19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Cennet ve cehennem Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, depremde yaşamını yitiren yurttaşlar için aralarında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut, Başbakan Yardımcıları DSP'li Hüsamettin Özkan ve MHP'li Devlet Bahçeli ile hükümet ortağı . ANAP'ın Genel y Başkanı Mesut L Yılmaz'ın da bulunduğu cemaate gıyabi cenaze namazı kıldırıyor. Devletin bir memuru olan Mehmet Nuri Yılmaz, devleti ve hükümeti temsil eden cemaate dönüp depremde yaşamını yitiren yurttaşların Allah katında şehitlik mertebesine ulaştığını bildiriyor. Hayatta kalanlar için bu dünya cehenneme dönse de ölenler için bir devlet memuru cennette parsel dağıtıyor. Devleti ve hükümeti temsil eden cemaat mutlu oluyor. Ellerinden gelse yaralıları da gazi ilan edecekler. Tam bu sırada şeytan dürtüyor, insanın aklına Imralı Adası geliyor. Deprem Imrah'yı da yıksaydı ve Apo enkaz altında kalıp ölseydi... Alın size bir "şehit" daha mı! Elektronik posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9? - Bema Yılmaz çadırkent kurmuş... "Hükümet aibi kadm!" epremin yıktığı Türkiye'nin, yeniden yapı- lanması gerektiği konusunda herkes fikir bir- liğine varıyor. Yeniden yapılanma için hiç kuşkusuz öncelıkli olarak yetişmiş insan gücüne gereksinim duyuluyor... Çünkü depremde, Birleşmiş Milletler'den istenen 45 bin ceset torba- sını dolduracak kadar insan yitirildi. Işte, medar-ı if- tiharımız biricik üçlü koalisyon hükümetimiz af ya- sası ile ülkenın yitirilen insan gücüne yeni kaynak yaratmak üzere cezaevlerini boşaltıyor. Türkiye'nin hep gurur duyduğu ama kıymeti asla bilinmemiş ve her biri konusunda uzmanlaşmış insanlar, şimdi ye- niden inşa edilip yeniden yapılanacak Türkiye'de yeni görevler üstlenmenin heyecanıyla tutuşuyor... Ne mutlu onlara... Ne mutlu katillere, işkencecilere, çetecilere, do- landırıcılara, sahtekârlara, kaçakçılara, hırsız müte- ahhitlere, görevini ihmal etmiş memurlara, kalpazan- lara, yağmacılara, asker kaçağı popçulara, Yüce Af Divan yolculanna, ceylan derisinden koltuk yaptıran- lara ve daha nicelerine. Ne mutlu onlara af getirenlere... Herkes mutlu. ..Türkiyegururlu... Işkenceciler, çe- teciler, katiller, hırsızlar, sahtekârlar, kalpazanlar, do- landıncılar, üçkâğıtçılar ve daha niceleri, bir yanıy- lamilliyetçi, biryanıylamuhafazakâr, biryanıylama- neviyatçı, bir yanıyla liberal, bir yanıyla demokratik solcu hükümetimize medyun-u şükran... Şükür kavuşturana... Hasret bitiyor... Sayın Başbakan Sayın Ecevit, içine sindireme- diğiyadazorsindirdiğikonularolduğunusöylüyor... Doğrudur... ömeğin Yeni Dünya Düzeni'neayak uy- duramamış solculuğu içine sindiremiyor... Dünya- nın yeni düzeni, uluslararası soygun olduğuna gö- re soyguncuları affetmek gerekiyor. Türkiye, çağa ayak uyduruyor. Bu mutluluğu ulus- ca paylaşmalıyız. Deprem yası bittikten sonra ulu- sal eğlenceler düzenlemeliyiz. - ' Artık, milletimizin yüzü gülmeli... Örneğin, asker kaçağı popçularımız konser ver- meli, affedilen ünlü şahsiyetlerimiz şeref konuğu olarak sahneye davet edilmeli, konser gelirieri de dep- remzedeler için açılan hesaba yatırılmalı. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel'in Susurluk kazasından sonra beyan buyurduğu gibi, "Gittiği yere kadar gidilsin" sözünden hareketle Su- surluk'tan Yüksekova'ya kadar yurdu kanş karış do- laşan turneler düzenlenmeli! Konserlerin havasına ayrı bir hava katmak için, ışıklar bir dakika söndü- rülüp sahne karartılmalı. Sonra bir tencere solo ve ardından düdük sesi ile sahne öyle biraydınlatılma- lı ki, gözler kamaşmalı... Işte Türkiye'nin göz kamaştıran aydınlık geleceği! SESSİZ SEDASIZ (!) NUR/KURTCEBE EC£R5£ZLIKI CDÜLÜ Çadır bulamadık, konut verelim! Depremin üzerinden birkaç gün geçmiş, deprem bölgesinde çadır- kentlerin kurulması gündeme gel- miş ve Cenk Kargı, geceyarısına' doğru televizyondan haberleri izliyor. Başbakanlık Kriz Merkezi'nden ya- pılan açıklamaya göre, Kocaeli'ne 16 bin 522, Yalova'ya 10 bin, Sakarya'ya 50 bin, Bolu'ya 7 bin çadır gerektiği bildiriliyor. Kargı, deprem bölgesinde ihtiyaç duyulan toplam çadır sayısını hesap- hyor: 83 bin 522. Ertesi sabah televizyonlarda bir baş- ka haber: "Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne ait bir gemi 82 bin çadırla Derince Limanı'na geldi..." Haberlerden yola çıkınca geriye sa- dece bin 522 çadırın bulunması kalı- yor... Ancak haberler devam ediyor: "Bursa Valiliği 3 bin 500 lojman ya- tağını, Balıkesir Valiliği 5 bin konutu ve bin otel yatağını, Denizcilik Işlet- mesi 600 kişilik feribotu depremze- J delereayırdı." Bu arada yağmur başlıyor ve insan- lar çadır bulamıyor, açıkta kalıyor! Birkaç gün sonra devlet bakanlann- dan biri 40 bin prefabrik konutun ya- pılacağını ve konutların 29 Ekim'e ye- tiştiriieceğini duyuruyor. Başbakan ise depremzedeler için prefabrik yapılaş- manın planlanacağını söylüyor... Plan- landığında kaç prefabrik konut yapı- lacağı bilinmiyor ama bu konutlann geçici yerieşim için kullanılacağı ve birdolu paranın boşa harcanacağı bi- liniyor. Sonra bir başka Devlet Baka- nı, prefabrik konutlara karşı oldukla- nnı anlatıyor. Hükümetin açıklamalannı dikkatli izleyen vatandaş, çadır hesabını bile tutturamayanların konut hesabına da akıl erdiremiyor. Deprem Sonrası Çocuklar veEğitim Prof. Dr. ENDER PEHLİVANOĞLU* Beklenen, ancak ne zaman gerçekleşeceği tam olarak kestirilemeyen deprem fela- keti sonrası yaşam doğal ola- rak eskisi gibi olmayacaktır. Öfcim ve yaralanma gibi olay- lann kalıcı ve kısmen gideri- lem oek fiziksel hasarları önce^Kİe dikkati çekmekte- dir. Felaketin sıcak günleri ve panik anlarında gözden ka- çan bazı ayrıntılar yıllar bo- yu, hatta tüm yaşam süre- since ülkemiz insanlarını et- ki altında tutacaktır. Sadece depremi yaşayan veya ha- sar gören insanlar değil, te- levizyon ve gazetelerden fe- laketi tüm sıcaklığı ile izle- yen insanlar ruhlarında dep- remin yıkıcı etkisini hissetti- ler. Ana, baba ve çocuklar, tüm aile bireyleri bir bütün olarak etkilenmekteler. Bundan sonra ne olacak? Bilgi ve eğitim, bedenler ve binalarda olduğu gibi ruhlar- daki, özellikle çocuk ve genç- lerin dünyasındaki tahribatı gi- derebilir mi? Olan oldu, doğaya karşı hazırlıksız birtoplumun genç beyinleri örselendi. Yetişkin- lerin çaresizliğini çocukların anlamasını beklememeliyiz. Kısa vadede alınacak önlem- ler, çocuk ve gençlere dep- remin bir doğa olayı olduğu- nu anlatmak, sonuçlarını iz- letirken beyinlerden siline- meyecek görüntülerden ka- çınmak olacaktır. İnsanlar günler ve geceler boyunca kendi yuvalarında tehdit al- tında yaşadıklannı unutamaz- lar. Çocuklar, içinde yaşadık- ları ortamın fiziksel incele- mesi yapılırken bilgilendiril- melidir. Felaketin acı yüzü onlara yumuşatılarak yansı- tılmalı veyetişkinler ne kadar etkilenmiş olsalar da onlar daha güler yüzlü bir dünya- da yaşamaya devam etme- liler. Okul binalarının hasar gör- memiş olması yeterli değildir. Eğitim insan için olduğuna göre, asıl önemli olan öğren- cilerin hasarsızlığıdır. isteme- den de olsa yarış atı haline getirdiğimiz öğrenciler ve ana-babaları okula başlama stresini yaşayacaklardır. llk yapılması gereken öğrenci ve ailelere biraz nefes ala- cakfan süreyi sağlamak, okul- ların açılma tarihini ertele- mektir. Bu süre içinde Milli Eğitim Bakanlığı, hazırlıkları- nı tamamlayarak öğrenciler- den deprem felaketinin izle- rini silmeye yönelik nasıl bir eğitim ve rehabilitasyon prog- ramı uygulayacağına karar vermelidir. Yeni eğitim döne- minin daha başlangıcında bu doğa olayı anlatılmalıdır. Dep- rem, aslında çok basit ne- denleri, ancak bir o kadar karmaşık sonuçları olan bir doğa olayıdır. Onu korkunç yapan bilgisizlik, hazırlıksız- lıktır. Bilgisayarçağındatüm okullarda görüntülerle dep- remin mekanik ve insani bo- yutunu anlatmak mümkün- dür. Ülkemizde görüntülü eği- tim için gerekli malzeme, bil- gisayar programları çok kısa bir sürede uzmanlar tarafın- dan hazırtanarak okullara da- ğıtılabilir. Çocuklar, aslında tüm insanlar bilinenlerden korkmazlar. Eğitim sistemimiz sınavda başarılı olmak dışında hede- fi bulunmayan bir sistemdir. Amaç yaşamda başarılı ol- mak ise doğaya karşı da do- ğa ile birlikte hazıriık eğitimi verilmelidir. Izcilik, dağcılık, kampçılık ve bunun gibi do- ğa sporiarı henüz okul eğiti- minin ilk yıllarında öğretilme- lidir. O zaman ülkemizde de özenerek izlediğimiz kurtar- ma ekipleri ve kahramanlar yaratmak mümkün olacak- tır. Milli Eğitim Bakanlığı ve ai- lelere düşen görev, okul bi- nalarını değil, minicik beyin- leri, serpilen gelişen ruhları sağlam tutmaktır. Ülkemizin geleceği bu canlı değerlerin elindedir. * \iarmara Ünı. Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğreiim Üvesi Açıklama Teşvikiye Caddesi, 776 ada, 60 parsel, 127 kapı nohı yer- deki inşaata i 1 Kasım 1998 tarih ve 318 sayı ile yapı ruhsatı verilmiştir. Mal Sahibi: Megahan Inş. San. Tic. A.Ş. Fenni Mesul: Ali Ceylan Aynca kornşu 56 parseldeki korunması gerekli Kültür Va- rlığı olarak tescilü yapıdan dolayı tstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'nun 17.3.1999 tarih ve 10671 sayilı karar eki olarak cephe Silüeti Anıtlar Kurulunca onaylanmıştir. Arka bahcede yapılan ve üstü konstrüksiyonla kapatılan kısmı için yasal işlemler yapılmakta olup üzerine kat çıkılma- tnası için bırakılan demir fîlizler kesilecektir. Aynca ınşaatın önünde tabela var, ancak güneşten soimuş- tur, yeni bir tabela yapılaçaktır. Şişli Belediyesi ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMÎH POROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 31 Ağustos Saudeta/re «11-İ8İ7 KĞTÛLÜK ÇİÇEKLERf t867 'P£ BUGÛN, ÜAJIM FIZANSI2 OZAMl BAUDELA/BE (goDLEZ) 46 YAÇ/NDA ÜLPÛ. DAHA L/SE- \ PEYKEA1 pıe YA2MAYA gAŞlAYAM gAC/P£L4/B£, AfL££/y- LE OLAAJ /*A/L4Ç/MA2Lttl A/EPe*Jİyi£ HSAfJSA 'OAM ZAKLAŞMAt: f^TBMİÇ, H/A/T OZYAMUSU'NOAU MAueİ- ADASl'MA 6İTM/fr/,ga YOLCUUJtC ONUN SAAIATÇt YAPtStNPA FIBT7UALAGA A/EPEU OLAG4/e.Tr. "tCÖTÜUJK. Ç(FLEU/e£C>£MAL) BAŞŞ-IĞINDA 7DPLAP/6I -f/- İRLERİME oeAPA gAfOİO/. EH ÛNLÛ VAPITI OLAN BU roPUJM AHL4&UA AYkUei* BULUUARAkL SEMBOUZA4 A&MttJ/U tLK ÖAfCÛLBetHDEN SAy/LAM SAuDELAf/ZE, GEfJÇ P£tJ£CB< YA$m ÖUİAAÜAJPEM SOA/GA PAHA DA ÛNLEA1ECEJCTİ1Z. Cumhuriyel k ı t a p I a r ı Ulviye Alpay MAVİ BİR MERHABA Bu kıtap "'1999 Yunus Nadi Öykü Ödülü"nü paylaştı.Yüceyi bulma çabasında bir yazarla tanışmak isterseniz okuyun bu kitabı. Yepyeni bir öykü biçemi, pırıl pınl bir dil, insani sarsan kahramanlar... Yazınımıza kutlu olsun. " CumhuıtyeC Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. No 39/41 ^ . kitap kulübü (34334)Cağatoğlu-lstanbul Tel- (212)514 01 96 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Mehmet Başaran Özgürleşme Eylemi: KÖY ENSTİTÜLERİ Koy Enstitüleri Mehmet Başaran, doğal ve toplumsal çevreyi değiştiren, bunu yaparken kendısi de değişen insanlann öykûsünü anlatıyor. lnanılamaz çabuklukta yapılanan üretken güç nasıl oluştu ya da "devnmcı eğitim imecesi"nın yapısı nasıldı veya büyük eğıtimci "Tonguç Baba" nasıl yetişti, nasıl bir eğitimciydi. Bu ve benzeri tüm sorulan yanıtlıyor Başaran. CumhiHTY»< Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulûbü (34334)Cağaloğlu-lstant>ul Tel: (212)514 01 96 Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÖRÜŞ MUSTAFA KUL Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı 7269' DeğiştiPilmeli Her ne kadar depremleri önceden tespit etmek gü- nümüzde mümkün değilse de bilinen bir gerçek var ki; Anadolu cografyası dünyada 1. ve 2. derece dep- rem bölgesi olarak bilinen, dünyanın en yıkıcı dep- remlerinin yaşandığı, aktif birfay hattının üzerinde bu- lunmaktadır. Deprem araştırmacılan tarafından hazır- lanan deprem harrtasında, Türkiye topraklannın yüz- de 97'sinin, önemli sayılabılecek ve aktif hatde bulu- nan fay hatlannın geçtiği bölgede bulunduğu bilinmek- tedir. Son depremin yaşandığı Kuzeybatı Anadolu ve Marmara bölgelerinde, son yüzyıl içersinde, 6.0 şid- detinden daha yüksek 25 büyük deprem meydana gelmiştir. 1901 -1997 yıllan arasında sarsıntı şidde- ti 4.5 olan toplam 494 deprem yaşanırken, sarsıntı şid- deti 2.5 olan toplam 34 bin deprem kaydedilmiştir. Yıne 1901 yılmdan günümüze kadar tüm Anadolu coğrafyasında 64 büyük deprem yaşanmış ve bu depremlerde 60386 kışi hayatını kaybetmiştir. Bu tab- lo da gösteımektedir ki Türkiye her zaman için dep- remle birlikte yaşamaya mecburdur. Şon 60 yıl içer- sinde, başta 1939 Erzincan depremi olmak üzere. Varto, Hınıs, Muradiye, Lice, Gediz, Denizli, Adapa- zan, Erzurum, Erzincan, Dinar, Adana depremleri gi- bi binlerce can kaybının olduğu birçok deprem ya- şanmıştır.Ancak önceki depremler bir il veya bir il- çeyle sınırlı kalırken, bu seferki deprem diğerlerınden farklı bir düzeyde ve farklı bir önemdedir. Kocaeli, Ada- pazan, Bolu, Yalova, Istanbul, Eskişehir, Zonguldak, Bursa, Gölcük, Karamürsel gibi birçok il ve ilçeyı kap- samaktadır. Yaklaşık Türkiye nüfusunun üçte birinin yaşadığı büyük bir bölge söz konusudur. Deprem sonrasında enkaz kaldırma çahşmaların- da ve sağlık hizmetleri konusunda gördüğümüz tab- lo, devletin katkılannın yeterli düzeyde olmaması ve depremle ilgili kamu kurum ve kuruluşlan arasında ge- rekli koordinasyonun sağlanamamış olmasıdır. Dep- rem mağdurlan kendi olanaklanyla deprem enkazını kaldırmaya ve enkaz attındakileri kurtarmaya çalışmak- tadır. Bunu da çok bilinçsızce ve acemice yapmak- tadır. Yukanda izah ettiğim bu denli önemli bir dep- rem bölgesinde bulunmamıza karşın devletin bu ko- nuda hazırlıksız olması ve her zaman böylesi bir fe- laketle karşı karşıya olan deprem mağdurlarının dep- rem karşısında bu düzeyde bilinçsiz olması, deprem korkusunu sürekli içimizde tutmayışımızdan kaynak- lanmaktadır. Her deprem sonrasında bütün bunlarko- nuşulur, inşaat teknıklerinden müteahhrt hırsızlıklan- na, plansızyerleşimden zemın etütlerıne, deprem es- nasındaki davranışlardan deprem sonrasındaki ön- lemlere kadar her şey konuşulur, yazılır, çizilir ancak deprem şoku geçtikten sonra her şey unutulur. Depremle ilgili birçok yabancı ülkeden teknik per- sonel ve maddi yardımlar gelmektedir. Gelen teknik insanlar aynı zamanda deprem konusunda yetıştiril- miş enkaz altındakileri sag olarak çıkarma konusun- da egitilmiş köpekleıie gelmektedirler. Türkiye, bu düzeyde nskli bir bölgede bulunmasına karşın, yıllar- dan beri depremlerde önemli katkı sağlayan köpek eğrtimini nedense ihmal etmektedir. Diğerülkelerden teknik anlamda çok yararlı katkılar almamıza karşın gazetelerden okuduğumuz kadanyla bazı ülkelerin Türkiye'ye yapmış oldukları maddi yardımlar, bu dep- remin tahribatının büyüklüğü karşısında yetersiz kal- maktadır. Bütün bu hazırlıksızlıklann ve tedbirsizliklerin ya- nında, en önemli eksiğimiz, böylesine önemli bir dep- rem riski altında olan Türkiye'nin, afetten dolayı ya- pacağı işlerle ilgili devletin görevlerinin tarif edildiği 7269 sayılı "TabiiAfetler Vasas/"nın yetersizliğidır. Bu yasa mevcut haliyte böylesi bir afetin zararlannın taz- min edilmesı için yeterli gelmemektedir. Herdeprem- den sonra yetkıliler olay yerine gider "Yaralar sanla- caktır" der. Daha sonra mevcut 7269 sayılı yasanın değiştirıimesi gerektiği söylenir. Ancak her seferinde bu sözler unutulur. Son Erzincan depremi ve Dinar dep- remi ile ilgili özel yasalar çıkartılarak sorunlar aşılma- ya çalışılmışsa da 7269 sayılı yasada köklü bir değı- şiklikyapılamamıştır. Bu depremle ilgili deözel bir ya- sal düzenlemenin yapılmasına ihtiyaç duyulacaktır. Çünkü mevcut yasada bu tür afetlerde, afetzedele- rin yıkılan konutlannın yapılması öngörülmüş olma- sına karşın devlet bugüne kadar yasanın emrettiği bu görevini dahi yerine getirememiş ve bugün itibarıyla devletin 196O'lı yıllardan beri vatandaşına yapması ge- reken ancak yapamadığı 40 bin konut borcu bulun- maktadır. Kaldı kı bu depremde afetzedelerin birçok ihtiyaçlan ve beklentileri olacaktır. Konut, bunlardan sadece birisidir. Deprem mağduriarından çiftçılerin, işçilerın, memurların, esnafın ve öğrencinin ve daha birçok kesımın farklı farklı beklentileri olacaktır. SSK primlerinden Bağ-Kur primlerine, banka borçlann- dan, yeni kredi taleplerine, vergi terkininden ek sınav hakkına kadar birçok talep olacaktır. Aynca bu hiz- metlerin karşılanması için Afet Işleri'nin tek başına ye- terli olmaması nedeniyle Karayollan, DSİ, Köy Hizmet- leri, lller Bankası, Ziraat Bankası, Emlak Bankası, Toplu Konut Idaresi, SSK ve Bağ-Kur gibi birçok ka- mu kurum ve kuruluşlannın arasında koordinasyon sağlanması amacıyla yeni bir yasanın ivedilikle çı- karılması gerekmektedir. Tabii ki en köklü çözüm, 7269 sayılı yasanın tümüyle değiştirilmesidir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 1 2 3 4 5 6 7 SOLDAN SAĞA: 1/ Duvarcılann, tenekecilerin kullandığı, üç- genağızlı,kesi- ci el aleti. 2/ Davranışlan ya- vaşolan... Avu- katlann bağlı ol- duklan meslek kuruluşu. 3/ Es- ki dilde yılan... "— et gövdeni dursun bu hayâ- sızcaakın"(M. Â. Ersoy). 4/ Bir met- nin, bir yapıtın aslından ^ azçokaynlandeğışıkbı- çimlisi. 5/ Bir nesnenin uzayda kapsadığı yer... 3 Rütbesiz asker. 6/ Eski 4 Mısır'dagüneştannsı... 5 Birspor takımının göz- g deoyuncusu... Tanntanı- -. maz. 7/Fütüvvet şeyhi... lzmir'inbirilçesi.8/Sür- 8 dürme, devam ettirme... 9 Akıl. 9/ Kadında cinsel istegin hastalık derecesinde art- ması. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ciltli kitaplann sırtındaki yuvarlaklık. 2/ Kırsal kesim- de büyük topraklan olan, varlıklı ve sözü geçer kimse... Kaba sofiı. 3/ Sacma sapan ve anlamsız söz... Düşünce. 4/ Şarkı, türkü... Gözlen görmeyen... Yuz metre kare tu- tarında yüzey ölçüsü biriını. 5/ Stronsiyum elementinin simgesi... Japonlaraözgübır türgüreş. 6/ Şık, lüks ve gös- terişlı giyım tarzı... ABD'li bir rock müzik grubu. 7/ Çöl bölgelerinin yanı başında yer alan, çalı ve kurakçıl ağaç- çıklann oluşturduğu bitki topluluğu. 8/ Evcil bir geyik... Veba hastahğına verilen bir başka ad. 9/ Bir insanın iç ve dış özelliklerini betimleyen yazı türü... Bir nota.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle