Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 TEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Cezaevlerindeki gergiıılik aşılclı
DHKP-C ve TİKKO davalanndan tutuklu ve hükümlülerin Ertürk kardeşlere destek vermek
ve F tipi cezaevlerinden vazgeçilmesi amacıyla başlattıklan eylemler dün 23.00'te sona erdi
HaberMerkezi - Bayrampaşa Ceza ve Tutukevı'nde
bır basın açıklaması düzenleyen Istanbul Cumhuri-
yet Başsav cı Vekili Yümaz Kuyumcu ve lstanbul Ba-
rosu Başkanı YücelSayman. cezaevlerinde önceki gün
başlayan eylemlerin sona erdiğini bildirdi.
DHKP-C ve TİKKO davalanndan tutuklu ve hü-
kümlüler, Çankın Valisi Ayhan Çevik'e suikast dü-
zenlemekten yargılanan ve Eskişehir Cezaevi'nde
bulunan KemaKBülentErtürk kardeşlerin Ankara'ya
nakledilmesi ve uygulamaya konuJacak F tipi ceza-
evlennden vazgeçilmesi içinönceki gün 14 cezaevın-
de 43 gardiyanı rehine alarak eylemlere başlamışlar-
dı. Tutuklu ve hükümlülerin 6 cezaevinde rehine al-
ma, 8 cezaevinde sayım vermeme olarak başlattıkla-
n eylemler sona erdi. Geniş güvenlik önlemleri alı-
nan cezaevlennde eylem yapan tutuklu ve hükümlü-
lerle görüşmeler dün gün boyu sürdü. Tutuklu ve hü-
kümiülerin ailelen de cezaevleri cevresinde toplana-
rak gelişmeleri yakından izlediler.
Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde rehine bulunan gar-
diyanlar MehmetÇağlayan ve Sakine Ozkanın baba-
lan Dursun Çağlayan ve Haydar Ozdemir cezaevi
savcısı ile görüştüklerini, kendilerine çocuklannın
sağlık durumunun iyi olduğunun söylendiğini bildir-
di. Rehine yakınlan, herkesin insan haklanndan söz
ettiğini belirterek "Bizim çocuklanmızın insan hak-
ta yok mu? Kadın rehinelerden birinin 4 ayük bebe-
ği oMugunu öğrendik. Ailefer perişan. Bir an önce ço-
cuklanmızın güvenliğiııjn sağLanmasını ve hürriyet-
lerine kavuşmalannı istiyoruz" diye konuştular.
Eylemler sürerken dün akşam saatlerinde Bayram-
paşa Ceza ve Tutukevi'nde bir basın açıklaması ya-
pan lstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Kuyumcu
ve lstanbul Barosu Başkanı Sayman, saat 23.00 iti-
banyla lstanbul ve diğer illerdeki eylemlerin sona
erdiğini bildirdi. Yücel Sayman açıklamasında, "Şim-
dflik uygun bir ortam yaraülmışnr. Tüm cezaevJerin-
de dunım normale dönmüştür" dedi.
Eylemler sona ermeden önce Çağdaş Hukukçular
Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Aü Eran Gür, Ada-
let Bakanı HikmetSamiTürk'e yazdığı dilekçede hüc-
re sistemini kapsayan cezaevlerinden vazgeçilmesi,
Eskişehir Cezaevi'nde bulunan Kemal-Bülent Ertürk
kardeşlerin Ankara'ya nakledilmesi dunımunda ey-
lemlerin sona ereceğini bildirmişti. IHD Genel Baş-
kanı Hüsnü Öndül, Ankara DGM'de yargılanan Ke-
mal-Bülent Ertürk'ün bu kente nakledılmeleri gerek-
tiğini. doğru olanm da bu oldugunu savundu.
Bu arada Eskişehir Cezaevi'nde bulunan Ertürk kar-
deşlerin başlattıklan açlık grevi 65. gününü doldur-
du. Eskişehir Devlet Hastanesi'ne kaldınlan Kemal
Ertürk'ün dondurma ve bisküvi yediği, kendisine sü-
rekli serum verildiği kaydedildi. Kemal Ertürk'ün
sağlık durumu, oluşturulan bir komisyon tarafindan
izlenirken kardeşi Bülent Ertürk'ün, açlık grevini ce-
zaevinde sürdürdüğu öğrenildi.
CHD Genel Başkanı AH Ersiıı Gür, Adalet Baka-
nı Hıkmet Sami Türk'e yazdığı dilekçede, hüküme-
rin hukuk tanımaz tutumu nedeniyle Ertürk kardeşle-
rin açlık gTevınde 65 günü doldurduğunu kaydetti.
Gür, dilekçesinde "Bu tutuklulanntek isteği,yargılan-
dıklan mahkemenin bulunduğu yer olan Ankara Ka-
pah Cezae>i'ne nakledümekti. Bu yasal ve bakh tafcp-
leri ne yaak ki >etkililer tarafindan kabul ediimeyerek
hukukun en temel Ukeieri dahi Dual edilmiştir" görü-
şünü dıle getirdi. tHD Genel Başkanı Öndül bürok-
rasideki bazı görevlilerin çözümü basit olaylan daha
da karmaşıklaştırdığını ve gerilime yol açüğını sa-
vundu. Haklar ve Ozgürlükler Platformu da yaptıgı
yazıb açıklamada cezaevlerinde, yıllardır insanlan ki-
şiliksizleştirmek için hücre tipi. sevkler, sürgünler gi-
bi keyfı uygulamalar gerçekleştirildiğini ileri sürdü.
Bu arada Adana Kürkçüler E Tipi Kapalı Ceza-
evi'nde TÎKB davasından tutuklu Özgûr Deniz'in
(25) istediği yere sevk edilmediği gerekçesiyle baş-
lattığı açlık grevi 38. gününü doldurdu.
Doktor raporu kuskulu bulundu
Yedipoiis
işkencesavtyia
sorguianiyor
NECATtAYGEV
İZMİR - Gözaltmda yaşamını yıtiren Alpaslan Yelden
olayıyla ilgili soruşturma derinleştiriliyor. Yelden'in sorgu-
sunu yapan bir başkomiser ile bir komiserin de aralannda
bulunduğu toplam 7 polis hakkında açılan adli ve idari so-
ruşturmalar sürüyor. Yelden'in sorgu sırasında işkence gör-
mediğine dair verilen doktor raporunun kuşku yaratması
üzenne konu lzmir Tabip Odası"nın da gündemıne girdi.
Alpaslan Yelden, lzmir Emniyet Müdürlüğü Cinayet Ma-
sası Faili Meçhul Olaylan Inceleme Birimi'nce 2 Temmuz'da
gözaltma alınmış. sorgusu sırasında rahatsızlanması üzeri-
ne Yeşilyurt Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldınlmıştı. Yel-
den aynı hastanede 14 Temmuz günüyaşamını yitirmişti. Ola-
yın ardından adli ve idari soruşturma başlatılırken açılan ida-
ri soruşturmayı yürüten Emniyet Müdür Yardımcısı Fahret-
tin Coşkun, olaya adı ka-
nşan görevlilerin ifadele-
rinin alınma işleminin
sürdüğünü söyledi.
Yelden'in savunman-
lığını üstlenen avukatlar-
dan Türkan Aslan, Yel-
den'in gözaltma alındı-
ğı gün Yeşilyurt Devlet
Hastanesi'nde yapılan
muayenesinde "vücudun-
da darp iziyoktur" rapo-
ru hazırlandığını, 3 Tem-
rnuz'da yine aynı hasta-
neye götürülen Yelden'e
Dr. Alim Mutlu tarafin-
dan yapılan muayenede
de "vücudunda darp ve
cebirm bulunmadığTna
dairrapor venldiğinı söy-
ledi.
Avukat Aslan, ikinci
raporun gerçeği yansıt-
madığını savunarak şu
bilgileri verdi: "Dr.Mut-
lu'nun 3 Temmuz günü
verdiği raporda saat
19.40. Daha sonra yine
emniyete götürülüyor.
Aynı gece saat 23JÖ'da
beyin ölümü gerçekleş-
miş olarak aynı hastane-
ye getiriliyor. Getirenler
kendiierini pratisyen he-
kim olarak tanrayor. Bu
gibi olaylarda hele de bir
beyin ölümü söz konu-
suysagetirenJerm knnBk-
lerinin belirienmesi ve
adreslerinin alınmış ol-
mas gerekirdL Kayıüar-
da böyle birtutanak yok,
Demek ki, Alpaslan'ı
hastaneye getirenler onu
sorgulayan polisler. Bu
zamanlama ve saatler
dikkate ahnırsa, 12 gün
sonra cesette yapılan ilk
muayenede bile kafa ar-
kasında morluklar ve
ayak başparmağında
ejektrikten kavnaklanan
izler varsa, kann bolge-
si ve kuyruk sokumun-
daki morluklar kaybot-
mamıssa. kafasına akb-
ğı darp izlerinin etkisiy-
le beyninde birkaç yerde
ödemier oluşmuşsa, na-
sıl oluyor da Dr. Alim
Mutlu 3 Temmuz günü
işkenceyokturdiyerapor
veriyor? Bu doktor hak-
kında tzmirTabip Oda-
sı'na suç duyurusunda
bulunacağun."
Soruşturmayı yürüten lzmir Cumhuriyet Savcısı Ünal
Soybalh'nın, faili meçhul olaylan inceleme biriminde gö-
revli Başkomiser İbrahim Peker ile Komiser Hakan Ergü-
den'ın ifadesini aldığmı vurgulayan Türkan Aslan, "Poüs-
ler ifadelerinde, müvekkilimi gözaltma aldıkJannı kabul et-
mişler. Ancak işkence suçlamasını kabul etmemişter. Mü-
vekkilimin siniriendiğini, garip hareketleryaparak yere düş-
tüğünü, daha sonra Yeşilyurt Devlet Hastanesi'ne götürdük-
lerini söylemişler. Kısacası işkence yapuklanm inkâr etmiş-
ler" diye konuştu.
Savcının. zanlı polislerden tsmaü Aktaş,Kamil Aka,Uğur
KocaLZekiGündoğdu.HikmetBuldu nun ifadelerinin alın-
ması için lzmir Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazdığını be-
lirten Türkan Aslan, işkence yapmakla suçlanan polislerin
açığa alınmalan için lzmir Valiliği'ne başvuracağını söyle-
di.
Demîr
t ihraç
edildi
tZMİR (Cumhuriyet
EgeBürosu)-MaUdcina-
yetinin azmettiricisi ol-
duğu öne sürülen firari
Erol Evcil ile yakın ilişki-
si nedeniyle hakkında so-
ruşturma açılan eski Izrrrir
Emniyet Müdürü Ahmet
Demir, meslekten ihraç
edildi. Açılan soruştur-
manın ardından Içişleri
Bakanı SadetinTantan'ın
emriyle ihraç edilen De-
mir'le ilgili karar. lzmir
Emniyet Müdürlüğü'nce
iletildi.
Malki cinayetinin iş-
lendiği dönemde Bursa
Emniyet Müdürü olarak
yakın ilişkide olduğu Ev-
cil'i kouduğu, daha son-
ra yurtdışuıa kaçmasında
yardım etriği savlan orta-
ya atılan Demir. Emniyet
Genel Müdürlüğü Yük-
sek Disiplin Kurulu'nun
karanyla meslekten ihraç
edildi.
tçişleri Bakanı Sadettin
Tantan'ın da onaylaması
üzerine alınan karar, lzmir
Emniyet Müdürlüğü ara-
cüığıyla kendisine tebliğ
edikü. lzmir Emniyet Mü-
dürü Hasan Yücesan, ka-
rann kendisine bağlı gö-
revlilerce Demir'e tebliğ
edildiğini söyiedi.
Bu arada kendisine ya-
kın çevreler, Demir'in ka-
rara idare mahkemesine
dava açarak itiraz edece-
ğini belirmler. Öte yan-
dan, Izmir'de görevde bu-
lunduğu dönemde polis-
lerin maaşlannın sadece
bir bankadan ödenmesi
konusunda görevi kötü-
. ye kullanmaktan Demir
hakkında tzmir I. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde da-
va açıldığı ve davanın ilk
duruşmasının eylül aym-
da yapılacağı öğrenildi.
Xtstanbul'da banliyö trenlerini 'oyun alanı' haline getiren
ç^uklar,hemkxndihemde|mşkalannın.vaşamlannıteh-
Ğkeyeaü> orlar. TCDDyetkililerinin ve yolculann sürek-
ta adeta ısrar eden çocuklar, zaman zaman ölümcül Ra-
iimle oyun oynuyorlar
zalara neden oluyoriar.Aflekri çocuklan konusunda du-
yarfa oinı^a ça^ran yetkililer, sorunun ğii t ü
Bği ve çocâklann boş zamanlanm değerter
nımların hııbınmamaanflan knynaklanrfıgını 1
lar.(Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
DGM'deki davada 5 genç örgüt üyesi olmakla, polisler ise işkenceyle suçlanıyor
Gençler 'militan', polis 'işkenceci'
ÖZKANGÜVEN
Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi
(DHKP/C) örgütüne üye olduklan ve anayasal dü-
zeni zorla değiştirmeye teşebbüs ettikleri ileri sü-
rülen 5 genç idam, 8 polis de gençlere işkence yap-
mak suçundan 40 yıl hapis istemiyle yargılanıyor.
Vlustafa Tosun'un adı gazetelerde, "tstanbul'u
kana bulayacaklardT, "Karakol basacaklardı" gi-
bi iri puntolarla yazılan haberlerde, DHKP'C ör-
gütünün sorumlusu olarak geçti. 1995 yılında ga-
zeteler, Tosun ve arkadaşlan AH Şahin Pütün, Alev
Yıkhz, Nazun Mercan. Ozcan Kumtız hakkında şu
yaymı yapıyordu:
"Alibeykö) Karakolu'nubasarakbüyükbirkat-
liam yapmaya hazırlanan yasadışı DHKP/C örgü-
tfinün iki ekip komutanı ile 14 militaru. lOadettab-
ripgücü vüksek el bombasıyla cle gEçirikB."
Örgütün sorumlusu olarak gösterilen 25 yaşın-
daki Mustafa Tosun, 4 yıldır Bayrampaşa Ceza-
evi'nde tutuklu bulunuyor ve arkadaşlanyla birlik-
te tstanbul 1 No'lu DGM'de 'idam cezas" ile yar-
gılanıyor.
Ancak idamla yargılanan gençlen yakalayıp sor-
gulayan 8 polis de onlara "işkenceyapmak" suçun-
dan yargılanıyor. lstanbul 3. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde görülen davada, Terörle Mücadele Şube-
si'nde (TEM) 3 komiser, 1 komiser yardımcısı ve
4 polis memuru hakkında "efrada suimuamele"
(kötü muamele) suçundan toplam 40 yıla kadar ha-
pis cezası isteniyor.
Yılan hikâyesine dönen her iki davada da ilginç
noktalarbulunuyor. Tosun'un yakınlan, polis tara-
findan hazırlanan "üst arama rutanağı"nda, Mus-
tafa Tosun ve arkadaşlannın üzerinden silah çıktı-
ğına yönelik bir ifadenin yer almadığını, ancak bu
tutanaklann mahkeme dosyasından çıkanldığını
ileri sürüyor. Tosun'a göre kendisine ve arkadaşla-
nna isnat edilen suçlamayı kanıtlayacak hiçbir ka-
nıt veya tanık yok. Ve Tosun polis ifadelerinin al-
tindaki imzalann da kendisine ait olmadığını söy-
lüyor. Hatta Tosun, bu imzalann kendisine ait ol-
madığının ispatı için bilirkişi tarafindan incelenme-
sini istiyor, ancak bu istemi mahkeme tarafindan
kabul edilmiyor.
Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli komiser
Fethi Mmışkan,Savaş Akın. Dursun Aü Öztürk,
komiser yardımcısı Erkan Kabakçıh. TEM'de po-
lismemuru Nuh Çefik. ErhanMamikoğlu, Talip Ka-
ya ve Haül Melengeç. efrada suimuamele suçundan
yargılanıyor. Sanık komiser Vuruşkan, mahkeme-
de, "Ben kimseye işkence vapmadım" diyor, sanık
polis Melengeç de gençlerin yasadışı örgüt men-
subu olduklanm, operasyon sırasında yakalayarak
kanuni işlemleri yaptıklanm söylüyor ve ekliyor
"Operasyon sonraa direnme sonucu >aralanmalar
olabilir-."
Bırbaşka sanıkpolis Çelik ise "Bunlarörgüt men-
subudur. Operasyon sırasında bomba ve silahlaria
birükte yakalanrruslardır" diyor
Pendik'te 3 kişi gözaltma alındı
Izinsiz Kuran kursu
Dincer'den Kuran kursu tasarısına tepki
'Tarikatlara ödün verildi9
tstanbul Haber Servisi - Şi-
le'de izinsiz Kuran kursu açtıkla-
n belirlenen .Alaatrin ve EmkıeSe-
lim çifh ile kursta öğretmen ola-
rak görev yapan Nuran Bayrak-
lı adli kadın gözaltma alındı. Pen-
dik Kurtköy'de ise bir sitenin sı-
ğınağının izinsiz olarak Kuran
kursu halinegetirildifı iddiaedil-
di.
Şile Çayırbaşı mevkiindeevle-
rinin samanlığında izinsiz Kuran
kursu düzenleyen Alaattin Selim,
eşi Emine Selim ve öğretmen Nu-
ran Bayraklı'yı jandarmaya üı-
bar eden Ruldye Erdem, komşu-
lannın samanlıgından "'Hu" ses-
leri gelmesi üzerine "kaçak Ku-
ran kursu''ndan şüphelendikle-
rini söyledi. Kursu düzenleyenle-
rin jandarma tarafindan gözaltı-
na alınmasmın ardından kendi-
lerininde ifade vermek üzerejan-
darma komutanlığına gittiklerini
belirten Erdem, burada. yakala-
nanlann çember sakalh ve tak-
keli yakınlan tarafindan tehdit
edildıklerini ileri sürdü.
İstanbul Haber Servisi - Eğı-
tim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı
Akıaddin Dinçer. 57'nci hükümet
tarafindan hazırlanan ve TBMM
Genel Kurulu'na gelen yaz ayla-
nnda Kuran kurslan açılmasına
ilişkin yasa tasanstnın, "sekizşû-
lık zorûnhı Uköğretim uygulama-
sını delmeye yönefik" oldugunu
söyiedi. Yasa kapsamında iki ay-
da yaklaşık 75 bin camide Kuran
kursu açüacağını ve Milli Eğitim
Bakanlığı'nm bunlan denetleme
olanağı olmadığını vurgulayan
Dinçer. düzenlemenin "çe^tita-
rikarlaraverflmiş birödün" oldu-
gunu savundu.
Kamu Emekçileri Sendikalan
Konfederasyonu (KESK) Genel
Merkezi'nde düzenledikleri top-
lanudakonuşan Dinçer, söz ko-
nusu uygulama gerçekleştiği tak-
dirde kurslarda gerekii denetim-
lenn saglanamayacağına dikkat
çekti. Dinçer, özelliklekırsal böl-
gelerde denetim olanaklan ve ye-
terli denetimelemanı bulunmadı-
ğmı söyledi.
Cemiyet, yasa tasansı hazırlanması için Adalet Bakanlığı'na başvurdu
TGC: Basın cezaları ertelensinİstanbul Haber Servisi - Türki-
ye GazetecilerCemiyeti (TGC), ga-
zeteci ve yazarlann "basın veyaym
yoluyla işlenmiş suç"lardan dolayı
aldıklan cezalann ertelenmesini ve
bu yoldaki davalann durdurulma-
smı sağlayacak bir yasa tasansı ha-
zuianrnası için Adalet Bakanlığı'na
başvurdu.
TGC'den yapılan yazılı açıkla-
maya göre, cemiyet, bu amaçla ha-
zırladığı yasa taslağını da Adalet Ba-
kanı Hikmet Sami Türk'e gönder-
di. TGC'nin yasa taslağında, "ba-
sın veyaym ve>"a radyo, film, televiz-
yon araçlanyla yapılan yayuılardan
dola> ı dava konusu yazı veya habe-
ri yazan, resim veya karikatür ya-
pan yazar. muhabir, yayımcı, res-
sam, karikatüristler iie bu tamma
girmeyen yaymlarda yayincı \«ya
vazar sıfatı\ la mahkûm ediknlerin
cezalannuı 3 yıl süreyle ertelenme-
si" öngörülüyor. Taslakta, soruş-
turma ve yargılama aşamasında
olanlar ile kesinleşmemiş hüküm-
lerin durdumlması konusuda yeralı-
yor.
Taslağa göre, 3 yıl içinde başka
bir mahkûmiyet karan olmazsa, er-
telenen ceza veya açılmış dava tü-
müyle ortadan kalkıyor. TGC, baş-
vurusunda benzeri uygulamanm
daha önce 4304 sayılı yasa ile ya-
zıişleri müdürleri için gerçekleşti-
ğini ve bu konuda anayasal bir en-
gel bulunmadıgını anımsattı. Tür-
kiye Gazeteciler Cemiyeti aynca,
partilerin TBMM grup başkanlık-
lanna ve Meclis'teki 21 gazeteci
milletvekiline de hazırladığı yasa
taslağının bir örneğini göndererek,
bunun yasalaşması yolunda destek
vermelerini istedi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
İşkence Soranu
Bu ülkede işkence olup olmadığı, sürekli bir bi-
çimde tartışılır. Kimi zaman en yetkili ağızlar, mem-
leketimizdeki işkencenin önünün alınacağından söz
ederler; kimi zaman başka yetkili ağızlar, ülkemiz-
de işkence olmadığını ilan ederler. Ama bu memle-
kette işkence oldugunu herkes bilir. Aksini dile ge-
tirenler de...
Bundan yıllarca önceydi. Şimdiki Sayın Cumhur-
başkanımız, "siyasalyasaklı", sıradan birvatandaş
olarak kendi "hakmücadelesini" sürdürüyordu. Bu
dönemde, Taksim Toplantılan"n\n düzenleyicileri de
kendisini destekliyor ve sık sık davet ederek, gerek-
ii yerlere ulaştırmasını istediği "mesajlar" için zemin
hazırlıyorlardı.
Bu toplantılardan birinde söz alarak dünyanın her
ülkesinde yasalann uygulanmasında farklılıklar ol-
dugunu, fakat ülkemizdeki farklılığın çok ileri düzey-
de oldugunu vurgulamış ve "Bir ülkede özgürlükle-
rin ait sının neresidir" diye sormuştum. "Yani, öz-
güriüktere bir ölçü ararsak, kimferin özgüriüğüne ba-
kacağız?"
"Birülkedekiözgüriüğün sının" demişlerdi, "o ül-
kede özgühüğü en az olan insanın özgüriüğüdür"...
"Yani" diye devam etmişlerdi, "birülkede 50 mil-
yon insan yaşıyorsa ve o ülkede bir tek kişi özgür-
lüklerinden yoksun ise o 50 milyon insanın özgür
oldugunu da söyleyemezsiniz."
Demokrat bir devlet adamına yakışan sözlerdi
bunlar. Umuyorum Sayın Cumhurbaşkanımız, aynı
görüşleri, aynı hararetle savunmayı sürdürüyor ol-
sun.
Ama, özellikle işkence konusunda işler çok kötü
gidiyor.
Bundan birkaç ay önce, Mart 1999 başlannda
gözaltmda öldürüldüğü iddia edilen Süleyman Ye-
ter'in eşinden, acı dolu ve insanı isyan ettiren bır mek-
tup aldım.
lstanbul dışında olduğum için mektubu geç almış
ve üzerinde çok durulan bu konuyu yeniden gün-
deme getirmeye fırsat bulamamıştım.
Daha sonra Milliyet gazetesinde yayımlanan bir
özel haber, yeniden yüreğimi dağladı. Bu habere gö-
re, sendikaa Süleyman Yeter21 Şubat 1997'de ls-
tanbul Terörle Mücadele'de gözaltına alınmış ve
mahkeme tarafindan serbest bırakılmıştı. Ancak Ye-
ter ve arkadaşları gözaltmda tutulduklan dönemde
işkence, taciz ve tecavüze maruz bırakıldıklannı id-
dia ederek dava açmış ve duruşmada, kendiierini
taciz eden ve işkence yapan polisleri teşhis etmiş-
lerdi.
Aynı habere göre; Yeter ve arkadaşlannın lstan-
bul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açtıkları davada
teşhis ettikleri 5 polis, 5 Mart 1999'da Süleyman Ye-
ter'i, ikinci kez gözaltma alıyorlar. Ve iki gün sonra
cenazesi ailesine teslim ediliyor. Adli tıp muayene-
sinde cesedin el, sırt, boyun ve alnında dayak izle-
ri saptanmış...
Buyurun "hukuk devletine"...
Bu konunun nasıl sürdürülmekte oldugunu bile-
miyorum. Ama 1997'de gözaftındaki "zanlı"ya işken-
ç^pp|ik^n belirlenen poligter, eger 1999da gözal-
"•flraaırfia yetkisine sahip olurlarsarffre*S6yle şey-
Wgerçekleşebilir. Ve ondan soTira da, "Sfe/ nedeh
"Avrupalı saymıyorlar" diyerek şikâyetçf oturuz. (As-
lında insan haklan açısından. Avrupalının elleri de
pek temiz değil. ama en azından böyle olaylann
gerçekleştiğini duymuyoruz.)
Ben bu satırlan evde karalıyorum. Ve düşünüyo-
rum: "Acaba özgür müyüm?" Şu anda kapı çalsa
ve birkaç polis beni gözaltma alsa, kime ve nasıl ha-
ber verebilirim, nasıl itiraz edebilirim?
Benzer bir haberi, birkaç gün önce okudum. 2 Tem-
muz 1999 günü Izmir'de evinin önünden, yıllar ön-
ce işlenmiş bir cinayetle ilgili olarak alınan Alpas-
lan Yelden, 3 Temmuz günü kendisini doktor ola-
rak tanımlayan ve "Yolda buldum" diyen biri tara-
findan, koma halinde Yeşilyurt Devlet Hastanesi'ne
getiriliyor.
Vücudunun değişikyerierinde mortuklar, kafasın-
da darp izleri bulunan Yelden, kimliği bilinmediğin-
den "meçhul bir erkek" olarak kayda alınıp hemen
beyin ameliyatına sokuluyor. Ameliyat sonrasında bit-
kiset yaşama giriyor ve yoğun bakıma alınıyor.
Bu arada çocuklanndan haber alamayan anne
ve babası, Vali Yardımcısı Fevzi Çobanoğlu'na baş-
vuruyorlar. Önceleri böyle bir gözaltı olmadığını ile-
ri süren görevliler, Sayın Çobanoğlu'nun ısrarlı taki-
bi üzerine durumu kabulleniyoriar ve "Gözaltmda dü-
şüp başını çarptı. Hastaneye kaldırdık" diyoriar.
Alpaslan Yelden, ailesinin onu bulduğu gün, ya-
şamını yitiriyor...
Böyle şey olmaz. Bizdeki eksik ve ayıplı yasalar-
la bile vatandaşa böyle davranılamaz. Ama davra-
nılryor veyapılanlar, çoğu kez yapanların yanına kâr
kalıyor.
Bugün size, gazetelere geçmiş iki olaydan sözet-
tim. Acaba bilmediğimiz nice olaylar var?
Daha ne yazayım?..
Cazeteciler Federasyonu Başkanı
'Bosvun durumu hozjın'
AHMET ŞEFtK
TRABZON-Gazeteciler Federasyonu Başkanı Nazmi
Bilgin. tekelleşme olgusunun bir sonucu olarak basında
sendıkasızlaştırma ve kazamlan haklann budanmasıyla kar-
şı karşıya kalındığını söyledi.
Trabzon'da devam eden Gazeteciler Federasyonu'nun
on birinci başkanlar konseyi toplantısına katılan Nazmi
Bilgin, basınm içinde bulunduğu durumu "hazin" olarak
niteledi. Bilgin şöyle devam etti: "Memurlann sendika hak-
lanna ilişkin yazılanmızdan kan damlarken kendimiz ma-
aksefyakadrosuz, ya212'sizya da sendikasızız. Meslek ör-
gütü olarak bizkre ve birev olarak tüm gazetecilere görev-
ler düşüyor. Mücadele şart Mücadele olmadan hiçbir şe-
yi almakmümkün değiL Bugün tazminat hakkımızbile eti-
mizden ahnmaya çahşıhyor. Buna sessiz kalamayız."
Tekelleşmeye değinen Bilgin, bunun sonucu olarak ba-
sında sendikasızlaştırma ve 212 sayılı yasayla gelen hak-
lann budanmasıyla karşı karşıya kalındığını söyledi. Baş-
bakan Bülent Ecevit'in sendikal haklann korunmasına
yönelik açıklamalannı anımsatan Bilgin, " l muyoruzSa-
yın Ecevit bu sözlerini unutmaz. Ama aslolan basında ça-
uşan arkadaşlanmızın kendi haklanna sahip çıkmasıdır.
Patronlann emriyle bazı arkadaşlanmız noterierin önün-
de kuyruğa dizüiyorsa düşünmemiz. aşmamız gereken
çok şey var" diye konuştu.
Bu arada "Basın Karttan Komisyonu'ndaolduğum sü-
recetürbanhbirinekartvcrmem" dedığigerekçesiyle Akit
gazetesı tarafindan "naylon gazeteci" denilerek hedef gös-
terilen ve aynı zamanda Gazeteciler Cemiyeti'nin Başka-
nı Nazmi Bilgin. "Bu iddialara cevap vermek için ortada
bir gercek olması lazun. Devam ederterse mahkemede gö-
rüşürüz" dedi.