Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 1999 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Şirket, Devlet ve Güdümlü Medya
Prof. Dr. UÇKUN GERAY
P
es doğrusu! Gözler hıçbir
şeyı görmüyor, kâr-rant- fa-
ızpeşınde koşuyoriar. Tüm
ekonomı birkaç aılenin ya
da holdingin tutsağı olmuş,
rıraş bıçağından cep tele-
fonuna, klimadan gazeteye, kredi kar-
tından motosiklete, matbaa mürekke-
binden sigortacılıga, market zincirin-
den araba lastiğıne... her alışverişinizin
ucu onlara çıkıyor. Bilemediniz elli ai-
le ve arkalannda birçok tekel, ülke tam
birticarihapishane. Boğulmuyormusu-
nuz ey entel takımı? llla penceresiz dört
duvar arasına mı girmeniz gerekli, zor
soluk almaniz için?
Açıkladık, ama tıntnıyorlar. Övdük-
leri kapitalizm aslında 'tekeli' dışlar.
AB'nin de temel yönü bu. Tekellerin
kârlanna aşın kâr deniyor. Yanı haksız
kazanç! Uçurum haline gelen gelir fark-
lılıklannın. gericiliğin, tinerci çocukla-
nn... nedenı bu. Enflasyonun önemli
nedenı de bu haksız kazancı getiren ra-
hat fıyatlandırmalar. Tekellerin dışan-
ya sattıklan? Ona da doğrudan-dolaylı
._ destek. bütçeden, yani halktan. Son ör-
' neği otomotivdeki vergi indirimleri. Ara-
ba alanla satanın çıkanni halk ödemış
oluyor. Araba üretip tûketirse ayakta ka-
lan bır ekonomı! Ya yatınmlan? Beda-
va kamu aıazılen ya da tanm alanlan üze-
rinde. üstelik ucuz kredilerle daha da
•„fazla destek eklenerek... Yani ortadaki
.<• servet ve tesisler, aslında halkın ortak çi-
lesinin üriinü. Ne var ki güç, kuvvet bü-
yük sermayeye!
Dahası, büyük sermaye, devleti yön-
lendirmeye ve halkı koşullamaya da kol-
lan sıvamış görünüyor, Yalan-yanlış or-
man raporundan Türkiye'ye anayasa
projesine, Boğazlar'a özerk idare tale-
bınden TBMM'nin şu 'küskünler' top-
lantısını kınamaya, Patrik'in aynı Papa
gibi bir statüsü olduğu savından îstan-
bul Boğazı'na üçüncü köprûnün en iyi
seçenek olduğuna, nükleer enerjinin en
uygun çözüm olduğundan küreselleş-
menin "tekyol" olduğuna, işçi smıfımn
ortadan kalktığı ve sendikalann moda-
sınm geçmiş. bulunduğundan özelleştir-
menin zorunlu olduğuna... bilim ve ya-
sadışı ve zararlı yönlendirmeler ağız-
larda ve raporlarda. Raporlar da kendı
gazetelennde, televizyonlannda. Her-
halde her biri aynı zamanda, hem kent
plancısı, hem tarihçi, hem doğal kaynak
yöneticisi, hem kamu yönetimcisi, hem
kalkınma iktısatçısı, hem enerji politi-
kacısı... Bu kesimden biri yıllar önce
başannın (!) on kuralından birinin zo-
runluluk halinde "yalan söyteyebilmek"
olduğunu söylemişti, gazeteye yalanla-
ma da gönderilmemişti. Şimdilerde med-
yaya açıklamalarda ve savlarda bulu-
nuyor, sosyal demokrasinin ne oldugu
üzerine incıler döküyor.
Ganp olgulardan biri de bu kesımin
çevreci görünme çabaları. Moda ya!
tmaj vermek gerekiyor. Bir yandan or-
manlan ve yaban yaşamı koruma alan-
lannı talan ediyorlar, bır yandan sözde
çevrecı örgütlere araba bağışı yapıyor-
lar, bir yandan Istanbul Sanayi Odası
toplantısında seçim ortamındaki başıboş-
luktan şikâyetle gecekonduculann "Gü-
rülgürül"(!) inşaat yaptığından söz edi-
yorlar, bir yandan avuç kadar yerde, za-
ten trafılc, gürültû ve personel servisle-
ri ile yüzlerine benzettikleri ortamda
yenı bir "bitişik nizam" gökdelen iste-
yerek Istanbul'a ilkelliği reva görüyor-
lar; bir yandan kentin canım göl havza-
lannı ruhsatsız olarak betonlaştınyorlar,
bir yandan çevre ahlakı kurultayına
(kongresine) para yardımı yapıyorlar,
biryandan tzmit'te fabrikalannı bir çift-
liğin özel ormanını yıkarak kuruyorlar,
bir yandan da küçük bir orman kurarak
görüntüyû kurtanyorlar. Kendi ahlak ve
anlayışlanna uygun bir kûltûrü tutundur-
ma peşindeler.
Küreselleşme çûrütûyor, gelir farldı-
lıklannı uçurumlaştınyor, kültürümü-
zü yok ediyor, terörün de kökü bu, üs-
telik ulus devlet'e karşıt, MAl'yi daya-
tıyor ve Danıştay'ı budamak istiyor.
Ama bu kesimden yukandaki var olma-
yok olma sorunlanna net açıklama yok.
Açıklamalar kâra, ranta, şirket evlen-
mesine, halkın mallannın ivedi olarak
özelleştırilmesine, yeni ıhale alanlannm
bir an önce açılmasma (Istanbul ve Ça-
nakkale Boğaz köprüleri, îzmit geçişı,
enerji üretimi, enerji dağıtımı...) ilişkın
ya da odaklı. Siyasiler bu gereksiz ya-
tınmlaria oy, bu çevreler para kazana-
cak, geri kalan hiçbir şeyin ama hiçbir
şeyin önemi yok.
Bakmaymız bu kesimi sorguladığı-
mıza. Gûnümûzde tüm bu "değerler" 3.
Dünya büyük sermayesi içın doğal. Dün-
ya, 3. Dünya ülkelerinin patronlannı bu
yöne itiyor. Sonunda curnhuriyetin bun-
ca kanla, terle ve erdemle kazanılmış bi-
nkimi bir yanda kalıyor ve kendine öz-
gü bir "imaj" ve "rapor" mantığı orta-
ya çıkıyor. 3. Dünya'nın büyük serma-
yesi bu manhğa karşı çıkabilir, gerçek-
ten ulusalcı ve tam bağımsızlıkçı olabi-
lir ve olaylann güdümüne geçebilirmi?
Büyük sermaye, çok uluslu şirketlerin
besledikleri. ulus devleti eritme ve ulu-
sal memaleki sahiplenme niyetlerine
' onlarla işbirhği yaparsa karşı koyabilir
mı? Hele yönetim kurullan uluslarara-
sılaşırken ve "devleti ikna edeceğiz'" gi-
bi anlam yüklü işaretler veriliyorken
bunlar olası mı? Yaşamsal sorular işte
bunlar. Birçok 3. Dünya büyük serma-
yesinın, evlenmeler, ortakhklar ve mar-
ka anlaşmalanyla kendi ülkelerinin ba-
ğımsızlıkçı politikalanna karşı daha güç-
lü ve bağıntısız duruma gelme yolunu
izledikleri görülmektedir.
Büyük sermaye temelde a) devletin
(halkın) desteklenyle, b) devlete verdi-
ği borcun faizleriyle, c) kamu mallan-
nı bedelsız ya da ucuz yoldan sahiplen-
mekle, ç) çokuluslu şirketlerle evlen-
melerle, d) tekelci yapısını sürdürmek-
le ayakta durabiliyor. Kendine özgü dı-
şa dönük, başanlı ve desteksiz yürüte-
bildığı bir stratejisi yok görünüyor. Do-
layısıyla yukandaki desteklerin birini,
birkaçını çektiğinizde unufak olmama-
sı olası değil.
Bu noktada çabalan. kısıtlan ve de-
ğerleri yönlerinden KOBt'lerin çok fark-
lı bir konuma sahip bulundugu özellik-
le belirtilmeli.
Ancak çokulusluluğu ve küreselleş-
meyi bilerek körükleyen ve güden ülke-
lerde (örneğin Fransa. Almanya, daha-
sı Avrupa Birliği) büyük sermayenin
değerleri çok çok değişik. Zira burada
Peşin alımlarda Ek Taşıt Alım Vergisi bizden.
ÇOK UYGUN TAKSİTLER
%0'dan başlayan faixler, 5 milyara kadar kredi olanağı,
24 aya varan vadeler ve geçen ayın fiyaHarıyla.
PAUO
ANAHTAR
TESÜM FfYATI (TU*
ANAHTAR
TESÜM FİYATI01)*
ANAHTAR
TESÜM FİYATI (TU
ÜSTELİK
Ön camında M«vi Bo«cwk çıkartması bulunan ofomobiller daha da avantajlı koşullarla.
(Örneğin Tipo 1.6 i.e. modelinde 450.000.000 TL olan otomatik klima 150.000.000 TL)**
Ötnck ödcmc cablosu verilcn modcller ıçıtı faıklı ödeme seçenckleri de mevcuttur tclul nvodclkr. cıcan araçlar vc dıgcr modellenmızın vadc >e krcdı ımlunlın hakkında avnntılı bılpkrı I ofaş-Fuı Bayılcn'ndcn öğrcncbılifsınız.
•Peşın ahraUıdı. vutında ömck ödeme tahblan bulunan verlı modellcnn cflmunde, aoahnr teslım fiyadan uzennden Ek Taşıt Alım Vergısı luunndj ındınm vapıijcaktır.
** Tıpo 1 6 ı.c ıçın venlen otomatik klıma fı>atı, anahcar tcshm nvalivctı uzenndcn hcsaplanmıştır
OnmoUllıria tnaktartalım malntrtenm* kaapknmasnuia tavsıjtahlnpeniank soti)fiyatttmesûs ahmmjtır Atmiurlelm malıjtn, piaia nisal masnflaruulm dohjıfaıilıhtgisurriıBr.
Bu kampanyıı mMatnnaâakı ammobıjlcrk sınvhdv
Fi I (A T
Fransa'nın, Almanya'nm ve AB'nin
uzun dönemli, makro hedeflerinin ger-
çekleştirilmesi ve öteki bloklar karşı-
sında varhklannın güvence altına alın-
ması söz konusu. Yani genel gidişe ve
mücadeleye başat olma ve kendi ülke-
lerinin ve bloklannın bağımsızlığmı sağ-
lama onlann temel çıkış noktalan.
Sağcı uygulamalann çürümüş sonuç-
lan ışığında, büyük sermaye, kamu ya-
ran, kârdaki KlT'lerin özelleştirilmesi,
kente karşı işlenmiş suçlar, MAİ, or-
manlann ve tanm alanlannın talanı ve
yapılaşması, Danıştay'm yetkileri, kü-
reselleşmenin yıkıcı etkileri, boyalı med-
yanın durumu, gelir uçurumunun so-
nuçlan, büyük sermaye ıle KOBf ve iş-
lendirme eücileşimleri, Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi'ne ne yapacaklan vb. ko-
nulardaki düşünce ve önerilerini ve ne-
den bu önerilerin ulusalcı ve tam ba-
ğımsızlıkçı olduğunu ivedi olarak açık
sözlülükle, özelleştirmçlerdeki evecen-
likleri (acelecılikleri) çerçevesinde ar-
tık tartışmaya açmak zorundadır.
Ama ilk işleri boyalı basınla ihşkile-
rini kestiklerini saydam biçimde kanıt-
lamak olmalıdır. Zira Türkiye'nin en
büyük derdi boyah basm'dır. Boyah ba-
sın da büyük sermavenin güdümünde-
dir. Bunu sağır sultan bik duydu. bilivor.
Tersı durumda adıl olmayan bır tar-
tışma ortamı varlığını sürdürecek de-
mekrir. Bu adil medya ortamı sağlanma-
dan bize verilebilecek tüm yanıtlan hiç
mi hiç geçerli saymıyoruz ve şimdiden
elimizin tersiyle itiyoruz. Sorunlan tar-
tışacaklann bileşımi de çok önemli ol-
duğu için buna da koşul koyuyoruz.
Haydi çok sevdikleri saydamlığa!
CHP
Barajlan
Aşacak...
MEHMET ALt ATAY
C
HP'nin, Sam-
sun'a çıkan, Ku-
vayi Milliye ha-
reketini, Ulusal
Kurtuluş Savaşı'nı başla-
tan, yürüten ve zaferle so-
nuçlandıran, Kuvayi Milli-
ye ruhunu yaşayan kışiler-
ce kurulan bir parti olduğu
bilinmelidir.
Kuvayi Milliye ruhu ne-
dir? Kuvayi Milliye ruhu
altı yüzyıl yaşayan bir ım-
paratorluğun dibe vuruş
noktasında yeniden dirili-
şin adıdır. Bağnazlığın, ge-
ri kalmışlığın, güç dengele-
rinin sayesinde hasbelka-
der, zoraki ayakta kalabı-
len imparatorluğun parça-
lanma, kurtlara kuşlara yem
olma noktasında, çağdaş
devlet sistemlerinden ulus
devlet olmanm adıdır. Sö-
mürgeci, emperyalist yedi
düvele karşı yürütülen ve
sonraki ulusal kurtuluş mü-
cadelelerinde bir ilki oluş-
turan başkaldınnın adıdır.
Yokluğun, sefaletin, ilkelli-
ğin kol gezdiği bır yaşayış
tarzında refah nedir, banş
nedir bilmeyen. ardı arkası
kesilmeyen yenilgilerle do-
lu savaşlarda niçin savaşrt-
ğını bılmeyenler için, din-
meyen yaralann, yetmiş beş
yıllık banşın adıdır. Top-
îumsal bütünleştnesini sağ-
layamayan bir sistemin yok
oluşu ıle ulus devlet ile sağ-
lanan ıç banşın adıdır. Ulu-
sun azmine, karannabaşvu-
ran demokrasinin kendisi-
dir.
Bu ruhun miman, Fran-
sız ihtilalini özümsemiş, ko-
münist ihtilalini sıcağı sı-
cağına yaşayan, profesyonel
Osmanlı kurmay subayı,
Trablusgarp, Çanakkale
cephelerinin neferi, ordu
müfettişi, Samsun'a çıkan,
kongreler düzenleyen, gazi,
mareşal, paşa Mustafa Ke-
mal, cumhuriyeti CHP'yi
kuran. bilinen devrimleri
yapan M.K. Atatürk'tür. Mi-
marlan ise. M.K. Atatürk'ün
arkadaşlan. sivil bürokrat-
lar, taşra eşrafi, ticaret bur-
juvazisi, köylü-işçilerdir.
Bir başka deyışle Misak-ı
Millı sınırlan ıçinde yaşa-
yan, Kuvayi Milliye ruhu
taşıyan toplumun tüm ke-
simleridir.
CHP bu ruhla 27 yıl ül-
keyi yönetti. Hem de iki
ciddi gerici isyana, bir dün-
ya savaşına, 20. yüzyılın
büyük ekonomik bunalımı-
na karşın... Hem de 8 yıllık
eğitimin 8 milyon karı bü-
yük devrimleri yaparak...
Çağdaş devletlerde var
olan tüm partiler, ülkeler
kurulurken ya da toplumun
geçirdıği önemli sosyal, si-
yasal ve doğal felaketleT-
den sonra kurulmuşlardır.
tşte CHP de, Türkiye Cum-
huriyeti kurulurken kurul-
muş bir partinin adıdır.
CHP barajı aşamaz diyen
gaflet, dalalet ve hıyanet
içinde olanlann gözlen ay-
dın olsun; CHP barajı aşa-
madı!
Ancak Türkiye Cumhu-
nyetı'nı kuran partı bir gün
barajlan aşıp okyanuslara
ulaşacak Göreceksiniz...
SIENA
PENCERE
Zamammın Kısa Tarihi...
Istanbul'dayız..
Okula başlamamıştım. Ağabeyimin elinde bir
dergi gördüm: "Çocuk Sesi". İlk gördüğüm dergi.
Kapağındaki resim ilgimi çekti. Koskocaman bir
tepsiye doluşmuş çocuklar, merdivende kayıyor-
lar.
Okuma-yazma bilmiyoaım. Ftesim belleğime ka-
zındı. Çocuklar sanki büyük bir geziyeçıkıyoriar, yüz-
leri güleç, gözleri büyümüş...
•
Aydın'da okula başladım.
İlk günler.
Alfabeyi bir türlü sökemıyorum. Bir gün evdeki
büyük konsolun üstüne çıkıp oturmuştum. Pence-
reden giren güneş üstüme düşüyordu. Elimde al-
fabe. Karş4mda annem. Birden okumaya başla-
dım. Şaşkınlık ve sevınç bedenimi sardı.
rJünyam birdenbire değişf. O 'an'a dek bilme-
diğim bır evrene girivermiştim. Konsolun üstünde-
ki mermerin sıcaklığını ve pencereden vuran güne-
şi bugünkü gibi anımsanm.
•
üse son sınrf.
Adana'dayım.
Elimde iki kitap: Mantık ve felsefe!.. Okudukça
çarpıldım, benliğimde birdepremi yaşadım. Ne ya-
zıyor bu kitaplarda?.. Meğer o güne değin okuduk-
lanmız kesinkes değişmez doğrular değilmış. Oy-
sa ben ders kitaplarında okuduklanma inanmış-
tım. Hayır!.. Insan aklını '/Aydm/anma'ylakullanma-
ya başlamış. Bir gerçek, tersi kanrtlanıncaya dek
gerçek sayılırmış.lki nokta arasında en kısa yol bir
doğru çizgi imiş, ama, bır matematikçi, evrenin bo-
yutlan gözetıkjiğınde, bunun bir eğri olabileceğini
de savunuyonmuş. Allak bullak oldum; yepyeni bir
ülkede 'seyahafe' çıkmış gıbiydim. O güne kadar
düşünürken, düşünmenin de kurallan olabileceği-
ni hiç düşünmemiştım.
•
Düşündükçe evrenin sonsuzluğunda insan olma-
nın bılincini heyecanla duyumsuyordum.
Bir yerde dururken, zamanla mekânın kesiştiği
noktada var oluşumun bilincini algılamak, mutlu-
luk gibiydi. Daha sonra bu mutluluğu bana sağla-
yan hayatın kapısını 1923 Aydınlanma devriminin
açtığını daha iyi anladım.
Biz yeryüzünde eşi az görülür ya da çok özel bir
devrimin mutlu çocuklanydık; Aydınlanma bilinci,
yediveren gül gibi benliğimizde tohumlanıyordu.
•
1962'de Cumhuriyet'e girdim.
Nadir Nadi su katılmamış bir devrimciydi. Ço-
cukken milli mücadele Ankara'sında düşmanın top
seslerini duymuş, gençliğinin istanbul'unda Mo-
zart'ın ezgisinı duyumsamış, seslerin bileşkesini al-
gılamış, Anadolu insanının ıçinde yaşadıgı soru-
nun yalnız siyasi değil, fetsefi kökenini kavramıştı.
O günden bu güne Cumhunyef le yaşadığım sü-
reç, yeryüzü tarihinde bir 'harikulade macera 'nın
romanından bir bölümdür. Bu serüvenin önderi
Mustafa Kemal, hepimize etterimizi uzatsak ok-
şayabileceğımız kadar yakındır; onun sıcaklığı bir
ömür boyu hayatımızı ısrttı; tanhsel atlasın enlem
ve boylamlannı pusulamızla tararken, insan oima-
nın bilincini tattık... l
İnsan daha başka nasıl mutlu olabilir ki?.. ' '
•
2000'e 7 ay var.. Anadolu, dünyanın eşi bulun-
maz bır coğrafyasıdır, bu toprakta mutlu yaşama-
nın tek koşulu insan olmak...
İnsan olmanın da tekil ve çoğul koşulu: Aydın-
lanmak, aydınlanmak, aydınlanmak...
r Cumhuriyet
^ kitap kulûbü
TAM DA BUGÜN OKUNACAK İKİ KİTAP
Hikmet Çetinkaya
TÜRKİYE'NÎN
ŞEYTAN ÜÇGENİ
Ecevıt"Lötfenbuhanımahaddını bıldınn",dedi. "Türban
Bunaltıctsı'" FP'lı Merve K.a\akçt'nm yemınıni kım önledı?
Hadlennın bıldınlmesı gereken dığer kimlıkler kime ait? Hadlerinı
bilecekler mı? Bu kitap "had bıldınnenın" abecesı.
(Cumhun>et Kitaplan)
ŞERİAT PAZARI
FP'li Mene Kavakçı turban bunalımım yırmı dört saat ıçinde mi
yarattı? K.avakçrnın ardına gızlenen yeşıl bayraklılann. çember
sakallılann. cüppelılenn, sanklılann. sıyah çarşaflılann pazara
çıkanldığı bır kitap I Çağdaş Yayınlan)
24 SAAT NÖBETÇİ KİTAPÇI
Her işlem bir telefonla (212)514 01 96
ANKARA ASLİYE 24. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1999109 Esas 1999/156 Karar
Mahkememızın yukandaki esas ve karar numarası yazılı bu-
lunan dosyası 12 4.1999 tanhınde karara bağlanmış olup, An-
kara ılı Çankaya ılçesı. Remzı Oğuz Ank Mah. Cilt: 67, sayfa:
kütük: 0343'te nüfusa kayıtlı Abdülkadır ve Ferahnaz'dan ol-
ma 30 09.1982 d.lu Muhammed Ahmet Süve>da Çeltık'ın
adında bulunan Muhammed Süveyda'mn kaldınlarak sadece
Ahmet olarak düzeltilmesıne karar verilnuştır. Keyfıyenn ya-
sal olarak ilanına, Basm: 19933