23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3EKİM1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 6. Uluslararası Sosyal Psikiyatri Kongresi / 2 Biliııısel düşünce değersizleştîrfliyor... EFDAL ATABEK 'tVŞEHİR - Kongrenin ikıncı günü prcşramırnla yer alanl Med\a veRuh Sağ- lıgı Konulı panelde Prof. Dr. Orhan Öz- tûn.medyada yapılan yanlışlann en önem- lısııin 'bilmsel düşüncenin değersizleşti- rilnesi' olduğunu söyledi. Bu durumun topumu t>ı ım dışı uygulamalara yönelte- rek-uh sagiığı düşüncesınm olumsuz et- kileıdığini belirten Prof. Dr. Öztürk, 'bi- limei düşince'nın üikemizde ancak 75 yıllksüretfe değerkazandığını. son yirmi yılca da bt yolda genlemeye başladığı- mız açıklaJı. Fof. Dr.EfserKerimoğlu'nun yönetti- gi pınelde Uetişim Fakültesi öğretim üye- si Pof. Dr.SczerAkarcalı."TY'nin,izle- yenfcrin yerine düşündüğünü, kendi kur- gukcbğı imajlar dünvasını empoze ertiği- ni. merkezi ö> kü anlatma aracı olarak iş- le> gördüğünü" anlattı "Medyanın ege- men kkotoji> i desteklediğmi" belırten Prof. Akarcalı, "Med>a bizi bilgilendirmiyor, dünyayı yeniden biçimlendiri>i or"diyerek insanları yönlendirdığini açıkladı. "Kör- fezSa\aşı'nı PeterArneth'in kamerasından dizi film gibi izledik ama ölen 175 bin Irak- lı gerçeğini göremedik" dedı. TRTüe program vapımcısı Nurzen Amu- ran. "anavasa delinerek açılan ozel teieviz- yonlar tarafından daha çok varoşlara ses- lenen programlar >apıldığını, kendi değer- lerinüzin,kendidilimizin rutsakediktiğini" belırttı. Her terör olayını. her kavaavı ya- yına sokarak ülkeyı süreklı çatışma orta- mindaymış gıbı göstermenin yanlışlığını belirten Amuran. bu durumdan gene ulke- ninzarargördüğiinüaçıkladi. Dr. ErdaiAta- bek, medyanın artık bilgilendirme aracı değil. manipüle edıcı. yönlendıricı. gundem değiştirici olarak kullanıldığını. her şey ı me- talaştıran bır sistemin düşünceler \e duy- gulargibı. haberleri ve bilgılen de paket- leyerek servise hazır hale getırdiğini be- lırtti. Medyanın ruh sağlığına bakış açısı- nın da bılimsel kavgılardan uzak kaldığı- nı. magazin türii y ay ınların konudan uzak- laştığını. medvumlann, astrologların. fal- cılann ekranlara çıkanlarak biliınsel ger- çeklerden uzaklaşıldığını belırten Dr. Ata- bek. bilımsel çizgı ızleyen vayınlann art- tınlmasım. bunun ıçındeherkesegörev ve sorumluluk düştüğünü açıkladı. Prof. Dr. Orhan Öztürk. ınsanlann ömrünün 7 yı- lının TV karşısında geçırildiğinı. bu ııeden- le TV'den etkılenmenın kaçınılmaz oldu- gunu açıkladı. Ancak bu etkının olumlu ol- ması. ınsanı geiıştirmesi ıçın dıkkatlı olun- ması gerektiğıni. TV karşısında olan ınsan- lann şışmanladığının anla^ıldığını (oturma ve yıyecek atıştımıa nedenlerıyle). küçük çocuklarınşiddete\eerkencınsellığeyö- neltıldıklerinı. insanlan yalnızlaşmaya ve vabancılaşmaya ıttığını belırttı. İletişımle sorunu olan ruh hastalıklannda bu soru- nıın TV karşısında daha da arttığını belır- ten Prof Dr Öztürk. ruh sağlıgıyla ılgılı ıkrneklenn.psikiyatrvepsıkologdernek- lennin ortaklaşa bır \\ledya İzlemeGru- bıToIuşturmalannın gerektığinı açıkladı. Göçler ruhsal bozukluklara yol açıyor... Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, sosyal psı- kıvatrinınönemlı birkonusuolan "Göçler ve Ruhsal Sonınlan' konusunda "göçün is- temli de olsa. istemsiz de olsa ruhsal bir travmaya vol açtığını" belırttı. Köyünden göç eden kışınin yerleşik güven kaynak- Ağır hasarlı bina çöktü: 1 ölü Adapazan'nda, ağır hasarb tek kath bir evin çökmesi sonucu, içeriden tahta çıkarmaya çalışan 3 kişiden 1 'i öidü, 2'si yaralandı. Ozanlar Mahallesi AJaca Sokak'taki tek kattı e\ inin içinden tahta sökmeye çalışan Nazmiye Dursun (60). bu sırada mevdana gelen çökme sonucu, enkaz aJtında kaldı. Dursun. hastaneye götürülürken öldü. Zehra Dursun (36) ve \ ılnıaz Özen (10) Sakarya Devlet Hastanesi'nde tedavi altma âlındı. Bu arada, Ktulayın bölgedeki faaüyetleri sınırlandınlıvor. Son olarak, çadırkentterde yemek pişirme ve dağıtma işi Kızüay 'dan alınarak böige esnaflanna veriliyor. Kocaeti'nin Cölcök ilçesinde, bannma jardımı için bzş\ unıda bulunan yurttaşlardan 3 bin 284"iinün dosyası iade edilirken Başbakanlık Kriz Vönetim Merkezi'nce hazırlanan deprem sonrası çalişmalar hakkında raporda bölgedeki askeri birlikler daha başanu bulundu. Baymdırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın. bölgedeki prefabrike konut inşaatiannın hızia sürdüğiinü. bakanlığımn vaat ettiği 26 bin konutun 30 Kasım'a kadar bitirileceğini kaydetti. Derince 60 Evler'deki depremzede 25 aite, duzenlenen 3 ayn hasar tespit raponına tepki olarak. konutlanııın anahtarlannı Baymdırlık vc İskân İl Müdürlüğii'ne gönderdi. Öte vandan, İspama kızılhaçı, Adapazan'ndaki depremzedelere verilen eğitim ve saglık hizmetlerine katkı için 2 • • milvon dolaıiık >ardımda bulunacak. H A S A R L I B İ N A L A R I N O N A R I M I N D A U S U L S Ü Z L Ü K Y A P I L I Y O R Deprem bölgesindeyenirantpaylaşımı FARUK KIRTA^ YALOVA -17 Ağustos depremı son- rasında Milli Eğitim Müdürlüğü"ne bag- Iıokullannonarımışininusulsüzbirşe- kilde siyasi partilere ihale edilmesiyle başlayan rant paylaşımı, bu kez de ha- sarlı binalann onanın ışmi üstlenen mü- hendislik \e müşavirlik fırmalarıy la gün- deme geldi. tzmit, Adapazan ve Yalo\ a bölgesin- de hasar gören binalara onarım, proje konrrol ve mühendislik, müşavirlik hiz- meti vermek amacıyla Bayındıriık ve İskân Bakanlığı'namüracaat eden 1600 mühendislik, müşav irlik bürosundan sa- dece 600'ünün müracaatı kabul edildi. Yaklaşık 8 bin binanın hasarlı olduğu Yalova'da ise46 müşavirlik bürosunun müracaat etmesine karşın, Baymdırlık ve İskân Bakanlığı sadece 4 müşav irlik bü- rosunu yeterli gördü. Baymdırlık \e îs- kân Bakanlığı'nca görevlendirilenlerin arasında. yaptığı binalann çökmesi ne- deniyle hakkında gıyabi tutuklama ka- ran çıkartılan Hüscyin l'ygun ve daha önce usulsüz bir şekilde Milli Eğitim Müdürlüğü'nün okul onarım ihalesini alan MHP'nineski Yalova Beledıye Baş- kan adayı Kazım Karyağdı da bulunu- yor. Yalova bölgesinde hasarlı binalara onanm. proje kontrol \e mühendislik, müşavirlik hizmeti vermek amacıyla Baymdırlık ve İskân Bakanlığı'na mü- racaat edenlerin büyük bir bölümü, ba- kanlık bünyesinde oluşturulan seçici ku- rul tarafından dosyaları yeterli görül- meyerek kabul edilmedi. Baymdırlık ve iskân Bakanlığı tarafından yeterlilik sı- navını aşan 4 fırma arasında ıse Yalo- va'da Hacımehmet ovasında yaptığı bi- nalann çökmesi nedenıyle Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açtığı soruşturma üze- rine TCK'nin 455 2. maddesi gereğın- ce "dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu bir- den fazla insanın ölümiine sebebiyet *er- me'" suçundan hakkında gıyabi tutukla- ma karan çıkartılan v e halen fırarda olan Inşaat Mühendısi Hüseyın Uygun'un bürosıı da bulunuyor. Seçıcı kurul tara- fından hakkında yeterlilik karan verilen bir diğer müşavirlik bürosu ise geçen ay usulsüz bir şekilde Milli Eğitim Mü- dürlüğü'nün okul onanm ihalesı venl- mesıyleadınıduyuran Hılal Müşavirlik bürosunun sahibi. MHP'nin eski Yalo- va Belediye Başkan adayı Kazım Kar- yağdı. Baymdırlık ve iskân Yalova İl Müdürü BülentKantarcu Yalova'dan 46 mühendislik ve müşavirlik bürosunun kendilerıne başvurduğunu doğruladı. Kantarcı. İl Müdürlüğü'ne müracaat eden tüm firmaların dosyalannın ba- kanlığa gönderildiğini. elemelerin ise Ankara'da gerçekleştığinı belirterek " Dosyalartek tek seçici kurul tarafından incelenmiş. ancak sadece Kazım Kar- >ağdı, Hüseyin lygun, Tufan Bilgiç ve Bursa bölgesinden Salih Zeki Ün'e ait mü- şavirlik bürosu yeterli görülmüş"* dedı. Baymdırlık ve Ukân Bakanlığı'nın. hasarlı binalarda onarım vetakviyepro- lelerını \apacak proje kontrol müşavir- lik bürolarının belirlenmesınde siyasi dav randığını. 8 bin konuta karşın 4 mü- şavirlik bürosunun bölgeye hizmet ver- mekte yeterli olamayacağını belirten ln- şaat Mühendisleri Odası Yalova İl Tem- silcisi Lemi Kulunyaryaptığı yazılı açık- lamada. müşav irlik bürolannın belirlen- mesinde bazı oda üyelerine bürokratik engeller çıkartıldığını ve şeffaf bir be- lirlemenin yapılmadığını vurgulayarak oda üyelerine getirilen engellerin orta- dan kaldınlarak müşavirlik büro tespit- lerinin yeniden ve şeffaf bir şekilde ya- pılmasını ıstedi. TMMOB Temsilcisi Haruıan Öngü ise trilyonlarla ifade edilen projelerin veriliş bıçiminden endışe ettiklerinı ve konunun yakın takipçisi olacaklarını sövledi. ları açısından kayba uğradığını belirten Prof. Dr. Çevik. •4 Bukişie>ininhuzurunu, ağacının gölgesini. çeşmesinin suyunu. ho- rozunun sesini de bırakmıştır, bunlardan voksun kalmıştır"dıyerek kaybın genış bir nesneler. duygular alanını oluşturduğunu belirttı. Göç eden kışınin gıttiği yerde de yabancı kaldığını. ezildiğini. böylece bir kimlik bunalımına düştüğünü belirten Prof. Dr. Abdülkadir Çevik. bu durumdakı ki- şinin yeni bir kimlik aramak zorunda kal- dığını belirttı. Bu kişi ya melez bir kimlik kazanarak uyum sağlayacak ya da gerile- yen bırtavırla eskı kimlıklenne dönerek ka- yıplanna katlanmaya çalışacaktır. 'lilusal kimlikçadın'ndan çıkan kişı gittigi dış ül- kede oranın kımliğine giremeyeceği için geçmiştekı etnik kökenine ya da inancına. yerel kimlıgine dönerek kayıplannı azalt- maya çalışıyor. Burada insanın bedensel-ruhsal denge- sınin düzeni bozulmaktadır (disregülas- yon). Kışı bu durumda. eğer duygulannı sözel olarak ıfade edemıyorsa bedensel yakınmalara sığınıyor. gerçekte var olma- yan hastalığın belirtıierinı göstenyor. Bu- na da •sonıatizasyon" denıyor (beden dılı- ni kullanarakyakınmalannı belırtmeyeça- lışma). Evlılikte de yeniden uyum sağla- manın gerektiğıni, e\ değıştırmenın bılezor- layıcı etkenlerolabıleceğinı belırten Prof. Dr. Çev ık. uluslararası konulardada "duy- gusal çanşma)ar"ın büyük roller ovnaya- bileceklerını. bu konunun da "politik psi- koktji" olarak uluslararası sorunların çö- zümünde büy ük önem taşıdığını açıklıyor. Sağkk-hastahk hizmetlerine kültürel yaklaşım... Prof. Dr. CengizGüJeç, kültürel farklı- lıklann ınsan davranışlan, insanların ruh- sal sorunlan üzenndekı etkilerini incele- yen önemli bir alanda çalışan bır bilim in- sanı. Son seçımlerde DSP'den milletveki- lı seçilmesınin değişik yorumlan olduğu- nu belırtiyor. Kongrelerin en güzel yanla- rından birısı de, arkadaşların. dostlann. bilim ınsanlannın birbirtenni görmelen. bil- gi ve düşünce alışverişlen. Prof. Dr. Gü- leç, bu kongreve kültürel alandan bir bil- diriyle katılıvor: 'Anadolu Kültüründe Hastalık-Sağhk KavramlannaTranskülrü- rel Bakış'. Anadolu Alevı-Bektaşi ınan- cında "eren' kültürünün önemine değinen Prof. Dr. Güleç'e göre 'insann kâmil' sa- yılan buerenlerin hastalıklan iyileştirme, aynı zamanda farklı yerlerde göriilme. az yiyeceği çoğaltma. az yiyecekle çok kişi- yi doy urma. kısa zamanda uzun yol alma. taşı yürütme, y ılanı kamçı yapma. don (kı- lık-kimlık)değışürrae, ölüyü dirilrme. yok- • tan vatetmcgibi pefeçok ofagîlnuj^ü ışı ba- şarma yetenegine sahipolduktanna ınanıl- maktadır. Olağanûstü bır kudrete sahip ve Tann"ya vakın bırşahsiyet olarak düşünü- len 'eren'ın. sağ iken ya da öldükten son- ra insanlara yardım edebılme kudretinı de bır ışlev olarak üzerinde taşıdığına ınanıl- maktadır. Anadolu halk hekimliğınin sağ- lık ve hastalıkla ilgili kavramlar, (etnolog Ahmet Maden'ın araştırmalarına göre) şöyle özetlenebilir: • Sağlık. çevreyie olan ilişkilenn iyi ve dengelı olmasına dayandırılmaktadır. • Hastalık. çevrevle ılişkılerde kopuk- luktan ya da dengesizlıkten olur. • Korunma vetedavi de çevreyie ilişki- lenn dengesiy le v e düzeltılmesiy le sağla- nır. Açlan doyurmak. öksüzleri sevindir- mek, adak adamak. kurban kesmek, hama- yıl taşımak. tekkeyegitmek. küslen barış- tırmak bu özelliklen taşır. • Vlodernlik veyenılığe karşı güvensiz- lık; aıle. çevre. akrabalar danışmanlık ve bakım görev lerinı üstlenmektedırler. • Geleneksel hızmetlerden yararlanmak kolaydır. ekonomik güçiükleri yoktur. ıy i- lik anlamında ya da 'gönlünden nekopar- sa' ılkesiyleyürütülür. Prof. Dr. Cengiz Güleç. geleneksel halk sağlığıuvgulamalannıngelışıgüzelolma- > ıp kendı içınde sistemleşmış bir bütün olmasına dikkat çekmektedir. Atatürkçü düşüncenin, laik ve demokrat Türkiye Cumhuriyeti'nin ödünsüz savunucusu değerli bilim adamı Prof. Dr. AHMET TANER KIŞLALI'mn Karanlık güçler tarafından haince öldürülmesini nefretle kınıyor, katillerin kesinlik ve ivedilikle bulunmasını bekliyor, tüm ulusumuza başsağlığı diliyoruz. - ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ SENATOSU "Bu mücadelenin adı bitmeyen bir kavgadır" Lastik-lş ve DlSK'in kurucusu büyük işçi önderi RIZA KUAS'I ölümünün 18. yılında saygıyla anıyoruz. DİSK / LASTİK-İŞ SENOİKASI Rıza Kuas'ı anma töreni 1 Kasım 1999 Pazartesi günü Saat 11,00'de Edirnekapı Hava Şehitliği yanındaki mezan başında yapılacaktır. Muhasebede çalıştırılmak üzere mesleki eğitimli, sorumluluk alabilecek bayan eleman alınacaktır. Müracaat: 230 44 73 231 84 23 (Nimet Hanım) Nüfus cüzdanımı, Sefer Görev Belgemi kaybettım. Hükümsüzdür. HASAN ÖZTÜRK TÜRK K.ALP VAKFI "Çocuk Kardiyolojisi" Türk Kalp Vakfı kalitesi ve titizliğiyle hizmetinizde. 19 Mayıs Cd No: 8 ŞışliilSTANBUL Tel: 10212)2120707ipbx) TOHatFaks. (0212)2126835 Tatilcilerin %10'u reklamla, %90'ı tavsiye ile kendi otellerini bulurtar... Ağaqhm stkUğtmUn denız çörûntvsünû çetemedık Gekn gûm... C lub Orıent, Antik Çağın adalet, sağlık ve barış için buluşma merkezı olan Oren'de denıze "sıfır", binbır yıldızlı birtatil koyûdur. Homeros'un doğum yeri "Işıklar Sahilrnde, Dünyanın atmosferinde oksıjen oranı en yuksek iki noktasından biri olan Edremit Korfezi'nde, Zeytin Rivierası'ndadır. Club Orient'te. Ege stilinde yapılmış 62 dubleks yapının her dairesi 2-4 veya 4-6 kişilik aileler ıçın tasarlanmış, içlerlnde duş'VVC ve telefon olan, odalardan oluşur. Tüm kapılar dev bir botanik bahçesine açılır Bafıçe biter, incecik kumlu plaj başlar. Özürlüler ve engelliler için tümüyle düzayak, vejeteryanlar ve diabetikler için sorunsuz tatil. Gûnlük doktor viziti. ÖÖT+KAİfVA LİT Ktybaşı S 000000 TL, 0 -12j*fJ^ttiı;J^.5.J^^ Club Orient Holiday Resort, Ören-Burhani>e Tel: 0.266.416 34 45 - 416 53 54 • Fax: 0.266İ416 40 26 öreffde wr alan CHrtOrlem. ulnriarafası n Mlutma merkezMlf. www.club-onent.com ANKARA 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo- 1998,411 Da\acı Ne\ruz Povraz vekılı tarafından da'valı Merdan Şenol aleyhıne açılan yoksulluk nafakası da- vasımn vapılan yargılamasında\enlenarakaran uvarınca. Davalı Nferdan Şenol'un Baraj Mah. 26 Sok No 65 Hasköy-Ankara adresıne çıkartılan teblıgatın yapılamadıgı ve yaptınlan emniyet araştırılmasın- da da adresının tespit edılemedıgınden bu dava dılekçesı HUMK.nun 213 maddesi gereğınce ılanen teb- lığıne karar \erılmıştır. Duruşma gunü 9.11.1999 günu saat 10.20'ye bırakılmışolup duruşnıaya gelme- dığınız veya kendjnızı bır vekıile temsıl ettımıedığınız. ıbraz etmek isteğınız belge ve delillennızı duruş- ma gunune kadar ıbraz etmedığınız takdırde yokluğunuzda karar venlecektır. lşbu ılan davalt \ierdan Şenol'a dava dılekçesı yerıne kaım olmak üzere ılanen tebliğolunur II 10.1999 Basın:51270 GÖRÜŞ Prof. Dr. İ. REŞAT OZKAN Enerji Gündemi ve Güvence Güvence neden verilir, guvenceyi kim verir ve ne zaman verir? Bu soruların yanıtlan tam ve açık de- ğilse, verilen güvencenin anlamını ve gerekliliğini açık- lamak zordur. Bir yetki isteminde bulunanlar ya da bir iş veya konuyu yüklenmek isteyenler, öncelikle, bu yetkiyi gerektiği biçimde kullanma, o iş veya ko- nunun altından başarı ile kalkma konusunda ehil. yeterli ve yetenekli olduklannı kanıtlamak zorunda- dırlar. Maddi riskler söz konusu olduğunda bunla- n kanıtlamak yetmiyor, yalnızca sözle iş bitmiyor. Her an paraya dönüştürülebilecek ya da karşılığı para olan bir güvence kaçınılmaz oluyor. Guvenceyi ve- recek olan, doğal olarak, tek başına veya bırinci de- recede yarartanma durumunda olandır. Eğersöz ko- nusu olan ikıncisi ise benzer durumda olanlannki- lerle göreceli bır sorumluluğun paylaşılması gere- kir. Ve güvence, ileri sürülen istemin çok gerekli ol- duğu durumlarda ve uygun zamanlama ile venlir. Bu- nun dışında bır yaklaşımın gerçekçiliği ve akılcılığı her zaman tartışma konusudur; işin doğası bu. Bü- tün bunları neden mi yazıyoruz? Söyleyelim: Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev birtelevizyon muhabiri ile yaptığı konuşmada, Hazar Bölgesi pet- rollerini Akdenız'e ulaştımnası beklenen "Bakû-Cey- han" ham petrol boru hattı görüşmelerinin halen so- nuçlandınlamamış olmasını, Türkıye'nin bu konu- daki gerekli güvenceleri veımemesi ile açıklıyor. Sa- yın Aliyev maalesef yanılmaktadır. Evet, maalesef yanılmaktadır. Bu konuda Türkiye kendi payına dü- şenler bir yana -ki onlar da tartışmaya açıktır- hıç vermemesi gereken bir maliyet güvencesinı de ma- alesef vermiştir. Enerji Bakanı Cumhur Ersümer de Aliyev'in yeterınce bilgilendınlmemiş olabıleceğinı söylüyor. Bakan belki de haklıdır. ama pek sanmı- yoruz. Haziran 1998 tarihinde yapılan Karadeniz Eko- nomik işbırliği Zirvesi sırasında, bu hattın yapılma- sına ilişkın bir belgeyi, "Şirketleriikna etmeden bel- ge imzalamam mümkün değil" dıyerek imzalama- mıştı (1). Amacımız Sayın Aliyev'in tutumunu eleş- tirmek değil. Ülkesınin bu konudaki çıkarlannı. bel- li açılardan, petrol şirketlerininkine koşut olarak gör- mekte ve gereğini yapmaktadır. • • • Bu açıdan bakıldığında, aslında pek de eleştıri- lebilecek bir yanı yok. Oyunu kurallanna göre oy- namaya çalışıyor, hepsi bu. Bizim açımızdan ise kendi çıkarlarımızı korumak bizim işimiz, Azerbay- can Devlet Başkanı'nın değil. Sen, Türkiye olarak, kendi çıkarlarını gözetmede yeterli duyarlılığı gös- terme, sonra da kalk, senin çıkarlannı korumuyor diye bir başkasını eleştir. Bu yaklaşımın bir haklılı- ğı yok ve biz de bu haksızlığa düşmek istemiyoruz. Aliyev'in "Pek de fazla eleştirilecek yanı yok" der- ken söylemek istediğimiz işte budur ve bu deger- lendirme de yalnızca bu konunun sınırları içınde geçerlidir. Bu değerlendirmemiz, ıki ülkearasında- ki ilişkilere daha genış bir açıdan bakıldığında, ge- çerliliğini elbette yitirecektir. Azerbaycan Başka- nı'nın televizyon muhabirine vermiş olduğu bu be- yanat, kanımızca kasıtlıdır. Aliyev'in soylediği belki verilmiş olan güvencelerle ilgilidir, ama asıl söyle- mek istediğı, şimdilerde Türkiye'den istenen "ipe setpa ge/mez" yeni bir güvence konusuna ilişkindir. Dogrusu, şimdiye değin altına girilen yüklenimlerin bazılannı ve şimdi istenen "üçüncü ülke garantisi'ni birer "güvence" olarak adlandırabilmek olanaklı değil. Gelin, bunun adını doğru koyalım: Bu güven- ce falan değıldir. Bunun adı, bal gibi "ödün"dür. Hem de gerekliliğinin ve hakhlığının kanıtlanması ol- dukça zor olan bir ödün. • • • Türkiye'den şimdi istenen, özetle şu: "Boru hat- tının Azert>aycan ve Gürcistan sınırları içınde kalan kısımlarının yapılması sırasında idari ve benzen her- hangi bir nedenden dolayı meydana gelecek ge- cikmelehn yol açacağı mali yükümlülüklen üstlen- meyi Türkiye kabul etsin." Böylesine garip bir iste- min anlaştlabilmesi gerçekten zor. Sanki, tüm bo- ru hattı Türkiye'nin çıkarları için yapılıyormuş gibi bir anlatımı, daha doğrusu bir dayatmayı içeriyor. Kabul etmemiz gerekir; Orta Asya ve Kafkasya'da- ki zengin yataklardan elde edilecek petrol ve do- ğalgazm Turkıye üzerinden dünyaya pazarlanması Türkiye açısından da son derece önemli. Bu yalnız- ca ekonomik değil, siyasal açıdan da öyle. Bunun- la birlikte bu önem, yalnızca Türkiye'nin çıkarları ile de sınırlı değil kuşkusuz. Bölgede yer alan kardeş Türk cumhuriyetlerinin siyasal ve ekonomik anlam- da Batı ile bütünleşmes/nde, yeni kurulan bu ülke- lerin bağımsızlıklannın pekişmesinde. bölgenin. bir bütün olarak, banş ve istikrannın sağlanmasında bü- yük katkılar sağlayacağından, yalnızca bu ülkeler ve Türkiye açısından değil, Batılı ülkeler ve bölge- ye yatırım yapmakta olan çokuluslu petrol şirketle- ri bakımından da büyük önem taşımaktadır. • • • Benzer konuda bir başka önemli gelişme de Türk- menbaşı Saparmurad Niyazov'un. Enerji Bakanı'na Aşkabat'ta ve hem de basının önünde açık açık yö- nelttiği eleştirilerle gündeme geldi. Türkmenbaşı özetle şunu söyledi: "Karadeniz'in altından geç- mesi planlanan ve 'Mavi Akım' olarak adlandınlan projeye destek vermenız Türkiye'nin çıkarlan ile bağdaşmıyor." Türkiye enerji konusunda dışa ba- ğımlı bir ülke. Içerdeki kaynaklardan azamı bir bi- çimde yararlanarak, dışa bağımlılığı azaltmak asıl amaç. Yurtdışına bağımhlık konusunda yapılması ge- reken de, bağımlı oîunan merkezleri çoğaltmak ve türleri çeşitlendirmek; buna bir diyeceğimiz yok. Rusya'nın, uzun vadede yapacağı, bu ülkelerden ala- cağı doğalgazı Novorossisk'ten Samsun'a ulaştır- mak ve oradan da pazarlamak. Buna bir de aynı hat- ta yer alabilecek bir ikinci boru hattı ile yılda 60 mil- yon tonluk Kazak petrolünü de eklemek söz konu- su olabilir. Böyle bir olasılık. yalnızca 'Bakû-Tıflis- Ceyhan' ham petrol boru hattı ile 'Türkmenistan- Türkiye' doğalgaz boru hattına ve bunlann bölge- deki olası genişlemelerine rakip olmakla kalmaz, ay- nı zamanda, sözünü ettiğimiz enerji koridorunun Türkiye ve bölgeye sağlayacağı yarariara da çok cıd- di zararlar verebilir. Nedense kendı kendımize ra- kip yaratıp, kendi kuyumuzu kazıyoruz, ama bu ilk değil. Yıllarönce 'Bakû-Süpsa' hattını destekleye- rek ve tuhaf bir 'e^en petrol' masalının ardından giderek aynı şeyi yapmadık mı? Burada sözünü et- tiğimiz konu ülkemizin gelecekteki siyasal ve eko- nomik çıkarlan açısından çok önemlidir. Ulusal öne- mi bu kadar büyük olan bir konudaki ulusal çıkar- lanmıza, ülke dahilindeki bazı şirketlerin çıkarlan uğruna zarar verebilecek bazı manipülasyort ve yönlendirme girişimleri bulunduğuna ilişkin kamu- oyundaki savlara insanın inanası gelmiyor Bugün- lerde yapılacak hataların faturaları bir gün bu ulu- sa çıkanlacaktır. Buna kimsenin hakkı yok. (1) Özkan, I. Fteşat; "Türkiye'nin Deniz ve Deniz- cilik Sorunlan", Deniz Ticaret Odası, Yayın No: 49, Temmuz 1998. (2) Özkan, I. Fteşat; "Bakû-Ceyhan Ödünleri", Cumhuriyet (Görüş), 27 Eylül 1999.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle