Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordınatöni Hikmet
Çetinkay st # Yazıışlen Müduru. ibrahim
Yıldız • Sorumlu Müdur Fikret İlkiz
9 Haber Merkezı Muduru Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
tstıhbarat Cengiz Y ıldırım • Ekonomı Özlem
Yüzak 0 Kiıltür Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotograf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu tlhan Selçok
(Başkan), Orhan Erinç, Oktay
Kjırtbökc Hikmet Çetinkaya.
Şfiknn Soner, İbrahim Yıldız.
Orhan Bursalı, Mustafa Baibay,
Hakan Kara.
Ankara Temsilcısi Mustafa Balbav AtaturkBulvan
No. 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020 (7
bat), Faks 4195027 01zmırTemsilcısi: SerdarKızık,
H ZiyaBlv. 1352 S 23Tel 4411220, Faks.4419117
0 Adana Temsilcısi. Çetin Yiğenoğlu, inönüCd 119
S No.lKat l.Tel 363 12 11.Faks 363 12 15
Muessese Müduru. îstûn \kmen A
Koordmalor- Ahmrt korukan •Muha-
sebe Bülent Ynıer«ldare Hflsevln
G ü n r * Bügı-Işlem \ailtnıl«BıIg>-
sayarSıstem Mürivrt ÇUer#Sauş
FufletKoza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdur Gülbin
Erduran 9 Koordınator Rcha
lşıtman # Genel MudurYanhmcısı:
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
513958O-51384#H>l,Faks 51384O
Yawmla>an *e Basan: Yenı Oun Haber ^jansı. Basın \e Yaymcılık \ Ş
Tûikocağı Cad 39 -I1 Cagaloğlu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 lstanbul
Tel (0-212) 512 05 05 (20 hat)
Faks (0 212)513 85 95 \vw\v cumhurivet.com.tr 14TEMMUZI999 lmsak:3.40 Güneş: 5.36 Ögle: 13.17 îkindi: 17.14 Akşam: 20.43 Yatsı: 22.31
Sansürün
kaldınlışı
• İstanbul Haber Servisi -
Basın K.onseyı Dayamşma ve
Gelıştırme \'akfı ıîe Trakya
Ünıversitesı, 24 Temmuz
Türk basınında sansürün
kaldınlışınm 91. yıldönümü
nedeniyle "24 Temmuz'un
Tarihımızdekı Önemı"
başlıklı bir konferans
düzenleyecek. Konferansta,
Basın Konseyı Başkanı
Oktay Ekşi, iş hukuku
profesörii ve İLO Yönetım
Kurulu üyesi Prof. Dr.
Rüçhan Işık konuşma
yapacak.
BART Başkanı
NazKüttıancı
• Haber Merkezi -
Türkıye'ye sefer yapan tüm
havayolu kuruluşlanrun üyesi
bulunduğu Havayollan
Kuruluşlan Derneği'nin
(BART) genel kurulunda
\az Küihancı yenıden genel
başkanlığa seçıldı. 32 üyesi
bulunan derneğin yeni
yönetım kurulu ıse şöyle
belırlendı: "Başkan: Naz
Külhancı, Başkan
Yardımcısr. Gülay Aşçı
(THY). Genel Se'kreter Gıan
Pfıster (Swissaır), Sayman:
Bahar Binncı (Emirates).
Üyeler. M. Alviri (tranair),
Ofer Kjsch (Lufthansa). Tim
Ramage (Bntish Aınvays) ve
Genel Koordinatör Ali
Kırgız."
İstanbul
ValiSği'nin tebliği
• İstanbul Haber Senisi -
tstanbul Valiligı'nin, ıldeki
oıman yangınlannın
önlenmesı, yangın çıkmadan
\e çıktıktan sonra alınacak
tedbırler hakkındakı tebliği,
Resmı Gazete'nın dünkü
sayısında yayımlandı. Tebliğe
göre. koruma altına alınan
orman \e ağaçlandırma
sahalannda. her ne maksatla
olursa olsun hiçbir şekilde
ginş \e çıkış yapılmayacak,
ateş yakılmayacak, ateşli
maddeler ıle dolaşılmayacak.
Halkoyunları
yarışması
• İstanbul Haber Senisi -
Mılh Egıtım Bakanlığı
Okuliçi Beden Eğitımı Spor
ve tzcılik Daıresi Başkanlığı
tarafindan düzenlenen
yanşmalann, Kırklareli"nde
düzenlenen fınalınde.
Beşıktaş Halkoyunları Grubu
18 bölge birincisi arasından
galip gelerek Türkıye
bınncısı oldu.
Trafik kurallan
• tSTANBLL(AA)-
Türkıye Trafik Kazalannı
Önleme Demeği tarafindan
hazırlanan "Trafik Eğitım
Rehberi" adlı kitaba göre,
1998'deülkegenelindel6
bın 791'i şehir ıçı. 2 bin
180" i de şehir dışında olmak
üzere toplam 18 bin 971 yaya
trafik kazasına kanştı. Bu
kazalar sonucu 780'i şehir
ıçı, 414'üde şehir dışı
toplam 1194 yaya hayatını
kaybederken, şehir içınde 16
bın 11. şehir dışmda da 1766
olmak üzere toplam 17 bin
777 yaya yaralandı. Yayalann
kanştığı trafik kazalannda
sürücü hatalannın yanı sıra
yaya hatalan da önemli bir
ver tutuyor
Yabancı dil sınavı
• ANKARA(AA)-
Üniversitelerin vabancı dil
ıle ılgili bölümlennde
okumak ısteyenlenn 16
Mayıs 1999'da girdıği
Yabancı Dil Sınavı'nda
(YDS), adaylann yanya
\akını 105'ınaltındapuan
alarak elendi. Toplam 36 bin
523 adayın girdiği sınavda.
Almanca'dan 1620.
Fransızca'dan 782 ve
Ingilızce'den 17 bın 363
olmak üzere toplam 19 bin
765 aday 105 ve üstünde
puan aldı YDS'de aynca
üniversitelerin 4 yıllık lisans
programlanm kazanmak için
gereklı olan 120 ve daha
yüksek puan alan adaylann
sayısı ise toplam 12 bin 457
olarak gerçekleşti.
Baston Festivali
• DEMIEK (Cumhuriyet) -
15. Uluslararası DevTek
Baston ve Kültür Festivali,
16 Temmuz'da başlıyor. Üç
gün sürecek festivale, Pınar
Aylin. Grup Vıtamin.
Şükriye Tutkun. Rober
Hatemo, Mıne Koşan. Atilla
Arcan da katılacak. Genco
Erkal'ın Nâzım Hikmet'ın
'Insanlanm" adlı oyununu
sahneleyeceğı festıvalde
çeşitli sergıler de açılacak.
Devrek'in CHP'lı Belediye
Başkanı Nadir Saraç,"Ünlü
Devrek bastonunu tüm
dünyaya tanıtmayı
amaçhyoruz" dedı.
Kapitalist kültürde teknoloji, sürekli yeni modeller üreterek tüketiciyi kışkırtmak amacıyla kullanılıyor
'Tasarım tüketmım hizmetinde
9
OZANYAYMAN
İZMİR - Uzmanlara göre tasanm,
estetiği ve içeriğiyle, yaşamın her ala-
nında hâkim olduğu 2OOO'lı yıllann
eşiğinde, zirve olarak nitelenen nok-
taya geldi. Insan yaşamını kolaylaş-
tırmayı amaçedinenteknolojininfârk-
lı ideolojilerin perspektifinı de yan-
sıttığı vurgulanıyor. Kendi bakış açı-
lanndan mükemmeli arayanlann ilke-
si olan tasanm, özellikle kapitalist kül-
türün egemen olduğu toplumlarda, tü-
ketim olgusu göz önüne alınarak şe-
killeniyor. Öyle ki, piyasaya sunulan
bir ürunün yerine, daha söz konusu
ürün özümsenmeden bir yenisi sunu-
luyor. Bu devinim, tüketimi körükle-
yen kent yaşamının, günden güne da-
ha geniş kitleleri içine almasına bağ-
lanıyor. Izmir Yüksek Teknoloji Ens-
tifüsü (IYTE) Endüstriyel Tasanm Bö-
lümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr.
Can Ozcan. günümüzde ürünlenn imaj-
larınm yaşayabıldiği ölçüde gündem-
de kaldıgını belirterek "Mevcut du-
rumda $ektör,tûketkilennkişise(idol-
lerini, tasanm ilkesryle aynıpotada bir-
lestiriyor. Üriinün tüketimi kışkırt-
ması nedeflenrvor. Sürekli yeni model-
ler >araolarak, türev ler ve alt türev ler
oluşturuluyor" diyor.
Tasanmın insanlann ihtiyaçlanna
göre şekıllendiğı ve belli uzmanlık
alanlan oluştuğunu da sözlerine ekle-
yen Özcan konuyla ılgılı şu görüşlere
yer veriyor.
"Tasanm en özgür olduğu bir or-
tamda. özgür >aratıdır. Ancak, en-
düstrhel tasanm söz konusu okduğun-
• Yard. Doç. Dr. Can Özcan, endüstriyel tasanmın üretim
ve tüketim ilişkisine göre şekillendiğini belirterek,
"Kapitalist toplum yapısı, tasanmcıya sınırsız oranda
olanak sunuyor, ancak belli kurallar dahilinde. Bu kuralın
vazgeçilmez unsuru da ne kadar üretir ve tüketirsen o
oranda başanhsın oluyor" değerlendirmesini yapıyor.
da, üretim ve tüketim üişkisi göz ardı
edilemez. Tasaruncı da bu ilke doğrul-
tusunda kendisini gösteriyor. Kapita-
listtoplum\apısı,tasanmcıyasınırsız
oranda olanak sunuyor, ancak belli
kurallar dahilinde. Bu kuralın vazge-
çilmez unsuru da ne kadar üretir ve
tüketirsen o oranda başanbsın oluvor.
Getinen noktada bir diğer unsur da in-
sanuı biyolojik yaptsuun kendi yarat-
tığı bu teknoiojik dünyaya>etemez ot-
ması. Gelişmeler karşısında hizmet
sektörii merkezileşti. Bu merkezi ya-
pı kendi mimarisi üzerinde kontrol
sağtayor. Endüstriyel gelişimin doruk
noktasında teknolojinin bu denli hız-
h degişimine ayak uyruranlar varuk-
lannı konrtabilecekler. Çözülmeninya-
şandığı anlarda ise fırmalann adı ka-
lacak. insanlar da bu hıza ulaşamadık-
lan andan itibaren günümüzde oldu-
ğu gibi farkiı motive vollan arayacak-
lar. Din olgusununyoğunluk kazanma-
sı,etnik fanatizmin artması, alt kültür-
lerin oluşması bu nedenkre bağh.".
Büyük kentlerde yaşayan insanlann,
tasanmcılann ifade alanı olan metro-
pollerin çekim alanına girdiğinı belir-
ten Özcan, "MetropoUerde tüketimi
orta sınıfdiye tanımlanan kesimin kö-
rükkdiği bir gerçek. Üst gelirgrubu bel-
li bir do\ gunluk yaşıyor. .\lt gelir gru-
bu sürekli >etinmek durumunda olan-
lar. Orta düzey olarak tanımlanan ke-
sim ise tüm olanaklannı zoriayarak bu
tüketim çılgınlığı içinde kendisini en
belirgin gösteren grup oluyor" dıyor.
Türidye'nin durumu
Türkıye'ye ılişkın olarak da, endüst-
nnin ticaret olgusu üzerinde şekillen-
diğini, Batı ülkelerinde ıse endüstrisi-
nin mevcut oldugunu kaydeden Özcan,
Türkiye'nin daha büyük atılımlar yap-
ması için ilk olarak bu olguyu değiş-
tirmesi gerektiğini söylüyor. Global-
leşen dünyada, üç farkiı coğraryanın
tasanmlarmın kendisini gösterdiğini
belirten Özcan, şunlan diyor:
"ABD, Uzakdoğu ve Avmpa ülkele-
ri bu alanda farkb özeüikleriyle lider
konumda. Türkiye bu dünyada yer al-
mak istiyorsa, yüksek teknolojiye da-
yah, uzmanlaşmış kişilerin ortak ça-
balarryla üretim ortamı yaratmabdır.
1980 sonrası biüm ve teknoloji karne-
miz eksi puan içeriyor. Yabrunlann
üretim alanından çok tüketim alanına
yapdması, araşarma-geltştirmeytönem
verflmemesL ekonomik dengenin sağ-
lanmaması, sosval sorunlann aşılama-
masıgibietkenlerleTürkne'nintekno-
lojik kimligi bir türlü istenilen genş-
meyi sağtayanuyor."
Hemingway
lOOyaşındg
ABDIi ünlü yazar Emest
Hemingvvay doğumunun yüzüncü
yüında doğum yeri olan Oak
Park'ta çeşitli etkjnüklerie anıhyor.
21 Temmuz 1899 yılında
Amerika'da Oak Park'ta dünyaya
gelen Ernest Heming>va> 'in evi 100.
doğum yıh etkinlikleri için restore
edildi. "Çanlar Kimin İçin Çalıvor".
"SUahlara Veda" ve "thtiyar
Bahkçr gibi eserieriyle tüm
dünyada tanınan Hemingvvay,
1920'li yıllann mane\i
bunahrnlannı yapıtiannda
yansıtmaya çalıştı. Bu bunahmlan
İ930'lu yillann ve tkinci Düma
Savası'nın tarihsel bağlamına
yerleştiren Hemingvvay, 2 Temmuz
1961'de yaşamına kendi elleriyle son
vermiştl (Fotoğraflar: AP)
Komisyon antik tiyatronun smırlı olarak kullanılmasını istedi
Efes Tîyatrosu tehlîkede
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Son yıllarda dü-
zenlenen konserler nede-
niyle tahribata uğrayan Efes
Tıyatrosu'nun, kültüretkin-
likleri için sınırlı olarak kul-
lanılabileceği bildirildi. Efes
Tiyatrosu Komisyonu, et-
kinliklerde elektronik ses
yükselticisine hiçbir biçim-
de izin verilmemesi gerek-
tiğini belirtirken tiyatroya
tehükeçıkışUn' yapılması-
nı istedi.
24 bin kişilik kapasite-
siyle antik dünyanın en bü-
yük tiyatrosu olan Efes'in
korunması ve onarımı yö-
nünde çalışması amacıyla
kurulan komisyon 30 Hazi-
ran-1 Temmuztarihleri ara-
sında toplandı. Anıtlar ve
MüzelerGenel Müdürü Ke-
nan YurttagüL Efes Selçuk
Müzesi Müdürü Selahattin
Erdemgil ve Efes ICazılan
Başkanı Prof. Dr FritzKrin-
zinger'in yanı sıra ilgililer-
den oluşankomisyonun top-
lantısına çeşitli ülkelerden
çok sayıda uzman katıldı.
Toplantının ardından ya-
yımlanan bildiride, tiyatro-
nun kültür etkinlikleri için
sınırlı olarak kullanılabile-
ceği belirtildi. Tryatroda hiç-
bir biçimde elektronik ses
yükselticisi kullanılmama-
sı gerektiğine dikkat çekı-
lerek "Sahneşu anda hiçbir
şekilde kullanılmaz, çünkü
dengesi sağlam değfldir. Çat-
lamış ve parçalanmış du-
rumdabulunan mimaripar-
çalar, eserin avağa kaldırü-
masını imkânsız kılmakta-
dır. Daha çok mcvcut par-
çalann bir an önce sağlam-
lasûnlması gerckmektcdir'"
denildi.Orkestra ve üst sıra-
lann bulundugu kısımda ya-
pılması gereken arkeolojik
araştırmalann gelecek yıl-
lar için programa alınması
istenirken yok olmuş izleyi-
ci bölümlerinin yenidenya-
pılmasının düşünülemeye-
ceği kaydedildı
Sınırlı kullanım duru-
munda özellikle tiyatronun
güney tarafindakı arkeolo-
jik durum göz önüne alına-
rak 'tehlike çıkışlan' yapıl-
ması önerildi
Komisyon, tiyatronun,
DünyaBankasf nın 30mil-
yon dolarlık kaynak sağla-
yacağı "Türkiye Külterel
Miras ProjesFne alınması-
nı istedi.
Orman
işçisine
eğitim
Yazlabirnkteartış göste-
ren orman yangınîann-
da çabşacak işçiler, her
gün 'komando' eğMmin-
den geçiriliyor. Antarya
Orman Bölge Müdürü
Ali Onur,Türkiye'nin çe-
şitli bölge müdürlükle-
rinde yangınla mücade-
ledegörevalacakorman
işcisine 12'şer günlfik
devreier halinde beden-
sel ve teorikeghimverB-
diğini bildirdi. Işçilere
her gün sabahın erken
saatkrinden itibaren ade-
ta komando askerine ve-
rilen eghimin uygulan-
dığınısöyieyenOnur/Bu
işç3eregünde lOkSomet-
re koşu yaptinlryor. tşçi-
lereancaipJetirmanma,
dikenti teflerin arasından
geçme ve itahançuku-
rundan sıçrama eğirimi
yaptirüıyor" dedi
DANIŞTAY, BORÇLANMA YOLUYLA EMEKLİLİĞE ONAY VEBDİ
Sanatçı emekliüğiııe kolaybk
AJ>fKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) -
Danıştay, sanatçılann borçlanma yoluy-
la emeklilıklerine ılışkin usul ve esas-
lan düzenleyen tebliğin, bu haktan ya-
rarlanmak isteyen sanatçılann belgele-
nnın öncelikle işveren tarafindan dol-
durulması koşulunu getiren maddele-
nni iptal etti.
Şarkı sözü yazan tlkan San, prim-
siz günlerini borçlanarak emekli ol-
masına dayanak oluşturan belgenin
"bir işverencedoldurulmadığT gerek-
çesiyle SSK tarafindan geçersiz sayıl-
ması ve emekli aylığının iade edilme-
sinin istenmesi üzerine Danıştay'a da-
va açmıştı. San, SSK'nin karanna ge-
rekçe gösterdiğı, sanatçılann hizmet
borçlanması usul ve esaslannı belırle-
yen tebliğin "borçlanma belgesinin ön-
celikle işveren tarafindan dolduruima-
sı, havattaolmaması ve mirasçısızotaıa-
sı haÜnde meskkle ilgilibiriik. sendika,
dernek. sanatsal vakıf gibi kuruluşlar-
ca düzenlencbilecegini" öngören mad-
delerinın ıptalinı ıstemişti.
Başvuruyu görüşen Danıştay 10. Da-
ıresi, uyuşmazhğın, borçlanma yapıla-
bılmesi için, ışverene bağlı ve hizmet
aktıne dayalı çalışmanm gerekli olup
olmadığından kaynaklandığını belir-
Iedi. Daruştay karannda, güzel sanatdal-
lannda çalışan sanatçı, düşünür ve ya-
zarlann, uğraş alanlan ve çalışma ko-
şullan açısından dığer mesleklerin üye-
lennden farklılıklartaşıdıği belirtilip bu
özellik göz önünde bulundurularak ay-
n bir yasal düzenleme yapıldığı anım-
satıldı.
Danıştay 10. Dairesı. belirtilen ne-
denlerle sanatçı borçlanmasına ilişkın
usul ve esaslan düzenleyen tebliğin da-
va konusu hükümlerinı hukuka uygun
olmadığı gerekçesiyle oybirliğiyle ip-
tal etti.
Bu kararuı ardından sanatçılar, ya-
sada öngörülen diğer hükümlen yeri-
ne getırmeleri koşuluyla herhangi bir
işverene bağlı olmalan şartı aranmak-
sızın, pnm ödemeden geçen günlerini
borçlanarak emekli olabılecekler
Müzik-Sen Genel Başkanı Mehmet
Çınka, yaptığı açıklamada, Danıştay' ın
bu karan ve Yargıtay ıçtihadı ışığında
aralannda Zerrin Özer, Kayahan, Bel-
kıs Akkale, KamilSönmez,Dogan Can-
ku, Vedat Sakman. Erdal Ceük, Maz-
har Alanson, FuatGüner,Ozkan Uğur,
Musa Eroğlu, Suavi gibi ünlülerin de
bulundugu sanatçılann, borçlanmahak-
kından yararlanabileceklenni bildirdi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Yeşil Kuşağın', 'Dört Gülü'...
Iran Şahı Rıza Pehlevi, 'Tanzimat Alafrangalığı'n,
'çağdaşlık' sanıp; petrolün 'ulusallığını' savunan
başbakanı Dr. Musaddık'ı fedâ etmeseydi Humey-
nî ve Mollalan, acaba bu kadar güçlenebilir miydi?
Sorunun va'z edıliş biçimlerinden birisi, sanınm bu-
dur; ikincisi, acaba şu olabilir mi; xx.yy'ın son yarı-
sında, en belâlı 'siyasî lslâm'\n, eski SSCB ile sınır-
daş, dört ülkede, en en yoğun olarak ortaya çıkma-
sı, bir tesadüf müdur? Türkiye, Iran, Afganistan, Pa-
fcjştan! Bu ülkeler, 'Sistem'in ünlü 'Yeşıl Kuşağı'nm,
dörtgüçlü kalesiydi: zamanla, son üçü 'siyasîlslâm'\n
eline düşmüştür; Türkiye'deyse, bunalım bitmek bil-
miyor acaba neden?
Washington ('Sistem') aklınca, totaliter Bolşevik-
liği, Muslumanlıkla önleyecekti ama, Kaprtafizm'in (Em-
peryalizm'in) ıç diyalektiğinden doğan o sakıncayı,
htç hesaba katmamıştı: Müslümanlığa itilen, gelişmek-
te olan bu ülkelerin, 'SerbestPazar' kalmalan için; 'ulu-
sallaşmalan' -yâni ulusal pazan ulusal sanayiin em-
rine vermeleri- engelleniyor; bunun için de, ekono-
milerinin, 'açık toplum' önerisine uymalan, şart ko-
şuluyordu; buysa, kalkınmaya 'kamu öncûlüğünde hız-
lı sanayileşme'yle başlamış bu ülkelerde, devletin
önemini yitirmesi, tâbir-i mahsusu ile, 'küçülmesi' de-
mekti.
Devlet önemini kaybeder ve 'kûçülürse' ne mi olur?
Aydınların Jümpenleşmesi'
Bakalım neler oluyoımuş:
"...Ortadoğu ülkelerinde nüfus artoşı ve kırsal
göç, 6O'lı yıllardan itibaren kentlerin nüfusunu şi-
şirmiştir. Devtet buralarda kamu hizmetJerini yü-
rütmekten hatta kentleşmeyi sağlamaktan âciz-
dir, aynı zamanda eğitimin yaygınlaşması: bütçe
kısıtlamalan yüzünden, devlet tarafindan sunu-
lan iş imkânlannın nisbî azalışı ile birieşince; sı-
nmndan kopan ve proleterieşen aydınların sayı-
sı artmıştır. Umutlanna denk düşebilecek iş alan-
lan olmadığı gibi, ünivers'ıtelerdeki hayat koşul-
lannın giderek kötüleşmesi, onlan her türlü mu-
halrf maceraya sürüklenmeye hazır hâle getir-
mektedir..."
"...aydın demek memur demekti. 70'li yıllardan
itibaren Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) baskı-
sıyla (Mısır'da 1971 'den itibaren Irrfetah; Cezayir'de
Çadlı'nın siyaseti) izlenen çeşitli liberalizasyon
ve 'devleti küçültme' siyasetleri ise, memur/ay-
dında statü kaybına yol açtı. Ekonominin liberal-
leştirilmesi, gerçekten de özel sektörii gözetin üc-
retler, enflasyon tarafindan kemirilir ve yeni zen-
ginlere kıyasla düşer. Memur, ayakta kalabilmek
için ikinci bir iş yapmak zorundadır taksi şoför-
lüğü, uluslararası bir otelde gece bekçiliği vb. İş
çevreleri, siyasal açıdan aydınlara göre daha
önemlidir. Devlet aydınlann elinden kaçar, aydın-
lar yeni koşullara ayak uyduramazlar..."
"...gerçekten de üniversrte öğrenimi, Tıp alanın-
da bile, esas olarak kitabidir; toplumsal ve eko-
nomik gerçeklerden kopuktur; birdiplomalı, ken-
disini bir kast'ın üyesi gibi görür; artık sadecefi-
ziksel çalışmaya değil, fiziksel temasa bile zor-
lanamayacağını düşünür, farklılığını varlığıyla,
hatta giysileriyle göstermek ister (bizdekı, 'seçkin
alafrangaları' duşunür musunüz biraz?); proleter-
leşmeye, kolay kolay katlanamaz; proleterieştik-
çe, buna, koşullannı tdeolojikleştirerek ya bir dev-
rim ya da güçlü bir merkezi devlet hayali ile kar-
şılık verir..." (Olivier Roy, 'Siyasal Islâm'tn Iflâsı, s.
74/75).
Bilmem bu perspektifden bakınca, Türkiye'deki 'dip-
toma'lı lümpenlerin' (ben bunlara hep, 'Komprador
aydınlar' demişimdir), neden dolayı liberallerin tara-
fını ya da 'llımlı Islâm'm sert ya da mülâyim tarafını
seçmiş oldukları daha açık görünmüyor mu? Düze-
ni, gelecekte ele geçinnek hesabındaki 'llımlı Islâm'
yandaşı 'aydın' da; 'özelleştirme'ye ve 'küreselleş-
me'ye oynayan 'liberal' aydın da, aynı 'iktisad-ı siya-
sf diyalektiğinin çarkına kapılmışlardır: paçayı kur-
tanmak!
Aydın lümpenle$ti' mi?
Ozaman 'bunalım', 'tepeden inme'ya da 'aşağı-
dan yukanya' her türlü 'asab/yye'nin anasıdır
amaç değişmez, 'hâkimiyeti ele geçinnek', fakat 'ta-
kıyye', biitfenbire, 'siyasalIslâmcı'run 'kalkanı'nadö-
nüşür: 'lümpen' aydını, -hele memuru- kolayca elde
eder; onu, 'takıyye' kalkanı arkasma saklanıp; legal
görüntüveren 'yasadışı'örgütlenişveyükselişin, 'ne-
fen'yapabilirsiniz: Fethullah Ocağı'nın, ustalıklaba-
şardığı gibi! Hocaefendi'nin sonradan 'bizzaf'özürdi-
lediğı, -besbelli o da 'takıyye'ye dahil- ünlü kasetin-
de; 'ıçerden ele geçinvenin' taktiği ve stratejisi, uzun
uzun anlatılmamış mıdır?
"adliye'de, mülkiye'de veya başka bir hayati
müessesede -nıçin Cihet-ı Askeriye olmasın?- bi-
zim arkadaşlanmızın mevcudiyeti, öyteferdi mev-
cudiyetler şeklinde ele alınıp, öyle değerlendiril-
memelidir. Bunlar gelecek adına o ünitelerde bi-
zim garantimizdir. Bunlar, bir ölçüde, bizim varlı-
ğımızın teminatıdır. Şimdiden mevcut olanlar, bu-
rada mevcudiyetini korumasa bile, arkadan ge-
lenlerin mevcudiyetini, mutlaka korumalıyız; yok-
sa korumada, şimdi onlan korumada zoriandığı-
mız gibi zorianınz ve geleceğe de muessese ola-
rak yürüyemeyiz..."
Strateji boyle tarif edilmiş, 'taktik' aynı mantık çer-
çevesi içinde, başka bir örnek verilerek tarif ediliyor:
"...meselâ diyelim ki bir kaymakam bir yere git-
tiğinde, bir yerde kumar oynanıyor; yâni orası
eğer kumar oynamak için açılmamış ise, öyle bir
mekân ne kadar şart istiyorsa, o şartlan en azın-
dan gerçekleştirdikden sonra, oraya 'ruhsat' ve-
rilmek gerekiyorsa; o mevzuda, kılı kırk yararca-
sına, hassasiyet göstermeli, makamm açılması-
na, öyle imkân ve fırsat vermemeli. Ama nasılsa
açılmış, kendilerinden önce birileri açmış orayı,
hemen gider gitmez, 'ben bunun canına okurum'
dememeliler, nabız tutmalılar, orada siyasiler ne
diyor, çok temkinli yürümelidirier ki o mevzuda
bir falso yaşanmasın! O kapatr, arkadan iktidar-
daki partinin bir teşkilat başkanı gelir, karştsına
dikilir, vali'yi ikna eder, 'alın bu yaramaz kayma-
kamı, buradan' derler. Bu defa siz, orada güzel
ve hayırlı işler yapacaksanız, sizi atariar oradan;
oraya da şer bir adam getiririer; oysa ki, onlara
sorularak, onlan arkanıza alarak yapabilirdik bu-
nu ve yürütürdük orada..." (Sabah, 19 Haziran 1999)
Malı başkası götürmüs...
Hocaefendi, 'siyasîlslâm'\n 'kaleyiiçerden düşür-
mek' yöntemine örnekler verdiği o söyleşisinde,
devlet memurunu hem yüceltiyor; hem de onu, ken-
di amacı yolunda etkili kılmanın 'sinsi' yollannı öğre-
tiyor, diyor ki meselâ: "...bu Adliye için de aynen söz
konusudun yâni siz duruma hâkim değilseniz,
başka kuvvetler var bu ülkede, değişik kuvvetle-
ri hesap ederek öyle dengeli, dikkatli, tedbirii ve
temkinli yürümekte yarar var ki geriye adım at-
mayalım..." (Aynı gazete). Ne hazin! Ulkem'ızde yıl-
larca bu türden hesaplar içinde olanlann, Moskova
ajanı, 'ha/n komünistler' olduğu sanılmıştır, neticede,
onların, bırakın ülkeyj ya da devleti, herhangi bir sen-
dikayı bile, bu yoldan ele geçiremeyecekleri, pek gü-
zel anlaşıldı ya; kaç para eder, elin oğlu, malı çoktan
götürmüs, öyle mi?
Üstelik kökü, sanıldığı gibi, Moskova'da bile de-
ğilmiş! Ya neredeymiş?
http^/ www. bilgiyayinevi. com. tr/aithan