Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 1999 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Öpsan Öymen'iAnarken
Bugün 12 yıl olmuş, Örsan'ı yitireli. Bodrum'da
kriz geçirdiğı haberini aldığımda Izmir'de idim.
Inanılır gibi değjldi. O genç, yaşam dolu, keyifli
Örsan'ın ölümü. Öldüğünde ellisinde bile değildi.
Zaten yaşını da göstermezdi.
49'undaydı, ama ardında uzun ve çok başanlı
bir meslek yaşamı vardı. Öymenler'de gazetecili-
ğe erken başlamak sanki gelenekti. O da ağabe-
yi Altan gibi, küçük yaşta başladı gazeteciliğe.
Sonradan Uğur Mumcu, bu acı haberi aldığın-
da Altan Öymen ile ağlayarak kucaklaştıklarını an-
latmıştı.
Duygusal yanı çok gelişmiş Uğur, birçok can
dostuna ağlamıştı, sonra bir gün kendi ölümüne
bütün; Türkiye'yi ağlatmak üzere... O da hemen he-
men Örsan'ın yaşındaydı.
Uğur ile Örsan'ı birlikte anmama, o dönemleri
bilenler şaşırmamışlardır. Papa suikastı - Ağca -
Mafya üçgenıni ortaya çıkarmakta birlikte çalış-
mışlar, bilgilerini bırbırlerine aktarmakta hiç yük-
sünmemişler, mesleğin acımasız kuralı atlatmayı
bir yana bırakıp, el ele vererek, gerçeği ortaya çı-
karmaya çabalamışlar, çok büyük bir de başan
kazanmışlardı.
Uğur, Örsan'ın ağabeyi Altan Öymen ile de mo-
bilyayolsuzluğunu aynı yöntemleri kullanarak, ça-
lışmıştı.
O daha çok Ankara'da olduğundan, örsan ile
anılanmız bölük pörçük, az, öyle çok sıkı fıkı de-
ğildik.
Ama Örsan'ı tanıyıp sevmeniz, zaten haberieri-
ni ve yazılannı okurken gördüğünüz, yetenekleri ve
kalem ustalığı yanında insancıl taraflannı kavrama-
mz için, mesleğindeki başansı ve şöhreti ile geldi-
ği yerle böbürlenmeyen, herkese sıcak, candan
davranan ilışkilerinde karşısındakilerle hep eşit ol-
duğu izlenimıni vermeye özen gösteren kişiliğini
anlamanız ıçin, çok uzun boyiu ilişkiye gerek yok-
tu.
'• • • •
1974 yılının yaz başıydı. Cumhuriyet'e daha ye-
ni girmiştim. Ankara'ya gittim. O zamanlar bir an
kovanı gibi hareketli olan ANKA'ya uğradım.
Bir ara Örsan geldi, neler yaptığımı sordu. Kıta
sahanlığı konusunda bir araştırma yapmak istedi-
ğimi söyledim. Sustu, bir durdu, düşündü.
- Ben de öyle bir şeyler yapmak istiyordum, de-
di.
Sonra masasınm sağ üst çekmecesini çekti,
içinden bir dosya çıkarıp önüme koydu.
- Ama öyle görünüyor ki sen daha fazla istiyor-
sun, sen yap! Belki bunlardan da yararianırsın! de-
dı.
Şaşırmış kalmıştım. Gerçi daha sonra da Uğur
ile birlikte çalışacaktı. Ama burada karşılıklı biryar-
dımlaşma bile söz konusu değildi.
Örsan belki de yeni gazetemde bir şeyler yap-
mak için çırpınmamdan etkilenmişti ve kendi bi-
riktirdiği belgeleri de bana vermişti, hiçbir karşılık
beklemeden. Hatta bir de manyetometrik araştır-
malar yapan bir kuruluşun başında olan Oyman
Bey'den benim için randevu almıştı.
• • •
Öymenler Cumhuriyet'in seçkin eğitimci aile-
sinden gelirler. Örsan'ın annesi, babası, amcası
hep seçkin eğitimcilerdi.
Örsan yıllaryılı habercilikileköşeyazarlığınıçok
iyi bir biçimde bağdaştırdı. Politika kazanı, eleşti-
ri dozu kadar, enformasyon öğesi de yüksek bir
sütundu. Bu alanda başta Uğur Mumcu olmak
üzere, ilhami Soysal, Teoman Erel, bambaşka
esintilerı de olsa Mustafa Ekmekçi'yi desayabi-
liriz.
Ne yazık, hepsini erken, çoğunu doğal olmayan
ölümlerle yitırdik.
Onlar yaşadıklan yıllan boşuna geçirmemiş, top-
lumun yaşamında ve belleğimizde derin izler bı-
rakmış kişilerdi.
Bugün, Örsan'ı Zincirlikuyu'daki kabri başında,
bir kez daha özlemle anarken, onları da anımsa-
yacağız...
Katledilişinin 19. yılı
Kemal Türkler
bugün anılıyor
İstanbul Haber
Servisi - Mer-
ter'dekı evinin
önünde 22 Tem-
muz l980tarihin-
de faşist katiller-
ce öldürülen
DİSK Genel Baş-
kanı Kemal Türkler. tö-
renlerle anılıyor. Türkler,
için ilk tören bugün saat
l l.OO'de katledildiği evi-
nin önünde yapılacak.
Türkler. saat l2.00"de de
Topkapfdaki kabri başın-
da anılacak.
'.Türkiye'ye sınıf sendi-
kicılığını yerleştiren ku-
şağın önderlerinden Ke-
mal Türkler. 1970'li yıl-
lann ortalanndan itibaren
demokrat. aydın ve kitle
örgütü liderlenne yönelen
faşist terörün hedefleri
arasındaydı. Sabah, evine
300 metre mesafedeki
DİSK Genel MerkezTne
gitmek üzere eşi ve kızıy-
la vedalaşan Türkler, ka-
pısının önünde kurulan
faşist pusudan kurtulama-
dı.
Kemal Türk]er"in jçatil
zanlılanndan ülkücü Cnal
Osmanağaoğlu olaydan
ancak 19 yıl sonra Kuşa-
dası'ndayakalandı. Türk-
ler'in öldürülmesi ve Bah-
çelievler'de 7 TtP'lı gen-
cin katledılmesı davalan-
nın sanığı olarak "tarnu-
a bültenie aranırken Ku-
şadası'nda 9 Nisan 1999
tarihinde yakalanan Os-
manağaoğlu'nun üzerin-
de kardeşi Tamer
Osmanağaoğlu
adına düzenlen-
miş sahte kimlik
çıktı. Istanbul'a
getirilerek gıyabi
tutukluluğu vica-
hiye çevrilen ve
cezaevine konulan Osma-
nağaoğlu'nun (> yıldır Or-
man Bakanlığı'ndan Irira-
lanan Güzelçamlı beldesi
Dilek Yanmadası'ndaki
milli parkı işlettiği belir-
lendi. Ülkücü katliam sa-
nığı AbduDah Çatiı ve
Haluk Kırcı'nm yakın ar-
kadaşı olduğu kaydedilen
Osmanağaoğlu'nun Ku-
şadası'nda tanınan biri ol-
duğu ve "Muhammet"
adını kullandığı da ortaya
çıktı.
Bakırköy 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görûlen
ve ölüm cezası istemiyle
yargılandığı davada ilk
kez 8 Haziran 1999 tari-
hinde ifade veren Osma-
nağaoğlu, hakkmdaki id-
dialan reddetti. Osmana-
ğaoğlu olay tarihinde
yurtdışında bulunduğunu
öne sürdü.
Yurtdışında uyuşturucu
suçundan 3 yjl 7 ay ceza-
evinde yattığını anlatan
Osmanağaoğlu, davanın
daha önce yakalanan ve
ceza alan sanıklan olan
Aydın Eryılmaz, Abdülsa-
met Karakuş ve Ismet Ko-
çak'ı tanımadığını, Çat-
lı'yı ise "ismen" tanıdığı-
nı iddia etti.
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, anayasanm A'dan Z'ye yenilenmesi gerektiğini söyledi
'Yeni bir anayasaya gerek var'
• Anayasa içinde hukuk
devleti amacını yeterli
görmediğini söyleyen
Yargıtay Başkanı Selçuk,
"Hukukun üstünlüğü
temelinde gelişen ve ona
dayanan bir anayasa Türkiye
için zorunludur. Hukukun
üstünlüğü dediğiniz zaman,
devlet ile birey hukuk
karşısında eşit düzeydedir ve
hukuku toplum belirler. O
bakımdan Türkiye'de,
demokrasi için hukuk
devleti amacı kısa erimde
belki düşünülebilir" dedi.
AMCARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, A'dan
Z'ye yeni bir anayasa yapılması
gerektiğini belirterek "Bu anayasa
içerisinde hukuk devleti amacını yeterli
görmüyorum. Hukukun üstünlüğü
temelinde gelişen ve ona dayanan bir
anayasa Türkiye için zorunludur" dedi.
DTP Genel Başkanv ekili Ismet Sezgin.
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'u
makamında zıyaret ederek yeni
görevinde başan diledi. Sezgin,
yargmın 1980 sonrası dönemde etki
altmda kalmayan ve yıkılmayan ender
kunımlardan biri olduğunu belirterek
ülkenin bugünlere ulaşmasını Türk
yargısına borçlu olduklannı söyledi.
îsmet Sezgin, devlet sisteminin
yeniden düzenlenmesi ve halkla devlet
arasında yeni bir toplumsal sözleşme
imzalanması gerektiğini kaydetti.
Sami Selçuk da bütün toplum
kesimlerinin üzerinde uzlaşacağı
toplumsal sözleşmenin 'anayasa'
olduğunu vurguladı.
Hukuk devleti
Kendisinin de uzun süredir bunu
savunduğunu kaydeden Selçuk şunlan
söyledi:
"A'dan Z'ye yeniden bir anayasa
yapılması gerektiği düşüncesindeyim.
Bu anayasa içinde hukuk devleti
amacını yeterli görmüyorum.
Hukukun üstünlüğü temelinde gelişen
ve ona dayanan bir anayasa Türkiye
için zorunludur. Bunun nedeni şudur;
hukuk devleti dediğiniz zaman devlet
hukuku belirler. Hukukun üstünlüğü
dediğiniz zaman, devlet ile birey hukuk
karşısında eşit düzeydedir ve hukuku
toplum belirler. O bakımdan
Türkiye'de, demokrasi için hukuk
devleti amacı kısa erimde belki
düşünülebilir. Ama uzak erimde ben
hukukun üstünlüğünün daha doğru,
daha yerinde bir terim olduğu
kanısmdayım."
Anayasada hukukun üstünlüğü
kavramının yalnız cumhurbaşkanı ve
milletvekillerinin ant içme
maddelerinde geçtiğini,
başka maddelerde geçmediğini
anımsatan Yargıtay Başkanı,
hukukun üstünlüğü kavramı ile hukuk
devleti kavramının özdeşleştirilerek
kullanılıp kullanılmadığının belli
ohnadığmı söyledi. Selçuk, "Bilinçli
kullanıldığı hakkında kuşkulanm
sürüyor" dedi.
Demokrasilerin "olmazsa olmaz"
ilkelerinden birinin, yasama, yürütme
ve yargı erklerinin aynlığı ilkesi
olduğunu kaydeden Selçuk sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Demokrasilerde iktidar parçabdır.
Parçah olduğu için bu, diktatörlüğe
kaymayı önleyen en önemli
paratonerdir, engeldir. Erklerin aynlığı
ilkesinin doğal sonucu olarak üç erk
var; yasama. yürütme ve yargı. Ne
yazık ki biz bundan devamlı
yakınıyoruz, yargı erki sa\sanmıştır."
Bunun üzerine Sezgin, "Ben
söyleyebilecegim kadannı söyledim,
Îsmet abi olarak" dedi.
Budak, IMF'nin istekleri doğrultusunda hazırlanan tasanya karşı mücadele çağnsı yaptı
'Sosyal güvenlik tasansı ANAP'ın'
• ANAP'ın sosyal devleti
dışlayan bir anlayışı
benimsediğini vurgulayan
Budak, "Tüm Türkiye bu
partinin anlayışına dikkat
etmelidir. Bu acımasız
azınlığa karşı, bu vicdansız
anlayışa karşı mücadele
edilmelidir" dedi.
ALtER
DSP İstanbul Milletvekili Rıd-
van Budak, TBMM komisyon-
lannda görüşülmekte olan Sos-
yal Güvenlik yasa tasarısını
"IMF'nin tasansı" olarak nite-
lendirdi. Tasannın miman, Ça-
lışma ve 'Sosyal Güvenlik Ba-
kanı Yaşar Okuyan ile Oku-
yan'ın partisi ANAP'm sosyal
devleti dışlayan bir anlayışı sa-
vunduğunu vurgulayan Budak,
"Tüm Türkiye bu partinin anla-
yışına dikkat etmelidir. Bu acıma-
sız ve vicdansız anla\ ışa karşı mü-
cadele edilmelidir" dedi. Budak,
bu anlayışa uyanlann da tarih
önünde siyaseten hesap verecek-
lerini kaydetti.
DSP miîletvekili ve eski DtSK
Genel Başkanı Rıdvan Budak,
emeklilik yaşını 58-60'a, asgari
prim gün sayısını 8 bin 300'e
yükselten ve kazanılmış sosyal
haklan budayan sosyal güvenlik
yasa tasansına ilişkin değerlen-
dirme yaptı. Tasannın IMF"ye aıt
olduğunu savunan Budak, "Ya-
şar Okuyan bu tasanyı kısa ba-
kanhkdoneminde hazırlamış ola-
maz. Geçmişte bizimle tartışılan
hiçbir hazırükta da bu maddeler
yoktu. İşçi \e işveren sendikalan-
nın mutabakata vardığı metin de
Partisinin tutumuna karşı bir tavır alan Budak, sosyal güvenlik yasa tasansına karşı çıkryor.
bu değil. Sayin Nami Çağan ve
Hakan Tartan'ın bakanhk dö-
nemlerinde hanrianan taslaklar-
da da böyle hükümler yoktu.
DVIF'nin hazuiadıgı ve onun sos-
yal anlayışını yansıtan bir taslak
bu'dedi.
Tasannın özel sigortacılığa ge-
çişi amaçladığını anlatan. Rıd-
van Budak, özel sektörün "hem-
past"(omuzdaşı) olarak tanımla-
dığı ANAP aracılığıyla bu sektö-
re 20 milyar dolarlık bir " sağhk
pazan" yaratılmak istendiğini
savundu. Budak. "Ozel sektör
doğası geregi kâr amacıyla çahşır
ve bu özelliğiyle kamusal hizmet
anlayışıyla çatışır. Eğhim, sağhk
gibi temel kamu hizmetleri paza-
ra çıkanlamaz" dedi.
Budak, tüm dünyada sosyal
güvenlik sistemlerinin battığı yö-
nünde görüşler ileri sürüldüğü-
nü de anımsatarak şöyle devam
etti: "Sosyal güvenlik kurumla-
n ticari işletmeler değil ki batsın.
Sosyal güvenlik sistemi, toplum-
larla devletleri birbirine bağlayan
en önemli yaşamsal kummlardır.
Bu kunımlann yaşaması devlet-
lerin yaşaması ile eşdeğerdedir.
Uzakdoğu ve Rusya krizinin ar-
dından sadece Türki\e'deki yeni
sağcılann kullandığı bir söylem-
dir bu. G-8'ler bile küreselleşme-
nin insanlan mutlu edemediğini
itiraf ederek yeni düzenlemelere
ihtiyaç bulunduğunu vurguladı-
lar."
SSK fonlannı ulufe olarak gö-
ren, SSK'yi iflas ettiren anlayışın
şimdi SSK'yi kurtarmaya soyun-
duğunu belirten Rıdvan Budak,
Türkiye "nin bütün örgütleri ve
kurumlannın ANAP'm yaklaşı-
mmı dikkatle izlemesi gerektiği-
ni söyledi.
Budak, "Çünkü bu partinin
kurucusu dunımundaki zat' sos-
yal devlet de neymiş' diyerek
anayasanm temel ilkelerinden bi-
rini açıkça çiğnemiştir. Sağhk ve
egirim para kazanmanın aracı
haline gehnişse sosyal devlet ol-
ma özelliği giderek >itiriliyor de-
mektir. Onun için bu acımasız
azuıhğa karşı, vicdansız anlayişa
karşı mücadele edilmelidir. Bu
anlayışa uyanlar da tarih önünde
siyaseten hesap vermek zonında
kalacaklardır" dedi.
Budak tasan nedeniyle çok sa-
yıda DSP milletvekilinin de sı-
kıntılı olduğunu belirtti. DSP
milletvekillennin ağırlıkla işçi-
lerin ve memurlann yoğun oldu-
ğu batı illerinden ve sanayi böl-
gelerinden seçildiğine dikkat çe-
ken Budak,
a
Bu yasa en çok DSP
milletvekillerini rahatsız etti. Se-
çim bölgelerinden ckkli tepkfler
var"dedi.
*Ecevit'le görûşeceğim'
TBMM'nin tek sendika kö-
kenli milletvekili olan Budak, ta-
san ile ilgili kaygılanru iletmek
üzere Başbakan Bülent Ecevit'le
görüşeceğini belirtti.
Tasannm görüşülmesi sırasm-
da sendikalann ve kendisinin gö-
rüşlerini açıklâyacağını ifade e-
den Budak, "Taraflar arasında
bir uzlaşma sağtanması için eibn-
den geleni yapacağun. Tasanda,
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
önemli değişikUkler yapılacağına
inanryorum. Ama, bir uzlaşmaya
vanlmaması durumunda yerün
hiç bir sıkuıtı duymadan emekçi-
lerin yanıdır. Bu konuda hiç tere-
düdüm yok"dedi.
Budak, tasanyla ilgili ısrarla
üzerinde duracağı noktalan da
şöyle özetledi:
"tşgü vencesi ve işsizük sigorta-
sı yasalan çıkanlmah. SSK özerk-
leştirilmeli \e shaset bu kurum-
dan elini ayağını çekmeli. Sigor-
tasız çalıştırmava karşı en etküi
önlemler alınmalı. bu konuda
sendika görevlilerinin amatör
müfettiş olarak görev yapması
sağlanmalı. Devletsistemedüzen-
li katkı saglamaİL"
Sendika ve kitle örgütlerinin oluşturduğu Emek Platformu bakanlığa yürüdü
DISK9
Çahşma Bakaıılığr ııda sabahladı
(Cumhuriyet Bü-
rosu)-Emek Platformu'nu oluş-
turan örgütler, "Sosyal GüvenKk
Yasa Tasansı"nı protesto etmek
amacıyla dün Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'na yürüdü-
lerq. Örgüt temsilcileri, yasa ta-
sansının geri çekilmesi amacıy-
la 3 bin kişiden toplanan imzala-
n içeren dilekçeyi bakanlığa ver-
diler.
DlSK'in öncülüğünde Emek
Platfonnu'na bağlı örgütlerin
temsilcileri ve üyeleri, dün Sıh-
hiye'den Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı önüne dek yü-
rüdüler. Binlerce kişinin katıldı-
ğı eylemde, "IMF'ye emret,
emekçiye hükmet", "Emeklilik,
iş, ekmek yoksa barış da yok",
"Veküe 2 yü, asüa 60 VTI", "Ne
IMF. ne MAI, ne tahkim. Özgür,
demokratik Türkiye", "Özelleş-
tinneye, tahkime evet diyenler
vatan haini", "Yüzyıllık kaza-
mmlanmızı IMF ve demokrasi
düşmanlarma peşkeş çektirme-
yeceğiz", "Bindik bir âlamete,
emeklilik gitti kıyamete" yazılı
döviz ve pankartlar açıldı.
Yürüyüş sırasında "Sadaka
değil toplusözleşme", "Çeteler
değil, üretenler yönetsin'*, "DVIF
defol bu memleketbizün", "Kah-
rolsun EVfF, bağımsız Türkiye",
"Hükümet tasannı aL başına
çal", "ÖzeBeştirmevetahkim ya-
sasuıa hayır". "Tahkim yasası \a-
tana ihanettir", "Mezarda emek-
Uliğe hayu-", "tşçi memur el ete
genel greve", "Vur vur inlesin
kurdar. kuşlar dinlesin", *Vatan-
daş uyuma, kurda kuşa yem ol-
ma" sloganlan atıldı.
Eylemde, takma bacaklar üze-
rinde "IMF" ve "G8" kokartıy-
la yürüyen kostümlü tiyatrocular
ilgi odağı oldu.
ABD bayrağını yansıtan smo-
kin, kovboy şapkası, uzun kırmı-
zı bir burun ve maskeden oluşan
kostüm dikkat çekti.
"IMF" ve "G8", eylem sıra-
sında üzerinde "Kadere mah-
kûm olan kişi" yazılı işçi tulumu
içindeki kuklay ı aralannda taşı-
dılar. Aynca, elinde orağıyla Az-
rail de temsili olarak canlandı-
nldı.
Kornah destek
Anıtkabir önünden geçerken
sloganlan keserek alkışlarla iler-
leyen gruba, yurttaşlar evlerinin
pencerelerinden alkışlarla ve el
sallayarak yoldan geçen araba-
lar da kornalannı çalarak destek
verdiler. Turizm ile Çalışma ve
Sosyal Güvenlik bakanlıklann-
daki bazı çalışanlar da pencere-
lerden el salladılar. Çalışma Ba-
kanlığı önüne gelindiğinde grup-
tan "yuh" sesleri yükseldi. Ba-
kanhk girişlerine barikatlann ku-
rulması üzerine de "Emekçiye
değil, IMF'e barikat" sloganı
atıldı. Bakanlığın yanındaki
alanda toplanan grup. "Yaşar
Okuyan Amerika'ya", "IMF
uşağı Yaşar Okuyan" sloganlan-
nı da attı.
DİSK Genel Sekreteri Murat
Tokmak burada yaptığı konuş-
mada, hükümetin "oldubitti" an-
layışıyla sözde sosyal güvenlik
reformunu Meclis'ten geçirme-
ye çalıştığını kaydetti.
'HûkümetlMF
için kunılmuş'
Hükümetin IMF reçetesinden
başka hiçbir şeyi görmediğini
anlatan Tokmak. "Sanki bu hü-
kümet halk için değil, kendineye-
ni pazarlar arayan yabancı ser-
maye ve IMF için kurubnuş.
Emekçiden başkasından vergi
topiamak işlerinegelmiyor" diye
Liderler, alınan kararları bugün kamuoyuna duyuracak
Ekonomi paketi açıklanıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Başbakan
Bülent Ecevit dün yoğun bir gün geçirdi. Kıbns
gezisi sonrası Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rd ile görüşen Ece\ît, hükümet ortâğı partilerin
genel başkanlanyla vergi yasasındaki değişîk-
üklerin ele ahndığı "ekonomi zirvesi"ni gerçek-
leştirdi.
Ekonomiye yöneîik alınan kararlann bugün
saat 13.OO'te hükümeti oluşturan parti liderleri ta-
rafindan düzenlenecek ortak basm toplantısıyla
kamuoyuna açıklanacağı bildirildi. MGK Genel
Sekreteri Ergin Cetasin dün Başbakanlığa gele-
rek Başbakan Ecevit, Başbakan yardımcılan
Devlet BahçeB ve Hüsamettin Özkân ile görüş-
tü. Ecevit. Celasin'in ardmdan TOBB Başkanı
Fuat Miras ve berabenndeki heyeti kabul etti.
MtT Müsteşan Şenkal Atasagun'u da kabul eden
Ecevit, Cevat Soysal operasyonu konusunda bil-
giaidı.
Başbakan Bülent Ecevit, daha sonra Çankaya
Köşkü'ne çıkarak Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel ile görüştü. Yaklaşık 1 saat 15 dakika sü-
ren görüşmenin ardından gazetecilerin sorulan-
nı yanıtlayan Ecevit, Demirel'e KKTC ziyaretiy-
le ilgili izlenimlerini aktardığını bildirdi. Başba-
kan, "Türkiye'nin iç ve dış sorunhnyla Ugili çok
yararhbirgöriişnwyapdk'"dedi. Başbakanlık'ta
akşam saatlerinde gerçekleştirilen "ekonomizir-
vesTne, Bülent Ecevit MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli ve ANAP Genel Başkanı Mesat
Yrinuz'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Hüsa-
mettin Özkan, Başbakan Yardımcısı ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Ma-
liye Bakanı Sümer Oral, Devlet Bakanı Tunca
Toskay. Sanayi ve Tıcaret Bakanı Ahmet Kenan
Tannkulu ve Orman Bakanı NamiÇağan da ka-
üldı.
Top lantı öncesmde gazetecilerin zirvenin gün-
deminde ne olduğunu sormalan üzerine Ecevit
şunlan kaydetti: •'Ekonomiyle ilgili muhteMf ive-
di önlemler, bazuan uzun, bazuan orta vadeü ön-
lemkr üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Bir kısnu-
mzatenaçıklanuştmL Vergi Yasaa'ndaekonoaö-
yicanlanduıcı,piyasayırahatlatacakbazıdüze&-
lemdcrieügihçaflşmalar doğal oUrakMaiyeBa-
kanlığı'nca görûşülüyordu. Mahye Bakanu-
gı'ndaki çahşmalar tamamlandı. Bu akşam bize
SaymBakan bilgiverecek.O bfigBerin ış^jnda Sç
genel başkan olarak bir değerlendirme yapa-
konuştu.
Sosyal güveniik tasansının
sistemi kurtarmayacağını, kaçak
işçiliği arttıracağını belirten Tok-
mak, "Onlann istediği bu. Sis-
tem batsın,özel sigortacılığın önü
açdsın, sermaye için yeni kâr ala-
nı dogsun" dedi. Tahkim yasası-
nı da eleştiren Tokmak, "Bu an-
layışla bunlar ne müTiyetçi olur,
ne de bağunsızlığı savunabilir.
IMF'ye teslim olurlar. Tahkim,
Türkiye'yi tam bir sömürge pa-
zan yapacak. Vergi, sosyal güven-
lik, yargı denetimi, uluslararası
egemenlik yok. Bu iktidann bizi
sürüklemek istediği yer burası-
dır. Bu ülkenin sahipsiz olmadı-
ğmı kurda kuşa göstereceğiz'' de-
di.
'Sosyal yıkun tasana'
KESKtemsilcisi HasanHayir,
"sosyal yıkun tasansı" diye nite-
lediği tasannın emekli olmayı
adeta yasakladığını söyledi.
Hükümetin sosyal güvenlik,
tahkim ve diğer tasanlarda halk
karşıtı bir politika izlediğini an-
latan Hayır, tanmdan geçinen
küçük üreticilerin IMF politika-
lanna teslim edildiğini kaydetti.
Halka karşın, "uluslararası köle-
liğe" imza atmaya hazırlanıldı-
ğmı vurgulayan Hayır, "Tahkim
yeni bir kapitülasyon. Osmanh'yı
kapitülasyonlar nasü yıktıysa, bu
hükümeti de tahkim yıkacak"
dedi.
Konuşmalann ardından işçiler
"Moğoüar"ın "Bir şey yapmah"
parçası eşliğinde halay çektiler.
Tasannın geri çekilmesi istemiy-
le toplanan yaklaşık 3 bin imza-
yı içeren dilekçe de sendika tem-
silcileri tarafindan Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müs-
teşan'na verildi. Bu sırada baş-
layan oturma eylemi de yaklaşık
3 saat sürdü.
Yücel Sayman
'Savunma
yok
edilmek
isteniyor'
İstanbul Haber Servisi-
Istanbul Barosu Başkanı
Yücel Sayman.
'savunma' kurumunun
yok edilmek istendiğini
belirterek "Estdden
göğsümüzü gere gere
avııkat oldugumuzu
söylüyorduk, artık
çekinerek söylüyoruz"
dedi. İstanbul Barosu
Başkanı Yücel Sayman,
adli yılın sona ermesi
nedeniyle dün bir basm
toplantısı düzenledi.
İstanbul Barosu'nda
gerçekleştirilen ve
yönetim kurulu
üyelerinin de katıldığı
toplantıda Yücel
Sayman, Türkiye'nin
gündeminde önemli yasa
tasanlan bulunduğunu
anımsatarak hükümetin
mali kaynak sağlamak
amacıyla kabul edilemez
değişiklik önerilerinde
bulunduğunu ifade etti.
Hükümetin gündeme
getirdiği tasanlar ile
"yargının çökertilmesi"
arasında bağ
kurduklannı anlatan
Sayman. "Bir talan
anlayışı ile fînans arama
ve bu yolla "kalkınma'
anyorsaıuz bunu
yargıdan
bektevemezsiııiz" diye
konuştu. Sayman,
savunma kurumunun
tasfiye edilmeye
çahşıldığuım, bunun
aracı olarak da avukatlık
mesleğinin
kullanıldığının alhnı
çizdi. Avukatlara karşı
hukuki ve fiili
saldınlann arttığını
yineleyen Sayman,
savunmanın kurum
olarak yer almadığı.
savunmayı avTikaün
temsil etmediği, halkın
yargılama sürecine
katılımı yollarmın
tıkandığı bir yanjınm
demokratik ve bağımsız
olamayacağını vurguladı.
Savunmayı yargıdan
koparan, avukatm
savunmayı temsil eden
işlevini gözden kaçıran
anlayış ve
uygulamalann, avııkatı
müvekkili ile
özdeşleştiren ideolojik
ortamm yaratılmasma
katkıda bulunduğunu
dile getiren Sayman,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı'nın
savunma kurumunu ve
avukatm işlevini yok
sayan nkralan, Vargıtay
Cumhuriyet
Başsasası'mn, avukaü,
sanık akyhine deiiDeri
yok etmeye hazu~ kişi
gösteren beyanlan, DGM
Hâkimliği'nin
'soruşturmanm selamete
ulaşmasını engelleme
ihtimali' nedeniyle
avukaüan, bir sanık
avukatm sorgusuna
almaması, İl Emniyet
Müdür Yardımcısı'nm
odasına çağırdığı avukaü
tartaklayarak emniyet
binası dışına atması
savunmaya yönelik
saldınlann daha sonra
giderek gerek nicelik
olarak büyümesine,
gerekse nitelik olarak
genişlemesine yol
acmışür. Esldden avukat
oMugumuzu göğsümüzü
gere gere söylerdik, arnk
çekinerek söylüyoruz.n