28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER 8 Yıllık Eğitime Kuran Kursu Gölgesi... Mustafa GAZALCI CHP MYK 1 8 Nısan 1999 Genel Seçımle- ri sonucunda DSP, MHP, ANAP ortaklığında kurulan 57. hükümet, haziran başında güvenoyu aldı ve çalışan ke- simlerin yıllardır kazanılmış ekonomık, demokratık haklannı buda- yan yasa taslaklannı ardı ardına TBMM'ye göndermekle işe başladı. Bir yandan reform adıyla hazırladıgı u sosyal güveniik" tasansıyla, pnm öde- me, sağlık hızmetlerinden yararlanma, emekli olma sürelerini uzatıyor, öte yan- dan sürekli zam ve pahalılıkta bunalnuş memura ve emekliye 6 aylık yüzde 20 düşük ücret artışını yeterlı görüyor. Bir yandan laık devlet yerine açıkça şeriat devleti kurmak isteyenlere, "hocaefen- di"lere hoşgörü ile bakıyor, öte yandan ögretim birliğini, 8 yıllık kesıntisiz eği- timın bütûnlüğünü bozan tasanyı hazır- lıyor, komisyonlarda ivedılikle kabul ediyor. Bunlarla da yetinmeyip ulusal ve sos- yal devleti zedeleyen "Özelleştirme- Uluslararası Tahkimi" anayasaya koya- rak, yüz yıldan fazla devlet geleneği- rnizde yeri olan Danıştay'ı bu konudadev- reden çıkarmak ıstiyor. Uzun bir toplumsal savaşım sonucun- da 18 Ağustos 1997 tarihmde yasalaşan 8 Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim, hü- kûmetın 14 Temmuz 1999 tarihınde Mec- hs'egönderdığı "DiyanettşleriBaşkan- hgı Kuruluş ve Görev leri Hakkında Ka- nuna Ek Madde Eklenmesine Dair Ka- nun Tasansı" ile kesıntiye uğratilmak- tadır. Bu tasanyla yeniden başa dönül- nfektedır. Sanki 8 yıllık kesintisiz eği- tim 24 yıl gecikmeyle, uzun tartışmalar sonucunda gelmemiş, sokak gösterileri olmamış gibi... Delmek ıçin çıkanlan yönetmelik değışikliklerini, genelgele- Üyesi, Eğit-Der Genel Bşk. ri Danıştay bozmamış gibı... " tlköğretimin 5. suıınnı bitirenler için yaz Kuran kurslan açmayı öneren" bu tasan: anayasanın 42. maddesinde belirtilen, eğıtımin "Atatürk ilketeri ve inkılapian doğnıltusunda çağdaş bilim ve eğtâm esaslarma" göre yapılması anlayışına, yıne anayasanın 42. müddesinde be- lirtilen eğıtımin "Atatürk Ukeieri ve in- kılaplan dogrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslanna" göre yapılması anla- yışına, 1739 sayıh Milli Eğitim Temel Yasa- sı'nın 2. maddesinde belirtilen eğitimin "hür ve bifimsel" yapılması anlayışına, 4306 sayıh 8 Yıllık Kesintisiz Zorun- lu Eğitim Yasası'nın 4. maddesinde be- lirtilen rehberlik ve yönlendirme çahş- malannın 8. smıfin ikinci yansında ola- cağı anlayışına, Danıştay'ın 27 Ocak 1998 tarihlı "Ö- köğretim çocuklan ancak 8. sınıfı bitir- dikten sonra Kuran kursuna gidebilir" karanna aykındır. Danıştay Dava Daireleri Kurulu'nun aynı amacı taşıyan Kuran Kurslan Yö- netmelik Değişikliği karan aynen şöy- ledir: "Yönetmetikle yapılan bu değişikHk- le ilköğretimin 5. sınıfını tamamlamış olanlar tanımına yer verümekte, bövle- ce yukanda anılan 8 Yıllık Kesintisiz Eği- tim Yasası'na açıkça aykın bir ilke ka- bul edilmiş olmakUdır. Zira, 8 YıllıkZo- runlu Eğitim YasasTnın cıkanlmasffiin amaa, kamuoyunca da bilindigj üzere pozîtif bilimleri yeterince öğrenmemjş, çağdaş eğhinıi tamamlamamış küçük- lere, henfiz biBnçlenmeden teokratik eği- tim verilmesinin, pedagojik ve psikoiojik mahzurlann giderilmesi ve Tevhid-i Ted- risat KanumTnun öngördüğü eğitimde birüğin sağiamnasıdır.'" '.; Anayasaya, yasalara, Danıştay karar- lanna bu denli açık bir yasal düzenleme her şeye karşın Meclis'ten geçerse ne olur? Once devletin başında bulunan Sa- yın Cumhurbaşkanı 'nın bu yasayı onay- lamaması ya da Anayasa Mahkemesi'ne göndermesi umulur. 17 Temmuz 1999 tarihinde CHP Ge- nel Başkanı Attan Öymen ve MYK, Sa- yın Cumhurifaşkanı'nı ziyaretimızde, Sayın Altan Oymen konuyu dile gerir- miş, CHP'nın kaygısını anlatmıştır. Ay- nlırken kapıda "Saym Cumhurbaşkannn, 8yıflık eğitimin bütünlüğüne sahipçıkın, dekürtmeyiniz" dedım, Sayın Cumhur- başkanı "Sahibiyiz, meraketmevin'' de- di. Umanz, dediği gibi olur. Tûrkiye bir hukuk devletidir. Yasal düzenleme çıksa bile mahkemeye gidi- lerek. oradan da Anayasa Mahkemesi'ne gitme olanağı vardır. Ama bütün bunla- ra gerek olmadan hükümet bu tasanyı ge- ri çekmelidir. Tasan 16.7.1999 tarihin- de Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşü- lürken başta FP'liler olmak üzere kimı milletvekilleri, çocuğun Kuran kursu- na, ilköğretime başlar başlamaz gitme- sini savunmuşlardır. Hükümet ortakla- nnın aralannda tartışmalanndan sonra tasan geldiğı gibi komısyondan geçmiş- tir. Niyet açıkur. Osmanlı'dakı gıbı ilköğ- retimin ilk sınıfindan başlayarak ikili bir eğitim getirmektir. Tasan bu biçimiyle öıtülü 5+3'tür. Bir geriye dönüştür bu! Isteğe bağlı olma- sı, yaz aylannda yapılması, durumu de- ğiştirmez. Temel eğitim, adı üzerinde temel ve zorunlu eğitimdir. Herkesin ay- nı program birlığı içınde eğitılmesi te- meldir. Isteyenlerin ayn eğitim alması te- mel eğitimde olmaz. Onun için zorun- ludur. Devletin bu eğitimi parasız, bilım- sel verme yükümlülüğü vardır, yurttaş da temel eğıtimden geçmezse birçok hakkını kullanamaz. Tasanda ileri sürüldüğü gibi konu "halkımızın dinsd inanç ve kanaatieri- ni güvence altına alma" değildir. Konu, 21. yüzyılın eşığınde çocuklanmızı, gençlerimizi çağdaş ve bilimsel eğitim- den geçirme ya da geçirmemedir. Yine tasannın gerekçesinde "din eğitimi ve öğretimi ihtivacının kanuni ve resmiyoi- lardan gjderilnıesi haünde milli birlik ve bütünlüğümüz açısından ciddi probtem- lerin ortaya çıkabileceği" söylenıyor. Tam tersine, çocuklanmızı temel eği- timde ikili bir eğıtıme sokacak bu tasa- n yasalaşırsa asıl o zaman ulusal bütün- lük ve birlik zedelenir. Gerekçesinde belirtildiği gibi tasan bir boşluğu doldurmuyor, güç kazanıl- mış bir bütünlüğü bozuyor. Her çocuk, ailesinde aldığına ek olarak ilköğreti- min 4. sınıfindan başlayıp 8. smıfin so- nuna kadar haftada 2 saat zorunlu "Din Külrürü ve Ahlak BügBİ" dersi okumak- tadır. Başta çocuğun kendisi daha çok din- sel bilgi almak, o dalda ilerlemek isti- yorsa, ilköğretimi bitirmek zorundadır. 8 yıllık kesintisiz eğitimin en büyük ka- zanımlanndan biri, çocuğun meslek se- çiminı kendisinin yapmasıdır. Bu tasan ile başlangıçta olduğu gibi çocuklar ai- lelerinin zoruyla yönlendirilmiş olmak- tadır. 4306 sayıh 8 Yıllık Kesintisiz Zorun- lu Eğitim Yasası'nın 4. maddesi "İlköğ- retimin son ders yılmın ikinci yansında öğrencflere,ortaöğretimdedevam edebt- lecek okul programlannın hangi mes- leklerin yolunu açabiieceği ve bu mes- leklerin kendilerine sağiayacağı yaşam standardı konusunda tanıöcı bugiler ver- mek üzere rehberlik servislerince gerek- li çahşmalar yapıhr" der. Bu da yeterli görülmez, çoğu liselerimizin önünde ha- zırlık sınıfı vardır. Gelişmiş, çağdaş ül- kelerde meslek seçimi ortaöğretimin so- nuna doğru yapılır. En son meslek seçi- mi yükseköğrenimde olur. Ulusça 24 yıllık gecikmeyle ve uzun tartışmalarla çocuklanmıza kazandırdı- ğımız 8 yıllık kesintisiz eğitim daha mey- velerini vermeden gölgelemek doğru değildir. Sayın Ecevit'in 1974'te imam- hatiplerin orta bölümlerinin açılmasın- da, öğretmen okullannın kapanıp düz liseye dönüştürülmesindekı yanılgılan eğitimcilertarafındanunutulmadı. Şim- di o yanılgılara bir yenisi eklenmek üze- re. Sayın Ecevit bindiği dalı kesiyor, dün yaptiğmı bugün yıkıyor. Sayın Ecevit'in 8 yıllık kesintisiz eği- timin yasalaşmasında büyük emeği ge- çen Sayın Hikmet Lluğbav'ı sağ parti- ler istedi diye Milli Eğitim Bakanlı- ğı'ndan uzaklaştırması da doğru olma- mıştir. SaymUluğbay'ınherkesiüzün- tüye boğan canına kıyma olayında, 8 yıl- lık eğitimin kesintisizliğine karşı çıkan kimi çevreler "Aliah 8 yriın ahını akta" demişlerdir. Bu çevTelerin nasıl bir ruh durumu içinde olduklannın kanıtıdırbu sözler. Fazilet Partisi yöneticileri genel seçimlerin propagandası sırasında ikti- dara geldiklerinde 8 yıllık kesintisiz eği- time son vereceklerini söylemıştir.(*} Laiklikten ve öğretim bırliğinden ve- rilecek ödünler yeni ödünleri getirir. Za- rarlan hemen değil zamanla ortaya çı- kar. CHP, TBMM'de olamasa bile, duyar- lı demokratık kitle örgütleriyle birlikte sekiz yıllık kesintisiz eğitimin bütünlü- ğüne sahip çıkacaktir. Anayasaya yasa- lara ve eğitbilim ilkelerine aykın bu ta- san yasalaşırsa iptali için her türlü hu- kuksal savaşımı verecektir. Laikliği, öğ- retim Birliği'ni sonuna kadar savuna- caktir. • Bahnız: Mayıs 1999 Cumhuriyet, Seçimler ve 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim. ARADA BİR TEVFİK UNAYDEV Agrı Dagı Efsanesi Opera Konseri'nin Ardından Çocukluğumdan beri görmeyi çok arzuladığım ta- rihi yapıtlardan biri "Ishak Paşa Sarayı" idi. 4 Tem- muz pazar günü sarayda düzenlenen "Ağn Dağı Ef- sanesi Opera Konseri" bana bu olanağı unutama- yacağım görkemli bir ortam içerısınde sağladı. Her şeyden önce, geleceğe yönelik amaçlarla başlatılan, övülmeye değer bu büyük girişimi ger- çekleştirenlen eo içten duygularla ^uttamâk ge«fe*»-> kir. Operaya konu olan yaprta en uygun ortamda dü- zenlenen ve dinleyicıye söylenceyi (efsaneyi) yaşa- tan bir müzikle mükemmelleşen bu etkinlik beş yü- zü aşkın dinleyiciyi adeta buyüledi ve bizlere cum- hurbaşkanımızın geçen yıl Ankara'da verilen bir konserde "Işte çağdaş Türkiye" dedirten coşkuyu tattırdı. Atatürk'ün avlu duvanna asılı büyük posterinden izlediği konserin müzik şöleni olmasının ötesinde, etkinliğin gelecek yıllarda bir sanat ve kültür şenli- ği olarak sürdürülecek olması bizler için ayn bir kı- vanç ve gurur kaynağı oluşturdu. Boyle bir etkinlik kuşkusuz ülkemize güzel bir tanıtım olanağı sağla- yacak, bölgenin şimdiki toplumsal ve kültürel yapı- sına önemli katkıda bulunacak ve bence, Türki- ye'nin Doğu ile Batı arasında oluşturduğunu her vesıle ile vurguladığımız köprünün Doğu ayağına çok yönlü sağlam bir harç katacaktır. Ülkemizin Doğu bölgelerinin kalkınma yönünden pek de şanslı ol- madığını hepimiz biliyoruz. Ishak Paşa Sarayı'nda her yıl düzenlenecek sanatsal ve kültürel etkinlik- ler, hükümetimizın Doğu'nun kalkınması için girişe- ceği çabalar çerçevesınde de büyük değer taşıya- caktır. Festivale dönüşturülecek bu girişim Doğu- bayazıt'ı bir çekim odağı haline getirecek, ülke için- den ve dışından festivallere geleceklerte bölgeye bir- çok yönden canlılık kazandıracaktır. Böyle bir girişimın kalıcı ve daha çekici olması için yerel bazı eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Is- hak Paşa Sarayı kısmen restore edilmiş. Ancak, bu alanda uzman olmayan yerel birfirmaya verilen res- torasyon işi pek başarılı olmamış, yapılanlar asiına uygun olmaktan çok, onanm niteliğinde olmuştur. Şimdiki durumun olanaklar çerçevesinde düzeltil- •mesi, geri kalan işlerin derestorasyorianlayışına uy- gun bir şekilde yapılması, aynca saray çevresinin düzenlenmesi gerekmektedir. Çok dönemeçli ve dik olan saraya gidiş yolunun daha bakımlı ve bir ölçüde düz ve geniş duruma getirilmesi saraya araçla gidişi bir hayli kolaylaştıracaktır. Doğubaya- zrt'taki otel sayısı ve düzeyi bugünkü durumu kar- şılayabılecek kapasitede olmakla beraber, gerek şimdiki durumun düzeltilmesi, gerekse ileride dü- zenlenecek etkinliklerin yaratacağı potansiyel ne- deniyle yetersiz kalacak şimdiki olanaklann gelişti- rilmesi yarariı olacaktır. Bunlann dışında, olanakla- Q çok kısıtlı bir yörede ilk defa düzenlenen bu et- gnlikte görülen ufak tefek bazı aksaklıklann bun- pan sonrakilerde yinelenmemesi için dikkat göste- ^mesi, gösterilerin başarısına gölge düşmemesi jpnünden önem taşımaktadır. " Fikir ve girişim olarak büyüklük taşıyan "Ağn Da- ı Efsanesi Opera Konseri", düzeltilmesi ve iyileş- jrilmesi gereken bazı hususlara karşın son derece aşarılı olmuş ve "Ishak Paşa Sarayı "nda bundan Syle düzenlenecek etkinlikler için çok değerli ve üven verici bir örnek oluşturmuştur. Uluslararası oyutunun yanı sıra. etkinlikler yörenin her yönden lkınması için büyük yarar sağlayacaktır f 4 Temmuz etkınliğinde, saray avlusunun duvan- ga asılı posterinden gösteriyi ve bizleri izleyen Ata- ffirk, arzuladığı çağdaş Türkiye yolunda bir pınltı oluş- Çjran böyle güzel bir etkinliğin gerçekleştirilmiş ol- yiasından kuşkusuz büyük bir mutluluk duymuş, et- çnliği başanyia gerçekleştirenleri sevgi ve gururla ^ucaklamıştır. Vergi Reformu Gerekli Prof. Dr. BEDÜ N. FEYZtOĞLU Toplumsal Saydamlık Hareketi Dernegi Onur Başkanı • • lkemizdemodernanlamdaver- U gi reformu ilk olarak 1949-50 yıllannda Prof. Netımark ile hesap uzmanı AB Alaybey'in, Gelirler Genel Müdürü Ferit Melen'in gayretleriyle Halk Partisi tarafından gerçekleştırilmiştir. ikinci önemli reform Kurucu Meclis döneminde, ge- lir, kurumlar vergilerinde yapılan ve zirai ka- zançlan da ilk kez gelir vergisi kapsamı içi- ne alan değişikliklerle gerçekleştirilmiştir. Bundan sonraki yıllarda en önemli reform bir- kaç dolayh vergi yerine, katma değer vergi- sinin kabulüyle yapılmıştır. 1984'te gerçek- leştirilen bu değişiklikten beri son kez yapı- lan ve bazı gruplarca eleştirilen vergi deği- şiklikleri günün önemli tartışma konusu ol- maktadır. Eski Maliye Bakanı Sayın Temizel bu de- ğişiklikleri inançla savunmaktadır. Konu vergi kuramı (teorisi) bakımından ele ahndığında aşağıdaki görüşleri belirtmek gerekir: Bir ülkede adalet ve hakkaniyete uygun bir vergi ahnabilmesi için o ülkede yapılan her türlü mal ve hizmet hareketlerinin bilin- mesi hiç kimsenin veya hiçbirkurumun, eko- nomik sonuç doğuran bir işlemin açıkta kal- maması gerekir. Diğer bir deyimle ülkedeki her çeşit işle- min kayıtlara geçmiş olması yani kayıt dışı vergi doğurucu hiçbir işlemin meydana gel- memesi gerekir. Bunun vergi uygulamasın- da herkesin (gerçek ve tüzel kişilerin) her yıl bütün gelirlerini vergi idaresine bildirmesi, bunun için de her yıl gelir ve servet beyan- namesi vermesi gerekir. Aksi takdirde yıl içinde oluşan gelir ve servet değışikliklerini öğrenmek ve adil bir vergi sistemine ulaşmak olanaksızdır. Bu nedenle Sayın eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel' in ulaşmak istedi- ği amaca erişmek mümkün olmayacaktır. Temizel'in öngördüğü vergi reformunda önce gelir tarifi değiştirilmiştir. Eski kanun- da önceden sayılan yedi çeşit kazanca ekle- nen sair gelir ve kazançlar yerine, gejir ve sçr- vette husule gelen her türlü artışı gelir ola- rak kabuJLetimştir. Bu suretle asü önemli de- ğişikîik ve vergi matrahınm genişlemesi bu hükümle olmuştur. Bu suretle bir anlamda ser- vet vergisini doğuracak yol açılmış obnak- tadır. llgililerin asıl itirazı yeni kanunda gelir ta- nımının bu kadar geniş tutulması olmuştur. Istenilen, eskisi gibi gelir unsurlannın teker teker belirtilmesidir. Bu nedenle ikinci önem- li itiraz yeni kanunda (4369) belli bir tarihte (mali milatta) bir anlamda servet beyanının istenmiş olmasıdır. Vergi sistemimizde servet beyanı usulü iki kez kanunlaşmış fakat hiçbiri de tam anla- mıyla uygulanamamıştır. İlk kez alınan ser- vet beyannameleri herhangi bir incelemeye tabi tutulmadan iade edilmiş, ikinci defa uy- gulamaya konulan servet beyanı Turgut Ozal'ın ilk Maliye Bakanı Vural Anluuı ta- rafından kaldınlmıştır. O tarihten beri gelir vergisi sisteminin ta- mamlanmasmda çok faydalı ve gerekli olan servet beyanı usulü unutulmuştur. Ülkemiz- de 4369 nolu bu kanunun (mali milat) hük- mü bir anlamda servet beyanını da içerdiği için işadamlan tarafından tenkit edilmekte- dir. Menkul kıymetlerin vergilendirilmesinde beyan usulü yerine, (kaynakta tevkif) stopaj kesilmesi usulünün kabul edilmemiş olması 4369 nolu kanuna yapılan itirazlann belki hak- lı görülecek taraflanndan biridir. Verginin tahsilatının, kısmen gelirin sağ- landığı yıl içinde yapılmasını öngören (ge- çici verginin) üç aylık süreler yerine, altışar aylık beyan ve tahsil edilmesi için kanunda belirtilen oranlarda esneklik sağlanması ye- rinde olur. Emlak vergisinde gerçek alım satun bede- linin her yıl yüksek oranda arttınlarak tespi- ti usulü, bu vergi yükünü fazlaca ağırlaştır- maktadîr:™" * Gerek emlak vergisinin gerek telifkazanç- lannın vergilendirilmesi hükümlerinde 4369 nolu kanunda degişiklik yapılması kabul edi- lebilir. KDV oranlannda bazı indirimler ya- pıhnası hususu, hükümet programında da be- lirtildiği üzere uygun görülebilir. Son olarak ülkedeki enflasyonun asıl ne- deninin büyük bütçe ve Hazine açıklan ol- duğu kadar, vergi sisteminde de dolayh ver- gilere dolaysız vergilerden daha fazla bel bağlanmasıdır. Halkın büyük tüketim mad- deleri fiyatlannda devamlı arttirma yapılma- sı da bu tutumun açık belirtisidir. Vergi reformuna bu derece hücum edilme- sinin nedeni, ülkedeki ekonomik bunalımın özellikle vergi reformundan kaynaklandığı- nın sanılmasıdır. Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in vergi reformunun talihsizliği, dünyadaki ge- nel ekonomi bunalımının ülkemize bulaştı- ğı bir döneme rastlamış olmasıdır. Aslında bazı düzeltmelerle gelirlerin tümünü kapsa- yan vergi reformunun sadece eleştirme ye- rine, takdir edilecek yönleri de bulunduğu ka- bul ve teslim edihnelidir. PENCERE 82 Anayasası Neden Değişiyor?.. 82 Anayasası '12 Eylül faşizmi'rim baskılanyla halka onaylatılmış bir anayasa değil mi!.. 1961 Anayasası kuşa çevrildi, demokratik içe- riğinden soyutlandı... 82 Anayasası ortaya çıktı. Hukukçular, liberal politikacılar, sosyalistler, sol- cular, profesörler, özgüriükçü yazariar, demokrat siyasetçiler, az buçuk aklı başında bulunan herkes yıllardan beri 82 Anayasası'ndan yakınır... 82'den bu yana kaç yıl geçti?.. Kaç hükümet değişti?.. Kaç koalisyon kuruldu?.. Kaç koalisyon bozuldu?.. .": Beş kez seçim yapıldı.. Meclis kaç kez doldu?.. Kaç kez böşladı?.. Milletvekilleri geldiler.. Milletvekilleri gittiler.. Başbakanlar geldiler.. Gittiler.. 12 Eylül Anayasası antidemokratik içeriğiyle ol- duğu yerde duruyor. • Gazeteler kaç günden beri yazıyorlar "Anayasa değişecek..." Güzel haber... Çünkü bu ülkenin demokrasiye kavuşabilmesi için 82 Anayasası'nın değıştırilmesi gerekiyon bu yolda daha önce çalışmalar yapıldı, tasanmlar ha- zırlandı, belgeler yayımlandı, her şey hazır... Ancak Ecevit'in başbakanlığında kurulan 57'nci hükümetin 82 Anayasası'nı değiştirmek için par- tileri işbiriiğine çağırmasının nedeni demokrasi ve özgüriükler değil... 82 Anayasası iki konuda değıştirilecekmiş: Birincisi tahkim.. : ; - : Ikincisi özelleştirme.. ' * DSP lideri Ecevit, bu yolda öncülüğü ele almış, bütün partilerden destek istiyor. Anayasadaki yargı düzeni delinecek, çünkü ya- bancı şirketler böyle istiyoriar.. Anayasadaki devletçilik ilkesi delinecek, çünkü özelleştirme yağmasına engel oluyor.. Kim bu işin başını çekiyor?.. Karaoğlan!.. * 82'den bu yana kaç yıl geçti?.. On yedi yıl!.. Kaç hükümet değişti?.. Kaç koalisyon kurul- du?.. Kaç koalisyon bozuldu?.. Beş genel seçim yapıldı?. Meclis beş kez dolup boşaldı. Milletve- killeri geldiler, milletvekilleri gittiler, başbakanlar geldiler, başbakanlar gittiler... 12 Eylül'ün düzenlediği 82 Anayasası antidemok- ratik içeriğiyle duruyor... Sonunda Ecevit geldi.. Karaoğlan!.. . • • <t * '• " ' T ' Düş mü görüyoruz?.. _;'' • Gerçek mi?.. ^ (. , ' ^ .- 82 Anayasası'nın bütün aniidemokratik maçf-, deleri yerii yerinde kalacak; ama, yargı bağımsı'z-' lığı delinecek, özelleştirme yağmasının önünü aç- mak için devletçilik ilkesinin üstüne çarpı işareti ko- nacak... Karaoğlan bu amaca ulaşmak için mi bir ömür boyu politikada direndi?.. -< İ L A N -- • •.. • T.C. KADIKÖY AHKÂMIŞAHSÎYE DAVALAREVA BAKMAKLA GÖREVTJ ÎKİNCİSULH HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1999/29 Vesayet Kantarcı Rıza Sk. Kaya apt. No: 15 D: 1 Kadı- köy adresinde ikâmet eden Şerif oğlu, 1339 do- ğumlu, Mehmet Necmi Sayman. MK'nin 355. maddesi gereğince vesayet altına almarak, kendisi- ne aynı yerde ikâmet eden, 1937 doğumlu eşi Nu- ran Sayman vasi tayin edilmiştir. • -., Keyfiyet ilan olunur. Basın: 34851 . . . . TOPRAKLARIMIZI KADERİNE TERKETMEYİN! (0 212) 249 64 64
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle