle'ye şu soruyu yönelttim: " "Sen kimlerden çıkar sağlıyorsun?" Süleyman Karagülle bana aynen şu yanıtı ver- di: "Kırgızistan'da Türklere evleraldırttım. Hâlâ ço- ğunun tapusu bendedir, ama evler benim değıl- dir. Bir fınn kurduk. Sorumlusu benim. Aynca bir cami yaptınyoruz. Bir hayırsever Amerika'dan 5 bin dolar gönderdi. Daha da gönderecektir. Pa- ralan kimlerin gönderdiğinin listesini vermem. Çünkü onlan rahatsız edeceksiniz. Ama tekrar söylüyorum hakemlere giderseklisteyi size takdim edeceğim..." Ben de Karagülle'ye yanıt verdim: "Olmadı Süleyman Efendi, olmadı. Tıpkı dama- dın Komik Fehmi gibi kıvırtıyorsun... Sen Kırgızis- tan 'da başkalanna ev al, tapusu senin üzerinde ol- sun; yurtdışından, yurtiçinden milyonlarca döviz toplaadın 'hayırsever' olsun. Tapubende, ev be- nim değil diyorsun. Söyle bakalım neden yargı önüne çıkmıyorsun da işi hakemlere havale edi- yorsun?.." _ Fehmi'nin kayınpederı Süleyman Karagülle'nin Özdemir Çelik Döküm Sanayi ve Ticaret AŞ'yi ele geçirme girişımi vardır... Yani Karagülle'nin dosyası hayli kabanktır... Fehmi'ye gelince... Yahu Fehmi, Izmir'deki Akyay Kaynak Yayınla- n'nı yönetirken neler yaptın? Eski muhasebecin Mehmet Şen bir konuşur- sa!.. • • • Mehmet Şen; Fehmi Koru, Nebahat Koru ve Süleyman Karagülle için niçin DGM'ye suç duyuaısunda bulunmuştu? Neredeyse unutuyordum: Süleyman Karagülle'nin topladığı 10 milyon dolar Kırgızistan'da mı, ABD'de mi, Isviçre'de mi, nerede, söyler misin Fehmi? Bir de fabrikasını kayınpederine kaptıran, son- ra da mahkemeye başvuran Ali Rıza Özdemir'in yıllar önce söylediklerine ne diyeceksin: "Allah dediler, Müslüman sözüdürdediler, ınan- dık. Borçlanmızın ödenmesi karşılığında hisse senetlerini teslim ettik. Şimdi ödenmeyen borç- lanmız yüzünden hacız üstüne haciz yerken fab- rikayı kaptırdık..." Konuş Fehmi konuş!.. hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 üç köylünün öldürüldüğü iddiası • HAKKÂRl (AA) - Hakkâri'de ceviz toplamaya giden üç köylünün, kimlikleri belirlenemeyen kişilerce öldürüldüğü ve bir köylünün de yaralandığı iddia edildi. Vali Orhan Işın, olayın doğruluğunun araştınldıgını belinerek "'Bölgede operasyonlar sürüyor"' dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle