Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 TEMMUZ 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eren Keskin'e
dava
• İstanbul Haber Servisi -
Insan Haklan Derneği (tHD)
İstanbul Şubesı Başkanı
Avukat Eren Keskin
hakkında "kanunun cürüm
saydığı bir fiili açıkça
övdüğû" gerekçesiyle, 6
aydan 2 yıla kadar hapıs
cezası istemiyle kamu davası
açıldı. Keskin'in 21 Mart
1999tarihindekibasın
açıklaması sırasında
Batman'da güvenlik
gûçleriyle girdikleri silahlı
çatışmada ölü ele geçirilen
terör örgütü üyelerini
kastederek "Bize hayret
edebilirsiniz ama gerillanın
hakkını koruyacağız'"
şeklinde ifade kullandığı
belirtiliyor. Dava Beyoğlu 4.
Asliye Ceza Mahkemesi'nde
görülecek.
Taşkömürü
taşınmazları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Maliye
Bakanlığı'nca hazırlanan ve
Bakanlar Kurulu'nda
benimsenen yasa tasansına
göre, Zonguldak taşkömürü
havzasındaki Hazine'ye ait
taşınmazlar kullanıcılanna
satılacak. Maliye
Bakanhğı'ndan yapılan
yazılı açıklamada, 1986
yılmda çıkanlan yasayla
Zonguldak, Karabük, Bartın
ve Kastamonu'yu kapsayan
taşkömürü havzasındaki
Hazine'ye ait taşmmazlann
kullanımını kazanma hakkı
elde eden yurttaşlara
bedelsiz tescili olanağı
getirildıği, ancak yurttaşlann
büyük çoğunluğunun bu
koşullan taşıdığını
kanıtlayamaması nedenıyle
mülkiyet sorununun
çozülemediğı kaydedıldı. Bu
düzenlemeyle bu
durumdaki yurttaşlara
kullandıklan Hazine
taşınmazlannı emlak
vergisine esas değer
üzerinden satın alma
olanağı getirildiği
bildirildi.
MHP'de başkanlık
kavgası: 3 yaralı
• Dh ARBAKJR
(Curahuriyet) - MHP Genel
Merkezi tarafindan Batman
ll Başkanlığı'na atanan
Yılmaz Bulut ile iki doktor
arkadaşı parti binasmda eski
îl Başkanı Şeyhmuz
Demir'ın yeğenleri
tarafindan dövüldü.
Yaralanan üç kişi hastanede
tedavi altına. iki saldırgan
ise gözaltına alındı.Bulut ve
iki doktor arkadaşı Batman
Devlet Hastanesi'ne
kaldırarak tedavi altına
alındı. tki kamu çahşanının
hangi amaçla bir sıyasi parti
binasında bulunduklan
anlaşılamadı. Saldınyı
geîçekleştiren Bedrettin
Demir polis tarafindan
gözaltına alınırken olayla
ilgili soruşturma sürüyor.
hD13yaşında
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - tnsan Haklan
Derneği'nin 13. kuruluş
yıldönümü Adana'da da
kutlandı. İHD binasında çok
sayıda kişinin katıldığı
kutlama toplantısında
konuşan şube sekreteri
Hüseyin Çapartaş, "tHD.
bundan önce oldugu gıbi
bundan sonra da temel hak
ve özgürlüklerin, fikir ve
düşüncenin savunucusu
olacaktır" dedı. Çapartaş'ın
konuşmasından sonra
Mezopotamya Kültür
Merkezi'nden bir grup
konuklara dınleti sundu.
Açtklama
• ANKARA (AA)-
Tokullar Deri Mamulleri
Sanayi ve Ticaret Şirketi
Yönetım Kurulu Başkanı
Halim Tokul, gazetemizde
önceki gün yayımlanan
'Cemaatler Emniyeti
Kuşattı' başlıklı haberle
ilgili olarak bir açıklama
yaptı. Açıklamada şöyle
denildi: "'Gazetenizde
şirketimiz menfaatlerini v e
imajımızı etkileyecek bir
yazı yer almıştır. Söz konusu
haberde yanlışlıkla 'Hasan
Tokul' adı 'Hasan Tokullar'
olarak kullanılmıştır.
Tokullar Deri Sanayi olarak
Hasan Tokul ya da Hasan
Tokullar isımlı kişiler ile
hıçbir resmi bağlantımız
bulunmamaktadır."
Hükümetin hazırladığı tasan hakkında görüş bildiren ceza hukukçulan uyardı
'Kısmi tleğil genel afANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ceza
hukukçulan, Türkiye'nin temel siyasal so-
rununu çözmek, hukuksal gereksinimi gi-
dermek için öncelikle "düşünce suçlulan-
na af" önerisinde bulundular. Genel affin
geçmişte terör nedeniyle yaşanan büyük
acılan kapatamayacağını, buna karşın acı-
lann tekraryaşanmasını engelleyeceğini be-
lirten avukat Şenal Sanhan, "Türiaye top-
raklan içinde biriikte yaşama isteği sunul-
maktadır. Hükümetin buna kulak vermesi,
buna uygun bir hukuk siyasası geliştirmesi
gerekir'' dedi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk. af ta-
sansı hazırlıklan konusunda. "Çahşmalar
Adalet BakanhgY nda devam edryor. Sanıyo-
rum ki önümüzdeki hafta içerisinde o konu-
da da koalisyon partUerinin genel başkan-
lannı ziyaret ederek. onlara bügi sunma ve
mutabakatlannı alma olanağı doğacakür"
dedi. Türk. pişmanlık yasasına ilişkin soru-
ya,"Evetildsibiriikte. tldaynyasa ama, ay-
nı zamanda bunlan Mecüs'esunmakistiyo-
nız" yanıtını verdi.
Cumhuriyet'in görüşlerine başvurduğu
hukukçulardan Şenal Sanhan. anayasanın
87. maddesinde, 14. maddeye atıfla, bu
madde kapsamında işlenmiş olan ve siyasi
suçlan kapsayan suçlann aftan yararlana-
mayacağını karara bağladığına dikkat çek-
ti. Sanhan. siyasi suçlulan da kapsayan ge-
nel bir af için anayasanın 87. maddesinin
değiştirilmesinin zorunlu olduğunu vurgu-
ladı. Çeteye yardım eylemini düzenleyen
169. madde konusunda af gefirilmesinin
konuşulduğuna işaret eden Sanhan, bunun
da anayasanın 14. maddesı kapsamında bir
suç olduğunu ve 87. madde değiştirilmeden
getirilemeyeceğini söyledi. 14. maddede y-
er alan suçlann devletin ülkesi ve milleti ile
bölünmez bütünlüğünü bozmak. dil, ırk, din
ve mezhep aynmı yaratmak gibi suçlar ol-
duğunu anımsatan Sanhan, "Bugün af bu
suçlar nedeniytegündemdedir. Düşünce öz-
güriüğfinden siyasi örgüdere kadar uzanan
bir çizgide af yasası gerçekkştirilecekse ön-
cetikü olarak yapüması gereken 87. madde-
de değişikliktir" dedı
Genel aftan yararlanacaklann esas olarak
adli suçlular olacağını belirten Sanhan,
"Bunlarsayıca her zaman siyasi suçlulardan
daha fazJa ohnaktadır. Örneğin 3712 sayıh
yasa ile getirikn şartfı sahnmadan 22 bin Id-
şi yararlanmıstı. Bunlardan sadece 1200'ü
terör eytemcisi durumunda niteleniyontu.
Demek ki asıl gereksinim hem adli hem si-
yasi suçlar yönündendir, ağırhklı olarak ad-
li suçlar yönûndedir" görüşünü dile getir-
di.
Avukat HaHt Çelenk de Türkiye'nin dü-
şünce suçlannı da kapsayan bir af yasası-
nın çıkanlmasma gereksmimi olduğunu be-
lirterek. tt
Bu tophunsal uzlaşma ve bansın
sağlanınasuıda etkili oUcaknr" dedi.
Düşünce suçlan ile ilgili olarak yargı aşa-
masında birçok yanlış karar verildiğini,
bunlann bir bölümünün kesinleşmiş oldu-
ğunu kaydeden Çelenk, "Düşünce suçlan-
nm ükeolarakaffedilmesinden yanayım. Te-
rör suçlulan konusunda ise aynm yapmak
gerekir'' dedi.
Aftan yararlanabilecek olanlann af yasa-
sı kapsamma ahnacak maddeler ile belirle-
neceğine işaret eden Halit Çelenk, "312.
maddenm İfikrasuıda yer alan 'Halkı; ırk,
din, mezhep farkhlığı gözeterek kin ve düş-
manlığa açıkça tahrik etme" suçuafkap-
sanu dışmda kabnah,öteki düşünce suçu ni-
tetiğindeki eytemier af kapsamınaahnmah-
dn-"dedi.
PM toplantısında konuşan CHP lideri, partisinin bir Türkiye seferberliği başlatacağını söyledi
Oymen: 8 yıl temelinden sarsdıyor
ANK\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Baş-
kanı Altan Oymen, yaz dö-
nemi Kuran kurslanna iliş-
kin yasa tasansı ile 8 yıllık
temel eğitimin temelinden
sarsıldığını belirterek, "Kuran kurslan konu-
sunda MecBs'teki partilerin hepsi ittifak ha-
linde. Sağ partiler de, sol adını taşıyan diğer
iktidar partisi de" diye konuştu.
Oymen, parti meclisi toplantısının açılışın-
da yaptığı konuşmada, CHP'nin bir Türkiye
seferberliği başlatacağını ve tüm PM üyele-
nnin de bu çalışmada yer alacağını söyledi.
Öymen, PM toplantısında ilk kez partinin
malı bilançosunun üyelere dağıtılacağını ve
CHP'nin bu konularda şeffaf davranacağını
vurguladı.
Hükümetin emeğin hakkı ile ilgili sınırla-
rnalara "insafsızca" devam ettiğini kaydeden
Ûymen, sosyal güvenlik yasa tasansının iş-
verenler dahil herkes tarafindan eleştirildiği-
ni anımsattı. Öymen, "Bu tasanyı savunan
Idmseye rasdanmıyor. Hazırlayan bakan ve
etrafındakilerden başka. Ama ayıu şeldlde
çıkması için ısrar devam ediyor" dedi.
'Çalışaıun ytikü artıyor1
Hükümetin bir yandan çahşamn strtına
vurduğu yükü arttınrken. diğer yandan pa-
rayla para kazananlara kolaylık sağlamak için
vergi yasasını değiştirmeye çalıştığmı anla-
tan Öymen şunlan söyledi:"Nerden buldun
sorusunubu paraçevreleri duymak istemiyor.
Sermaye ve işveren çevTesi demiyorum. Çün-
kü bu konuda sertna>e kesiminin de sıkıntı-
lan var. Bu gidiş tehlikdi bir gidistir. Meclis'te-
ki partilerin sesi çıkmıyor. Muhaiefetin sesi
çıknuyor. CHP'nin eksikliği hissediliyor."
Belediyelerin içinde bulunduğu sıkıntıla-
n da dile getiren Oymen, iktidar partisinden
olan belediyeler ile diğerleri arasında aynm-
cılık yapıldığına ilişkin duyumlar aldıklan-
nı belirtti.
Öymen başkanlığında toplanan parti mec-
lisi (PM), gruplar halinde ıl ve ilçe örgütle-
Cumhurbaşkanı Sükyman De-
y y ,nirel,CHPUderiAltanO>Tnen
ile yeni secilen merkez yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Altan Öymen kabulde,
CHP'nin son seçimlerde Meclis dışında kaldığını, ancak çalışmalannı Meclisteymiş
gibi sürdürdüklerini söyledi. Öy men, hükümetin ortaya koyduğu. emeğin hakkına ge-
tirilen sıruriama \e sosyal güvenlik yasa tasansıy la ekonomideki bozukhığıuı çahşan-
lara yükfcnmesinden endişe duyduklannı belirtti. (Fotoğraf: A A)
rine ziyaretler yaparak Türkiye seferberli-
ği'' için start verdi.
PM'nin yaklaşık 8 saat süren toplantısın-
da, genel sekreter yardımcılan arasında ya-
pılan görev bölümü şöyle:
Vfeli Aksoy: Seçim ve propaganda, kamu
yönetiminin izlenmesi, TBMM ile ilişkiler,
genel merkez ve profesyonel kadronun yö-
netimı. Şule Bıçak: Uluslararası ilişkiler,
araştırma, arşiv, hukuk bürosıı, kadın politi-
kalan, PM ve MYK toplantılannın düzenlen-
mesi. Yîğit Gülöksüz: Örgüt işleri, üye ya-
zımlan ve yenilenmesi, örgüt gezilerinin eş-
güdümü, haberleşme, üye, örgüt, yurttaş, res-
mı daireler ve kurumlarla ilgili yazışmalar.
Bekir Yurdagül: Belediyeler ve yerel yöne-
timler, sendikalar, sıvil toplum örgûtleri ve
gençlik politikalan.
tCEVlT, ADANIN TÜRKİYE 'NlN GÜVENLİĞİNDE ÖNEMLÎ YERİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ
'KKTC'nin vaTgeçümez
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Bülent Ecevit,
"Türkiye'nin bağımsızlığı ne ka-
dar vazgeçilmezse KKTC'nin
bağımsıztığı da o kadar vazgeçil-
mezdir" dedı.
Başbakan Ecevit, dün akşam
BRT televizyonunda yayımla-
nan Mim Noktası programma
katıldı. KKTC'nin geleceğine
güvenle bakrığını belirten Ece-
vit. "Dümada hiçbir toplum,
Kıbns Türkkrinden daha çok
bağımsızhğa la\ık olamaz. Dün-
ya ne kadar tanımamazuktan
gelsede KKTC gerçeği arnk yad-
sınamaz hale gelmiştir" dedı.
KKTC'nin, Türkiye'nin güven-
liği açısında da önemli bir yer
teşkil ettiğine dikkat Ecevit şun-
lan söyledi:
"Bizim için Türkiye Cumhu-
riyeti'nin bağımsızhğı ne kadar
vazgeçilmezse KKTC'nin ba-
ğımsızlığı da o kadar vazgeçil-
mezdir. Dünya KKTC\i tanımı-
yor. ama bütün dünyadan profe-
sörier burada bulunan ünhersi-
telere gebnektedir. Kıbns Banş
Harckâü öncesinde Kıbns'ta ça-
nşraa vardı. Bir yandan Kıbnsb
Rumlar saldınlarda bulunuyor-
lardı. Banş Harekâu'ndan beri
adaya kesntisiz banş gehniştir.
Başkalannı kanştırsaydık Kıb-
ns'taki dunun Kosova'dan fark-
lı olmazdı. Harekât adaya de-
mokrasiveözgürlük getirmiştir.''
Başbakan Ecevit dün akşam
Çankaya Köşkü'ne çıkarak
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel ile haftalık olağan görüş-
mesini yaptı.
Ecevit, 1 saat süren görüşme-
nin ardından çıkışta gazetecile-
rin sorulannı yanıtladı. Ecevit,
Demirere uluslarası tahkimle il-
gili yasa tasansının imzaya açıl-
dığını, bu konudaki anayasa de-
ğişikliğinin gelecek hafta Mec-
lis gündemine gelebileceğini
ilettiğini söyledi.
Cebze
Öğrenci
yurdunda
tekke düzeni
TRABZON (Cumhuriyet) -
Kocaeli 'nin Gebze ilçesi Dilova-
st beldesinde bulunan ve Süley-
mancılann kontrolünde olan Or-
hangazi Mahallesi Kurs ve Okul
Talebelerine Yardım Derneği
Yurdu'nda kalan öğrencilere yo-
ğun bir dini eğitim baskısı yapıl-
dığı, yurtta hizmetli olarak görü-
nen personelin Arapça ve din
eğitimi verdiği, yurttaki işlerin
ise öğrencilere yaptınldığı öne
sürüldü. Yurtta bannan O.G. ad-
li öğrenci Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, geride bıraktığımız
öğretim yılmda yirminin üzerin-
de öğrencinin baskılar nedeniy-
le ailesinden habersiz olarak yur-
du terk ettiğini acıkladı.
Okullann tatil obnasından 20
gün sonra çok sayıda yoksul ai-
le çocugunun yurtta banndınl-
ması ve çevredeki tarikatlarm
kontrolünde bulunan camilerde
din eğitimi alabilmesi için prog-
ramlar düzenlendigini belirten
O.G., bunun yasal olmamasına
karşın her yıi yinelendiğini iddia
etti.
Hizmetii takıyyesi
O.G., yurtta sistemli bir Arap-
ça ve din eğitiminin verildiğini,
bu dersleri hizmetli kadrosunda
bulunan öğretmenlerin yapüğı-
nı acıkladı. O.G.'nin verdiği bil-
gilere göre, Arapça ve din eğitim
organizasyonunu hizmetli kad-
rosunda görünen Giresunlu Ha-
fcsÖksüzyapıyor.
AU Rıza Hoca Arapça ve Ku-
ran. Bingöllü Necati Çakır Ku-
ran, Giresunlu Ismail Hoca Ku-
ran ve çeşitli din dersleri veriyor.
Yurtta misafir olarak kaldıği ve
Hseyi dışandan bitirme sınavla-
nna girdiği belinüen 17 yaşında-
ki Fahrettin Bekâr'ın da Kuran
eğitimi verdiği bildiriliyor.
Hizmetli görüntüsündeki eğit-
menler yurtta kalıyor ve tüm ge-
reksinmeleri yurttan karşılam-
yor.
IRMIK /AYDIN ENGİN aenginı doruk.net.tr.
Gemi iskeleye yanaştı. Halatlar atıldı,
bağlandı ve yolcular inmeye başladı. A-
ma gemi bir türtü boşalmıyor. Iskeleden
bir insan seli akıyor ve sonu gelmiyor. Az
ötede koca çınariann gölgesine yanla-
mış, bir yandan koruk şerbeti içiyor, bir
yandan inen yotculan seyredip oyalanı-
yoruz. Adliye kaieminden emekli Bahri
Bey, ıslık çaldı:
- Vay be, dedi, herkes tatile çıkmış...
Tatil yerinde, denizin kıyısında, çınar-
lann baştan çıkancı serinliğinde ne yapı-
lır? Eh, biz de onu yapıyoruz zaten; laf krt-
lığında asma buduyoruz. Bahri Bey'in ge-
mi gözlemine yanıt, gene bizim masa-
dan geldi:
- Atma üstat, herkes tatile çıktıysa bu-
gün açız demektir...
- O niye o?
- Tabii. Herkes dediğine göre fınnâlar,
fınncı çıraklan, hamurkâriar, pişiriciler fi-
lan da tatilde demektir. Yani ekmek ya-
pan yok demektir. Gemi iskelede bağlı
kalacak, çünkü kaptan, kamarot, tayfa-
lar, çarkçıbaşı, çımacı da tatilde demek-
tir.
Bir türlü boşalamayan gemiyi de, tatil-
cileri de bırakıp dil tartışmasına geçtik.
"Herkes" yerine "amma da çok" mu
demeli, "birhayli" mi demeli, yoksa "fır-
satını bulan mı" demeli?
Tatil dediğin işte bu olmalı. Öyle güneş-
te bir yanını kızartıp, sonra öteki yanına
dönüp, arada bir "casss" diye suya dal-
Adada Her Gün Pazar
maktan ıbaret birtatil pek yavan olsa ge-
rek. Marmara'nın göbeğinde, Marmara
Adası'nın Marmara köyünde, çınarlann
gölgesinde dil tartışması...
Sonunda ve laf nasıl oraya geldiyse,
hep biriikte, "Türkçenin çoklastiklibirdil
olduğu "nda karar kıldık. Sohbet -en azın-
dan benim için- daldan dala konan bir laf
gezirrtisine dönüştü. Lafa kanşmadan, a-
ma "lafm başına buyruk uçuşmasından
gerçek bir keyif alarak izliyorum.
Türkçenin lastiğınden bildiğimiz lasti-
ğe, lastikten plastiğe, plastikten plastik
pompaya, plastik pompadan hasta
ağaçlara ilaç püskürten plastik pompa-
lara, ilaç püskürtmekten küllenme, küf-
lenme gibi çınar, zeytin ve bağ hastalık-
lanna geldik.
Bu nasıl oldu bilmiyorum. Ama pek gü-
zel olduğunu keyifle gözlüyorum. "Laf"
hepimizi elimızden ve dilimizden tutmuş,
bikJiği gibi gezdiriyor. Nrtekim küllenme-
de, küflenmede, hastalıklı zeytin dalla-
nnda da fazla oyalanmadık. Laf şimdi bi-
zi, çoğunluğu emekli, orta ve ait orta sı-
nıfiann tatil yaptığı bu güzelim adada si-
yatik, lumbago, bel frtığı gibi "emekliya-
şı hastalıklanna" getirdi.
Bel frtığında ameliyatın kesinlikle çö-
züm olmadığında ortaklaşa karar kılıp es-
ki kaymakamla yeni kayrnakamın "mu-
kayesesi"ne atladık. Tabii ve ne güzel,
orada da kalmadık. Karşıdaki Ekinlik
Adası'nın kıyılannda, uzaktan bile seçilen
beyaz köpüklere bakarak, açıkta denizin
dalgalı olduğuna hükmettık. Denizin dal-
gasından briçe nasıl atladığımızı gerçek-
ten anımsamıyorum. Ama briçte, sür-
kontrlu dört pik oynayıp üç batana kaç
ceza puanı yazılacağı konusunda çok
oyalandık. Zaten anlaşma da mümkün
olmadı. Öğlen uykusu saati gelmiş geçi-
yordu. Sabah dokuz buçukta sıraya gi-
rip ve epey bekleyerek aldığımız ve şu
ana kadar da tek sayfasını bile çevirme-
diğimiz gazetelerimizi koltuklanmızın al-
tına sıkıştınp kimimiz evinin, kimimiz kal-
dığı pansiyonun yolunu tuttuk.
Hani gazetelerde, "pazar günleri hafıf
konularyazılır" diye yazılı olmayan birku-
ral var ya, gel de bu kuralı bu adada uy-
gula bakalım.
Adada her gün pazar!
•••
Peki o güzelim tatil adasında benim mi
ne işim var?
Tatil yapıyorum, Cumhuriyet usulü ta-
til.
Yıllık izin için yazıişleri müdürünün önü-
ne dikildim. Lafı çaktırmadan geveleyip,
"Müdür, ben çalışmaktan helâk oldum...
Acaba diyorum, yıllık iznimin şöyle iki
haftasını..."
Bizim Yazıişleri Müdürü Ibrahim Yıkta
yıllar önce, bilmediğimiz bir ameliyatta
bedenindeki bütün sinirteri aldırtmış. O
yüzden yüzünde kıl bile kıpırdamadan
yanıtladı:
- Ayıp ettin abi, dilediğin kadar tatil
yap... Yazılannı oradan yollarsın, olurbi-
ter...
Tabii, "Benim işim zaten yazı yazmak.
Benim için tatil de yazı yazmamak olsa
gerek..." demeye cesaret edemeden
odadan sıvıştım.
Gördüğünüz gibi tatil yapıyorum.
Cumhuriyet usulü tatil!..
Sorun da bu zaten.
Deniz, çınar gölgesi, çınar gölgesinde
sohbet, ağustos böceklerinin bitmeyen
konserleri, briç, çiçek sulamak, at kesta-
nesinin küllenmeye tutulmuş yaprakla-
nyla oyalanmak gibi harikulade birtatil or-
tamında, gel de Tahkim Yasası, IMF re-
çetesi, emeklilik yaşı, çete davalan gibi
klasik yazı konulannda kalem oynat, bil-
gisayar tıkırdat bakalım...
Her gün de bugünkü gibi sade suyatj-
rityazıyazılmazya...
Allahyardımcımolsun... Birdenizeda-
lıp çıkayım da şu tuhaf tatili ve tatilimin
tuhaflığını bir kez daha düşüneyim bari
diyeceğim, ama vakit yok. Cenap geldi.
Turan bey haber yollamış, briçe otura-
cağız...
Zaten köşe doldu, yazı da bitti.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Aynalara Kızmak!
Antropologların bir savı var.
Insanoğlundaki bilinçlenmenin, içmek için dur-
gun suya eğilmesiyle başladığını söylerler. Durgun
su ayna gibidir. llkel insan kendini orada gördük-
ten sonra, gelişimi başkalaşır.
Sokrates'in "Kendini tanıi" talkınına uymanın
ilk adımı, aynaya bakmaktır.
Ama aynadan yararlanmanın ilk koşulu da, gö-
rüntüdeki çirkinlikleri aynanın kötülüğü ile açıkla-
maya çalışmamaktır.. Gerçekleri kabul etmek yü-
rekliliğini göstermektir.
İnsan, ancak hastalığını ya da hatasını kabul et-
tiğinde huzur bulur.
Çünkü içsel gerginliği yaratan, genellikle insa-
noğlunun kendi yüreksizliğidir. Huzur hoşgörü ile,
hoşgörü de önce kendi kendisi ile hesaplaşmak-
la başlar.
Cahrt Srtkı, "Neden böyle düşman görünürsü-
nüz/yıllaryılı dost bildiğim aynalar" demiş.. Demış
demesine de, aynalara bakmaktan gene de vaz-
geçmemiş!
• • •
Eski Yaşar Kemal ile "yeni" Yaşar Kemal'i ayır-
dım.
Dünkü Demirel ile bugünkü Demirel'i ayırdım.
Siyaset adamı Erdal Inönü ile insan Erdal Inö-
nü'yü ayırdım.
Parti önderi Ecevft ile devlet adamı Ecevrt'i ayır-
dım..
Hiç kimsenin, hiçbir şeyin ya siyah ya beyaz ol-
madığını unutmamaya hep özen gösterdim. Ama
beyazlıklann yazılmasından mutlu olanlar, sıyahlık-
lann anımsatılmasında hep "art niyet" aradılar.
"Devlet sanatçılığrmn yozlaştınlması dışında,
bugünkü Demirel'i hep övdüm. Ama bugünkü dev-
leşmiş sorunlann temelinde yatan geçmiş hatala-
nn anımsatılması gerektiğinde, aynaya kızgın yum-
ruklar indi.
"Cumhurbaşkanı'na hakaret"\en hakkımda açıl-
mış iki dava var. Hem de bilırkışinin tersi yöndeki
görüşüne karşın...
Demokratik eleştiri ile "hakaret" arasındaki sını-
n aynalar çizer. Aynı ayna güzel yanı gösterirken
doğru, çirkinlikleri gösterdiğinde yanlış olabilir mi?
Menderes emeklilik yaşını bir kez indirmiş, Sa-
yın Demirel ise üç kez. Sonuncusu da daha yedi
yıl önce.. Bugün denizin artık tükendiği noktada,
geçmişteki yanlışı anımsamamak olası mı?
Türkiye'de en çok imam okulu açmış kişi Sayın
Demirel. Tarikatlann siyasete karışmasında en çok
katkıda bulunmuş kişilerden birisi Sayın Demirel..
Türkiye, kendisini belki de bir iç savaşın uzaktaki
eşiğinden döndüren adımların sıkıntılarını yaşar-
ken, o noktaya gelinmesindeki yanlışları anımsa-
mamak olası mı?
Devletin gözleri önünde ve hatta örtülü desteği
ile "komando kamplan" kurulmuş. Bir kısım genç-
ler, düşman diye belletildiği başka gençlere karşı
şiddet kullanmak üzere eğitilmiş. Kardeş kardeşi
vurmuş.. Devleti yönetenlerin artık onlara gerek-
stnmesi kalmayınca, bu kez kendi hesaplanna
"devlet içinde" çeteleşmişler.
Böyle birortamda geçmişi anımsatmak hakaret,
geçmişe gözlerini kapatmak ise demokrasiye hiz-
met olabilir mi?
• • •
Tarih felsefecisi Leon E. Halkin şöyle demiş:
"Tarihin bilinmesi, geleceği düşünmek için zo-
runludur.. İnsan geçmişini ne kadar iyi tanırsa, o-
nun o ölçüde daha az kölesi olur."
Kimisi geçmişten korkar, kimisi ise gelecekten.
Gelecekten korkmamanın yolu ise, geçmişe yürek-
lice bakabilmekten geçer.. Geçmişten korkanlar,
geleceği onun kölesi yapma yolunu açmış olurtar.
Ahmet Cemal bir tarihte, "eleştirel düşünme-
nin bedeli"n\ anımsatan bir yazı yazmıştı. Ama o
bedel ödenmeden, korkmadan düşünebileceği-
miz, düşleyebileceğimiz bir gelecek kurmak ola-
nağı yoktur.
Ve bugünden yannın temel taşlannı koymanın
sorumluluğunu taşıyanlann da, aynaya bakmaktan
kaçınmaya haklan yoktur!..
OHAL Bolge valiliği
Operasyon sürüyor;
8 PKK'li öldürüldü
DıYARBAKIR (Cum-
huriyetBürosu)- Güvenlik
güçlerince Şırnak, Mardin,
Hakkâri ve Muş kırsal
alanlannda gerçekleştiri-
len operasyonlarda 8P-
KK'li öldürüldü, 7'si yaka-
landı. Van'ın Çatak ilçesüı-
de bir PKK'li kendiliğin-
den güvenlik güçlerine tes-
lim oldu.
Olağanüstü Hal Bölge
Valiliği'ndenyapılan açık-
lamaya göre, Şırnak'ın
Beytüşşebap ilçesi Farşin
bölgesinde güvenlik güç-
lerince düzenlenen operas-
yonlarda 8 PKK'li öldürül-
dü. Açıklamada, Mar-
din'in Kızütepe ilçesi kay-
makamlık lojmanına 20
Haziran 1999 tarihinde ya-
pılan saldın, Hakkâri'nin
Çukurca ilçesi Davul böl-
gesinde 6 Temmuz 1999
tarihinde meydana gelen
ve bir binbaşı ile bir erin
şehit edilmesi olayı ile Muş
ve Şırnak'ın Silopi ılçesin-
deki bazı eylemlere kanş-
tıklan öne sürülen 7 terö-
ristin yakalandığı belirtil-
di. Ağn Valisi Lütfi Yige-
noğm. önceki gece Bahçe-
lievler Polis Karakolu'na
yapılan saldın ile ilgili baş-
latılan operasyonlarda gö-
zaltına alınanlann sayısı-
nın 40'a çıktığını bildirdi.
Gözaltındakilenn sorgula-
nnın sürdüğünü belirten-
Yiğenoğlu, karakola yapı-
lan saldında yaralanan po-
lis memuru Mehmet Yü-
ce'nin sağlığının iyi oldu-
ğunu söyledi.
Polis genis güvenlik önlemi aldı
Tarikat cenazesine tepki
tstanbul Haber Servisi - Nakşibendi tarikatına bağlı,
Sultanhamam'da çok etkin olan Erenköy cemaatinin yak-
laşık 20 yıldır tekke başı olarak bilinen Musa Topbaş'ın,
dün Sahrayı Cedit Camii'ndeki cenaze töreni, tarikat mü-
ritlerinin mitingine dönüştü. 83 yaşında ölen Topbaş'ın
cenaze töreninin yapılacağı cami önünde sabah 05 .OO'ten
ıtibaren toplanan yüzlerce tarikat mensubu, geniş güven-
lik önlemleri alan polisi zor durumda bıraktı.
Camiye giden yollann tarikatçılar tarafindan kapatıl-
dığı törende polis, olası bir taşkınhğa karşı panzerleri ha-
zır bulundurdu. Gazetemizi arayan yurttaşlar, törene ka-
ülanlar tarafindan da sözlü tacize uğradıklannı bildirdi.
Cenaze töreninde cumhuriyet devriminin kılık-kıyafet
yasalanna aykın görüntüleriyle takkeli, cüppeli, sanklı
onlarca kişi, töreni bahane ederek gün bo>ıı ortalıkta do-
laştı. Cenazede, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu
plakalı bir otomobil de dikkat çekti.