Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 1999 ÇARŞAMBA
10 D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyet.com.tr
İran Cumhurbaşkanı protestocuların 'şeytani amaçlan' olduğuna emin olduğunu söyledi
Hateıııi öğrencilere sırt çevîrdi
• Göstericiler, önceki
gece geç saatlerde
Tahran Universitesi'nde
bulunan caminin
minberini ateşe verdi.
Dış Haberler Servisi - Tahran'da Cum-
hurbaşkanı Muhammed Hatemi'yi des-
tekleyen öğrencilerin protesto gösterileri,
valiliğin yasağına rağmen dün de sürrer-
ken Hatemi dün akşam bir açıklama ya-
parak öğrencileri hayal kınklığına uğrat-
tı.
Hatemi. öğrenci gösterilerinin ülke çı-
karlanna ve hükümetin reformist politika-
lanna karşı olduğunu söyleyerek, protes-
to gösterilerini kınadı.
Hatemi dün akşam devlet televizyonun-
da yaptığı konuşmada, banşçı biçimde
başlayan öğrenci göstenlerinin ulusal gü-
venliği tehdit eden şiddet eylemlerine dö-
nüştüğünü söyledi ve "Gösterilerin, ka-
rarlılıkla ve kuvvet kullanılarak cezalan-
dınlacağını" kaydettı. Hatemi. "Bu ey-
lemler halkımızın, sistemimizin ve hü-
kümet programımızın çıkarlanna kar-
şıdır" dıye konuştu. Cumhurbaşkanı
Hatemi. "Bu insanlann şe> tani atnaçla-
n olduğuna eminim. Onlar topiumda
şiddeti besleme eğilimindeler ve onlann
tarzına karşı çıkmalıyız. Ülkemiz ve hal-
kımızın güvenliğini çok ciddiye alıyo-
ruz" dedi.
Dün erken saatlerde Tahran Üniversite-
Islam rejiminin 20. yıldonumu için 11 Şubat 1999da Cumhuriyet'te yayımlanan yazı
'İran'da yol aynmına doğru'
Ihş Haberler Servisi - Iran'm 2 bin 500
yıllık tarihiyle karşılaştınldığında bir kum
tanesine benzeyen 20 yılhk Islam
Cumhuriyeti'nde siyasi yapı, dinsel
otoriteyle halk iradesinin dengeleri üzerine
kurulu. Dinin baskıcı egemenliğinden
bunalan gençler, kadınlar ve aydınlann
oylanyla iktidara gelen
Cumhurbaşkanı Muhamroed Hatemi,
göreve başlamak için ülkenin dini lideri
Veli-i Fıkıh (Rehber) Ayefullah AH
Hamaney'den onay aldı. Iran'daki tüm
güvenlik güçleri de Hamaney'e bağiı.
Hatemi, iktidara gelmesinin ardmdan kendisine
destekleyenlere, 'müreffeh yaşamı' şu sözlerle
Hatemi seç.menkre re-
form sözü vermişti
tanımlıyordu: Din, özgüriük ve adalet.
'Ayetullah Gorbaçov' olarak da
adlandınlan Hatemi, çağdaş Baü
uygarhğının, 'diıı'in kamusal alandan
çekilmesinin ardından ürettıgi, "anayasal hak
ve özgürlükler, bireysel hak ve özgürlükler,
sivil toplum" gibi kavramlan, dinin muüak
otoritesmm egemen okhığu bir yapıya
"monte eöneye" çalışıyor.
Gorbaçov'un reformlannm Sovyeder
Birliği için ölümcül sonuçlar doğurması, ıster
istemez 'Ayetullah Gorbaçov'un
reformlannın da Islami yönetim için
benzer sonuçlar dogurabileceği düşüncesini
akıllara getinyor.
si'nin önünde toplanan yaklaşık 3 bin öğ-
renci, polis ve silahlı milis güçleriyle ça-
tıştı. Görgü tanıklan. "Hatemi seni des-
tekliyomz* "Asker kardeşler niye kardeş-
lerinizi öküiresiniz" sloganlan atan göste-
ricilerin üzerine, polis ile Devrim Muha-
fızlan ve köktendınci milislerin göz yaşar-
tıcı bomba attığını, göstericilerin ıse buna
taşlarla yanıt verdiklerini söyledüer. Öğ-
rencılere Tahran halkının da destek verdi-
ği belirtildi. Yolda toplanan halkın "Öğren-
cfler sizi destekliyoruz" sloganı attıklan
kaydedildi.
Valiliğin bütün gösterileri dün yasak-
lamasına rağmen, 6'ncı günde de gös-
terilere devam eden binlerce öğrenciy-
le güvenlik güçleri arasında öğleden
sonra çatışmalar çıktığı, sivil güvenlik
güçlerinin göstericileri dagıtmak için
havaya ateş açtığı bildirildi. Görgü ta-
nıldannın açıklamalanna göre, polis, sa-
bah Tahran Üniversitesi önünde topla-
nan göstericilerin dağılmalan yönünde
helikopterle uyanda bulunduktan sonra,
göz yaşartıcı bomba ve cop kullanarak
göstericileri dağıtmaya çalıştı.
Çıkan çatışmadan sonra geri çekilen
öğrenciler, kısa sürede kent merkezinin
civanndaki sokaklarda yeniden toplan-
dılar. Kullandıklan mermilerin gerçek
DEVRİMDE DEVRİM
Arkalannda koca bir
siyasiyelpaze var
LĞURHÜKÜM
PARİS-1 Şubat 1979'dan beri geçen
20 yıl, İran'da yeni yetişen nesillerin
bağnaz, mutlakiyetçi bir anlayışı bütü-
nüyle benimsemesinı getırmedi.
Köklü bir tanhe \e kültüre sahip bir
toplum, kurtulmaya çalıştığı monarşik
bir rejimden (Şahlık), 20. yüzyılın son
çeyreğinde, Ortaçağ karanlığma geri mi
dönecektı? Ama olan olmuş, Humeyni
"Kara Çarşafi"nı toplumun tepesine
geçirmişti. Bu kâbus nereye kadar sü-
recekti?
8 Temmuz 1999 günü yine gençler,
yine öğrenciler ayaklandı. lnsan doğa-
sına, çağın gelişmesine aykın bir yöne-
timi. inanç sömürüsü ve baskı yönte-
miyle ayakta tutmaya çalışan tran reji-
mi sarsılıyordu. Çoğunluğu gençler ve
kadınlardan oluşan bir seçmen kitlesi-
nin desteğnle 23 Mayıs 1997'de "Dini
Önder" Ayetullah Hamaney \ e nüfuzu-
na rağmen. "Uımh İslamcT Hatemi baş-
kanlığında uzlaşmacı bir yönetim oluş-
tu. Elbetteki ve her zaman olduğu gibi
şimdi ayaklananlar homojen bir blok
değil. Hatta yürüyen gençlerin arasın-
da "tslam DevTİminin" ayncalıklı. şe-
hit aileleri çocuklannm bulunduğu ve
"DmiÖnder"lerin doğal müttefıki "Ba-
sfcî" grubu üyeleri de vardı.
Yürüyen gençlerin ardında, arasında
demokrasiye susamış bütün bir siyasi yel-
paze var. 1956CIAdesteklidarbeyekur-
ban giden gerçek bir demokrat Başba-
kan Musaddıkyanlılanndan. Islam dev-
rimini destekleyip de ilk ipe giden ko-
münistlere, Halkın Mücahitlerine, fe-
minıst hareketlerden Mevlevi eğilimli la-
iklere, Iran'ı dünyaya açmak isteyen li-
beral demokratlardan, ılımlı tslamcıla-
ra. "Dini Önder" Hamaney "ucu dışa-
nda şergüçlerden" dem vururken, "gÎH-
geyöneticr Hatami "öğrenci vegençhk
düşmanı guçter"den söz etmeyi yeğli-
yor.
Herkes değjşimden yana
Bütün eylemci örgütler, adının birkö-
şesinde "ıslam" sözcüğü bulunan bir
kuruluş adına konuşuyorlar. Zira "Tan-
nnm yeryüzündekieH" olduğuna inanan.
"egemen tarikat" hanç herkes değişımın
gereğıne ınanıyor. Fakatkademelı bir ev-
rimle ve zamanla bazı şeylerin gerçek-
leşebileceğini savunanlar halen iran'da
çoğunluk gibi gözüküyor.
Hatemi iktidan bütün gösterileri ya-
saklamış olmasına karşın gençler salı gü-
nü sokaklardaydı. Hamaney ise "erkek*
ağırlıklı. kendi takımlanru sokağa dök-
meye hazırlanıyor.
Onümüzdeki günlerbeklenmedik ge-
lişmelere gebe olabilir. lbretle izlenecek
"devrimde devrim" günlen..
olup olmadığı bilinmeyen sivil polisle-
rin otomatik silahlarla hava ateş açtık-
lan, dağılan öğrencilerin ise kısa süre
sonra tçişleri Bakanlığı bınasına saldır-
mak üzere yeniden biraraya geldikleri be-
lirtildi. Bu arada, polis ve Islamcı mi-
lislerin (Besiçler), Veli-yi Asr Cadde-
si'ndeki öğrencilerin çevresini sardıgı
haber alındı. Bölgede, birkaç el silah
sesi duyulduğu ve öğrencilerin. güven-
lik güçlerini taşa tuttuklan belirtildi.
Ote yandan öğrencilerin, baa sokak-
lardaki boş araçlan ateşe verdikleri ve üç
tranlı gazeteci ile Almanya televizyonu
için çalışan iki kameramanı dövdükleri
kaydedildi.
Simgesel minber yatakfa
Tahran Universitesi'nde bulunan cami-
nin minberi önceki gece geç saatlerde gös-
tericiler tarafindan ateşe verildi. İran dev-
let radyosunun dün yayımladığı habere
göre, göstericiler tarafindan yakılan min-
ber Islami rejimin simgelerinden birisiy-
di.
Tahran Üniversitesi'ndeki minberde her
cuma tslami rejimin önde gelenleri vaaz
veriyordu. Cuma vaizleri üniversite kam-
pusunda toplanan binlerce kişiye seslene-
rek, iç ve dış olaylann değerlendirmesini
yapıyordu. tran devlet radyosunun habe-
rinde, "Cniversitenin icinde gün bmıınca
toplanan göstericiler, ünrversite binalan-
na zarar verdfler ve dua minberini de yak-
tdar" denildi.
Ecevit
Çağdışı
rejime
isyan
ş
Muhammed Hatemi yanlısı
Seiamgazeteamnkapatılmasırunaniındanpatlakvereneyieınlerdünde devam etti. Üniversite
öğrencüerinin başlatbğı e> lemlere halkın da kanşüğı ola> larda Tahran L nrversitesi'ne vakın
bölgede barikat kuran polis gösterieilere karşı göz yaşartıcı bomba kullandı. Bu arada,
önceki günkü gösterilerde yaralanan Iranlı öğrencinin sonu bilinmiyor. (REUTERS)
ANKARA (AA> Başbakan
Bülent Ecevit, İran'da öğrenci
hareketleriyle başlayan
gelişmelere ilişkin
değerlendirmesinin sorulması
üzerine de şunlan söyledi:
'"tran halkı, çok kültürlü,
çok zengin tarihi olan bir
halktır. Uzun süredir baskı
rejimine ve çağdışı rejime
katlanması beklenemezdi. O
bakımdan doğal
karşıhyoruz. Ancak tabii
biz, hiçbir ülkenin içişlerine
karışmayız. Biz, tran
halkının haynna olması
dileğiyle olayları dışardan
izlijoruz." Buarada, Dışişleri
Bakanlığı, Iran'daki son
gelişmeleri "iç sorun"
olduğunu gerekçesiyle
yorumlamadı. Dışişleri
Bakanlığı Sözcü Yardımcısı
Sermet Atacanlı, haftahk
olağan basın toplantısında
"Biz, başka ülkelerin içişleri
niteliğindeki gelişmeler
konusunda yorum
yapmıyoruz" diyerek
herhangi bir değerlendirmede
bulunmadı.
Kapatılan Selam gazetesinin yayın kurulu ttyesi Al! Mazrul Cumhurlyet'ln sorularını yanıtladı
^Öğrencfler ne istedikleriııi çok iyi biliyorlar
9
niversite
eylemlerini
tepki olarak
niteleyen
Ali Mazrui
'devrim'
karşılaştırmasını
abartılı
buldu
AYÇAATAY
İran'da kapatılmasıyla üniversite ögren-
cilerinin protesto gösterilerinin başlaması-
na neden olan Cumhurbaşkanı Muhammed
Hatemi yanlısı Salem gazetesinin yayın
kurulu üyesi AH Mazrui, telefonla Cum-
huriyet'in sorulannı yanıtladı.
Selam gazetesinin farklı görüşleri sa-
\iınduğu için kapatıldığıru söyleyen Maz-
rui, mahkemenin kaparma karannı "yasa-
dışT olarak niteledi.
Mazrui, Cumhunyefin kendısıne yö-
nelttiği "Selam, Hatemi yanlısı olarak ta-
nınıyor. Gazetenizin kapatılması cumhur-
başkanına ve ideaDerine yöneHilmiş dolay-
h bir sakhn mi" sorusuna "Selam gazete-
sini kapatanlar. gjzfi dokümanlarm acıklan-
masını \asaklayan bir yasavı gerekçe gös-
teriyoriar. Bunun gerçek neden olduğunu
düşünmüyoruz.Gazeteninkapatılmasıya-
salara aykm" yanıtını verdi.
Tahran Üniversitesi'nde başlayıp ülke-
nin dört bir yanına yayılan üniversite ey-
lemlerini de değerlendiren Mazrui. olay-
lan "tepki" olarak niteledi.
Ülkeye yabancı gözlemcilerin "olayla-
n 1979 Islam DevTİmi ile karşılaştırması-
nı" abartılı bulan Mazrui "Bu bakış açısı
doğru değiL Öğrencilerin sorunlan hak-
kında çok somut talepleri var. 1979 devri-
mi gibi bir olaya kalkışmayacaklar. Sadece
bazı reform talepleri var" diye konuştu.
Öğrenciler arasında çok farklı bakış açıla-
nna sahip gruplar olduğunu söyleyen Maz-
rui, eylemler sırasında bazı provokasyon-
lann olmuş olabileceğini belirtti. Mazrui,
öte yandan, öğrenci kitlesinin çoğunun ne
istediklerini çok iyi bildiklerini de vurgu-
ladı.
'Sorunlar sabırla çözülebflir'
Selam gazetesı yayın kurulu üyesi Ali
Mazrui, üniversite öğrencilerine yönelik
saldınlarda bulunan Ensar-i Hizbullah ör-
gütün arkasrnda hangi güçlerin olduğuna
yönelik sorumuzun yanırmı açık bıraktı.
İran'da herkesin birbirine bu soruyu sordu-
ğunu belirten Mazrui, üniversite öğrenci-
lerinin taleplerinden birisinin de Ensar-i
Hizbullah grubunun arkasında kimlerin
olduğunun ortaya çıkanlması olduğunu
söyledi.
İran'da siyasi aynlıklann olduğunu be-
lirten Mazrui, Iran'daki sorunlann sabırla
çözülebileceğini söyledi. Mazrui "Bu so-
runlar. diğer ulkelerde nasıl yaşamyorsa
bizde de öyle. Sabırla çözülebileceğini dü-
şünüyorum" diye konuştu.
Selam gazetesinin mahkeme önüne çı-
kacak olan müdürü AyetuDah Muhammed
Hoeyniha da tran resmi haber ajansı IR-
NA'ya verdiği demeçte basın özgürlüğü-
nü savundu. Hoev-niha "Ozgürlükleri sa-
vunurken sakunya uğrayan bütün öğren-
ci ve hocalarasevgivesavgısunduğunu" söy-
ledi. Selam gazetesı, fran'da solcu bir ga-
zete olarak biliniyor.
Arap basını geniş yer verdi
'Tahran'da sokak
savaşlan'
Dış HaberlerServisi-Iranı
sarsan öğrenci olaylan sade-
ce ıç değil dış basında da ge-
nis yer buldu.
İRAN: tran News:Lider:
Üniversite olayı 'kalbimi
burktu'lslam Devnmi'inın
lideri Ayetullah Ali Hama-
ney, Tahran Üniversitesi'nde
son günlerde meydana gelen
trajik olaylann "İran Islam
Cumhuriyeti'nde kabul edi-
lemez" olduğunu söyledi. Bir
grup insanla yaptığı toplantı
sırasında hder. "Bu acı oisnf
vüreğinu burktu" dedi.
" ÜRDÜN: El-Rai: Tah-
ran'da catışmave gösteriler sü-
rüyor tran başkentinin mer-
kezindeki Tahran Üniversi-
tesi Kampusu'nda öğrenci-
ler ve polis arasında şiddetli
çatışmalar çıkarken, üniver-
sitenin yakınlanndaki yüz-
lerce kişi de protestolara ka-
tıldı.
KUVEYT: Arab Times:
Tahran'da sokak savaşlan
tran polisi ve tslamcı mi-
litanlar Tahran Üniversitesi
çevresinde denetimi sağla-
mak için öğrencileri coplar-
la dövüp üzerlerine gözya-
şartıcı gaz sıktılar.
BA6: El-tttihad: Tahran
halkı da öğrencilerin ayak-
lanmasına katıldı Öğrenci
ayaklanması beşinci günün-
de bir devrim başlangıcına
dönüşürken, şiddet Tah-
ran'dan diğer bölgelere ya-
yılmaya başladı.
Değişim Hatemi^mtı
iktidarıyla başladı
tranh öğrenciler polis şefûıin istifasını tstiyor.( AP)
TAHRAN (Reuters) -
İran'da ılımh Cumhurbaşka-
nı Muhammed Hatemi yan-
lısı Selam gazetesinin kapa-
tılmasının ardından başlayan
ve 5 kişinin ölümüyle sonuç-
lanan protesto eylemleri, bu
ülkede "oyunun kurallarmm
değişriğini" göstenyor.
Siyasi uzmanlar, bugüfı ya-
şanan bunalımın temelinin
Hatemi'nin 1997 yılında
cumhurbaşkanlığı seçimleri-
ni kazandığı dönemde atıldı-
ğını belirtiyorlar.
Tahran Belediye Mecli-
si'nin reformcu başkanı ve
eski tçişleri Bakanı AbduOah
Nuri, "Cumhurbaşkanhğıse-
çimlerinde bü>ük yenilgiye
uğrayan munafazakârlar,şid-
• Siyasi uzmanlar,
Hatemi'nin iktidanyla
başlayan değişimi
muhafazakârlann
görmek istemediğini
belirtiyorlar.
detebaşvurarakeski güçleri-
ne kavuşmak istediler. Karşı
tarafın özgürlüğü şiddet kul-
lanma özgürlüğü olarakalgı-
ladığı ve bizleri 'lıberaller',
'Laikler' ve 'Zevkdüşkün-
leri' diyetanımladıgıbir aşa-
maya geklik" diye konuştu.
Nuri, muhafazakârlann
başkalannın en doğal hak-
lannı kısıtlarken kendileri-
nin şiddet eylemlerinde öz-
gürlüğü sonuna kadar kul-
landıklannı belirtti. İran'da
Hatemi'ye, onun miman ol-
duğu siyasi yapıya ve sivil
topluma oy kullanan insanlar,
bir anlamda 1979 yılında ku-
rulan Islami rejimin ardın-
dan topluma hâkim olan bas-
kıcı atmosfenn sona ermesi
için oy kullandılar.
Ancak, gençler, kadınlar
ve aydınlann çoğunlukta ol-
duğu bu kesim, iki yıldan bu
yana fazlasıyla hayal kınklı-
ğına uğradı. Hayal kınklıkla-
n geçen yılreformyanlısı ay-
dınlara yönelik seri cinayet-
ler ile daha da büyüdü. Ilım-
lı Selam gazetesinin kapatıl-
masının ardından başlayan
protesto eylemleri İran'uı es-
ki iran olmadığını gösteriyor.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Dünyada Hem Tekelleşmelep
Hem de Demokrasi Birlikte
Nasıl Yüpüyecek?
Dünyamızda özellikle son 10 yıl içinde "iki ha-
reketin" birden hızlandığını görüyoruz:
- Demokratikleşme konusunda atılan adımlar ve
uluslararası ilişkilerde demokratik ilkelerin beliıie-
yici olmaya başlaması,
- Dünya ekonomisinde firmaların birleşmesi so-
nucu "tekelci eğilimler"\n hızlagelişmegösterme-
si.
Demokratikleşme eğilimlerini veya taleplerini
fazla açmaya gerek yok, çünkü iyi bilinen ve tar-
tışılmakta olan bir konu. Avrupa'nın ve ABD'nin
"başı çektiği "konu\ar. "Aşağıdan yukan"^hareket-
ler ve talepler olarak Avrupa'nın bir adım önde ol-
duğunu görüyoruz. Demokratikleşme eğilimleri
ve talepleri Batı'da ve Batı dışında, aydın çevre-
ler tarafindan güçlii olarak desteklenen bir akım.
Ya dünyadaki tekelleşme eğilimleri?.. 1990 son-
rasında bu konuda çok "çeiişkili" gelişmeler gö-
züküyor.
- Bir boyutunda şirket birleşmeleri, şirket evli-
likleri var. Enerjide, otomotivde, iletişimde, ban-
kacılıkta, ulaştırmada, elektronikte, ilaçtavekim-
yada zaten dev olan fırmalar aralannda birleşerek
süper devler haline geliyoriar. Hem ulusal boyut-
ta hem de uluslararası boyutta. Bunlar zaten ço-
kuluslu devler. Birleşerek dünya pazan içinde eko-
nomik, teknolojik ve politik etkinliklerini daha da
arttırıyorlar. Dünya tek bir pazara dönüşürken bü-
yüyen dalgalar karşısında daha büyük gemiler in-
şa ediyorlar.
Dünya tek pazan karşısında büyük firmalann
faaliyetleri hem genışlemesine hem de derinleme-
sine yeni boyutlar kazanıyor. Teknolojik tekelleri,
pazar tekellerini, doğal kaynaklan "denetim" te-
kellerini dahaetkin hale getinyor. Uluslararası bo-
yutta etkinlikleri artıyor. Dünyayı adeta parselliyor-
lar.
Bu yeni süper dev firmalann "demokrasi önce-
likleri" diye bir misyonlan kesinlikle bulunmuyor.
Eşyanın tabiatı gereğı bulunamaz da. Amaçlan, her
ne pahasına olursa olsun "kârlannı arttırmaktır".
Kâr maksimizasyonu ile güç maksimizasyonu ta-
mamen "özdeş" bir duruma gelmektedir.
Güç maksimizasyonunun sonucu olarak, ken-
di ülkeleri dahil tüm ulkelerde siyasal ve sosyal sis-
tem içindeki "etkileri" de büyümektedir. Eğer "et-
kinin arttığı" doğru ise, o zaman demokratikleş-
me ile tam bir "zıtlık" doğmuyor mu?
Tekelci konuma gelen çokuluslufirmalann,"top-
lumsal refaha, tanım gereği öncelik tanımak zo-
runda olan" demokrasi ile örtüşmesi söz konusu
olamaz ki.
Bu konuda, ulusal düzeyde, çokuluslu olsalar
da, Batı'da kendi ülkelerinde "zortanabilirter", te-
kelci hareket alanlan "kısmen" de olsa engelle-
nebilir. Çünkü içeride oldukça sağlam bir demok-
rasi var. Ancak dışanda, üçüncü ulkelerde, hele
güçsüz ülketerde tamamen "demokrasi karşrtı" bir
tutum içinde olacaklardır. Bu ulkelerde "yönetim-
leri" ve "yerii sermayeyi" denetimleri altına soka-
caklar, hatta demokratik gelişmelere karşı çıkacak-
lardır. Çünkü o ülkelerdeki demokrasi veya yanm
demokrasi de, tanım gereği toplumsal yaran ön
plandatutmakzoaındadır. Çevresorunlanndan re-
kabet kurallanna, uluslararası sistemin tekyanlı da-
yatmalarına kadar birçok konuda, demokrasinin
gereği olan ulusal politikalar ile "çatışacaklardır".
Süper dev haline gelen yeni çokuluslu şirketlerin
bu savaşı kaybetmesi zordur. Genellikle kazana-
caklardır. O ulkelerde "yerii ortaklar" bulacaklar-
dır.
Ancak gelişmiş ve güçlü dünya bu yeni tekel-
leri "içerideki zarartannı azaltmak için" dışanda-
ki eylemlerinde desteklemez mi? Aynen, çevre
kirliliği yaratan endüstrılerı "dışan ittiği gibi" bun-
lan da itmez mi?
Son 30 yılın olaylanna baktığımız zaman bunun
böyle olacağını söylemek yanlış olmaz.
Onemli olan, yeni tekelleşmelerin demokrasi
karşıtlığı ile işler nasıl götürülecektir? Demokra-
tikleşme hareketlerinden mi vazgeçilecek yoksa
tekelleşmelerin mi başı ezilecek?
Gündemdeki "tahkim" olayını Türkiye acaba
bu bağlamda görebiliyor mu?
İran: lcislerime karısmayın
ABD ve îsrairden
öğrencilere destek
WASH3NGT0N/
KUDÜS(AFP)-
Iran'daki Islami
rejiminin "eski
düşmanlan" ABD ve
Israil, ülkede yasanan
reform yanlısı
gösterilere destek
verdiler. ABD Dışişleri
Bakanlığı, tranlı
yetkililere, Tahran'da
banşçı gösteri yapanlan
ve insan haklannı
korumalan çağnsında
bulundu. ABD Dışişleri
Bakanlığı Sözcüsü
James Foley tarafindan
önceki gün yapılan
açıklamada, 'sermk
yanlısı mihs örgütlerinin'
öğrencilere yönelik
saldınlanndan duyulan
endişe dile getirildi.
Foley, düşünce
özgüriüğü, demokrasi ve
hukukun egemenliği
taleplerini yükselten
öğrencilere yönelik
şiddet uygulandığı
haberlerini kaygıyla
izlediklerini söyledi.
Düşünce özgürlüğünün
evrensel bir hak
olduğunu belirten Foley,
İran Cumhurbaşkanı
Muhammed Hatemi'nin.
'hukukun
egemenliğinin'
kurulmasına önem
verdiğini vurguladı.
Foley. öğrencilere .'•
yönelik saldınlarda,
polis ve silahlı milis
örgütlerinin işbirliği
yapmasını kınadı. Tsrail
Dışişleri Bakanı David
Levi de aynı gün yaptığı
açıklamada, "tslami
Cumhuriyet'e
demokrasi getirecek her
türlü hareketi
memnuniyeüe"
karşıladıklanm söyledi.
İranuyardı
İran, ülkedeki öğrenci
gösterilerini destekler
nitelikte açıklamalar
yapan ABD ve tsrail'i
"içişlerine
kanşmamalan"
konusunda uyardı. İran
Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Hamid Rıza
Asefi, yaptığı
açıklamada, "lran'ın
kahraman ulusu, diğer
ülkelere kendi siyasi
amaçlan için ülkenin iç
meselelerini yanlış
kullanmasına izin
vermeyecektir Özgür
ve bağımsız ülke
olarak yasal çerçeveye
önem veren Iran'ın
açık ve yasal bir tavır
içinde hareket
edeceğini" söyledi.