28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet ortaklan, 6 maddelik anayasa değişikliğini Meclis tatile girmeden çıkarma konusunda uzlaştı Tahldmde Daraştay devre chşıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hü- kümet ortaklan, anayasanın tahkimle il- gili 47,125 ve 155. maddeleri, milletve- kili ve bakanlann dokunulmazlıklannın sınırlandınlmasına ilışkin 83 ve 100. maddeleri ile milletvekillerine ayncalık- lı emeklilikle ilgili 86. maddelerinin bir paket halinde getirilmesi ve Meclis tati- le girmeden çıkanlması konusunda uzlaş- tı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, uluslararası tahkimle ilgili anayasa deği- şildik taslağını. Danıştay'ı imtiyaz sözleş- melerinde devTe dışı bırakacak içerikte hazırladı. ANAP Genel Başkaru Mesut Ydmaz. TBMM tatile einneden önce Meclis'ten geçirmeyı planladıklan sosyal güvenlik yasatasansmın da hükümetten gelen şek- liyle yasalaşmasını istedıginı belirtirken. koalisyon ortaklanna. "'Tüm bedelin ANAP'a ödettirilmesihaksızük olur. Tüm ortaklann bu bedeli ödemesi gerekir'' di- ye seslendi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer. ANAP grup toplantı- sında uluslararası tahkıme olanak sağlan- ması içın yapılmak istenen anayasa deği- şiklikleri konusunda bılgı verdi. Ersümer. toplantıya girmeden önce ga- zetecilerin sorulannı yanıtlarken. hiçbır sorun bulunmadığıru belirterek "Bu ko- nu hükümet protokolü ve programında da yer akh Türkhe'nin uluslararası ku- nıluşlara entegre olması ve uluslararası sermayeye açılması lazun. Ancak ulusal çıkarlarla da bunlann çaasmaması lazun. Bu çerçevede anayasanın 47,125 ve 155. maddelerinin değiştirilmesi söz konusu" dedı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ile önceki gün yaptıklan çalışma sonunda anayasa değişikliği taslağına son şeklini verdiklerini belirten Ersümer, Danış- tay'ın etkisini, denetimini yok edecek bir düzenleme getirmeyeceklerini bildirdi. Uluslararası tahkimin daha çok imtiyaz sözleşmelen için geçerli olacağını belir- ten Ersümer, taslağın önce hükümet or- taklannın liderlerine, sonra muhalefet gruplanna sunulacağını söyledi. Ersü- mer, yatınmcı kuruluşlarla görüşmelerin de sürdüğünü kaydetti. Bakanlığın taslağına göre, anayasanın 47. maddesındeki "Devtetteştirme" baş- lığı şöyle değiştiriliyor: '•Kamu hizmeti, devletlestirme. özefleş- tirme, bazı yaünm ve hizmetierin yürütül- mes." Taslak uyannca, devlet tarafindan ger- çekleştirilen yatınm ve hizmetlerin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek ve tüzelki- şilerce yaptınlabilmesı veya devredilme- si için yasayla düzenleme yapılabileceği hükme bağlanıyor, 125.maddedekideğı- şiklikte de, idarenin taraf olduğu sözleş- melerin özel hukuka bağlı olup olmadı- ğı, bu sözleşmeler nedeniyle doğacak uyuşmazlıklarda tahkime gidilip gidilme- yeceği ve başvurulacak yargı makamı çı- kanlacak ayn bir yasaya bırakılıyor. Koalisyondaki milletvekillerinin de üzerinde tam anlaşamadıklan anayasa hükmü ise 155. madde. Danıştay'ın yet- kilerini sıralayan bu maddede "imtiyaı şartlaşma ve sözleşmelerini incelemek, idari uyuşmazhklan çözümfemek'' yük- sek mahkemenin görevleri arasında sayı- lıyor. Enerji Bakanlığı'nın hazırladığı tas- lakta, "imtiyaz sözJeşmeteri" Danıştay de- netimi dışına çıkanlıyor. Ecevit: Tahkime tepkiler abartılıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Bülent Ecevit uluslararası tahkim ile il- gili eleştinlen "abartüı kaygüar" olarak de- ğerlendırdi. Ecevit. "Bundan kaçınarak, Türkryc'nin kalkmması için gerekli yabancı sermayeyi. teknolojiyi Türkiye'ye çekebüme- miz olanaksız denebüecek kadar zor" dedi. Ecevit, Başbakanlığa gelişinde gazeteci- lerin sorulan üzerine uluslararası tahkimle ilgili anayasa ve yasa değişikliği çalışmala- nnın birkaç gün içerisinde sonuçlandınla- cağını kaydetti. Ecevit, "İlknrsattaBakan- lar Kurulu'nda görüşüp Meclis'e sunaca- ğız" diye konuştu. ^ _ _ _ _ _ Tahkimin kapitülasyonla- ra benzetilmesi gibi bazı eleştiriler bulunduğunun anımsatılması üzerine Ecevit şöyle konuştu: "Bunlar tabii abartılı kay- gılar. Ama kamuoyunun bu konuda duyariı olması da iyi bir şey. Biz, uluslararası tah- kimi çağımızın kaçımlmaz birgereğiolarak benimsemek zonındayiz. Ama ulusal ege- menliğimizi konımaya da olabildiğince özen gösterece- ğiz. Türkiye'nin kalkınması için gerekli yabancı sermaye- yi, teknolojiyi Tiirkiye'ye çe- kebilmemiz olanaksız dene- cekkadar/or." ,. v . BİşbakanBcevit. özellıkle enerji başta olmak üzere alt- — — 1 ^ ™ yapı yatınmlannın kısa sürede sonuçlandı- nlması açısından bu uygulamaya gidilme- sinin çok yararlı olacağına inandığını söy- ledi. Ecevit, MHP'de bazı genel başkan yar- dımcılannın sosyal güvenlik tasansına tep- kilerine de yanıt verdi. Ecevit, "MiDetvekfl- leri arasında degişik düşünceler olabüir. A- ma biz. sos\ al güvenlik refoımu tasarısım üç koalisyon ortağı olarak birlikte. hiçbirtered- düt olmadan benimsedik" diye konuştu. MHP'de bazı yönetıciler, koalisyon or- taklanyla görüşerek, özellikle kadınlarla il- • Tahkimin kapitülasyonlara benzetilmesi gibi bazı eleştiriler bulunduğunun anımsatılması üzerine Başbakan Ecevit. "Bunlar tabii abartılı kaygılar. Ama kamuoyunun bu konuda duyarlı olması da iyi bir şey. Biz, uluslararası tahkimi çağımızın kaçımlmaz bir gereği olarak benimsemek zorundayız" dedi. gili emeklilik yaşının aşağıya çekilmesi yö- nünde çaba göstereceklerinı belirtmişlerdi. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli de partisinin grup toplantısında yaptığı konuş- mada. Türkiye'nin ekonomik temel sorunu olan enflasyonun düşürülmesıyle dengeli kalkınma ve gelirdağlımının sağlanabilece- ğini kaydetti. Bahçeli. "Memur maaşlanna yapüan yüzde 20'lik arüş oranı bizi de hükümetimi- zi de memnun ermekten uzaknr. Açık kalp- lilikle ifade etmeliyim Id, içimizde büyük bir burukluk vardır. Ancak ne yaparsak yapa- lım, bu oranın üstüne çık- mak, mevcut bütçe imkânla- n dahihnde münikün olma- mıştır'" diye konuştu. Halktan istenen özverinin karşılığı olarak kendilerinin de aynı ölçüde çalışacaklan- nı belirten Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülke ekonomisinin yüz- karası olan ve kara deliklerin büyümesinin temel sebeple- rinden yolsuzluk ve rüşvetin üzerine karartılıkla gidüecek- tir. Sadece belirli bir kesim- den fedakârhk bekleyip diğer taraftan yobuzlukla mücade- le etmemek düşünülemez. Sorumluluk duygusuna sa- hip bir hükümetin bu mesele üzerinde titizliklc durması ~ ^ ^ ^ ^ ~ gerektiği açıkür." Sosyal güvenlik kurumlannın içine düş- tüğü mali bunalımın aşılması için devletin yüzde 100'lere varan oranda borçlandığını \oırgulayan Bahçeli, "Sorunun çözümü, tabii Id emeklilik yaşının yükseltilmesiyle bit- memektedir. Sosyal güvenliksistemi. tasarryı izleyecek diğer düzenlemelerle daha eheris- li bir yapıya kavuşacakOr. Bu çerçevede, emeklOerimizin refah seviyesinin safha saf- ha yükseltilmesinin yanında, işsiztlk sigor- tasının hay ata geçirilmesi ve kaçak işçi çahş- tırmanın önlenmesi amaçlanmaktadır" değerlendirmesini yaptı Savaştepe Köy Enstitüsü'nün ilk mezunlan elkriy le inşa ettikleri binada yarun asır sonra bir araya gekii 50ydsonm burukbutuşma COŞKU1SİYAMAN BALJKEStR - Atatürkçü aydınlan- marnn öncü eğitim kurumlan, 'ilim ve irfan ynvalan' köy enstıtülennin ilk mezunlan yanm asır sonra bir araya geldi. Balıkesir- Savaştepe Köy Enstı- tüsü'nü 1944-1954 döneminde bitiren asırlık çınarlann, elleriyle inşa ettikle- ri enstıtü binası önündeki buluşmala- nnda duygulu anlar yaşandı. 50 yıl önce ensrjtünün kurulduğu alana diktikleri roinik fidan- ^ ^ _ lar koca ağaç olmuştu. Bu- luştuklan alanm bugünkü adı da'CeylanPark'b. Kampa- nalar çalındı, toplandılar. Gözlerinin aradığı öğret- menleri ve bazı arkadaşlan- nı göremeyince yürekleri burkuldu, sessızligin limanına sığın- dılar. tçlerinden biri hâlâ soruyordu: u Bu okullar neden kapabkfa, hâlâ anlayamıyorum. antayamavacağun da." Savaştepe Köy Enstitüsü'nün ilk öğ- rencilerinin Ceylan Park'taki toplan- malannın ardından hep birlikte okul binası önüne gidildi. Burada, enstitü- nün kurucu müdürü Sıtkı Akkay'ın anıtı önünde saygı duruşu yapüdı. Kı- sa süreli bu sessizlik 50 yıl öncesine götürdü onlan. Yanm asın aşan tarih, bir film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden. O tarihlerde diktikleri fıdan- lardan birinin adını verdikleri'Kavak Çeşmesi' onlan bekliyordubiraz ileri- de. Suyu daha da gür akıyordu sanki. Enstitünün 1944 çıkışlı olan ögrenci- lennden AbduOah Baş ve AhmetKun- dak, öğrencilik >ıllanndakı gibi ağız- lannı dayadılar, kana kana su içtiler çeşmeden. Savaştepe Enstitüsü'nün 1945 me- zunu, eğitimci- yazar M. Asaf Aktan. yanında bolca getirdiği 'Köy Enstitü- teriyte Canlandına Eğitim Yolunda' • 50 yıl önce enstitünün kurulduğu alana diktikleri minik fıdanlar koca ağaç olmuştu. Kampanalar çalındı, toplandılar. Gözlerinin aradığı öğretmenleri ve bazı arkadaşlannı göremeyince yürekleri burkuldu, sessizliğin limanına sığındılar. adlı kitabını Anadolu Ögretmen Lıse- si'ni bitiren gençlere imzalarken, "İyl bireğitimci veöğrermen olmak istiyor- sanız bunu okuyun, mutiaka bir şeyler öğreneceksmiz" dıyordu. Savaştepe'de asırlık çmarlan bir ara- ya getiren buluşmanın ikinci etkinliği, bugün Anadolu Ögretmen Lisesi adı- nı alan okulun bahçesinde gerçekleş- ti. Köy enstitüsünün 1944 mezunu, 70 yaşmdaki Hüseyin Çiftçi ve ögretmen lisesinin 1999 çıkışlısı, 18 yaşındaki Burcu Ozkoç'un Atatürk büstüne bir- likte çelenk koymalan duygulu anlar yaşatü. Birlikte Istiklal Marşı'nı oku- dular.llk konuşmacı, okulun birnuma- ralı öğrencisi, 1944 mezunu Hüsniye Coahir'di. 77'lik Hüsniye Hoca, eşi Hüseyin Cevabir'le dostlannı selam- larken 'köy enstitülü' olmanın erişil- mez onurunu yaşadığını dillendirdi. Lisenin bahçesinde tarih canlannuştı; tek tek kendilerini tanıttılar, kısa kısa anılarmı aktardılar. Gözler bazen bu- ğulandı. bazen aydınlandı. Cumhuri- yet aydınlanmasının köylerden ensti- tülerlebaşlabldığı, toprak çocuklannm _ _ _ okullu olduklan dönemler anlatıldı. Öğretmenligin ömür bit- medikçe süreceğini söylü- yordu 32 kitabın yazan Yıl- maz Sunucu. Ardından, "Laf kann d^ıınnuyor" diyerek, 50 yıl önce hep bir- likte yedikleri'kunı fasulye,bnlgurpi- lavı ve hoşafi' anımsattı. Çoklukla ye- dikleri bu mönü, önlennde olmasa da kannlannı doyurmaya yetmişti. Savaştepe Köy Enstitüsü'ndeki tari- hi buluşmanın konuklan arasında, Ça- nakkale 18 Mart Cniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Aydın ve Savaşte- pe Ögretmen Lisesi çıkışlı Balıkesir Milletvekili Faik Ergin de vardı. Rek- tör Prof. Dr. Aydın, Biga'daki ılkokul- da öğretmeni olan Faik Ergin' in de köy enstitüsü mezunu oldugunu söylüyor, yaşamına onun yön verdiğini vur- guluyordu. Bakan Yalova aan Anadolu Ajansı 'na ziyaret Anadolu Ajansı tstanbul Bölge Müdür- lüğü'nün yenilenen binası. Devlet Baka- nı ^ üksel Yalo\a. eski Devlet Bakanı Cavit Kavak. Türkiye Gazetecikr Ce- miyeti (TGC) Başkanı Nail Güreü ve Türkiye Gazeteciİer Sendikası (TGSı Genel Başkanı Zi\-a Sonay'ın da katıl- dığı törenle hizmete açıldı. Törende ko- nuşan Bakan Yalova, katkılanndan do- la\ı Ka\ak'a teşekkür etti. Cavit Ka\ak da Anadolu Vjansı'nın 1920"dekurul- duğunu anunsatarak. Türkiye Cum- huriyeri'nin 76 yaşında olduğu düşü- nüldüğünde. bu kurumun öneminin dahaiyi anlaşılacağını vıırguladı. TGC Başkanı Nail Giireli de yaptığı konuş- mada,Anadolu Ajansı'nın cemiyet için ayn bir yeri bulunduğuna işaret ederek cemiyetin yayımladığı "Bizim Gaze- te"nin haberierini büyiik oranda Ana- dolu Ajansı'ndan aldığını ifade etti. Gü- reli, ajansuı Türkiye Gazetecüeri Hak ve Sorumluluklar Bildirgesi'ndeki ilke- lere de titbJikle uyan örnek bir kurum oldugunu belirttL AB'ye uyum tasarısı kabıd edildi MHP'li Devlet Bakanı Tunca Toskay tasarmın Türk sanayisini, damping ve sübvansiyona konu olan dışalıma karşı etkin bir şekilde koruyacağını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -lthalatta Haksız Rekabetin Önlen- mesi Hakkındaki Yasa'da değişiklik yapılmasına ilişkin tasan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda ka- bul edildi. Tasan, yasanın ülkenin dış ticaretindeki gelişmelere, anti- damping ve destekleme anlaşmala- n ile konuya ilışkin Avrupa Birliği mevzuatına uygun hale getirilmesi- ni öngörüyor. Devlet Bakanı Tunca Toskay, ko- misyonda bilgi verirken tasannın. Türk sanayisini damping ve sübvan- siyona konu olan dışalıma karşı et- kin şekilde korumayı amaçladığını belirtti. Toskay, indirim veya des- tekleme konulu dışalımın, piyasa ekonomısi uygulayan ülkelerde yer- li sanayi üzerinde olumsuz etkiler yaratarak bu ülkelerin ekonomisini zayıflattığını söyledi. TBMM Sanayi, Ticaret. Enerji Tabı Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda değiştinlerek be- nimsenen tasanda, damping. süb- vansiyon, zarar, normal değer gibi tanımlar Antidamping ve Sübvansi- yonlar Anlaşması'na uygun hale ge- tiriliyor. Tasanya göre, resen veya şikâyet üzerine yapılan inceleme sonucun- da. dampinge veya sübvansiyona konu olan dışalımın ve bu dışalım- dan kaynaklanan zarann varlığı ko- nusunda, yeterli delillerin bulunma- sı durumunda soruşturma açılacak. Soruşturma sırasında kaynak ülke, dışsatımcı ülke veya dışsatımcı, so- ruşturma konusu, indirim veya des- teklemeli dışalımdan kaynaklanan zaran ortadan kaldıracak şekilde kendiliğinden veya kurulun önerisi üzerine başvuruda bulunabilecek. Soruşturma açılan tarihten itiba- ren 60 gün içinde geçici önlem uy- gulanamayacak. Geçici önlemin sü- resi 4 ay ile sınırlı olacak. Ancak in- dirim soruşturmasına konu olan ma- lın Türkiye'ye dışsatımın önemli bir bölümünü gerçekleştiren dışsatım- cılann istemi durumunda bu süre kurulun karan üzerine bakanlık onayı ile 6 aya kadar çıkanlabile- cek. Geçici önlemlerin uygulama esaslan Bakanlar Kurulu karan ile belirlenecek. Soruşturma sonucunda soruştur- ma konusu dışalımın dampingli ve- ya sübvansiyonlu olmadığının veya bu dışalımdan zarann bulunmadı- ğının belirlenmesi durumunda kurul soruşturmayı kapatacak. Şikâyetin geri çekilmesi, güven- celerin kabul edilmesi durumunda da durulmasına karar verilebilecek. Sübvansiyonun uygulamadan kal- dınlması durumunda ise soruştur- ma durdurulabilecek veya kapatıla- bilecek. Kesin önlemler ve güvencelerle ilgili kararlar, ilgili taraflardan biri- nin istemi üzerine veya resen göz- den geçinlebilecek. Kurulca gözden geçirme karan verilmesi durumun- da yeniden soruşturma açılacak ve yürütülecek. Ancak yeniden soruş- turma acılması, yürürlükte bulunan kesin önlemlerin ve güvencelerin uygulanmasını önlemeyecek. Atatürk'ün başyaveri 1. dönem Bolu milletvekili meıtıum Mehmet Cevat Abbas Gürer ve meıtıume Hatice Memduha Gerçekçi'nin kızlan; merhum Turgut, mer- hum Mustafa Kemal, merhume Necla Gürer, merhum Aydın ve Sevda Gürer'in kardeşleri, Refik Tagay'ın baldızı, Sıdıka, Nur Gürer'in görümcesi, Cevat-Yıldız, Hüseyin-Melike, Bora-Gülden, Barbaros, Gök-Hilal, Abbas Ercüment Gürer'in ve Deniz-lzzet Baykal, Sevda-merhum Abdülkadir Öztemir'in halalan, Sevil Tagay'ın teyzesi, Sim Tolga'nın anneannesi ve Erhan Tezel ile Oya Tolga Geylangil'in biricik sevgili annesi MUALLA GÜRER 13.07.1999 günü Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 14.07.1999 Çarşamba günü Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ BAŞSACLICI Gürer ailesinin kıymetli büyüğü MUALLA CÜRER'İn vefatından dolayı, ailesine ve yakınlarına başsağlığı, kendisine Allah'tan rahmet dilerim. Alle dostu Dr. KEMAL TOLGA HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Kıbrıs Olayınm Anlam Ve Önemi!Türkiye 25 yıl önce ne yaptı? "Kıbns Türkleh'ni soykınmdan kurtardı." Neye dayanarak yaptı? "Uluslararası anlaşmalardan doğan 'garantörlük hakkına' dayanarak yaptı. NATO eğer Kosova'da haklı ise, Türkiye 1974 müdahalesinde NATO'dan çok daha haklıydı." Türkiye şimdi Batı'nın -hemen hertürlü- baskıyla desteklediği önerilerini kabul ederse ne olur? "Federasyon kuruldu diyelim, Ada 24 saatte AB 'ye alınır. Ada 'daki Türkler -aynen Batı Trakya 'da- kigibi- azınlıkkonumuna dûşerter. Türkiye Ada'dan tamamen soyutlanmış olur. Ada, AB kanalı ile Yuna- nistan'ın bir parçası olur ve Türkiye için Girftya da Midilli'den fan\ı kalmaz." Sorular bendendi.. Yanıtlar da Sayın Erol Mani- salı'nın Cumhuriyet'teki köşe yazısından. "Hayır, bu yanıtlar doğru değil" diyebilecek ve bu- na inandıncı gerekçeler gösterebilecek bırtek baba- yiğit var mı?! ••• Kıbns Banş Harekâtı'nın üzerinden 25 yıl geçti. Bu 25 yıl bize neler gösterdi, neler öğretti? Bir... Daha önceki dönemin tersine, 25 yıldır Kıb- ns'ın güneyinde de kuzeyinde de kan dökülmediği- ni. Kıbnslı Türk'ün de Rum'un da, 25 yıldır demok- ratik bir ortamda yaşadığını. - Iki... Makarios'tan Klerides'e, Yunan cuntasından bugün Yunan hükümetine.. Kıbnslı Rumlann da, Yu-' nanlılann da, Kıbns'ın tümüne sahip olma düşünden vazgeçmediklerini. ' Üç... Yunan ve Rum tarafının, Kıbns'ta "kalıcı" bir' banştan yana olmadıklarını.. Çünkü banşın Türki- ye'yi ve Türk tarafını uluslararası düzeyde rahatlata- • cağına, kendilerinin zaten iyi olan durumlanna ise • ciddi bir katkı yapmayacağına inandıklannı.. Ancak - Ada'nın tümüne yeniden egemen olmalarına kapı açacak bir "banşı" (!) kabul edebileceklenni. , Dört... Ister -ABD'deki gibi- Rum seçmenlerin et- . kısiyle, ister -Avrupa'daki gibi- kültürel yakınlık ne-. denıyle olsun; Batı'nın Yunan yanlısı bir tutum için- . de oldugunu.. AB'ye Türkiye'yi kabule zaten niyeti olmayan Batı'nın, Kıbns'ı bir "bahane" olarak kullan- dığını ve Kıbns'ta istenilen ödünler verilse bile, ke- - sinkes yeni bahaneler yaratacağını. Beş... Ve Kıbns'ta Türk ve Rum'un iç içe ve banş içinde yaşamasına artık olanak kalmadığını... Bu saptamalan beş yıl önceki bir yazımda yapmış- tım. Geçertiliklerini korumadıklannı -inandırıcı bir bi- çimde- savunacak tek bir babayiğit var mı?! • • • Her şey öylesine açık ve yalın ki! KKTC tek başına varlığını sürdürebilir mi? Hayır!.. Batı buna izin vermiyor ve vermeyecek. • Türkiye -Batı'ya güvenerek- Rumlann istediği ödünleri verebilir mi? Hayır!.. Bunu kabul etmek, Ada'nın giderek Bos- . na'laşmasını, Kosova'laşmasını kabul etmek olur. Türkiye, 1974'ten bu yana katlandığı özverileri bir kalemde silip, Ada'dan vazgeçebilir mi? Hayır!.. Ne oradaki 150 bini aşkın soydaşına kar- şı olan insancıl sorumluluğu, ne de kendi güvenliği ve stratejik çıkarlan açısından buna olanak var. Geriye tek bir seçenek kalıyon Ya iki tarafın siya- sal eşitliğine dayalı bir konfederasyon; ya da dışiş- leri ve dış güvenliğinde Türkiye'ye bağlı, içişlerinde tamamen özerk bir KKTC!.. Bu saptamayı da beş yıl önce yapmıştım. özde değişen bir şey var mı?! • • • Üstümüzdeki haksız baskılann arttığı bugünler- de... Batı'nın Kıbrıs Rumlannı AB'ye kabul ettiği gün, Türk tarafının da bu formülü yaşama geçireceği bir kez daha vurgulanmalıdır. Bu durumda Batı'da gürültü kopmaz mı? Elbette kopar... Ve elbette giderek de söner. Çünkü Batı, Türkiye'yi içinde istemiyor, ama dışın- da da istemiyor. (Inanmayanlar, pazartesinin Cum- huriyet'inin 9. sayfasını açıp okusunlar. Eski AB Dış llişkiler Komisyonu Başkanı Tom Spencer'in, 30 yıl- dır Türkiye'nin nasıl ve niçin oyalandığı itiraflarının al- tını çizsinler.) Batı içinde istemiyor, ama birçok temel çıkarlan açısından Türkiye'ye muhtaç! 12 Eylül döneminde bile, olumsuz tutumlarının gi- debileceği noktayı, bir av köpeği duyarlılığıyla belir- lemişlerdi. Şimdi mi belirlemeyecekler?! Trafik kazalarında 29 kişi yaşamını yitirdi Yurt Haberleri Servisi - Yurdun çeşitli bölgelerinde mey- dana gelen trafik kazalarında 29 kişı yaşamını yitirdi. Kazaların en büyüğü Şanlıurfa'nın Siverek ilçesınde E-91 karayolunda meydana geldi. Şanlıurfa'dan Siverek'e giden Remri Özbucak (34) yönetimındekı 63 EA 955 plakalı oto- mobil, Kilise köyü yakınlarında, karşı yönden gelen. M-Se- lim Karatay (30) yönetimindekı 56 AC 505 plakalı kamyon- la hatalı sollama sonucu çarpıştı. Bu kamyonlara, arkadan ge- len Medeni Günarslan (34) yönetimındekı un yüklü kamyon da çarptı. Zincirleme kazada. Siverek Belediye Encümenı üyesi olduğu öğrenilen Remzi Özbucak, otomobilde bulunan Sefer Sütpak (38) ile kamyon şoförleri Medeni Günarslan ve M.Selim Karatay ile Hayrullah Karatav (25) öldü, Servet Karatay (10) yaralandı. Yaralı çocuk Sı\erek Devlet Hasta- nesi'nd'e tedavi altına alındı. Balıkesir'ın Bandırma ilçesin- den Karacabey yönüne gitmekte olan ErolGenç'in kullandı- ğı 10 HT 645 plakalı otomobil, Bursa-Bandırma yolunun 82. kilometresinde, şerit ihlali sonucu. karşı yönden gelen Nec- det Mese'nin kullandığı 16 TL 246 plakalı kamyonla çarpış- tı. Kazada, otomobil sürücüsü Erol Genç (47) ile otomobil- de bulunan Nurcan Genç (39) ve Ferhan Genç (21) yaşam- lannı yitirdi. Gaziantep'in Perilikaya Mahallesi 7 No'lu Cad- de'de, tbrahim Sönmez yönetimindeki 41 F 0079 plakah kamyon, şerit ihlali nedeniyle kontrolden çıkarak, VedatDe- mir'in kullandığı 27 RN 350 plakalı minibüs, Hüseyin Gü- neş yönetimindeki 27 RP 066 plakalı otomobil ve Bilal Şa- hin'in kullandığı 34 GAP 80 plakalı minibüse çarptı. Bu ara- da, Ömer Doğan ın kullandığı 27 DS 044 plakalı motosıklet de kaza yapan araçlara çarptı. Kazada Hüseyin Güneş (43), Mehmet Dalgacı (17) ve Veysel Güneş (9) yaşamını yitirdi. Kazadan yaralı kurtulan Murat Güneş, Ahmet Dalgacı, Os- man ve AÛGenç ile ÖmerDoğan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Konya'nın Ilgın ilçesi yakınlannda tsmet Güzelka>a yö- netimindeki 42 P 8435 plakalı traktör, Bulcuk köyü yolunda aşın hız nedeniyle virajı alamayarak devrildi. Sürücü Ismet Güzelkaya kazadan yara almadan kurtulurken, römorkta bu- lunan Meüha (66) ve Rafet Erdoğan (68) olay yerinde öldü. Yurdun diğer bölgelerinde meydana gelen kazalarda ya- şamlannı yitirenlerin adlan da şöyle: Metin Köklü, Sait Kol- celik, Emrah Akmaz (Van), Teoman Akkal (Manisa), Azmi Mejdan, Seda Meydan, Gafiır Bozdan (Tekirdağ). Hflal Di- kici Özgür Alkan. Makbule Güler (Bursa). Saffet Koral (Er- zurum), Mustafa Söylemez (Hatay), Hüse\in Türkeri (Mani- sa), Şevket Bayram (Ceyhan), Ali Yıldız, Şükrü Doğandemir (Kahramanmaraş).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle