24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Peçeli fotoğraf Engin Aşkın Kanada'dan bildiriyor: "Toronto'da indirimli aytık otobüs-tünel pasolan için başı açık fotoğraf çektirmeyi ve toplu ulaşım araçlanna bînerken yüzünü göstermeyi reddeden çarşaflı ve peçeli Müslüman kadınlar giderek sorun olmaya başladı. jSomali göçmeni ve bilgisayar öğrencisi Zeynep Alamagan, peçesini açmadığı ve pasosundaki fotoğrafı göstermediği için şoför tarafından otobüse alınmadı. Kanada medyasına yansıyan olay üzerine Toronto'daki mollalar insan haklarının zedelendiğini ve peçe takmanın demokratik bir hak olduğunu öne sürdüler. Olayı soruşturan Toronto Ulaşım Dairesi ise toplu ulaşım araçlanna pasoyla binenlerin, şoförierce denetlenmesinin yasal bir gerek olduğunu ve paso kullanan kişilerin yüzlerini şoföre göstermelerinin bir zorunluluk sayıldığını duyurarak tartışmalara son noktayı koydu." Tefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Etektronik posta: somvposta.cumhuriyetcom.tr -Adli yıl adalete yetmemiş... "Davalann asıriara sürmesinden belli!" A merika'nın yüksek tirajlı aylık dergilerin- denmiş "Discover". Bilimselmişamasıra- dan okuyucu için çıkarmış. Bilimdeki son gelişmeleri popüler bir dille verir ve rahat anlaşılırmış... Hürriyet'ten Murat Bardakçı bu tanı- tımı yaptıktan sonra derginin geçen sayılarından bi- nnde, 1998'in en önemli bılimsel buluşlan arasında Sultanahmet'teki "Bizans SarayTnın keşfınin yer al- dığını yazmış ve sözü Istanbul Arkeoloji Müzeleri Mü- dürlüğü'nden Ankara'ya, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü yapılan Alpay Pasinli ye getirmiş: "Discover'e göre Sultanahmet'te geçen sene or- taya çıkartılan bin yıllık Bizans Sarayı 1998'in en büyük keşiflerindendi. Oergi sarayın bulunuşunun öne- mini anlatıyor ve kazıyı yöneten Dr. Alpay Pasinli'den stayişle söz ediyordu." Eğer bızim Murat'ın yazdıkları doğruysa, doğru- su çok ilginç bir durum ortaya çıkıyor: Amerikalılar, Amerika'yı yeniden keşfetti! Bizans SarayıDolayısıyla, Bizans Sarayı'nı bulup kazan Alpay Bey'in Amerika'da anıtı dikilmeli... Efendim... Bizim Murat'ın sunduğu şekliyle Al- pay Bey'in büyük başansı ve Discover'e göre 1998'in büyük keşfı Bizans Sarayı, bilimsel yayınlarda La- tince "Palatium Magnum" yani "Büyük Saray" olarak anılıyor... Prof. Dr. Semavi Eyice'nin Sanat Tarihi Araştır- maları Dergisi'nin 1988 Eylül sayısında yazdığına göre, 4. yüzyılda yapılmaya başlanan ve şimdiki Sultanahmet Camisi'nden Marmara kıyısına dek ge- lişip başlıbaşına bir şehir görüntüsü kazanan Büyük Saray, 11. yüzyıla kadar kullanılmış. Sonra, önce Bi- zanslılar, ardından Osmanlılar Büyük Saray'ın üze- rine başka yapılar kondurmuşlar. Tarihe gömülen Büyük Saray'a ilişkin ilk yayınlar 1861 'de Paris'te ya- pılmış. Didron'un makalesinden sonra Labarte bir kitap yazmış. Labarte'nin kitabındaki planlardan yo- la çıkan Montucci sarayın topografyasını çıkart- mış. Istanbullu amatör arkeolog Pastatis, 1885'te Atina'da yayımladığı kitapta ilginç ayrıntılar vermiş ve bu kitap Metcatfe tarafından Ingilizceye çevril- miş. Münih Sanat Galerisi Müdürü F. von Reber, 1891 'de yayımlanan kitabında sarayın çeşitli bölüm ve dairelerinin yerini göstermeye çalışmış. Aynı ta- rihte Rus bilim adamlanndan Bjeljaeff de saray hakkında üç makale yazmış. Evet... 19. yüzyılda keşfedilen ve çeşitli şekiller- de "Büyük Saray"dan çıkan kalıntılar halen "Bü- yük Saray Mozaikleri MüzesT'nde sergileniyor. Bu son keşfe gelınce... Bıliyorsunuz, Four Se- asons Oteli, "Büyük Saray"ın üstünde duaıyor... Al- pay Bey otelden aldığı parayla gerçekten müthiş bir kazı yaptı. Yaşaşın Amerika'nın keşfi! SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatt Erdinç UTKU SSK: Sabredenin Sonu Kabir. Siyasal 'ahtak yasası' için oylama Milletvekili Izleme Komiteleri Siyasal Ahlak Izleme Grubu, temiz toplum ve temiz siyaset beklentisiyle Meclis'e gönderilen milletvekillennin, geçen dönem çıkartılmayan '^Siyasi Ahlak Komisyonu Kanun Teklrfi" için Meclis Anayasa Komisyonu'nda yapılan oylamada verdikleri oyları "toplumsal hafıza" için kamuoyuna duyuruyor. Teklıfı reddedenler: N.Kemal Atahan (Hatay-DSP), Bülent Yahnici (Ankara-MHP), Cavit Kavak (Istanbul-ANAP), Osman Kılıç (Istanbul-DSP), Ahmet lyimaya (Amasya-DYP), Salih Çelen(Antalya- DYP), Ayvaz Gökdemir (Erzurum- DYP), Mehmet Sağlam (Kahramanmaraş-DYP), M.AH Şahin (Istanbul-FP), Mustafa Kamalak (Kahramanmaraş-FP), Şeref Malkoç (Trabzon-FP), Şaban Kardeş (Bayburt-MHP), Mehmet Şaandır (Hatay-MHP), Sadık Yakut (Kayseri-MHP), Mehmet Kundakçı (Osmaniye-MHP). Kabul edenler: Ertuğrul Yalçınbayır (Bursa- ANAP), Sühan Özkan (Istanbul- ANAP), Edip Özgenç (Içel-DSP), Işın Çelebi (imzalamadı) (Izmir-ANAP). Çekimser kalanlar: M.Zeki Sezer (Ankara-DSP), Necdet Sarıhan (Istanbul-DSP), Mehmet Özcan (lzmir-DSP). Sonuç: Siyasi Ahlak Komisyonu Kanunu Teklifi, TBMM Anayasa Komisyonu'nda reddedildi. GÖRÜŞ ESEN ORHAN OZKAYA Ağrı Dağı'mn Bir Öyküsii Var Ağrı Dağı'nda güneş erken doğuyor. Uçsuz bucaksız ovada dört bin metre yük- sekliğe başını uzatmış iki bü- yük dağ. Bulutlartepelerinde kümelenmiş, ince bir tül gibi bu ikizlerin arasına girilmiş. •Güzelim Iğdır Ovası, Nah- cıvan'a kadar sınır boyunca uzanıp gidiyor. Bir tarafta Aras ve Arpa çayı, yılan gibi kıvn- la kıvrıla ovayı kat ediyorlar. Bölgenin neresinde olursa- nız olun Ağrı, başınızın üze- rinde, her yerden size bakı- yor. Susuztoprak kavrulmuş, suya hasret. Yağmurlarla ge- len bereket tüm ovayı yem yeşil yapmış. İnsan, sanki Çu- kurova'da olduğunu sanıyor. Toprak yöre insanını besle- mek için bütün cömertliğini sergilemekte. Bir de sulama olsa, buralardan kalkıp giden mi olur? Ağn'nın etekleri uçsuz bu- caksız deve dikenleri ile ör- tülü. Toz, kum, rüzgâr eroz- yonu ile toprak verimini yitir- miş. Deve dikenleri erozyonu nispeten önlemekte. Toprak tuzlu, çatlak ve susuz. Kars havaalanı bölgeye ulaşmayı kolaylaştırmış. Bu bölge turizme açılmayı bek- liyor. Her taraf tarih ve kültür mirası ile dolu. Ani Harabe- leri, Ishakpaşa Sarayı, Doğu Beyazıt, Sarıkamış gibi yer- ler çok sayıda yerli ve yaban- cı turisti ağırlayabilir. iki Ağn Dağı ise turızm için en güzel yerler. Burada her yer Ağrı olmuş. Nereye gitsek, nereye bak- sak karşımızda o, görkemli iki dağ. Başımızın etrafında dönüyorlar, bıze bakıyorlar... Bir bölgede gibi her yerde ve şeyde onun silüetı... Zirvesi hâlâ karla kaplı. Sanki iki adımda çıkılıverecekmiş gibi insana yakın. Binlerce yıl ka- dar uzak. Buralarda Ağrı ile yatmak, Ağn ile kalkmak do- yumsuz bir keyif. Insanın ilik- lerine kadar ışleyen birtutku. Tüm duygular, düşünceler o oluyor bir anda. Ağrı Dağı ef- sanesi bu olsa gerek. Ağn, yeniden keşfedilmeyi bekli- yor. Karşıda Erivan şehri, yazı ya- şıyor. Bir başka uçta Aras. Iran topraklannı sulayarak geçiyor. Nahcıvan Sınır Kapısı açılmış, büyük bir trafık var. Doğubeya- zıt eski günlerini özlüyor. Yine de birkaç tunst otobüsü göze çarpıyor. Aralık ilçesi yeni uyanmış, ağaçlar yeni sürgünlerie kuş- lann telaşlı uçuşlarına dalla- rını açmış. Çiçekler yaprak- larda kalan yağmur damları- na uzanmış... Koca ovaya iki dağ diz çök- müş bir şeyler fısıldaşıyorlar, binlerce yıllık öykülerini, rüz- gânn sesiyie bize anlatmak is- tercesine kulaklarımıza ka- dar eğilmişler... Yalnızlığın ef- kârıyla duman duman olmuş başları, bızi çağırıyorlar. San- ki bin yıllık bir öyküyü bize anlatmak için el ediyorlar. Tepesine, güneş her gün çıkıp oturuyor; kendisine yer ayınmış ovayı seyrediyor. Çı- kıp tutaşı geliyor insanın gü- neşi... Bir soluklanıp yeniden yollara düşüyor. Güneş, her sabah ona uğramadan ede- miyor. Kim bilir, binlerce yıldır ne söylüyor Ağrı ona?.. Dönüp yeniden baktığımda ikisi degülümsedi... T.C. KADIKÖY 2. SIJLH HUKUK MAHKEMESİ (AHKÂMI ŞAHSİYE) 1999/156 Vesayet. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastahklan Hastanesi'nde teda- vi görmekte olan Tarir ve Saniye kızı, Mudanya 1945 do- ğumlu, Suna Cçeller MK'nin 355. maddesi gereğince ha- cir altma alınarak, kendisine aynı hastanede görev yapan. Ismet kızı, 1965 doğumlu, Dr. Meral Aktalay vasi tayin edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. 15.6.1999. Basın: 34768 T.C. KADIKÖY AHKÂMI ŞAHŞİYE DAVALARINA BAKMAKLA GÖREYTÎ İKİNCİ SULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı. 1999 29 Vesayet Kantarcı Rıza Sk Kaya apt. No. 15 D: 1 Kadıköy adresinde ıkâmet eden Şenf oğlu, 1339 doğumlu. Mehmet Necmi Sayman. MK'nin 355. maddesi gereğınce vesayet altma alınarak, kendisi- ne aynı yerde ıkâmet eden, 1937 doğumlu eşi Nuran Sayman va- si tayin edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. Basın: 34851 HAYVANLAR tSMAtı GVLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(ö turk.net ÇİZGlLlK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMtH POROY TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 22 Temmuz KALITIM KANUNLARI 1S22'PE BU&ÜN,ÜNLÜ SOTANİKÇİ MENDEI.,AVU£TIJ/IYA'DA DO6DU. BİR DİN ADA- Ml OLAN MENDBL, 8RÛNN'oeKİ MANASrtRIH &AHÇES1NDE 6/BİÇrı'St P£NEM£LEIZD£ İL - 6İNÇ SOMUÇLARA ULAŞAGAK KAL/T/M KANUNLARINI &ULDU.Bİ7XİLE/İJN MELSZ- LSŞTİftİLMeSİYLS İLSİLİ BÎR. Kİ774P YA2Dt VE 1S66'DA YAY*ALATTt.AMA NB YAZ/tC Kİ, AUCAK ÖLÜMÜNDEN İ6 Y/L SOHG4, İ3OO HB KITABINIM GERÇEK oeeem AHLAŞHA- CAKTI.KALIT/MSAL OzeUJtCLERİN PÖLDSN DĞLE S£NLBR YOLUYLA AKrAfilLAMSf, KISA SÜBE SOMKA ZOOLOJİDE O£ UY- GULAMA ALAN/ BULACAKTI. SANDAKİ BB2SLYE- L£RDEN SARI OLA Nl YE$ÎL OLANtYSA KARAKTBRÜOİR. DÜZ ÇİZGİ ÜMtT ZİLELt Kanlı Pazar ve 350 Bin DolarL Kitabın adı çok ilginç: - United States Of Irtica 1945-1999 Alt başlığı ise çok çarpıcı: - Soguk Savaş Dönemi'nden Yenı Dünya Düzenı'ne Türkiye'de Irtica ve Emperyalızm. Yazar Cengiz Özakıncı, iğneyle kuyu kazarcasına arşivlen taramış, herkesin gözünden kaçan ayrıntılan, üstelik belgeleriyle bir araya getirmiş ve ortaya bir ba- şucu kıtabı çıkmış. Özakıncı'nın kıtabının her sayfasın- da Amerika'yı "en bûyûkşeytan" olarak niteleyen ge- rici yobazların, aslında nasıl bir Amerikan işbirlikçisi, nasıl bir ABD beslemesi olduğunu anlıyorsunuz. Büyük dostumuz Amerika Bırleşik Devletlen'nin 1945 yılından başlayarak Türkiye'de ılımlı bir Islam devleti kurulması yolunda nasıl cansiperane çalıştığını, bu uğurda şeyhlere, şıhlara, dinci üstatlara nasıl destek verdiğini, nasıl paralar yagdırdığını görüyorsunuz. Irticanın ve irticacının ne mal olduğunu gözler önü- ne seren kitapta. Islamcılann yere göğe koyamadığı Ne- cip Fazıl Kısakürek'ten ilk Amerikancı türbancı Şule Yüksel Şenler'e, Said-i Nursi'den Erbakan'a Fethul- lah Gülen'e, CIA ıstasyon şeflerıne ve Prof. etıketli ajanlara kadar birçok kişi layık oldukları şekilde yer alı- yor. Ama bu kitapta bir kişı var kı benım müthiş ilgımi çek- tı. 1969 "Kanlı Pazar" olayıyla adı anılan ABD'nin baş savunucusu ve hayranı bu kışı, günümüzde kerameti kendinden menkul bir "Islamcı bilge" postuna bürün- müş olarak yazılarını sürdürüyor. Onu tanıyorsunuz: Mehmet Şevket Eygi! Gelin "Kanlı Pazar" olayına ve bu "üsfaf"ın olaylar- daki rolüne bir göz atalım. Bakalım bu günün "bilge" kişisı o günlerde ne menem bir kişiymiş! • • • Tarih 10 Şubat 1969. Arnerıkan 6. Fılosu Istanbul açıklarındademirler. Bu- nu Türkiye'nin bağımsızlığına ve egemenliğme karşı bir saldın olarak değerlendiren yurtsever gençler, 6. Filo'ya karşı yürüyüş ve mıtıngler düzenler. Gerçekten de Tür- kiye ile ABD arasında soğuk rüzgârlann estıği, Türki- ye'nin Avrupa ve özellikle Sovyetler Bırliğı ile dostluk ve ticaret ilişkılennin geliştıği bir dönem yaşanmakta- dır. Yükseköğrenim gençliğinin tüm duvartarı Mustafa Kemal'ın ünlü "Geldiklerigibigid&ier" özdeyişiyledo- nattığı günlerde, ABD'yı cansiperane savunan, göste- ricilerr/Vfostofuşaö/"olarakhedefgösterenlerdevar- dır tabiı! Bugün gazetesı ile onun sahıbı ve başyazarı Mehmet Şevket Eygi! O günlerde kendisine "mücahit" lakabını uygun gören Eygi, hapıs cezasından kurtulmak ıçın kaçtığı Arabistan'dan yazdığı yazılarla müminlerı ABD filosuna "defol" dıyen gençlere karşı cihada da- vet eder. 16 Şubat Pazar günkü başyazısında, 6. Fı- lo'ya karşı çıkan gençlen "deccai veletleh" diye nite- leyen mücahit Eygi, savaş çağnsında bulunur: "... Müslümanlaria kızıl kâfirlerarasında topyekûn sa- vaş kaçınılmaz hale gelmıştır. Müslüman kardeşım sen bu savaşta bitarafkalamazsın. Komünizm küfrüne kar- şı derhal silahlan. Stalin'in ve benzeri deccallann piç- leri olan kızıl veletler bütün Müslümanlan karşılannda bulmalıdıriar. Onlarda taş, sopa, demir, molotofkoktey- h mi var? Biz de aynı silahlan kullanmaktan âcız deği- liz. Kalkın ey ehli Islam, davranın! Vesselam alel müca- hidin. Not: Bir şeyler olursa, silahlar patlar patlamaz vazi- feye koşmaya çalışacağız. Inşallah kızıl kâfiıierin, ctec- cal uşağı dinsizlerin tepelen'ne birer ıntihar uçağı gibi ıneceğiz." Eygi'nin, 9 şubatta Medıne'den gönderdiğı bu yazı, iki kişinin ölümü, yüzlerce gencın yaralanmasıyla so- nuçlanan olay günü Bugün gazetesinde çıkar. Eygi ay- nı yazıda zamanın Genelkurmay Başkanı Cemal Tu- ral'ı darbe yapmaya ve Müslümanlan da "komunıst- leh doğrayacak" bu komutana yardımcı olmaya çağı- rır! Ya ışte böyle! ••• Günümüzün "bilge Islamcısı", o zamanların "müca- hidi" Mehmet Şevket Eygi, olaylardan sonra Müslüman- lan Amerikan çıkarları doğrultusunda kullandığı yolun- daki eleştirılere de müthiş öfkelenır ve aynen şöyle ya- zar: "Rusya ve Çın Allah 'ı inkârediyor, Amerika ise Allah'a inanıyor... Amenka'da Islamıyetı yayma hümyeti var... Amenka inançlanmıza hürmet ediyor.. Amerika ehven- dir(zararsızdır), ehaftır(hafiftır). Rusya kızıl kâfırdir, Ame- rika ise ehli kitaptır." Eygi'nin sahibı olduğu Bugün gazetesinde köşe ya- zar! olarak çalışan M. Şahap Tan, "Bugün'ün Dervişi Mehmet Şevket Eygi Kimdır?" başlıklı kıtabının 79. sayfasında, Eygi ile iîgili müthiş bir belge ortaya koyar; Kanlı Pazar'dan yalnızca 20 gün sonra Hollanda'daki bir bankaya Mehmet Şevket Eygi adına tam 350 bin dolar yatınlır! Işte belge: - Cıdde-Hollanda Bankası, Konte No: 86473/4936- 8.3.1969-München Commerzbank A.G. - "jurnalist" Mehmet Şevket Eygi: 350.000 USD. Kitaptakı belgeye gore, 30 yıl sonra bız de soralım mücahit Eygı'ye: Nereden geldı bu paralar Mehmet Şev- ket Bey ve ne karşılığında ve nıçin bir Avrupa banka- sına? Yanıtlarınızı beklıyoruz efendim! Cengiz Özakıncı'ya da yürekten teşekkürler. Kitabın tamamında irticacının çirkin yüzünü bir kez daha bel- gelerle ortaya koyduğu ıçın. Email: zileli <; garanti.net.tr. Faks ve mesaj: (0212) 287 42 41 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/Hıtıtler'ınge- lişinden önce Orta Anado- lu'da yaşayan halk.2/Felsefe- 3 de, bılgı ve var- hk arasında ılış- ki kurduğu dü- 5 şünülen kav- ram... Nâzım Hikmet'in bir oyunu. 3/Kanu- na benzeyen ve 8 tokmaklarla ça- g lınan telli bir çalgı... Bırgösterme sı- fatı. 4/ Alkolde eriyen hayvansal reçıne. 5/ Oyunda cezalı çocuk... 2 Kaz Dağı'nın mitolojık 3 dönemlerdekı adı. 6/Bir 4 nota... "Denızayısı" da denilen bır fok cinsi. II Ayak direme... Ikivüz- 6 lülük. 8/ Duman l'eke- 7 si...Dokumasıkahn,sık 3 ve yumuşak, bir tür pa- Q muklu kumaş. 9/ Kabı- y le ya da ılkel topluluklann çoğunda, ruhsal varlıklann insan ilişkilerinde etkili olabileceğı ınancı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Duygusal. ruhsal ya da harekete ilişkin çok çeşitli rahatsızlıklarla tanımlanan sınir bozukluğu. 2/ Kadastro haritalannda parseller top- luluğu... Afhka'da bir ülke 3/ Kazakıstan'ın para bıri- mi... tsyankâr. 4/ Argoda hamama verilen ad... Bilgısız, kültürsûz kimse. 5/ Andre Malraux'nun tanmmış bır ro- manı... Atasözlerıne dayanan dıdaktik Çin şııri. 6/ Para bırimımız... "Nezihe —": Yazanmız. 7/ Hayvanlara vu- rulan damga... Kışisel duygulann esın yolu ile coşkulu ve etkili anlatımı. 8/ Datça Yarımadası'na venlen bır başka ad. 9/ Dantel ya da nakış ipliği yumağı... Yemin.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle