Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
8 Yıllık Eğitime Kuran Kursu Gölgesi...
Mustafa GAZALCI CHP MYK
1
8 Nısan 1999 Genel Seçımle-
ri sonucunda DSP, MHP,
ANAP ortaklığında kurulan
57. hükümet, haziran başında
güvenoyu aldı ve çalışan ke-
simlerin yıllardır kazanılmış
ekonomık, demokratık haklannı buda-
yan yasa taslaklannı ardı ardına
TBMM'ye göndermekle işe başladı.
Bir yandan reform adıyla hazırladıgı
u
sosyal güveniik" tasansıyla, pnm öde-
me, sağlık hızmetlerinden yararlanma,
emekli olma sürelerini uzatıyor, öte yan-
dan sürekli zam ve pahalılıkta bunalnuş
memura ve emekliye 6 aylık yüzde 20
düşük ücret artışını yeterlı görüyor. Bir
yandan laık devlet yerine açıkça şeriat
devleti kurmak isteyenlere, "hocaefen-
di"lere hoşgörü ile bakıyor, öte yandan
ögretim birliğini, 8 yıllık kesıntisiz eği-
timın bütûnlüğünü bozan tasanyı hazır-
lıyor, komisyonlarda ivedılikle kabul
ediyor.
Bunlarla da yetinmeyip ulusal ve sos-
yal devleti zedeleyen "Özelleştirme-
Uluslararası Tahkimi" anayasaya koya-
rak, yüz yıldan fazla devlet geleneği-
rnizde yeri olan Danıştay'ı bu konudadev-
reden çıkarmak ıstiyor.
Uzun bir toplumsal savaşım sonucun-
da 18 Ağustos 1997 tarihmde yasalaşan
8 Yıllık Kesintisiz Zorunlu Eğitim, hü-
kûmetın 14 Temmuz 1999 tarihınde Mec-
hs'egönderdığı "DiyanettşleriBaşkan-
hgı Kuruluş ve Görev leri Hakkında Ka-
nuna Ek Madde Eklenmesine Dair Ka-
nun Tasansı" ile kesıntiye uğratilmak-
tadır. Bu tasanyla yeniden başa dönül-
nfektedır. Sanki 8 yıllık kesintisiz eği-
tim 24 yıl gecikmeyle, uzun tartışmalar
sonucunda gelmemiş, sokak gösterileri
olmamış gibi... Delmek ıçin çıkanlan
yönetmelik değışikliklerini, genelgele-
Üyesi, Eğit-Der Genel Bşk.
ri Danıştay bozmamış gibı...
" tlköğretimin 5. suıınnı bitirenler için
yaz Kuran kurslan açmayı öneren" bu
tasan:
anayasanın 42. maddesinde belirtilen,
eğıtımin "Atatürk ilketeri ve inkılapian
doğnıltusunda çağdaş bilim ve eğtâm
esaslarma" göre yapılması anlayışına,
yıne anayasanın 42. müddesinde be-
lirtilen eğıtımin "Atatürk Ukeieri ve in-
kılaplan dogrultusunda çağdaş bilim ve
eğitim esaslanna" göre yapılması anla-
yışına,
1739 sayıh Milli Eğitim Temel Yasa-
sı'nın 2. maddesinde belirtilen eğitimin
"hür ve bifimsel" yapılması anlayışına,
4306 sayıh 8 Yıllık Kesintisiz Zorun-
lu Eğitim Yasası'nın 4. maddesinde be-
lirtilen rehberlik ve yönlendirme çahş-
malannın 8. smıfin ikinci yansında ola-
cağı anlayışına,
Danıştay'ın 27 Ocak 1998 tarihlı "Ö-
köğretim çocuklan ancak 8. sınıfı bitir-
dikten sonra Kuran kursuna gidebilir"
karanna aykındır.
Danıştay Dava Daireleri Kurulu'nun
aynı amacı taşıyan Kuran Kurslan Yö-
netmelik Değişikliği karan aynen şöy-
ledir:
"Yönetmetikle yapılan bu değişikHk-
le ilköğretimin 5. sınıfını tamamlamış
olanlar tanımına yer verümekte, bövle-
ce yukanda anılan 8 Yıllık Kesintisiz Eği-
tim Yasası'na açıkça aykın bir ilke ka-
bul edilmiş olmakUdır. Zira, 8 YıllıkZo-
runlu Eğitim YasasTnın cıkanlmasffiin
amaa, kamuoyunca da bilindigj üzere
pozîtif bilimleri yeterince öğrenmemjş,
çağdaş eğhinıi tamamlamamış küçük-
lere, henfiz biBnçlenmeden teokratik eği-
tim verilmesinin, pedagojik ve psikoiojik
mahzurlann giderilmesi ve Tevhid-i Ted-
risat KanumTnun öngördüğü eğitimde
birüğin sağiamnasıdır.'" '.;
Anayasaya, yasalara, Danıştay karar-
lanna bu denli açık bir yasal düzenleme
her şeye karşın Meclis'ten geçerse ne
olur? Once devletin başında bulunan Sa-
yın Cumhurbaşkanı 'nın bu yasayı onay-
lamaması ya da Anayasa Mahkemesi'ne
göndermesi umulur.
17 Temmuz 1999 tarihinde CHP Ge-
nel Başkanı Attan Öymen ve MYK, Sa-
yın Cumhurifaşkanı'nı ziyaretimızde,
Sayın Altan Oymen konuyu dile gerir-
miş, CHP'nın kaygısını anlatmıştır. Ay-
nlırken kapıda "Saym Cumhurbaşkannn,
8yıflık eğitimin bütünlüğüne sahipçıkın,
dekürtmeyiniz" dedım, Sayın Cumhur-
başkanı "Sahibiyiz, meraketmevin'' de-
di. Umanz, dediği gibi olur.
Tûrkiye bir hukuk devletidir. Yasal
düzenleme çıksa bile mahkemeye gidi-
lerek. oradan da Anayasa Mahkemesi'ne
gitme olanağı vardır. Ama bütün bunla-
ra gerek olmadan hükümet bu tasanyı ge-
ri çekmelidir. Tasan 16.7.1999 tarihin-
de Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşü-
lürken başta FP'liler olmak üzere kimı
milletvekilleri, çocuğun Kuran kursu-
na, ilköğretime başlar başlamaz gitme-
sini savunmuşlardır. Hükümet ortakla-
nnın aralannda tartışmalanndan sonra
tasan geldiğı gibi komısyondan geçmiş-
tir. Niyet açıkur. Osmanlı'dakı gıbı ilköğ-
retimin ilk sınıfindan başlayarak ikili bir
eğitim getirmektir.
Tasan bu biçimiyle öıtülü 5+3'tür. Bir
geriye dönüştür bu! Isteğe bağlı olma-
sı, yaz aylannda yapılması, durumu de-
ğiştirmez. Temel eğitim, adı üzerinde
temel ve zorunlu eğitimdir. Herkesin ay-
nı program birlığı içınde eğitılmesi te-
meldir. Isteyenlerin ayn eğitim alması te-
mel eğitimde olmaz. Onun için zorun-
ludur. Devletin bu eğitimi parasız, bilım-
sel verme yükümlülüğü vardır, yurttaş
da temel eğıtimden geçmezse birçok
hakkını kullanamaz.
Tasanda ileri sürüldüğü gibi konu
"halkımızın dinsd inanç ve kanaatieri-
ni güvence altına alma" değildir. Konu,
21. yüzyılın eşığınde çocuklanmızı,
gençlerimizi çağdaş ve bilimsel eğitim-
den geçirme ya da geçirmemedir. Yine
tasannın gerekçesinde "din eğitimi ve
öğretimi ihtivacının kanuni ve resmiyoi-
lardan gjderilnıesi haünde milli birlik ve
bütünlüğümüz açısından ciddi probtem-
lerin ortaya çıkabileceği" söylenıyor.
Tam tersine, çocuklanmızı temel eği-
timde ikili bir eğıtıme sokacak bu tasa-
n yasalaşırsa asıl o zaman ulusal bütün-
lük ve birlik zedelenir.
Gerekçesinde belirtildiği gibi tasan
bir boşluğu doldurmuyor, güç kazanıl-
mış bir bütünlüğü bozuyor. Her çocuk,
ailesinde aldığına ek olarak ilköğreti-
min 4. sınıfindan başlayıp 8. smıfin so-
nuna kadar haftada 2 saat zorunlu "Din
Külrürü ve Ahlak BügBİ" dersi okumak-
tadır. Başta çocuğun kendisi daha çok din-
sel bilgi almak, o dalda ilerlemek isti-
yorsa, ilköğretimi bitirmek zorundadır.
8 yıllık kesintisiz eğitimin en büyük ka-
zanımlanndan biri, çocuğun meslek se-
çiminı kendisinin yapmasıdır. Bu tasan
ile başlangıçta olduğu gibi çocuklar ai-
lelerinin zoruyla yönlendirilmiş olmak-
tadır.
4306 sayıh 8 Yıllık Kesintisiz Zorun-
lu Eğitim Yasası'nın 4. maddesi "İlköğ-
retimin son ders yılmın ikinci yansında
öğrencflere,ortaöğretimdedevam edebt-
lecek okul programlannın hangi mes-
leklerin yolunu açabiieceği ve bu mes-
leklerin kendilerine sağiayacağı yaşam
standardı konusunda tanıöcı bugiler ver-
mek üzere rehberlik servislerince gerek-
li çahşmalar yapıhr" der. Bu da yeterli
görülmez, çoğu liselerimizin önünde ha-
zırlık sınıfı vardır. Gelişmiş, çağdaş ül-
kelerde meslek seçimi ortaöğretimin so-
nuna doğru yapılır. En son meslek seçi-
mi yükseköğrenimde olur.
Ulusça 24 yıllık gecikmeyle ve uzun
tartışmalarla çocuklanmıza kazandırdı-
ğımız 8 yıllık kesintisiz eğitim daha mey-
velerini vermeden gölgelemek doğru
değildir. Sayın Ecevit'in 1974'te imam-
hatiplerin orta bölümlerinin açılmasın-
da, öğretmen okullannın kapanıp düz
liseye dönüştürülmesindekı yanılgılan
eğitimcilertarafındanunutulmadı. Şim-
di o yanılgılara bir yenisi eklenmek üze-
re. Sayın Ecevit bindiği dalı kesiyor, dün
yaptiğmı bugün yıkıyor.
Sayın Ecevit'in 8 yıllık kesintisiz eği-
timin yasalaşmasında büyük emeği ge-
çen Sayın Hikmet Lluğbav'ı sağ parti-
ler istedi diye Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'ndan uzaklaştırması da doğru olma-
mıştir. SaymUluğbay'ınherkesiüzün-
tüye boğan canına kıyma olayında, 8 yıl-
lık eğitimin kesintisizliğine karşı çıkan
kimi çevreler "Aliah 8 yriın ahını akta"
demişlerdir. Bu çevTelerin nasıl bir ruh
durumu içinde olduklannın kanıtıdırbu
sözler. Fazilet Partisi yöneticileri genel
seçimlerin propagandası sırasında ikti-
dara geldiklerinde 8 yıllık kesintisiz eği-
time son vereceklerini söylemıştir.(*}
Laiklikten ve öğretim bırliğinden ve-
rilecek ödünler yeni ödünleri getirir. Za-
rarlan hemen değil zamanla ortaya çı-
kar.
CHP, TBMM'de olamasa bile, duyar-
lı demokratık kitle örgütleriyle birlikte
sekiz yıllık kesintisiz eğitimin bütünlü-
ğüne sahip çıkacaktir. Anayasaya yasa-
lara ve eğitbilim ilkelerine aykın bu ta-
san yasalaşırsa iptali için her türlü hu-
kuksal savaşımı verecektir. Laikliği, öğ-
retim Birliği'ni sonuna kadar savuna-
caktir.
• Bahnız: Mayıs 1999 Cumhuriyet,
Seçimler ve 8 Yıllık Kesintisiz Eğitim.
ARADA BİR
TEVFİK UNAYDEV
Agrı Dagı Efsanesi Opera
Konseri'nin Ardından
Çocukluğumdan beri görmeyi çok arzuladığım ta-
rihi yapıtlardan biri "Ishak Paşa Sarayı" idi. 4 Tem-
muz pazar günü sarayda düzenlenen "Ağn Dağı Ef-
sanesi Opera Konseri" bana bu olanağı unutama-
yacağım görkemli bir ortam içerısınde sağladı.
Her şeyden önce, geleceğe yönelik amaçlarla
başlatılan, övülmeye değer bu büyük girişimi ger-
çekleştirenlen eo içten duygularla ^uttamâk ge«fe*»->
kir. Operaya konu olan yaprta en uygun ortamda dü-
zenlenen ve dinleyicıye söylenceyi (efsaneyi) yaşa-
tan bir müzikle mükemmelleşen bu etkinlik beş yü-
zü aşkın dinleyiciyi adeta buyüledi ve bizlere cum-
hurbaşkanımızın geçen yıl Ankara'da verilen bir
konserde "Işte çağdaş Türkiye" dedirten coşkuyu
tattırdı.
Atatürk'ün avlu duvanna asılı büyük posterinden
izlediği konserin müzik şöleni olmasının ötesinde,
etkinliğin gelecek yıllarda bir sanat ve kültür şenli-
ği olarak sürdürülecek olması bizler için ayn bir kı-
vanç ve gurur kaynağı oluşturdu. Boyle bir etkinlik
kuşkusuz ülkemize güzel bir tanıtım olanağı sağla-
yacak, bölgenin şimdiki toplumsal ve kültürel yapı-
sına önemli katkıda bulunacak ve bence, Türki-
ye'nin Doğu ile Batı arasında oluşturduğunu her
vesıle ile vurguladığımız köprünün Doğu ayağına çok
yönlü sağlam bir harç katacaktır. Ülkemizin Doğu
bölgelerinin kalkınma yönünden pek de şanslı ol-
madığını hepimiz biliyoruz. Ishak Paşa Sarayı'nda
her yıl düzenlenecek sanatsal ve kültürel etkinlik-
ler, hükümetimizın Doğu'nun kalkınması için girişe-
ceği çabalar çerçevesınde de büyük değer taşıya-
caktır. Festivale dönüşturülecek bu girişim Doğu-
bayazıt'ı bir çekim odağı haline getirecek, ülke için-
den ve dışından festivallere geleceklerte bölgeye bir-
çok yönden canlılık kazandıracaktır.
Böyle bir girişimın kalıcı ve daha çekici olması için
yerel bazı eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Is-
hak Paşa Sarayı kısmen restore edilmiş. Ancak, bu
alanda uzman olmayan yerel birfirmaya verilen res-
torasyon işi pek başarılı olmamış, yapılanlar asiına
uygun olmaktan çok, onanm niteliğinde olmuştur.
Şimdiki durumun olanaklar çerçevesinde düzeltil-
•mesi, geri kalan işlerin derestorasyorianlayışına uy-
gun bir şekilde yapılması, aynca saray çevresinin
düzenlenmesi gerekmektedir. Çok dönemeçli ve
dik olan saraya gidiş yolunun daha bakımlı ve bir
ölçüde düz ve geniş duruma getirilmesi saraya
araçla gidişi bir hayli kolaylaştıracaktır. Doğubaya-
zrt'taki otel sayısı ve düzeyi bugünkü durumu kar-
şılayabılecek kapasitede olmakla beraber, gerek
şimdiki durumun düzeltilmesi, gerekse ileride dü-
zenlenecek etkinliklerin yaratacağı potansiyel ne-
deniyle yetersiz kalacak şimdiki olanaklann gelişti-
rilmesi yarariı olacaktır. Bunlann dışında, olanakla-
Q çok kısıtlı bir yörede ilk defa düzenlenen bu et-
gnlikte görülen ufak tefek bazı aksaklıklann bun-
pan sonrakilerde yinelenmemesi için dikkat göste-
^mesi, gösterilerin başarısına gölge düşmemesi
jpnünden önem taşımaktadır.
" Fikir ve girişim olarak büyüklük taşıyan "Ağn Da-
ı Efsanesi Opera Konseri", düzeltilmesi ve iyileş-
jrilmesi gereken bazı hususlara karşın son derece
aşarılı olmuş ve "Ishak Paşa Sarayı "nda bundan
Syle düzenlenecek etkinlikler için çok değerli ve
üven verici bir örnek oluşturmuştur. Uluslararası
oyutunun yanı sıra. etkinlikler yörenin her yönden
lkınması için büyük yarar sağlayacaktır
f 4 Temmuz etkınliğinde, saray avlusunun duvan-
ga asılı posterinden gösteriyi ve bizleri izleyen Ata-
ffirk, arzuladığı çağdaş Türkiye yolunda bir pınltı oluş-
Çjran böyle güzel bir etkinliğin gerçekleştirilmiş ol-
yiasından kuşkusuz büyük bir mutluluk duymuş, et-
çnliği başanyia gerçekleştirenleri sevgi ve gururla
^ucaklamıştır.
Vergi Reformu Gerekli
Prof. Dr. BEDÜ N. FEYZtOĞLU
Toplumsal Saydamlık Hareketi Dernegi Onur Başkanı
• • lkemizdemodernanlamdaver-
U
gi reformu ilk olarak 1949-50
yıllannda Prof. Netımark ile
hesap uzmanı AB Alaybey'in,
Gelirler Genel Müdürü Ferit
Melen'in gayretleriyle Halk
Partisi tarafından gerçekleştırilmiştir. ikinci
önemli reform Kurucu Meclis döneminde, ge-
lir, kurumlar vergilerinde yapılan ve zirai ka-
zançlan da ilk kez gelir vergisi kapsamı içi-
ne alan değişikliklerle gerçekleştirilmiştir.
Bundan sonraki yıllarda en önemli reform bir-
kaç dolayh vergi yerine, katma değer vergi-
sinin kabulüyle yapılmıştır. 1984'te gerçek-
leştirilen bu değişiklikten beri son kez yapı-
lan ve bazı gruplarca eleştirilen vergi deği-
şiklikleri günün önemli tartışma konusu ol-
maktadır.
Eski Maliye Bakanı Sayın Temizel bu de-
ğişiklikleri inançla savunmaktadır.
Konu vergi kuramı (teorisi) bakımından
ele ahndığında aşağıdaki görüşleri belirtmek
gerekir:
Bir ülkede adalet ve hakkaniyete uygun
bir vergi ahnabilmesi için o ülkede yapılan
her türlü mal ve hizmet hareketlerinin bilin-
mesi hiç kimsenin veya hiçbirkurumun, eko-
nomik sonuç doğuran bir işlemin açıkta kal-
maması gerekir.
Diğer bir deyimle ülkedeki her çeşit işle-
min kayıtlara geçmiş olması yani kayıt dışı
vergi doğurucu hiçbir işlemin meydana gel-
memesi gerekir. Bunun vergi uygulamasın-
da herkesin (gerçek ve tüzel kişilerin) her yıl
bütün gelirlerini vergi idaresine bildirmesi,
bunun için de her yıl gelir ve servet beyan-
namesi vermesi gerekir. Aksi takdirde yıl
içinde oluşan gelir ve servet değışikliklerini
öğrenmek ve adil bir vergi sistemine ulaşmak
olanaksızdır. Bu nedenle Sayın eski Maliye
Bakanı Zekeriya Temizel' in ulaşmak istedi-
ği amaca erişmek mümkün olmayacaktır.
Temizel'in öngördüğü vergi reformunda
önce gelir tarifi değiştirilmiştir. Eski kanun-
da önceden sayılan yedi çeşit kazanca ekle-
nen sair gelir ve kazançlar yerine, gejir ve sçr-
vette husule gelen her türlü artışı gelir ola-
rak kabuJLetimştir. Bu suretle asü önemli de-
ğişikîik ve vergi matrahınm genişlemesi bu
hükümle olmuştur. Bu suretle bir anlamda ser-
vet vergisini doğuracak yol açılmış obnak-
tadır.
llgililerin asıl itirazı yeni kanunda gelir ta-
nımının bu kadar geniş tutulması olmuştur.
Istenilen, eskisi gibi gelir unsurlannın teker
teker belirtilmesidir. Bu nedenle ikinci önem-
li itiraz yeni kanunda (4369) belli bir tarihte
(mali milatta) bir anlamda servet beyanının
istenmiş olmasıdır.
Vergi sistemimizde servet beyanı usulü iki
kez kanunlaşmış fakat hiçbiri de tam anla-
mıyla uygulanamamıştır. İlk kez alınan ser-
vet beyannameleri herhangi bir incelemeye
tabi tutulmadan iade edilmiş, ikinci defa uy-
gulamaya konulan servet beyanı Turgut
Ozal'ın ilk Maliye Bakanı Vural Anluuı ta-
rafından kaldınlmıştır.
O tarihten beri gelir vergisi sisteminin ta-
mamlanmasmda çok faydalı ve gerekli olan
servet beyanı usulü unutulmuştur. Ülkemiz-
de 4369 nolu bu kanunun (mali milat) hük-
mü bir anlamda servet beyanını da içerdiği
için işadamlan tarafından tenkit edilmekte-
dir.
Menkul kıymetlerin vergilendirilmesinde
beyan usulü yerine, (kaynakta tevkif) stopaj
kesilmesi usulünün kabul edilmemiş olması
4369 nolu kanuna yapılan itirazlann belki hak-
lı görülecek taraflanndan biridir.
Verginin tahsilatının, kısmen gelirin sağ-
landığı yıl içinde yapılmasını öngören (ge-
çici verginin) üç aylık süreler yerine, altışar
aylık beyan ve tahsil edilmesi için kanunda
belirtilen oranlarda esneklik sağlanması ye-
rinde olur.
Emlak vergisinde gerçek alım satun bede-
linin her yıl yüksek oranda arttınlarak tespi-
ti usulü, bu vergi yükünü fazlaca ağırlaştır-
maktadîr:™" *
Gerek emlak vergisinin gerek telifkazanç-
lannın vergilendirilmesi hükümlerinde 4369
nolu kanunda degişiklik yapılması kabul edi-
lebilir. KDV oranlannda bazı indirimler ya-
pıhnası hususu, hükümet programında da be-
lirtildiği üzere uygun görülebilir.
Son olarak ülkedeki enflasyonun asıl ne-
deninin büyük bütçe ve Hazine açıklan ol-
duğu kadar, vergi sisteminde de dolayh ver-
gilere dolaysız vergilerden daha fazla bel
bağlanmasıdır. Halkın büyük tüketim mad-
deleri fiyatlannda devamlı arttirma yapılma-
sı da bu tutumun açık belirtisidir.
Vergi reformuna bu derece hücum edilme-
sinin nedeni, ülkedeki ekonomik bunalımın
özellikle vergi reformundan kaynaklandığı-
nın sanılmasıdır.
Eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in
vergi reformunun talihsizliği, dünyadaki ge-
nel ekonomi bunalımının ülkemize bulaştı-
ğı bir döneme rastlamış olmasıdır. Aslında
bazı düzeltmelerle gelirlerin tümünü kapsa-
yan vergi reformunun sadece eleştirme ye-
rine, takdir edilecek yönleri de bulunduğu ka-
bul ve teslim edihnelidir.
PENCERE
82 Anayasası
Neden Değişiyor?..
82 Anayasası '12 Eylül faşizmi'rim baskılanyla
halka onaylatılmış bir anayasa değil mi!..
1961 Anayasası kuşa çevrildi, demokratik içe-
riğinden soyutlandı...
82 Anayasası ortaya çıktı.
Hukukçular, liberal politikacılar, sosyalistler, sol-
cular, profesörler, özgüriükçü yazariar, demokrat
siyasetçiler, az buçuk aklı başında bulunan herkes
yıllardan beri 82 Anayasası'ndan yakınır...
82'den bu yana kaç yıl geçti?..
Kaç hükümet değişti?..
Kaç koalisyon kuruldu?..
Kaç koalisyon bozuldu?.. .":
Beş kez seçim yapıldı..
Meclis kaç kez doldu?..
Kaç kez böşladı?..
Milletvekilleri geldiler..
Milletvekilleri gittiler..
Başbakanlar geldiler..
Gittiler..
12 Eylül Anayasası antidemokratik içeriğiyle ol-
duğu yerde duruyor.
•
Gazeteler kaç günden beri yazıyorlar
"Anayasa değişecek..."
Güzel haber...
Çünkü bu ülkenin demokrasiye kavuşabilmesi
için 82 Anayasası'nın değıştırilmesi gerekiyon bu
yolda daha önce çalışmalar yapıldı, tasanmlar ha-
zırlandı, belgeler yayımlandı, her şey hazır...
Ancak Ecevit'in başbakanlığında kurulan 57'nci
hükümetin 82 Anayasası'nı değiştirmek için par-
tileri işbiriiğine çağırmasının nedeni demokrasi ve
özgüriükler değil...
82 Anayasası iki konuda değıştirilecekmiş:
Birincisi tahkim.. : ; - :
Ikincisi özelleştirme.. ' *
DSP lideri Ecevit, bu yolda öncülüğü ele almış,
bütün partilerden destek istiyor.
Anayasadaki yargı düzeni delinecek, çünkü ya-
bancı şirketler böyle istiyoriar..
Anayasadaki devletçilik ilkesi delinecek, çünkü
özelleştirme yağmasına engel oluyor..
Kim bu işin başını çekiyor?..
Karaoğlan!..
*
82'den bu yana kaç yıl geçti?..
On yedi yıl!..
Kaç hükümet değişti?.. Kaç koalisyon kurul-
du?.. Kaç koalisyon bozuldu?.. Beş genel seçim
yapıldı?. Meclis beş kez dolup boşaldı. Milletve-
killeri geldiler, milletvekilleri gittiler, başbakanlar
geldiler, başbakanlar gittiler...
12 Eylül'ün düzenlediği 82 Anayasası antidemok-
ratik içeriğiyle duruyor...
Sonunda Ecevit geldi..
Karaoğlan!.. . • •
<t
* '• " ' T '
Düş mü görüyoruz?.. _;'' •
Gerçek mi?.. ^ (. , ' ^ .-
82 Anayasası'nın bütün aniidemokratik maçf-,
deleri yerii yerinde kalacak; ama, yargı bağımsı'z-'
lığı delinecek, özelleştirme yağmasının önünü aç-
mak için devletçilik ilkesinin üstüne çarpı işareti ko-
nacak...
Karaoğlan bu amaca ulaşmak için mi bir ömür
boyu politikada direndi?..
-< İ L A N -- • •.. •
T.C.
KADIKÖY AHKÂMIŞAHSÎYE
DAVALAREVA BAKMAKLA GÖREVTJ
ÎKİNCİSULH HUKUK MAHKEMESİ
Sayı: 1999/29 Vesayet
Kantarcı Rıza Sk. Kaya apt. No: 15 D: 1 Kadı-
köy adresinde ikâmet eden Şerif oğlu, 1339 do-
ğumlu, Mehmet Necmi Sayman. MK'nin 355.
maddesi gereğince vesayet altına almarak, kendisi-
ne aynı yerde ikâmet eden, 1937 doğumlu eşi Nu-
ran Sayman vasi tayin edilmiştir. • -.,
Keyfiyet ilan olunur.
Basın: 34851 . . . .
TOPRAKLARIMIZI
KADERİNE
TERKETMEYİN!
(0 212) 249 64 64