24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümetin uygulamalarınm protesto edildiği TMMOB'nin 'Insanca Yaşam' mitinginde konuşan Başkan Önen 'IşsizHk politikaLarını reddediyoruz'• Türk Mimar ve Mühendis Odalan Birliği'nin gerçekleştirdiği mitingde emeklilik yaşının yükseltilmesi, sağlık hizmetleri ve KÎT'lerin özelleştirilmesi protesto edildi. Mühendis ve mimarlara KESK üyesi memurlar da destek verdi. Yürüyüşe CHP'li Ali Dinçer, parti meclisi üyeleri Fikri Sağlar, Nihad Matkap, Algan Hacaloğlu ile ÖDP, HADEP ve KESK temsilcileri de katıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türk Mimar ve Mühendis Odalan Birliği'nce (TMMOB) gerçekleştirilen mitingde emeklilik yaşınm yükseltilmesı, sağlık hiz- metlen ve KÎT'lenn özelleştinlmesi pro- testo edildi. Mitingde konuşan TMMOB Genel Başkanı Yavuz Önen, Türkıye'nin en bunalımlı döneminden geçtiğini belir- terek "Emperyalizme bir kez daha geçit yokdemek için mevdanlardayız. Hükümet İMFıün direktifleri dognıltusunda düzen- lemeler \apmaktadır. Da> atılan bu açlık \e tşsiz&k poütikalanru reddedhoruz" dedi. "Demokratik Türidye tnsanca Yaşam" mitingi için mimar ve mühendisler sabah saatlerinden itibaren Kâzım Karabekir Caddesi'nde toplandılar. Buradan Tando- ğan Meydanı'na yürüyen mühendis ve mi- marlara KESK. üyesi memurlar da destek verdi. Yürüyüşe CHP'li Afi Dinçer, Parti Meclisi (PM) üyeleri Fıkri Sağlar, Nihad Matkap, Algan Hacaloğlu ile ÖDP. HA- DEP ve KESK temsilcileri de katıldı. Eylemcılerin yürüyüş sırasında açtıkla- n, sızhğın. k; ve dış borçlann sorumhısu kü- çük bir azmhktır. Bu soygun ve talana çp- ğunlukizinvermeyecektir. tnsanhkonuru- na yaraşrr yaşam için. demokratik Türld- ye için IMF değü, biz karar vereceğiz. Ço- kuluslu tekeUerin sömürgesi otmayacağtz! Gaflet dalalet içinde oianbn uymnyoruz" yazılı dev pankart dikkat çekti. TMMOB Genel Başkanı önen, hükü- metin uygulamalannı eleştirdi. Türki- ye'nin en bunalımlı dönemini yaşadığını dile getıren Önen. "Ankara'da IMF heye- ti ile Türkiye'nin dünya kapttaBzmine, te- keOerineteslirnedilrnesininpazaıiıklanya- pılmıştır. Emperyalizme geçit vermemek için bir kez daha meydanlardayız" dedi. Önen, istıhdam ve yatınmın daraltılması- nm, Bankalar ve Sosyal Güvenlik yasala- nnda değişiklik yapılmasının, tanm des- teklemesinin yok edilmesinin, özelleştır- menin hızlandınlmasının, enerji ihaleleri- nin önündeki yasal ve anayasal engellerin kaldınlmasının ve kamu kesiminde perso- nel azaltılmasmın IMF'nin istekleri oldu- ğuna dikkat çekti. Önen. "Bu reçeteleri çöp sepetine atmak. yerti yabana sermaye işbir- Bğini geriletraek için, dayanışmamızı gdiş- tirmek için bir aradayız" diye konuştu. "Sosyal güvenlik reformu" adı altında sağlık hizmetlerinin özelleştirilmek isten- diğini vurgulayan Önen, bu sektörün bir kamu alanı olmaktan çıkanlıp kâr alanı ha- line dönüştürülmek istendiğini kaydetti. Önen, büyük tekellerin kurduğu özel sigor- ta şirketlerinin sağlık hizmetlerinin özel- leştirilmesini büyük iştahla beklediklerini vurgulayarak "Onun için sosyal güvenlik reformu ön piana çıkanlmışnr. Onun için 'mezarda emeklilik' öngörülmektedir. Emeklilik yaşının 62'ye nyatilmfl^ının ne- deni budur" değerlendirmesini kaydetti. Yerli ve yabancı sermayeye yeni yatınm alanlan açmak için "enerji 10121" senaryo- lannın hazırlandığını anlatan Önen şöyle konustu- ''Busenaryayadavahoiarakener- ji üretimi. iletimi vedağıtmunuıözeUeştirU- mesine zemin hazırianmaktadır. Enerji ya- nnmlannda yüksek faiz oranlanyla borç- lanılması,fiyatve ahm garantileri verilme- si. gelecek kuşaklan da ipotek altına sok- makta ve Türkiye'nin sömürgeleşme süre- dni hızlandırmaktadır. Yaraulan yapay enerji kıiriyle nükleer santrallan Türki- ye'ye satmanın u>gun zemini oluşturul- maktadır.NükleerçetelerinTürkiye'yi çöp- lüğe dönüştürmelerine izin venneyecegiz." 'Türkiye Televizyon Yayınlan Kamuoyu Araştırması...' 'Çocuklara gelenekler öğretilsin' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kuru- lu'nun (RTÜK) televizyon yayınla- n konusunda yaptığı araştırma, yurttaşlann, çocuklan eğıtici yönde kaliteli programlar yapılmasmı iste- diklenni ortaya koydu. Yayınlarda fıziksel, duygusal ve cinsel istisma- rm söz konusu olduğunu savunan yurttaşların yüzde 85'i çocuklara Türk gelenek, görcnek ve aile yapı- sını öğreticı programlar yayımlan- masını istedi. RTÜK Kamuoyu ve Yayın Araş- ürmalan Dairesı Başkanlığı'nca, te- levizyon yayınlan konusundaki dü- şürıce ve kamuoyu eğilimlerinin be- lirlenmesı amacıyla>apılan "Türid- ye Televizyon Yayınlan Kamuoyu Araşûrması'" 7 cografi bölgeden se- çilmiş 22 ayn ılde. 6 bin 614 kişınin kaülunıylagerçekleştirildi. Katılım- cıların hane halki sayısı göz önüne alındıgında yaklaşık 30 bin kişiye ulaşıldığı varsayılan araştırmaya gö- re, yurttaşlann yüzde 5Jİ2>i çoçuk.-,. .glanjı fiziksel açıdan istismanna yö- nelik yaymlar yapüdığı görüşünüta- şı>or. Yayınlardaçocuklannduygu- sal olarak istismar edildiğini düşü- nenierin oranı yüzde 58.8'e; cinsel istismann gerçekleştiğini düşünen- lejin oranı da yüzde 50.3 'e ulaşıyor. Katılımcılann yüzde 52'si, haber- ler ve eğlence programlannda ço- cukların görüntülenmesini doğru bulmuyor. Yurttaşlann yüzde 39.7'si, çocuklan bağımlılık ve kö- tü ahşkanlara yönelten; yüzde 64'ü de şiddet kullanmaya özendirici ya- yınlar yapıldığmı belirtiyor. Yurt- taşlann yüzde 85.4'ü çocuklara Türk gelenek, görenek ve aile yapı- sını öğretici programlar yayırnlan- masını istiyor. Katılımcılann yüzde 4O'ı toplumun milli ve manevi de- ğerlerine aykın yayın yapıldığmı sa- vunurken, çocukyayınlannın yeter- li düzeyde olmadığinı vurguluyor- lar. -Dinlerce kurum çalışanının düşük ücretle yararlandığı ve değerli araziler üzerinde bulunan kurum hastaneleri birer birer elden çıkanlıyor. TCDDŞe ait \akacık Hastanesi'nin kiralanması gündemdeyken şimdi de VaHdebağ Öğretmenler Hastanesi kaderine terk ediML (Fotoğraflar: ERDOGAN KÖSEOĞLU SAADET USLU) Kamu sağhğı rantiyeyepeşkeşbtanbulHaber Servisi-Binlerce kurum çalışanının düşük ücretle yararlandığı, de- ğerli araziler üzerine kurulu kurum hasta- neleri birer birer elden çıkartıhyor. TCDD'ye ait Yakacık Hastanesi ve PTT Hastanesi 'nin kiralanması gündemdeyken şimdi de Validebağ Öğretmenler Hastane- si kaderine terk edildi. Yakacık'ta 60 bini yeşil alan olmak üzere toplam 66 bin met- rekare alan üzerinde bulunan TCDD Has- tanesi'nin arazisi, 20. yüzyılm başında bir Ingjliz görevlisi tarafından tüberküloz has- tası olan kızınm orman havasından yarar- lanması için satm alınmış. Baba, kizının ölümünden sonrakoruluğu mali destek ve- rerek sanatoryoun yapılması koşulu ile Na- fıa Vekilı Muhtar Güllü. Abdurrahman Nad ve PTof. Dr. Ühan Rıfat Sabar'a ba- ğışlamış. 1957 yılında TCDD tarafından satın alınan sanatoryum, zarar ettiği gerek- çesiyle elden çıkartılmak isteniyor. Birle- şik Taşımacılık Cahşanlan Sendikası 1 No'lu Şube Başkanı Hasan Bektaş, demır- yollannınözelleştirme adı altında yağma- lanmaya çalışıldıgına dikkat çekti. Bektaş "Bu kapsamda bugüne kadar istasyonlar kapatıldı. tren sayısı azalüldı, fabrikalar durnıa noktasınagetirikn\dikimevieri atöJ- yeler kapattkü,otoparklanmız, gişelerimiz ve buranın kazançlan özd sektöre aktarü- dı" dedi. Zarar ettiği gerekçesiyle daha önce de Sıvas Hastanesi'nin kapatıldığmı anımsatan Hasan Bektaş, kurumun binler- ce çalışanına hizmet veren hastanenin ka- patılmasının hiçbir mazereti olamayaca- ğını söyledi. Istanbul Tabip Odası basın sözcüsü Dr. Rıfat Yücel de yaptığı açıkla- mada, hastanenin eksiklerinin tamamlan- ması yerine elden çıkartılmasırun yanlış- lığına dikkat çekti. Iki a>Ti rapor ~ TCDD Genel Müdürlüğü tarafindan 8 Arahk 1998 tarihinde yaptınlan inceleme sonunda hastanenin demirbaşlannın ço- ğunun kullanılabilir durumda oldugu ve günün şartlanna göre ihtiyaca cevap vere- bildiği, hastanenin yardımcı sağlık ve ida- ri personel ihtiyacının temin edilmesi du- rumunda hizmet kalitesinin daha iyi bir noktaya gelebileceği belirtildi. Bu rapor- dan sadece 2.5 ay sonra, 22 Şubat 1999 ta- rihinde hazırlanan bir başka raporda ise tam tersi bakış açısı sergilenerek şu görüş- ler savunuldu: "Söz konusu hastanenin ku- ruluşumuzca hastane olarak işletilmesin- den vazgeçflmesi haünde imar planındaki amaa doğrultusunda yine hastane olarak kiralanmak üzere ihaleye çıkılması. bu du- rumda kuruJuşumuzun hastane faaliyeti- ne son vermesi. personelin diğer birirnlere nakli. hastane demirbaşlannın ihtiyaç du- yulan diğer birimlere nakledilmesi uygun olacaktu-." PTT Hastanesi TCDD Hastanesi ile aynı kaderi payla- şan bir diğer kurum hastanesi de PTT Has- tanesi. Tam kapasite ile çalıştınlamadığı gerekçesiyle elden çıkartılmak istenen hastaneye, pek çok hastanede bulunma- yan magnetik rezonans, bilgisayarlı to- mografı, ultrasonografı. hemodializ, yo- ğun bakım üniteleri, fizik tedavi cihazlan ahndı. KESK'e bağlı Haber- Sen'den ya- pılan açıklamada, hastanenin yılda 150 bin kişiye tedavi hizmeti sunmasına karşrn ka- muoyunda kötülenmeye çalışıldıgına dik- kat çekilerek Bostancı'da 100 bin metre- kare arazi üzerindeki eğitim hastanesinin sermaye gruplanna peşkeş çekilmek is- tendıği savunuldu. Validebağ Hastanesi Validebağ Öğretmenler Hastanesi de kaderine terk edilen kurum hastaneleri ara- sına girdi. Eğitim-Sen 2 No'lu şubenin ko- nuyla ilgıli açıklamasmda. hastanenin ba- ğımsız bir döner sermayesinin bile olma- dığı belirtildi. Açıklamada hastanenin 450 olan yatak kapasıtesinin ancak 250 sınin çahştinlabıldığı vurgulandı. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Çanlar Ecevit İçin! Ecevit'e çok güvenen ve Ecevit'in çok güvendi- ği bir isimdi. DSP yönetiminde görev almış, partinin milletvekili adayı olmuştu. - Kendimi aldatılmış hissediyorum!.. Ecevit'e yö- nelik Fethullahçılık suçlamalan yapaniarla hep kav- ga ettim. Şimdi ne diyeceğimi bilemiyorvm. Tepkisi çok yoğundu. Ve son zamanlarda karşı- laştığım, seçimlerde DSP'ye oy vermi$ olan çok sa- yıdaki tanıdığın tepkileriyle çakışıyordu. Ecevit acaba aldandı mı, aldattı mı? Acaba kendi içine sızmış Fethullahçılardan mı çe- kinryor? Yoksa "Dün dündür, bugün bugündür" diyeme- menin sıkıntısı içinde mi? • • • Fethullah Hoca. bilmem kaç ülkeye yayılmış btr imparatorluğu elbette ki kendi başına kurmadı. Ku- ramazdı.. Tıpkı Abdullah Öcalan'ın da, PKK gibi bir örgütü bu konuma getirmeye çapının uygun olma- ması gibi. Öcâan'ı, Türkiye'nin "Ortadoğu'nun Japonyası" olmasını istemeyen bir bölüm Avrupa palazlandırdı. Fethullah olayı ise, ABD'nin stratejik amaçlan açı- sından önemli bir işlevi üstlendi. En Amerikancı bilim adamlarımızdan Prof. Şerîf Mardin, Nurculuğa arka çıkan kitabını durup durur- ken mi yazdı? Fethullahçılann piri olan Said-i Nur- si'yi, muci2eler yaratan, nur saçan bir kaynak ola- rak gösteren, "bilimsel" (!) araştırmasını durup du- rurken mi yaptı? O Avrupa ile bizim çıkarianmızın çatıştığı açik. Ama o ABD ile bizim çıkarlanmızın çatıştığı aynı ölçüde açık olmadığı için, Fethullah olayına devlet de kanştı. "ABD-Türkiye el ele, Fethullah hedefe" oluyordu.. eğer askerler sivillerden çok daha uyanık ve sorum- lu davranmasalardı. Neymiş de. "herkes devlete sızmak /ster"miş. Çok doğru!.. Mustafa Balbay'ın deyişi ile: "Yöneticiler sızıp kaldıktan sonra.. Devlete kim sızmaz!" • • • Islam dini, peygamberlerin bile hata yapabilecek- lerini kabul eder. Insanoğlu aldanır. Elbette ki önderter de aldana- bilirler. Güvenilir önder, hiç aldanmayan, hiç hata yapma- yan önder değildir. Hatasını anladığını ve düzeltme gücü ve istencine sahip bulunduğunu gösteren ön- derdir. Sayın Ecevit, Merve Kavakçı olayı ile çok puan toplamışti. Fethullah olayındaki davranışı ile, çok dahafazlasını yitirmişe benziyor. Ama seçımlere he- nüz çok var ve bu tabloyu değiştirme şansına sa- hip. önemli olan ne söylendiği değil, ne yapıldığıdır. Işıkevleri.. Okullar.. Yurtlar.. Oralarda laik Cumhuriyet ilkelerine uygun yurt- taşlar yetiştirilmediğini, artık en kör ve sağırlar bile biliyor. Devlet şimdi ne yapacak? Once kendi içini temizleyebilecek mi? Sonra Cumhuriyete inanmış kişiler eliyle ve "öz- gürce", oralan denetim altına alabilecek mj? Ecevit eğer hükümeti döneminde bunu başarabT- llrse, "aldatılmışlık" duygusu unutulup gider. Ama başaramazsa, CHP kendisine bir büyük "teşekkûr" borçlu olur! Kendisine ve de Fethullah Hoca'ya!.. • • • Türkiye çok değişti ve değişiyor. Daha birkaç yıl önce özel TV kanallannda izlen- celer yapılıyordu: "Tekkelervezaviyeler birerilim irfanyuvası idi, ka- patılmalan bir hataydı... Resmi tarih bizı aldattı.. Atatürk'ü Samsun'a götüren gemi küçük ve çürük değildi, kocaman bir transatlantik gibiydi... Anado- lu 'yu kurtarmak için Mustafa KemalV görevlendiren Vahdettin'd/.. istiklal Mahkemeleri 120 bin kişiyi 1- dam etti.. Mezarlanndan çıkanlıp asılanlar oldu.. Fethullah Gülen, Cumhuriyetimız için bir şanstır... Tarikatlar sivil toplumun bir gereğidir..." Ve o izlencelerin gülleri, hep ünlü ikinci cumhuri- yetçilerdi. Şimdi bakıyorum da, o izlenceleri düzenleyenler gene başroldeler. Ama bu kez Fethullahçılığa en çok saldıranlar olarak. Onlar değişimin ayrımındalar. Ama "sızıp kalmtş" olanlar, galiba hâlâ uykudalar! Sosyal güvenlik reformuna tepki 'SSK'nin durumunun sorumlusu işçi değil'İstanbul Haber Servisi - Ecevit hükümeti- nin. IMF'nin baskısıyla "sosyal güvenlik re- formu" adı altında TBMM'ye sunduğu yasa teklifinin. gerçekte, SSK'yi tasfıye etme, sağlık hizmetlerini özelleştirme ve çalışanla- n mezarda emekliliğe mahkûm etme amacı- nı taşıdığı belirtildi. DİSK Başkanlar Kurulu, sosyal güvenlik reformu taslağında IMF'nin istekleri doğrul- tusunda yapılacak ve yaşla sınırlandmlmış yasa değişikligine karşı uyan eylemlerine de- vam etme kararı alırken Tüm Belediye ve Konut fşçilen Sendikası (Konut-İş) ise "Me- zarda Emekliliğe Hayır" kampanyası başlat- tı. Işçi Partisi (ÎP) Genel Başkan Yardımcısı Tayfiın Tabakoğlu da SSK'nin 1997 Istatis- tik Yıllığı ve 1997 Faaliyet Raporu'na daya- narak hazırladığı araştırmasında. "SSK'nin devlete yük olduğu" tezini çürüttüğünü sa- vundu. Türkiye Devrimci Işçi Sendikalan Konfe- derasyonu Başkanlar Kurulu. yaptığı toplan- tıda, "sosyal güvenlik reformu" taslağında IMF'nin isteklen doğrultusunda yapılacak ve yaşla smırlandınlmış yasa değişikligine karşı uyan eylemlerine devam etme karan aldı. Sosyal güvenlikte uzun vadeli bir özel- leştirme ve sosyal devlet ilkesinden sapma eğilimi olduğu kaydedilen DİSK Yönetim Kurulu'nun yazılı açıklamasmda. kamu ça- hşanlannın tepkilerini •göstennek ve halka gerçekleri anlatmak için yerel ve genel mi- tıngler. basın açıklamalan ve bölge toplantı- lannın düzenleneceği belirtildi. Yapılan açıklamada. emeklilik yaşının so- run olarak görülmesinın yanlış olduğu vur- gulanarak "Sosyal güvenlikte uzun vadeli özeUeştirme ve sosyal devlet ilkesinden uzak- laşma eğilimi \ardır. Yaşanan krizin esas ne- deni sigortasız çalışma. kaynaklann kötü yö- nerimi ve prim borçlannın tahsilindeki aksa- madır" denıldı. IP Genel Başkan Yardımcısı Tayfun Taba- koğlu, özel sektörün sağlık alanına girmesı- nin tek nedeninin kâr etme güdüsü olduğu- nu belirterek özel sigorta şirketlerinin yaşlı- lan kârlı olmadığı için sigorta kapsamına al- madığrru aktardı. Çalışma ve Sosyal Güven- lik Bakanı Yaşar Okuyan'ın kamuoyunu ya- nıltıcı iddialar ortaya attığını belirten Taba- koğlu şu bilgileri verdi: "Türkiye'nin genç emekliler ülkesi olduğu. işçilerin 35 yaşında emekli olduğu. 30-40 >ıl maaş akukları iddi- alan abartüıdır. SSK'nin 1997 İstatistik \'ıl- lıgı'na göre 35yaşında emekli olanlar. 1997'de emekli olanlann sadece binde 6'sıdır. 1997 y> hndal79.951 sigortab emekliolmuştur.35 ya- şında emekliolanlann sayısı sadece 1238'dir." Genel bütçeden SSK'ye hiç aktanlma ya- pılmadığmı vurgulayan Tabakoğlu, "Hani SSK devlete yüktü. Bütçeden pay aktarma- dan SSK nasıl yük olabflir" diye sordu. Tüm Belediye ve Konut tşçileri Sendika- sı (Konut-tş) ise "Mezarda Emekliliğe Hayır Kampanyasr başlattı. Konut-lş Sendikası Genel Başkanı Alican Kay han yaptığı yazılı açıklamada, mezarda emekliliğe karşı olduk- lannı belirterek iş güyencesi ve işsizlik sigo- tasının olmadığı bir ortamda emeklilik yaşı- nın yükseltilmesinin çalışanlar için uygun ol- mayacağmı vurguladı. Imza karnpanyasm- da hazırlanan alternatif reform paketindeki ıstemler şöyle: 1- SSK özerk ve demokratik olmalıdır. 2- Sosyal güvenliğe düzenli devlet katkı- sı sağlanmalıdır. 3-Iş güvencesi ve işsizlik sigortası sağlan- malıdır. 4- Kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınma- lı. 5- Emeklilere insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilmelidir. 6- Sendikal örgütlenmenin önündeki en- geller kaldınlmalıdır. Flokser, 1SO 9001 Kalite Sistemi Standardı Belgesi ile insan yapımı deri kalitesini dünyaya kanıtlayan ilk ve tek Türk kuruluşu oldu. VtzyonuTTnız, 2002 yknöa ınsan y dunyonm terctfı ett^ı Insafll yapımı deride hakiki başarı. Rokser, insan yapımı deride Türkiye'nin lider kuruluju olmaktan mutluluk duyuyor. Bununla birlikte, Türkiye'nin saygınlığını, tüm dünyaya taşımaktan dolayı da gururlu. Flokser, Kalite Sistem Sundardı'nı oluşturmak ve döşeme, ayakkabı. gıyım, aksesuar, promosyon üretKİsi müşterilerinın ısteklerini karşılamak için sürdürdügü çalışmalannı I5 Mükemmelligı yolculu|u ile devam ettirmekte:Türkiye'nin en çok yenilik yapan. yüksek üretim kapasıteli kuruluşu flokser. ISO900I Uluslararası Kalite Sistemi Standardı Belgesı'nı aldı. ISO 9001 Kalite Sistemi Standardı ve Toplam Kalite Yönetımı anlayışı ile Flokser. 20O2 yılında. ınsan yapımı deride dünyanın ilk tercıhi "Lider Marka" olmaya haıır Gyim* AyakkaMk TtriUk Çontakk Döjemetk Astorkk Koagüte Non-VVoven PU PVC FLOKSGRG R O U P Çırçırdere Mevkıt, Utuyon Mahalles* Hadtmkoy, Isonbul Td {0212) 77) 32 32 pbx Faks: (0212) 771 32 37
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle