19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 1999 PAZAR HABERLER DUINYADA BUGUN ALt StRMEN İyi ki Varsın Ciguli Sevgili, Pazar günleri, bir sürü muzarafatı temizleyip, asıl gazeteyi ya da koyunun olmadığı yerde ke- çiye Abdurrahman Çelebi derlermiş misali asıl gazete olarak kabul ettiğimizi ayıklarken epey zorlanıyorum. Sonra da, yerde birikenler üstüme bulaşa- cakmış gıbi, üstüne basmadan geçmeye gay- ret ediyorum. Geçen pazar da öyle oldu. Sabah ayıklama temizleme işini bitirdikten sonra, "asıl gaze- fe.Herden birini aldım elime. Dehşetengiz Dir manşet: "Bize Ne Oldu?" Bize her gün bir şeyler ola ola başımıza gel- meyen kalmadığı için merakla devam ettim. Dehşetin gerekçesi alt başlıkta açıklanmıştı: "Türkiye'ye bir hat oldu. Zevksizlik, sevi- yesizlik her geçen gün daha çok prim yapı- yor. Işte son örnek Ciguli." Bir daha habere baktım, sonra gazeteye, son- ra yerdeki muzarafata ve bastım kahkahayı. Bir ara egemen kültürü anımsayıp, içimden bir de "good morning after super" deyiver- dim. Biliyorsun ya Sevgili, son zamanlarda böyle Frenkçe kelam edince daha etkileyici olunuyor. Kısacası daha iyi "impress ediyorsun" insan- ları. Ciguli'yi merak edip, bir kez dinlemiştim bir televizyon kanalında. Bulgaristan'dan göçmüş, Roman müziği yaparak krt kanaat geçinen, a- ma birdenbire "Binnaz" adlı şarkısı ile kitlesel kerizliğin doğrultusunu yakalayıp, kerizma sa- hibi olan, ufak tefek, güldüğü zaman bile yakı- şıklı olmayan, ama sevimli mi sevimli bir adam- cağız. Şimdi geniş kitlelerle kerizlik noktasında kesişmesinı sağlayan kerızmasının meyveleri- ni toplayıp, para sahibi olmayı düşlüyor. Doğrusu ya, o alt kültürün bombardımaruna öylesine ahşmışım ki, bana Ciguli hiç de çoğun- dan daha farklı gelmedi. Artık kapını pencerini kapatsan bile, kerih sesli seyyarsatıcının hopar- lörü, kaset satıcısının goygoyu evine kadar gir- diğinden, TV kanallanndan, radyo istasyonla- nndan ve kimi çok satan gazetelere kadar her yerde bu kültürü gördüğümden Ciguli'nin ne- den bu kadar tutulduğunu da anlayabildim. Ciguli tekil bir olay değildi. O, TV ekranlarının, büyük gazete sayfalarının, Şamdan, Handan, Mumdan eklerinin son ürünlerinden biriydi. IMF ilegörüşmelerin sonucunu, "Dolaharge- liyor" (aslında nah geliyor ya!) diye manşetleş- tirenlerin ya da "BakÂpo Bak, Işte Bayrak" di- ye manşet atanlann son ürünüydü. Ciguü, yıllar süren toplumsal bozukluklarımı- zın, genel düzey düşüklüğümüzün, artık üst kül- türü ezip geçmiş olan alt kültürün bir ürünüy- dü. Bu kültür çorbasında, medyanın da tuzu vardı; hem de ne kadar çok... Peki şimdi neden Ciguli'ye kızıyorlardı? Cigu- li'ye kızıyorlardı Sevgili; çünkü Ciguli, onlann da düştüğü seviyenin bir milim altındaydı. Düzey düşüklüğünün bu kadarı da olmazdı. Biz ancak, kendi düştüğümüz yere kadar hoş- görüyle bakardık; onun da altı, yooo o kadar da olmazdı... O zaman düşündüm, içimden bir selam sal- ladım Ciguli'ye: "İyi ki varsın Ciguli; sayende kimler, nele- ri fark etmeye başladılar." Şimdi düşünüyorum Sevgili. belki bir gün bi- rileri onomatopelerle bir şarkı yapacak, "aaaa- iii, oooohuuu, baaabuuu, naaanu, banu- uu!...." diye. işte o zaman da Ciguli çıldıracak, belki de o gazeteye demeç verecek, "Bize ne oldu?" di- yecek ve ekleyecek: "Zevksizlik ve seviyesizlik her geçen gün daha çok prim yapıyor." Kimse de onu yadırgamayacak, çünkü o za- mana kadar artık Ciguli de toplumsal klasikler arasında yer alacak. Sevgili o zaman da ben yine "İyi ki varsın Ciguli!" diyeceğim. Milli savunma Bakanı 'Kosova'daki asker sayısmı arttırabiliriz' NEVŞEHİR(Cumhuri- yet) - Milli Sav unma Baka- nı Sabahattin Çakmakoğ- lu. NATO"dan Kosova'da konuşlandınlan Türk as- ken bırliğının sayica arttı- nlması yönünde bir istek gelmesi halinde. bunu 2000'e kadar çıkarabile- ceklerini bıldirdi. Milli Savunma Bakanı Sabahattın Çakmakoğlu. Nevşehir'in çeşitli mer- kezlerini kapsayan bir ge- ziye çıktı. Gezinin ilk du- rağı olan Nevşehir'in Ür- güp ilçesinde 1896 yılmda bölgede yaşayanlar tara- fından yaptırılan bir bina- nın restore ettırılerek as- kerlik şubesi yanında mi- safirhane olarak hizmete açılış törenıne katılan Çak- makoğlu: tarıhı yapılann günümuzde fonksıyonel hale getırılmesinde çok geç yola çıkılmasına kar- şın.tanhi birbinanınyenı- den düzenlenerek Türk Si- lahlı Kuv\etlen mensupla- nnın misafirhane ıhtıyacı- nın karşılanmasına dönük olarak kullanımından bü- yük bir mutluluk duydugu- nu bildirdi. Çakmakoğlu, 1996 yı- lında onanm çalışmalan başlatılan Ürgüp Askerlik Şube Başkanhğı tarafın- dan 74 milyar liralık bir harcama ile Avanos yolu üzerinde bulunan 17 yatak kapasiteli misafırhanenin kurdelesinı keserek söz konusu merkezin onan- mında emeği geçenleri kutladı. Çakmakoğlu, da- ha sortfa gazetecilerin çe- şitli konıBardakı sorulannı cevaplandırdı. Kosova'ya gönderilen Türk askeri bir- liğinın sayıca arttınlıp art- tınlmayacağı yolundaki bir soruyu cevaplandıran Çakmakoğlu, "NATO. Türk askeri gücfin arttml- ması yönünde bir karar alırsa bunu yerine getiririz. Böyle bir ihtiyacın ortaya çıkması halinde, Koso- va'daki askeri birliğimizin sayısını 2000"e kadar yük- seİtebiliriz. Türk birlikleri daha önce de Bosna \e So- mali'de nasıl bir görev an- layışı tçerisinde olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Ko- sova'da da örnek oluştura- cak bir güç olarak kendini kabul ettirecektir" dedi. îstanbul Üniversitesi Rektörü Alemdaroğlu ile öğretim üyesi Prof. Dr. Şenatalar tartıştı Bölüm birleştirtne kavgası• tstanbul Üniversitesi'nde bölümlerin birleştirilme karanyla başlayan tartışma büyüyerek sürüyor. Rektör Kemal Alemdaroğlu ile tÜ Senato üyeliğinden istifa eden Burhan Şenatalar, Radyo Cumhuriyet'te karşı karşıya geldiler. Alemdaroğlu, karara senato üyelerinin çoğunun imza attığım söylerken Burhan Şenatalar, birleşmeye olumlu oy kullanan kişilerin azınlıkta olduğunu bildirdi. tstanbul Haber Servisi - Îstanbul Oni- daroğtu'nun; programın, tÜ Senato- versitesi (1Ü) Rektörü Prof. Dr. Kemal su'nda alınan ve tartışma yaratan, bazı Alemdaroğlu ile İÜ Senato üyeliğinden istifa eden Siyasal Bilgiler Fakültesi (S- BF) Ögretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Şe- natalar arasında. bölümlerin birleştiril- mesı karanyla ilgili Radyo Cumhuri- yet'te gerilimli bir tartışma yaşandı. Alemdaroğlu'nun. "Siz özerklik konu- sunda senatoyu Türkiye Cumhuriyeti üniversitesinin senatosu saymaz gibiydi- niz" sözlenne Şenatalar. "Konuyu milK, hamasi konulara çekmeyin, benim kim oktuğumu herkes bilir, kaydırmaca yap- mayın" karşılığını verdı. fü Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemda- roğlu. Hürriyet gazetesi yazan Yalcın Ba- yer'in Radyo Cumhuriyet'te yayımlanan "Sözün Özü" programına katıldı. Alem- bölümlerin birleşririlmesi karan konu- sunda görüşlerini açıklaması sırasında Prof. Dr. Burhan Şenatalar'ın adını ver- mesi üzerine, Şenatalartelefonla progra- ma katıldı. Şenatalar ile Alemdaroğlu arasında yaşanan ve her ikisinin de za- man zaman sinirlendiğı tartışma şöyle gelışti: Burhan Şenatalar: Ismim geçtiği için tartışmaya katılma ihtiyacı duydum. Çe- kımseroy kullanma meselesınde senato- da bir uyanda bulundum, şöyle dedim: "Arkadaşlanmız o> kuUanmıyorlar, çe- kimser davTanıvorlar, hiç olmazsa oybt- mayı getecek haftaya erteleyeKm." Yeni kanun "Çekimseroy kuUaıulamaz;ya ka- bul, ya ret* diyor. Çoğunluk orada oy kullanmıyor, bu çok normal bir davranış, çünkü ne olduğunu anlamadılar. Sayın rektör "Çekünser oylar kabul sa>ihr" de- di. "Aman efendün nasıl böyle dersiniz, çekimser oy mutlaka ret sayüır, lütfen er- teleyeKm'' dedim. "Hayır bugün >-apd- ması gerekH" dedi. Sonradan öğreniyo- ruz ki aynı gün öğleden sonra YÖK'e gönderilip YÖK'ten geçecekmiş, onun için acele ediliyormuş. Yalçın Bayer Aynı gün niye YÖK'e gönderildi? Ertesi gün de resmi gazete- de mi yayımlandı? Kemaİ Alemdaroğlu: Ertesi gün ya- yımlanmadı. biz her zaman aynı şeyi yaptık, senato kararlannı aynı gün YOK'e fakslıyoruz. Şenatalar: Aynı gün YÖK'e geçildiği- ni siz de doğruladınız Sayın rektör. "•MartayındabtrtopiantHİaŞenatalar'la bu konuyu konuştuk" dıyor. Bu ifade hu- kuk düzenımizde geçerli bir ifade değil. Alemdaroğlu: Bu tür bir konuşma ol- madı mı? Şenatalar: Böyle bir konuşma şöyle oldu efendim. Siz bazı bölümler müker- rer dediniz. Akmdaroğhı: Mükerrerdemek, iki ta- ne bölüm var demektır. Şenatalar: Size şunu sordum: "Bu bö- lümleri biıieştirmeyi mi veya kapatmayı mıdüşünüyorsunuz" dedim. Alemdaroğlu: "Bu bölümleri kapata- caknusuuz" dediniz "Hayırkapanlma- yacak, aynı adı taşıyan bölümler büieşti- rilecek" dedim. Şenatalar: O görüşmede size "Çok ynnnş ohır, bu bölümler arasında taüı bir rekabet \ur, bu da iyi bir şeydir; üretken- Uği, kalheyi artunr" dedim. Alemdaroğlu: Bunlar sizin görüşleri- nız, senatoda 54 kişiden 49'u sizinle ay- nı düşünmediği zaman herkesi itham et- me gibi bir yöntemi uygulamanız çok yanlış olur. Şenatalar: Hayır ben kimseyi itham etmiyorum. Aİemdaroğhı: Senato kararlan en üst kurul olarak bağlayıcıdır. Tutanak elim- de. Şenatalar: Olumlu oylar 15 civann- davdı. Banş Gücü'ne tahsis edilen Türk birliği, Bulgaristan'ı geçerek Makedonya'ya ulaştı TürkaskeıieıiKosova yolımda FUAT KOZLUKLU ÜSKÜP - Kosova'da banşın tesisı ve konmması için oluşturulan Kosova Banş Gücü'ne (KFOD) tahsis edilen Kosova Türk Banş Gücü Görev Kuvveti'nin ilk kafilesi, Bulgaristan'ı geçerek dün akşam saatlerinde Makedonya'ya ulaştı. Kosova'ya gidecek kafilede yer alan askerler ve personel, önceki gün gcceyi geçirdikleri Edirne Orduevi ve askeri birliklerden, araçlarla dün saat 04.30'da Kapıkule Tır Çıkış Gümrüğü Sahası'na gelip buradaki araçlanna binerek Bulgaristan'a geçti. Kafileyi Kosovaya uğurlamak üzere. Edirne Valisi Mehmet Canseven, Kapıkule Mülki tdarı Amiri ve Vali Yardımosı Necati Şentürk, 5. Kolordu Komutanı Korgeneral Tuncer Kıhnç, 3. Mekanıze Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Mehmet Başpınar. 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuggeneral Korkut Ozarslan, Edirne Emniyet Müdürü Bahattin Zengjn. Jandarma Alay Komutanı Jandarma Albay Hami Çakır, Türkiyenin Sofya Büyükelçisı Tahsüı Burcuoğlu, Filibe Başkonsolosu thsan Yücel ve Bulgar Albay Georgi Kostadinov hazır bulundu. Türk askeri konvoyunun Bulganstan'dan geçişi sırasında herhangi bir sorun yaşanmadığı, ancak ağır ilerleyen 52 araçlık Edirne'den yola çıkan Kosova Türk Banş Gücü Bulgaristan- Makedonya arasında bir yaşamadL (Fotoğraflar: AA) . konvoyun trafiğin aksamasına neden olduğu belirtildi. Bulgaristan güvenlik birimleri, Türk askennin geçişi sırasında genış güvenlik önlemlen aldı. Konvoyun Sofya çevre yolundan geçişi sırasında trafik ikı saat süreyk durdunıldu. Türk askeri konvoyu Sofya'dan sonra otoyol olmaması nedeniyle ağır ilerleyerek dün akşam TSİ 19.00'da Makedonya sınır kapısına ulaştı. Burada yurrtaşlar tarafından alkışlarla karşılanan askeri konvoy, geceyi geçireceği Kumanova kentine geldi. Konvoyun, bugün görev bölgesı olan Kosova'nın Prizen bölgesine ulaşacağı belirtildi. Toplam 993 personelden oluşan "*Kosova Türk Banş Gücü Görev Knweti"nin geriye kalan bölümünün. bugünden itibaren tren yoluyla yine Bulgaristan üzerinden Makedonya'ya geçeceği öğrenıldi. Yaklaşık 440 personel ise 8 Temmuz'da uçakla Kosova'ya gidecek. Güneydoğu'da 15 yıldan beri devam eden şiddet olaylanna harcanan para miktan hesaplandı Terörün faturası 21 katrflyon EN\TRSEVİŞ DİYARBAKIR - Türk Mü- hendis ve Mimar Odalan Birliği (TMMOB) tarafından yapılan bir araştırmada. Doğu ve Güney- doğu Anadolu bölgelennde 15 yıldan beri devam eden terörün Türkiye'ye maliyetinin 21 kat- rilyonu geçtiği belirtildi. Araş- tırmada, "Güneydoğu'da 15 yü- dır süregelen savaş, resmi kay- naklara göre 30 bin insanın öl- mesine, yuz binlerce insanuı top- raklannu evterini terk etmek zo- runda kalmasına. ormanla- nn, köylerin yakılıpyok edil- mesine yol açmakla kalma- mış. bir bütün olarak ülke- nin her yanında ağır bir tah- ribata neden olmuştur" de- nildi. TMMOB'nin aylık yayın organı olan Birlik dergisinde yer alan araştırmada. bölge- de yaşanan şiddet olaylan nedeniyle harcanan 21 kat- rilyon lira ile neler yapılabi- leceğı şöyle anlatıldı: 22 ilde 400 yataklı hasta- ne. 17 2 ilçede 50 yataklı has- tane, 215 bucakta sağlık oca- ğı. 7 bin 724 köyde sağlık e- vi, 22 ilde sivil havaalanı. Ankara-Hakkâri otoyolu, Ankara-Kars otoyolu, Anka- ra-Çanakkale otoyolu. tstan- bul-Rize Karadeniz otoyolu. 1.204 yolu olmayan yerle- şim merkezine 2 bin 700 ki- lometrelik yol. 1000 adet gö- let, 172 ilçe kanalizasyonu. 215 bucak kanalizasyonu. 172 ilçe içme suyu. 215 bu- cak içme suyu, 7 bin 724 köy • Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliği, teröre harcanan parayla nelerin yapılabileceğini hesapladı. Birkaç örnek... 22 ilde 400 yataklı hastane, 172 ilçede 50 yataklı hastane, 215 bucakta sağlık ocağı. 7 bin 724 köyde sağlık evi, 22 ilde sivil havaalanı, Ankara-Hakkâri otoyolu, Ankara-Kars otoyolu, Ankara-Çanakkale otoyolu, tstanbul-Rize Karadeniz otoyolu, 1.204 yolu olmayan yerleşim merkezine 2 bin 700 kilometrelik yol... içme suyu, 22 il kanalizasyonu, denailelere2binadetlikgöçmen adet 300 kişilik öğrenci yurdu, 22 il içme suyu, 900 kilometre Ankara-Diyarbakır doğalgaz bo- ru hattı, 172 ilçe elektrik şebeke işi, 215 bucak elektrik şebeke işi, 172 adet ilçe küçük sanayi sitesi, 22 adet organize sanayi altyapı- sı. 10 adet soğuk hava tesisi, 100 adet gölet inşaatı. zorunlu göç e- konutu yapılması, tamamlana- mayan GAP projelerinin 1.7 hek- tannın sulanması, 80 adet meslek lisesi, 22 adet sokak çocuklan merkezi, 100 adet yatılı bölge okulu, 50 adet yüksekokul, 172 adet halk kütaphanesi, 22 adet 1.500 kişilik öğrenci yurdu, 172 22 adet kapalı spor salonu, 10 adet olimpik kapalı spor salonu. 100 adet açık spor tesisi, 11 adet bölgede planlanan organize sa- nayi bölgesi, 10 adet elektrik de üretilecek çöp santrah, Ankara- Istanbul demiryolunun hızlı ula- şıma dönüşumü, 800 kilomotre- Güneydoğu'da terör hem ülkenin gelişmesi hem de bölgenin sorunJanru çözme önünde büyük engeller yaratıyor. lik Ankara-lstanbul hızlı demir- yolu projesi, 1.086 kilometrelik Ankara-Kars hızlı demiryolu. Araştırmada, savaşın olmadığı bir ortamda harcanabilecek olan 84 milyar dolann her kesimin ya- ranna kullamlabileceği; yatınm- lara dönüştürülebilmesi duru- munda sadece Güneydoğu'da de- ğil, ülkenin her yerinde kol gezen yoksulluk ve işsizliğin hafifleti- İebileceği gibı, enflasyonun dü- şürülebilmesı, dünya ülkeleriyle rekabet edilebilmesi gibi birçok hedefe de daha kolay vanlabile- ceği kaydedildi. Bu arada 1984 yılından beri yaşanan terör olaylan nedeniyle 28 bin 278 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, PKK'nin 15 Ağustos 1984'teki ilk saldı- nsından 26 Mayıs 1999'a kadar Turkiye'de 20 bin 915 terör olayı meydana geldi. PKK'nin 8 bin 346 saldın, 3 bin 254 patlama gerçekleş- tirdiği, 394 gasp olayına ka- nştığı belirtildi. PKK'yle güvenlik güçleri arasında toplam 6 bin 536 çatışma yaşandı. PKK'nin saldınlan sonu- cu 4 bin 507 vatandaş, 1.234 geçici köy korucusu hayatı- nı kaybederken 3 bin 941 as- ker ve 248 polis şehit oldu. Olaylarda 8 bin 426'sı asker, 1.669'u geçici köy korucu- su, 960'ı polis ve 5 bin 738'i vatandaş olmak üzere top- lam 16 bin 973 kişi yaralan- dı. Operasyonlarda 18 bin 348 PKK'li öldürüldü. Aİemdaroğhı: Hayır olumlu oylar 40'ın üzerindeydi. Aykın oylan görmek istedim. Şenatalar. Tutanak sizin yönlendirme- nizle yazılıyor. Alemdaroğlu: Sayın Şenatalar lütfen, siz rektörlüğe aday olmuş bir kişisiniz, kurumlan böylesine itham altında tut- maym. Şenatalar: Tabii, çok normaldir bu. Ye- di bölüm kapatılıyorsa nonnal yolu bu fakültelere yazılı olarak bildirmek, fa- kültelerden göriiş talep etmek, senatoda ilgili komisyonlarda görüşmektir. Akmdaroğhı: Yani bir beş yıl daha bekleyelim mi? Başında bulunduğunuz maliye bölümünde öğretim üyesi sayısı ile iktisat fakültesi maliye bölümündeki öğretim üyesi sayısına bakınız. Şenatalan Keşke bu örneği vermesey- diniz. SBF Maliye bölümümüzde 5 öğ- retim üyesi var. Ankara Mülkiye'de sa- dece 4 öğretim üyesi var. Ankara Üniver- sitesi neden kapatmıyor? Aİemdaroğhı: Fakültelerden yönetme- likler istedik, hiçbir hareket gelmeyince çerçeve yönetmeliği geçir- dik. Şenatalan Bölüm birleş- tirilmesine itiraz ettim, bağıl değerlendirmeye açık bir iti- razım olmadı. "Bu konuda çerçeve yönetmelik geçire- bm, ancak fakültelere dayat- mayahm" dedim. Alemdaroğlu: Fakülte yö- netmelikleri çerçeve yönet- meliğe paralel olmak zorun- da, siz sosyal bilimci olarak bu kavramlan benden daha iyi bildiğiniz halde kelime oyunlan yapıyorsunuz. Şenatalar: Bu tartışmayı hukuk fakültesi yapıyor. Ben siyasal bilgiler fakültesiyle ilgili bir şeyler söylemek is- tiyorum. Alemdaroğlu: Sizin için sadece siyasal bilgiler fakül- tesi önemli. Şenatalar: Hayır, müm- kün mü, bütün üniversite sis- temi benim için önemli. Alemdaroğlu: Öyleyse bütün dekanlar, bölüm baş- kanlan yeni sistem için he- yecanla, şevkle çalışma ya- pıyorlar. Siz de yapın. Şenatalan Sayın rektörüm müsaade edin, bizinı fakül- temiz maliye bölümü Ingi- lizce destekli eğitime geçsin diye bir senato karan alındı mı ahnmadı mı? Alemdaroğlu: Bu uygula- ma birçok fakülte için benim rektörlüğüm döneminde gerçekleştirildi. Şenatalar: Bu karar sena- todan. birleştirme karann- dan iki toplantı önce geçti. Aİemdaroğhı: Senato ka- rarlan değişmez kararlar de- ğil ki; bir karar almır, başka bir toplantıda değişik bir ka- rar daha alınabilir. Şenatalar: İki toplantı ön- ce Ingilizce eğitime geçsin diye karar ahnıyor. Aİemdaroğhı: O karar, he- nüz YÖK'te karar altına alınmamıştı. Şenatalar: Ama bakınız şimdi, bir buçuk ay içindeki bu çelişkınin açıklanması gerekir. Akmdaroğhı: Bir buçuk ay içindeki çelişkide bir yan- lışı gördük ve bunu düzelt- tik. Şenatalan O zaman bi- zimle niye tartışmadınız. Bi- ze söyleseydiniz kapatacağı- nızı biz de ona göre raporla- nmızı hazırlardık. Akmdaroğhı: Kendi söy- lediklerinizi duyar, benim söylediklerimi dinlemezse- niz olmaz. Şenatalar: Ben dikkatle dinliyorum. Alemdaroğlu: Siz özerk- lik konusunda senatoyu Tür- kiye Cumhuriyeti iiniversi- tesinin senatosu saymaz gi- biydiniz. Herkes sizi eleştir- di. Şenatalar: Konuyu milli, hamasi konulara çekmeyin. Ben 30 yıldır üniversitede- yim. Benim kim olduğumu herkes bilir. Kaydırmaca yapmayın. Alemdaroğlu: Milli, ha- masi konulara çekmiyorum. Sizi herkes eleştirdi. Alt ku- rul olan akademik kurulun, üst kurul olan senatonun ka- rannı değiştinnesini istiyor- sanız demokrasi anlayışı- mızda fark var demektir. Şenatalar: Tabii fark var. Alemdaroğlu: Ama Sayın Şenatalar. "akademik kurul karanyla oybirtiğivle redde- dildi" derseniz üst kurul ka- rannı görmezden gelirsiniz. Alt kurul, üst kurul karannı oylayamaz Şenatalar: Yasaya uygun- luk anlamında bu kurullar daha önce toplanmalıydı. Alemdaroğlu: Toplanıp daha önce görüşlerini bildir- mişlerdi Sayın Şenatalar. Şenatalar. Sizi daha fazla meşgul etmeyeyim, teşekkür ederim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle