18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 TEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURlYET SAYFA EKONOMİ /ekonomi(â cumhuriyetcom.tr 13 Doğu Anadolu Serbest Bölgesi yatırım bekliyor • ERZURHTM (AA) - Doğu Anadolu Serbest Bölgesi Bölge Müdür Vekili Hasan Diyarbakır, yatınmcılan Dogu Anadolu Bölgesi'ne çekebilmek için birçok konuyu cazip hale getirdiklerini belirtti. Diyarbakır, Doğu Anadolu Serbest Bölgesi 'nde yatınma uygun geniş arazi bulunduğunu söyleyerek "210 bin metrekare yatırım bekleyen boş arazımiz mevcut. Batı'da serbest bölgelerde yatınmcılara arazınin metrekaresi 15 dolardan satıhrken burada metrekare fiyatımız 60 cent" dedi. Singapur'da nekabet benzmi ucuzlattı • SINGAPUR(AA)- Singapur'da petrol şirketleri fıyat kırmaya başladı. BP ve Esso petrol şirketleri arasındaki fiyat savaşımı, benzin fıyatlanrun yüzde 12 oranında ucuzlamasını sağladı. Fiyat ındınmleri, bedava kutularla kâğıt mendil yada pirinç vermenin yerini tutmuş bulunuyor. Indirimlerin ardından Singapur'da benzinin ortalama litre fıyatı 258.900 TL çivannda bulunuyor. Tekel üpünterinin satışında odatara önceHk • ANKARA (ANKA) - Tekel ürünlerinin toptan satışında odalara öncelik verilecek. Tütün, Tütün Mamulleri, Alkol ve Alkollü Içkilerin Toptan Satışı Hakkındaki Yönetmelik'te değişiklik yapılmasına ilişkin tebliğe göre Tekel ürünlerinin toptan satışı için düzenlenecek ihalede, teklif edilen hizmet ücreti oranlannın eşit olması halinde, Tekel perakende satıcılannın üyesi olduğu kamu kurumu niteliğındeki meslek kuruluşlannın en az yüzde 51 oranında ortak olduğu şirketler tercih edilecek. İnşaat maliyeti yüzde 55 arttı • ANKARA (ANKA) - Bina inşaat maliyetleri yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 54.8 artış gösterdi. Devlet lstatistik Enstitüsü'nden yapılan açiklamaya göre üç ana grupta toplanan maliyet artışında ilk sırayı işçilik aldı. Son bir yıllık dönemde işçilik maliyetlerinde yüzde 74.8 oranında artış kaydedildi. Son bir yılda makine maliyetlerinde yüzde 51.2, malzeme maliyetlerinde yüzde 43.7 artış oldu. Yılın ilk çeyreğine göre artış ise toplamda yüzde 11.9. işçilikte yüzde 12.6, makinede yüzde 13.3, malzemede yüzde 11.3 olarak belirlendi. ABD gıda fuarına hanrlık • İZMİR(AA)-Ege Ihracatçı Birlikleri, 2000 yıhnda ABD'de düzenlenecek 3 gıda fuan için şimdiden hazırlıklara başladı. Ege Ihracatçı Birlikleri Genel Sekreter Vekili Sezmen Alper yaptığı yazılı açıklamada, 1998 yıhnda NevvYork, 1999"daChicagoveNew York gıda fuarlanna katılan Türk firmalannın elde ettiği olumlu sonuçlar ışığında, 2000 yılı gıda fuarlan için milli katılım organizasyonlan çalışmasına başladıklannı kaydetti. AOk borsası • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile Çevre Bakanhğı arasında Atık Borsası protokolü bugün imzalanacak. ÇevTe Bakanı Fevzi Aytekin ile TOBB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Osman Ulusoy tarafından imzalanacak protokol, atık borsalannın ticaret ve sanayi odalan aracılığıyla kurulması ve yaygınlaşmasını sağlayacak çalışmalan kapsıyor. Hükümetin izlediği politika, milyonlarca tanm üreticisini çileden çıkardı Çjftçi de patkuııak üzereSADULLAH USUMİ ' Işçilerin.memurlannveemeklilenn ar- dından çiftçilerimiz de sokaklara dökül- mek üzere. Türkiye'nin çeşitlibölgelerin- deki ziraat odası başkanlan "ArOk bıçak kemiğe dayandı" diyorlar. Hükümetin izlediği tanm politikası. ürün bedellerinin zamanında ödenmeme- si, milyonlarca çiftçimizi çileden çıkardı. Ortam giderek sertleşiyor... Patlamanın ilk işaretleri önceki gün Ege, Marmara, Trakya ve Çukurova bölgelerin- den aynı anda geldi. Türk çiftçilerinin önde gelen isimlerin- dien Manisa Ziraat Odası Başkanı NuriSor- man, Tekirdağ Ziraat Odası Başkanı Şe- rif Baykut Aydın Ziraat Odası Başkanı Kemal Çetin, Ege Çiftçiler Derneği Baş- kanı HulusiTanman, AdanaÇiftçiler Bir- liği Başkanı Cumali Doğru hükümeti ade- ta topa tuttular ve eylem kıvılcımını ateş- lediler... Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sor- man'ın suçlamasi yenilir yutulur gibi de- ğil: "Kamuoyu öniinde siyasetçilerimizi bir kez daha uyanyoruz. Akıllannı başla- nna alsınlar. Aksi haJde hem tanm hem de ekonomi çökecektir. Hepimiz bu çöküntü- nün alünda kalacağız." Çiftçi tedirgin Dünyatanm ürünleri fiyatlanyla istek- siz yanştınldığı için çiftçilerimizin iflas et- tiğini belirten Nuri Sorman tepkilerini şöyle dile getiriyor: "Hemüretici,hemtü- ketici olan çiftçilerimiz alım giicünü kay- bettigi için esnafimız da, tüccannuzda, sa- na>icimiz de kriz ateşinin ortasuıa sürük- lenmiştir. Bu gelişmeler rejimimizi ve bü- tünlüğümüzü tehdit etmektedir." Nuri Sorman tahkim yasasına ve inti- har olaylanna da dikkati çekiyor: " Zarar ettikleri için borçlannı ödevemeyen ve ge- çim inıkânları kalmayan çiftçilerimiz, can- lanna kıymaya başlamışlardır. Serbest pa- zar ekonomisi ve tahkim gibi yasalar dış sermayeyi yurdumuzda etkili hale getire- cek ve sonuçta iflas eden çiftçilerimiz ara- zilerini yabancılara satmak zorunda kala- caklardır. Böv lece gözü toprakianmızda olan yabancılara gün dogacaktır..." Yanm asırlık çiftçi ve 30 senelik Aydın Ziraat Odasf nın Başkanı Kemal Çetin de Başbakan Bülent Eeevife. Başbakan Yar- dımcısı Devlet Bahçefiye, TBMM Başka- nı Yıkhrun Akbulut'a ve partilenn grup başkanvekillerine çektiğı telgraflarlatanm kesiminin içinde bulunduğu çıkmazı dile getiriyor: "Üretici son derece tedirgin ve karamsardır. Aiışık olmadığı ve onayla- madığı sokak hareketlerine itilebilir. pro- vokeedilebilir. Bütün bu hususlar gözönün- de bulundurularak çiftçinin sıkuıûlanna çare bulunmalıdır." 'Hesapsız kitapsız ithalaf AdanaÇiftçiler Birliği Başkanı Cuma- li Doğru da işi gücü bıraktık: günlerimiz hükümetlere rapor hazırlamakla geçiyor diyor: "Bir yandan yanlış tanm polhika- lan, bir yandan da hesapsız kitapsız tanm ürünleri ithalaa Türk tanmını iflas nok- tasına getirmiştir. Çiftçinin içinde bulun- duğu sıkınüJan her hükümeteanlarük. Çt- kış yoUaruu da gösterdik. Bu hükümete de gerçekleri bütün çıplakuğı ile anlattık. • Türkiye genelinde birçok ziraat odası, dünya tanm ürünleri fiyatlanyla isteksiz yanştınldığı için çiftçilerin iflasın eşiğine geldiğini belirterek üreticinin son derece tedirgin ve karamsar olduğunu vurguluyorlar. Uzmanlar, üreticinin aiışık olmadığı ve onaylamadığı sokak hareketlerine itilebileceği ve provoke edilebileceği uyansında da bulunuyorlar. Ama, ne yazık ki bugüne kadar bir tek so- runumuz bfle çözülmedL Hükümet banka- cılık. tekstil ve otomotiv sanayii ile meşgul Büyük sermayenin istekleri bir gün içinde çözülüyor. Yeni raporlar hazuiadık. Eğer gene çözüm bulunamazsa işçi, nıemur ve emekliler gibi evlemden başka çaremiz kalmayacaktu-. İstesek de, istemesek de çiftçi sokaklara dökütecektir." Şerif Baykut da çiftçinin artık patlama noktasına geldiğini söylüyor: "Bir hafta- dan beri tanm bölgelerini geziyoruz. Çift- çi tam anlamı ile perişan. Kan ağkyor. Ürün bedelleri taksite bağlandı. Paralarıınız ödenmiyor. Çaresizlikten kıvranan çiftçi arayış içine girdi. Hükümete karşı eylem yapümasını ısrarla istiyor. Bugünlerde çift- çi de sokaklara dökülürseIdmseşaşma$m_" Vergide tavîz çhkazır • Maliye Bakanı Sümer Oral. vergi yasası değişikliklerini henüz Başbakanlığa sunmadıklannı, ama her an sunabilecek durumda olduklannı bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanı Sümer Oral, ver- gi yasası değişikliklerini henüz Başbakanlığa sunmadıklarını, ama her an sunabilecek durumda ol- duklannı bildirdi. Oral, "bugün yann açıklanacagmr söylediği ekonomik önlem kararlanyla Exim- bank'a da kaynak sağlanacağını belirtirken bu kaynağın uzun vade- ye yayılması durumunda önlem ol- maktan çıkacağını anlattı. Türkive Odalar ve Borsalar Bir- liği (TOBB) Müteahhıtlik Sektör Kurulu toplantısı dün yapıldı. TOBB Başkanı FuatMiras. sektö- rün sorunlannın her gün çığ gibi bü- yüdüğünü. dünyayı sarsan bunalı- mın sektörün üzerinden "süindirgi- bi geçmeye başladıgınr söyledı. Miras, bütçeden sektöre kaynak aktarılmamasını eleştirirken *1996Vbprojesi yapdnuş, ihafcsi bit- miş. inşaatına başlanmış bir proje, 1996 raviç fhatlanvla 1999 sonu- na gelmiş, halen o iş bitmemiş" de- di. Sektör sorunlannın acıklana- cak ekonomik pakette yer alması- nı isteyen Miras, kullandınlması gereken 50 milyon dolarlık Exim- bank kredisinin bugüne kadar ve- rilmediğini, bu kredilerin sektör için "cansuyu" anlamına geldiği- ni söyledi. Malimilad Miras, bunalımın aşılması için mali mıladın kaldınlması istemi- ni yinelerken. 100 milyar dolann halen yastık altında tutulduğunu belirtti. Türk Müteahhitler Birliği Baş- kanı Kadir Sever, sektörün hake- dişlerini alamaması nedeniyle sı- kıntıda olduğunu. geçıci işçilere iş vermedıklenni, 10-15 yjldır elle- rinde tuttuklan devamlı kadrolan bile tasfiye etmeye başladıklannı söyledi. "Durum vahimdir ve aril çözüme ihtiyaç vardu*" diyen Se- ver, Hazıne'nın ve yatınmdan so- rumlulann, yatınm önceliklerine göre ne kadar dış krediye devlet ga- rantısi verileceğinı belirlemelerini istedi. Faizleri devletin yükselttiğini kaydeden Sever, >-urtıçi işlerde son zamanlarda yabancı kredili ihale- lerle ilgili sorun yaşandığını, 40- 50-60 firmanın belli sayıdaki dış kaynaklara "üşüştüğünü" söyle- di. Bu kadar bol müşteri karşısın- da finans kuruluşlanrun da faizle- ri yükselterek kredi maliyetlerini arttırdıklannı anlatan Sever, ıhale tarihinde öngörülen maliyetin kat kat aşıldığını belirtti. Türk Müteahhitler Birliği Baş- kan Vekili Nihat Özdemir de Tür- kiye'nin 1999'a girerken önünde 127 milyar dolarlık iş bulunduğu- nu, yatınmlara en iyi olasılıkla 3.5 katrilyon lira ayıran Türkıye'nin hiç yeni projeye başlamasa bile elindeki yannmlan ancak 11.5 yıl- da tamamlayabileceğine dikkat çekti. Dünya Bankası ve IMF, devlet bankalarmın satılması için zemin hazırlıyor Kamu bankaları sömüriilüyor Ziraat Bankası'ndan üst düzey bir yetkili, devlet bankalannın bilinçli bir şekilde sömürülerek satışına kapı aralanmaya çalışıldığım söyledi. Yetkili, "Çözüm satış değil, rehabilitasyon" dedi. HAZALATEŞÇAKIR Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın dayatmala- nyla kamu kurumlannı değerinin çok altında elden çıkarmaya çalı- şan siyasiler, şimdi de devlet ban- kalanna göz diktiler. Sümerbank, Denızbank, Anadolubank ve Eti- bank'ın ardından Emlakbank'ın da özelleştirilmesi için kulisler sürer- ken Ziraat Bankası ve Halk Ban- kası'nın rehabilitasyonu isteniyor. Dünya Bankası'nın Türkiye Di- rektörii Ajay Chibberda geçen haf- ta yaptığı açıklamada. kamu ban- kalannın ciddi bir likidite sorunu ile karşı karşıya olduğunu, özel- leştirmelerin acilen yapılması ge- rektiğini savladı. Zarann yansı Ziraat'in Enerji sektörü, limanlar, SEK, Et ve Balıİc Kurumu özelleştirme yel- pazesine kamu bankalannın da sa- tılması için gerçeği yansıtmayan onlarca gerekçe gösteriliyor. Hazi- ne Bankalar Yeminli Murakıplan ile Başbakanlık Yüksek Denetle- me Kurulu'nun kamu bankacılığı- na ilişkin hazırladıklan iki a>Ti ça- lışmada, bu bankalannın toplam zarannın 5-5.5 katrilyon lira oldu- ğu açıklanırken bu zarann yandan fazlasının Ziraat Bankası'na ait ol- duğu belirtıliyor. Emlak Bankası ve Halk Banka- sı'nın zararlannın da bankacıhk açısından kabul edilemez düzeyde olduğu kaydedılen çalışmalarda, bu zararlann önemli kısmının Ba- kanlar Kurulu tarafından kendile- Kadınlann ekonomik anlamdaözgür olmasının, Türkiye'nin hızh geüşme sürednde ohnazsa obnaz Ur koşul oiduğuna dikkat çeküirken, eğitim düzcymin yûkseltilınesiran de zorunlu olduğunun altı çiziliy or. Refahm anahtcaıkadmdaANKARA (ANKA) - Türkiye'de hızh bir gelişme sürecine girilmek isteniyorsa kadın- lann eğitim düzeyinin hızla yükseltilmesi- nin ve ekonomik anlamda özgür kılmması- nm zorunlu oiduğuna ilişkin söylemler gide- rek artıyor. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşa- n OrhanGüvenen'in hazırladığı •Türkiye'nin Orta \* Uzun Dönem Stratejik Hedefteri' ki- tabında, kadmlann ekonomik anlamda öz- gürlük sağlamasmm. Türkiye'nin hızh bir gelişme sürecine girmesinde 'olmazsaolmaz' koşul oiduğuna dikkat çekiliyor. Güvenen, karar alma süreçlerine sivil top- lum kuruluşlan, gençler ve kadmlann dahil edflmesinin büyük önem taşıdığını %'urgular- ken, kadınlann eğitim düzeylerinin klasik ve hayat boyu eğitimle hızla yükseltilmesinin önemini ifade ediyor. Güvenen, kültûrün gelecek kuşaklara ak- tanlmasında en önemli unsurun kadınlar ol- duğunubeürterek kadının ilerlemesinin, top- lumun gelişmesini sağlayacak üstel bir fonk- siyon oluşturacağını söylüyor. Bu arada, zaman ve mekân dinamiği için- de dünyadaki ve Türkiye'deki değişimlerin 24 saat ve sürekli, bilgisayar deyimiyle 'gerçek zaman' boyutunda izlenmesi gerektiğini ifa- de ediyor. Küreselleşmenin, tüm toplum ve ekono- mi olgulan gibi artı ve eksileri bulunduğu- nu, ancak bu sürecin özellikle maii piyasa- larda ve reel ekonomide etkili olduğunu vur- gulayan Güvenen, küreselleşme sürecinin olumsuz etkilerini asgariye indiren ve olum- lu boyutlannı maksimum kılan çözüm, yön- lendirme ve uygulamalann 21. yüzyılın ilk on yılımn temel sorunlan arasındabulunaca- ğmı kaydediyor. rine verilen yükümlülüklerden kay- naklanan "görevzaran" oiduğuna dikkat çekiliyor. Ziraat Bankası' nın kamunun tüm ödemelerine yetiş- mek zorunda bırakıldığı kaydedi- len çalışmalarda, bankanın güne 1 katrilyon liralık açıkla başladığı, mesai bitimine kadar takas ve pa- ra alımı işlemleriyle bu açığın ka- patılarak geçinldiği bildiriliyor. Bu olumsuztabloya karşm Ingiliz The Banker dergısinin temmuz sayı- sında Ziraat ve Halk Bankası 'm dünyanın en büyük bin bankası arasında gösteriyor. Siyasiler Em- lak Bankası'nın da 3 ayn ihtisas bankasma dönüştürülmesi için ça- lışırken zarar ettiği bahanesiyle sü- reci hızlandırmaya çalışıyorlar. 'Bilinçli sömürü' Ziraat Bankası'ndan üst düzey bir yetkili, devlet bankalannın bi- linçli bir şekilde "sömürülerek'", sa- tışına kapı aralanmaya çalışıldığı- nı söyledi. Yetkili, •'Ziraat devle- tin kasasL Almaya maddi otarak kimsenin gücü yetmez. Parçalayıp satarlarsa da fonksiyoniannı kay- beder" diye konuştu. Kamu bankalannın satışı yerine, bazı görevlerinin özel bankalara ihale edilebileceğini belirten yet- kili, şöyle devametti: •'Bugün ban- ka içinde tasarruf tedbüieri deyip bir zarfbile aldırmıyoriar. Şubeler dökülüvor. Angarya işleri yüklü- yoriar. Teknolojik yaünm yaptlmı- vor. Bunlann kasıttı oiduğuna ina- nıyorum. ÖzeUeşürmek için elle- rinden geleni yapıvorlar. DÖnemin genel müdürii Selçuk Demiralp'in bu konuda beyananan oldu. Hükü- metten böyle talimat almasaydı açıklama yapmazdı. Niçin yeniden yapılandırma değil de özelleştir- me ortaya anhyor." Dünya Bankası Türkiye Direk- törü Ajay Chibber de geçen hafta yaptığı açıklamada, kamu banka- lannın ciddi bir likidite sorunu ile karşı karşıya olduğunu, Emlak Ban- kası'ntn acilen özelleştirilmesini savlıyor. Chibber, bu bankalar için yapılacak çahşmalann görev kayıp- lannın suıırlandınhTiası, krediler üzerindeki devlet garantisinin kal- dınlması gibi tedbirleri içermesi gerektiğini söylüyor. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Ankara Dopingi Benim aklım ermiyor, ama borsa yupileri borsa- nın son birkaç günlük yükselişini "Ankara'nın do- pingi" olarak açıklıyorlar. Aslındadıştan gelen haberler olumsuzmuş. Içe- ride de ekonomik göstergelerde olumlu katkı ya- pabilecek bir şey yokmuş. Ama hükümetin işçi, ka- mu çalışanı tepkisine rağmen SSK'nin defterini dür- medeki karartılığı, hele de iç hukuku ortadan kal- dıracak tahkim ve özelleştirmeye ilişkin Anayasa de- ğişikliği girişimi borsada satın alınıyormuş. Sahibinin sesi medya, hükümeti öve öve gökle- reçıkanyor. Sermayemizin simge olmuş isimleri, mo- ral vermek üzere konuşuyorlar: "Küresel dünyada yerimizi alacaksak, ne kadar acttırsa acıtsın, ödün- süz politikalan uygulamalıyız. Hukuk, yargı bağım- sızlığı elden gidiyormuş, işçi biraz (!) mağdur ola- cakmış; arkamıza bakmadan yürümeliyiz..." Milliyetçi (!) cephe iktidan, medyanın, sermaye- nin alkışlan arasında gözükara gidiyor. Hükümet ve Meclis hızlı. Yaz tatiline girmeden IMF'nin istedik- lerini bir bir yerine getirecek, yabancı para gelişine kapı açacakmış. Uluslararası tahkim, yargı bağım- sızlığının özüne, özelleştirme ülke yatırımlannın kö- küne, SSK refoımu, emeklilik hakkının, sosyal dev- letin içine djnamit koymakmış, kimin umurunda? ANAP'ı, Özal'ın dört çengi liberal partisini anla- mak kolay. Milliyetçi (!) sol ve sağ partilerimiz DSP ile MHP'nin, ne için, nasıl gelecegi, negetirip negö- türeceği, dünyada-bizdekı yaşanmış acı örnekleri ile apaçık yabancı para uğruna, kapitülasyon nite- liğindeki Anayasa'ya girecek tahkime, özelleştir- meye, emeklilik hakkını, sosyal güvenlik sistemini ortadan kaldıracak, sermaye ve kayıt dışını kurta- racak vergi bağışlan için yasal değişikliklere böy- lesine teşne olmalarını açıklamak biraz daha zor. Daha doğrusu halka, seçmene söyledikleri ile çok ters düşüyor gibi görünüyorsa da, bütün dün-: yada ve ülkemizde bu iş hep böyle oluyor. Iktidar- lar, siyasi partiler halkın, ülkenin çıkarlanna ne ka-' dar çok ters düşen işler yaparlarsa, söylemde, slo- ganlarda o kadar daha çok milliyetçi geçiniyorlar. • Baksanıza ana muhalefet Fazilet, yoksul halkı ede- biyatla en çok sömüren Fazilet, yeni dünya sömü- rü düzeninin, IMF reçetelerinin gereklerinin eksik- siz savunulmasında nerede ise öncülük yapıyor. Fazilet Partisi'nin, işçiler ayağa kalkınca, soka- ğa taşınca, emeklilik yaşında ödün istemesine ne bakıyorsunuz? O çok bildik, ucuz ana muhalefet partisi taktiği. Tahkim ve özelleştirme için 'evef' de- meye hazırolduklannı, Anayasa değişikliklerini ko- şullu destekleyeceklerini ilan ettiler bile. Zaten se- çim kampanyalannda, sosyal devletin yerine her şe- yin, eğitimin, saglığın bile özel olduğu bir düzen he- def alınmamış mıydı? Ankara'da hükümet ve Meclis, tarihinde hiç bu kadar, halkın, çalışanın çıkarlarının karşısında sağ bir ittifakın, kuşatmanın altında kalmamıştı. Solsuz bir parlamento, şekil olarak sandık demokrasısinin sonucu olsa da, demokrasinin eksikliğinin aynası oluyor. Gelişmiş demokrasilerde, küresel ideoloji- nin saldınsı karşısında ideolojilerinin özünden çok şeyi kaybetmiş olsalar da sol partisiz, sosyal dev- let kavramına sırtını dönmüş parlamentolar olmu- yor. Iktidarlar sağ koalisyonlar da olsa, parlamen- todadengelenıyor. Sosyal devlet ilkeleri, emeğin hak ve çıkarian bu kadar kolay yok sayılamıyor. Bizde bütün yük pariamento dışındaki muhale- fete, demokrasi güçlerine, sendikalara, parlamen- to dışı siyasi parti, demokratik kitle örgütlerine ka- lıyor. Bütün dağılmışlığı, deformasyonuna rağmen, bu- gün bütün bu saydığımız örgütlenmelerin, "emek ptatformu" adı altında, SSK'nin, sosyal devtetin, emek haklarının, yargı bağımsızlığının dınamitlenmesine karşı bir araya gelmeleri, bu örgütlerin sağlıklı bir- likteliğinden çok bir çaresiz, çarpık durumun sonu- cu oluyor. Kaybedecek çok şeyi kalmamış emek cep- hesinin, halkyığınlannın konumu, kendiliğinden bir cepheyi oluşturyor. Ne yazık ki Ecevit hükümeti bu seslere kulak tı- kıyor. Işçinin emeklilik hakkının elinden alınması, SSK'nin batınlması, yargı bağımsızlığının kaldınlması, kapi- tülasyonlan canlandıracak, sanayileşme potansiye- limizi dinamitleyecek kararlann alınacağı habeüe- rinin bite borsayı neden yükselttiğini, nasıl bir "An- kara dopingi"n\n söz konusu olduğunu sorgulamı- yor. IMF'nin, Türkiye'deki çıkarortaklığındaki seıma- ye sözcülerinin, sahibinin sesi medyanın hükümet ve Meclis'e, bu seslere kulak tıkamaları için baskı yapmaları elbette boşuna değil. Türkiye'yi dünya- da istenen daha daha ucuz emek, kural dışı eko- nomi, açık pazar, arka bahçe, demokrasisiz, sos- yal devlet ilkelerinin, emek haklannın unutturuldu- ğu bir ülke yapmak, daha geride bir yerlere atmak için ele geçmiş bir fırsat kaçırılmak istenmiyor. Hazır giyim çıkış anyortSTANBUL(AA)-Tür- kiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı (TGSD) Bülent Atuk, ihracat lo- komotifinin raydan çıktı- ğını belirtirken tstanbul Hazırgiyim ve Konfeksi- yon thracatçılan Birliği (İHKlB) Başkanı Nuri Artok, hazır giyim sek- törünün bugünkü noktada rekabetçiliğini kaybetti- ğini söyledi. Sektörde teksesliliği sağlamak ve sorunlara bir- likte çare aramak için "Türldye Hazn^him Güç- birliği ve Dayamşma Ptat- formu'' çatısında topla- nan dernek ve ihracatçı birlikleri dün bir araya ge- lerek sektörün sorunlan ve çözüm önerilerini tar- tıştılar.Atuk, toplam ihra- catın yüzde 28'ini hazır giyimin oluşturduğunu belirterek "Bu sektör dev- letevalvararak ayakta ka- lan değil, dünya rekabeti içindevar olan bir sektör- dür. Son zamanlarda Türk hazır giyim sektörünün uluslararası rekabet gücü zayıflamışnr'' diye konuş- tu. Artok da "Hazır giyim sektörü duraklamaya, tö- kezlemeye başlarsa tek- rar koşması için birkaç se- zon veya bir iki yıl geçme- si gerekir. Türk hazır gi- yim sektörü bugün geli- nen noktada rekabetçüiği- ni kaybetmektedir" diye konuştu. Toplanhda konuşan der- nek ve birlik temsilcileri de seslerini Ankara'ya du- yuramamaktan şikâyet et- tiler. Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon Ihracatçıla- n Birliği Başkanı Mete Uğuz, Türkiye'nin eko- nomik anlamda yandığı- nı, gerekli uyanlan zama- nında yapmalanna karşı n hiçbir önlem alınmadığı- nı savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle