18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7MAYIS1999CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER FP ve MHP'li yerel yönetimler çalışanlara siyasi baskı yapıyor ve istifaya zorluyor Belediyelerde işçilaymn• 18 Nisan seçimlerinde işbaşına gelen FP'li ve MHP'li belediye başkanlannın koltuklanna oturur oturmaz yaptıklan ilk iş, yandaşlanna yer açmak için işçi çıkarmak oldu. istifaya zorlamak için belediye çalışanlanna siyasi baskı arttı. lstanbul Haber Servisi - 18 Nisan se- çimlerini kazanan belediye başkanlan- nın ilk uygulaması partizanca kadrolaş- mayi gerçekleştirmek amacıyla işçi çı- karmak oldu. Yeniden seçilen bazı FP'li başkanlar şeriatçı kadrolaşmayı pekiştir- mek, yeni seçilen bazı sağ partilı baş- kanlar ise kendi yandaşlanna yer açmak için çok sayıda çalışanı işten çıkardılar. Yalnızca gelişmekte olan ülkelerde görü- len bu ilkel uygulamayı gerçekleştiren partizan başkanlar, işten atamadıklan ça- lışanlan da yoğun baskı uygulayarak is- tifaya zorluyor. Çalışma yaşamında siyasi baskı ve ay- nmcıhk anayasamızın temel ilkeleri ile Türkiye'nin altına imza attığı Avrupa In- san Haklan Sözleşmesi ve İLO sözleş- melerine aykın. Ancak bu ilkel uygula- ma hemen tüm siyasi yönetim ve yetki- lilerce uygulanıyor ve önlenemiyor. Sendiİcalar ve çalışanlann 18 Nisan se- çimlerinden sonra gerçekleştirilen işten çıkarmalar ve baskılarla ilgili gazetemi- ze ulaştırdığı bilgiler şöyle: • Yeniden seçilen FP'li lstanbul- Bay- rampaşa Belediye Başkanı Hûse>in Bür- ge odasına çağırdığı ve aralannda müdür- lerin de bulunduğu 117 kişiden "Seçim- lerde başka partikre çahşüklangerekçe- siyfc" 10 gün içinde istifa etmelerini ya da başka kurumlara geçmelerini istedi. • FP'li Kartal Belediye Başkanı Meb- met Sekmen belediye şirketi Karyap- san'da çalışan 64 kişinin işine son verdi. • MHP'li Mümin İnan Niğde Beledi- yesi'ndeki koltuğuna oturur oturmaz CHP'li başkan döneminde işe alınan 117 çalışanın iş aktini feshetti. • MHP'li Cevdet Kara Ankara Göl- başı Belediyesi'ne seçilmesinden sonra DlSK'e bağlı Genel-Iş Sendikasına üye işçiler tehdit edilerek sendıkalanndan is- tifaya zorlandı.. • FP'li Ankara Altındağ Belediye Başkanı Ziya Kahraman' nın kutlama törenine katılmak istemeyen Tüm-Bel- Sen Ankara Şube Başkanı Tekin Araç başkanın taraftarlannca dövüldü. 7 gün- lük rapor alan Araç. saldırganlar hakkın- da suç duyurusunda bulundu. • Anraka Büyükşehir Belediyesi 'nde 100'e yakın çalışan sürgün edildi. • Ankara Büyükşehir Belediyesi Fen Işleri Daire Başkanlığı Asfalt Şube Mü- dürlüğü'nde çalışan Hatime Aras, Baş- kan Gökçek'in adamlan olduğu ilen sü- rülen Bekir Karabay. Mustafa YükseL, Ramazan Taşdemir tarafmdan saldınya uğradı. Olaya müdahale etmek isteyen sendika temsilcisi Mehmet Gümûş sal- dırganlarca yaralandı. • tstanbul Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım Müdürlüğü'nde çalışan ve Tüm-Bel-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Ayyıkhz'ın da aralannda bulunduğu 15 kişi hakkında soruşturma açıldı. Ayyıl- dız, 3.5 yıldırkendilerine görev verilme- diğini ve Edirnekapı'daki müdürlük bi- nasının bodrum katında tek bir odada 29 kişi kaldıklannı belirterek "Seçimlerden sonra sabah saatJerimk o güne dek hiç kimsenin uğramadığı odaya müdür yar- dımcısı gehniş, o an olmavanlar hakkın- da soruşturma açnuşlar"dedi.tEET'de çalışan Tüm- Bel-Sen Yönetim Kurulu üyesi Haüm Gürbüz hakında soruştur- ma açıldı.Gürbüz "Her sonışturmanın ardından sürgün geüyor" dedi. • Aydın Kuyucakr da DYP'li belediye başkanı iki sendikatemsilcisini görevden aldı. • Gazetemizi ziyaret eden bir grup ÎS- Kl çalışanı. FP'li yönetimin seçimlerden çalışanlara yönelik baskılannı arttırdığı- nı, İSKİ koridorlannda ruhsath olup ol- madığı belli olmayan silahlarla bazı sivil- lerin tenditkâr tavırlarla dolaştığmı be- lirttiler. RP döneminde işe alınanlann tü- münün Milli Gençlik Vakfı üyesi ya da ül- kücü olduğunu savunan ISKJ çalışanlan, güvenlik soruşturması adı altında çalı- şanlann fişlendiğini ileri sürdüler. • FP'li Eminönü Belediye Başkanı Lütfi Kibiroğhı 4 kadrolu belediye baş- kan yardımcısı bulunmasına karşın 5 FP'li Belediye Meclis üyesini başkan yardımcılan olarak atadı. Kadrolu baş- kan yardımcılannı görevden almanın ya- sal güçlüğünü bilen FP'li başkanın, by- pass yöntemiyle eski dönemin başkan yardımcılannı işlevsiz kılmayı planladı- ğı ileri sürüldü. Sigorta hizmetleri yetersiz Bağ-RurTu sürünüyor tstanbul Haber Servisi - Bağ-Kur, sağlık hizmeti verme- yi üstlendiği sigortalılarileemeklilerini süründürüyor. Bağ- Kur'lu hastalar ameliyatlan için gerekli tıbbi malzemeyi kendileri karşılamak zorunda kalırken eczacılar, Bağ-Kur'a ilaç veremez noktaya geldiklerini belirtiyor. Bağ-Kur'un emeklisine uygun gördüğü maaş ise 37 milyon lira. Bu ra- kam net 57 milyon lira olan asgari ücretin neredeyse ya- nsı. Ülkemizin ikincı büyük sosyal güvenlik kurumu olan Bağ-Kur şemsiyesi al- tında 13 milyonu aşkın kişi yer alıyor. Bağ-Kur'dan emekli aylığı alanlann sayı- sı ise yaklaşık 1.2 milyon ki- şi. Sağlık sorunlan ameliyat gerektiren Bağ-Kur'lu has- talar enjektör, sonda, ortope- dik set gibi her türlü tıbbi malzemenin tümünü kendi olanaklanyla karşılamak zo- runda kalıyor. Bağ- Kur'lu hasta. ameliyatında kullanı- Ian tıbbi malzemeler için ödediği parayı, bu malzeme- lere ait fatura, malzemelerin gerekli olduğuna ve kullanıl- dığına dair iki ayn heyet ra- poru ve diğer belgelen kuru- ma iletmesi durumunda 3 ile 6 ay arası değişen bir bekle- yişten sonra- çoğu kere eksik olmak üzere- alabiliyor. lstanbul Eczacılar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erkan ÖnseL, Bağ-Kur'un ödemeleri geciktirmesi nedeniyle kuru- ma ilaç veremez duruma geldiklerini söylüyor. Bağ-Kur'la yaptıklan protokole göre normal reçetelerin 60 gün içinde. ithal reçetelerin ise 30 gün içinde ödenmesı gerektiğini ifa- de eden Önsel "75-80 güne varan ödeme süresi nedeniyle Bağ-Kur'a ilaç veremez duruma gekfik" diyor. Bağ-Kur. sigortalılanna güven vennediğinden prim de toplayamıyor. Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nden verilen bil- giye göre toplam 2 milyon 944 bin 991 Bağ-Kur sigortalı- sının yüzde 27"si bugüne kadar kuruma hiç prim ödemedi. Yüzde 67.8'i, ara sıra ödeme yaptı. Primlerini düzenli öde- yenlerin sayısı ise yalnızca yüzde 5. 63 kisi ise dondu AKTAŞ'zedeler lıııkııkla kazandı BajMcur emeHi aylıkiari: (1 Ocak 1999 yüzde 30 zamlı} l.BASAMAK. 37.585.463 2. ' 3. ' 4. ' 5. ' 6. ' 7. ' 8. ' 9. ' 10. ' 11. ' 12. ' •bl»:-~> •14. ' 15. ' 16. ' 17. ' 18. ' 19. ' 20. ' 21. ' 22. ' 23. ' 39.680.213 41.774.963 43.869.713 45.964.463 48.338.513 50.712.563 53.086.613 55 460.663 57.834.713 60.208.763 62.582.813 ' 69.995.850 77.676.600 85.357.350 93.038.100 100.718.850 108.399.600 116.080.350 123.761.100 ' • 131.441.850 24. " 139.122.600 146.800.350 154.484.100 ALPERTURGUT TEK'te çalışırken yapı- lan anlaşma gereği 1990 yı- lında AKTAŞ'a geçen ve 2 yıl içerisınde gruplar halin- de işten atılan 210 kişinin yıllar süren hukuk mücade- lesi sonuç vermeye başladı. Atılan işçilerden 63'ü açık- tan atamayla TEDAŞ ve ona bağlı BEDAŞ 'ta göreve başladı. AKTAŞ mağdurla- nnın avukatlanndan Meh- met Tav. 1994 yılından bu yana işten atılanlann, kişi başma 5 milyar liradan top- lam 420 milyar lıralık zarar- lan olduğunu belirtti. TEK ile AKTAŞ arasında 1 Eylül 1990 günü imzala- nan tşletme Hakkı Devır Sözleşmesi'nin (İHDS) Da- nıştay 10. Dairesi'nce 29 Nisan 1993 tarihinde iptal edilmesinin ardından AK- TAŞ'tan atılan Yusuf Kut- lutürk, Kemal Özer, Necdet AKuntaş, Sefa Can Nura>. Zeki Ataç. Ali Rıza Yengin. Cemal Kekeç ve Orhan Yıl- dınm, TEDAŞ'a (TEK TE- DAŞ'a dönüştüğünden) atanmak için avukatlan Mehmet Tav aracılığıyla ls- tanbul 3 No'lu tdare Mah- kemesi'nde dava açtılar. Mahkemenin davacılann lehinde karar vermesi üze- rine temyiz için harekete ge- çen TEDAŞ avukatlan da- vayı Danıştay'a taşıdı. Da- nıştay 5. Dairesi. TEDAŞ'ın yürütmeyi durdurma isteği- ni yerinde bulmayarak çalı- şanlann TEDAŞ'a atanma- sı karannı aldı. Mahkeme ve Danıştay kararlan üzerine atamalar için topun TEDAŞ'tan BE- DAŞ'a, BEDAŞ'tan Hukuk İşleri'ne. Hukuk Işleri'nden de Enerji Bakanlığı'na atıl- dığını belirten davacılar. bir an önce bürokratık uygula- malardan kurtularak tüm hak ve alacaklannın öden- mesini istiyorlar. Dava süre- since Ankara'ya giderek partileri ziyaret eden ve Başbakanlık tan 'olur' alan 8 kişılik gruptan Kutlutürk ve Kekeç açıktan atamayla işbaşı yaptı. Grup adına Ke- keç. 30 Ocak 1998 günü Kadıköy Cumhuriyet Baş- savcılığı'na görevi kötüye kullandığı ve görevi savsak- ladığı gerekçesiyle TEDAŞ hakkında ceza davası açıl- ması için suç duyurusunda bulundu. Aktaş mağdurlannın avukatı Mehmet Tav, AK- TAŞ mağdurlannın 1994 yılından bu yana kişi başı- na 5 milyar liradan toplam 420 milyar liralık zararlan olduğunu belirterek TE- DAŞ'ın mağdurlara özlük haklannı vermesi gerek- tiğini kaydetti. THY çahşanlan, grev aşamasına gelen toplusözfcşme görüşmeterindeki işveren rutumunu haftada birkaçkez TH\ Gend Müdürlüğü binası önünde toplanarak protesto ediyorlar. THY işçisi grevîn eşiğinde tstanbul Haber Servisi - Türk Hava Yollan (THY) ile Türk-lş'e bağlı Hava-lş Sendikası ara- sında 3 ayı aşkın süredir devam eden sözleşme gö- rüşmelerinde grev aşamasına gelindi. Toplam 8 bın çalışanı kapsayan sözleşmenin 60 günlük ya- sal görüşme süresi sonunda anlaşma sağlanama- ması üzerine bir süre önce "uyuşmazlıkzaptr tu- tulmuştu. Bu aşamadan sonra devreye giren res- mi arabulucu da uzlaşma sağlayamadı ve sıra, grev ilanına geldi. Hava-lş Genel Başkanı Atüla Ayçin, THY'yi Avrupa'nın 22 şirketi arasında 7'nci sıraya getirdiklerini belirterek "Bu başan- daki pa>ımızı isrjyoruz. Dünya srvil havavoUann- dald işçiHk pa>ı ortalama yüzde 26 crvannda iken Askeriişyederinde uyuşmadtksürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Milli Savunma Bakanlığı. lçışleri Bakanlığı. Jandarma Genel Komu- tanhğı ve Sahil Güvenlik Komu- tanlığı işyerlerinde çalışan Türk Harb-lş Sendikası'na üye toplam 34 bin işçi adına yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerindeki uyuş- mazhk sürüyor. Türk Harb-lş Sen- dikası Ankara Şube Başkanı Nec- mettin Dogan, sendikasızlaştınna- nın arttınlmak ıstendiğini belirte- rek "Orgütiü >apm zavıflatmak, gi- derek stndikamızı işkolunda bkir- mek istiyorlar r dedi. Türk Harb-lş Sendikası Ankara Şube Başkanı Doğan, Yüksel Cad- desi'nde işçilere, toplu iş sözleşme- sinde gelinen nokta hakkında bilgı verdi. Türk-îş'in tutumunu eleşti- ren Doğan. "Türk-lş'in alısılnıışın dışuıda bu dönem erken seçün ne- deniyle sözleşmenin parasal kısnu- nı erken bagıtlaması, işverenlerin sözkşmedeki tutumlannı daha da kaülaşürdr dedi. Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Kapsam maddesinigenişleterek binlercc üyemiz kapsam dışınaçıka- nlmak istenrvor. Böylece sendika- sızJaşûrmayi artormak. örgütiü y»- pm zayıflatmak, giderek »endika- mızı işkolunda brtirmek istiyorlar.'' bizde yüzde 11-12 civannda" dedi. Atilla Ayçin, resmi arabulucunun görev süre- sinin geçen pazartesi günü dolduğunu, arabulu- cu raporunun kendilerine ulaşmasından sonra grev ilanına gideceklerini söyledi. Yasal prosedür gereği grev ilanının 60 gün içinde uygulanması gerektiğini anunsatan Ayçin "Greve gitmek arzo ettiğimiz bir şe> değiL An- cak işverenin uzlaşmaz tu- tumu bizi grev aşamasına getirdi. tşverenle ipler rü- müyk kopmuş değfl. Grev flanından sonra 60 günlük süremiz var. Lmarun, bu süre içinde anlaşmaya van- nz" dedi. Anlaşmazlık maddderi CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL BAŞKANUGI NDAN OLACANÜSTÜ KURULTAY DUYURUSU Partimizin 9. Olağanüstü Kurultayı, 22 Mayıs 1999 Cumartesi günü, saat 10.00'da Ankara, Atatürk Spor Salonu'nda aşağıda yazılı gündemi görüşmek üzere toplanacaktır. . - . - Tüzüğümüzün 54. maddesi uyarınca duyurulur. Cevdet SELVİ Genel Başkan Vekili Cündem: r 1. Açılış, 2. Saygı duruşu - Istiklal Marşı, •• . 3. Başkanlık Kurulu'nun oluşturulması (1 Başkan, 2 Başkan Yardımcısı, 4 Yazman), 4. Genel Başkan seçimi ve sonuçlandınlması, 5. Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu Üyeleri seçimi ve sonuçlandınlması, 6. Kapanış. Atilla Ayçin, ücret artışı- nın yanı sıra başta iş güven- cesi olmak üzere çok sayı- da idari maddede de anlaş- ma sağlayamadıklannı söy- ledi. İşverenin görüşmenin başında ilk altı ay için yüz- de 30'luk ücret zammı önerdiğini ifade eden Ay- çin, "Daha sonra'Hüküme- tin Türk-lş'e verdiği rakamı veririz' dedfler. Ancak, bu teküf sözlü ifade olmaktan öteye geçmedi. Yoksulluksı- nınnı taban alan, insanca bir yaşamı hedefleyen bir ücret zammı istryoruz" de- di. Ayçin, toplusözleşmeyi ücret pazarlığından ibaret görmediklerini, ulusal ha- vayolumuzun istikrar içinde büyümesini kapsayan bir paket sunduklannı anlattı. Ayçin, anlaşmaya vanhna- yan, ancak kendileri için yaşamsal öneme sahip ol- duğunu belirttiği diğer maddeleri şöyle sıraladı: • TBMM ve hükümeti- mizce kabul edilerek iç hu- kuk kuralı haline gelen I- LO'nun iş güvencesi sağla- yan 158 sayılı sözleşmesi- nin toplusözleşmeye yansı- tılması. • Sendika üyesi olma- yan ve dayanışma aidatı ödemeyen işçilerin toplu- sözleşmeden yararlandml- maması. • İşverenin belirlediği yönetmeliğe göre çalışan pilot ve kabin memurlan- nın uluslararası standartlar ve uluslararası sivil havacı- lık kurallan çerçevesinde uçuş güvenliklerinin sağ- lanması. • Uçuş güvenliğiyle ilgi- li olarak; a) Hiçbir sivil havacıhk sertifikası olmayan mafya- laşmış taşeron firmalara iş verilmesinin önlenmesi. b) Eğitimli ve nitelikli iş- gücünün geliştirilerek per- sonel eksikliğinin gideril- mesi. C) Part-time çalışanlann sendika üyesi olmalanna izin verilerek toplu iş söz- leşmesi kapsamına alınma- lan. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Recai Beyin Kefaleti Sürüyop mu? Diyelim ki Merve Kavakçı pazar günkü ant içme törenine türbanı ile gelmeseydi ve adı okunduğu za- man salına salına kürsüye çıkıp anayasanın 81. mad- desinde yazılı olan yemini kelime kelime yinelesey- di... Ve "Devletin vartığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü, milletin kayrtsız şartsız ege- rmnliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğûne, de- mokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve in- kılaplarına bağlı kalacağıma..." deseydi... O yemini mi, yoksa 26 Aralık 1997 Pazar günü "Hizb-i Refah" delegesi olarak katıldığı toplantıda söyledikleri mi geçerli olacaktı? Merve türbanını çıkarmış olarak genel kurula gi- rip işlemi tamamlamış olsaydı, kamuoyundaki geri- lim, yerini belki de genç bir kadının, 21. dönem Mec- lisi'nde Fazilet Partisi'ne aynlan sıralarda görmenin hoşnutluğuna dönüşeceği için hiçbirimiz onun ünlü terör öraütü Hamas'ın ABD'deki uzantısı olan Filis- tin İçin Islami Birlik toplantısına niçin katıldığını da, neler konuştuğunu da öğrenemeyecektik. "Devletin variığı ve bağımsızlığı, vatanın ve mille- tin bütûnlüğü, milletin egemenliği, demokratik ve la- ik Cumhuriyete bağlılık" üzerine kıraat ettikleri, Ha- mas kongresinde okuması için eline verilmiş olan metnin üzerini bir türban gibi saklayacaktı. O metinde yer alan "Türkiye'de sözde Müslüman birdevletle mücadele ediyoruz" deyiminin, aslında sistemin içinde kendisini yasal olarak sunmaya ça- balayan ve her başı sıkıştıkça insan hakları, demok- rasi, daha fazla özgürlük gibi kavramlan kendi lima- nına mendirek yapan bir zihniyetin değişmez bay- rağı olduğunu da kimi entellerimize ve numaracıla- nmıza anlatamayacaktık. Merve'nin "milletin seçilmiş vekili" olarak ant iç- mek için parlamentoya gelmeden tam 492 gün ön- ce Amerika'daki terör örgutü toplantısında kendisi- ni Erbakan'ın kabine üyesi olarak tanıtarak söyle- diklerini açığa vuran, ABD'Iİ bir araştırmacı-gazete- cidir. Şimdi Merve yanlısı gazeteler, Steven Emer- son'ın ne denli amansız bir Islam düşmanı olduğu- nu ileri sürerek, düşen türbandan ortaya çıkan keli saklayıp örtmeye çabalıyorlar. Araştırmacı-gazetecinin açığa vurduğu metnin, "Hizb-i Refah" delegesinin kendi sesini taşıyan bir kasette de kayıtlı olduğu biliniyor. O kasette şu söz- ler de yer almış: "21. yüzyıla girerken sonunda şunu söylemek is- terim ki dünya Müslümanlan olarak amacımız, yüz- yıllarönce olduğu gibi, Kuran'da belirtildiği gibi ol- malıdır. Bu, uzun birsüreç. Ama inşallah iki-üç nesil için- de torunlanmızın dava mesajını gayrimüslimlere, Müslümanlara ve sözde Müslümanlara taşıma so- rumluluğuna sahip olduklannı göreceğiz." Hamas'ın Filistinli radikal Müslümanları direnişe hazıriama amacı ile kurulmuş, Yaser Arafat'ı ılımlı gördüğü için safdışı etmeyi isteyen bir şiddet örgö- tü olduğunu bilmeyen yok. Bizim çiçeği bumunda milletvekilimizin, kapatılan RP'nin temsilcisi kimliği ile yaptığı uzun konuşma metninde, Islamın kutsal kitabının gösterdiği yolda politik adımlar atılmasın- dan söz ediliyor. Bu düpedüz şeriat yolunda yürü- mek değil midir? Merve o konuşması sırasında milletvekili olmamış, ama bir Türk siyasi partisinin üyesidir ve bu kimliği niçin taşıdığını da "cihat için siyasi alanda etkinlik göstermeyi seçmek" şeklinde anlatmaktadır. O anlatım, Hamas'ın amaçlan ile de bire bir uyum gösterir. tyi de, Islam uğruna cihada katılmak ile yurttaşı ol- duğu laik devletin yasalarına göre siyaset yapmak arasındaki çelişkiyi nasıl anlatacağız? Merve Kavakçı, diyelim ki inandığı dava mesajını "Müslümanlara" olduğu gibi "gayrimüslimlere" de taşımayı tüm dünya Müslümanlanna amaç olarak gösterirken ne söylemek istediğini biliyor ya da ay- nı cümlede yer alan "sözde Müslümanlar" derken kimleri tanımlamak istiyor? Bağnazlann dillerinin altında o deyim, laik yurttaş- lar için kullanılmaktadır. Merve türbanla mı ant içe- bilecek; yoksa türbanı çıkarmayı içine sindirerek mi kürsüye çıkacak? 2 Mayıs'tan bu yana kendi özgeçmişi üzerinde bunca sapma yapan bu genç hanımın hangi biçim- de olursa olsun "namusu ve şerefi üzerine" ant iç- tiğini söylemesinin, o kutsal millet kürsüsünde beş kez, ama bilinçle, ama içtenlikle aynı görevi yapmış bir eski üye olarak benim gözümde hiçbir anlamı yoktur. Beni düşündüren, Merve'nin 26 Aralık 1997 ko- nuşmasında söyledikleri ve o söylemleri Türkiye Bü- yük Millet Meclisi üyelerinden kaçının imzalayıp onayladığıdır? Mesela siz Sayın Recai Kutan... Siz bu konuşmayı öğrendikten sonra, birkaç gün önce kamuoyu önünde söylediğiniz gibi, hâlâ "Cumhuri- yet çocuğu Merve Kavakçı"ya kefaletinizi sürdürü- yor musunuz? Benim gibi herkes ve sanınm dün saat 15.30'da bu konuda FP Genel Başkanı olarak size bir saatlik düşünme süresi verdiğıni söyleyen yardımcınız Ay- dın Menderes de kefalet senedinizin akıbetini öğ- renmek istiyor. • • • Gazeteniz Cumhuriyet, bugün inandığı ve baş koyduğu ilkeleri temsil eden Türkiye Cumhuriyeti ile yaşrt olarak 75. yılını kutluyor. Cumhuriyet'in köklü bir çınar gibi ayakta durmasmın ne denli yaşamsal olduğu, şu Merve olayı ile bile ortada değil midir? Cumhuriyet'i, Cumhuriyetimizle biriikte yaşataca- ğız... Faks:0212 677 07 62 E-Mail:obirgit(â cumhuriyet.com.tr. İş Cüvenliği Haftası sürüyor 'lş kazosı eğitimle azahr' tstanbul Haber Servisi - Her yıl 4-10 Mayıs tanhleri arasında düzenlenen "İşçi Sagh^velşGüvenliğiHafta- sı" çeşitli etkinliklerle sürü- yor. Hafta nedeniyle MESS, lstanbul ve Bursa'da iki ayn toplantı düzenledi. Konuşmacılar, iş kazala- nnın "kader" olmadığmı, kask-maske takma gibi basit önlemlerin yaşam kurtardı- ğını, eğitim ve gerekli ön- lemlerin alınmasıyla kazala- nn yüzde 98 oranında azal- tilabileceğini belirttiler. Top- lantıda konuşan Türk-lş l. Bölge Temsilcisi Faruk Bû- jükkucak. eski teknolojinin iş kazalannın gerçekleşme- sinde katkısı bulunduğunu anlatarak, milyonlarca ço- cuk işçinin iş güvenlığinden yoksun çalıştınldığının altı- nı çizdı. Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı Baş İş Mü- fettişi Nezahat Darcanh, iş güvenliği alanında üniversi- telerde eğitim verilmeme- sinden yakındı. Darcanh, iş güvenliğinın bir ecza dolabi- na indirgenmemesi gerekti- ğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle