28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 1999 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Insan Hakları Yerleşimleri Konferansı 'na sahip çıkan yok; düzenleyicilerden Yiğit Gülöksüz 3 yıllık süreci anlattı Habitat'ın adıkaldı yadigâr Kalabalıklar yurttaş olmayı bilmeli - Peki, gerçekleşiyor mu? - Bunu henüz bilmiyoruz. Ama Türkiye'de iyi bir ömek yaptığınız zaman bu, taklit süreçleriyle ve hızla yayılıyor. Belki de bu yapılanlar birçok şehirde tekrarlanıyor. O zamanki süre ve para imkânlan çerçevesinde bu bir ölçüde geliştirildi. Habitat için harcanan para da hiçbir zaman boşa gitmemiştir. Benim şöyle bir gözlemim var: Türkiye'de bir insana bir kamera ve bir mikrofon yöneltilirse o kişi kendisini şikâyetle görevli sayiyor. Zaten bu sürekli ağlaşma hali kültürümüzün önemli bir parçası. Hatırlıyorum, çamur içinde bır sokağa tuğla kaplanıyordu. Televizyon muhabiri o sokakta oturan bir kişiye mikrofonu uzattığında o kişi, "Böylerezaletotanaz oteun" diyordu. Habitat sırasında şehirle ilgili bir derlerae, toparlama yapıldı. Binlerce ağaç dikildi. Bunlar büyüyor. Habitat için aynlan 100 milyon dolarlık bütçenin çok küçük bölümü, yani 10 milyon dolan, diyelim, doğrudan doğruya konferans için harcanmıştır. Öbür yapılanlar altyapılar olarak orada duruyor. Bu da. New York Times gazetesinde birer sayfadan 10 gün ilan vermenin bedelidir. Tûrkiye bu parayı harcıyor. Oysa biz bunu yapmakla, şehir konumlannı düşünen, duyarlı 20 bin kişinin bugün lstanbul'dan iyi sözlerle söz etmelerini sagladık. Onun için bu, yapılmış en iyi yatırımlardan biridir. Ortak çalışma yaklaşımı benimsenmeli' - Pekifırsat hepten mi kaçınldı? - Tabii ki her zaman yapılacak bir şey vardır. Bugün de yapılacak bir şey var. Habitat'ın tabii ki etkileri oldu. Bunlar da önemli. 1992'de Rio'da yapılan Dünya Konferansı'nın (Earth Conference) etkilenni düşünün. Dalga dalga Tûrkiye'ye geldi. Türkiye'deki çevre mevzuatı ondan sonra düzenlendi. Çevreyle ilgili bütün sivil toplum kuruluşlan bu konferanstan sonra kurulmuştur. O konferans kararlanna bütûn dünyada sahip çıkıldı. Uluslararası ağlarla Türkiye'deki ağlar arasında ilişki kuruldu. Bununla ilgili yaymlar yapıldı. Dünya Konferansı'nm etkileri başanyla yürüyor. Artık her isteyen her istediği şeyı istediği yere koyamıyor. Öyle bir girişimde orada yaşayan insanlar derlenip toparlanıyorlar. Bu insanlara sahip çıkanlar var. Aynı şey Habitat için de olacaktır. Zaten bu etkiler belli bir zaman içinde hissediliyor. Ama bunu kolaylaştırmak hükümetlerin görevidir. Ne yazık ki iş 1996 sonundan itibaren havada kaldı. Ama şimdi yine yapılacak işler var. Ama işi sadece yerel ve merkezi yönetimlerden beklememek lazım. Onlarla ortak çalışma yaklaşımmı benimsemeliyiz. Bu işleri hiç kimse yapmazsa biz yapmak zorundayız. Yönetimde süreklilik esas olduğuna ve 1996'daki hükûmetin uluslararası taahhütleri açık olduğuna göre yeni hükümet neden bu çahşmayı alıp geliştirerek çahşmayı yapan gruplarla ve bütün yerel yönetimlerle ortakhk halinde ele almasm? Ömeğin neden yerel Habitat çalışmalanna dayarularak bir ulusal Habitat'a gidilmesüı? O uluslararası konferansta yapılan taahhütlerin Türkiye için geliştirilmesi ve yerelleştirilmesi gerekir. Burada her şehrin ayn önceliği var. Halkın kendi sorunlannı belirlemesi, onun için yaratıcı çözümler üretme gayreti içinde bulunması. bunu hem merkezi, hem yerel yönetimde izlemesi gerekir. Elimizde bir Ulusal Eylem Planı var. Bundan başlanarak bence çok hızla mesafe ahnabilir. 2001 yılında bunun gözden geçirme toplantısı yapıldığı zaman Türkiye'de yapılmış işleri göstererek bence dünyaya önderlik etme fırsatı da doğar. LEYLA TAVŞANOĞLU Habitat IIya da Insan Yerleşimleri Konferansı'nm htanbul'dayapıhşımn üzerinden üçyılgeçti. Dünyanın çeşitli ülkelerinden resmi temsilciler ve sivil toplum kuruluşlan üyeleri olmak üzere 20 bin kişi, insanlann bulunduklan bölgelerde daha iyiyaşayabilmeleri ve bunun sürekli kıhnmasımn yollannı, yöntemlerini araştırdılar. Hükümetler düzeyinde bağlayıcı kararlar alındu Ancak aradan üçyılgeçmiş olmasına karşın evsahibi ülke Türkiye'de görünürde elle tutulur ciddi bir iş yapılmadu Habitat'a sahip çıkan ve alınan kararlar doğrultusunda çalışmalannı sürdüren yerel birimlere diyecek bir sö'zümüzyok. Söylemek istediğimiz, bugüne kadar neden bir ulusal Habitat'ın bir türlü toplanamadığı? Yoksa arazi mafyaları, rant paylaşıcılan Habitat kararlarımn hayata geçirilmesini istemiyorlar PORTRE / YtĞİT GÜLÖKSÜZ ÎTÜMimarhkFakültesi'ndeyükseköğrenimini tamamladı. ABDde şehir ve bölge planlaması masteri yaptı. Devleî Planlama Teşkilatı 'nda (DPT) uzman olarak çahştı. 1978-80 arası Köyişleri ve Kooperatifler Bakanlığı 'nda müsteşar görevinde bulundu. Bunun ardından ODTÜ'de Şehir ve Bölge Planlama Bölümü 'nde öğretim görevlisi oldu. SODEP ve SHP 'nin kuntcu üyeleri arasında yer aldı. Her ikipartide de genel başkan ve genel seh-eter yardımcılığı yaptı. 1992-1997 arası Toplu Konut îdaresi (TOKİ) Başkanıoldu. 1995-96 da BM 'nin Habitat Konferansı Ulusal Komite Başkam olarak görev yaptı. Geçen hafta sonunda gerçekleştirilen CHP Olağanüstü Kongresi 'nde PM üyesi seçildi. • BM tnsan Yerleşimleri Konferansı 'nın ikincisiya da Habitat II Kent Zirvesi, 1996 Haziranı'nda htanbul'dayapılmış ve büyük ilgi toplamıştu Siz, Habitat Konferansı 'nın Ulusal Komite başkanıydınız. Sizin zamanımzda Habitat'ın bir sahibi vardu Bu da, aynı zamanda o dönem başkanhğım yaptığınız Toplu Konut Idaresi'ydi (TOKİ). Bugün Habitat'ın hâlâ bir sahibi var mı? Ya da Habitat'la ilgili resmi sorumlu kim? - Habitat toplantısı bıttığı zaman sıcağı sıcağına, "Habitaf a ev sahipliği yaptık. Istanbul'da da bir bölgesel büro olsurT dedik. Habitat'ın Nairobi'de merkezi, Rio de Janeiro'da da bölgesel bürosu var. Amaç, yerelleştirmekse sadece bir-iki merkezde işi götüremezsiniz. Bölgesel büro konusunda Italyan hükümeti çok aktifti ve Venedik'i öneriyorlardı. Biz de tstanbul'u öneriyorduk. Istanbul açık bir şekilde daha avantajlı bir şehir. Ben o zaman TOKİ başkanı olarak Dışişleri Bakanlığı'na, "tstanbul'daki Habitat bürosunu aynen bu iş için tahsis edetiırT dedim. Bunun anlamı şu: Mekânı, aracı, beş kişilik de personeli sağhyorsunuz. Böyle bir büro açılmış olsaydı Türkiye için çok büyük bir avantaj olurdu. Çünkü BM'nin bölgesel bürosuna Türkiye'nin sahip olması sadece Habitat değil, sayısız açıdan faydalı olurdu. - Bu konuda son olarak girişimde bulunuldu mu? - Evet. Mayıs başında bu konuda yapılan toplantıda öbür bölgesel bürolar arasında lstanbul bürosundan da söz edildi. Karar taslağında bu var. 2000 yılının mayıs ayında bunun tekrar gündeme alınıp konuşulması isteniyor. Bir kere Dışişleri Bakanlığı'nın bunu izlemesi ve Habitat bürosunun kurulmasını saglaması lazım. TOKİ'nin iki fonu vardır. Bihsi Toplu Konut Fonu, öbürü Geliştirme ve Destekleme Fonu. Gekştırme ve Destekleme Fonu'nda Habitat'la ilgili bir madde vardır. Ona dayalı olarak bunun bir bütçesinin olması doğru olur. - Bu bütçe nerede kullanüabilir? - Yerel Habitat"lann desteklenmesi, ulusal Habitat hazırl'ğmın yapılması sağlanmalıdır. Aynca, TOKİ içinde ya da Dışişleri Bakanlığf nda Habitat'la ilgili bir bınmin kunılması gereklidir. Çünkü şu anda bu işin tam olarak sorumlusu yok. BM'nin bölgesel bürosu kurulduğu zaman Dışişleri Bakanlığı'nın bununla ilgili bir görevlendirme yapması gerekecektir. Ama konu sadece bir dış ilişkiler meselesi değil. Aynı zamanda şehircilik, konut gibi teknik boyutlan da olduğu için TOKİ içinde bir birimin bulunması lazım. Bütün bunlann yapılabilmesi için Habitat'la ilgih Ulusal Komite vardı. O komitenin toplanıp bu ışe sahip çıkması zorunludur. Ama şu anda büyük bir eksiklik var. Bu iş adeta unutuldu. Habltat pözden geçlrilecek1 - Unutuldu mu, yoksa unutturulmak mı istendi? - Habitat Türkiye için çok yararlı. Ben bunun ancak becerilemediği ya da izlenmediği kanısındayım. Bir kere, her BM konferansında olduğu gibi, Habitat'tan sonra bir gözden geçirme toplantısı yapılır. 2001 yılında da Habitat'ın gözden geçirme toplantısı yapılacak. îşte, bu beş yıl süresince devletlerin Habitat konferansında yaptıklan taahhütleri ne ölçüde gerçekleştirdiklerini her hükümet tek tek açıklayacak. Biliyorsunuz, Habitat konferansında ulusal raporlar konuşuldu. Bunun ardından bütün ülkelerin temsilcileri teker teker hükümetleri adına. yapacaklan işler konusunda taahhütlerde bulundular. - Bu taahhütler nelerdi? - Şehirlerini, kasabalannı, köylerini yaşanabilir hale getirecekleri. ıleride de yaşanabilir olabilmeleri için gereklı önlemleri alacaklan, yani sürdürülebilir olacağı ve bu yapılanlann herkes için olacağı taahhüdünde bulundular. Bu taahhütlerin izlenmesi gerekiyor. Bu da hem uluslararası hem de ulusal düzeyde yapılmahdır. Uluslararası düzeyle ilgili olarak toplantılar yapılıyor. Gelelim Türkiye düzeyine... Ulusal rapor, 352 kuruluşla birlikte hazırlandı. Bunlar içinde sivil toplum kuruluşlan, resmi kuruluşlar, özel sektör kurumlan, vakıflar vardı. O zamanki hükümet bu ulusal raporu benimsedi, taahhüt etti. Taahhüt ertiğini de Habitat konferansında ifade etti. - Peki, yapılması gereken neydi? - Bu ulusalrapor,konut, altyapı. çevre konusunda çok aynntılıdır. Rapor; durum. sorunlar, çözüm yollan, bunu yapacak kurumlar, yapılması gerekenler sistematiğine göre hazırlanmıştır. Ben şuna şaşmyorunv. Bu kadar hazır bir raporu uygulamaya koymamak herhalde burapordanhaberdar olmamak demektir. Bütün ilgili aktörler, bakanlıklar bu raporun yazımına katıldılar. Dolayısıyla haberdar olmamalan da pek mümkün görünmüyor. Bu rapor hazırlandıktan ve Ulusal Komite bu konuda bir buçuk yıl çalıştıktan sonra, Habitat bittikten sonra en geç bir yıl içinde bir ulusal Habitat yapılsın, o ulusal Habitat'a da yerel Habıtat'lar yoluyla gidilsin, noktasına gelinmişti. Yani her yerleşme kendi Habitat toplantısını yapmaya özendiriliyordu. Yani bulunduklan yerin daha yaşanabilir hale gelmesinin yollannı arasınlar. Bunu da o topluluk içindeki aktörlerin birlikte düşünmesi, birlikte çalışması ve belirli bir uzlaşmaya varması sonucu bu çalışmalar ortaya çıksın. Özetlemek gerekirse, yapılması gerekenlerin hepsi Ulusal Rapor'da bulunuyor. Bunda önemli bir durum tespiti var. Bu tabii ki tartışılabilir, zenginleştirilebilir. - Ulusal Habitat bildiğimiz kadanylayapılmadu.. - Evet, yapılmadı. Yerel Habitat'lar ise sınırlı bir şekilde yapıldı. "Habitat otdu, ne oldu?" sorusu soruluyor. Habitat'ın iki teması vardı. 'Şehirlerln çehresl blrden değlşmez1 Bırisi. yaşanabilir ve sürdürülebilir yerleşmeler, ikincisi de herkese yeterli konut. Tabii bu konferans yapıldı diye hemen yeterli sayıda konut yapılması ya da birdenbire şehirlerin çehrelerinin değişmesi beklenemez. Ama bunun zihni, siyasi hazırhğı, metodolojjsi, uluslararası ilişkiler sistemi bu şekilde konulmuştu. Şehirlerin karşı karşıya bulunduğu sorunlar sadece Tûrkiye'ye özgü sorunlar değil ki... Her ülkenin konut, şehirlerinin yenilenmesi. korunması, korunarak geliştirilmesi, yeni ihtiyaçlann karşılanması. altyapı sorunlan var Dolayısıyla bütün bu dünya tecrübesi tstanbul'da konuşuldu. Bu konuşmalar iki şekilde yapıldı. Birincisi resmi toplantıda oldu. Resmi belgeler, resmi taahhütler ortaya çıktı. tkincisi ise, sivil toplum kuruluşlan, vakıflar, akademisyenler, kent yönetimleri, özel sektör, parlamenterlerin katıldıklan toplantılarda oldu. Biliyorsunuz, Taşkışla'da aşağı yukan on bin kişi çahştı. Eski Toplu Konut tdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz, Habitat için yapılan yatınmlann önemli olduğunu söylüyor. Gülöksüz konferansa gelen 20 bin kişinin lstanbul hakkında iyi sözler söykmesini sağladıklannı belirthor. Bütün bunlann sonunda da iki tane belge çıktı. Birisi lstanbul Deklarasyonu, öbürü de Habitat Gündemi'ydi. Bu iki belgeye dayalı olarak uluslararası alanda olsun. Türkiye'de olsun. bu işlerin yürütülmesi gerekiyordu. Yapılan yerel Habitat'lar çok başanlı. Bu da şunu gösteriyor: Başlarsa ve destek görürse başanlı olarak sürer. Ortakhk anlayışı getlrildi' Çünkü burada çok özel bir imkân var. Bu da Türkiye'de pek çok insanın ihtiyacı olan bir şey. Getirilen çok temel bir yaklaşım, ortakhk anlayışıdır. Merkezi yönetimle, yerel yönetimle, sivil toplum kuruluşlannın ortaklığı. onlann kendi aralanndaki ortaklıklar büyük öneme sahip. Çünkü artık çok aktörlü bir dünyada yaşıyoruz. Çok aktörlü bir toplurriun da çok aktörlü bir yönetimi olması gerekir. - Habitat 'ın yerel bazda sürmesine karşıhk ulusal bazda sürdürülememesinin nedeni, rantpaylaşımının ellerinden gideceğinden kaygı duyan çevrelerin baskısı olabilir mi? - Bireylerin özgürlüklerinden vazgeçmeden örgütlenme kapasiteleri düşük olduğu için bundan yararlanmak isteyenler var. Bir yen sadece arsa olarak gören insanlar var. Oysa, "Burası bizim dünyamız, bLrim yaşamımız. Biz onu biçimtendiriyoruz. ama o da bizi biçimlendiriyor" diye düşünmeliyiz. Ama her yere arsa olarak bakan ve onun değişim değeriyle mı? İnsanlann bulunduklanyerde en kö'tü koşullardayaşamalan uğruna hâlâ araziler üzerinden ceplerini doldurmakta kararlılar mı? Habitat nasılyeniden canlandınlabilir ve sürekli kılınabilir? Bütün bu noktalan, Habitat'ı düzenleyenlerin başım çeken birkaç kişiden birisi olan, eski Toplu Konut tdaresi Başkanı Yiğit Gülüksüz 'le konuştuk. ilgilenen insanlar var. Biz ise daha çok onun kullanım değeriyle ilgiliyiz. Biz bu yerlerin kullanıcısıyız. Bu çarışma devam edip gıdecektır. Bu çatışmayı kazanmanın yolu, özgür insanlann örgütlenme kapasitelerinin arttınlmasıdır. Habitat'ta üç amaç, üç de araç var. Üç amaç yaşanabilirlik, sürdürülebilirlik ve bunun herkes için olmasıdır. Yani eşitlikçi, adilane olmasıdır. Bu amaçlara götüren üç araç da şöyle tarif ediliyor: Çok aktörlü yönetim, bu yönetime katılacak gruplann yapabilirlik kapasitelerini arttırmak. Bunun parasal. eğitim. destek olma, geliştirme kısımlan var. Üçüncüsü de hem özgür birey olma niteliğini korumak hem de örgütlenme kapasitesini arttırmak. Daha açık söylemek gerekirse kalabalıklann yurttaşlık bilincıne varmalan. Sadece haklar yok. başkasının haklan da bulunduğu için görevler var. Yani haklanmn ve görevlerinin bilincinde yurttaşlann varlığı çok önemli. Bu üç araçla bu üç amaca doğru bir şey olabilir. Habitat'ta konuşulan, üzerinde uzlaşılan genel yaklaşımlar bunlar. Rant paylaşımına gelınce... Arsalann kullanıcılan, değişim değerinden yararlanmak isteyenlere karşı daha güçlü olabilirler. Bunlara daha başanlı bir biçimde karşı durulabilir. diye düşünüyorum. Ulusal Rapor ya da Ulusal Eylem Plam'nda bununla ilgili bir öncelik vardır. Bu bağlamda yapılacak işler de tarif edilmiştir. - Habitat başuyor, diye o dönemde Istanbul'da kaldmmlar yenilendl Birtakım hazırlıklar yapüdu Ama sanıyorum, o kaldınmlann büyük bölümü ortadan kalktu Bu iş için de epeyce para harcanmıştu Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Habitat İçin değl;lkllk yapıldı' - Ben buna katılmıyorum. Habitat için aynlan paranın aşağı yukan yansınm harcandığı Lütfi Kırdar Kongre ve Kültür Merkezi yerinde duruyor. İçinde 22 tane salonu var. Lütfi Kırdar Merkezi. Habitat Vadisi de denilen o yeşil vadinin içinde ve çevresındeki tesisler, dünyanın her tarafiyla çok hızlı bir şekilde iletişim kurmaya imkân veren fiberoptık altyapı, kesintisiz elektrik sağlayan altyapı bugüne kadar kendilerini defalarca ödedikleri gibi yerli yerinde duruyorlar. Lütfi Kırdar Salonu da kendisini ödedi. Bu, Jstanbul'un uluslararası konferanslarda dünya pazanndan pay almasını sağlıyor. O çevrede 16 kadar otel ve salon birlikte kullanılabilir durumdadır. Habitat, şehirlerle ilgili bir konferanstı. Habitat dolayısıyla Istanbul'a gelen 20 bin kişi sıradan insanlar değildi. Bunlann bir kısmı imar bürokratlan, bir kısmı siyasi olarak şehirler ve şehirleşme sorunlanndan sorumlulan, bir kısmı yatınmcılan, projecileri, hatta sivil toplum kuruluşlannda bu işe ilgı gösterenlerdi. O nedenle konferans vadisi etrafında, şehir merkezini oluşturan kısımda belli düzenlemeler yapmak gerekti. - Nelerdi bunlar? - Örneğin sınyalizasyon düzenlendi. Görmeyen özürlüler için ışık yanmda ses de konuldu. Yürüyemeyenler için kaldınmlardan inen rampalar yapıldı. Konferansta, konuşma ile uygulama arasında rutarhlık olması gerekiyordu. Bu yapılınca daha sonra dalga dalga şehrin alt merkezlennde de gerçekleşir. - Habitat kararlart kamuoyuna yansımamışü. Yoksa bu kararlaryayımlanmadı mı? - Kararlar, beş yüz ya da bin tane olarak yayımlarur. Mesele o da değil. Hava yükseltildikten sonra bunun bütün Türkiye'ye yansıtılması, her yerleşme alanında gençlerin, çevreye sahip çıkanlann, yaşadıklan yeri daha iyi hale getirmek isteyen herkesin örgütlendirilmesi ve yönlendirihnesi gerekirdi. Burada kadmlar çok önemlidir. Yani, o topluluğun yaşadığı yere kendi evi gibi bakma bilincine vardınlması gerekirdi. Aynı şekilde. uzlaşmalar da öyle... Aynı evde yaşayan insanlar aynı evde yaşamaya devam edebilmek için enınde sonunda uzlaşıyorlarsa bir kasaba, bir sokak halkı için de aynı şeydir. Habitat'ın temel meselesi bu ortakhk fikridir. Öyle haklar vardır ki ancak herkesin bunu yenne getirmesi halinde gerçekleşebilir. Banş gibi... Bunlar üçüncü kuşak haklardır. Bir başka örnek çevrenin korunması... Bir yerin yaşanabilir kılınması da ancak herkesin katılımıyla gerçekleşebilir. Bu konferansın bir hedefı, söylediğim konularda bilinçlenme yaratmaktı. Bilinçlenme yaratmak da ancak bilgiyle olur. Habitat konferansı dünyanın bütün tecrübesini, birikimini getirmiştir. Dolayısıyla da bilinçlenme için gerekli bilgiyi sağlamıştır. Aynca gerekli başlangıç heyecanını da yüksek dozda sağlamıştır. Dünya konferanslan. dünya kamuoyunun dikkatini toplamak, yoğunlaştırmak ve bunu halkın gündemine sokmak için yapılıyor. Bugün Türkiye'nin gündemine böyle bir şey geldi. Yapılmayan, bunun meyvelerini toplamaktır. Buna yazık oldu. O heyecan ve dikkat yoğunlaşması belli bir noktaya geldikten sonra işm peşı bırakıldı. Elimizde nasıl bir değer olduğu görülemedi. İş sıradanlaştı, bu fırsat da kaçınldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle