24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 1999 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Öpsan Öymen'iAnarken Bugün 12 yıl olmuş, Örsan'ı yitireli. Bodrum'da kriz geçirdiğı haberini aldığımda Izmir'de idim. Inanılır gibi değjldi. O genç, yaşam dolu, keyifli Örsan'ın ölümü. Öldüğünde ellisinde bile değildi. Zaten yaşını da göstermezdi. 49'undaydı, ama ardında uzun ve çok başanlı bir meslek yaşamı vardı. Öymenler'de gazetecili- ğe erken başlamak sanki gelenekti. O da ağabe- yi Altan gibi, küçük yaşta başladı gazeteciliğe. Sonradan Uğur Mumcu, bu acı haberi aldığın- da Altan Öymen ile ağlayarak kucaklaştıklarını an- latmıştı. Duygusal yanı çok gelişmiş Uğur, birçok can dostuna ağlamıştı, sonra bir gün kendi ölümüne bütün; Türkiye'yi ağlatmak üzere... O da hemen he- men Örsan'ın yaşındaydı. Uğur ile Örsan'ı birlikte anmama, o dönemleri bilenler şaşırmamışlardır. Papa suikastı - Ağca - Mafya üçgenıni ortaya çıkarmakta birlikte çalış- mışlar, bilgilerini bırbırlerine aktarmakta hiç yük- sünmemişler, mesleğin acımasız kuralı atlatmayı bir yana bırakıp, el ele vererek, gerçeği ortaya çı- karmaya çabalamışlar, çok büyük bir de başan kazanmışlardı. Uğur, Örsan'ın ağabeyi Altan Öymen ile de mo- bilyayolsuzluğunu aynı yöntemleri kullanarak, ça- lışmıştı. O daha çok Ankara'da olduğundan, örsan ile anılanmız bölük pörçük, az, öyle çok sıkı fıkı de- ğildik. Ama Örsan'ı tanıyıp sevmeniz, zaten haberieri- ni ve yazılannı okurken gördüğünüz, yetenekleri ve kalem ustalığı yanında insancıl taraflannı kavrama- mz için, mesleğindeki başansı ve şöhreti ile geldi- ği yerle böbürlenmeyen, herkese sıcak, candan davranan ilışkilerinde karşısındakilerle hep eşit ol- duğu izlenimıni vermeye özen gösteren kişiliğini anlamanız ıçin, çok uzun boyiu ilişkiye gerek yok- tu. '• • • • 1974 yılının yaz başıydı. Cumhuriyet'e daha ye- ni girmiştim. Ankara'ya gittim. O zamanlar bir an kovanı gibi hareketli olan ANKA'ya uğradım. Bir ara Örsan geldi, neler yaptığımı sordu. Kıta sahanlığı konusunda bir araştırma yapmak istedi- ğimi söyledim. Sustu, bir durdu, düşündü. - Ben de öyle bir şeyler yapmak istiyordum, de- di. Sonra masasınm sağ üst çekmecesini çekti, içinden bir dosya çıkarıp önüme koydu. - Ama öyle görünüyor ki sen daha fazla istiyor- sun, sen yap! Belki bunlardan da yararianırsın! de- dı. Şaşırmış kalmıştım. Gerçi daha sonra da Uğur ile birlikte çalışacaktı. Ama burada karşılıklı biryar- dımlaşma bile söz konusu değildi. Örsan belki de yeni gazetemde bir şeyler yap- mak için çırpınmamdan etkilenmişti ve kendi bi- riktirdiği belgeleri de bana vermişti, hiçbir karşılık beklemeden. Hatta bir de manyetometrik araştır- malar yapan bir kuruluşun başında olan Oyman Bey'den benim için randevu almıştı. • • • Öymenler Cumhuriyet'in seçkin eğitimci aile- sinden gelirler. Örsan'ın annesi, babası, amcası hep seçkin eğitimcilerdi. Örsan yıllaryılı habercilikileköşeyazarlığınıçok iyi bir biçimde bağdaştırdı. Politika kazanı, eleşti- ri dozu kadar, enformasyon öğesi de yüksek bir sütundu. Bu alanda başta Uğur Mumcu olmak üzere, ilhami Soysal, Teoman Erel, bambaşka esintilerı de olsa Mustafa Ekmekçi'yi desayabi- liriz. Ne yazık, hepsini erken, çoğunu doğal olmayan ölümlerle yitırdik. Onlar yaşadıklan yıllan boşuna geçirmemiş, top- lumun yaşamında ve belleğimizde derin izler bı- rakmış kişilerdi. Bugün, Örsan'ı Zincirlikuyu'daki kabri başında, bir kez daha özlemle anarken, onları da anımsa- yacağız... Katledilişinin 19. yılı Kemal Türkler bugün anılıyor İstanbul Haber Servisi - Mer- ter'dekı evinin önünde 22 Tem- muz l980tarihin- de faşist katiller- ce öldürülen DİSK Genel Baş- kanı Kemal Türkler. tö- renlerle anılıyor. Türkler, için ilk tören bugün saat l l.OO'de katledildiği evi- nin önünde yapılacak. Türkler. saat l2.00"de de Topkapfdaki kabri başın- da anılacak. '.Türkiye'ye sınıf sendi- kicılığını yerleştiren ku- şağın önderlerinden Ke- mal Türkler. 1970'li yıl- lann ortalanndan itibaren demokrat. aydın ve kitle örgütü liderlenne yönelen faşist terörün hedefleri arasındaydı. Sabah, evine 300 metre mesafedeki DİSK Genel MerkezTne gitmek üzere eşi ve kızıy- la vedalaşan Türkler, ka- pısının önünde kurulan faşist pusudan kurtulama- dı. Kemal Türk]er"in jçatil zanlılanndan ülkücü Cnal Osmanağaoğlu olaydan ancak 19 yıl sonra Kuşa- dası'ndayakalandı. Türk- ler'in öldürülmesi ve Bah- çelievler'de 7 TtP'lı gen- cin katledılmesı davalan- nın sanığı olarak "tarnu- a bültenie aranırken Ku- şadası'nda 9 Nisan 1999 tarihinde yakalanan Os- manağaoğlu'nun üzerin- de kardeşi Tamer Osmanağaoğlu adına düzenlen- miş sahte kimlik çıktı. Istanbul'a getirilerek gıyabi tutukluluğu vica- hiye çevrilen ve cezaevine konulan Osma- nağaoğlu'nun (> yıldır Or- man Bakanlığı'ndan Irira- lanan Güzelçamlı beldesi Dilek Yanmadası'ndaki milli parkı işlettiği belir- lendi. Ülkücü katliam sa- nığı AbduDah Çatiı ve Haluk Kırcı'nm yakın ar- kadaşı olduğu kaydedilen Osmanağaoğlu'nun Ku- şadası'nda tanınan biri ol- duğu ve "Muhammet" adını kullandığı da ortaya çıktı. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görûlen ve ölüm cezası istemiyle yargılandığı davada ilk kez 8 Haziran 1999 tari- hinde ifade veren Osma- nağaoğlu, hakkmdaki id- dialan reddetti. Osmana- ğaoğlu olay tarihinde yurtdışında bulunduğunu öne sürdü. Yurtdışında uyuşturucu suçundan 3 yjl 7 ay ceza- evinde yattığını anlatan Osmanağaoğlu, davanın daha önce yakalanan ve ceza alan sanıklan olan Aydın Eryılmaz, Abdülsa- met Karakuş ve Ismet Ko- çak'ı tanımadığını, Çat- lı'yı ise "ismen" tanıdığı- nı iddia etti. Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, anayasanm A'dan Z'ye yenilenmesi gerektiğini söyledi 'Yeni bir anayasaya gerek var' • Anayasa içinde hukuk devleti amacını yeterli görmediğini söyleyen Yargıtay Başkanı Selçuk, "Hukukun üstünlüğü temelinde gelişen ve ona dayanan bir anayasa Türkiye için zorunludur. Hukukun üstünlüğü dediğiniz zaman, devlet ile birey hukuk karşısında eşit düzeydedir ve hukuku toplum belirler. O bakımdan Türkiye'de, demokrasi için hukuk devleti amacı kısa erimde belki düşünülebilir" dedi. AMCARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, A'dan Z'ye yeni bir anayasa yapılması gerektiğini belirterek "Bu anayasa içerisinde hukuk devleti amacını yeterli görmüyorum. Hukukun üstünlüğü temelinde gelişen ve ona dayanan bir anayasa Türkiye için zorunludur" dedi. DTP Genel Başkanv ekili Ismet Sezgin. Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'u makamında zıyaret ederek yeni görevinde başan diledi. Sezgin, yargmın 1980 sonrası dönemde etki altmda kalmayan ve yıkılmayan ender kunımlardan biri olduğunu belirterek ülkenin bugünlere ulaşmasını Türk yargısına borçlu olduklannı söyledi. îsmet Sezgin, devlet sisteminin yeniden düzenlenmesi ve halkla devlet arasında yeni bir toplumsal sözleşme imzalanması gerektiğini kaydetti. Sami Selçuk da bütün toplum kesimlerinin üzerinde uzlaşacağı toplumsal sözleşmenin 'anayasa' olduğunu vurguladı. Hukuk devleti Kendisinin de uzun süredir bunu savunduğunu kaydeden Selçuk şunlan söyledi: "A'dan Z'ye yeniden bir anayasa yapılması gerektiği düşüncesindeyim. Bu anayasa içinde hukuk devleti amacını yeterli görmüyorum. Hukukun üstünlüğü temelinde gelişen ve ona dayanan bir anayasa Türkiye için zorunludur. Bunun nedeni şudur; hukuk devleti dediğiniz zaman devlet hukuku belirler. Hukukun üstünlüğü dediğiniz zaman, devlet ile birey hukuk karşısında eşit düzeydedir ve hukuku toplum belirler. O bakımdan Türkiye'de, demokrasi için hukuk devleti amacı kısa erimde belki düşünülebilir. Ama uzak erimde ben hukukun üstünlüğünün daha doğru, daha yerinde bir terim olduğu kanısmdayım." Anayasada hukukun üstünlüğü kavramının yalnız cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin ant içme maddelerinde geçtiğini, başka maddelerde geçmediğini anımsatan Yargıtay Başkanı, hukukun üstünlüğü kavramı ile hukuk devleti kavramının özdeşleştirilerek kullanılıp kullanılmadığının belli ohnadığmı söyledi. Selçuk, "Bilinçli kullanıldığı hakkında kuşkulanm sürüyor" dedi. Demokrasilerin "olmazsa olmaz" ilkelerinden birinin, yasama, yürütme ve yargı erklerinin aynlığı ilkesi olduğunu kaydeden Selçuk sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokrasilerde iktidar parçabdır. Parçah olduğu için bu, diktatörlüğe kaymayı önleyen en önemli paratonerdir, engeldir. Erklerin aynlığı ilkesinin doğal sonucu olarak üç erk var; yasama. yürütme ve yargı. Ne yazık ki biz bundan devamlı yakınıyoruz, yargı erki sa\sanmıştır." Bunun üzerine Sezgin, "Ben söyleyebilecegim kadannı söyledim, Îsmet abi olarak" dedi. Budak, IMF'nin istekleri doğrultusunda hazırlanan tasanya karşı mücadele çağnsı yaptı 'Sosyal güvenlik tasansı ANAP'ın' • ANAP'ın sosyal devleti dışlayan bir anlayışı benimsediğini vurgulayan Budak, "Tüm Türkiye bu partinin anlayışına dikkat etmelidir. Bu acımasız azınlığa karşı, bu vicdansız anlayışa karşı mücadele edilmelidir" dedi. ALtER DSP İstanbul Milletvekili Rıd- van Budak, TBMM komisyon- lannda görüşülmekte olan Sos- yal Güvenlik yasa tasarısını "IMF'nin tasansı" olarak nite- lendirdi. Tasannın miman, Ça- lışma ve 'Sosyal Güvenlik Ba- kanı Yaşar Okuyan ile Oku- yan'ın partisi ANAP'm sosyal devleti dışlayan bir anlayışı sa- vunduğunu vurgulayan Budak, "Tüm Türkiye bu partinin anla- yışına dikkat etmelidir. Bu acıma- sız ve vicdansız anla\ ışa karşı mü- cadele edilmelidir" dedi. Budak, bu anlayışa uyanlann da tarih önünde siyaseten hesap verecek- lerini kaydetti. DSP miîletvekili ve eski DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, emeklilik yaşını 58-60'a, asgari prim gün sayısını 8 bin 300'e yükselten ve kazanılmış sosyal haklan budayan sosyal güvenlik yasa tasansına ilişkin değerlen- dirme yaptı. Tasannın IMF"ye aıt olduğunu savunan Budak, "Ya- şar Okuyan bu tasanyı kısa ba- kanhkdoneminde hazırlamış ola- maz. Geçmişte bizimle tartışılan hiçbir hazırükta da bu maddeler yoktu. İşçi \e işveren sendikalan- nın mutabakata vardığı metin de Partisinin tutumuna karşı bir tavır alan Budak, sosyal güvenlik yasa tasansına karşı çıkryor. bu değil. Sayin Nami Çağan ve Hakan Tartan'ın bakanhk dö- nemlerinde hanrianan taslaklar- da da böyle hükümler yoktu. DVIF'nin hazuiadıgı ve onun sos- yal anlayışını yansıtan bir taslak bu'dedi. Tasannın özel sigortacılığa ge- çişi amaçladığını anlatan. Rıd- van Budak, özel sektörün "hem- past"(omuzdaşı) olarak tanımla- dığı ANAP aracılığıyla bu sektö- re 20 milyar dolarlık bir " sağhk pazan" yaratılmak istendiğini savundu. Budak. "Ozel sektör doğası geregi kâr amacıyla çahşır ve bu özelliğiyle kamusal hizmet anlayışıyla çatışır. Eğhim, sağhk gibi temel kamu hizmetleri paza- ra çıkanlamaz" dedi. Budak, tüm dünyada sosyal güvenlik sistemlerinin battığı yö- nünde görüşler ileri sürüldüğü- nü de anımsatarak şöyle devam etti: "Sosyal güvenlik kurumla- n ticari işletmeler değil ki batsın. Sosyal güvenlik sistemi, toplum- larla devletleri birbirine bağlayan en önemli yaşamsal kummlardır. Bu kunımlann yaşaması devlet- lerin yaşaması ile eşdeğerdedir. Uzakdoğu ve Rusya krizinin ar- dından sadece Türki\e'deki yeni sağcılann kullandığı bir söylem- dir bu. G-8'ler bile küreselleşme- nin insanlan mutlu edemediğini itiraf ederek yeni düzenlemelere ihtiyaç bulunduğunu vurguladı- lar." SSK fonlannı ulufe olarak gö- ren, SSK'yi iflas ettiren anlayışın şimdi SSK'yi kurtarmaya soyun- duğunu belirten Rıdvan Budak, Türkiye "nin bütün örgütleri ve kurumlannın ANAP'm yaklaşı- mmı dikkatle izlemesi gerektiği- ni söyledi. Budak, "Çünkü bu partinin kurucusu dunımundaki zat' sos- yal devlet de neymiş' diyerek anayasanm temel ilkelerinden bi- rini açıkça çiğnemiştir. Sağhk ve egirim para kazanmanın aracı haline gehnişse sosyal devlet ol- ma özelliği giderek >itiriliyor de- mektir. Onun için bu acımasız azuıhğa karşı, vicdansız anlayişa karşı mücadele edilmelidir. Bu anlayışa uyanlar da tarih önünde siyaseten hesap vermek zonında kalacaklardır" dedi. Budak tasan nedeniyle çok sa- yıda DSP milletvekilinin de sı- kıntılı olduğunu belirtti. DSP milletvekillennin ağırlıkla işçi- lerin ve memurlann yoğun oldu- ğu batı illerinden ve sanayi böl- gelerinden seçildiğine dikkat çe- ken Budak, a Bu yasa en çok DSP milletvekillerini rahatsız etti. Se- çim bölgelerinden ckkli tepkfler var"dedi. *Ecevit'le görûşeceğim' TBMM'nin tek sendika kö- kenli milletvekili olan Budak, ta- san ile ilgili kaygılanru iletmek üzere Başbakan Bülent Ecevit'le görüşeceğini belirtti. Tasannm görüşülmesi sırasm- da sendikalann ve kendisinin gö- rüşlerini açıklâyacağını ifade e- den Budak, "Taraflar arasında bir uzlaşma sağtanması için eibn- den geleni yapacağun. Tasanda, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda önemli değişikUkler yapılacağına inanryorum. Ama, bir uzlaşmaya vanlmaması durumunda yerün hiç bir sıkuıtı duymadan emekçi- lerin yanıdır. Bu konuda hiç tere- düdüm yok"dedi. Budak, tasanyla ilgili ısrarla üzerinde duracağı noktalan da şöyle özetledi: "tşgü vencesi ve işsizük sigorta- sı yasalan çıkanlmah. SSK özerk- leştirilmeli \e shaset bu kurum- dan elini ayağını çekmeli. Sigor- tasız çalıştırmava karşı en etküi önlemler alınmalı. bu konuda sendika görevlilerinin amatör müfettiş olarak görev yapması sağlanmalı. Devletsistemedüzen- li katkı saglamaİL" Sendika ve kitle örgütlerinin oluşturduğu Emek Platformu bakanlığa yürüdü DISK9 Çahşma Bakaıılığr ııda sabahladı (Cumhuriyet Bü- rosu)-Emek Platformu'nu oluş- turan örgütler, "Sosyal GüvenKk Yasa Tasansı"nı protesto etmek amacıyla dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yürüdü- lerq. Örgüt temsilcileri, yasa ta- sansının geri çekilmesi amacıy- la 3 bin kişiden toplanan imzala- n içeren dilekçeyi bakanlığa ver- diler. DlSK'in öncülüğünde Emek Platfonnu'na bağlı örgütlerin temsilcileri ve üyeleri, dün Sıh- hiye'den Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı önüne dek yü- rüdüler. Binlerce kişinin katıldı- ğı eylemde, "IMF'ye emret, emekçiye hükmet", "Emeklilik, iş, ekmek yoksa barış da yok", "Veküe 2 yü, asüa 60 VTI", "Ne IMF. ne MAI, ne tahkim. Özgür, demokratik Türkiye", "Özelleş- tinneye, tahkime evet diyenler vatan haini", "Yüzyıllık kaza- mmlanmızı IMF ve demokrasi düşmanlarma peşkeş çektirme- yeceğiz", "Bindik bir âlamete, emeklilik gitti kıyamete" yazılı döviz ve pankartlar açıldı. Yürüyüş sırasında "Sadaka değil toplusözleşme", "Çeteler değil, üretenler yönetsin'*, "DVIF defol bu memleketbizün", "Kah- rolsun EVfF, bağımsız Türkiye", "Hükümet tasannı aL başına çal", "ÖzeBeştirmevetahkim ya- sasuıa hayır". "Tahkim yasası \a- tana ihanettir", "Mezarda emek- Uliğe hayu-", "tşçi memur el ete genel greve", "Vur vur inlesin kurdar. kuşlar dinlesin", *Vatan- daş uyuma, kurda kuşa yem ol- ma" sloganlan atıldı. Eylemde, takma bacaklar üze- rinde "IMF" ve "G8" kokartıy- la yürüyen kostümlü tiyatrocular ilgi odağı oldu. ABD bayrağını yansıtan smo- kin, kovboy şapkası, uzun kırmı- zı bir burun ve maskeden oluşan kostüm dikkat çekti. "IMF" ve "G8", eylem sıra- sında üzerinde "Kadere mah- kûm olan kişi" yazılı işçi tulumu içindeki kuklay ı aralannda taşı- dılar. Aynca, elinde orağıyla Az- rail de temsili olarak canlandı- nldı. Kornah destek Anıtkabir önünden geçerken sloganlan keserek alkışlarla iler- leyen gruba, yurttaşlar evlerinin pencerelerinden alkışlarla ve el sallayarak yoldan geçen araba- lar da kornalannı çalarak destek verdiler. Turizm ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklann- daki bazı çalışanlar da pencere- lerden el salladılar. Çalışma Ba- kanlığı önüne gelindiğinde grup- tan "yuh" sesleri yükseldi. Ba- kanhk girişlerine barikatlann ku- rulması üzerine de "Emekçiye değil, IMF'e barikat" sloganı atıldı. Bakanlığın yanındaki alanda toplanan grup. "Yaşar Okuyan Amerika'ya", "IMF uşağı Yaşar Okuyan" sloganlan- nı da attı. DİSK Genel Sekreteri Murat Tokmak burada yaptığı konuş- mada, hükümetin "oldubitti" an- layışıyla sözde sosyal güvenlik reformunu Meclis'ten geçirme- ye çalıştığını kaydetti. 'HûkümetlMF için kunılmuş' Hükümetin IMF reçetesinden başka hiçbir şeyi görmediğini anlatan Tokmak. "Sanki bu hü- kümet halk için değil, kendineye- ni pazarlar arayan yabancı ser- maye ve IMF için kurubnuş. Emekçiden başkasından vergi topiamak işlerinegelmiyor" diye Liderler, alınan kararları bugün kamuoyuna duyuracak Ekonomi paketi açıklanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakan Bülent Ecevit dün yoğun bir gün geçirdi. Kıbns gezisi sonrası Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rd ile görüşen Ece\ît, hükümet ortâğı partilerin genel başkanlanyla vergi yasasındaki değişîk- üklerin ele ahndığı "ekonomi zirvesi"ni gerçek- leştirdi. Ekonomiye yöneîik alınan kararlann bugün saat 13.OO'te hükümeti oluşturan parti liderleri ta- rafindan düzenlenecek ortak basm toplantısıyla kamuoyuna açıklanacağı bildirildi. MGK Genel Sekreteri Ergin Cetasin dün Başbakanlığa gele- rek Başbakan Ecevit, Başbakan yardımcılan Devlet BahçeB ve Hüsamettin Özkân ile görüş- tü. Ecevit. Celasin'in ardmdan TOBB Başkanı Fuat Miras ve berabenndeki heyeti kabul etti. MtT Müsteşan Şenkal Atasagun'u da kabul eden Ecevit, Cevat Soysal operasyonu konusunda bil- giaidı. Başbakan Bülent Ecevit, daha sonra Çankaya Köşkü'ne çıkarak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüştü. Yaklaşık 1 saat 15 dakika sü- ren görüşmenin ardından gazetecilerin sorulan- nı yanıtlayan Ecevit, Demirel'e KKTC ziyaretiy- le ilgili izlenimlerini aktardığını bildirdi. Başba- kan, "Türkiye'nin iç ve dış sorunhnyla Ugili çok yararhbirgöriişnwyapdk'"dedi. Başbakanlık'ta akşam saatlerinde gerçekleştirilen "ekonomizir- vesTne, Bülent Ecevit MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve ANAP Genel Başkanı Mesat Yrinuz'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Hüsa- mettin Özkan, Başbakan Yardımcısı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Ma- liye Bakanı Sümer Oral, Devlet Bakanı Tunca Toskay. Sanayi ve Tıcaret Bakanı Ahmet Kenan Tannkulu ve Orman Bakanı NamiÇağan da ka- üldı. Top lantı öncesmde gazetecilerin zirvenin gün- deminde ne olduğunu sormalan üzerine Ecevit şunlan kaydetti: •'Ekonomiyle ilgili muhteMf ive- di önlemler, bazuan uzun, bazuan orta vadeü ön- lemkr üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Bir kısnu- mzatenaçıklanuştmL Vergi Yasaa'ndaekonoaö- yicanlanduıcı,piyasayırahatlatacakbazıdüze&- lemdcrieügihçaflşmalar doğal oUrakMaiyeBa- kanlığı'nca görûşülüyordu. Mahye Bakanu- gı'ndaki çahşmalar tamamlandı. Bu akşam bize SaymBakan bilgiverecek.O bfigBerin ış^jnda Sç genel başkan olarak bir değerlendirme yapa- konuştu. Sosyal güveniik tasansının sistemi kurtarmayacağını, kaçak işçiliği arttıracağını belirten Tok- mak, "Onlann istediği bu. Sis- tem batsın,özel sigortacılığın önü açdsın, sermaye için yeni kâr ala- nı dogsun" dedi. Tahkim yasası- nı da eleştiren Tokmak, "Bu an- layışla bunlar ne müTiyetçi olur, ne de bağunsızlığı savunabilir. IMF'ye teslim olurlar. Tahkim, Türkiye'yi tam bir sömürge pa- zan yapacak. Vergi, sosyal güven- lik, yargı denetimi, uluslararası egemenlik yok. Bu iktidann bizi sürüklemek istediği yer burası- dır. Bu ülkenin sahipsiz olmadı- ğmı kurda kuşa göstereceğiz'' de- di. 'Sosyal yıkun tasana' KESKtemsilcisi HasanHayir, "sosyal yıkun tasansı" diye nite- lediği tasannın emekli olmayı adeta yasakladığını söyledi. Hükümetin sosyal güvenlik, tahkim ve diğer tasanlarda halk karşıtı bir politika izlediğini an- latan Hayır, tanmdan geçinen küçük üreticilerin IMF politika- lanna teslim edildiğini kaydetti. Halka karşın, "uluslararası köle- liğe" imza atmaya hazırlanıldı- ğmı vurgulayan Hayır, "Tahkim yeni bir kapitülasyon. Osmanh'yı kapitülasyonlar nasü yıktıysa, bu hükümeti de tahkim yıkacak" dedi. Konuşmalann ardından işçiler "Moğoüar"ın "Bir şey yapmah" parçası eşliğinde halay çektiler. Tasannın geri çekilmesi istemiy- le toplanan yaklaşık 3 bin imza- yı içeren dilekçe de sendika tem- silcileri tarafindan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müs- teşan'na verildi. Bu sırada baş- layan oturma eylemi de yaklaşık 3 saat sürdü. Yücel Sayman 'Savunma yok edilmek isteniyor' İstanbul Haber Servisi- Istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman. 'savunma' kurumunun yok edilmek istendiğini belirterek "Estdden göğsümüzü gere gere avııkat oldugumuzu söylüyorduk, artık çekinerek söylüyoruz" dedi. İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, adli yılın sona ermesi nedeniyle dün bir basm toplantısı düzenledi. İstanbul Barosu'nda gerçekleştirilen ve yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda Yücel Sayman, Türkiye'nin gündeminde önemli yasa tasanlan bulunduğunu anımsatarak hükümetin mali kaynak sağlamak amacıyla kabul edilemez değişiklik önerilerinde bulunduğunu ifade etti. Hükümetin gündeme getirdiği tasanlar ile "yargının çökertilmesi" arasında bağ kurduklannı anlatan Sayman. "Bir talan anlayışı ile fînans arama ve bu yolla "kalkınma' anyorsaıuz bunu yargıdan bektevemezsiııiz" diye konuştu. Sayman, savunma kurumunun tasfiye edilmeye çahşıldığuım, bunun aracı olarak da avukatlık mesleğinin kullanıldığının alhnı çizdi. Avukatlara karşı hukuki ve fiili saldınlann arttığını yineleyen Sayman, savunmanın kurum olarak yer almadığı. savunmayı avTikaün temsil etmediği, halkın yargılama sürecine katılımı yollarmın tıkandığı bir yanjınm demokratik ve bağımsız olamayacağını vurguladı. Savunmayı yargıdan koparan, avukatm savunmayı temsil eden işlevini gözden kaçıran anlayış ve uygulamalann, avııkatı müvekkili ile özdeşleştiren ideolojik ortamm yaratılmasma katkıda bulunduğunu dile getiren Sayman, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhurbaşkanı'nın savunma kurumunu ve avukatm işlevini yok sayan nkralan, Vargıtay Cumhuriyet Başsasası'mn, avukaü, sanık akyhine deiiDeri yok etmeye hazu~ kişi gösteren beyanlan, DGM Hâkimliği'nin 'soruşturmanm selamete ulaşmasını engelleme ihtimali' nedeniyle avukaüan, bir sanık avukatm sorgusuna almaması, İl Emniyet Müdür Yardımcısı'nm odasına çağırdığı avukaü tartaklayarak emniyet binası dışına atması savunmaya yönelik saldınlann daha sonra giderek gerek nicelik olarak büyümesine, gerekse nitelik olarak genişlemesine yol acmışür. Esldden avukat oMugumuzu göğsümüzü gere gere söylerdik, arnk çekinerek söylüyoruz.n
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle