Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 1999 SALI
8 DEPREM
Siyasi irade depremfelaketinde bile sosyal
devletyerine vahşi kapitalizmi tercih etti
başmm çaresine baloyorŞÜKRAN SONER
Bir gün ara ıle deprem bölgesinde
olup biteni gözlemleme turlannda. ön-
celikler. koşullar nasil da hızla deği-
şiyor. Saganak yağmur durunca, gün-
lerden pazar da olunca. çoluğunu ço-
cuğunu başka ıllere kaçırabilmişlerde.
"Enkazdan ne çıkarabilir, ne kurtara-
biKrim?" kaygısı öne çıkmış. Yollarbu
kez, kurtanlmış eşyalan taşıyan kam-
yonetler, duruma bir bakmak içın baş-
ka yerlere kaçmış olanlardan günübir-
lik gelip gıdenlerle tıkalı.
Depremden en az zarar görmüş kent
merkezi lzmit bıle, yağmursuz güneş-
li bir pazar gününde ürkütücü bir ses-
sizlikte, insansızlaşmış. Ayaktaduran
binalardan çok fazlasmda çizilmiş çar-
pılarvar Anlamı,teknikheyetgezmiş
ve kullanılamaz olduğuna karar ver-
miş. Nasıl ve kim tarafindan yıkılacak?
Belediyelerde görevli mühendıslık
uzmanlan ıle konuşuyorum Toplan-
tılar yapmışlar ve ne teknik, ne para-
sal güç ne de kadro olarak beledıye-
lerin bu işin altından kalkamayacağı-
na karar kılmışlar. İki yıkılacak bina
arasında sağlam kalmış bınaya hasar
vermeden nasıl yıkjm yapılabileceğı-
nı bilemiyorlar.
Vatandaslann derme çatma çadır-
lar içınde, binalarönündekı nöbet gö-
rüntülerinde değişen bir şey yok. Çok
az sayıda da olsa ıçıne girilmiş bina-
larvar. Amaenkazçalışmasındagöz-
le görülen bir azalma söz konusu. Ya-
kınmalar bildik, kriz oluşturan kriz
masalannın işlememesinden. Beklen-
ti kalmayınca kriz masalannın önün-
deki kuyruklar da yok olmuş. En çok
gelen yardımlann dağıtımında, politik
ayınmcılıktan. siyasi propaganda ara-
cı yapılmasından yakınılıyor.
Sanki atom bombası
atılmı;
Görecelı sorunsuz lzmit'te fazla oya-
lanmanın bir anlamı olmadığına karar
vererek Adapazan 'nın yolun tutuyo-
ruz. Fay hattı çökmelennın kurbanı
yamalı bohçaya dönmüş karayolunda,
İstanbul Boğaz Köprûsü tıkanıklığm-
da bir trafikte saatler geçtikten sonra
Adapazan "na ulaşabıliyorsunuz.
Yağmur sonrası güneşlı pazar günün-
de Adapazan atom bombası savaşla-
nndan çıkmış kurgubilim filmlenn-
deki kentler görünümünde Ana ve ara
yollann çoğu yıkımlar nedeni ile tra-
fıge kapalı Gözle de hemen görüldü-
ğü üzere abartısız yüzde sekseninden
fazlası yıkılmış, kullanılamaz, enka-
za dönüşmüş Adapazan'nda enkazın
başında öbek öbek insanlar var. Kimı-
lerinde araçlar çalışıyor. Korkunç bir
toz duman ortahğı kaplamış durumda.
Maskeler burada ciddi işe yanyor.
Her kuyruk bir yardım dağıtımının
göstergesı. Ancak en büyük kuyruk
TMMOB tişönlü gönüllülerin önün-
de. Orada dağıtılan bir şey yok. Yıkıl-
mış, ancak tümü ile çökmemış bına-
lara girilip girilemeyeceğinin sapta-
masını yapan teknik gönüllü ekipler için
sıraya girilip kayıt yaptınlıyor. Eşya-
sının çalınmaması için önünde ikinci
hafta beklemekten yorgun düşmüş va-
tandaş öfkeli, vilayetten alınmış onay
kâğıdı ile burada teknik ekip sırasına
kayda girmek zorunda olmaktan da-
ha da çok öfkeleniyor.
Cönüllüler çırpınıyor
Genç mühendıs. mimargönüllüler,
vatandaşlan kırmadan, aralıksız ça-
lışmanın yorgunluğunda dert anlat-
maya uğraşıyor. Kuynığu gören bin-
leri de kuyruktakilere, "Ne izini, ne
teknik heveti. boşverin. Ben girdim eş-
yamı aidım, arayıp soran yok" dıye
uyanda bulunuyorlar. TMMOB gö-
nüllülen, yansı yıkılmış bınalara gö-
rünmeden girmenin. can ve mal güven-
liği açısından tehlikesıni anlatmak içın
boşuna çırpmıp duruyorlar.
Enkazlararasından arabanın tek sı-
ra geçebıldiğı yollarda, üzerimize dü-
şecekmış gibi eğılmiş, alt katlan çök-
müş bınalann ıçinden korkusuzca eş-
ya çıkarmaya çalışan insanlan gör-
dükçe biz çığlık atıyoruz. Ancak ma-
kine gürültüleri. toz duman arasında
sesimizi duyan olmuyor. Kimse kim-
Kıırgubilinı fdmlerüıdeki sayısız bombardımana hedef olmuş kentler görünümündeki, harabe yığuu Ada-
pazan'nda, enkazlann başı bu kez eş\a kurtarmaya çalışan insanlar ve araçlarla dolu. Toz toprak Bul-
var'ın ortasındaki veşil alan çeşitli amaçlara hizmet veren çadıriar yığını. Kuyruklar daha çok sözde de-
netim altuıda ama kontrolden çıkmış çeşitli yardımları dağıtanların önünde. (Fotoğraf: UĞUR DEMÎR)
Depremin merkez üssü olmadığından mı, geç algılandığından mı bilinmez,
yüzde sekseni ile yerle bir olan Adapazan'na gözler yeni yeni çevriliyor.
Adapazan çadırsız yağmurlu günleri atlattıktan sonra güneşli bir pazar
gününde, kurgubilim filmlerinde bombalarla yok edilmiş bir kent
görünümünde. Ölenler ölmüş, kalan sağlar enkaz yığınlanndan neyi
kurtarabileceklerine bakıyor.
seye kulak asmıyor.
Ölenler öldükten. kurtanlabılecek
yaralılar bile kurtanlamadıktan sonra
enkazlar. altlanndaki çıkanlmamış bı-
linen ölüler \e de özelliklçmal mülk
ölçüsünde bir değer, anlam taşıyorlar.
Kimilenniz kımi televızyon Jcanalla-
nndan izlemiş olabılirler. Mücevher-
lerini kurtarmak ısteyen bir uyanık
ekip, pazar günü "Canlı var, ses duy-
duk" dıyerek Adapazan 'nı ayağa kal-
dırdı. Nasıl da daha önceki görüntü-
lerden ders almış usta aktörler olarak,
Amerikalı ekıpleri bile kandırdılar.
Satiş müdurümüz Fazilet Kuza bir
başsağlığı. geçmiş olsun dileğinı ıle-
tebilmek üzere Yay-Sat'ın işletmeci-
sini bulabilmenın derdinde idi. Sora so-
ra binanın çöktürülmemiş, ayakta en-
kaz yığınlan arasında olduğunu öğ-
rendik. Yan sokaktaki evi de aynı du-
rumda idi. O sokaktaki evlerin eşya-
lan ağırlıklı sonnadan, risk altında bo-
şaltılmış olduğu içuı pek de kalabalık
yoktu. Taksi şoforlen, eskı Adapaza-
n evlerinden saglam kalan]annın sa-
kinleri olarak şanslı olanlar arasında
selamımızı iletmeye söz verdiler. Ada-
pazan'nın yerlileri arasından ölenler
ıyı kötü sayılabiliyordu da sağ kalan-
lann nerelerde olduklan pek bilıne-
miyordu.
Kuponlar merak konusu
En güvenılir, iletişim alanı bulvann
ortasındaki eskı yeşil alanı doldurmuş
hizmet çadırlan. Banka hizmeti veren
çadırlar çoğunlukta. Sonra Adapaza-
n 'nın sosyal yapısmı. daha doğnisu si-
yasi arenadaki ağırlığını yansıtan din-
cı ve ırkçı kökenli sıvil toplum örgüt-
leri. Yay-Sat grubundaki gazeteleri sa-
tan bir tek merkez yokken, sağda ta-
nınmış gazeteleri satan sayısız mer-
kez var. Yanlanna yaklaştığımızda,
" Yay-Sat'ı kupon için mi anyorsunuz"
sonısu ıle karşılaşınca bız bıraz şaşı-
nyonız. Ama onlar kendıierine sık sık
kuponlann akıbetinin sorulduğunu
açıklıyorlar. Doktorlar boşuna deprem
şokundan söz etmiyorlar.
Yardım kuyruklan, rastgeleliği, yar-
dım eşyalannın meydanda bir yığın
olarak gelip geçenın seçımine bırakıl-
rruş olması, sayısız bombaya hedef ol-
muş enkaz kent konumundaki Ada-
pazan'nın bütün sokaklannda çalışan
makineler, makinesiz bır şeyler çıkar-
maya çalışan depremzedeler karmaşa-
sı, tek sıra trafiği yürütmeye çalışan po-
lisler, eşya tasımaya çalışan kamyonet-
ler, özel arabalar. akıl almaz birgörün-
tü oluşturuyor. Burada insanlar acıyı
bile yaşayamaz, duymaz oluyor..
Birkaç katı toprağa gömülmüş okul-
lara, işyeri. yerleşımi ile yok olmuş
kente, görevli polisleri, askerleri dışın-
da görülmeyen devlet babaya bakın-
Savaş bozgunu görünümünde kent merkezindeki kriz masalannın önundeki en büyük kuvruk TMMOB gö-
nüllüJerinin önünde, VTlajetten evlerûıdeki eşyalan çıkarmak üzere izin kâğıdı alanlar bu kuyruğa giriyorlar.
Binalannın giriJebilir, eşya alınabilirsaptaması için gönüDü teknik ekip istiyoriar. (Fotoğraf: HATÎCE TUNCER)
ca, televizyonlarda "Bütûn hizmetler
götfirülüyor, halkın yaralan sanlıyor,
okullar açılacak, sağlık hizmetleri ta-
mam" türünden politik söylemlerin
nasıl da kocaman bir yalan olduğunu
görüyorsunuz. Değil 15 gün sonra okul
açmak, Adapazan'nda enkaz kaldır-
mak, şehn yıkım, çökme tehlikesi ol-
madan yayalara ve trafığe açmak, bu
tempo ile aylar, yıllar sürer.
Kent içinde oturulacak ev sayısı par-
makla kaldığına göre buralarda oku-
la gidecek çocuk nerede bulunacak?
Çocukiar ya akraba sığınması ile baş-
ka kentlerde ya da çadır kentlerde. Ço-
cuklareğıtilecekse, deprem şokundan
kurtanlıp okul yaşamına sokulacaksa,
olsa olsa çok büyük bir kamu örgüt-
lenmesi ile, bölge yaülı okullan ile, dep-
rem bölgesi dışında kalmış kimı kamu
binalannın hemen okula dönüştürül-
mesi plan ve programlaması ile ancak
olabilir. Böyle bir çalışmanın sonucu-
nu değil, siz ıyi niyetinin ucunu göre-
biliyor musunuz9
Safllık çalışanları bltkin
Belki daha olumlu bir çaba görebı-
lıriz umudu ile Adapazan'dan kaçıp
Gölcük'e yollanıyonız. İki gün önce-
sinde sağanak yağmur, su geçiren ça-
dırlar, naylon peşinde koşan deprem-
zedelenn görüntüleri belki biraz daha
trajıkti. Şımdı Gölcük harabesi daha
trajik görünüyor. Daha çok insansız-
laşmış, çalışmalar daha çok enkaz al-
tından eşya çıkarmaya, eşya tasımaya,
göçe yönlenmiş. Söylemeye dilimiz
varmıyor ama sahil hattında kurulu
insan hizmeti veren çadıriar bile umut
olma görüntülenni yıtirmiş.
İki haftadır aralıksız hizmet veren
başta doktor ve sağlık elemanlan. her
alandan gönüllüler çok yorgun. Yeni
ilgı odağı olan gönüllü hukuk danış-
manlığı gruplannın önü bıraz daha ka-
labalık. Bir de deprem şokunu henüz
algılamaya başlayan depremzedelerin
bu alana yöneh'k başvurulan. Tabii
ağırlıklı depresyon ilaçlan, gelen ilaç
yardımlannın aynlması işlemlerinde
çaJışanlardurmadan ilaçlan gruplan-
, dıırnaya uğraşıyorlar. Bu derme çat-
ma çadırlı hizmet merkezleri daha çok
bir haberleşme merkezıne dönüşmüş.
Hizmetler çadır kentlere yönlendirilı-
yor.
Gölcük harabesine göre yasanabilir
binalannın oranı çokyüksek kalmış De-
ğirmendere, hatta hemen hemen hiç yı-
kım yaşamamış Karamürsel'de bile
yaşam yok. Gidemeyenler, en yoksul-
lar çadırlarda. Çoğunluk başka kent-
lerde akrabalar yanında sığınmış ko-
numda. Bir gün ara ile çarpıcı bir baş-
ka değişiklik, delilleri yok ederbiçim-
de hızlandınlmış enkaz kaldırma ça-
lışmalannın bile çok dûşmüş olması.
Enkaz kaldıran araçlar, taşıyan kam-
yonlann sayısı çok fazla düşmüş.
Deliller yok oluyor
Gönüllü avukat gruplanna sonıyo-
rum. Savcıhklann delil toplaması için
enkaz kaldırma ışlemleri durmamış.
Savcılıklann suç kanıtlannı toplama ça-
lışmalan, yok denecek yavaşlıkta. Her
şeyden önce bölgeye olayın çapı ile
uyumlu iş yapacak yargıç, savcı gön-
denlmiş değil. Gelenlerin kalacak yer-
leri yok. Soruşfurmada kanıt toplaya-
cak teknik kadrolan hiç yok. Suç ka-
nıtlan, yargının ışletilmesı televizyon-
lar için, kamuoyu baskısı ile gösterme-
lik ölçülerde sürüyor.
Enkaz kaldırma hızı neden mi ke-
silmış? Özel sektöryine kamuoyu bas-
kısı ile canlı. ceset çıkarma işlemleri
için verdiği araç ve teknik elemanla-
nnı geri çektiği için. Zaten dönüş yo-
lunda arabalı vapur kuyruğunda özel
sektörün gen çektiği araçlanru da göz-
lemliyorsunuz.
A>nca bu gelişmeyi ben daha cumar-
tesi günü medya tekellerinin içinden
duvmuştum. Inşaatlannın durduğun-
dan yakınıyor, verdikleri araç ve tek-
nik elemanlan bir an önce geri alma
girişıminde bulunuyorlardı. Anlı şan-
lı özel sektörümüzün, medyanın bir
büyük deprem felaketinde enkaz kal-
dınna çalışmalanna katkılan birkaç
günlük makine ve uzman verme ile
sınırlı kalıyordu.
ABD Dışişleri Bakanı Albright önümüzdeki günlerde deprem bölgelerini ziyaret etmeyi planlıyor
Dünya Türkiye için seferber olchıHaber Merkezi - Depremze-
delerin yaralanru sarmayı amaç-
layan yurtdışı ve yurtiçı yar-
dımlar sürerken ABD Dışişle-
ri Bakanı Madeteine Albright'ın,
ülkesinın deprem felaketine uğ-
rayan Türkiye ile dayanışması-
nı bir defa daha vurgulamak
içın önümüzdeki günlerde Tür-
kiye'ye gelmeyı planladığı bil-
dirildi. lran Sağlık Bakanı Mu-
hammed Ferhadı, lran Cum-
hurbaşkanı Muhammed Hate-
mi'nin özel başsağltğı mesajı-
nı Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e ıletmek ve deprem
bölgelennde incelemelerde bu-
iunmak üzere özel bır uçakla Is-
tanbul'a geldi Iran'dan 3. yar-
dım uçağı da gelırken. Çin'den
gelen 526 çadır deprem bölge-
sinegönderildi.
Sağlık Bakanı Ferhadi, Ata-
türk Havalimanfnda yaptığı
açıklamada, Türk halkının acı-
sını paylaştıklannı ve her türlü
yardımı yapmaya hazır olduk-
lannı söyledi.
Avcılar ve Gölcük'te incele-
melerde bulunan Ferhadi. bugıin
Ankara'ya gidecek. lran Büyü-
kelçiliği'nden verilen bilgiye
göre, tran'dan dün öğleden son-
ra gelen üçüncü yardım uça-
ğında 2 bin battaniye, 200 ça-
dır. 10 ton pinnç, 10 bin kon-
serve ve tıbbi malzeme bulunu-
yor.
Çin'in Ankara Büyükelçisi
Yau Kuangyi de, dün yaptığı
açıklamada, Çin hükümetinin
yardımlannın devam edeceği-
ni ve çadır, battaniye ve tıbbi
malzemeden oluşan toplam 100
tonluk yardım yapacağını söy-
ledi. Yao, aynca büyükelçilik ça-
lışanlanndan 40 bin dolar top-
ladıklannı, bunu dayardım mal-
zemeleri alınması için bağışla-
yacaklannı ifade etti.
Türk sahil lerine yakın Yu-
nan adalannda bulunan birçok
sivil toplum kuruluşunun bir
araya gelerek, hükümetlerin-
den bağımsız olarak yardım
kampanyalan düzenledıkleri
bildirildi.
Bu çerçevede Sisam Ada-
sı'nda bulunan 5 ayn oluşumun
katkısıyla toplanan 218 koli tıb-
bi yardım malzemesi, Kuşada-
sı Limanfna getirildi.
Kanada'daki Yunan Ortodoks
kiliselennde pazar ayinlerinin
ardından. Türkiye'deki deprem
kurbanlan için bagış toplanma-
ya başlandı.
65 bin Yunan göçmenin ya-
şadığı Montreal'de 4 bin 500
Kanada Dolan toplayan Yunan
göçmenleri, toplumun radyosu
CFMB aracılığıyla da geniş bir
kampanya yürütüyor. Kana-
da'daki Yunan göçmenlen ay-
nca, "National Bank Of Greece"
adlı Yunan bankasının Kanada
şubelerinde Türkiye için özel
bağış hesabı açtılar.
Enkazın denize dokülmesi
Yalova Valisi
eleştirilere
sinirlendiLEVTNTGENCELLİ
YALÖVA- Yalova Beledıye Başkanı Yakup Koçal,
enkazın denize dökülmesini eleştirenlen anlayamadı-
gını. bunlann nostalji yaptığını öne sürerek "Bizieleş-
tiriyoriar. Ver göstersinler! Ormia dökcünı. Nostaîjiyi
bıraksınlar. Aksa'dan denize giden 4 bin ton kimyasal
maddc\e baksınlar. D«nizde ve karada, bölgede ha>-
>un kalmadı. Yer buldular da enkazı döktfinnedik
mi?" dıye konuştu. Başbakanlık Toplu Konut Idaresi
Başkanı Dr. Kamü Uğurlu ise Yalova'da 10 bin konut-
luk kahcı 'uydukent' inşa edeceklerini, konuyla ilgi-
li yer arayışlanna başladıklannı açıkladı.
Yalova Knz Merkezi'nde Cumhunvet'in sorulan-
nı yamtlayan Koçal. "Moloz dökme işi devam «Kyor.
Denize dökmeyi sürdürecek ırdsiniz" sorusuna sinir-
lendı. KocaL "Ha*» a. denize,toprağa, heryeredöke-
ceğiz. Bulduğumuz yerlere dökeceğiz. Herkes enkazm
denize dökülmesrıie ilgikniyor. Bunlan bıraksınlar_
Aksa'>-a baksınlar. Aksa'ya!-Oradan dökuien kimya-
sal buim enkaandan 10 bin kat daha tehlikeli" yanı-
tını verdı. Koçal. "*Aksa ile UgOi suç duyurusundâ bu-
hındunuz mu? Düşünü>w musunuz" şeklindekı so-
rulanmızı da şöyle yanıtladı: "Bu benim sorumlulu-
ğumda değii Çevre Bakanlığı araşormasını yapa Ne-
den gereğini yapmıyor? Geçenlerde Çevre Bakanhgı
bura\ a geldi. Bizi denize enkazdökmememiz için uyar-
dı!_ Bıraksınlar nostaljhi de işlerini vapsınlar."
Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal'm. "enkaz-
dan 10 bin kat daha tehlikeli kinıyasaün denize akn^-
nı" söyledığı Aksd fabrikası. Yalova'ya bağlı Taşköp-
rü Belediyesi sınırlan içmde bulunuyor.
Deprem sonrası Aksa'nın tanklan hasar görmüş, 7
bin ton akrilonitnl gazı sızmaya başlamıştı. Aksa Ge-
nel Müdürü Sdçuk Ergin, ılk gün yaptığı açıklamada,
kurtarma çalışmalanna katılan 27personelin zehirlen-
me tehlikesi atlattıgım söylemiş, tanklann 3'ünün za-
rar gördüğünü, bunlann içinde 7 bin ton gaz bulundu-
ğunu açıklamışa. Çalışma \e Sosyal Güvenlik Baka-
nı ve Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal'ın hala-
sının oğlu Yaşar Okuyan da depremin üzerinden 3
gün geçtikten sonra Aksa'daki tehlikenın ortadan kal-
tığını açıklamıştı.
'Kalıcı konut yapılacak'
Yalova Kriz Yönetim Merkezi'nde, yerel yönetici-
lerle görüşme yapmak için beklerken Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtlayan Başbakanlık Toplu Konut İdare-
si Başkanı Dr. Kamil Ugurlu, Türkiye'de konut üret-
me konusundaki en yetkın kamu kurumu olduklannı
anımsatarak, Toplu Konut Idaresi'nin palyatif çözüm-
ler üzennde durmadığını bildirdi. Uğurîu, "MaMyeYlen,
Haziııe'veaitarazikTİeUgili bilgileri istedik. Yakrva'mn
dışjnda 250 hektarbk bir arazi arnonız. 'Uydukent'
manbğında olacak. kalıcı konut yapacağız. İVIülkiyet
tespitini tamamladıktan sonra 2 ay içinde planlamayı
gerçekleştireceğiz.Kaznta\uruiduktanlOa> sonra da
depremzedekre bu konutlan verebüeceğiz" dedı.
Toplu Konut îdaresi'nin deprem bölgelerinde yıkı-
lan yerlerin temızlenerek yeniden konuta döndürülme-
sinekarşı olduğunu bildiren Uğurlu, buralann yeşil alan
ve sosyal donatı alanı olarak kalması gerektiğini bil-
dirdi. Amaçlannın Yalova dışında yeni bır kent kur-
mak olduğunu savunan Uğurlu, konutlann 80-105
metrekare büyüklüğünde olacağını açıkladı.
Pepremzedeler ştkâyetç»
Yalova'da depremzedelerin zararlannı belırleme ko-
nusundaki çabalan sürüyor. Kriz Yönetim Merke-
zi'nden sürekli teknik bilirkişi ısteyen Yaiovahlar.
"Nonoal hav^ta dönün çağnsı yapıyoriar. Evimize ve
işyerimize hasar belirleme ekipleri gelmedi. Pazar gü-
nü hiç çalışma yoktu. Günlerdir hasan belirieyecek
ekipleri bekhjoruz" dıye konuştular.
Yalova'da çadır kentlere ilgi gıderek azahyor. Ku-
rulan çadır kentlere ilk günlerde Kızılay' m su alan ça-
dırlan nedenıyle gırmeyen Yalovalılar, göç etmeyi ön-
celikle tercih ediyorlar. Bu arada evlerine 'oturulabi-
Mr' duyurusu yapılanlar. bina ıçindeki onanm için izin
verilmemesini eleştiriyorlar.
Ayrıcahk Iddiası
Öte yandan Tanm Işletmeleri Genel Müdürlüğü
arazisine komşu kamu kamplannda tek katlı binala-
nn kenrin ileri gelenlerine tahsıs edilmesi tepkilere yol
açıyor. Çadır kentlere girmeyen ve evleri zarar görme-
mesine karşın yaz kamplannda kalmaya devam eden-
ler arasında Koçal ailesinin yanı sıra siyasi partüerin
il ve ilçe yöneticilerinm de bulundugu öne sürülüyor.
Dün buralarda kalanlann listelerini almaya çalışan ga-
zeteciiere listeler göstenlmedi.
Rezervasyonlar iptal
Deprem turizm
sektörünü de vurdu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Marmara Bölge-
si'nde meydana gelen deprem nedeniyle daha önce
olumlubirtablo vermeye başlayan turizm sektörü, ye-
niden düşüşe geçti. Yurtdışı rezervasyonlannın dur-
duğu belirtilirken, iç turizmde de büyük azalma ya-
şandıöı bildirildi.
Türkiye Otelcüer Birliği (TÜROB) Başkanı AHGö-
reH, Marmara depremi nedenıyle yurtdışından gelen
turistlerinsayısmda çokfazlabırdüşüş otmasındankork-
tuklanru, ancak bunun güney bölgelerini etkilemedi-
ğini belirtti. Depremm turizm açısından etkisini Istan-
bul'da gösterdiğini anlatan Gürelı. "Ciddiorandadüş-
me oldu. Yüzde 70 oranında doluluk bekliyorduk, Bu
>üzde 45-50'leri geçemevecekşbi görünÜTOr. Yani vak-
laşıkyüzde35"likbirdüşme \ar. l çtebirini kaybertik'1
dedi.
Güney sahillerindeki iç turizmde durgunluk yaşan-
dığını vurgulayan Güreli, •'Doğal ülarak moralfcr bo-
zuldu. Tatfle gıtmeyi düşünen bfle yakınlannın duru-
mundan etkilenerek evine döndü. Ankara ve Istan-
bul'a geri dönüş çok oldu. Güneyi etkileyeo iç turizm
oldu" diye konuştu.
Güreli, 2000 yılında Türidye'ye yönelik istemin na-
sû olacağı konusunda. başta fngiltere olmak üzere ba-
zı Avrupa ülkelennde kararsızlık bulundugunu söyledi.