24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM2000PAZAR HABERLEREV DEVAMI 9 m GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada , . saj vermek"ti. Mesaj; sivillere, doğrudan hükümete! Zira, gazetecilere verilen brifingdeTunceli, Bingöl, Muş, Elazığ ve Bitlis'te son 1 yıl içinde askerierin ger- çekleştirdiği yaptınmlan rakamlar doğaıluyor. Ömeğin sadece bu illerde 424 öğrenciye üniversi- te hazırlık kursu, 42 okulun onanmı, 225 milyarfık - sağlık, giyecek yardımı, 12 bin 143 vatandaşın sağ- lık taraması, öğrencilere 105 milyarlık kırtasiye yardı- mı vs... Askeıier, ellerindeki olanaklarta sağlıktan eğitime, eğitimden bayındıriığa kadar Güneydoğu insanının gereksinimlerini sağlamaya çalışırken dün hükümet- ler ne yaptı, bugün ne yapıyor? Güneydoğu'nun nemen rteraçıdan kalkınması için açıklanan "programlar ve planlar" lafta ve rafta kal- dı. Son masal Ecevrt ite Güneydoğu'ya taşındı. Baş- bakan'ın, eski adıyla köy-kent, son model tanımıyîa merkez-köy projesine Şırnak'ta başlandı. Bu projeyi Dünya Bankası merak ve özlemle izli- yormuş! Oysa merkez-köylerden kalkınmaya hasret Güney- doğu köyleri bile habersiz. Doğal olarak bir soru beiki bininci, belki on bininci kez gündeme giriyor "Askerter orada, hükümet nerede?" Hükümet uçakta! Başbakan Ecevit'le eşi Rahşan Hanım, Istan- bul'dan Ankara'ya THY'nin tarifeli uçağıyla giderken arka kapıyı kullanıyor ve ekonomi bölümünde seya- hat ediyorlar. 12.45'te uçağa binen Ecevit'ler 13.30'da Anka- ra'ya iniyor. Gecikme yok. Uçak zamanında kalkıyor, zamanında iniyor. Başbakan ve eşi, haik arasında seyahat etmenin rahatlığını; Başbakan'la uçmanın kıvancını yaşayan- larsa... bir-iki saat gecikmesiz Ankara'ya gelmenin keyfıni yaşıyor. Zira aylardır bir kepazelik yaşanıyor. THY uçaklan saatlerce gecikmeli kalkıyor, iniyor. Olayı 1 ay içinde iki kez yaşadım. Ankara'dan Istanbul'a saat 14.40'ta kalkması ge- reken uçak, tam iki buçuk saat gecikti. Pist ucunda yanm saate yakın beklemek de olayın cabası! Yüzsüzlüğün, insana saygısızlığın bu denlisi gorül- medi. Gecikme anonslannda, Istanbul'dan bir uçak An- kara'ya ulaşmadığı halde, beklenen uçağın havaala- nına 'geç indiği' öne sürüldü. Hava koşullan denildi. Teknik anza diye mazeret- lerden söz edikji. Başbakan ve eşi, halkm içinde, halkın yanınday- mış? Gösteri, bir siyasetçi için güzel ve anlamlı. Başbakan ve yardımcısı eşinin, sade bir vatandaş gibi yaşadıklannı kanrtlamadan önce, sade vatan- daşlann çektiği ıstırabı -bizzat yaşamalanndan vaz- geçtik- bir zahmet halktan ya da yetkililerden ögren- meleri gerekiyor. Ama ağam nerede, halk nerede? Havaalanlanndaki trafik kontrol kulelerinde görev- li olanlar, kimi haklann ya da isteklerin yerine getiril- mediğini öne sürerek uçaklann zamanında kalkma- sını engelliyor. Haklar ve isteklerse: Genel olarak mesleksel sta- tüye sahip olmayışlan, düşük ücretler, erken emekli- lik, yıllık izinlerin azlığı, eleman sıkıntısı. Dtyelim ki Başbakan Ecevit, toplumun yaşadığı pek çok sorun gibi bu güncel rezilliği ve nedenlerini bil- mryor, yaşamıyor, görmüyor. Sorumlu Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, insanlan doğrudan ilgilendiren bu sorunu günlerdir niçin çöz- müyor? Yoksa, kulelerle bir inatlaşma mı söz konusu? Ba- kanımız, Telekom satışında devredışı kalınca dünya- yı ayağa kaldınyor, ama kulelerinde çalışanlann so- runlannı tatlrya bağlayacak girişimlerde bulunarak topiumu saran bu ıstırabı önlemek istemediği gibi bir izlenim veriyor. Sonuç mu?.. 450 çalışan hak ararken her gün ha- vaalanlannda yüz binlerce kişinin eziyet çekmesine seyirci, vurdumduymaz bir hükümet... Skandala dönüşen sorunlarda tepkisiz, kuzu gibi bir toplum! SııiMİi uçağı kaçırıldıDışHaberfer Servia - Suudi Ara- bistan'ın Cidde kentinden Ingilte- re'nin başkenti Londra'ya gitmek- te olan Suudi Arabistan Havayolla- n'na ait bir yolcu uçağı, dün kaçı- nlarak Bağdat'taki Saddam Hüse- yin Havaalanı'na indirüdi. Havaalanında yaklaşık dört saat süren pazarlıklann ardından uçak- takı yolculann tamamını serbest bı- rakan hava korsanJan, IrakJı yetki- lilere teslim oldu. İçinde 91 yolcu ve 14 mürettebat buJunan Suudi Arabistan Havayol- lan'na ait bir yolcu uçağı, dün Cid- de-Londra seferini yaparken, yöne- tim muhalifi 2 Suudi hava korsanı tarafindan kaçınldı. Uçağı TSÎ 15.00 sıralannda ele geçiren hava korsanlan, önce Suri- ye'nin başkenti Şam'daki havaala- nına inmek istediler. Ancak, Suri- yeli yetkililerin iniş izni vermeme- si üzerine, uçak rotasını değiştire- fstanbuTdaki lsrafl Konsolosluğu önûnde dfizenienen gösteride polis, bayrak yakümasnn engefledi. SolpartUerden Israü'e protesto İSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet) - tsrail'in Filis- tin'e yönelik düzenledıği ope- rasyon, bazı siyasipartilerin dün Ankara'da Israıl'ın Ankara Bü- yükelçiliğı; IstanbuTda da Isra- U Konsolosluğu önünde gerçek- leştirdikleri eylemlerie protesto edildi. Ankara'daki eylem sırasında, Emeğin Partisi (EMEP), Öz- gürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ile Sosyalist Iktidar Par- tisi (StP) temsilcilerinden olu- şan bir grup adına yapılan açık- lamada, Israil'in bölgedeki ru- tumunun açık savaş ilanı anla- mına geldiği belirtildi. Açıkla- mada, Israil'in bölgedeki gücü- nü ABD emperyalizminden al- dığı behrtiierek ABD'nin Camp David görüşmelerinde "bölgeyi, sadık müttefıki tsrail fehine tam kontrol aitma atanak için, Filistin halkuun kaderioi hiçesayan,parakarşıbğıbir ba- nş dOcte ettiğı'' savunuldu. îstanbul'da ise Demokrasi ve Banş Partisi (DBPj, Halkm De- mokrasi Partisi (HADEP), E- MEP ve ÖDP Istanbul il örgüt- lerinin, Israil Konsolosluğu önûnde düzenledıği protesto gösterisi sırasında polis, tsmil bayrağı yakılmasını engelledi. Israil Istanbul Başkonsoloslu- ğu'nun bulunduğu Yapı Kredi Plaza'ya dün saat 12.00 sırala- nnda gelen partililer, yaptıklan basın açıklamasında, binlerce Filistinli çocuk ve kadının Isra- il'in savaş ve terör politalan so- nucu yaşamını kaybettiği belir- tilerek "ABD'H emperyaiistie- rin amacunn FüistiıilBere banş getirmek ohnadığı bir kez daha göriilmüştür" deıııldı. tnsan Haklan Derneği Istan- bul Şubesi'ninyazılı açıklama- sında ise "Dünyadaki tüm in- san haklan savunuculan, dün- ya egemenfcrine "Ortadoğu'ya savaş yayan ellerinizi çekin' mesajı" vermeye çağnldı. rek Bağdat'a yöneldi. 2 Suudi hava korsanı tarafindan kaçınlan uçak, TSt 19.45'te Bağ- dat'taki Saddam Hüseyin Havaala- nı'na indi. Bu andan sonra BM ta- rafindan uygulanan hava ambargo- su nedeniyle genelde sakin olanha- vaalanında olağanüstü bir hareket- lilik gözlendi. Güvenlik güçleri uça- ğnı çevresinde olağanüstü önlemler aldı. Suudi Arabistan Havayolları, Bağdat'la koordinasyon içinde ça- lışmak üzere Cidde Havaalanı'nda bir operasyon odası oluşturdu. Cidde'deki Suudi Arabistan Ha- vayollan yetkililerinin açıklamala- nna göre içinde 40 Ingiliz, 15 Su- udi, 15 Pakistanlı, 4 Yemenli, 4 Gü- ney Afrikalı, 2 Kenyah, 1 Fransız, 1 Hintli, 1 Lübnanlı, 1 Nijeryalı, 1 Ummanlı, 1 Filistinli, 1 fspanyol, 1 Isveçli, 1 Isviçreli, 1 ABD'li ve uy- ruğu bilinmeyen biryolcunun bulu- duğu uçağa dinamit yerleştirdikle- rini söyleyen hava korsanlan, istek- leri yerine getirilmediği takdirde uçağı havaya uçurmakla tehdit etti- ler. Yapılan görüşmelerde Irak'tan sığınma isteğinde bulunan hava kor- sanlan, yaklaşık dört saat süren pa- zarlıklann ardından teslim olmayı kabul ettiler. Irak liden Saddam Hûseyin ın oğlu Uday'a ait Gençlik televizyo- nu, korsanlann üzerinde hiç silah buiunmadığının anlaşıldığını duyu- rurken, Irak makamlan gözaltına alınan korsanlann Irak'ta adil bir şe- kılde yargılanacaklannı açıkladılar. Uçakta, Benan Böke ve Hanife Yaşacan isimli 2 Türk hostesın gö- rev yaptığı bildirildi. Uçakta Suudi Arabistan kraliyet ailesinden de bir prens bulunduğu öğrenildi. Serbest bırakılan yolcular ve mürettebat, ha- vaalanına getırilen otobüslerle ha- vaalanından uzaklaştınldılar. Korsanlann Iraklı yetkililere, "Suudi Arabistan yönetiminden memnun olmadıklannı, geçen gfinlerde ûlkeyi ziyaret ederek bir rapor hazırlayan tnsan Haklan Komitesi'nin de yanlı olduğunu" söyledikleri ve bunu protesto etmek için eylerru planladıklan duyuruldu. 'Demîrel art nîyetK'• Baştarafi 1. Sayfada nm sablmaması için büyük gayret gösterdim. Hatta bir gece yansın- dan sonra saat 3'te 6 kişinin yanın- da Murat DemireJ üebüyük bir mü- nakaşayapomvebanka hissemi sat mayacağum söyledim. Aynı günün sabahı kendi odasmda veoğtu Meb- met Bayraktar'm yanında Hüseyin Bayraktar'a,bankayı satmamamız gerektiğini izah ederek mutabaka- ta vvm 3 kişi sanbp öpüştük. An- cak bir gün sonra Hüseyin Bayrak- tar,bankayı DemirelGrubu'na sat- mayı, Murat Demirel de almayı ba- şardı. Ben hissemi satmamak için direnince,kendiyüzde53'lük hisse- smi devredince yapdacak fevkalade genel kuruldan sonra benün hiçbir fbnksryonnm kahnayacağıtehdklin- debulundu.Yanibanaabaamndan sopa gösterdL Banka yönetimini, Hüse\in Bayraktar'ın da yardımı ile alelaceie 5 Mayts 1998 tarihinde ele geçiren Demirel Grubu'nun kö- fü niyetini anlaymca, Hüseyin Bay- raktar'm en yakm arkadaşuun bü- rosunda, Murat Demirerin avuka- tnun yanında Hüseyin Bayraktar'a 'Egebank'ı derhal geri alalım' de- dim. Demire] Grubu'nun niyetinin iyiohnadığttnve bankayıyöneteme- yeceklerini söyledim. Ancak Hüse- >in BavTaktar beni dinlemedL De- mek ki ben Murat Demirel ile işi pi- şirmiş değfl. Hüseyin Ba>raktar fle Murat Demirel arasında oiuşmuş, sanş tşjemini durdurmak için çok çahşmış bir kişiyim. Hatta bir gece yansı Demirel ile kavga ederek saos pazarfağuun sona endiğini sö.y1eyen msannn.Hepsfliinşahitleri,Hüseyin Şirke ın ANKARA (CumhuriyetBüro- ' su)-Kombassan Holding'ın Yö- netim Kurulu Başkanı Haşün Baynun, taşınmazlanna ihtiyati tedbir koyan Sermaye Piyasası Kurulu'nu ^yargısız infaz" yap- makla suçlarken kararlann hu- kuka uygun olmadığını ileri sür- dü. SPK kararlanyla ilgili mah- keme karannın çıkrnasının ardm- dan itiraz edeceklerini bildiren Bayram, gazetelerde yazıldığı gi- bi tüm malvarlıklanna el konul- madığını, çek-senet ve paralan- nın serbest olduğunu söyledi. Sermaye arttınm iznini alama- yan Kombassan Holding'in, şir- ketlere kaynak aktanmı yapabil- mek için Tanm Inşaat AŞ'yi kur- duğu ortaya çıktı. Bayram, dün düzenledıği ba- sın toplantısında, SPK'nin ortak- lanna zarar vermeyi hedeflediği- ni öne sürerek "Holdingimizin SPK kaydma ginnesinden bugü- ne kadar, düzenleyici ve yol gös- terici olması gereken SPK yöne- timi, grubumuza karşı hasmane bir tutum sergOemiş ve bu yet- mezmiş gibi, görev süresmin son günü olan 13 Ekim 2000 tarihin- den bir gün önce holdinguniz hakkında aklaizana sğmaz, dün- yanın hiçbiryerindebirörneğme daha rastianması mümkün ot- mayan birdizi kararalmıştır" de- di. Bayram, izinsiz halka arz ya- pıldığının doğru olmadığını ileri sürerek bu dunımu, yurtdışında- ki ortaklannınhamihne yazıh or- taklık hisse senetlerini başkalan- na satmasıyla açıklamaya çalış- O. Bu satışlan kendilerinin izle- me zorunluluğu bulunmadığını savunan Kombassan Holding, ortak sayısının arttığrnı, ancak genel kurulla tespit edebildikle- rini, bunun üzerine de SPK'ye kayda alınmak için başvuruda bulunduklannı ileri sürdü. Haşim Bayram, SPK'nin de- netiminin engellendiğini bildir- mesine karşın istenen her türlü bilgi ve belgenin eksiksiz olarak sunulduğunu söyledi. "Bu çerçevede 2000 yıh içeri- sinde şirketimiz nezdinde SPK denetçileritarafindan yapüande- netimesnaanda,hukııkenzonın- hı ohnamamıza rağmen Türio- ye'nin dört bir yanında bulunan yaklaşık30 şirkeün 2 yıflık defter- leri hoktingimizin merkezme ge- tirtilerek denetime ibraz edflmiş- tir" diyen Bayram, Kombassan Inşaat Tanm AŞ'nin fiili ortak sayısı tespit edilince kayda alın- mak üzere gerekli başvurunun yapılacağını beyan ettıklennı, kayda alınmak için de 11 Tem- muz 2000 tarihinde SPK'ye baş- vuru yapıldığmı söyledi. "Ancak \apüan çahşmanın tamamlana- bilmesi için SPK tarafindan au- konan bir kısnn belgeler veya fo- tokopueri, müteaddit defalar is- tenmesine rağmen taranmıza ve- rihnemiştir" diyerek kurulu suç- layan Bayram, SPK'nin istemi doğrultusunda bağımsız dene- timci olarak Deloitte&Touche'la anlaşma imzalandığını söyledi. SPK'nin saptamalarının tersi- ne, bu şiıketın denetim çalışma- lanna sınırlama getınlmediğını öne süren Bayram, şirketin ser- mayesinin yüzde 75 'irü temsil e- den 8 bin ortağa teyit mektubu gönderdiklerini, bunlardan alı- nan teyit yazılan tamamlanma- dan raporhazırlanmasının müm- kün olmadığını söyledi. Denetim firmasının SPK'ye yazı yazarak intibalannı bildır- digini öne süren Bayram, 4.5-5 yıldır sermaye arttuTmı için hol- dingin izın alamadığını, bu ne- denle şirketlerin işlerinin yanm kaldığını, bunu çözebilmek için Inşaat Tanm AŞ'yi kurarak söz konusu şirketlere kaynak aktan- mı yaptıklannı anlattı. Gazetecilerin sorulannı yamt- layan Bayram, SPK'nin kararla- nnın mahkeme karanyla yürür- lüğe girmesinin ardından itiraz haklannı kullanacaklannı ve hu- kuki yollara başvuracaklannı söyledi. Bayram, busisteminku- ruluş gerekçesini de kredi için garanti gösterecek malvarhklan- Kombassan'ın kuıyesiAlfaAir • Baştarafi 1. Sayfada ket temsılcisı sıfaüyla görev yapan 12 kunıcu ortağmın şirketin sermaye artbnmlan sonucun- da ihraç edilen hamıline yazılı hisse senetlerini halka sattıklannın belirlendiği dile getirilen ra- porda, söz konusu kişilerin, şîrketin halka açık birortakhkhaline geldiğinm anlaşılmasını önle- mek için pay sahibi olarak gösterilen "saman adamlar" olduklan anlatıldı. SPK raporunda holding yetkililerinin geçen yıl •'temsaciMk sis- teaı^nsooaerdiğiyönândekioeyaniarniffl''ger- çeği yansıtmadığı bildirilerek Kombassan Inşa- at AŞ adına hisse saüşına aracılık etmeye devam etokleri ve 19% yılından bu yana temsücilik sis- temini genişleterek organize bir biçimde sürdü- ğü vurgulandı. Kurul uzmanJannın, holdinge bağlı bütün şirketlerde "saca iştirak eden" pek çok temsilci hakkında suç duyunısunda bulunul- masmı istedikleri raporda, 2000 yıünda 78.25 \ mark olan Kombassan Holding'in hisse senetle- ri ile Inşaat AŞ hisse senetiennin a>m birim fı- yattan işlem gördüğünü saptadılar. SPK uzmanlan, Kombassan Holding'in Al- manya başta olmak üzere Avrupa'dan topladık- lan paralan Türkiye'ye sokmak için kurye kul- lanmaktan vazgeçerek para hareketlerini kendi bünyelerinde bulunan Alfa Air Havayohı şirke- tıni kullanarakgerçekleştırdiklerini tespit ettiler. Uzmanlar raporda, söz konsu şirketin geçen yıl zarar etmesıııe karşın uçaklannın doluluk oranı- nabakılmaksızın uçuşlannı sürdürdüğüne dikkat çektiler. Havaalanında ele geçınlen bavullar do- lusu belgenin bu şirketin para hareketlerinin kontrolünde kullanıldığuun ortaya çıktığını dile getiren uzmanlar, Alfa Air'in diğer şirketler gi- bi yolcu aktanmında bulunmadığını, bunun ne- deninm ise banka havalelerine yasal zemin ha- zırlamak olduğunu saptadılar. yaptının olmaması, kredi aiınsa bile yüksek faizlerin söz konusu ol- duğunu, bu nedenlerle insanlann cebinde, yastık altında duran ekonomi dışı kalmış paralan ekonomiye kazandırmak oldu- ğunu savundu. Bayram, Türk Ti- caret Yasası'nın yüzde 100'ühal- ka açık şirketler için düzenleme içermediğini, kendilerinin40-50 bin ortağı olduğu düşünülürse Türk Ticaret Yasası'na göre ka- palı alanda genel kurul düzenle- mek zorunda olduklanm, ancak bu kadar ortağı alacak kapalı bir salonun olmadığıru söyledi. Bayram, kendilerine yönelik yapılanlann, serbest piyasa ko- şullanna uymak istemeyenlerin, devlet korumacılığında büyümüş olanlann rakip istememelerinden kaynaklandığım savunarak sa- vunma sanayii ile ilgili proje ge- lişrirdiklerinde kendilerinin teh- dit edildiğini söyledi. Kâğıt fab- rikalannın 2 kez yakıldığını be- lirten Bayram, "Onun için biz id- diamızı unuttuk. Biz AUah'tan başka kimseden korkmayız. Ama erken öten ho- rozun kafasını uçuruyoıiar. Bir gün çok şey açıklayacağun. Şim- di burada açıklamak istemiyo- rum" diye konuştu. Bayram, borsaya girmek iste- diklerini belirtirken "SPK'yk anlaşamadığımız nokta; hepsmi borsaya sokahm. Bunlannhepsi- nin sahibi holding. Biz bunlan kontrol edebfliriz. Ama holdingi bir başkaa ele geçinnesin'* dedi. Ancak, hiçbir ortağın hissesi- nin yüzde l'i geçmediğini ileri süren Bayram, yatınm teşvik başvurulannın da engellendiğini söyledi. Bayraktar'm en yakm arkadaslan reçokdegertiisimkrdir." Sami Erdem, "1981 yümda Tür- kiye VaknTar Bankası'na genel mü- dür olduktan sonra Hüseyin Bay- raktar'm peşinden aynhnadığuu, tstanbul Galleria'nın yapumnda kendisini gökkre çıkardığmıve 1994 yıtanda da ekonoinik krize yakala- nan bankasmm başına geçmesi ve hisseafanası için aylarca rahatstzedi- ci şekflde ısrar ettiğmi" söyledi. Erdem, yazılı açıklamasmda, "Bayraktar'm bu şeküde yalancı- hk yapmasııu, çeşitli basuı mensuplanna açık veya giz- li açıklamalar yapmasuu anJayamıyorum. Türki- ye'deki iş âlemi 40 ydlık M. Sami Erdem'i çok iyi tanır, her olayda flk önce şahsi menfaatını düşündüğü için hiç kimse ile ortakhkyapa- mayanHüseyinBayTaktar'ı da" ifadesinı kullandı G U N D E M MUSTAFA BALBAY H Baştarafi 1. Sayfada küçülmesine kahroluş... Bingöl Dağlan'nın yeşil- den sanya meşeliklerinde mest oluş... Ankara'dan Güney'e ve Doğu'ya uçuş bana hep hüzün verir. Dakikalarca çınlçıplak tepelerin, düz- lüklerin üzerinde uçarsınız. Bu kez Ankara'dan Ela- zığ'a gidiş de öyie oldu. Hani insan elini uzun sü- re sıcak suda tutar da parmaklan kırış kınş büzü- lür ya, işte dağlar öylesine hüzün verici bir kıvran- ma içinde. Cılız dereler kış yataklannın orta yerin- de iyice küçülmüş... Birara Kızılırmak'ın üzerinden geçtik. Çevresiy- le bir dargın bir banşık. Kimi yerlerde yeşil bir hal- ka almış etrafına, kimi yerlerde küskün akıyor. Pay- laşılmayan, paylaşılmayınca da çoğalmayan sev- giler gibi, bereketli suyunu saklaya saklaya gidi- yor... Yolculuk beni bu yaz Anadolu'nun değişik yer- lerinde yaptığım gezilere götürdü... Antakya'ya doğru yola çıkarken dikkatimi çek- mişti, kimi haritalarda hâlâ Amik Gölü var. Amik Ovası'nın orta yerinde mavi bir benek. Oysa bu gö- lü 1975'lerde başanyla kuruttuk. Daha fazla pamuk için doğaya bu kadar yamuk yapmaya hakkımız var mıydı? AkşehirGölü'nü neredeyse bulamayacaktık. Di- bine kadar gelip, maya çalamayacaksak da hiç değilse, kıyısından seyredelim, dedik. Ne gezer. Gölün suyu çekilmiş de çekilmiş. Çamura bulaş- mayı göze al ki, göle ulaşabilesin. Nasreddin Ho- ca çıkıp gelse, yoğurdu göle değil çamura çalmak zorunda kalacak. Aynı şey Burdur Gölü için de geçerli. Giderek içe kapanan gölün dikkuyruklannın da kuyruğu dik tutrnası zoriaşryor. Yerel yönetimin yıllardır süren olağanüstü çabası olmasa durum kim bilir nereye varacak. Beyşehir Gölü'nün kıyısından bir akşamüstü geçmiştik. Bir yanda asırlık koyu gövdefi ardıçlar, bir yanda kıyılan sazlıklı Beyşehir. Su seviyesinde- ki düşüklük çıplak gözle görülebilecek kadar dik- kat çekici. Sığlaşan yerlerde su, felçli bir organ gi- bi hareketsiz duruyor. Tanımadan kaybetmek Toprağın etrafında dönen bilim dallanyla uğra- şanlar Anadolu'yu "gen deposu" diye de tanım- lariar. öyle ki, yeryüzünün öteki coğrafyalannın ya- nı sıra Anadolu'da da yetişen bitkiler bir yana, sa- dece Anadolu toprağına ait dört bin brtki var. Da- ha doğrusu öyle olduğu sanılıyor. Çünkü, bu alan- daki araştırmalar tümüyle tamamlanmış değil. örneğin, Bingöl Dağlan'ndaki bitki varfığının sa- dece yüzde 20'si araştınlıp kayda alınabilmiş. Bu rakam, Muş'ta yüzde 40, Tunceli'de yüzde 60... Ne var ki, doğayı böylesine tahrip etmeye de- vam edersek, belki de kimi bitki türlerini daha ta- nımadan kaybetmiş olacağız. Tanıdıklanmız ise ar- tik kitap sayfalannda, müze köşelerinde kalacak. Yazının başında vurguladığımız gibi Anadolu'nun elbette görülesi, yaşanası çok güzet yerieri var. Doğasını iyi koruduğumuz dağlan da unutmamak gerek. örneğin, Kaz Dağlan'nın eteğinde orman- cı Bayram'ın dağlan anlatışı, kuşları, böcekleri ta- rifi hâlâ kulaklanmda. Ancak, şunu da unutmamak gerekiyor, Anadolu'nun ortasında da birzamanlar Kaz Dağlan benzeri ormanlar vardı. Hrtitlerin, onlardan önceki Anadolu insanlannın yaşadığı Çorum çevresinin MÖ 2000'lerde yüksek ağaçlı ormanlarla dolu olduğu ortaya çıkan bulun- tulardan anlaşılıyor. Hrtitlerin başkenti Hattuşa'da dolaşırken tepe- deki piramitleri andıran yapılann bulunduğu bölü- me de gittik. Yapının arka yüzü biraz Meksika'da- ki, biraz da Mısır'daki tapınaklan andınyordu. Bu- nun hemen arkasında da yeni yetişmiş, taze yeşil görünümlü çam ormanı vardı. Ormanın hemen önünde de yüksekçe bir tel örgü... Kazı bölgesi sorumlulan bu ormanın öyküsünü anlattılar... Madem ki demişler, bir zamanlar bu bölge sık or- mandı, kazı alanının hemen yanını çevreleyip ken- di haline bırakalım. Insanın girmesine izin verme- yelim, bakalım ne olacak. Bir süre sonra bölge usul usul ormanlaşmaya başlamış... Atasözümüz, "bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur" diyort Sözün her iki yansı da doğru gibi ama, Anadolu'da insan elinin değdiği yerlerde doğanın bozulduğunu görünce, bu sözü değiştirmeii mi di- yorum: ,- ^ Bakarsan çöl, bakmazsan göl olur! -> i. , , balbaydcumhuriyetcom.tr Rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı NoüKeçilVnin ifcıdesi sağlıkdurumuna bağlıtstanbul Haber Servisi - Şişli Savcılı- ğı, Egebank skandalına adı kanşan Ce- najans Grey'in Yönetim Kurulu Başka- m Nafl Keçiö ile eski Devlet Bakanı Rüs- tü Saraçoğiu'nun ifadelerinin alınması- m isteda. Önceki gece rahatsızlanarak hastaneye kaldınlan Nail Keçeli'nin sağ- lık durumunun iyi olduğu belirtildi. Egebank'ın Yahya Murat Demirel ta- rafindan hortumlanmasıyla ilgili soruş- turma genişliyor. Şişli Cumhuriyet Baş- savcılığı, Egebank soruşturması kapsa- manda eski Devlet Bakanı Rüştü Sara- çoğlu ile işadamı Nail Keçili'nin ifade- lerinin alınması için Istanbul Mali Şube Müdürlüğü'ne talünat yazısı gönderdi. Talimat yazısmın, Istanbul Mali Şube Müdürlüğü'ne ulaşmasımn ardmdan Sa- raçoğlu ile Keçili'nin ifadesinin alınma- lan için gerekli girişimlerin yapılacağı belirtildi. Egebank'a el konulmasından iki saat önce bankanm güvenlik kameralannca çekilen gürüntülerde olduğu saptanan Keçili, önceki gece yüksek tansiyon ne- deniylerahatsızlanarak yakmlan tarafin- dan Yeşilköy'deki International Hospi- tal'a kaldınldı. Keçili'nin sağlık durumu hakkında bilgi vermek amacıyla International Hospital'da dün düzenlenen basm top- lantısında konuşan Beyin ve Sinir Cer- rahisi Uzmanı Opt. Dr. Cengjz Arslan, baş ağnsı, baş dönmesi, sol tarafta uyuş- ma şikâyetleri ile acilen hastaneye baş- vuran Keçili'nin sağlık durumunun iyi olduğunu, ancak teşhisi derinleştirebil- mek için 48 saat sonra tekrar MR çeki- leceğini söyledi. Keçili'nin hastaneye geldiğinde ko- nuşma güçlüğü çektiğini anlatan Opt. Arslan, "Ük MR'da beynin sağ tarafin- daki damarm geçki süre darakfağını ve buna bağh olarak o damarlann başladı- ğı bölgelerde geçki olarak kan dobtşmu- nın azakhğını saptadık. Bunu büyük bir stresin ardmdan ohışmuş geçici bir du- rum olarak yorumluyoruz, ancak 48 sa- at dohnadan bu tip şe\ lerin filme akset- miş ohnasıbizimiçin de biraz ckkü bir ol- gu" dedi. Keçili'ye gazete okumayı ve televiz- yon seyretmeyi yasakladığını, anne ve çocuğunun dışında ziyaretçinin kabul edilmediğini anlatan Arslan, Egebank soruşturmasıyla ilgili olarak ifade ver- mesine izin verilip verihneyeceği soru- su üzerine şunlan söyledi: tt Hasta ryioMuğutakdirdeisterse ken- disi ifade verebiHr. Stresortamını en az48 saat daha geçirip reshisin ne olduğunu kesin olarakbümemizgerek. 48 saatson- ra MR'da bir sorun yoksa hukuki prose- düre oygun olarak ifade verme gibi basit bir sejyapmasmda sakmca yoktur.Şu 48 saat ÖDÜmü göremiyorunL"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle