Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMU21999 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Fransız Devrhni ve Demokrasi Söylencesi
Prof. Dr. Mehmet YALÇEV Dokuz Eylül Üniversitesı Öğretim Üyesi
B
ugün 14 Temmuz,
Fransız Devnmi'nın
210 yıldönümü. Bü-
tün insanlığa kutlu ol-
sun1
Tûrkıye Cumhu-
nyeti de aynı devnmin
ılkelen üstüne kurulmuştur Aynca öğ-
renım alanım ve mesleğimden dolayı
kırk yıla yakın bir süredir kendi ül-
kemmiş gıbı duyumsadığım Fransa ıle
Türkıye'nin bırbınneyakınlığı benım
gözümde büyük onem taşımıştır. Çok
sayıda Fransız düşünürü ve yazannın
Mustafa Kemal'in kurduğu çağdaş
Türkiye Cujnhuriyeti üstüne yazdık-
lan hayranlık ve övgü dolu ınceleme
yapıtlannı da bunlara ekJemek gere-
İciyor. Hocalanmız, bızler ve öğrenci-
lerimiz Fransız bılim, sanat ve yazın
dünyasından sayısız metınler çevırdık.
onlar üstüne özgün incelemeler yap-
tık Her binmiz neredeyse bırer Fran-
sa temsilcısı gıbı çalıştık... Kısacası,
Türkiye, kurucumuz Atatürk'ün araş-
tırmacı ve aydın kişıliğinden başlaya-
rak. Fransız aydınlanmasını ve dev-
rim ilkelerini en kapsamlı biçimde de-
ğerlendırmiş, bu ılkelere bağlı en çok
aydrn yetıştırmış uluslar arasında önem-
Iı bir yer tutar Bır bakıma, Avnıpa'yı
Avrupa dışına taşımış, Isiamcı düzen-
lerortamında laıkliğı ve demokrasi ıl-
kesını benimsemiş tek ülkedir
Ancak Doğu Bloku'nun çökmesıy-
le oluşan Yenı Dünya Düzenı (YDD)
daha bırçok Batılı ülkeler gibi, Fran-
sa'yı da Türkıye'ye karşı hızla yaban-
cılaştınyor, bızlen onlardan öylesıne
uzakJaştınyor. Diplomatık ya da te-
cimsel ıncelığın ortaya koydugu güler-
yüzlü iletişimlere bakmayın sız; onlar
dostlukla degil gündelık çıkarla ilgi-
lidir. Aslında bize bır türlü, dünya ka-
muoyuna bas,ka türlü konuşuyorlar.
Medyalan ise, gözümüzün ıçine baka
baka Türkiye aleyhıne imge pazarlıvor-
lar. Kıtle ılerişımimn hokkabazlığını en
ıyı biçimde işleterek, Türkiye üstüne
yeru bir söylence kurmuşlar, onu oku-
yorlar. Neredeyse kendileri de inana-
cak! Ama zaman zaman kurguda ace-
milik de yapıyorlar.
Örnegin TV 5, Öcalan'm yargı önü-
ne çıktığı ılk günün akşamında garip
bir tutum sergıledr Başlangıçta du-
ruşmayı çok kısa olarak bir tür aske-
n-faşist sıkıyönetim uygulamasına
benzettikten sonra, bu konuyu bır ya-
na ıttı. Ortada bütün dünyanın büyük
ilgı gösterdıği bir duruşma olayı yok-
muş gibi, Güneydoğu'dan bır ılköğre-
tım dersliğı, sevimsız \ e saldırgan gö-
rünümlü bır "Türköğrttmeni" ve *sin-
dirilmiş Kürtçocuklarr görüntulenir-
ken. sözûm ona "azınlık çocukbnna
zoria Tûrkçe öğretflmeye çahşıkiığr
anlatılıyordu. Sanki topraklanna zor-
la girilmış ayn bır ülkeden ("Kürdis-
tan*dan) haber aktanyor gibi yapıla-
rak, değişik ınsanlarla, yine Türkı-
ye'nin sözde "onur kına" (!) baskı-
lanıu içeren konuşmalar ve görüntü-
ler aktanhyordu. Üsteiik de habercı
bayan bu yayını, Imrah'daki duruşma
ortamından sunabılıyordu!
Oysa ilerici bır devrimle kurulmuş,
olan Türkiye Cumhuriyetı'nin oluşum
sürecıni ve yakın geçmışıni birazcık
araştırmış olsalardı, o bölgeden nıce
Kürt aydınının. daha birçok alanlarda
olduğu gibi. Türk Dil Devnmi'ne yap-
tıklan büyük katkılan ögrenmiş olur-
lardı. Tıpkı Kelt kökenli aydınlann
Fransız ulusuna yaptığı onurlu katla-
lar gibi...
AvTupalı ve bu arada Franstz yetki-
lıler ise, olumsuz propagandalardan
yakınmamız karşısında. "Hakhsınız
ama bizde medya özgürdür, kanşama-
yız" dıyorlar. Oysa bu özgürlüklen ım-
_ge pazarlamasında kullanan medya,
olniayanı oluyormuş gibi gösterme öz-
gürlüğünü de kullanarak cıddi boyut-
lara varan kılgısal (pratık) sonuçlar
üretebilıyor Hem dünyada (özellikle
de AvTupa'da) Türkiye aleyhine sürek-
li işlenen kamuoyunu pekiştiriyor hem
de şiddet yanlılannı kışkırtıyor! Aynı
kamuoyuna Kürt yurttaşlanmızın çok
büyük bir kitlesinin Türkiye'nin geliş-
mış. batı bölgelerinde yaşadığını duyur-
muyor... Niçın? Çünkü öyle yaparsa,
kurguladığı çıkar söylencesi bozulur...
Plerre Guiraud'nun dediği gibi, gü-
nümüzde "Kamuoyu demeic, siyasaL,
ekinseLekonoınikpropaganda demek-
tir. (~) Bu propagaodamn en etidn »-
lalu, en kumaz hokkabazlığı (_) gös-
tergeterin doğrudan doğnıya nesneie-
rin kendisi olduğuna bizi inandır-
mak"tır. Özgürlüğün hem güzel bir
şey olması hem de kötü sonuçlar do-
ğurabılmesi bır çelışkidır. Hiç kuşku-
suz bu çelışki, özgürlüklenn kısıtlan-
masıyla değil, yapay imgeler karşısın-
da insanlıgın bılinçlenmesiyle aşıla-
bilecektir. "Bugöstergebflinddiyor ay-
nı Pierre Guiraud. yann özgürtüğü-
müzün başta geien güvencesi olabitir."
(La Semiologıe, RU.F. (Que sais-je),
Paris, 1971, III. bası.s. 121).
înanthna değfl
Avrupa'nın özgürlük düşkünlügü
kesinlikle tartışılmaz. Ama insan hak-
lanna ılışkın tutumu ve mantığı hiç de
ınandıncı değil. Gerçekten, bütûn dev-
rimcı girişimlerinı, sömürmeyle elde
ettıği varsıllık ve etkı gücünü gelişti-
rerek yaprruş, sonuçlannı da hep ken-
di yaranna çevırmişrır. Bundan dola-
yı da, bır türlü içınden atamadığı de-
rebeylik güdüsüyle, her şeyi yorumla-
ma ve yönlendırme erkini hıçbirzaman
elinden bırakmak istemıyor.
Yüzyıllar boyu kurduİdan sömürü
düzeni en uygar görünümler altında
artarak sürüyor. Yoğun faşizm yıllan-
nı ve Ikinci Dünya Savaşı'nı izleyen
demokratikleşme sürecinde öne çıkar-
dıklan sol akımlarbile, sömürüye kar-
şı hıçbırşey yapamadı. Günümüzün Av-
rupa solu emek-sermaye çatışmasına
değinmiyor artık. ekonomik sömürü-
yü eleştirmiyor; çünkü kendı sınıfinın
bilincine vardı. Medya ise tam bir ser-
maye avcısı; kullanmadığı sılah yok:
Din, ırkçılık, erotizm, vb. Insanın du-
yusal ve duygusal güdülerinı kışkırta-
caknevarsa... Bukoşullardagerçek çı-
kar çatışması Türkiye insanlan ara-
sında değil, emperyalist dünya ik Tür-
kiye arasındadır.
George Onvefl bunun böyle olaca-
ğını çoktan kestırmişti. Daha ellili yıl-
lann başında şöyle diyordu: "Yüksek
düzeyde sanayOeşmiş iilkelerüı tüm sol
partileri aslında şikeyapıyorlar, çünkü
gerçekte yikmak istemedikJeri bir je-
yekarşı savaşnn vermeyigöre\ edinmiş-
lenlir.Uhıslararasıbovııttaarnaçlanvar-
dır, ama aynı zamanda bir \aşam dü-
zeyinin korunması uğruna da savaşan
veriyorlan Bu yaşam düzevi o amaç-
larla bağdaşnuyor. Hepimiz Asya'nın
ernekçiermisörnürıerekyaşrvt»njz..'Vra-
nuzda kimi "aydınlar" da var kı hep
bırağızdan "Buemekçaerözgürteşme-
H" diye haykınyorlar. Oysa yaşam dü-
zeyimiz ve bunun ürünü olan "aydm
insan" nıteliğimiz bu sömürünün sür-
mesını gerekli Jalıyor." (Cntical Essays.
1951, s. 115-116; aktaran R. Escar-
pit).
Georges Marchais ise yetmişli yıl-
lardakı bır konuşmasında "Avrupa,
AmerikaŞa karşı ağzuu açarsa, yal-
nızca esnemek içindir" demışti; oysa
gen kalmış ya da azgehşmiş ülkelere
akıl hocalığı yapıyor. Fransız Devri-
mi'nin gerçekleşmış olduğu Avrupa
anakarasında demokrasi, özgürlük ve
insan haldan en üstün değerler olarak
kutsanırken neyin bu ilkelere uyduğu-
nu, neyin uymadığını; hangi koşullar-
da önemsendığini, kımler için geçerii
olduğunu, kimler için geçerii olmadı-
ğını, ne zaman ne olacağını. vb. ken-
di çıkar koşuJlanna göre ayarlıyor, yo-
rumluyor ve öne çıkanp tartışma ko-
nusu yapıyor.
Tarihöncesinın kaba kölelik dönem-
lerinden başlayarak gerçekleştırilen
bütün ilerici devnmlerin ereği, doğal
haklannı göz ardı edip insanı sömüren
mütegattibe sırufiannın egemenlikle-
rine son vermek olmuştur. Toplumla-
nn öncel (ezeli) bir ılleti olarak sömü-
rü, insan varlığını gelir kaynağı gibi kul-
lanarak, bir biçimde onun sırtından
geçinmeolayıdır. Sömürgenlerin yap-
tığı da, bu yönde çıkar sağlama yor-
damlan geliştirmek ve kullanmaktır.
Yerine ve çagına göre değişen araç-
lardır bunlar. Kaba güçtür, zorbalıkör,
savaştır, büyüdür, ınançtır, yağcılıktır,
inandırmadır, kandırmadır, yalandır,
gelenektir, töredir, yasadır, modadır,
propagandadır, rüşvetnr, vb; son çözûm-
de ınsanın kendı zayıflığıdır. Korun-
ma duygusudur, çıkar güdüsüdür, öz-
beğenıdir, bencillıktır, yükselme tutku-
sudur, aşağıhk duygusudur, saflıkîır,
vb... Hem kötülüğün hem de iyiliğin
tekelini elinde tutan sömürü odaklan,
aynı anda hem korku hem de umut ve-
recek ikircikli birsöylem kullanır, işa-
ret parmağını gözünüze doğru uzatıp
"dile benden ne dikrsen!" dıyerek ın-
sanın karşısına dıkılır; hem sevecen,
hem asık biryüzle... Demek ki sömü-
rünün en temel ilkesi, yönlendirme ve
kullanma erkini hep elinde futmak ve
hep güçlü kaimaktır.
Sonuç: Fransız devrimi, yüzyıllar
sürmüş birbilinçlenme sürecinin ürü-
nüdür: Şeytanlann ve tannlann, büyü-
cülenn ve papazlann, krallann ve de-
rebeylerin egemenhğine son vermiş-
tir. Ama öyle anlaşılıyor ki, ikıbinli
yıllann temel sorunu, bu kez de çağ-
daş söylenceler ve medya sömürüsü
karşısında insanlığı bilinçlendirmek
ve özgürleştirmektir.
• • lkemızde, ınsand yaşama sevincı ba-
U
ğışlayan güzel şeyler de var. Bartın
Sanat Festivalı bunlardan bıriydi 'Da-
ha iyi bir dünya ülküsünün' yeşenp
boy attığı bu coşkulu festıval, tiyatro-
dan sınemaya, açık oturumlardan doğaçlama ya-
ratılara dek dolu dolu bır dizı etkınlıği ızleyıcisi
ile paylaştı. Hak ettiği ölçüde alkış topladı.
Bartın Sanat Festıvali'nın kanımızca öncehkli
basansı, kendı bölgesinin gizilgücünü açığa vur-
ması ıdı II kültür müdüdüğü çatısı altında oluş-
turulan ve bugüne dek dokuz oyunu seyırcı karşı-
sına çıkarmış bulunan Bartın Bölge Tiyatrosu,
çevre ilçe ve beldelerin amatör tıyatro ekıplen,
öğrenci tiyatrolan, fesrivalin deyim yerindeyse,
Bartın Sanat Şenliği
ÜlküAYVAZ
atar daman olarak degerlendirilmıştı. Bartınlıla-
nn, açılış törenı yürüyüşüne caddeleri dolduran bir
kalabalıkla kaülmalan bucoşkunun anlamlı birgös-
tergesiydi.
Bartın"da tıyatronun I920'li yıllara uzanan bir
gelenefı var Inönü Zafen'ni kazanan kahraman-
lar yaranna sahnelenen ve bin beş yüz lira gelır
elde edilen ikı perdelik oyun, iigili geleneğın bir
başlangıcı olmuş.
1992 yılında Bartın'ın il olması ile kuruluşu
gerçekleşen il kültür müdürlüğü ve 1995'te eskı
kilise binasınmadetayenıden yaratılarak açılan tı-
yatro salonu, kente bir sanat canlılığı kazandın-
yor. Ardından Ordu Beledıyesı Karadeniz Bölge
Tiyatrosu ile Kocaelı Bölge Tiyatrosu'nun katılı-
mıyla seyirciye açılan 'Barûn Tiyatrolar Buluş-
ması' giderek bir sanat festivalıne dönüşmüş bu-
lunuyor Bartın Sanat Şenliklen, etkinlıkleriyle
izleyicısıni bütünleştirmenin ötesinde, bölge-insan
gizilgücünü öne çıkarmakla, sanatın coşkusunu,
uygarlaştıncı özünü, hani nasıl denirev ev, sokak
sokak, salon, meydan Bartınlılarla paylaşıyor, bir-
likte yaraûyor... Üzerindedüşünülmesi gereken an-
lamlı bir tutum!
Ortaklaşa yaratmalann sonuçlannı giyim kuşam-
da, kitapçı kalabalıklannda, yan yana yürümeler-
de, çay bahçesı sohbetlennde, çocuk-yetişkin iliş-
kilerinde, günaydın ve hoşça kalınlarda.. yaşıyor
ve kıvanç duyuyorsunuz.
tl Kültür Müdürü Mehmet Altaş, Şube Müdü-
rü Cengiz Keskiner, Bartın Bölge Tiyatrosu Yö-
netmeni Zafer Gecegönir ve daha pek çok yara-
tıcıyı sanatın coşkusuyla selamlıyor, kutluyoruz.
PENCERE
UfukÇbgisf
Telefon...
Duyulur duyulmaz bir ses, acının ezgisinde birtını, aK per-
deden bir soru:
- llhan Selçuk orda mı?..
- Benim..
Konuşuyoruz, ama anlaşamıyoruz, içki kadehinin kör ku-
yusundan çıkamryor..
SaatiO..
Dedimki:
- Behzat Ay, şimdi yazı yazma zamanı, sonra konuşalım,
olur mu?..
Dinlemiyor..
- Yazık ediyorsun kendine!.. Sabahtan başlamışsın, vaz-
geç şu meretten..
Kırpileşti: • •
- öğüt verme!..
Ekledi:
- Ben ölümüme oynuyorum!..
Içimden 'hıhhh' deyip, azımsadım söylediğini, 'sarttoşlu-
ğuna kılıfanyor' d/ye düşündöm, ama aklımdan birtürlü çık-
madı Behzat...
•
Telefon.. - ^ "
Bu kez ben aramıştım.. ^
Sesi yine perişan..
- Behzat, ben llhan Selçuk..
- Kim?..
- llhan..
Yine acının ezgileri ve ölüm türküieri!.. Ciddiye almalı mı-
yım?.. Telefonu kapattıktan sonra düşünüyorum: Nasıl ulaş-
malı Behzat Ay'a?..
Aman canım sen de!.. Son günlerde hep içmiyor muydu?..
Canı sağolsun!.. Içsın bakalım!.. Hepimiz karmakanşık ha-
yat sürecinin kördüğümleştiğı anlarda bastıran ruhsal buna-
lımlann sannallannda yaşamıyor muyuz?..
•
Telefon.. * •'
Ibrahim Yıldız; ' .
- Abi, Behzat Ay.. c
Susuyorum bir süre..
- Nasıl olmuş?..
- Komşulan evde ölü bulmuşlar..
• ' "
Şükran KurdakuJ'un "Şairfer ve Yazariar Sözlüğü "nden
kısattma:
"Behzat Ay, romancı, 1936 Mersin doğumlu. Ortaöğre-
nimini Köy Enstitüsü'nde yaptıktan sonra Gazi Eğitim Ens-
titüsü Pedagoji Bölümü 'nü bitirdi. Ortaokul ve liselerde öğ-
retmenlik yaptı. Vartık, Imece, Sosyal Adalet, Türk Solu,
Ant, Vatan, Akşam, Cumhuriyet'te makale, oykü, gezi not-
lan ve röportajlan yayımlandı. Toplumcu gerçekçi anlayışa
bağlı romanlanyla tanındı."
•
Birkaç gün önce, güneyde, bir denız kıyısında, dostlarfa
birlikteyken, bilmem neden, içimi bir sıkıntı sardı. Yalnızlaş-
tım. Güneş battı. Doğa sessizleşti. Deniz duruldu, gölgelen-
di. Kurşunileşti. GökJe bütünleşti. Ikisi arasındakı ufuk çizgi-
si inceldi, inceldi, incekji, silinecek mi diye bir süre soluksuz
bekledim.
Sanınm Behzat Ay o sırada öldü.
•rfrtrır - * ffj^ll
îşte mahallemizden beklediğiniz güzel haber!
CUMHURİYET MAHALLESİ'NİN IKİ BÖLÜMÜ BîRLEŞİYOR!
I
(Pumhuriyer MahalleJi dostlarımızdan gelen istekler üzerine;
mahallemizin iki bölümünü birleştirmek için başlattığımız
çahşmalar sonuçlandı. İki bölümün arasındaki boş araziyi de
sonunda mahallemize kattık. Böylece, Cumhuriyet Mahallesi bir
bütün oluyor.
Şimdi, bu yeni arazi üzerindeki 90 parseli sizlere sunuyoruz.
Böylece, mahallemize katılmak isteyip de geciken dostlarımıza
yeni bir olanak sağlayabildiğimiz için mutluyuz.
Uzun ve çetin bir pazarlık döneminden sonra aldığımız bu arazideki
90 parseli metre karesi 9 milyon liradan satmak zorunda
olduğumuzu öncelikle belirtmek isteriz.
CUMNUHrVCTİ ÇANTA
MmWi([\ll X 8£L£DtYESJ
\*2SÜS?2 -
^ ^
<S\SGM
u A R M AR A
/ /
' /
/
i
KMAU
MMfAAi
_ ^ ^
o e N
K
10
- \
\
izi
Peşinat 750 milyon olup
kalan bölümü 6 eşit
taksitte ödenecektir.
Parsellerin büyüklükleri
400 - 600 metre kare
arasında değişmektedir.
Bildiğiniz gibi, Cumhuriyet Mahallesi'ni gerçekleştirme
çalışmalarımız hızla ilerliyor. Dostlanmızla birlikte yaşayacağımız
mahallemizi adom adım yaşama geçiriyoruz.
Mahallemizle iigili her yeni gelişmeyi size bildireceğiz.
Cumhuriyet maha lles i
"Doğayla uygarlık buluşuyor"
YINl
DINIZ CORUNUMLU
IMARLI IFUAZLI
HACİMSIZ TAPULU
Cumhuriyet Mahallesi nerede kuruluyor?
•Cumhunyet Mahallesı Istanbul'un batısında. Tektrdağ-Çodu yolu Kavşağı uçgenınde, Çanta Köyü
beledıye sınırlan ıçinde kuruluyor istanbuf'a uzaklığı TEM yolundan 45 dakıka, E5 yolundan 55 dakikadır
•1. Bölumün hemen guneyınde yer alan 2 Bölum araz/sının de elektnğı ve stabdıze yollan vardtr.
•Bu arazının de yalnızca % 14'ü evlere aynldı Kalan % 86'nın kûçuk bır bölümü yol ve otopark, çok
bûyûk bır bölümü ise bahçe ve park olacak. Yenı arazımız de aynı özeltıklere sahıptır
Başvuru; ÇAĞ PAZARLAMA
Basm Sarayı Kat.4 (Gazeteoter Cemıyetı Üstü) CağakJğlu - İSTANBUL
Satı? yaprfan Cumhurty«t Kttap Kulûbü bOrotan:
Ankva: Atatürk Bulvan No: 125 Kat:4 BakanJıklar - ANKARA
bmir Halrt zıya Bufvan 1352. Sok. No: V3 Alsancak - İ2MİR
Tel- (0212) 520 21 91 - 92 / 512 05 05, Fate: (0212) 520 50 23
Tel: (0312) 419 50 20 pbx, Faks: (0312) 417 19 57
Tel: (0232) 441 12 20 pbx, Faks: (0232) 441 91 17