18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15EKİM2000PAZAR 14 ir U l \ [email protected] Oyun Atölyesi, yeni sezonu 18 Ekim'de Tom Kempinski'nin 'Ayrılış' adlı oyunuyla açıyor Yalııızbk o kadar evrensel ld... MELTEMKERRAR - Martl999'daZuhaIOkayve HahıkBflginer tarafından kura- lan 'Oyun Atölyesi', yeni sezo- nu 18 Ekim'de açıyor. Sezonun ijk oyunu Ingiliz yazar Tom ^Gempinsid'nin •Aynhş (Sepe- tation)' adlı oyunu olacak. - Farklı ve bilinmeyen olana yönelen ve giderek bunu bir çizgi haline getiren Tiyatro Stüdyosu'nun asal oyuncula- rindan olan Bilginer ve Olcay, tfendi tiyatrolannda da bu çiz- giyı sürdürüyor. Tiyatro Stüd- yosu'nun ilk oyun olarak seç- tjği HaroMPmter'ın 'AMatma' adlı oyunundan, Türkiye'de da- ha önce hiç oynanmamış olan Genet'nin 'Balkon'una uzanan ferklı çızgisi, Oyun Atölyesi'nin Berkoffve Kempinski örnekle- riyle bağlanarak bir bütün oluş- turuyor. Tiyatro ilk oynn olarak Steven Berkoff'un DohıDüşün Boş Konuş' adlı oyununu Fer- ban Şensoy'un sahnelemesiyle oynamıştı. îkinci yıhnı doldu- rurken seçilen oyunyine bir ilk olma özelliğı taşıyor. Olcay ve Bılginer'in rol aldıklan oyunu işi Kasapoğlu sahneye koyuyor. 'Oyuncu heyecan duymah' ' Oyun New York'taki evinde Korkulanyla dolu hapishanesi- ni yaratnuş agorafobıli bir tıyat- to yazanrun, çocukluğundan beri bedeniyle sürekli bir mü- cadele içindeolan bir oyuncuyla buluşması çevresinde dönüyor. Görûnüşte hiç benzemeyen ve birbirine yabancı iki yaşam. beş Şin kilometre öteden bağlanan telefon telleri ile adeta yan ya- ıiageliyor. Iki ınsandanyola çı- karak yapılanan metınde, iki yaşam tiyatro sahnesi içinde eş zaman ve mekân içinde anlam- lanarak zıt duygular, hüzûnler ve yalnızlıklarla dile geliyor. Telefonun iki ucunda birbirine eklenen repliklerle diyalog sağ- lanırken, sahnenin iki yanında deVam eden oyunda izleyici kendi sorulan ve yanıtlanyla /„ (Fotoğraflar: SENEM ÖZTÜRK) Insan ruhunun karmaşık dehlizlerinin her oyunda bir karşıhğı olduğuna inanıyorum. 'Dolu Düşün Boş Konuş'ta içimizden söylemek isteyip de söyleyemediğimiz şeylerin bizi düşürdüğü gülûnç durumlann nelere mal olduğu konu edilirken, bu oyunda da ilişkiler ağının banndırdığı evrensellikte mutlaka paralellikler oluyor. Oyunculuk güdüsünü okşayan çok güzel bir metin. Her gün yeni bir şeyler keşfettiğimiz, ufacık aynntılann farkına vardığımız çok güzel bir yolculuk oldu bizim için. aktif bir nitelik kazanıyor. Ka- sapoğlu'nun birçok oyununda izlenen bu özgür tavır, hikâye- ninkendisiyle de bütünlûkohış- turuyor. Oyun boyunca birbiri ile göz göze gelmeyen karak- terlerle 'iztemek/görmek/ kav- ramak' kavramlann altı bir kez daha çiziliyor. - 'Tİyatro Stüdyosu'ndan ge- len bir çizgiyisürdürûrkenöaJ- Hkfe hiç oynanmanuş oyunlar- laizteyici karpsmdasmız. Oyun seçerken nelere dikkat edryor- sunnz? BtLGtNER - Burada çok araştırma gerekiyor. Var olan oyunlan bininci kez oynamak- tansa -ödenekli tiyatrolann ma- alesef yaptığı gibi- araştırmayı • ve binlerce çakıl taşı arasından o cevheri bulmayı tercih edi- yoruz. Çok okumak ve okuduk- lannızın arasından seçmek ge- rekiyor. Oyunun oyuncuya ola- nakJarsaglaması önemlı bir şey, Kempinski'nin 'Aynhş'ındabu fazlasıyla var örneğin. Fakat oynamayı çok istediğimiz çok değerli klasikler de var. Yann öbür gün, Oyun Atölyesi bir Mofiere ya da bir Shakespeare oynarsa şaşırmamak gerekir. Bu oyunlan da özel tiyatroyuz, altından kalkamayız, daha ön- ce oynanmış, gibi nedenlerle oynamazsak kim bize, gelin Shakespeare oynayın, diyecek, hangi tiyatroda oynayacağız? Bütün bu olanaklan kendimiz için yaratmalıyız diye düşünü- yorum. - Söreç içinde ve özd seçhn- lerle oluşmuş bir çizginiz var. Jodle Foster, Hltler propagandası yapan yönetmen Lenl Rlefenstahl'ın fllmlnl çeklyor 'En tutkulu roüerimden biri olacak9 KültûrServisi -JodieFoster ınAdotf Hitier ve Nazı hareketi üzerine pek çok film çekmiş kadın yönetmen Leni Ri- efenstahl üzerine çekeceği film büyük tartışmalara yol açtı. 1934 Nazileri an- lattığı ve Hitler'e övgüler yağdırdığı, bir Tann gibi gösterdiği 'The Triumph of the Wfll' fılmiyle Hitier'in o dönemde- ki en büyük propagandaaraçlartndanbi- rini yaratan Riefensthal'in yeniden, hem de ünlü bir kadın yö- netmen tarafından gündeme getirihnesi Hollywood'daki Ya- hudıleri ayaklandırdı. Ne senaryosunu Os- carödüllü'Pniladdp- hia' filmınin senaris- tı Ron Nyswar'ın yaz- masından ne de fil- min Jodie Fostertara- findan çekilmesinden etkilenen bu protesto- larbüyüdü ve Los An- geles'takı en büyük Yahudi komitesi Si- mon VViesenmalMer- kezi bu filmin yapıl- maması için harekete geçti. "Riefensthal'iyeniden gûndeme getirmek o dönemde yaşananlara kar- $ı bir saygısızhktır. Onu yficehmekk eş- değerdir. Riefensthal müyonbırca kişi- yi Hitler'e satmış ve ona bir Tann gibi davranmıştır" diyor merkezin müdürü Marvin Ifier. Yine ayru merkezden al- dığı yardımla 'Soykmm' adlı belgesel fılmi çeken ve Oscar ödülü kazanan ArnoM Schwartzman, bu filmin çekil- mesinin pek çok kişiyi dehşete düşür- düğünü ve Foster'ın bu karanndan cay- maması halinde protestolann daha cid- di boyutlara varacağım söylüyor: "Ri- efensthal Hitkr'in en iyi propaganda aracıydıveonunyaptığıişlerpekçokkö- rü olayın meydana gehnesine neden ol- du." Hitler'in 1934yıhndauçağrylaNurn- berg'e inmesi sahnesiyle başlayan 'The Triumph of The Will' şımdiye kadar çekihniş en güçlü propaganda yapıtı olmuş ve II. Dünya Savaşı'nın bitme- sinden sonra da yeniden Naziliği uyan- dıracağı korkusuyla yıllarca gösterimi engellenmişti. Riefensthal'in, 1936 Olimpiyatlan ve insanm mükemmel fi- ziğıni anlattıgı diğer fıhni 'Oiympia', o yıl içinde, 'MnssoBni ödfUfi' ve '\fe- nedikFUm FestivaB'nde en büyük ödü- • "Bu fîlmin uzun zamandır hayalini kurayordum. O kadar donanımlı bir kadın ki... 20. yüzyılda bu kadar tapılan ve nefret edilen başka bir kadına rastlamadım. Onu kesinlikle sinemaya taşımalıyım." lü kazanrruştı. Polonya'yayapılanNa- zi işgalini birebir gösteren son fıhni 'Tienand'daiseÇingenetoplamakamp- lanndaki kurbanlan işçi olarak çalıştır- dığı iddia edilmişti. Savaşm sonunda Riefensthal önce Amerikalılar sonra da Fransızlar tara- fından tutuklandı ve uzun yıllannı ha- pishanede geçirdi. Sonra Afrika'ya ga- zeteci olarak giderek Sudan'dakı Nuba kabileleriyle yaptığı çalışmalarla ünlendi. Yedi yıl önce basılan anılannda, kendini bir Nazi yanlısı olmaktan çok, naif ve cahil biri gibi göstermeye çahş- tıysada 1993 yıhnda Ray MueDer'in çekti- ği 'The VVonderfuL Horribte Life of Leni Riefesthal'adh belge- sel film, onun hakkın- da yapılan suçlama- lann çoğunun doğru olduğunu kamtladı. Böylezorbiryaşa- mın ve cesaretin, ko- yu bir feminist olan Foster'ın ilgisini çektiği, Riefensthal'i kadın yönetmenlerin öncüsü gibi gör- düğü ve o dönemlerde kullandığı sine- ma yöntemleri ve çekimlerine hayran kaldıgı da söyleniyor. "Bufilminhaya- tımda çektiğim en heyecan verici şey olacağmainanıyorum. Bu uzunzamaıı- du-hayahmikurduğum bir şevdi"dıyen Foster için 'The Leni Riefensthal' adı- nı taşıması düşünülen bu projeye gös- terilen tepki hiç de şaşırtıcı değil. "Bu karanmda yalnız kalacağunı başuıdan beribiliyonını. Amabu kadar sertku- "Zuhım insani ya da bir kültürün kanında olabflir, ama asla bağışlanamaz." rallanolantoplumlann ahlakrylabiraz oynamak beni heyecanlandınyor.'' Filmde aynı zamanda Riefensthal'i canlandıracak olan Foster, bu rolün ha- yaönda oynayacagı en tutku dolu karak- terlerden biri olacağını belirtiyor. " O kadar donanımlı bir kadın kL. 20. yüzyılda bu kadartapüanve bu ka- dar nefret edilen başka bir kadına rast- lamadnn. Onu kesinlikle sinemaya ta- şunahyun." Bu ashnda hem oyunculuk hem deyö- netmenlikyapan Foster'ın yaptığını sa- Leni Riefenstahl, Adolf Hitier ve Nazi hareketi üzerine pekçok film çekmişti. vunması gerektiği ilk işi değil. 14 ya- şındayken Martin Scorsese'in ünlü fıl- mi 'TaxiDriver"daki (Taksi Şoförü) bir fahışeyi canladrrmasıyla da bütün dik- katleri üzerine çekmişti. Ama pek çok kışi daha sonra (The Accused) Sanık'ta- ki tecavüze uğrayan kadın ve (The S- lenceof The Lambs) Kuzulann Sessiz- liği'ndeki FBI ajanı Starling karakter- leriyle belleklerde yer eden Foster için Riefensthal'i canlandırmanın bir zirve nitelıği taşıdığına inanıyor. Bu projey- le bir taraftan yönetmenlik ve oyuncu- luk kabiliyetini smarken topluma aykı- n yaşamayı tercih eden ve zorluklardan kaçmayan sert kişiliğini herkese kanıt- lamamn yolunu bulduğunu söyleyenler de var. Şu anda 98 yaşında olan Riefenst- hal'in kendi destanmı yarattıktan ve An ırkmın üstünlüğünü övdüğü fılm- lerinden sonra yaşanan acılan küçüm- semek niyetinde ohnadığnıı söyleyen Foster, fihnin zulme ve acımasızlığa övgü olacağını söyleyenlere, 'Sanık' filmiyle kazandığı Oscar ödülü töre- ninde yaptığı konuşmayı anımsatı- yor:u Zuhlm insani ya da bu- kültürün kanında olabUir, ama asla bağışlana- maz." Burada yola çıkış noktası ney- di? BtLGtNER - Herhangi bir çizgiyi oluşturahm diye yola çıkmıyoruz açıkçası. Biz sade- ce sevdiğimiz, beğendığımiz, doğru bildiğimiz tiyatroyu yap- maya çalışıyoruz. Eğer bu izle- yici gözünde bir çizgi oluşturu- yorsa bizi mutlu eder. OLCAY-Ashnda çizgiyi ve ne olduğunuzu belırleyen yap- tıklannızdır. Istediğiniz kadar çizgimiz budeyin, sonuctayap- tıklanmız ve yapmakta olduk- lanmız bunun en güzel göster- gesıdır. Ama şunu söylemeliyim ki, bundan sonra da çizilen tab- lonun dışmda bir şeyler yap- maya niyetimiz yok. Her şey- den önce heyecan duymalı oytmcu. Eğer sahne üzerinde biz oyuncuolarak heyecan duy- muyorsak, seyircinin de bu he- yecaru duyması mümkün de- & 'Mutlaka kaptan gerek' - Her oyunun oyuncuya da yeni bir şeyler oğrettiğini ya da fark ertirdiğini söylüyorsunuz. Bu oyun sizi nasıl etkikdi? OLCAY- Insanruhununkar- maşık dehlizlerinin her oyunda bır karşılığı olduğuna inanıyo- rum. 'DohıDu^ânBofKbmışta içimizden söylemek isteyip de söyleyemediğimiz şeylerin bi- zi düşürdüğü gülünç durumla- nn nelere mal olduğu konu edi- lirken, bu oyunda da ilişkiler ağının banndırdığı evrensellik- te mutlaka paralelikler oluyor. Buradaki yalnızhk da o kadar evrensel bir şey ki... - Bu oyunu seçmenam nede- nineydi? OLCAY -Oyunculuk anla- mında iki oyuncuya inanılmaz olanaklar tanıyan, oyunculuk güdüsünü okşayan, gerçekten çok güzel bir metin. Yapılacak çok şey var. Bir de bunu dene- mek istedik. -'Balkon'da özeffikle Başar Sabuncu ik çahşmak istemişti- niz. Bu oyunda Işıl Kasapoğlu Oeçahşıyorsunuz. Yönetmen ne kadar önemh? BtLGtNER - Tıyatro gemi- sıne mutlaka bir kaptan gereki- yor bu yolculuk sırasında. Yö- netmen sizi denetleyen bir un- surolarak, neyi doğru, neyi yan- lış yapüğınızı, neyi yaparsaniz biraz daha ıstediğinize ulaşa- cağınızı çok net görüp, size çok güzel ipuçlan veren çok önem- li bir kişi. Çünkü -özellikle de bu oyunda- kendimizi denetle- yecek durumda değiliz. Nere- deyse iki tane tek kişilik oyun gibi bu oynadığımız. OLCAY-Yönetmenin oyun- cuyu tiyatro sahnesınde yahnz bırakması kadaracı veren bir şey yok. Biz bunu bir yerlerde ya- şadık. Oyuncuya bundan daha büyük bir ceza olamaz aslında. Dolayısıyla tiyatro yönetmeni- ne oyuncunun güvenmesi, ona kendini bırakması, emın olma- sı çok önemli. Işıl Kasapoğlu da vizyonu, beğenisi, teksti anla- ma, çözümleme, teknik dona- mmı ve duygusuyla bunu doya- sıya yaşadığnmz bir yönetmen. 'Çok güzel bir yokuhık* - Bu aıüamda metnin kendi- si nasıl yol gösterid ohryor? OLCAY-BtLGtNER- Her günyeni bir şeyler keşfettiğimiz, ufacık aynntılann farkına var- dığımız çok güzel bir yolculuk oldu bizim için. Çünkü metin buna çok elverişli. Didiklen- medik bir şey kalmadı. Bu ka- dar çalışmanın ardından tekst- teçözümlenecekokadarçok şey var ki, sanki hiç bitmeyecek- miş gibi. Kempinski'nin memi, önıeğin Genet'nin 'Balkon'u ile karşılaştrnlınca çok daha açık bir metin. Buna rağmen onlan oynamak için o kadar çok seçenekvarki... - Arük bir tiyatro sahibi ola- rak saltseyirciyigözeterek seçi- len repertuvarlara nasıl bakV yorsunuz? BtLGİNER - Yapılacak en büyük hata bu! Çünkü siz sa- mimi değilseniz, zevk ahnadı- ğnıız bir şeyi oynuyorsanız o karşılığını bulrnaz zaten. Ben sahnede olmaktanve o rolü oy- namaktan zevk aldığım için oy- nuyorum. Benzevkduydugum içinzevk duyacakbr seyirci. Bunun baş- ka formülü yoktur. Seyircinin is- tediği oyunlan sahneleyen ti- yatrolar ohnuşturTürk tiyatro- sundave batrmşlardır. Siz sami- mi olursanız, seyirci mutlaka sahiplenir. Y A P I Y O R L A R ? DanielDay-Lewis, S. Beckett 7 oynayacak • Danlel Day- LewiS, Nobel Odüllü Samuel Beckett'i beyazperdede canlandıracak. 'VVaiting For Godot and Krapp's Last Tape' adını taşıyan fıhn, 1989'da yaşama veda eden ünlü yazan tüm yönleriyle sinemaya aktaracak. Şu sıralar, Martin Scorsese'in 'Gangs of New York' fıhnindeki kasap rolü için günde sekiz saatini bır kasapta et keserek geçiren Lewis, gelecek yıl çekımlerine başlanacak olan füm için Beckett'in bütün eserlerinı ve hakkında çıkan kıtaplan okuyacağını söylüyor. • Robert Englund, Cipri ve Maresco'nun yönettiği dökümanter fümin çekimlerini Palenno'da tamamladı. 'Cagliostro'nun Dönüşü' adlı filmde Englund, geçmişi ve geleceği gören bır sihirbazı canlandınyor. • Julla RObertS, Tom Hanks ve Tom Cruise'u bile geride buakarak 'Hollywood'un para kazandırma garantisi en fazla olan beş oyuncusu' listesinde bir numaraya yerleşti. Premiere dergisinin yaptığı ankette, Mel ' Gibson dördüncü, Bruce Wülis beşinci sırada yer alıyor. • Robert Redford, Kalifomiya'da Santa Monica'daki L'Aero adlı sinema satonunu satmaldı. 1960'lardan kalan bu sinema salonunda, ilk filmlerini izlediğini belirten Redford, böylece onu kapanmaktan kurtarmış oldu. performansı eleştirmenler tarafından başanlı bulunmadı. • Keanu Reeves ve James Spader, bir film için bir araya geldi. Joe Charbanic'in yönettiği 'The VVatcher' adlı fıhn, cınayeti ışlemeden önce FBI'yı arayıp haber veren katilin hıkâyesi üzerine kurulu psikolojık bir gerihm. • Mr. Bean'in çizgi fihnı yapılıyor. Rowan Atkinson'm 1989'da komik televizyon dizileri için yarattığı 'sakar' Mr. Bean karakteri 1997'de sinema fıhni olarak izleyici karşısma çıkmıştı. • Antonlo Banderas'ın yüzü Ispanyol pullanm süslüyor. 'Ispanya 2000' admı taşıyan pul yanşmasında sunulan pulun üstünde kendi resmini gören yıldız, 'smemayla pul arasında orük bir yön varsa o da görüntüyle mesaj verebihnesidir' diye İconuştu. • Ornella Mutl Francesco Nuti'nin filminde rol ahyor. Bir gangster çetesüıe üye olan kızıyla uğraşan dul bir babamn hikâyesinin anlatıldığı 'Caruso Zero in Condotta' adlı fıhnde, aynca Sabrina Ferilli ve Cecilia Dazzi rol alıyor. • Daryl Hannah, Marilyn Monroe'yu canlandınyor. Axeht)de'un 'The Seven Year Itch' adh tekstinden yola çıİcılarak Londra'da Queens Theatre'da sahnelenen oyunda rol alan Hannah'ın • Meg Ryan, porno yıldızı Linda Lovelace'i canlandıracak. Brian Grazer'in yapımcıhğım üstlendiği proje için Ryan'ın, 'küçük, şirin ve sevirrüi kadm' imajmdan kurtulması gerekiyor. • Jennifer Lopez ve Salma Hayek, Meksikalı ressam Frida Kahlo'yu canlandıracak. Gazeteler, Kahlo'nun hayatun anlatan iki ayn fıhn çekileceğine dair haberler yaymılarken Lopez ve Hayek 'kimin daha çok Latin kam taşıdığına' dair tartışmaya başladılar bile. Ama herkes, Hayek'in daha çokşansı olduğuna ınanıyor. • Peter Gabrlel'in müzik şirketi 'Real World' Napoliten halk müziği yapan 'Spaccanapoli' adlı grubun yeni albümü 'Lost Souls'u çıkardı. Grup, albümün yapımcıhğim üstlenen Peter Gabriel sayesinde uluslararası arenaya açıhnaktan çok memnun olduklannı belirtiyor. • Mark Knopfler, altı yıldan sonra çıkardığı 'Saiüng to Philedelphia' albümüyle 'halkın hafızası zayıfrır' söyleminin yanlış olduğunu kamtladı. Hafif melodileri ve yoğun içerikli sözleriyle albüm bir anda listelerin en üstüne yerleşti. . Albümün tamamı .. , Knopfler' ın sesi ve gitanndan * oluşuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle