Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 AĞUSTOS 1999 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Cennet ve
cehennem
Diyanet Işleri Başkanı
Mehmet Nuri Yılmaz,
depremde yaşamını
yitiren yurttaşlar için
aralarında
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
Meclis Başkanı
Yıldırım Akbulut,
Başbakan Yardımcıları
DSP'li Hüsamettin
Özkan ve MHP'li
Devlet Bahçeli ile
hükümet ortağı
. ANAP'ın Genel
y Başkanı Mesut
L
Yılmaz'ın da
bulunduğu cemaate
gıyabi cenaze namazı
kıldırıyor. Devletin bir
memuru olan Mehmet
Nuri Yılmaz, devleti ve
hükümeti temsil eden
cemaate dönüp
depremde yaşamını
yitiren yurttaşların
Allah katında şehitlik
mertebesine ulaştığını
bildiriyor. Hayatta
kalanlar için bu dünya
cehenneme dönse de
ölenler için bir devlet
memuru cennette
parsel dağıtıyor.
Devleti ve hükümeti
temsil eden cemaat
mutlu oluyor.
Ellerinden gelse
yaralıları da gazi ilan
edecekler. Tam bu
sırada şeytan dürtüyor,
insanın aklına Imralı
Adası geliyor. Deprem
Imrah'yı da yıksaydı ve
Apo enkaz altında
kalıp ölseydi... Alın size
bir "şehit" daha mı!
Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9?
- Bema Yılmaz çadırkent
kurmuş...
"Hükümet aibi kadm!"
epremin yıktığı Türkiye'nin, yeniden yapı-
lanması gerektiği konusunda herkes fikir bir-
liğine varıyor. Yeniden yapılanma için hiç
kuşkusuz öncelıkli olarak yetişmiş insan
gücüne gereksinim duyuluyor... Çünkü depremde,
Birleşmiş Milletler'den istenen 45 bin ceset torba-
sını dolduracak kadar insan yitirildi. Işte, medar-ı if-
tiharımız biricik üçlü koalisyon hükümetimiz af ya-
sası ile ülkenın yitirilen insan gücüne yeni kaynak
yaratmak üzere cezaevlerini boşaltıyor. Türkiye'nin
hep gurur duyduğu ama kıymeti asla bilinmemiş ve
her biri konusunda uzmanlaşmış insanlar, şimdi ye-
niden inşa edilip yeniden yapılanacak Türkiye'de
yeni görevler üstlenmenin heyecanıyla tutuşuyor...
Ne mutlu onlara...
Ne mutlu katillere, işkencecilere, çetecilere, do-
landırıcılara, sahtekârlara, kaçakçılara, hırsız müte-
ahhitlere, görevini ihmal etmiş memurlara, kalpazan-
lara, yağmacılara, asker kaçağı popçulara, Yüce
Af
Divan yolculanna, ceylan derisinden koltuk yaptıran-
lara ve daha nicelerine.
Ne mutlu onlara af getirenlere...
Herkes mutlu. ..Türkiyegururlu... Işkenceciler, çe-
teciler, katiller, hırsızlar, sahtekârlar, kalpazanlar, do-
landıncılar, üçkâğıtçılar ve daha niceleri, bir yanıy-
lamilliyetçi, biryanıylamuhafazakâr, biryanıylama-
neviyatçı, bir yanıyla liberal, bir yanıyla demokratik
solcu hükümetimize medyun-u şükran...
Şükür kavuşturana... Hasret bitiyor...
Sayın Başbakan Sayın Ecevit, içine sindireme-
diğiyadazorsindirdiğikonularolduğunusöylüyor...
Doğrudur... ömeğin Yeni Dünya Düzeni'neayak uy-
duramamış solculuğu içine sindiremiyor... Dünya-
nın yeni düzeni, uluslararası soygun olduğuna gö-
re soyguncuları affetmek gerekiyor.
Türkiye, çağa ayak uyduruyor. Bu mutluluğu ulus-
ca paylaşmalıyız. Deprem yası bittikten sonra ulu-
sal eğlenceler düzenlemeliyiz. - '
Artık, milletimizin yüzü gülmeli...
Örneğin, asker kaçağı popçularımız konser ver-
meli, affedilen ünlü şahsiyetlerimiz şeref konuğu
olarak sahneye davet edilmeli, konser gelirieri de dep-
remzedeler için açılan hesaba yatırılmalı.
Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel'in
Susurluk kazasından sonra beyan buyurduğu gibi,
"Gittiği yere kadar gidilsin" sözünden hareketle Su-
surluk'tan Yüksekova'ya kadar yurdu kanş karış do-
laşan turneler düzenlenmeli! Konserlerin havasına
ayrı bir hava katmak için, ışıklar bir dakika söndü-
rülüp sahne karartılmalı. Sonra bir tencere solo ve
ardından düdük sesi ile sahne öyle biraydınlatılma-
lı ki, gözler kamaşmalı...
Işte Türkiye'nin göz kamaştıran aydınlık geleceği!
SESSİZ SEDASIZ (!) NUR/KURTCEBE
EC£R5£ZLIKI
CDÜLÜ
Çadır bulamadık, konut verelim!
Depremin üzerinden birkaç gün
geçmiş, deprem bölgesinde çadır-
kentlerin kurulması gündeme gel-
miş ve Cenk Kargı, geceyarısına'
doğru televizyondan haberleri izliyor.
Başbakanlık Kriz Merkezi'nden ya-
pılan açıklamaya göre, Kocaeli'ne 16
bin 522, Yalova'ya 10 bin, Sakarya'ya
50 bin, Bolu'ya 7 bin çadır gerektiği
bildiriliyor.
Kargı, deprem bölgesinde ihtiyaç
duyulan toplam çadır sayısını hesap-
hyor: 83 bin 522.
Ertesi sabah televizyonlarda bir baş-
ka haber:
"Amerikan Deniz Kuvvetleri'ne ait bir
gemi 82 bin çadırla Derince Limanı'na
geldi..."
Haberlerden yola çıkınca geriye sa-
dece bin 522 çadırın bulunması kalı-
yor...
Ancak haberler devam ediyor:
"Bursa Valiliği 3 bin 500 lojman ya-
tağını, Balıkesir Valiliği 5 bin konutu
ve bin otel yatağını, Denizcilik Işlet-
mesi 600 kişilik feribotu depremze-
J
delereayırdı."
Bu arada yağmur başlıyor ve insan-
lar çadır bulamıyor, açıkta kalıyor!
Birkaç gün sonra devlet bakanlann-
dan biri 40 bin prefabrik konutun ya-
pılacağını ve konutların 29 Ekim'e ye-
tiştiriieceğini duyuruyor. Başbakan ise
depremzedeler için prefabrik yapılaş-
manın planlanacağını söylüyor... Plan-
landığında kaç prefabrik konut yapı-
lacağı bilinmiyor ama bu konutlann
geçici yerieşim için kullanılacağı ve
birdolu paranın boşa harcanacağı bi-
liniyor. Sonra bir başka Devlet Baka-
nı, prefabrik konutlara karşı oldukla-
nnı anlatıyor.
Hükümetin açıklamalannı dikkatli
izleyen vatandaş, çadır hesabını bile
tutturamayanların konut hesabına da
akıl erdiremiyor.
Deprem Sonrası
Çocuklar veEğitim
Prof. Dr. ENDER
PEHLİVANOĞLU*
Beklenen, ancak ne zaman
gerçekleşeceği tam olarak
kestirilemeyen deprem fela-
keti sonrası yaşam doğal ola-
rak eskisi gibi olmayacaktır.
Öfcim ve yaralanma gibi olay-
lann kalıcı ve kısmen gideri-
lem oek fiziksel hasarları
önce^Kİe dikkati çekmekte-
dir. Felaketin sıcak günleri ve
panik anlarında gözden ka-
çan bazı ayrıntılar yıllar bo-
yu, hatta tüm yaşam süre-
since ülkemiz insanlarını et-
ki altında tutacaktır. Sadece
depremi yaşayan veya ha-
sar gören insanlar değil, te-
levizyon ve gazetelerden fe-
laketi tüm sıcaklığı ile izle-
yen insanlar ruhlarında dep-
remin yıkıcı etkisini hissetti-
ler. Ana, baba ve çocuklar,
tüm aile bireyleri bir bütün
olarak etkilenmekteler.
Bundan sonra ne olacak?
Bilgi ve eğitim, bedenler ve
binalarda olduğu gibi ruhlar-
daki, özellikle çocuk ve genç-
lerin dünyasındaki tahribatı gi-
derebilir mi?
Olan oldu, doğaya karşı
hazırlıksız birtoplumun genç
beyinleri örselendi. Yetişkin-
lerin çaresizliğini çocukların
anlamasını beklememeliyiz.
Kısa vadede alınacak önlem-
ler, çocuk ve gençlere dep-
remin bir doğa olayı olduğu-
nu anlatmak, sonuçlarını iz-
letirken beyinlerden siline-
meyecek görüntülerden ka-
çınmak olacaktır. İnsanlar
günler ve geceler boyunca
kendi yuvalarında tehdit al-
tında yaşadıklannı unutamaz-
lar. Çocuklar, içinde yaşadık-
ları ortamın fiziksel incele-
mesi yapılırken bilgilendiril-
melidir. Felaketin acı yüzü
onlara yumuşatılarak yansı-
tılmalı veyetişkinler ne kadar
etkilenmiş olsalar da onlar
daha güler yüzlü bir dünya-
da yaşamaya devam etme-
liler.
Okul binalarının hasar gör-
memiş olması yeterli değildir.
Eğitim insan için olduğuna
göre, asıl önemli olan öğren-
cilerin hasarsızlığıdır. isteme-
den de olsa yarış atı haline
getirdiğimiz öğrenciler ve
ana-babaları okula başlama
stresini yaşayacaklardır. llk
yapılması gereken öğrenci
ve ailelere biraz nefes ala-
cakfan süreyi sağlamak, okul-
ların açılma tarihini ertele-
mektir. Bu süre içinde Milli
Eğitim Bakanlığı, hazırlıkları-
nı tamamlayarak öğrenciler-
den deprem felaketinin izle-
rini silmeye yönelik nasıl bir
eğitim ve rehabilitasyon prog-
ramı uygulayacağına karar
vermelidir. Yeni eğitim döne-
minin daha başlangıcında bu
doğa olayı anlatılmalıdır. Dep-
rem, aslında çok basit ne-
denleri, ancak bir o kadar
karmaşık sonuçları olan bir
doğa olayıdır. Onu korkunç
yapan bilgisizlik, hazırlıksız-
lıktır. Bilgisayarçağındatüm
okullarda görüntülerle dep-
remin mekanik ve insani bo-
yutunu anlatmak mümkün-
dür. Ülkemizde görüntülü eği-
tim için gerekli malzeme, bil-
gisayar programları çok kısa
bir sürede uzmanlar tarafın-
dan hazırtanarak okullara da-
ğıtılabilir. Çocuklar, aslında
tüm insanlar bilinenlerden
korkmazlar.
Eğitim sistemimiz sınavda
başarılı olmak dışında hede-
fi bulunmayan bir sistemdir.
Amaç yaşamda başarılı ol-
mak ise doğaya karşı da do-
ğa ile birlikte hazıriık eğitimi
verilmelidir. Izcilik, dağcılık,
kampçılık ve bunun gibi do-
ğa sporiarı henüz okul eğiti-
minin ilk yıllarında öğretilme-
lidir. O zaman ülkemizde de
özenerek izlediğimiz kurtar-
ma ekipleri ve kahramanlar
yaratmak mümkün olacak-
tır. Milli Eğitim Bakanlığı ve ai-
lelere düşen görev, okul bi-
nalarını değil, minicik beyin-
leri, serpilen gelişen ruhları
sağlam tutmaktır. Ülkemizin
geleceği bu canlı değerlerin
elindedir.
* \iarmara Ünı. Tıp Fak. Çocuk
Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı Öğreiim Üvesi
Açıklama
Teşvikiye Caddesi, 776 ada, 60 parsel, 127 kapı nohı yer-
deki inşaata i 1 Kasım 1998 tarih ve 318 sayı ile yapı ruhsatı
verilmiştir.
Mal Sahibi: Megahan Inş. San. Tic. A.Ş.
Fenni Mesul: Ali Ceylan
Aynca kornşu 56 parseldeki korunması gerekli Kültür Va-
rlığı olarak tescilü yapıdan dolayı tstanbul 1 Numaralı Kültür
ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'nun 17.3.1999 tarih ve
10671 sayilı karar eki olarak cephe Silüeti Anıtlar Kurulunca
onaylanmıştir.
Arka bahcede yapılan ve üstü konstrüksiyonla kapatılan
kısmı için yasal işlemler yapılmakta olup üzerine kat çıkılma-
tnası için bırakılan demir fîlizler kesilecektir.
Aynca ınşaatın önünde tabela var, ancak güneşten soimuş-
tur, yeni bir tabela yapılaçaktır.
Şişli Belediyesi
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
HARBİ SEMÎH POROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 31 Ağustos
Saudeta/re
«11-İ8İ7 KĞTÛLÜK ÇİÇEKLERf
t867 'P£ BUGÛN, ÜAJIM FIZANSI2 OZAMl
BAUDELA/BE (goDLEZ) 46 YAÇ/NDA ÜLPÛ. DAHA L/SE- \
PEYKEA1 pıe YA2MAYA gAŞlAYAM gAC/P£L4/B£, AfL££/y-
LE OLAAJ /*A/L4Ç/MA2Lttl A/EPe*Jİyi£ HSAfJSA 'OAM
ZAKLAŞMAt: f^TBMİÇ, H/A/T OZYAMUSU'NOAU MAueİ-
ADASl'MA 6İTM/fr/,ga YOLCUUJtC ONUN SAAIATÇt
YAPtStNPA FIBT7UALAGA A/EPEU OLAG4/e.Tr. "tCÖTÜUJK.
Ç(FLEU/e£C>£MAL) BAŞŞ-IĞINDA 7DPLAP/6I -f/-
İRLERİME oeAPA gAfOİO/. EH ÛNLÛ VAPITI OLAN BU
roPUJM AHL4&UA AYkUei* BULUUARAkL
SEMBOUZA4 A&MttJ/U tLK ÖAfCÛLBetHDEN
SAy/LAM SAuDELAf/ZE, GEfJÇ P£tJ£CB< YA$m
ÖUİAAÜAJPEM SOA/GA PAHA DA ÛNLEA1ECEJCTİ1Z.
Cumhuriyel
k ı t a p I a r ı
Ulviye Alpay
MAVİ BİR MERHABA
Bu kıtap "'1999 Yunus Nadi Öykü Ödülü"nü
paylaştı.Yüceyi bulma çabasında bir yazarla
tanışmak isterseniz okuyun bu kitabı. Yepyeni bir
öykü biçemi, pırıl pınl bir dil, insani sarsan
kahramanlar... Yazınımıza kutlu olsun.
" CumhuıtyeC Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. No 39/41
^ . kitap kulübü (34334)Cağatoğlu-lstanbul Tel- (212)514 01 96
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Mehmet Başaran
Özgürleşme Eylemi:
KÖY ENSTİTÜLERİ
Koy
Enstitüleri
Mehmet Başaran, doğal ve toplumsal çevreyi değiştiren, bunu
yaparken kendısi de değişen insanlann öykûsünü anlatıyor.
lnanılamaz çabuklukta yapılanan üretken güç nasıl oluştu ya da
"devnmcı eğitim imecesi"nın yapısı nasıldı veya büyük eğıtimci
"Tonguç Baba" nasıl yetişti, nasıl bir eğitimciydi. Bu ve benzeri
tüm sorulan yanıtlıyor Başaran.
CumhiHTY»< Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulûbü (34334)Cağaloğlu-lstant>ul Tel: (212)514 01 96
Kirlenen Dünyamızı Fidan Dikerek Arıtalım
ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE
EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
GÖRÜŞ
MUSTAFA KUL
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
7269' DeğiştiPilmeli
Her ne kadar depremleri önceden tespit etmek gü-
nümüzde mümkün değilse de bilinen bir gerçek var
ki; Anadolu cografyası dünyada 1. ve 2. derece dep-
rem bölgesi olarak bilinen, dünyanın en yıkıcı dep-
remlerinin yaşandığı, aktif birfay hattının üzerinde bu-
lunmaktadır. Deprem araştırmacılan tarafından hazır-
lanan deprem harrtasında, Türkiye topraklannın yüz-
de 97'sinin, önemli sayılabılecek ve aktif hatde bulu-
nan fay hatlannın geçtiği bölgede bulunduğu bilinmek-
tedir.
Son depremin yaşandığı Kuzeybatı Anadolu ve
Marmara bölgelerinde, son yüzyıl içersinde, 6.0 şid-
detinden daha yüksek 25 büyük deprem meydana
gelmiştir. 1901 -1997 yıllan arasında sarsıntı şidde-
ti 4.5 olan toplam 494 deprem yaşanırken, sarsıntı şid-
deti 2.5 olan toplam 34 bin deprem kaydedilmiştir.
Yıne 1901 yılmdan günümüze kadar tüm Anadolu
coğrafyasında 64 büyük deprem yaşanmış ve bu
depremlerde 60386 kışi hayatını kaybetmiştir. Bu tab-
lo da gösteımektedir ki Türkiye her zaman için dep-
remle birlikte yaşamaya mecburdur. Şon 60 yıl içer-
sinde, başta 1939 Erzincan depremi olmak üzere.
Varto, Hınıs, Muradiye, Lice, Gediz, Denizli, Adapa-
zan, Erzurum, Erzincan, Dinar, Adana depremleri gi-
bi binlerce can kaybının olduğu birçok deprem ya-
şanmıştır.Ancak önceki depremler bir il veya bir il-
çeyle sınırlı kalırken, bu seferki deprem diğerlerınden
farklı bir düzeyde ve farklı bir önemdedir. Kocaeli, Ada-
pazan, Bolu, Yalova, Istanbul, Eskişehir, Zonguldak,
Bursa, Gölcük, Karamürsel gibi birçok il ve ilçeyı kap-
samaktadır. Yaklaşık Türkiye nüfusunun üçte birinin
yaşadığı büyük bir bölge söz konusudur.
Deprem sonrasında enkaz kaldırma çahşmaların-
da ve sağlık hizmetleri konusunda gördüğümüz tab-
lo, devletin katkılannın yeterli düzeyde olmaması ve
depremle ilgili kamu kurum ve kuruluşlan arasında ge-
rekli koordinasyonun sağlanamamış olmasıdır. Dep-
rem mağdurlan kendi olanaklanyla deprem enkazını
kaldırmaya ve enkaz attındakileri kurtarmaya çalışmak-
tadır. Bunu da çok bilinçsızce ve acemice yapmak-
tadır. Yukanda izah ettiğim bu denli önemli bir dep-
rem bölgesinde bulunmamıza karşın devletin bu ko-
nuda hazırlıksız olması ve her zaman böylesi bir fe-
laketle karşı karşıya olan deprem mağdurlarının dep-
rem karşısında bu düzeyde bilinçsiz olması, deprem
korkusunu sürekli içimizde tutmayışımızdan kaynak-
lanmaktadır. Her deprem sonrasında bütün bunlarko-
nuşulur, inşaat teknıklerinden müteahhrt hırsızlıklan-
na, plansızyerleşimden zemın etütlerıne, deprem es-
nasındaki davranışlardan deprem sonrasındaki ön-
lemlere kadar her şey konuşulur, yazılır, çizilir ancak
deprem şoku geçtikten sonra her şey unutulur.
Depremle ilgili birçok yabancı ülkeden teknik per-
sonel ve maddi yardımlar gelmektedir. Gelen teknik
insanlar aynı zamanda deprem konusunda yetıştiril-
miş enkaz altındakileri sag olarak çıkarma konusun-
da egitilmiş köpekleıie gelmektedirler. Türkiye, bu
düzeyde nskli bir bölgede bulunmasına karşın, yıllar-
dan beri depremlerde önemli katkı sağlayan köpek
eğrtimini nedense ihmal etmektedir. Diğerülkelerden
teknik anlamda çok yararlı katkılar almamıza karşın
gazetelerden okuduğumuz kadanyla bazı ülkelerin
Türkiye'ye yapmış oldukları maddi yardımlar, bu dep-
remin tahribatının büyüklüğü karşısında yetersiz kal-
maktadır.
Bütün bu hazırlıksızlıklann ve tedbirsizliklerin ya-
nında, en önemli eksiğimiz, böylesine önemli bir dep-
rem riski altında olan Türkiye'nin, afetten dolayı ya-
pacağı işlerle ilgili devletin görevlerinin tarif edildiği
7269 sayılı "TabiiAfetler Vasas/"nın yetersizliğidır. Bu
yasa mevcut haliyte böylesi bir afetin zararlannın taz-
min edilmesı için yeterli gelmemektedir. Herdeprem-
den sonra yetkıliler olay yerine gider "Yaralar sanla-
caktır" der. Daha sonra mevcut 7269 sayılı yasanın
değiştirıimesi gerektiği söylenir. Ancak her seferinde
bu sözler unutulur. Son Erzincan depremi ve Dinar dep-
remi ile ilgili özel yasalar çıkartılarak sorunlar aşılma-
ya çalışılmışsa da 7269 sayılı yasada köklü bir değı-
şiklikyapılamamıştır. Bu depremle ilgili deözel bir ya-
sal düzenlemenin yapılmasına ihtiyaç duyulacaktır.
Çünkü mevcut yasada bu tür afetlerde, afetzedele-
rin yıkılan konutlannın yapılması öngörülmüş olma-
sına karşın devlet bugüne kadar yasanın emrettiği bu
görevini dahi yerine getirememiş ve bugün itibarıyla
devletin 196O'lı yıllardan beri vatandaşına yapması ge-
reken ancak yapamadığı 40 bin konut borcu bulun-
maktadır. Kaldı kı bu depremde afetzedelerin birçok
ihtiyaçlan ve beklentileri olacaktır. Konut, bunlardan
sadece birisidir. Deprem mağduriarından çiftçılerin,
işçilerın, memurların, esnafın ve öğrencinin ve daha
birçok kesımın farklı farklı beklentileri olacaktır. SSK
primlerinden Bağ-Kur primlerine, banka borçlann-
dan, yeni kredi taleplerine, vergi terkininden ek sınav
hakkına kadar birçok talep olacaktır. Aynca bu hiz-
metlerin karşılanması için Afet Işleri'nin tek başına ye-
terli olmaması nedeniyle Karayollan, DSİ, Köy Hizmet-
leri, lller Bankası, Ziraat Bankası, Emlak Bankası,
Toplu Konut Idaresi, SSK ve Bağ-Kur gibi birçok ka-
mu kurum ve kuruluşlannın arasında koordinasyon
sağlanması amacıyla yeni bir yasanın ivedilikle çı-
karılması gerekmektedir. Tabii ki en köklü çözüm,
7269 sayılı yasanın tümüyle değiştirilmesidir.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2
1 2 3 4 5 6 7
SOLDAN SAĞA:
1/ Duvarcılann,
tenekecilerin
kullandığı, üç-
genağızlı,kesi-
ci el aleti. 2/
Davranışlan ya-
vaşolan... Avu-
katlann bağlı ol-
duklan meslek
kuruluşu. 3/ Es-
ki dilde yılan...
"— et gövdeni
dursun bu hayâ-
sızcaakın"(M.
Â. Ersoy). 4/ Bir met-
nin, bir yapıtın aslından ^
azçokaynlandeğışıkbı-
çimlisi. 5/ Bir nesnenin
uzayda kapsadığı yer... 3
Rütbesiz asker. 6/ Eski 4
Mısır'dagüneştannsı... 5
Birspor takımının göz- g
deoyuncusu... Tanntanı- -.
maz. 7/Fütüvvet şeyhi...
lzmir'inbirilçesi.8/Sür-
8
dürme, devam ettirme... 9
Akıl. 9/ Kadında cinsel istegin hastalık derecesinde art-
ması.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ciltli kitaplann sırtındaki yuvarlaklık. 2/ Kırsal kesim-
de büyük topraklan olan, varlıklı ve sözü geçer kimse...
Kaba sofiı. 3/ Sacma sapan ve anlamsız söz... Düşünce.
4/ Şarkı, türkü... Gözlen görmeyen... Yuz metre kare tu-
tarında yüzey ölçüsü biriını. 5/ Stronsiyum elementinin
simgesi... Japonlaraözgübır türgüreş. 6/ Şık, lüks ve gös-
terişlı giyım tarzı... ABD'li bir rock müzik grubu. 7/ Çöl
bölgelerinin yanı başında yer alan, çalı ve kurakçıl ağaç-
çıklann oluşturduğu bitki topluluğu. 8/ Evcil bir geyik...
Veba hastahğına verilen bir başka ad. 9/ Bir insanın iç ve
dış özelliklerini betimleyen yazı türü... Bir nota.