28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA 10 D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr İran Cumhurbaşkanı protestocuların 'şeytani amaçlan' olduğuna emin olduğunu söyledi Hateıııi öğrencilere sırt çevîrdi • Göstericiler, önceki gece geç saatlerde Tahran Universitesi'nde bulunan caminin minberini ateşe verdi. Dış Haberler Servisi - Tahran'da Cum- hurbaşkanı Muhammed Hatemi'yi des- tekleyen öğrencilerin protesto gösterileri, valiliğin yasağına rağmen dün de sürrer- ken Hatemi dün akşam bir açıklama ya- parak öğrencileri hayal kınklığına uğrat- tı. Hatemi. öğrenci gösterilerinin ülke çı- karlanna ve hükümetin reformist politika- lanna karşı olduğunu söyleyerek, protes- to gösterilerini kınadı. Hatemi dün akşam devlet televizyonun- da yaptığı konuşmada, banşçı biçimde başlayan öğrenci göstenlerinin ulusal gü- venliği tehdit eden şiddet eylemlerine dö- nüştüğünü söyledi ve "Gösterilerin, ka- rarlılıkla ve kuvvet kullanılarak cezalan- dınlacağını" kaydettı. Hatemi. "Bu ey- lemler halkımızın, sistemimizin ve hü- kümet programımızın çıkarlanna kar- şıdır" dıye konuştu. Cumhurbaşkanı Hatemi. "Bu insanlann şe> tani atnaçla- n olduğuna eminim. Onlar topiumda şiddeti besleme eğilimindeler ve onlann tarzına karşı çıkmalıyız. Ülkemiz ve hal- kımızın güvenliğini çok ciddiye alıyo- ruz" dedi. Dün erken saatlerde Tahran Üniversite- Islam rejiminin 20. yıldonumu için 11 Şubat 1999da Cumhuriyet'te yayımlanan yazı 'İran'da yol aynmına doğru' Ihş Haberler Servisi - Iran'm 2 bin 500 yıllık tarihiyle karşılaştınldığında bir kum tanesine benzeyen 20 yılhk Islam Cumhuriyeti'nde siyasi yapı, dinsel otoriteyle halk iradesinin dengeleri üzerine kurulu. Dinin baskıcı egemenliğinden bunalan gençler, kadınlar ve aydınlann oylanyla iktidara gelen Cumhurbaşkanı Muhamroed Hatemi, göreve başlamak için ülkenin dini lideri Veli-i Fıkıh (Rehber) Ayefullah AH Hamaney'den onay aldı. Iran'daki tüm güvenlik güçleri de Hamaney'e bağiı. Hatemi, iktidara gelmesinin ardmdan kendisine destekleyenlere, 'müreffeh yaşamı' şu sözlerle Hatemi seç.menkre re- form sözü vermişti tanımlıyordu: Din, özgüriük ve adalet. 'Ayetullah Gorbaçov' olarak da adlandınlan Hatemi, çağdaş Baü uygarhğının, 'diıı'in kamusal alandan çekilmesinin ardından ürettıgi, "anayasal hak ve özgürlükler, bireysel hak ve özgürlükler, sivil toplum" gibi kavramlan, dinin muüak otoritesmm egemen okhığu bir yapıya "monte eöneye" çalışıyor. Gorbaçov'un reformlannm Sovyeder Birliği için ölümcül sonuçlar doğurması, ıster istemez 'Ayetullah Gorbaçov'un reformlannın da Islami yönetim için benzer sonuçlar dogurabileceği düşüncesini akıllara getinyor. si'nin önünde toplanan yaklaşık 3 bin öğ- renci, polis ve silahlı milis güçleriyle ça- tıştı. Görgü tanıklan. "Hatemi seni des- tekliyomz* "Asker kardeşler niye kardeş- lerinizi öküiresiniz" sloganlan atan göste- ricilerin üzerine, polis ile Devrim Muha- fızlan ve köktendınci milislerin göz yaşar- tıcı bomba attığını, göstericilerin ıse buna taşlarla yanıt verdiklerini söyledüer. Öğ- rencılere Tahran halkının da destek verdi- ği belirtildi. Yolda toplanan halkın "Öğren- cfler sizi destekliyoruz" sloganı attıklan kaydedildi. Valiliğin bütün gösterileri dün yasak- lamasına rağmen, 6'ncı günde de gös- terilere devam eden binlerce öğrenciy- le güvenlik güçleri arasında öğleden sonra çatışmalar çıktığı, sivil güvenlik güçlerinin göstericileri dagıtmak için havaya ateş açtığı bildirildi. Görgü ta- nıldannın açıklamalanna göre, polis, sa- bah Tahran Üniversitesi önünde topla- nan göstericilerin dağılmalan yönünde helikopterle uyanda bulunduktan sonra, göz yaşartıcı bomba ve cop kullanarak göstericileri dağıtmaya çalıştı. Çıkan çatışmadan sonra geri çekilen öğrenciler, kısa sürede kent merkezinin civanndaki sokaklarda yeniden toplan- dılar. Kullandıklan mermilerin gerçek DEVRİMDE DEVRİM Arkalannda koca bir siyasiyelpaze var LĞURHÜKÜM PARİS-1 Şubat 1979'dan beri geçen 20 yıl, İran'da yeni yetişen nesillerin bağnaz, mutlakiyetçi bir anlayışı bütü- nüyle benimsemesinı getırmedi. Köklü bir tanhe \e kültüre sahip bir toplum, kurtulmaya çalıştığı monarşik bir rejimden (Şahlık), 20. yüzyılın son çeyreğinde, Ortaçağ karanlığma geri mi dönecektı? Ama olan olmuş, Humeyni "Kara Çarşafi"nı toplumun tepesine geçirmişti. Bu kâbus nereye kadar sü- recekti? 8 Temmuz 1999 günü yine gençler, yine öğrenciler ayaklandı. lnsan doğa- sına, çağın gelişmesine aykın bir yöne- timi. inanç sömürüsü ve baskı yönte- miyle ayakta tutmaya çalışan tran reji- mi sarsılıyordu. Çoğunluğu gençler ve kadınlardan oluşan bir seçmen kitlesi- nin desteğnle 23 Mayıs 1997'de "Dini Önder" Ayetullah Hamaney \ e nüfuzu- na rağmen. "Uımh İslamcT Hatemi baş- kanlığında uzlaşmacı bir yönetim oluş- tu. Elbetteki ve her zaman olduğu gibi şimdi ayaklananlar homojen bir blok değil. Hatta yürüyen gençlerin arasın- da "tslam DevTİminin" ayncalıklı. şe- hit aileleri çocuklannm bulunduğu ve "DmiÖnder"lerin doğal müttefıki "Ba- sfcî" grubu üyeleri de vardı. Yürüyen gençlerin ardında, arasında demokrasiye susamış bütün bir siyasi yel- paze var. 1956CIAdesteklidarbeyekur- ban giden gerçek bir demokrat Başba- kan Musaddıkyanlılanndan. Islam dev- rimini destekleyip de ilk ipe giden ko- münistlere, Halkın Mücahitlerine, fe- minıst hareketlerden Mevlevi eğilimli la- iklere, Iran'ı dünyaya açmak isteyen li- beral demokratlardan, ılımlı tslamcıla- ra. "Dini Önder" Hamaney "ucu dışa- nda şergüçlerden" dem vururken, "gÎH- geyöneticr Hatami "öğrenci vegençhk düşmanı guçter"den söz etmeyi yeğli- yor. Herkes değjşimden yana Bütün eylemci örgütler, adının birkö- şesinde "ıslam" sözcüğü bulunan bir kuruluş adına konuşuyorlar. Zira "Tan- nnm yeryüzündekieH" olduğuna inanan. "egemen tarikat" hanç herkes değişımın gereğıne ınanıyor. Fakatkademelı bir ev- rimle ve zamanla bazı şeylerin gerçek- leşebileceğini savunanlar halen iran'da çoğunluk gibi gözüküyor. Hatemi iktidan bütün gösterileri ya- saklamış olmasına karşın gençler salı gü- nü sokaklardaydı. Hamaney ise "erkek* ağırlıklı. kendi takımlanru sokağa dök- meye hazırlanıyor. Onümüzdeki günlerbeklenmedik ge- lişmelere gebe olabilir. lbretle izlenecek "devrimde devrim" günlen.. olup olmadığı bilinmeyen sivil polisle- rin otomatik silahlarla hava ateş açtık- lan, dağılan öğrencilerin ise kısa süre sonra tçişleri Bakanlığı bınasına saldır- mak üzere yeniden biraraya geldikleri be- lirtildi. Bu arada, polis ve Islamcı mi- lislerin (Besiçler), Veli-yi Asr Cadde- si'ndeki öğrencilerin çevresini sardıgı haber alındı. Bölgede, birkaç el silah sesi duyulduğu ve öğrencilerin. güven- lik güçlerini taşa tuttuklan belirtildi. Ote yandan öğrencilerin, baa sokak- lardaki boş araçlan ateşe verdikleri ve üç tranlı gazeteci ile Almanya televizyonu için çalışan iki kameramanı dövdükleri kaydedildi. Simgesel minber yatakfa Tahran Universitesi'nde bulunan cami- nin minberi önceki gece geç saatlerde gös- tericiler tarafindan ateşe verildi. İran dev- let radyosunun dün yayımladığı habere göre, göstericiler tarafindan yakılan min- ber Islami rejimin simgelerinden birisiy- di. Tahran Üniversitesi'ndeki minberde her cuma tslami rejimin önde gelenleri vaaz veriyordu. Cuma vaizleri üniversite kam- pusunda toplanan binlerce kişiye seslene- rek, iç ve dış olaylann değerlendirmesini yapıyordu. tran devlet radyosunun habe- rinde, "Cniversitenin icinde gün bmıınca toplanan göstericiler, ünrversite binalan- na zarar verdfler ve dua minberini de yak- tdar" denildi. Ecevit Çağdışı rejime isyan ş Muhammed Hatemi yanlısı Seiamgazeteamnkapatılmasırunaniındanpatlakvereneyieınlerdünde devam etti. Üniversite öğrencüerinin başlatbğı e> lemlere halkın da kanşüğı ola> larda Tahran L nrversitesi'ne vakın bölgede barikat kuran polis gösterieilere karşı göz yaşartıcı bomba kullandı. Bu arada, önceki günkü gösterilerde yaralanan Iranlı öğrencinin sonu bilinmiyor. (REUTERS) ANKARA (AA> Başbakan Bülent Ecevit, İran'da öğrenci hareketleriyle başlayan gelişmelere ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine de şunlan söyledi: '"tran halkı, çok kültürlü, çok zengin tarihi olan bir halktır. Uzun süredir baskı rejimine ve çağdışı rejime katlanması beklenemezdi. O bakımdan doğal karşıhyoruz. Ancak tabii biz, hiçbir ülkenin içişlerine karışmayız. Biz, tran halkının haynna olması dileğiyle olayları dışardan izlijoruz." Buarada, Dışişleri Bakanlığı, Iran'daki son gelişmeleri "iç sorun" olduğunu gerekçesiyle yorumlamadı. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sermet Atacanlı, haftahk olağan basın toplantısında "Biz, başka ülkelerin içişleri niteliğindeki gelişmeler konusunda yorum yapmıyoruz" diyerek herhangi bir değerlendirmede bulunmadı. Kapatılan Selam gazetesinin yayın kurulu ttyesi Al! Mazrul Cumhurlyet'ln sorularını yanıtladı ^Öğrencfler ne istedikleriııi çok iyi biliyorlar 9 niversite eylemlerini tepki olarak niteleyen Ali Mazrui 'devrim' karşılaştırmasını abartılı buldu AYÇAATAY İran'da kapatılmasıyla üniversite ögren- cilerinin protesto gösterilerinin başlaması- na neden olan Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi yanlısı Salem gazetesinin yayın kurulu üyesi AH Mazrui, telefonla Cum- huriyet'in sorulannı yanıtladı. Selam gazetesinin farklı görüşleri sa- \iınduğu için kapatıldığıru söyleyen Maz- rui, mahkemenin kaparma karannı "yasa- dışT olarak niteledi. Mazrui, Cumhunyefin kendısıne yö- nelttiği "Selam, Hatemi yanlısı olarak ta- nınıyor. Gazetenizin kapatılması cumhur- başkanına ve ideaDerine yöneHilmiş dolay- h bir sakhn mi" sorusuna "Selam gazete- sini kapatanlar. gjzfi dokümanlarm acıklan- masını \asaklayan bir yasavı gerekçe gös- teriyoriar. Bunun gerçek neden olduğunu düşünmüyoruz.Gazeteninkapatılmasıya- salara aykm" yanıtını verdi. Tahran Üniversitesi'nde başlayıp ülke- nin dört bir yanına yayılan üniversite ey- lemlerini de değerlendiren Mazrui. olay- lan "tepki" olarak niteledi. Ülkeye yabancı gözlemcilerin "olayla- n 1979 Islam DevTİmi ile karşılaştırması- nı" abartılı bulan Mazrui "Bu bakış açısı doğru değiL Öğrencilerin sorunlan hak- kında çok somut talepleri var. 1979 devri- mi gibi bir olaya kalkışmayacaklar. Sadece bazı reform talepleri var" diye konuştu. Öğrenciler arasında çok farklı bakış açıla- nna sahip gruplar olduğunu söyleyen Maz- rui, eylemler sırasında bazı provokasyon- lann olmuş olabileceğini belirtti. Mazrui, öte yandan, öğrenci kitlesinin çoğunun ne istediklerini çok iyi bildiklerini de vurgu- ladı. 'Sorunlar sabırla çözülebflir' Selam gazetesı yayın kurulu üyesi Ali Mazrui, üniversite öğrencilerine yönelik saldınlarda bulunan Ensar-i Hizbullah ör- gütün arkasrnda hangi güçlerin olduğuna yönelik sorumuzun yanırmı açık bıraktı. İran'da herkesin birbirine bu soruyu sordu- ğunu belirten Mazrui, üniversite öğrenci- lerinin taleplerinden birisinin de Ensar-i Hizbullah grubunun arkasında kimlerin olduğunun ortaya çıkanlması olduğunu söyledi. İran'da siyasi aynlıklann olduğunu be- lirten Mazrui, Iran'daki sorunlann sabırla çözülebileceğini söyledi. Mazrui "Bu so- runlar. diğer ulkelerde nasıl yaşamyorsa bizde de öyle. Sabırla çözülebileceğini dü- şünüyorum" diye konuştu. Selam gazetesinin mahkeme önüne çı- kacak olan müdürü AyetuDah Muhammed Hoeyniha da tran resmi haber ajansı IR- NA'ya verdiği demeçte basın özgürlüğü- nü savundu. Hoev-niha "Ozgürlükleri sa- vunurken sakunya uğrayan bütün öğren- ci ve hocalarasevgivesavgısunduğunu" söy- ledi. Selam gazetesı, fran'da solcu bir ga- zete olarak biliniyor. Arap basını geniş yer verdi 'Tahran'da sokak savaşlan' Dış HaberlerServisi-Iranı sarsan öğrenci olaylan sade- ce ıç değil dış basında da ge- nis yer buldu. İRAN: tran News:Lider: Üniversite olayı 'kalbimi burktu'lslam Devnmi'inın lideri Ayetullah Ali Hama- ney, Tahran Üniversitesi'nde son günlerde meydana gelen trajik olaylann "İran Islam Cumhuriyeti'nde kabul edi- lemez" olduğunu söyledi. Bir grup insanla yaptığı toplantı sırasında hder. "Bu acı oisnf vüreğinu burktu" dedi. " ÜRDÜN: El-Rai: Tah- ran'da catışmave gösteriler sü- rüyor tran başkentinin mer- kezindeki Tahran Üniversi- tesi Kampusu'nda öğrenci- ler ve polis arasında şiddetli çatışmalar çıkarken, üniver- sitenin yakınlanndaki yüz- lerce kişi de protestolara ka- tıldı. KUVEYT: Arab Times: Tahran'da sokak savaşlan tran polisi ve tslamcı mi- litanlar Tahran Üniversitesi çevresinde denetimi sağla- mak için öğrencileri coplar- la dövüp üzerlerine gözya- şartıcı gaz sıktılar. BA6: El-tttihad: Tahran halkı da öğrencilerin ayak- lanmasına katıldı Öğrenci ayaklanması beşinci günün- de bir devrim başlangıcına dönüşürken, şiddet Tah- ran'dan diğer bölgelere ya- yılmaya başladı. Değişim Hatemi^mtı iktidarıyla başladı tranh öğrenciler polis şefûıin istifasını tstiyor.( AP) TAHRAN (Reuters) - İran'da ılımh Cumhurbaşka- nı Muhammed Hatemi yan- lısı Selam gazetesinin kapa- tılmasının ardından başlayan ve 5 kişinin ölümüyle sonuç- lanan protesto eylemleri, bu ülkede "oyunun kurallarmm değişriğini" göstenyor. Siyasi uzmanlar, bugüfı ya- şanan bunalımın temelinin Hatemi'nin 1997 yılında cumhurbaşkanlığı seçimleri- ni kazandığı dönemde atıldı- ğını belirtiyorlar. Tahran Belediye Mecli- si'nin reformcu başkanı ve eski tçişleri Bakanı AbduOah Nuri, "Cumhurbaşkanhğıse- çimlerinde bü>ük yenilgiye uğrayan munafazakârlar,şid- • Siyasi uzmanlar, Hatemi'nin iktidanyla başlayan değişimi muhafazakârlann görmek istemediğini belirtiyorlar. detebaşvurarakeski güçleri- ne kavuşmak istediler. Karşı tarafın özgürlüğü şiddet kul- lanma özgürlüğü olarakalgı- ladığı ve bizleri 'lıberaller', 'Laikler' ve 'Zevkdüşkün- leri' diyetanımladıgıbir aşa- maya geklik" diye konuştu. Nuri, muhafazakârlann başkalannın en doğal hak- lannı kısıtlarken kendileri- nin şiddet eylemlerinde öz- gürlüğü sonuna kadar kul- landıklannı belirtti. İran'da Hatemi'ye, onun miman ol- duğu siyasi yapıya ve sivil topluma oy kullanan insanlar, bir anlamda 1979 yılında ku- rulan Islami rejimin ardın- dan topluma hâkim olan bas- kıcı atmosfenn sona ermesi için oy kullandılar. Ancak, gençler, kadınlar ve aydınlann çoğunlukta ol- duğu bu kesim, iki yıldan bu yana fazlasıyla hayal kınklı- ğına uğradı. Hayal kınklıkla- n geçen yılreformyanlısı ay- dınlara yönelik seri cinayet- ler ile daha da büyüdü. Ilım- lı Selam gazetesinin kapatıl- masının ardından başlayan protesto eylemleri İran'uı es- ki iran olmadığını gösteriyor. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Dünyada Hem Tekelleşmelep Hem de Demokrasi Birlikte Nasıl Yüpüyecek? Dünyamızda özellikle son 10 yıl içinde "iki ha- reketin" birden hızlandığını görüyoruz: - Demokratikleşme konusunda atılan adımlar ve uluslararası ilişkilerde demokratik ilkelerin beliıie- yici olmaya başlaması, - Dünya ekonomisinde firmaların birleşmesi so- nucu "tekelci eğilimler"\n hızlagelişmegösterme- si. Demokratikleşme eğilimlerini veya taleplerini fazla açmaya gerek yok, çünkü iyi bilinen ve tar- tışılmakta olan bir konu. Avrupa'nın ve ABD'nin "başı çektiği "konu\ar. "Aşağıdan yukan"^hareket- ler ve talepler olarak Avrupa'nın bir adım önde ol- duğunu görüyoruz. Demokratikleşme eğilimleri ve talepleri Batı'da ve Batı dışında, aydın çevre- ler tarafindan güçlii olarak desteklenen bir akım. Ya dünyadaki tekelleşme eğilimleri?.. 1990 son- rasında bu konuda çok "çeiişkili" gelişmeler gö- züküyor. - Bir boyutunda şirket birleşmeleri, şirket evli- likleri var. Enerjide, otomotivde, iletişimde, ban- kacılıkta, ulaştırmada, elektronikte, ilaçtavekim- yada zaten dev olan fırmalar aralannda birleşerek süper devler haline geliyoriar. Hem ulusal boyut- ta hem de uluslararası boyutta. Bunlar zaten ço- kuluslu devler. Birleşerek dünya pazan içinde eko- nomik, teknolojik ve politik etkinliklerini daha da arttırıyorlar. Dünya tek bir pazara dönüşürken bü- yüyen dalgalar karşısında daha büyük gemiler in- şa ediyorlar. Dünya tek pazan karşısında büyük firmalann faaliyetleri hem genışlemesine hem de derinleme- sine yeni boyutlar kazanıyor. Teknolojik tekelleri, pazar tekellerini, doğal kaynaklan "denetim" te- kellerini dahaetkin hale getinyor. Uluslararası bo- yutta etkinlikleri artıyor. Dünyayı adeta parselliyor- lar. Bu yeni süper dev firmalann "demokrasi önce- likleri" diye bir misyonlan kesinlikle bulunmuyor. Eşyanın tabiatı gereğı bulunamaz da. Amaçlan, her ne pahasına olursa olsun "kârlannı arttırmaktır". Kâr maksimizasyonu ile güç maksimizasyonu ta- mamen "özdeş" bir duruma gelmektedir. Güç maksimizasyonunun sonucu olarak, ken- di ülkeleri dahil tüm ulkelerde siyasal ve sosyal sis- tem içindeki "etkileri" de büyümektedir. Eğer "et- kinin arttığı" doğru ise, o zaman demokratikleş- me ile tam bir "zıtlık" doğmuyor mu? Tekelci konuma gelen çokuluslufirmalann,"top- lumsal refaha, tanım gereği öncelik tanımak zo- runda olan" demokrasi ile örtüşmesi söz konusu olamaz ki. Bu konuda, ulusal düzeyde, çokuluslu olsalar da, Batı'da kendi ülkelerinde "zortanabilirter", te- kelci hareket alanlan "kısmen" de olsa engelle- nebilir. Çünkü içeride oldukça sağlam bir demok- rasi var. Ancak dışanda, üçüncü ulkelerde, hele güçsüz ülketerde tamamen "demokrasi karşrtı" bir tutum içinde olacaklardır. Bu ulkelerde "yönetim- leri" ve "yerii sermayeyi" denetimleri altına soka- caklar, hatta demokratik gelişmelere karşı çıkacak- lardır. Çünkü o ülkelerdeki demokrasi veya yanm demokrasi de, tanım gereği toplumsal yaran ön plandatutmakzoaındadır. Çevresorunlanndan re- kabet kurallanna, uluslararası sistemin tekyanlı da- yatmalarına kadar birçok konuda, demokrasinin gereği olan ulusal politikalar ile "çatışacaklardır". Süper dev haline gelen yeni çokuluslu şirketlerin bu savaşı kaybetmesi zordur. Genellikle kazana- caklardır. O ulkelerde "yerii ortaklar" bulacaklar- dır. Ancak gelişmiş ve güçlü dünya bu yeni tekel- leri "içerideki zarartannı azaltmak için" dışanda- ki eylemlerinde desteklemez mi? Aynen, çevre kirliliği yaratan endüstrılerı "dışan ittiği gibi" bun- lan da itmez mi? Son 30 yılın olaylanna baktığımız zaman bunun böyle olacağını söylemek yanlış olmaz. Onemli olan, yeni tekelleşmelerin demokrasi karşıtlığı ile işler nasıl götürülecektir? Demokra- tikleşme hareketlerinden mi vazgeçilecek yoksa tekelleşmelerin mi başı ezilecek? Gündemdeki "tahkim" olayını Türkiye acaba bu bağlamda görebiliyor mu? İran: lcislerime karısmayın ABD ve îsrairden öğrencilere destek WASH3NGT0N/ KUDÜS(AFP)- Iran'daki Islami rejiminin "eski düşmanlan" ABD ve Israil, ülkede yasanan reform yanlısı gösterilere destek verdiler. ABD Dışişleri Bakanlığı, tranlı yetkililere, Tahran'da banşçı gösteri yapanlan ve insan haklannı korumalan çağnsında bulundu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü James Foley tarafindan önceki gün yapılan açıklamada, 'sermk yanlısı mihs örgütlerinin' öğrencilere yönelik saldınlanndan duyulan endişe dile getirildi. Foley, düşünce özgüriüğü, demokrasi ve hukukun egemenliği taleplerini yükselten öğrencilere yönelik şiddet uygulandığı haberlerini kaygıyla izlediklerini söyledi. Düşünce özgürlüğünün evrensel bir hak olduğunu belirten Foley, İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin. 'hukukun egemenliğinin' kurulmasına önem verdiğini vurguladı. Foley. öğrencilere .'• yönelik saldınlarda, polis ve silahlı milis örgütlerinin işbirliği yapmasını kınadı. Tsrail Dışişleri Bakanı David Levi de aynı gün yaptığı açıklamada, "tslami Cumhuriyet'e demokrasi getirecek her türlü hareketi memnuniyeüe" karşıladıklanm söyledi. İranuyardı İran, ülkedeki öğrenci gösterilerini destekler nitelikte açıklamalar yapan ABD ve tsrail'i "içişlerine kanşmamalan" konusunda uyardı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamid Rıza Asefi, yaptığı açıklamada, "lran'ın kahraman ulusu, diğer ülkelere kendi siyasi amaçlan için ülkenin iç meselelerini yanlış kullanmasına izin vermeyecektir Özgür ve bağımsız ülke olarak yasal çerçeveye önem veren Iran'ın açık ve yasal bir tavır içinde hareket edeceğini" söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle