20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA E K O N O M / ekono,*\(a cumhuriyet.com.tr 13 Maliye Bakanı Sümer Oral, yatınmlann yapılması için ek verginin şart olduğunu söyledi Deprem vergfemden dönüş yokBAMJ SALMAN ANKARA-Maliye Bakanı Sü- mer Oral. ek \ergi ve 500 trilyon liralık ek bütçeden vazgeçilme- diğini bildirdi. Ek vergiler dışın- da sigara ve içkiye de zam yapıl- ması konusunda çalışmalar sür- dürülüyor. Zam uygulamasının haksız rekabet yaratmaması için yabancı sigara ve içkileri de etkı- îeyecek biçimde ek vergi kapsa- mında arttınma gidilebileceği be- lirtildi. TBMM'nin açılışıyla 500 trilyon liralık ek bütçe tasansmı yasalaştıracak olan hükümet. 2000 yılı bütçesinde de 1999 yılı faiz ödeneklerinin yeterlı olmaması nedeniyle geçen yıl olduğu gibi ek bir bütçe daha v aratmak zorunda kalabilecek. Maliye Bakanı Oral, ek vergi- lere ilişkin tasan yasalaşmadan TBMM'nin tatıle çıkması nede- niyle deprem \ergilerinden vaz- geçildığine ilişkin yorumlara tep- ki göstererek "Hükümet ekimde görüşülmek üzere tasanyı geri al- dı. Herbaide onun da tek anlamı var" dedi. Oral, hasar tespitine göre bütçe ve ek vergılere ilişkin tasanlarda değışiklik olup olma- yacağına ilişkin soru üzerine. "Gündeme geldiğinde bakanz" diye konuştu. Sümer Oral. sigara ve içkiye zam düşünülüp düşü- nülmediği konusunda "Nerden çıkıyor onlar. Birisi bir faraziye aüyor. Böyie bir çalışma var yok ayn mesele. Bir şey yaparsak biz • Hükümet, TBMM'nin açılmasıyla ek verginin yanı sıra 500 trilyon liralık ek bütçe tasansını da yasalaştıracak. 2000 yılı bütçesinde faiz ödeneklerinin yetersizliği nedeniyle geçen yılki gibi son dakikada bir ek bir bütçe daha oluşturmak zorunda kahnabilir. söyieriz zaten" dedi. TEKELüen sorumlu Devlet Ba- kanı Rüştü Kâzun Yücelen de si- gara ve içkiye yapılacak zam ko- nusunda tek başına kendisinin ka- rar verecek konumda olmadığı- nı, bunun genel bir karar olduğu- nu vurgulayarak "Söylerler bize, biz de o kadar yapanz. Deprem- le ilgili tek başıma karar verecek konumda değffim. Bu konuyla il- gili çalışan arkadaşlanmız var. Onlar düşünü>orlar. Benimle bu konu konuşulmadı" dedi. Yüce- len. bunun yalnız yerli ürünleri değil, yabancı sigara ve içkileri de kapsayacağını söyledi. Hükümet, başlangıçta 1 katril- \on liralık gelir beklediği ek ver- gilere ilişkin tasansmı gönüllü yardımlann kesileceği kaygısıy- la geri çekti. Ancak hükümet, ta- sanyı ekim ayında çıkaracak. Ha- sar tespiti ve yapılacak yatınmla- ra göre ek bütçenin 500 trilyon li- ra olan tutannda değişiklik gün- deme gelebilecek. Sigara ve içkiden ahnacak Sigara ve içkiye zam uygulama- sıyla haksız rekabet yaratılmama- sı için bu ürünlerden ek vergi kap- samında alman vergilerin arttın- mı gündeme geliyor. Hükümet, ek vergi tasansıyla akaryakıt tüketim vergisini yüz- de 300'den yüzde 500'e arttırma yetkisi ahrken, özel tüketim ver- gisi yasasının da ekimde TBMM'nin açılışıyla gündeme getirilmesi durumunda genel yet- kıyle kaynak sorununun daha ça-~ buk çözülebileceği belirtildi. Ancak söz konusu bu düzenle- meler, kayıtdışına ve faiz geliri elde edenlere dokunmazken, ver- gi veren kesimleri ve halkı ilgılen- diriyor. Tûrkiye Serbest Muhase- beci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Başkanı Mustafa Özyürek. ban- kada 10 milyar liranın üzerinde pa- rası bulunanlardan bu tutarın yüz- de 2'si oranında vergi alınmasmı önerdiğini belirtirken, deprem ne- deniyle yapılacak yatınmlann "gönüflü" olarak karşılanmasının olanaklı olmadığını, verginin ge- rektiğini kaydetti. Ozyürek. söz ko- nusu vergi düzenlemesinde 1998 yılında tesadüfen zarar eden bir şir- ketin Kurumlar Vergisi için geti- rilen ek vergiden muaf olacağına dikkat çekti. Deprem vergilerine ilişkin ta- sanya Plan ve Bütçe Komisyo- nu'nda eklenen Radyo ye Tele- vızyon Üst Kurulu (RTÜK). Re- kabet Kurumu, lstanbul Menkul Kıymetler Borsası ve Sermaye Pi- yasası Kurulu'nun gelirlerinin Ba- kanlar Kurulu'nca belirlenecek bir oranda Maliye Bakanlığı'na kaynak aktanlmasına ilişkin dü- zenlerneyi önenüi olarak değerien- diren Özyürek, İMKB'nin elinde 800 trilyon liraya yakın fon biri- kimi olduğuna, Rekabet Kunı- mu'nda 60 trilyon lira bulundugu- na dikkat çekti. Reklam gelirîerin- den yüzde 5 pay alan RTÜK, ya- yın izin ve lisans ücretlerinin dı- şında TBMM bütçesinden de pay alıyor. Faiz ödemeleri Hükümetin deprem nedeniyle çıkaracağı 500 trilyon liralık büt- çe dışında, 27.3 katrilyon liralık 1999 bütçesinde faiz ödemeleri- ne aynlan 10.3 katrilyon liralık ödeneğin de yetmeyeceğine dik- kat çekildi. Faiz ödemelerinin 14 katrilyon lirayı bulacağı varsa- yımlan, deprem nedeniyle kamu borçlanma gereksiniminin arttı- nlmasmın önüne geçilse bile fa- iz ödemeleri için ek bütçe gere- keceğini ortaya koyuyor. Siyasal iktidar geçen yılki büt- çe çıkanlırken de son gün yaptı- ğı eklemeyle bir önceki yıla ait faiz ödemeleri için gizli bir ek büt- çe yaratmıştı. Yine bu olanağın kullanılabiiecegine dikkat çekildi. Kaba bir hesaplamayla, Türki- ye'nin vergi gelirinin yüzde 15'ini deprem bölgesinden sagladıgı dü- şünülürse. aylık 1 katrilyon lira üzerinden yıl sonuna kadar4 kat- rilyon liralık bir vergi kaybı söz konusu olabılecek. SPK'YE BUGÜN BİLDİRİLECEK TUPRAŞ'ın zararı belli oldu Ekonomi Servisi - Depremde gördüğü hasar nedeniyle 4 ay üre- time ara vereceği açıklanan Tür- kiye Petrol Rafinerileri AŞ'nın (TÜPRAŞ) 300 milyon dolar (1 katrilyon 335 trilyon lira) civann- da beklenen zaran bugün Serma- yefiyasası Kurulu'na (SPK) bil- âMecek. TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Baş- kanı ts j-ıil Ala- koç, yangın nede- niyle şirketin top- lam zarannın üre- tim kaybıyla bir- likte 200 milyon dolar olduğuna yö- nelik öngörüş ol- duğunu açıklar- keruBayındırlıkve Iskân Bakanı Ko- rayAvdınisehasa- nn 300 milyon dolar olacağını söylüyor. Resmi açıklamanın bu- gün saat 14.00'e kadar SPK'ye bildirileceği kaydedilirken, Shell International Oil Prodacs. BP Amaco ve Rısk konsorsh umu ra- fineri sahasında hasar tespit çalış- malannı sürdürüyor. Hasar tespit çahşmalanna ilişkin elde edilen ilk bulgularda. ham petrol ünite- sindeki 115 metrelik bacanın yı- • Güneş Sigorta'nın çok sayıda yabancı uzmanla hasar tespiti yaptırdığı TÜPRAŞ rafinerisinin hasarlannın yüzde 95'i sigorta poliçesi altında ödenecek. kıldığı, fınn ve boru demetlerinın hasarlandığı ve bu ünıtedeki ha- sann yaklaşık 30 milyon dolar ol- duğu saptandı. Tank sahasındakı yangında 6 tankm tamamen, 4 tan- kın da defotmasyon suretiyle; dep- rem sırasında da 30 adet yüzer ta- vanhtankınenaz 15"inin hasar gör- düğü belirtilirken. bu ünitedeki zarann da takriben 25 milyon do- lar olduğu ifade edildı. Shell Inter- national Oil Pro- dacs, BP Amaco ve Rıck konsorsi- yumunun yanı sı- ra Güneş Sigor- ta'nın da çok sa- yıda yabancı uz- manla hasar tes- piti vaptırdıgı TÜPRAŞ rafine- risinin hasarlannın yüzde 95'i si- gorta poliçesi altında ödenecek. Avrupa'dakı en büyük petrol şır- ketleri arasında yıllık 27.6 tonluk kapasitesiyle 7. sırada ver alan TÜPRAŞ'ın sigorta bedeli 1 mil- yar 175 milyon dolar olarak açık- lanmıştı. Hasar tespitınin ardın- dan Güneş Sigorta'nın sorumlu- luğunda olan yüzde 95'lik bölü- münün ödeneceği kaydedildı. Kaygılı üretici destekleme istedi Fmdıkta da deprem Belediyelerve şirkeâerinin 345ihaksinden 127'si mahkemeye intikaletti. Ihak' sisteminin devleti soyma aracı olarak algılandiğı ifade ediüyor. (Fotofiraf: HATICE TUNCER) Dr. Faruk Güçlü 'nün araştırması çarpık sistemi gözler önüne seriyor Afetbölgesindeihaledönemi AHMETŞEFtK TRABZON -Fındıkta devlet desteği olmaması halinde bütün Kara- deniz'de büyük bir deprem yaşanacağı uyansmda bulunan üreticiler, milyonlarca insanın. tüccann insafina terk edilmesi halinde büyük bir yoksullaşma ile karşı karşıya kalınacağını açıkladılar. Üreticiler, hü- kümetin derhal gereklı kaynaklan sağlamasını istediler; bunun yapıl- maması halinde çeşitlı eylemlerin gündeme gelebileceğıni bildirdiler. Karadenizlinin en önemli geçim kaynağı olan fındıkta gün geçtikçe kaygılar artıyor. Hükümetin kilogram başına 1 milyon 20 liralık fiyat belirlemesine karşın, peşin ödeme konusunda henüz bir netlik olma- ması, fiyatın Türk Lirası üzerinden sabit belirlenmesı. Fmdık Tanm Satış Kooperatifleri Birliği'nin (FtSKOBlRLİK) alacağı fındığa ciddi sımrlamalar getirmek zo- runda kalması, fındıktakı depremin habercisi oldu. Tüccar fiyatı 700 bin lira- ya kadar düşürdü. FİS- KOBİRLİK'te bir umut göremeyen ve ciddi borç- lar içinde kıvranan üreti- ci de tüccara mahkûm edilmiş oldu. Başta Sanayi ve Ticaret Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu olmak üzere hükümet yetkilileri fın- dıkta oluşan durumun geç- mişe dayandığını söyle- yip sorunlara yönelik so- mut çözümler getiremez- ken, doğru dürüst bir kay- nak sağlanmayan FİSKO- BtRLİK de alımlan ro- lantıye aldı. Önceki gün Trabzon'da t kurumlarateslimedenlervüzde?^. bir araya gelen bölgeko- operatıfbaşkanlan ve FIS- KOBtRLÎK Yönetim Ku- rulu üyesı Salih Erdem sorunlannı tartıştılar ve alınması gereken önlem- leri sıraladılar. Serbestpiyasa çıftçiyeyaramadı ANKARA (AN1C4) - Toprak Mahsulleri Ofisi'nden (TMO) enf- lasyonun üzerinde fıyat elde eden çiftçüerin, ürûnlerini serbest piya- sa koşullannda değerlendirirken za- rara uğradıklan belirlendi. DİE verilerinden yapılan belirle- meye göre, yıhn ılk yedi ayında ürü- nünü TMO'ya teslim edenler, yüz- de 38.8 fiyat artışı elde ettiler. Be- lirtilen dönemde yüzde 30.2 olarak gerçekleşen tüketici fiyat artışın- dan anndmldığuıda, TMO'ya mal satan çiftçüerin eline geçen fiyat- lann reel olarak yüzde 6.6 arüş gös- terdiği belirtildi. Buna karşılık aynı dönemde ürü- nünü pazarda değerlendiren çiftçi- ler reel olarak yüzde 13.4. birlik ve kurumlara teslim edenleryüzde 7.5. borsada değerlendirenler de yüzde 4.8 oranında zarara uğradılar. Çift- çinin eline geçen fıyatlarda ortala- ma yüzde 13.8 oranında reel bir ge- rileme olduğu kaydedildi. Ekonomi Servisi - Depremin ardından yerle bir olan Marmara Bölgesi'nde, hasar tespit çalışmalannın ardından başta konut okul inşaatlan, yol olmak üzere çeşitli alan- larda ihale dönemi başlıyor. Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mali Müşa- virDr Faruk Güçlü. 1990-1998 yıUannda yapılan her bin ihaleden 400'üne ilişkin da- va açıldığıtu belirterek, açılacak ihaleler konusunda yetkililerin dikkatli olması ge- rektığı uyansında bulundu. Dr. Güçlü, devletle mahkemelik olan mü- teahhitlerin. yüzde 42.1 'inin iîkokul mezu- nu olduğuna dikkat çekerken, "Eğftim dü- ze>idüştükçesorunbrartmaktav«ticarietik daha da zayıflamaktadır" dedi. Dr. Faruk Güçlü, "Türkiyeye ihate siste- mi" araştırmasında, her bin kamu ihaîesin- den 400'ü hakkında ceza, ticaret hukuk, iş mahkemelerinde dava açıldığım saptadı. Araştırmada 475 inşaat 312 gjda, 62'si teks- til, 98'i malzeme ahnu ve 5'ide diğeralan- larda yapılan ihaleler incelendi. Belediye- ler ve şirketlerinin 345 ihalesinden 127'si- nin mahkemeye intikal ettiğini belirten Güç- • 1990-1998 yıllannda yapılan her bin kamu ihalesinden 400'üne dava açıldı. Devletle mahkemelik olan müteahhitlerin, yüzde 42. l'i ilkokul mezunu. Eğitim düzeyi düştükçe sorunlar artıyor ve ticari etik daha da zayıflıyor. lü, "Bu orana, kapatdan ya da zaman aşı- mma uğraülan ihale anlaşmazbkJanm ve yoisuzluklannı katnğımızda ihale sistemi- nin Idmi girişimcilerce devleti soyma aracı olarak algılandiğı göriilüyor" dedi. Çoğu ilkokul mezunu Güçlü, kamu kuruluşlannca yapılan 425 ihaleden 210'una ilişkin de dava açıldığım kaydederek, "Bekdivelerde beş yıl için gö- reve gelen yönetim kendidöneminde oluşan ihale usulsüzlüklerini geneilikk mahkeme- siz çözmeye, bu ^ekilde sonuç alamadıklan- nı yasal yoUarla kapatmaya çabşmaktadırr> değerlendirmesini yaptı. Dr. Faruk Güçlü'nün araştırmasında. baş- ta müteahhitler olmak üzere devletle mah- kemelik olan girişimcilerin yüzde 42.1 'inin ilkokul mezunu olduğu saptandı. Yüzde 28.6'sı ortaokul, yüzde 16.3'ü lise, yüzde 11 8"i üniversite mezunu olan girişimcile- rin yüzde 1.2'sinin de eğitim durumlannın belli olmadığı belirtildi. Güçlü, eğitim dü- zeyi düştükçe, ticari etik anlayışının zayıf- lamakta olduğunu belirtirken, "Deprem son- rasında bölgede yeni konutlar, yoîlar, okul- lar yapüacak. Siyasilerin yapdacak ihaleter- de şefTaf olmalanmn yanında, venükleriki- şi ya da kuruluşjan da iyi seçmeleri gereki- yor" değeriendirmesini yapö. Dr. Güçlü şunlan söyledi: '•Özelleştirmenin yinni yıl- dır özente gündemde tutulduğu, de\'tetin ekononiMİensoyutlaıımavaçahpkh^vesos- rem gibi doğal afetlerde devlet arannıakta- dır. Oysa devletin elini ekonomiden çekme- si için ülkeyi yöneteslerle, devlet maluıdan pay kapma savaşı içinde olaniar yaklaşık 20 >ıldır işbirtiği içindedirier.'' İŞÇMN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bconomîk Değil Harb-lş'in Gölcük Şube Sekreteri Cemil Şimşek düne kadar Gölcük Tersanesi'nde çalışan üyelerinden 800 kadannın henüz işyerine başvurmadıklannı açık- lıyor. Cien üye arkadaşlannın 120 civarında olduğu- nu saptamışlar. Depremden iki hafta sonra 500'ün üstünde üyelerinin, ortalıkta olmaması düşündürü- yor. pepremzedeler içinde iş sahibi olmak, hem de iyi bir işi olmak, önemli bir şans sayılırken, bu kadar bü- yük sayıda insanın ışyerinin çağnsına uyarak "Bura- dayım" anlamında kaydını yaptıramamış olması, ai- leteri ile bırlikte göçün ne kadar önemli sayılara var- dtği noktasında önemli bir ipucu oluşturuyor. Alabılenlerden ölüleri, alabildikleri kadareşyalan ile gidenler kervanı her geçen gün artıyor. Ilk panıkle ço- luk çocuğu kaçırma, yapabılenler için temelli göçe dö- nüşüyor. Ilkgünterin yaşam, can kurtarma kaygısı, günlük ya- şamı sürdünme kaygısına dönüşünce, bölgede ya- şam koşullan, yaşama hakkı kalmadığı bilınçlere ka- zınıyor. Unlü işadamımız Sabancı'nın dedığine göre, güçlü(!) halkımız iki ayağının üzerinde durarak, başı- nın çaresine bakmak üzere yollara koyuluyor. Adapazan'nın ticaret ve sanayi yaşamında yeri oian en kalabalık köklü ailelerinden birinden sanayici Ke- mal Demircioğlu ile konuşuyorum. Çıplak gözle de görüldüğü üzere Adapazan'nın yüzde 80'inin göcüp gittiğini vurguluyor. Kendi fabrikası da gitmiş. Siyaset- yerel yönetim ağında kimsenin, sadece Adapaza- n'nda değil, Türkiye ölçeğinde her yerde, Suttanbey- li'de hiç kimsenin depreme karşı uyanlmadığtnı, ön- lem almaya zortanmadığını anımsatıyor. Türkiye'nin bu büyük faciadan sonra, her şeyin yeniden yaşandığı kaostan kurtulma yollannı araması gerektiğini söylü- yor. Büyük sanayinin önemli kayıplanna karşın kolayca topartanabileceğıni, fabrikası yıkılmış bile olsa ülkeça- pında sanayicilerin kendilen de dahil ayağa kalkabi- leceklerini anlatıyor. Ama Adapazan'nın küçük işlet- meleri ve halkı ile yıkıldığını, buradan çıksa çıksa gü- zel şirin bir kasabanın ortaya çıkabıleceğini belirtiyor. Alman dersin de bu olması, Adapazan ve bütün dep- rem bölgelerinde büyük zarara uğrayan halkın ku- caklanması gerektiğini vurguluyor. Ne yazık ki, pek çok çaba, pek çok kişi ve kurumun çırpmmalarına karşın, düne kadarki gözlemlerinde, demoralize olmuş kitleleri kucaklayacak bir ciddi or- ganizasyonatanıkolamadığını rtıraf ediyor. Heranlam- da bir belirsizlik, kaos, karmaşa var. Yönlendırme, he- deflere yönelik hareket yok. Henüz sokakta kalanla- nn çadırlara alınması çabalan aşamasındayız. Kış be- lirtilerikapıyadayanmışken.kalıcı konut bir yanapre- fabrik evler için ortada görülen bir şey yok. Siyasi irade bu kadar acz içinde olabilir mi? Deprem karmaşasında, çetelen, çete bağlantılı si- yasetçilerin tümünü, yorumuna göre vurguncu müte- ahhitleri bile, her tür adi suçlu, sabıkalılan kurtaran, düşünce suçlulannı içerde bırakan af yasasını çıka- ran, SSK'nin köküne kıbrit suyu eken siyasi ırade, depremzedeyi kucaklamakta yok. Doğrusu depremden bu yana medyanın varlığına, çok sesliliğine yatıp kalkıp şükretmek gerekiyor. Ra- ting, şov yanşında canlı kurtarma çahşmalannı tehdit eden yüzsuzlükleri.densizlıkleri, can derdınedüşmüş insanların acılanna saygısızlıklan, cehaletlerini sergi- teyen yüzlerce çirkin örnek verilebilir. Ama çok sesli, özgür basının kurum olarak var ol- ması, deprem gibi bir olayda tekel, hokjing ideoloji- sinin baskısının göreceli de olsa kalkması, medyanın çok önemli bir kamu hizmeti yapmasını sağladı... Medya korkusu olmasa özel telefon şirketlerinin kaç saat rötariı da olsa devletin en büyüklerinin ha- berteşmesini sağlayan çalışmalan kimbilir ne kadar sa- at daha sonra gündeme gelecekti. Medya olmasa çok geç kalmış ve tartışmasız çok daha fazla kurtanlabilecek insanın kurtanlamaması, ölüme mahkûm edilmesi sonucunu getiren canlı kur- tarma çalışmalan bu kadan ile bile çalıştınlamaya- caktı. Medya olmasa, hepsi de kerhen yapılan kamu hiz- metleri, yüze göze bulaştırılmış, yağmurdan sonraya, çok geç kalmış çadırlann kurulmasından, erzak da- ğıtımına, sağtık hizmetine hertüryaşamsal kamu hiz- meti, çok geç ve yetersiz bugünkü tablolarından da- ha kötü tablolar çizecekti. Işlemeyen ve kendilen kriz oluşturan kriz merkezleri daha utanç verici durumlar- da olacaktı. Medya olmasa hasar tespiti çalışmalan, adalet hal- kasının göstermelik de olsa işletilmesi, suç kanıtlan- nın tümü ortadan kaldınlmadan kimi saptamalann ya- pılması.. her şey ama her şey bugünkünden daha be- terolabitecekti. Bilgi-iletişim çağında, bilgiye, bilimesırtınızı dönüp, bir kirli vurgun düzeninde, kaçınılmaz doğal afeti, dep- remi, büyük bir suç ortakhğı, çıkar ağı içinde, dünya- nın bilinen en büyük felaketıne dönüşmesıne yol aça- bilirsiniz. Ama bunu saklayamazsınız. Gerçek bütün çıplaklığı ile ortada. Doğa çarpık sa- nayileşme, yapılaşmayı kustu, yüz binlerin, milyonla- nn yılların birikimlerini, on binlerle ölü ve yaralı ile bır- likte sildi süpürdü. Şosyal devlet, isterşeniz onu unutalım, sorumlu, gelişmiş, çağdaş kapitalist devlet düzeni, kurallan, hukuku, demokrasisi olan, insan haklannasaygılı dev- let depremzedeleri kucaklar. Evsiz, işsizkalan milyon- lar, yüz binlerle çocuk ve yaşlılann sorumluluğunu.ba- kımını üstlenir. Ustlenmek zorundadır. Ama bizim devlet adına kararlan veren siyasi ira- demiz, depremzedelerin yaralannı sarmayı, onlan ku- caklamayı ekonomik bulmuyor. Depremzedeleri olabildiği kadan ile çok göçe zor- lamak, zorunlu kamu hizmetlerini en aza düşürmek, kaynaklan sermayeye aktanmak ekonomik oluyor. Kara kıtanın borçları Borçlann acil ve koşulsuz silinme- si ile bütün Afrika ülkelerinin eko- nomik açıdan rahatlayacaklan an- cak kurumsal reformlann şart oldu- ğu kaydedildi. Kenya'nınbaşkentiNairobi'dedün başlayan ve iki gün sürecek olan "Af- rika'nın borç sorununa kaba çözüm- ler'' konulu toplantıda, Afrika kıta- sının gelişiminin büyük ölçüde borç- lann silinmesine ve sağlam ekono- mi politikalanna bağlı olduğu vxır- gulandı. 18 Afrika ülkesinin, borç veren ülke temsilcilerinin ve uluslararası ku- ruluşlann katıldığı toplantıda konu- şan Botswana Devlet Başkanı Fes- tus Mogae, borçlann silinmesinin zaman önkoşullar ileri sürüuneden gerçekleştirilmesi gereğine dikkat çekti. Kenya Devlet Başkanı Daniel Arap Moi ise ekonomik reformlar gerçekleştirilmeden kıtanın gelişi- minde ılerleme kaydedilemeyeceği- ni vurguladı. Amerikalılap ilaç hastası Amerikalılann bu yıl, sadece reçete- li ilaçlara, Türkiye'nin 100 katrilyonluk Gayri Safı Milli Hasılası'nın üçte birin- den fazla olan 76.6 milyar dolar (34 kat- rilyon liralık) harcayacaklarvnm tahmin edildigi bildirildi. Reçetesiz satılan ilaç ve vitaminlerin dahil olmadığı bu harcamalann, gelecek yıllarda yıllık 4 milyar reçeteye ulaşa- cağı tahmin ediüyor. Amerikalılann ilaç talebindeki artı- şa neden olarak yaşh nüfusun ve gün- lük yaşam tarzından kaynaklanan, uy- ku ve stres gibi rahatsızlıklann artma- sı gösteriliyor. Fransa'mn en bûyük süpermarketler zinciri Carrefour, Promodes şirketi ile hisse değişimi. yoluyla birleşeceklerini duyurda Sözkonusubir- îeşmenin ABD kökenli Wal-Mart'ın ardından dünyanın en büyük perakende zincirini oluştu- racağı belirtiliyor. hternefin iiç aypı doğum günü Doğal kaynaklardan yoksun Afrika'yı kasırga da vurdn. Çağmuzın en önemli bilgi erişim ve ileti- şim aracı tnternet'in, 2 Eylül'deki ilk do- ğum günü tarihı yaklaşırken uzmanlar, tnternet'in 1969,1974 ve 1983 olarak üç ayn doğum gü- nü tarihi bulunduğunu belirtiyorlar. 30 yıl önce, 2 Eylül'de iki bilgisayann birbırine bağlanarak oluşturduğu şebeke ARPANET, çoğu uzmana göre Internet'in babası olarak kabul ediliyor. Bazı uzmanlara göre ise 1970'lerin başında, ABD genelinde 10 ayn sitede, fakat aynı şebekede iletişim kurma imkânı sağlayan ARPANET, 1974 yılında diğer şebekelerle de iletişım imkânı sağlamasıyla gerçek anlamda lnternet'in temelinı oluşturdu. Yine bir kısım uzmanlara göre, 1983 yılında oluşturulan standart ile şu anda kullanılan lnternet'in temeli atıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle