24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15EKİM2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yılmaz: İstiknarı kopumaya mecburuz • istanbuJ Haber Servisi - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Türkiye'nin içinden geçtiğı dönemde iç ve dış beklentilerin siyasi istikrann önemli olduğunu vurgulayarak "Istikran bütün unsurlanyla ayakta tutmaya mecburuz" dedi. Yılmaz, Yenibosna'da yapımı tamamlanan Dış Ticaret Kompleksı'nin açıhşını yaptı. Soykınmı tasamsı protesto edildi • BERLtN (AA) - Sözde "Ermeni soykınmı" tasansını protesto amacıyla Almanya'nın başkenti Berlin'de 5 bin kişinin katıldığı bir yürüyûş yapıldı. Türk Federasyonu Temsilcisi Mehmet Kars, yürüyüşten önce Almanya'daki Türk sivil toplum kuruluşlannın hazırladığı bir bildiriyi okudu. Bildiride, Bizanslılar zamamnda tstanbul'a ginnelerine bile izın verilmeyen Ermeniler için îstanbul'un fethinden sonra Ermeni Patrikhanesi kurulduğu ve Türkler ile Ermenilerin Osmanlı devleti döneminde 600 yıl boyunca banş içinde birlikte yaşadıklan belirtildi. Ortadoğu, Ege'yi etkiledi • ANKARA (Cıunhuriyet Bûrosu) - Ortadoğu'da gerilimin tırmanması Ege sonınuna ilişkın görüşmeleri de etkiledi. Türk ve Yunan dışişleri bakanlannın Marmaris ve Rodos'ta bugün için öngöriilen buluşması ertelendi. Bakanlığın açıklamasında, "Ortadoğu'da gerilimin devam etmesi, gelişmelerin hızlanması ve bu bağlamda Sayın Bakan'ın yoğun temas ve girişımleri nedeniyle Marmaris ve Rodos'ta gerçekleştirilecek söz konusu görüşmenin ileri bir tarihte yapılmasının daha doğru olacagı düşünülmüştür" denildi. Sözde soykınmı tasarısına tepki • tstanbul Haber Servisi - tşçı Partısi (IP) îstanbul ll Örgütü, ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda görüşülecek sözde Ermeni soykınmı yasa tasansını protesto etmek amacıyla dün Fransız Konsolosluğu önünde basın açıklaması düzenledi. İP îstanbul II Başkanı Kâmil Dede, tasannın, Atatürk'ü suçlu, Kurtuluş Savaşı'nı da haksız göstermeye yönelik olduğunu vurguladı. 'BOPU hattı için tedbiPHtıizi aldık' • ÇEŞME (AA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Çeşme Altınyunus Tesisleri'nde düzenlenen Rüzgâr Enerjisi Sempozyumu'nun açılış konuşmasını yaptıktan sonra gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Ersümer, bir soru üzerine "Biz Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattının ful kapasite 24 saat çalışması ile ilgili tedbirlerimizi aldık, alıyoruz" dedi. 4 Bitlis kazası soruşturulsun9 1993'te Jandarma Genel Komutanı Bitlis'in de içinde bulunduğu uçağın düşmesiyle yaşamını yitiren Tuğrul Sezginler'in yakınlan, soruşturmanın yenilenmesi için Genelkurmay'a başvurdu "Sontştunnanın devamı ya da yüksek güç üretmekte olduk- za Kınm Heyeti 'nden bazı şa- yenilenmesi için Ugüilere emir lan yargısına rağmen uçağın verilmesini. yenilenmesinc ka- düşmüş olması, sadece motor- MUSIAFAÇAKIR ANKARA - Jandarma Ge- nel Komutanı EşrefBittts'ın de yaşamını yitirdiği kuşkulu uçak kazasmm yeniden soruş- turulması için Genelkurmay Başkanlığı'nabaşvuruldu. tki ayn bilirkişi raporunun kanıt olarak gösterildiği başvuruda, "ClkemizDi bağunscdığı ve gü- venliği açısından, faillerin tes- pitive cezalandınlması görevi- ni yerine getirmek sorumlulu- ğundayız" denildi. 1993 yılında meydana gelen uçak kazasında yaşammı yiti- ren 2. Pilot Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in yakınlan Hasan Sezgmkr, Kübra Sezginkr ile Saime Sezginkr adına avukat- lan Nusret Senem taranndan yapılan başvuruda, hâkirn ta- rafindan belirlenmiş ÎTÜ ve ODTÜ/TAl öğretim üyelerin- den oluşan bilirkişi raporlan kanıt olarak gösterildi. Bu ra- porlann ilki, ITÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğ- retim üyelerinden Prof. Nuri YükseL, Prof. Oğuz Borat ve Doç. Dr. ZahitMecitoğlutara- fmdan 4 Ekim 1996 yılında hazırlandı. Diğer bilirkişi ra- poru da ODTU Havacılık Mü- hendisliği Bölümü öğretim üyeleri Prof. Yalçm Göğüş, Doç. Dr. Mehmet Ş. Kavsaoğ- lu ve TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'de görevli Prof. Ünver Kaynak'tan olu- şan heyet taranndan 10 Mart 1998 tarihinde tamamlandı. 20 Mart 1998'deKaraKuvvet- leri Komutanhğı Askeri Savcı- lığı ile Kara Kuvvetleri Komu- tanlığı'na yapılan soruşturma- yı yenileme istemlerine yanıt alınamadığı belirtilen başvu- ru yazısınm son bölümünde, rar verilecek soruşturma sonu- cunda, ortaya çıkacak sabotaj sanıklannın ve olayın kapaül- masma yol açan yetküi kişüerin cezalandınlınasi için kamu da- vaa açümasının sağlanmasuu arz ve talep ederim" denildi. Başvuru yazısında yer alan id- dialar ve istemler şöyle: • Kara Kuvvetleri raporla- nnda vanlan sonuç, esas itiba- nyla buzlanma ve pilotaj hata- sı şeklindedir. Uçakta, kaza- mn gerçek sebebinin doğru- dan ispatına yardımcı olabile- cek kara kutu olmadığı için ve kaza sonucunda buzlanmayı ispat edecek "mübim bir ipu- cu" da bulunmadığı içm buz- lanma iddiası doğrudan ispat- lanamamaktadır. • Motorlann çarpma anmda lar olmasa dahi, motor sistem- leri, buzlanma sistemleri ve diğer hayati bir sistem üzerine sabotaj yapılmış olabileceği ihtimalini de gündeme getir- mektedir. Bu ihtimalin ilgili makamlar taranndan yeniden değerlendirmeye alınmasında yarar görülmektedir. • Anket Heyeti Müşterek Kanaat Raporu'na göre uça- ğm kalktıktan sonra meydan üzerinde bir tur atıp kuzeye doğru yönelerek meydandan uzaklaşması 2-3 dakika içeri- sinde olmuştur. Bu sırada mo- torlarda bariz bir anormallik yoktur (Pilotlann anormalliği bildirmeleri 4. dakikada ol- muştur). Radar verilerine gö- re uçak meydan üzerinden bir daha geçmemiştir. Bu da Ka- Muhaliflerde kenedenme arayışı BÜLENTSARIOĞLU ANKARA-TBMM Baş- kanlığı seçıminde DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çiller'ın taktiklen parti içı muhale- feti hareketlendirdi. "Yö- netimin tavrmdan rahatsız olan" milletvekili sayısı 20'yi aştıi. TBMM Başkanlığı yan- şından çekılen Çorurn Mil- letvekili Bekir Aksoy'un yanı sıra tstanbul Milletve- kili Meral Akşener, Deniz- li Milletvekili Mehmet GözJükaya, Ordu Milletve- kili Yener Yıldırun, Smop Milletvekili KadirBozkurt Manisa Milletvekili Rıza Akçalı Çiller yönetimını eleştiriyor. Antalya Millet- vekili Mehmet Baysarı ile Izmir Milletvekili Yıldırun Ulupınar'ın da teşkılat so- runlanyla ügilı rahatsızlık- lan bilınıyor. Parti ıçi de- mokrası isteğıne karşılık ıh- raç tehdidiyle Yüksek Hay- siyet Divanı'na göndenlen Yener Yıldınm, savunma yapmak için "parti disipii- nini bozduğnna yönelik so- mut bdge" istedi ÇİZMEDEN YUKAR1 MUSAKART Ilhan Selçuk'un dünkü yazısından: Köşecilerin içinde köşe dönmecilerin ağır basması, yapısal bir sorundur. Sorun kişisel değil... Yapısal. [email protected] Genel Sekreter Sav, Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin görev alanlannı belirledi CHP'de görev dağdııııı yapıldı hitlerin uçak meydan üzerin- den geçerken (3-4-5. dakika) pilotlann pervane hatvesini değiştirdiklerini işittikleri yo- lundaki ifadeleri ile çelişmek- tedir. • Kullanılan BEEC B 200 Super King Air uçak, FAR 23 sertifıkasına sahip olup ilave olarak bundan daha sıkı şart- lar gerektiren ve aslında daha büyük yolcu uçaklan için kul- lanılan FAR 25'in buzlanma şartlannı da sağlamaktadır. Sonuç olarak, uçağm elkita- bında belirtilen prosedürler doğru uygulandıgı takdirde, bu uçak problemsiz olarak, o- lay günü karşılaşılan meteoro- lojik şartlan aşma yeteneğine sahiptir. Bu bakımdan olayda yapımcı firmanın uçak yapım hatası tespit edılmemıştir. • Olay günü Güvercinlik Havaalam'nda görevli Pilot Binbaşı Zamir Ahıska, "Kazagününde- ki meteorolojik şarüann daha ahındaki bazı du- nunlarda Güvercinlik Meydanı'ndan kalkarak uçuş görevi yapıimaktay- dı" demektedır. Nıtekim olay günü, kaza öncesin- de ve sonrasında Güver- cinlik Havaalam'ndan, teknik özelliklen daha düşük 20 civannda uçak kalkış ve iniş görevi yap- mıştır. • Olay tarihinde Ge- nelkurmay Başkanı olan Orgeneral Doğan Güreş ile Kara Kuvvetleri Ko- mutanı Orgeneral Muhit- tin Fisunoğtu, yaptıklan açıklamalarda, uçağı o- lay günü sabahı son anda tahsis ettiklerini, tahsis işini bilenlerin 3 kişi ol- duğunu, bu nedenle sa- botaj yapılmasının ola- naksız bulundugunu be- yan etmişlerdir. Kara Kuvvetleri Komutanhğı Askeri Savcılığı hazırlık dosyasındaki "Hizmete Özd Ivedi" başlıkh iki adet teleks yazısı, uçağın 16 Şubat 1993 günü tah- sis edildiğini kesin olarak kanıtlamaktadır. • Olay günü nöbetçi olan askerin, pilot bereli, kolunda nöbetçi kolluğu bulunmayan birini han- gar civannda olağandışı şekilde görmesi, hangar civanmn yaklaşmaya ve hangara girmeye müsait ohnası, hangar civannm ve hangann içinin yeter- li ışıklandırmasının ol- maması son derece ANKARA (Cumhoriyet Büro- su)-CHP'de Merkez Yönetim Ku- rulu (MYK)üyelerinin görev alan- lan belirlendi. CHP Genel Sekre- teri Önder Sav taranndan yapılan açıklamaya göre. tüzük değişikli- ği çalışmalan ile hukuk çalışmala- nnm genel sekreter gözetiminde yürütülmesi kararlaştınldı. Sav"ın verdiği bilgiye göre, CHP MYK üyelerinin görev dağı- hmı şöyle: Eşref Erdem: Örgüt ışlen, üye yazımı, basınla ılişkiler. Cevdet Sehi: Sendikalar, sivil toplum ör- gütleri. Inal Baru: Dış polırika, uluslararası ilışkıler. Oya Arash: Seçım ve hukuk ışlen, parti ıçı egi- tim. Mehmet Sevigen: Örgüt işle- ri, yazı ışleri, haberleşme.Algan Hacaioğlu: Üye yazım işlen, MYK raporu koordinasyonu. Bü- lent Baratah: MYK sekretaryası, kooperan'flerleibşkıler YakupKe- penek: Parti meclısı sekretaryası, halkla birlikte çözüm birimi. Mah- mnt Yıkhz: 1dan işler, personel u- laştırma. Sinan Yerlikâya: Halkla ilişkıler. Yıhnaz Ateş: Medya ile ilişküer, çe\Te sorunlan, siyasetin izlenmesi. VeK Aksov: TBMM ile ilışkıler. GüktalOkuducu: Kütüp- hane, parti arşıvi, kadın örgütlen ile ilişkıler Aigan Hacaioğlu - Fu- at Çay: Yurtdışı CHP bürolan ile ilişkıler tzzet Çetin: Çalışma ha- yatı ve sendikalar ile ilışkiler. Al- gan Hacaioğlu Mesut Değer - tz- zetÇetin: Sivil toplum örgütlen ile ilışkıler. Sinan YerHkaya-VdiAk- soy: Esnaf örgütlen ile ilışkiler. Ya- kup Kepenek - Hahık Koç: Genç- lik örgütlen ile ilışkiler. Hahık Koç: Sağhk sorunlan. Bfilent Baratah - AG Dinçen Yerel yönetimlerle ilışkıler. M. AK Öz- pobt- Mesut Değer - Yıhnaz Ateş: Etik Kurulu, Yolsuzluklan tzleme Birimi. Veti Aksoy - Fnat Çay: Bürokrasiyi Izleme Birimi. Algan Hacalo^n - M. AB Özpobt: Insan Haklan Izleme Birimi. Aybar anısına küreselleşme paneli L J tstanbul HaberServisi- Küreselleşme- nin emperyalızm anlamına geldiği ve bu- na karşı hareketlerin artacağı vurgulana- rak, Türk solunun küreselleşmeye karşı mücadele yollan araması istendi. TtP ku- rucusu ve Genel Başkanı MehmetAB Ay- bar anısına BlLSAK'ta "KüreseDeşme Karşısmda ÖrgürJenme ve Mücadele Yöntemleri" konulu panel düzenlendi. Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. NeşeÖzgen, bu- gün solun küreselleşmeye karşı ne yapı- labileceğını tartışması gerektığinı söyle- dı. Küreselleşme kavramının 9O'lı yıllar- dan sonra yayüdığını, oluşan yenı süre- ce IMF ve Dünya Bankası'nın yaptınm- lannın etken olduğunu belirten Özgen, bu süreçte zenginin daha zengin, yoksu- lun ise daha da yoksullaştığını bıldırdi. Seattle ve Prag'dakı eylemlerden son- ra "küreseüeşmenin sarsıldığuıa" ilişkın yeni söylem oluştuğunu anımsatan Öz- gen, "Ancakben küresefleşmenin gerfle- tfldiğine inanmıyorum" diye konuştu. son önemlidir. Bilirkişi heye- tinin bu durumu saptayıp önemıne vurgu yapması yerindedir. Ancak ceza soruşturmasını yürüten makamlann bu bulgulara hiçbir değer vermediği, görmezden geldiği de açıktır. • Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 167. maddesine göre, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Yasası'mn 109-111. maddeleri uya- nnca, yeni deliller ortaya çıkması halinde savcı ko- vuşturmaya yer olmadığı karannı geri alabilir ya da itiraz sonucu kesinleşmiş bir takipsizlık karan söz konusu ise yeni delil or- taya çıkması durumunda yeni bir soruşturma baş- latabilir. IRMIKIAYDIN ENGtN aengin®doruk.net.tr. Lütfen, lütfen... Yapmayın. "Bari bir pazar günü uçan, şakacı, hafifbir yazı okuyalım. Ne bu böyle? Daha başlığın- dan belli. Içimizi karartacak- sın" diye dudak büküp bir de siz başlamayın. Pazarı, pazartesisi, per- şembesi mi kaldı bu işin? MlT'çi gazeteci(ler) derken 1 milyon dolartık köşe yazan çöktü tepemize. Tam onunla hesaplaşmaya çabalarken "Iş ilişkisi dışında bir tanışıklığım yoktur" dediği Demirel'ler- den biriyle sarmaş dolaş fo- toğrafı çekilmiş; "Zaten ben o Egebank binasından saat 21.00 sulannda aynldım" de- yip güvenlik kameralannın sa- at 23.17'de saptadığı görün- tülerden bize sıntan reklamcı- lann omuz darbesiyle savrul- duk. Bıraksak mı Bu Mesleği?.. Sağdansoldan, tepeden, sırttan gelen darbelerle ser- semlemişken Yaiçın Pekşen arkadaşımız açık arttırmada çrtayı yükseltti, "7 milyon do- lartık" gazeteciden söz edi- verdi. Fukara Cumhuriyet amele- si dolarcahili oldugundan ka- lemi-kâğıdı alıp "7 milyon do- larlık gazeteci"ri\n değerini TL cinsinden bulmaya soyun- du. Ortaya çıkan on sıfıriı, on üç basamaklı sayıyı okuya- mayıp kepaze oldular. Biri 4 katrilyon 760 milyar okudu. Öteki "Milyardan sonra trilyon gelir oğlum" diye itiraz edip ortaya çıkanın "476 trilyon" olduğunayemin billahetti. Bir başkası "Yokyok, tam 47 tril- yon 600 milyar, bilemedin 4 trilyon 760 milyar" diyerek tartışmaya matematik bir "ke- sinlik" kazandırdı. Biz işi gücü bırakmış, taşra baskısının gecikmesini bile göze alıp sayılarla boğuşur- ken anlı şanü televizyon ka- nallannın "büyüklere masal- lar" saati gelip çattı ve masal başladı: - Ben akşam yemeğine... Yokhayır, kahvaltıya davetliy- dim de... Biraz erken mi... Yoksa geç miydi... Şimdi anımsamıyorum. Ama işte saat 5 sulannda köşe yazan arkadaşımın evine gittim de... O evde yoktu da... Ama ol- sundu da... Ben tam arkada- şımın evinde akşam yemeği için arkadaşımı beklerken bir de ne göreyim... Egebank patronu bana çanta içinde 650 bin dolar yollamamış mı?.. Hay Allah, şimdi sırası mıydı dedimse de dinleteme- dim... Zaten biz işadamlan, aramızdaki yûz bin dolariık, milyon dolariık alışverişlerde paralan hep böyle çanta içi- ne koyup elden yollanz... Neyse, efendicağzıma söyle- yeyim, parayı getiren şoför kardeşim ille de alacaksın di- ye diretiyor. Eadam hem şo- för, hem koruma. Kızarsa çe- ker vurur. Baktım olacak gibi değil, mecburen çantayı alıp arabanın bagajına koydum da... Sonra da köşe olmuş... Yaniköşeyazmış... Yaniköşe yazarmış arkadaşımı onun evinde beklemeye devam et- tim de... O geldi ama para- dan hiç haberi olmadı da... Zaten ben o parayı sonra Egebank patronuna iade et- tim de... Makbuzu yok da... Canım o kadarcıkpara için bir de makbuz mu alacağız yani de... TV'nin karşısında "masafa dalıp gitmişim. Kanm dürttü de uyandım... Uyanmaz olaydım. Ondan sonra bir daha uyku tutmadı. Nasıl tutsun? O hertfter de gazeteci; bize de gazeteci deniyor. O herifler de sarı basın kar- tı taşıyor; biz de. Acep mesleği bırakıp, na- musumla eroin satıp evimin ekmeğini çıkarmaya mı çalış- sam... POLMKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Irmağın Suyu... Sessizlik bize göre değil... Yıldızlar bize uzanan, içimizi ısıtan sevgililer olamadı uzun zamandır... Aramıza aynlık girmeden önce belki yitik zaman- lann ortak bir dayanışmasrydı yüreklerimizin çar- pıntısı... O son gece, fırbnadan önceki buluşma, ayn- lışın gizemli hüznünü çiçeklere bırakıp kaçmıştı. Bir sevda seni ve beni, kıskançlığımıza benzeyen vah- şi ormanlar gibı soluyup karanlığın ortasına bırak- mıştı... Hep sormuş ve yanıt aramıştık: "Sevdamtz bıraktığımızyerde hâlâ duruyormuy- du?.. O her zaman olduğu gibi yine gülümsüyor muydu bize?.." Her şeyi unuttuk... Seven, sevişen her şeyi, yıldızlara inat; orman- lardaki ağaçlara inat; kuşlara, böceklere inat; do- ğan güneşe, yağmura, fırtınaya inat unuttuk... Kıpırdamayıp aynı yerde kaldık... Oysa yeryüzünde aşka karşı gelenlere amansız bir savaş açmış, sevdanın resimlerini çoğaltıp çocuklanmızın gözlerindeki acılann dinmesi için "devrime" bile inanmıştık... Şimdi bir koşede eskı mevsimlerin bize dönme- sini, kanadı kınk kuşlann yanm kalmış aşklardan haber getirmesini bekliyoruz... Saçlanmız kırtaşmış, omuzlanmız çökmüş. Diz kapaklanmızda başlayan ağnlar tüm bedenimizi sarmış... Tüm bunlara karşın sevdadan vazgeçmiyor, öz- güriük destanlannın sayfalannı kanştırmayı sürdü- rüyoruz... Arjantinli şair Jorge Luis Borges'i oku- yor, o kaçan yıldızlarda aşkı yeniden öğrenmeye çalışıyoruz. Mavi evlerde, tutuşan bahçelerde alev- ler gibi tftreyerek bize yansımayan sevinçleri bir sonbahar bahçesinden topluyoruz... O mavi ev- lerde kararmış kirli köşelere, eli kanlı çetelere gü- cümüz yettiğinde meydan okuyoruz... Aşka sım- sıkı sanlıp haykınyoruz: "Sana sen diyorum diye de bana kızmal Sen di- yorum bütün sevdiklerime/ Ancak bir kez gör- müşsem bile/ Sen diyorum bütün sevişenlere..." ••• Sessizlik bize göre değil... Bak sen siyah, sen lacivert, sen gri gözlü kız! Otlan dağlayan alevlergibi birçıplaklık değil aşk, sakın aldanma. Biraz Vicente oku, köpürüp akan ırmağın kıyısında gizlı, el değmemiş çimenlerin üzerinde yat. Kuşlann özgür kanatlannı okşayi- şını sev yürekten. Aydınlık bir coşkunun türküsü- nü söyle... Esmer yüzlere konan kış güneşinde Jose Go- rostiza'yı sev, onu tanı. Bir öpüşün bitkin tadında Carlos'un kapısını çalıp bağır: "Sarnoşfu şair, tramvaya binmişti. Bahçeler arkasında söküyordu şafak. Neşeli pansiyonlar huzuriu uyuyordu. Geçen evler de sarhoştu ne olacak!" özgürlüğün durmadan kucaklaştığı eski mev- simleri aramaya gerek yok artık. En güzel ve yeni giysilerimizi giyip meydanlara toplanalım... Son- ra çığlık çığlığa koşarken tüm ağaçlara, kuşlara, denizlere seslenelim: "Sanki kendi kendilerine Sıra sıra doğuyor çocuklar. Dünyanın en güzel şeyidir aşk (aşkın ve aşkın sonuçlan) Dans edin kardeşlerim, dans edin! ölüm arkadan gelsin!" • • • Sessizlik bize göre değil!.. Alevlerin alacakaranlığında yitik zamanların sevdalannı toplamakla oyalanıyoruz artık. Gizem- li hüzünleri, bizi kışkırtan bakışlan kendi kıskanç- lığımızın içinde saklıyoruz... O son fırtınayı, yağmurlan, gök gürültüsünü sen anımsıyor musun? Annen kollannı açmış, başını göğsüne yasla- mıştı. Mavi evlerin kiremitleri uçuyordu. Şimşeğin çakışı odanın içinde kırmızı bir alev kuşağını oluşturuyordu... Her sevda bir özgürlük getirir yaşama. Her sev- da okyanuslann mavisinde hesaplaşır... Biz her şeyi, sevgiyi, sevişmeyi unuttuk. Gözle- rimiz kirli sabahlara alışır oldu. Ellerimiz uğursuz sokaklarda, karanlık bedenlerde buluştu... Esmer yüzlere konan kış güneşi, vahşi orman- lar gibi soluyan bencilliğimiz bize her şeyi unuttur- du... Karanlıkta yürümek güçtür, güçtür sevdanın yü- reğin içindeki coşkusunu anlamak. Zordur Pablo Nenıda'lı akşamlarda kaçak dalgalan bir kıyıda iz- lemek. Bizi anlayamayanlara, sevdanın bir özgürlük ol- duğuna inanmayanlara seslenmeliyiz birlikte; sonra çoğalmalıyız, meydanları doldururken de tüm gücümüzle haykırmalıyız: "Koşarak burada ağaç gemiler/ ateşin lacivert anlanyla çevrili/ kireçleşen kalbime atılmaya ge- len/ bir ırmağın suyudur adının harfleri." hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cumhuriyrt •^ krtap kulübü H&avmi Ç&tinkeıysi ÇAÖININ TANIĞI Ö( YAZAR 2 BASI KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT SANCIU YILLAR SOKAKUUt 4 BASI KUZM POSTUNDA KURT ZAMBAK SANA DA BULAJTI KAN 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLARI 2 BASl A$IK KADINLAR SOKAĞI 2 BASI SERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN SEYTAN ÜÇGENİ 6ÖZLERİN POYRAZ Cumhunyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A Ş Turkocağt Cad. No:39/41 (34334) Cağaioğlu-lstanbul Te( 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle