25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EKİM 2000 PAZAR CUMHURtYET SAYFA, IV I JI J I LJ J \ [email protected] 15 GaoXingjian 'Herşeyden önce ressamım, gerisi liiks. Nobel Ödülü de ö'yle' diyor 'İsveç'e gitme düşüyle yaşadım' GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - Yüzyılımızın ilk Nobel Edebıyat Ödülü'nü kazanan Çinlı yazar ve Fransa uyruklu Gao Xingjia& Isveç'in en büyük gazetesi Aftonbladet'ı Paris'teki evinde kabul ettı. Bu ödülün kendısıni çok şaşırttı- ğını belırten yazar, çocukluğunda en çok Isveçli yazar Selma Lagerlöf e hayran olduğunu söyledi. Xingjian şöyle konuştu: "Ben hep tsveç'e gitmenin düşüyle yaşadım. Para kazanmak için yazmı- yorum. Para kazanmakisteseydim bir- kaç tabiomu satardım. Ben bu ödülü haklanmm tanınması olarak görmü- yorum.Önümüzdedahagüçgünler vac Dünyanın her yanında eşsiz bir izleyi- ci gnıbum var. Bu insanlar bana mek- ruplar göndererek kitaplanmın onlar için olan önenıinden sözednorlar. Ben bu insanlar için yazıyorum." Gao Xingjıan, ödül karannın Pekin rejimınin tepkisine yol açması konu- sunda ise "Hiç umurumda değiL Ben Çin'i çoktan geride btraktun!" görii- şünü dile getırdi. ÇuTdentepki öte yandan Çın yönetimi. Nobel ödülü'nün bir rejim karşıtına veril- mesine tepki gösterdı. Çin Dışışleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, karann "siyasi" olduğu vurgulandı ve "Çin'de bunca ünhl yazar varken bu- la bula onu seçmeleri shasidir" denıl- dı. Rejım yanhsı Çın Yazarlar Birliği de karan sıyası bulduğunu açıkladı ve yazann Çınli değıl Fransız olduğu gö- rüşüne yer verdi. tsveç'te tanınıyor Gao Xıngjian Isveç'te özelhkle tı- yatro oyunlanyla tanınıyor. Yapıtlan, Nobel Komitesı'nin üyesı Göran 'uyılın Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Çinli yazann, bu karann açıklanmasından lOgünönce îsveç'teki yayınevini değiştimıesi ilginç bulundu. Bu değişime yapıtlannı Isveççeye çeviren Nobel Komitesi'nin üyesi Göran Malmqvist arabuluculuk yaptı. Pekin, bu karan 'siyasi' bularak kınadı. Mahnqvist tarafından Isveççeye çe- vınldı. Yazann iki pıyesi, "Pekin'deBir Yaz" ve "Kaçışta", Stockholm'deki Dram Tıyatrosu'nda sahneye konuldu. 4 kıtabı aynı dılde yayımlandı ve " Yal- nızBir tnsanuı tncil'i" adlı romanı da bu yıl yaytmlanacak. Öte yandan yazann, bu ödülün açık- lanmasından 10 gün önce îsveç'teki ya- yıncısını değiştırmiş olması kuşkuy- la karşılandı. Daha önce yıllardır Fo- rum Yayınevi'yle işbirliği yapmış olan yazar, 10 gün önce bu yayınevının en önemlı rakibı Atlantıs ıle anlasma im- zaladı."Yalnız Bir tnsanm tndl'i" ad- lı romarunı bu yayınevi yayımlaya- cak. Yazann çevırmeni Göran Malmq- vist'in bu değişime arabuluculuk et- mış olması, Nobel Komitesi'nde yer aldığı için karan yazara önceden sız- dırmış olduğu kuşkusunu doğurdu. Yazann öncekı yayınevi Forum'dan Anneb' EMh, "Ortada büyük baksız- lık var. Karann önceden yazara sızdı- nldığından kuşkulanıyonız" dedı. Haftaya resim sergisi açıhyor Öte yandan Gao Xıngjian'ın 31. özel kişısel resım sergisi Louvren'da açıhyor. Bu konuda Isveç gazetesi Svenska Dagbladet'e açıklama yapan Xingjıan, "Ben her şeyden önceressa- mım, gerisi lüks. Nobel Ödülü de öy- le" dedi. Aynı zamanda Le Monde'a bir açıklama yapan yazar, "Gerçek bir değeri olan bütün yapıtianmı Fran- sa'da yazdım"dedı. Xıngjıan'ın Fran- sa'da yayımlanan yapıtlannın hemen hepsinın resmı devlet desteğiyle ya- yımlandığı da açıklandı. Mustafa Uzunyılmaz, 'Her Şey Çok Güzel Olacak'tan sonra 'Filler ve Çimen'de de dikkat çekti 'Süreklikötü adam olmakistemiyonım' CUMHUR CANBAZOĞLU Mustafa Uzunyümaz'ı bırçok tiyatro oyunun- da, Devekuşu Kabare'nın yapıtlannda, Ömer Vargı'nın Her Şey Çok Güzel Oiacak fılminde- kı uyuşturucu pazarlayıcısı tıplemesınde, televız- yon dızilenndekı irili ufaklı rollerde ızleyenle- rin sayısı çok fazladır da adını sorsanız kimse bil- mez. Yıllardır ınatla tiyatro yapmaya çabalayan Uzunyılmaz, son Antalya Altın Portakal'da ya- nşan FiDer ve Çimen'dekı (yön: Derviş Zaün) çete elemanı ıle Renkti-Türkçe'dekı (yön: Ahmet Çadıra) seksfilmlerioynatan sınemadakı yer gös- tericı tiplemelenyle Yeşilçam'da da önemli işler yapabıleceğını kanıtladı. Bir süre sonra bu filmlerin göstenme girme- siyle Uzunyılmaz'ın 'Yeşüçam'ın yeni kötü ada- mı' gibi başlıklarla gündeme geleceğini söyle- mek kehanet olmaz. Ancak Uzunyılmaz bu ye- ni kartvızitınden hıç memnun değıl; böyle bır dam- ga yemekten çekındığını saklamıyor ve oyuncu- luğunun suıırlanacağından çekıniyor. Yaşamöyküsü tam 'bir fihn'; 42 yıl önce Or- du Merkez ilçede doğmuş Uzunyılmaz, ilkokul- dayken seyrettiğı bir oyundan sonra tiyatroya âşik olmuş. Yazlan Trabzon'a, köye gıttıginde kı- hk değiştınp insanlan eğlendirerek 'rol kesme- ye' başlamış. On beş yaşına geldiğinde ördu'da amatör bir grupla sahneye çıkmış; bir süre sonra da ailesi- nın muhalefetine rağmen kaçıp Istanbul'a gel- miş ve belediye konservatuvannın sınavlanna gırip kazanmış. Altı ayda şıvesini düzeltmeyi başarmış; eko- nomik gücü yeterli ohnadığından büyük kentte tutunabilmek için çok acılar çekmiş. Orada bu- rada yatmış, Aksaray'dan Çırağan'daki okula yü- rûyerek gidip gelmış... Müjdat Gezen'in önerisiyle Devekuşu Kaba- rekadrosuna gırmış; bu dönemde sinemadan iri- li ufakb rol teklifleri gelmesine karşın maceracı Sinemada hep kötü adam rolleri sunulacak galiba. Bir buçuk yıl sonra çekilecek iddialı bir fîlmde de ruh hali bozuk bir aile babasını oynadıktan sonra yine aynı kalıba sokmak isterlerse sinemadan uzaklaşabilirim. Çünkü ben oyuncuyum ve belli bir maskeyi takamam. Bugüne dek mütevazı davranıp öne çıkmaktan hep çekindim, ancak hep ben kaybettim.' yanı ağır basmış ve şansını yurtdışında denemek için çabalamış. Ancak 1991 'e dek pasaport ala- madığından yurtdışında sinema hayalıni bır tür- lü gerçekleştirememiş. Tiyatroyu çok seviyor Uzunyılmaz; Deveku- şu dönemınde bu kumpanya dışında da farklı iş- ler yapabılmek için çok çabalamış. Orada bura- da yatmış, eline ne geçtiyse tiyatro ıçın harca- mış. "BirgünAksaray'dasigaraafarkenbirkân- ya yaklaşb yanıma, ona şarap ahnamı istedL İki kasa şarap alıp Samatya'ya gittik. Arkadaşlany- la tanışürdı; gece boyu sohbet uzayınca bakbm hiç içmiyoıiar ve konuşuyorlar, 'Tiyatro yapa- lım' dedfan birükte. Aralannda ekonomik yanı iyi otmasına karşın kendini oraya atmış ressam veedebiyatçı da vardı. Samarv a'da sokakta tiyat- ro yapük gelen geçene; tiyatro yardunıyla alkolü bıraktılar..." Mustafa Uzunyıhnaz, biraz para bulunca bir salon kiralayıp çocuklara da tiyatroyu sevdirme- ye çalışmış: "Sokaklarda yaşayan çocuklann gündemegehnesi, onlara yardım içintiyatroyap- üm. Onlara sokak çocuklan deyip marjinal hale getiriyorlar, ama onlar sokakta doğmadı, vahuz- ca sokakta yaşıyorlar. Gücümyetâğmce bu çocuk- lann sorunlannı insanlara sahne yoluyia anlat- maya çabatıyorum.^" 1990'da Bakırköy Belediye Tiyatrosu kuru- lurken kendisine yövmiye teklif edilince tiyat- roya küsmüş ve yedi yıl bu dünyadan uzak kal- mış. Evlenmiş, ticarete atılmış, bambaşka bir yol çızmeye çalışmış. Kendı deyışıyle bu dönemde tam anlamıyla 'insan zengini' olinuş ve girip çık- nğı birçok iş yardımıyla yaşamın türlü yüzünü keşfetmiş. 'îsmim basın bültenkrine bfle yaalmadı' 1997'de bır arkadaşının teşvüayle, aralannda Çiçek Taksi'nin de bulunduğu buîcaç dizide oy- namaya başlamış. Dostlan, Cem Yümaz aracıh- ğıyla Her ŞeyÇok Güzel Oiacak'ta ona da bir rol yazılmasını sağlamışlar... Işte bu noktadan sonra Uzunyılmaz'ın sinema serüveni başlıyor ve bu fılmde canlandırdığı kö- tü adam tıpi çok itıci olmasına karşın izleyenler tarafından sıcak karşılanıyor. Derviş Zaim'in FillerveÇbnen'ındekı rolü de Her Şey Çok Güzel Olacaktaki tiplemenin de- vamıgibi... "150'nin üzerinde karakterde oynadun; an- cak sinemada hep kötü adam rolleri sunulacak gahba. Bu beni çok üzer açıkçası; bir buçuk yıl sonra çekilecek iddialı bir filmde de ruh hali bo- zuk bir aile babasını oynadıktan sonra yine aynı kahba sokmak isterlerse sinemadan uzaklaşabi- lirim. Çünkü ben oyuncuyum ve belli bir maske- yi takamam. Bugüne dekmütevazıdavranıp öne çıkmaktan hep çekindim, ancak hep ben kaybet- tim. Mttyarlann döndüğü bir dünyada para al- madan fümlerde oynadun; bumın karşıbgmda is- mim değü aiîşe, basuı büRenlerine biîe yazdma- dı. însana ve emeğe değer vermeyen bir düzenin yapacağı fihn ne derece mandına olur, buna siz karar verin." Michael Ondaatje'den Sri Lanka'ya dııa ddaatje'nin yapıtlan göçebe bir mima- nin ya da bir efsanenin izlerini taşır. Kühür Servisi - 1992'de yazdığı ve daha sonra sınemaya da uyarlanıp bır çok ödül kazanan 'tngüiz Hasta' adlı romanından sonra, Michael Ondaarje, bu kez de yeni romanı'Anil'in Hayale- ti' ıle yazın dünyasına bir başyapıt ka- zandınyor. Şıddetin en aşınsinın en yumuşak şefkatle birleştiğı ve adeta karanlıkla aydınlığuı bir senfonisi olarak adlan- dınlabilecek yapıt; iç savaşın en yoğun yaşandığı yıllar sırasmda Sn Lanka'da geçiyor. Devletin silahh kuvvetleriyle isyancı gruplar, atalardan kalma sari gıy- sısını ölümcül bır kefenle değıştırebi- len ınsanlann yaşadığı bır adada ına- nılmaz bır çatışmaya girerler. Vahşı işkenceler, kardeş katilliği ile sürüp giden çatışmalar sırasında Anil Tissera ortaya çıkar. Bu, Sri Lanka'da büyümüş, daha sonra anavatanmı In- gıltere ve Amerika'da dolaşmak ıçın terk etmiş adli bır tabıptır. 33 yaşındayken Insan Haklan Komitesi tarafindan hi- maye altına alınan anavatanına dön- meye karar verir. Buradakı mesleği ise çatışmalarda ölen kımlıği belirsiz in- sanlan mezanndan çıkararak otopsile- nnı yapmaktır. Bir bakıma ölen kişı- leri kimliklerine kavuşturarak onlan diriltme ve ebedi azaplanndan kurtar- mak olarak da tanımlanabılecek bu iş, dirilişuı güzel bır istiaresini de yansı- tır. Yaşayan modern Orfeler Toronto Hastanesi'nden laboratuvar olarak kullanılan hijyenik ortamdan uzak, bir posta gemisine ve kayalara oyuhnuş mağaravari bır tapınakta ça- lışmaya mahkûm edılen Anıl, hayalet- lerin ve kaosun kol gezdiği bir ortam- da gerçeği aramaya başlar. Yanında Sarath adlı tehükeli ve duygusuz bir ajan, taşlann sunnm peşine düşen bır arkeolog ve mezar taşlanndan ınsan- lann hıkayelerini öğrenmeye çalışan kör bır epigraf vardır. Bütün bu insanlar Sri Lankalı geril- lalann terörü altında yaşayan modern Orfelerdir. Yaşadıklan dönemın tra- jikliğinden etkilenerek, toprağın gü- cüne, gölgelerin ve ölülenn kralhkla- nna inanan bu kahramanlar, Michael Ondaatje'nin mükemmel şefliğinde, olağanüstü bu- orkestrasyonla son ro- manuıda karşunıza çıkıyor. Cehenneme ınış olarak da tannnla- nabılen bu sürecı mükemmel bir biçim- de kurgulayan Sn Lanka'lı Michael Ondaatje, îngiliz edebiyatının funda- lıklannı büyüleyici mürekkep darbe- leriyle sulayan göçmenlerden biri. 1943'te Seylan'da melez bır aileden doğan sanatçı, yeni ufuklara yolculuk etmeye karar verip Toronto'ya yerleş- meden önce yaşamının bir kısmını în- giltere'de geçirir. Asıl aşkının da ede- biyat ve yazmak olduğunu da, anava- tanıyla ters kutuplarda yer alan soğuk Toronto şehrinde keşfeder. Böylece 'ivorld fıction' dünyasının gökyüzün- de Bengal güneşı gibi parlak ve sıcak yazılannı yazmaya başlar. Ondaatje'nin yapıtlan göçebe bir mimarinın ya da bir efsanenin izlerini taşırken, yapıtlarda geçmişle günü- müz, su ile rüzgâr aynı kapta yoğrulur ve evrenin gerçeklığinden destek ah- narak ortaya çıkanlır. KUŞBAKIŞI > MEMET BAYDUR Cepleri Ayrı Sayın! Nüfus sayımı yaklaşıyor yine. Evlerde oturacağız sa- bahtan akşama kadar. Kimileri çok şikâyetçi bu durum- dan. Benim ıçinse hava hoş. Ben pazar günleri zaten evden dışan çıkmam. Televizyon da seyretmiyorum. Ki-^ tap okuyorum, pencereden dışanyı seyrediyorum filaru: İyi oluyor Eskiden, otuz kırk yıl önce, ne zaman nüfu- sumuzsayılacak olsa ve sayim günü ilan edilse, kimi yaş^ lı başlı akrabalar iki gun önceden yağ, tuz, un, makar- na, gazyağı, şeker gibi yaşamsal önemı olan maddele-{ n eve depo ederlerdı. Nüfus sayımı değil de seferberiık ilan edıldı sanırdınız. Sonra ıkı genç memur gelır, basit sorular sorar gıderlerdi. ÇocukJar zaten sokağa çıkma yasağı fılan dınlemezler, mahalle arasında futbol oynarJ lar, büyukler de radyo dınleyıp çay ıçerierdı. O zaman- lar, efendıme soyleyeyım, bu denlı yoğun bir "sokak merakı" yoktu ınsanlarda. Otomobil sayısı azdı. Tram-v vay, troleybus gibi son derece uygar ve eğlenceli ular şım araçlan vardı. Onlar da nüfus sayılırken çalışmazdt, ve ortalığa enfes bır sessızlik, temizlik ve güzellik hâkim, olurdu. Gazetelerin köşelerinde okuyorum, kimi yazarianmız, bu nüfus sayımında vatandaşlanmıza hangi takımı tut-^ tuklan da sorulsun istiyorlar. Böylece kaç kişinin GaJa-' tasaraylı, Fenerbahçeli, Beşiktaşlı ya da Bazığsporlıi; olduğu da ortaya çıkacak. Bu isteği belirten yazılan oku-»1 yunca aklıma nüfus sayımında başka neler sorulabilir düH şüncesı takıldı. Hazır, insanlan evlennde yakalamışız, han-i gı takımı tuttuklanm soracaksak kimi kuçük, masurrı sorulan da araya sıkıştırabıliriz dıyorum. örneğin... , Darwin'in Evrim Kuramına inanıyor musunur? t Bu, ne yazık ki sorulması gereken bir sorudur ülke^-, mizde 2000 yılında. Ama ondan önce, Charles Danvin, kimdir diye sormak gerekebilir. * Böyle şeyler sorulmaz dıyenler otabilir, o zaman kK min Beşiktaşlı olduğu da sorulmamalı diyorum. Televiz- yonda yayımlanan bir "bilgisizlık" yanşması değil ki bu. Nüfus sayımı. Bir data çıkanlacak, kaç kişi olduğumuz anlaşılırken yaşlanmız, cinsıyetımız, tahsıl durumumui filan da ortaya çıkacak. Onemlıdır nufus sayımlan. Ha-i zır sayıyoruz, kaçımızın Evnm Kuramının bılımsel şaş- mazlığına ınandığını öğrensek fena mı olur? Bir nüfus sayımında insanlara elbette, "Edgar Allan Poe'nun yazdıklannı okudunuz mu?" ya da "Sait Faik Abasıyanık'/ sever misiniz?" diye sorulmaz. Diş fırça- nız var mı ve günde kaç kere kullanıyorsunuz diye so- rulabilir oysa. Kadınlara, kocanız sizi dövüyor mu, haf- 1 tada/ayda/yılda kaç kere diye sorulabilir. Tiyatroya en' son ne zaman gittıniz diye de sorulabilir. Cep telefonu- nuz var mı diye de... J Insanlannın çoğunun sokakta, sinemada, konserde^ uçakta, kenefte ve her yerde cebinde bir telefonla do- laştığı bır ülkenın vatandaşlanyız bıldığinız gibi. Hepimiz digital-Türkler olduk neredeyse. Halka açık herhangi bir mekânda on dakıka oturun, göreceksınız, her cepten ay- rı ses gelıyor. Bır bankadaydım geçen gun, sıra numa- rası aldım, oturdum beklıyorum. Sağımdakı teyzenin cebı Mozart'ın kırkıncı senfonisinı çalmaya başladı. So- lumdakı delıkanlının kı "You are the sunshıne ofmyhe- art" çalıyor. Veznenın önundekı amcanınki O Çiçomiya, onun yanındakı şişkonun telefonu Dokuzuncu Senfo- ni'nin son bölümunün başı. Veznedannki Komparsital Bankanın ıçi muzıkal bır Jacques Tatifilmigibiydi. Işin ilginç tarafı, hiç kimse yadırgamıyor bu müzikal cep te-, lefonu kakofonisini. Telefonu Mozart çalan teyze bur- nunu kanştınyordu, o ayrı meseleymiş! Üç beş aydır memleketın en batısında küçük bir ka- sabada yaşadım; insanlarla oturup söyleştik, yedtk iç- tik. Kasaba memleketin en batısında, ama ı a7i var, Kür- dü var, Rumu var... Bırbırinden tatlı insanlar tanıdım. Onlar da sayılacaklar bu genel nufus sayımında. Mer- kez Et Lokantası'nı, üman Lokantası'nı, dostum Lemi Seçkin'ı ve Recep'ı Cumhur Kaptan'ın yennı, berber Kemal Bey'ı. Balıkçı Hasan'ı ve Şükrü Reis'ı, sürekJi şakalaştığımız Kurt fınncıyı, bir klan gibi bırbirlerine tu- tunan bahkçılan, sokak aralannda dolanarak karpuz- kavun satanlan, deniz borülcesi satan güzelım Egeli ni- nelen ve dünyanın en çırkın ve ınatçı kedısı olan Uğur- suz'u sayacaklar mı bilmem. Bir nüfus sayımı, az biraz, - ülkenin haritasını çıkartmak gibi bır iş olmaJı. Oysa te- mel soru şimdilik yerli yerinde duruyor Evrim Kuramı- na inanıyor musunuz? Ben doğru olduğunu biHyorum. Yani ben maymundan geldim. Tyı pazartar!.. , BUGUN • CEMAL REŞtT REY KONSER SALONU'nda 19.30'da 'Çankm Yaren Sohbeti' adlı gösten ızlenebüır. (232 98 30) • ARTtST 2000de saat 12 00 de Toprak Adam ve Başka Filmkr-Neşet Giinal" adlı fılm. saat 14 00'te 'Müzik ve Resim-Resün ve Mûzik' adlı dınletı konferans. saat 16.00'da ise 'Yeni Binyıhn Ütopyası- Köresefleşme ve KimKk Farktdığı' adb panel gerçekleşecek (252 50 70) ESKİŞEHİR FESTİVALİ'NDE BUCÖN • YUSTS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ'nde 17.00'de 'Müziğin Kaibi" adlı çocuk oyunu ızlenebılır. (217 45 67)' • AKM KONSER SALONU'nda saat 18.45 'te Anado- J hı Cnivenitesi Onçlik Senfoni Orkestrası'nın vereceği! kapanış konsen yer alacak. (217 45 67)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle