24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Siegen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alberto Heinrich Walenta'dan Türk üniversitelerine eleştiri 6 Almaıı üniversileleri özerk'YUSUFZtYAAY Alman Siegen Üniversıtesı Rektörû Prof. Dr. Alberto Heinrich Walenta, Tür- kiye'de üniversite-sanayi ışbırliği konu- sunda gereksiz ve abartıh bir çaba oldu- ğunu belırterek "Her bitimsel üretimin sanayüçinyapılraasıgerekJideğiklir" de- di. tstanbul Ünıversitesi'nın (IÜ) düzenle- diği "Uhıslararası Deneysel Fizik Yaz Okulu"nım konuğu olan Alman Siegen Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. Alberto Heinrich Walenta, Cumhuriyet'in sorula- nnı yanıtladı. Türkiye'deki üraversiteler- de görevli bilim adamlannın teorik fizik alanında Alman bılım adamlannın düze- yinde olmasına karşın, deneysel fızık açı- sından bu düzeyı yakalayamadıklannı kaydeden Walenta, bunun gıderilmesi için Türk ve Avrupa üniversitelen arasın- da bilimsel işbirliği programlan yürütül- • Almanya'daki üniversitelerin bugün tamamen özerk olduğunu belirten Walenta, "Geçmişte sadece fonlann dağıtımı açısından bir tür merkezi yapılanma vardı. Bunun beklediğimiz faydalan vermediğini gördük. Şu anda Avrupa ülkelerindeki genel eğilim, fon konusunda üniversitelerin , . .- bağımsız ve özerk olmalan yönünde" diye konuştu. -•.-•*•.•.« mesi gerektiğini söyledi. Türk ünıversıte öğrencılerinm deneysel fızık alanına il- gilerinin fazla olduğunu gördüğünü be- lirten Prof. Walenta, bilimsel düzeyin ge- lıştirilmesi için IÜ ile ögrenci ve öğretim üyesi değişimini de getirecek ortak bi- limsel projeler yürüteceklerini kaydetti. \Valenta, "Deneysel fizik alanuıdaki açı- ğmızın kapatüması için bunun devam et- mesi gerekiyor'' dedı. IÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemda- roğlu ile bilimsel işbirliği konusunda te- maslan olduğunu belirten Alman Rektör Walenta, IÜ ile gerçekleştireceklen değı- şim programı kapsamında örneğın bir araştırmarun bir bölümünü tstanbul Üni- versitesi'nin, bir bölümünü de Siegen Üniversitesf nin ortaklaşa yürüteceğini söyledi. Walenta, "Bunun çok iyi sonuç- lar vereceğini düşünüyorum. Benim üni- versitetnden 3 profesör ve 10 öğrend, Is- tanbul L niversitesi'nden de 3 profesör ve 5 öğrend olabilir" diye konuştu. Türk ünıversitelerinın, "Ne yaparak sanayinin işine yarar" kaygısını taşıdık- lannı ıfade eden Walenta. "Önemli olan kaliteli ürünün saıuyiye gönderilmesidir, ama sanayi için bilimsel üretim değil, sa- nayiyle farklı ilişkiler içinde olmak önce- Hkli olmalıdır" dedi. Almanya'daki üni- versitelerin bugün tamamen özerk oldu- ğunu belirten Walenta şunları söyledi: "GeçmiştesadecefonlanndağrtnnıaçKm- dan bir tür merkezi yapılanma vanh Bu- nun beklediğimiz faydalan vermediğini gördük. Şu anda Avrupa ülkelerindeki ge- nel eğilim fon konusunda üniversitelerin bağımsız ve özerk olmalan yönünde." Almanya'daki ünıversitelerde görevli profesörlerin yıllık 260 bin mark (yakla- şık 6 milyar lira) ücret aldıklannı vurgu- layan Rektör \Valenta. "Bilim adammın iyi kazanması bilimsel araşnnnalannı oiumlu etkilevccektir. Bilimsel araşbrma- lan iyi olursa geliri de artacaknr" diye konuştu. Teorik fizik alanında Türkiye'nin Al- manya'mn düzeyine ulaşmasının çok ko- lay olacağını belirten Prof Walenta, "Kû- çük ögrenci grupları için araşürmayı da- ha özendirid, cazip hale getirebiirsiııiz. Büyük kitleiere bilimsel araşanna gerek- stz ve masraflıdır" görüşünü savundu. <Rektör Walenta, Alman ünıversıteleri- nin bugünlerde 21. yüzyıla gırerken ne- ler yapacaklannı düşündüklerini behrte- rek Alman üniversitelerinin çok sayıda bilim adamı yerine tam profesyonel, az sayıda bılım adamına daha fazla kaynak ayırdıklannı söyledi. Sanayı sonrası bilim adamı yetişurme politikasının, etkilı, verimü bir formasyo- na sahip bilim adamlan yetiştirmek ola- cağını vurgulayan Siegen Üniversitesi Rektörü Prof. Walenta, "21.yüzyılda,sü- rekli araştırmaya. verimlilige, kendisini vetiştirmeve dönük formasyon vereceğiz. Oğrencilerimizi açık fıkiril özgür düşün- celi, dünyaya ve öğrenmeye açık kişiler o- larak yetistiriyonız'' diye konuştu. Veliler sıkıntılı Okul . kitaplanna yüzde63 zam ANKARA (ANKA) - Ders kitaplan velilerin cebini yakacak. Ders kitaplanna, enflasyon ve kâğıt fıyatlanndaki artışla birlikte, geçen yıla göre yüzde 63 düzeyinde zam gelecek. 1999-2000 öğretim yılında ders kitabı ücretlen 600 bin lira ile 2.5 milyon lira arasında değişecek. Milli Eğitim Bakanhğı'ndan edınilen bılgiye göre, Ders Kitabı Ücretlen Belirleme Komisyonu, kâğıt ücretlerindeki artış ve enflasyon oranmı dikkate alarak 1999-2000 öğretim yılında okutulacak ders kitabı ücretlerinin, geçen yıla göre yüzde 63 arttınlmasını kararlaştırdı. Komisyon toplantısında özel yayıncılar, tüketici fiyatlannda geçen yıla göre yüzde 69.5 'lik bir artış gerçekleştiğini, bu kapsamda zam oranının da aynı düzeyde belirlenmesini istedi. Görüşmeler sonucunda yüzde 63'lük artışta uzlaşmaya vanldı. Komisyonun yüzde 63'lük artış teklifi Milli Eğitim Bakanı Metin Bostanaoğlu tarafından da onaylandı. Geçen yıl da özel ders kitaplanna yüzde 78'lik bir zam verilmişti. Ders kitaplanna yapılan yüzde 63'lük zam. öğretim yılı başında velileri zorlayacak. 1998-99 öğretim yılında okutulan ders kitaplannın fîyatları 400 bin ile 1 miryon 600 bin arasında değişirken yüzde 63'lük artış ile birlikte 1999-2000 öğretim yılı için ders kitabı ücretleri 600 bin ile 2 milyon lira sevıyesıne yükselecek. 1999-2000 öğretim yılında okutulacak ders kitaplan ile fıyatlan ağustos ayında Milli Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisi'nde ilan edilecek. Ders kitaplannın öğrenciler arasında değişimini sağlayacak bir sistemin kurulamaması ve ögretmenlerin her yıl değişik kıtap tercihi yapması, kıtaplann kullanım ömrünün bir yılda kalmasına yol açarken her yıl trilyonlarca liranm çöpe gitmesme yol açıyor. Vnhiihie nknl nrntnlnlii Kaddcöy HaKlTürkkan ÜköğretimOkuluileŞişji UğurErkey İlköğretim riUUliUC UitUİ piVIUİUJIU O k u h l e k ^ ^w F a t i h S u z a n j C u n t ç o k / ^ ^ S p o r Salonu'nun yap»- mına ilişkin protokol, tstanbul Valiliği'nde törenle imzalandı. tstanbul Valisi Erol Çakır, törende yaptığı konuşmada, eğfömin Tûrkiye için taşıdığı önemin yeniden keşfedildiğini betirterek Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarnk yolunun eğitimden geçtiğini söyledi. Bir ülkenin en önemli sermayesinin insan olduğunu ifade eden Çakır, "Çocuklar ne kadar güçlü eğitinrse, Türkiye çağdaş dünyayı o kadar çabuk yakalavacaktjr" dedi. tstanbul tl Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey de. tstanbul'da her yıl 80-90 bin yeni öğrencinin okula başladığını betirterek derslik ihtiyacının da gerek dev- let, gerekse hayırseverler tarafından karşılanmaya çahşıldığnu söyledL (Fotoğraf: KADER TUGLA) AROLAR BİRLİĞ1 VE EĞİTİM-SEN'DENKURANKURSU TASARISINA TEPKİ 4 Ulkede, atdımcı insana ihtiyaç var' Haber Merkezi- Türkiye Barolar Bir- liği Başkanvekilı Burhan Karaçelik. 5. sınıfı bıtiren öğrencılenn Kuran kursla- nna gitmesini öngören yasa tasansını eleştirerek körpecik beyinlere atılımcı ve aydınlık eğitim verilmesi gerektiğini söyledi. Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer de. Kuran kurslan açılma- sına yönelik yasal dü- zenlemenin, "sekjz)!!- lık zorunlu ilköğretim uygulamasuu delmeye yönelik" olduğunu söyledi. Türkiye Barolar Bir- liği (TTB) Başkanve- kilı Karaçelik, dün yaptığı yazılı açıkla- mada. hükümetin il- köğretim diploması al- mayan öğrencilerin 5. sınıftan sonra Kuran kurslanna gitmesini öngören tasansını "üzünrüyle karşıladık- lannı" bıldırdı. Tasan- nın ortaokullan kapa- tılan imam-hatıp okul- lannın "ihyası" anla- mına geldiğini voırgu- layan Karaçelik, "Tev- hidi Tedrisat Kanunu ile sağlanan eğitim ve öğretim bütünlüğü- nün, oy ka>gısıv la bo- zuunası sonucu, içine düştüğümöz ka- ranlık ortamın ülkemizi nerelere götûr- düğu gerçeği unutulmamalıdır" dedı. Karaçelik, ülkenin devrimci, atılımcı, aydınlık kafalı insanlara gereksinimi ol- duğunu vurgulayarak "Devletin görevi Kitap kuyruğu olmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı, her öğ- retim yılı başında yaşanan kitap kuyruklannı önlemek amacıyla milli eğitim yaymevlerinin sayısı- nı arttırma karan aldı. Bakanlık ile diğer kamu kurum ve kuruluş- lanna ait şehir merkezlerindeki binalann bünyesinde yayınevleri açılacak ve öğretim yılı başında yayınevlerine personel desteği sağlanacak. Öğrencilerin yoğun olduğu böl- gelerde satış reyonlan da kurula- bilecek. Milli Eğitim Bakanı Me- tin Bostancjoğtu, valiliklere bir ge- nelge göndererek, bakanlık yaym- lannm öğretmen, ögrenci ve hal- ka ulaştınlmasında yaşanan so- runlann en aza indirilmesi için alınması gereken önlemler hak- kında bilgi verdi. Bakan Bostan- cıoğlu şunlan söyledi: "Bakanb- ğmuz, okuma alışkanlıgı edinmiş bireylerden oluşmBş bir toplam yaratmak,küttörve sanatyaşamı- nın ulusal ve evrensel değerierie zengmfcşmesine katkıda bulun- mak. çağdaş ve tarihsel kfimlr de- ğerieriniinsanımızasunmakama- cryla ders kitaplan Ue birlikte kül- târ kitaplan da yaynnfaımaktadıı: Bakanlık yayınlarımızın öğret- men, öğrendve okuyuculara tanı- ülması, utaştmlması etkinükleri- nin daha çağdaş bir yöntemvean- tayışla yürûtülmesi için mitli eği- timmüdûrhîkterimizinbubizınet- lere gerekli özen ve önemi göster- mesi gerekmektedhf Genelgeye göre, ders kitaplan ile kültüryaytnlarmın kolayca saüşı- nın gerçekleştirilebilmesi ama- cıyla bakanhğabağh eğitim-ögre- tim kurumlan başta olmak üzere, diğer kamu kurum ve kuruluşla- nrun şehir merkezlerindeki bina- lannda yayınevleri açılacak. bu insanlan yedşdrmektir" dedi. Eğitim-Sen 2 No'lu Şube tarafından dün Kamu Emekçileri Sendikalan Kon- federasyonu (KESK) Genel Merke- zi'nde toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Baş- kanı Alaaddin Dinçer, yazın Kuran kurslan açılmasına yönelik TB- MM'ye sunulan yasa taslağının sekiz yıllık zorunlu eğitimi sekteye uğratacağını belirterek geri çekihnesi gerekti- ğini ifade etti. Söz ko- nusu uygulama gerçek- leştiği takdırde kurslar- da gerekli denetımlerin sağlanamayacağına dikkat çeken Dinçer, özellikle kırsal bölge- lerde denetim olanakla- n ve yeterli denetim ele- manı bulunmadığmı söyledi. Devletin bu alanı dü- zenlemesine yönelik sorumluluk üstlenmesi- nın "laik eğitim anlayışı ile bağdaşmadığuıı" be- lirten Dinçer, bu konu- da verilecek her ödünün yeni ödünleri getirece- ğini ve eğitim-öğretim sistemımn içinde bu- lunduğu sorunlan ağır- laştıracagını söyledi. v f Türkbilim adamkmna övgüİstanbul Haber Servisi - ttalyan fızikçi Prof. Dr. ArieBa Cattai, Türk bilim adamlannın enerjisi ve iyi niyetinin, Türkiye'de bilimin geleceği için umut vericı olduğunu söyledi. Cattai, Avrupa'da, Türkiye'deki YÖK gibi merkezi bir yükseköğretim denetim kurulunun bulunmadığmı vurguladı. Ingiliz fızikçi Dr. Sbone Roe da birlikte çalıştığı Türk bilim adamlannın dört dörtlük olduklannı belirterek "Türk bilim adamlan, potansiyelinin iyi değeriendiritanesiyle mükenund projeleri gerçekleştirebilirier, ümitliyim" dıve konuştu. Yüksek enerjı fıziği araştırmalannın yapıldığı Isviçre'nin ünlü CERN Araştırma Merkezi'nde çalışan ttalyan kadın profesör Ariella Cattai, bugüne kadar alanında iyi olan birçok arastırmacıyla birlikte çalıştığını ve bunlardan birinin de Türk olduğunu belirterek, Türk eğitim sisteminın Avrupa eğitim sistemınden aşağı kalmayacak kadar iyi olduğuna inandığını söyledi. Her ülkenin kendi eğitim sisteminı kontrol eden mekanizmalar olduğunu kaydeden Cattai, • ' • Avnıpa'da Türkiye'deki YÖK gibi merkezi bir yükseköğretim denetim kurulu olmadığını, ttalya'da projelerin önemine göre araştırma kaynaklannı dağıtan kurumlann bulunduğunu söyledi. Cattai, ttalya'da üniversitelerin Bilim ş ' Bakanlığı'nca denetlendiğini belirterek "Her yerde iyi biBm adamı da kötü bilim adamı da olabilir. Ama alanında iyi olan bilim adamlannız var" dedi-Türkiyecleki üniversitelerde bilim adamlannın yansının kadınlardan oluştuğunu gördüğünü ve buna çok memnun olduğunu söyleyen Prof. Cattai, Avrupa'da, Türkiye'deki kadar çok sayıda kadın bilim adamı olmadığını belirtti. Cattai. "Üniversitelerinizde kadın-erkek eşitliği var. Bilim adanüannızuı yüzde 50'si kadm. Bundan bir kadın olarak gurur duydum" diye konuştu. Isviçre CERN Araştırma Merkezi'nde çalışan tngiliz fızikçi Dr. Shone Roe da Türkiye'nin bilimde iyi yerlere gelebilmesi için sık sık öğrenci ve bilim adamı değişimi programlanna katılması gerektiğini vurguladı. Roe şunlan söyledi: "Bu programlara kaühnmasryla biz sizden, siz de bizden çok şey öğrenebilirsiniz ve bilimsel getişme artar. Ulkenizin uluslararası bilimsel aüfendekslerinde iyi bir yeri var. Bu sırakmada yükselme potansiyeliniz var. Ama bunun geHştirUmesi için uluslararası bttun adamı ve öğrenci değjşim programlardan yararlanabilirsiniz.*' HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Olaylar mı? İnsanlarmı? Hacettepe Üniversitesi'ne öğretim görevlisi olduğum ilk günlerdeydi. Toplum bilimleriyle ilgili etkinliklerde, rah- metli Nusret Fişek'le birlikte hep en önlerde olan birisim dikkatimi çekmişti.. Jürilerde, ko- misyonlarda, yönetimde.. Derken, bizim istek- lerimiz ve çabalarımız sonucunda sosyoloji bölümüne başkan da oldu. Bir gün öğrendim ki, kendisinin asıl mesle- ği mimariıkmış. (Tıpkı, Hacettepe Nüfus Etüd- leri Enstitüsü'nün kurucusu olan Prof. Fişek'in de aslen hekim olması gibi. Tıpkı, herkesin toplumbilimci sandığı, ÖSYM'nin kurucusu, rahmetli Prof. Altan Günalp'in de aslında çok iyi bir çocuk doktoru olması gibi...) Ve Hacettepe'de, iyi bir mimandan, Türki- ye'nin en iyi sosyal antropologlanndan birisi olan Prof. Bozkurt Güvenç çıkmıştı. Kafası kanşanlara hep şu yanıt veriliyordu: - önemli olan insanın kendisidir. Bir dalda iyiyetişmiş, nitelikli bir insan, isterse başka bir dalda da uzmanlaşabilir ve çok başanlı olabi- lir... ömekler ortada olduğu için, itiraz etmekçok zordu. • •-" • • • : Bazı yayın organlannın haberleri ve hatta ba-o zı saygın köşe yazarlarının kalemleri ile bir fır-^ tına yaratıldı. £ "Arpalıklargene faaliyette.. Kutlu Aktaş /s-y tifa etsin!.." ,n Niçin? ,r . Çünkü Kutlu Aktaş Petkim'e yönetim kuruT^ lu başkanı olmuş. Ama kendisi kimyacı falarv- olmadığı için, bu işlerden hiç anlamazmış»- ANAP'tan Izmir belediye başkanı adayı olup da kaybetmesi nedeniyle, kesesini doldurma^ sı için oraya getirilmiş... -^ Kimdir Sayın Aktaş? Büyük kentler dahil, son yıllann en başanlı valilerinden birisi. Kısa süren Içişleri Bakanlı- ğı'nda hemen herkesten oiumlu puan almış..1 Dürüst! En üst düzeylerde kanıtlanmış, çok iyt bir yönetici! Üstelik -eşi nedeniyle- gelir durumu da iyi!-, Ya başına getirildiği Petkim?.. -t Ben köşemde yazdım, Cumhuriyet somut kanrtlannı sergiledi... T Son yıllarda tarikatçıların egemenliğine gir- miş. Kadrolaşma ve çağdaş kafalılann temiz-, lenmesi saklanamaz hale gelmiş. Birtakım çevrelere çıkar sağlamanın aracı olmuş. Böyle bir duaımda Kutlu Aktaş gibi birisinin. o göreve gelmesini alkışlamak mı gerekir, yok- sa yermek mi?!.. Orayı iyi bir kimyacı mı dü-j zettebilir, yoksa iyi bir yönetici mi?! - ..->j • • • Yunus Nadi Roman Ödülü'nü bu yıl Ahmet Altan kazandı. "Kılıç Yarası Gibi" ile... Soranlar var: - Cumhuriyet'in bu ödülü bir ikinci pumhu-, riyetçiye vermesınden rahatsız değil misin?.. Orhan Pamuk'a gösterdiğin tepkiyi niçin Al- tan'a da göstermiyorsun? Niçin rahatsız olayım kü? ödül alan romanını ben de okudum ve çok keyif aldım. İçine sinsice serpilmiş Atatürk düşmanlığı falan da yok. Kurgusu, anlatımı, .yansıttığı birikim, bana dört dörtlükmüş gibi geldi. Sayın Ahmet Altan'ın siyasal düşüncelerine karşı olabilirim. Ama o çizginin bir aracı gibi kullanmaya ve özellikle de bunu sinsice yap- mayı denemeye kalkışmadıktan sonra, roman- lanna ve romancılığına niçin karşı olayım?! Altan rahat okunuyor, sarıyor, akıcı... Pamuk ise bitmek bilmiyor. Altan dürüst.. Pamuk değil. Yok Bay Pamuk'un romanlan araştırmaya dayanıyormuş. Araştınnaya dayalı roman oku- mak, okurken de bilgilenmek isteyenler, Amin Maaloufu okusunlar. Okusunlar ki, romancı- lıkla abur cuburculuğun farkını kavcayabilsin- ler! . .. ••• " '" Aktaş, Altan, Pamuk, Maalouf... Önemli olan insanlar mı, olaylar mı? Önemli olan, olayların içindeki insanlar. Ya- ni o insanı hangi olayın içinde değerlendirdi- ğiniz! örneğin Hıncal Uluç geçenlerde yazdı. Bay Pamuk, özel sohbetlerde "dünya tatlısı" imiş. Elbette ki olabilir.. Tıpkı kötü bir araştırmacı ol- manın, iyi bir üniversite hocası otmaya engel olmaması gibi. Erdem, ak ile kara arasındaki gri tonlan ayırt edebilmekte gizlidir! - Eğitime, Bizim Ülke Derneği'nden destek Bizim Ülke Demeği'ıım başlatbğı "Eğitim Projesi 99" çahşmalan kapsammda düzenlenen "99 Yaz Okulu EtkinliklerT, Algida firmasırun sponsoriuğunda dün Svvissotel Taşlık Parkı'nda başladL Demek başkanı Prof. Dr. Aysel Ekşi, projeyle çocuklan çağdaş değerierie donatmaya ve okulda verilen eğitimin eksik yönlerini tamanüamaya çahştıklannı söyledL EtidnHk nedenhie düzenlenen toplantıda konuşan Prof. Dr. Ekşi, söz konusu projeyie tstanbul'un az gelişmiş bölgelerinde yaşayan çocuklann. küttürel ve sosyal genşimlerine katkıda buJunmavı amaçladıklannı behrtti. Prof. Ekşi, eğitimdeki eksiklikleri gidermenin yalnızca devletin görevi olmadığını ifade ederek kendilerinin de lstanbul'un değişik yörelerinden gelen çocuklara yaz ve kış okullan bünvesinde eğitim verdiklerini söyledL 13 Ağustos tarihine kadar devam edecek 99 Yaz Okulu Etkinlikleri'ne Sanyer. Hekünbaşı, Gaziosmanpaşa ve Esenyurt bölgekrindeki ilköğretim okullan kanlryor. BEYKENT ÜNiVERSiTESi'n aşağıdaki 4 yıllık lisans bölümlerine, ön kayıt ÖSS 105 Puan + özel Yetenek Sınavı ile ögrenci alınacaktır. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESi TekstilTasarım Bölümü GrafikTosarım Bölümü MİMARLIK FAKÜLTESİ timarlık Bölümü BEYKENT ÜNİVERSİTESİ 1997 Ünıversıtemizde bjretim dılı Ingıtizcc'dır Üniversite Kampüsü'nde 400 kışı kapasitelı ogrencı yurdu bulunmakadır Tercih Danışmanlığı www.beyu.edu.tr 02 ! 2 - 87 J 14 14 Beylıkduzu. Gürpinar E-5 Yol Aynmı. Beykonc 34900 Büyükçekmecc - Isanbd Faks 0212 872 74 89 www.beyıı.ediJ.Er e-maıf: pr@beyu cdu tr Önkayıt : 19 Temmuz-2 Ağustos Özel Yetenek Sınavı: 3-4 Ağustos 1999 Geniş bilgi için: 0212 872 64 32-8 hat Ögrenci İşleri'ni arayınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle