11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AYFA CUMHURİYET 31 EKİM 1999 PAZAR s HABERLERIN DEVAMI URKIYE İ£anbul PB 19 Bime Kıcaeli Cınakkale Imir hanisa A'dın ftnizli PB PB PB A A A A 22 20 21 25 24 28 23 Zmguldak PB 18 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişerıir Konya Sıvas PB PB Y Y PB PB PB PB 1/ 17 16 16 18 17 18 16 A 29 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van A A PB PB PB PB Y Y 28 27 20 20 18 17 14 12 ^f Yurdun doğu kesimleri parçaiı bulutlu, doğu Ka- radeniz ıte doğu Anado- lu'rcun doğusu yağışlı, öteta yerter az bulutiu ve açık geçecek Marmara ile yurdun ıç kesmlenn- de sabah saatlerinde y- er yer sıs görülecek. Ha- va sıcaklıgı doğuda aza- tacaK, ötekı yerierde de- ğışmeyecek. Rüzgâr. kuzey ve batı yonlerden hafif kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB PB PB Y PB PB Y PB 9 11 14 17 15 19 18 19 Münih PB 17 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB PB PB PB PB PB A 19 17 21 19 18 19 26 25 PB 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Pb PB PB Y Y PB Y A 8 27 8 21 16 18 14 29 A 28 Bulutkj k Çok bulutiu ı Yağmurtu Sulu kar , Gök gûruttulü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK B Baştarafı 1. Sayfada Turk vatandaşlığından çıkaıma çalışmalan boşa grmiş. "Siyasal evlilik" Merve'nin son numarası. Hatun çift dikiş çalışıyor. Bir yandan Fazilet'le bir- lilce laik cumhuriyetin başınatürban sorunundaye- ni0\r dert çıksın diye ateşe körükle gidiyor. Bir yan- dsn da Amerikan vatandaşı Merve, ABD Büyükel- çilği'nden hukuksal yardım alıyor. Türkiye'deki insan haklanyla özgürlükçü demok- rasinin variığını türbana bağlayan savsata ile ekran ekran gezen başı açık Nazlı Hanım'dan grup baş- kan vekili Abdüllatif Şener'e kadar her kesimden FF'li hareket halinde.. Peki ama, Türbanlı Merve konusunda ilk günler- deyağız ve yiğit delikanlı rolü kesen böyyük siyaset adamlanmız nerede? Tabii ki efendim; Ankara'da. Uyur gezer durum- da Bir zamanlar Türbanlı Merve'nin örtülü başının TBMM'ye girmesini Cumhurbaşkanı Demirel şöy- le yorumladı: "Ajan provokatör." Ya Başbakanımız Ecevit? Malum nezaketiyte ön- ce "Lütfen"dedi ve... "Bu hanıma haddinibildirin" diye kükredi. Sonra? ABD vatandaşı Türk vatandaşlığından çı- kanldı. Milletvekilliğini yitirmeyi engellemenin tek çıkış yolu bir Türk'le evlenmek mi? Türbanlı Merve, Be- kir'e şipşak âşık oldu! Şok Merve tarikatı, Türbanlı'nın artık Meclis'te ant iç- mesine yasal engel tanımıyor. Kamuoyunu bir yerinden yakalamışlar, TBMM'yi kendi doğrultulannda işlem yapmaya zorluyorlar. Türbanlı Merve olayındaki gelişmeler karşısında devlet adamlarımız ne yaptı. ne yapıyor? Tam anlamıyla dökülüyor. Önce Meclis içtüzüğü'nde kadınların Meclis Ge- nel Kurulu'na başlan açık girmelerini zorunlu kılan değişikliğin komisyonda yozlaşmasına seyirci kaJ- dılar. Ardından kamuoyu hukukçu TBMM Başkanı'nın Türbanlı Merve'nin önce milletvekili olmadığı anla- mına gelen, sonra milletvekili olduğunu savunan resmi yazılanyla şaşkına döndü. Kamuoyu şimdi öğreniyor ki; hükümet, Merve bir Türk'le evlense de Türk vatandaşı olmak için 3 yıl beklemesini sağlayacak birtasanyı Meclis'egönder- niiş. Yeni Şafak haklı. Türbanlı Merve'nin evliliği öyle bir şok yarattı ki devlet kademelerinde; Türbanlı'nın milletvekilliğini yeniden kazanma olasılığmı sorarHa- ra "bu hanıma haddinın bildirilmesinde" önayak olan Başbakan Ecevit şimdi: "O konulara beni kanştırmayın. Beni ilgilendirmi- yor" diye karşı demeç verdi. Öyle bir izlenim doğdu ki kamuoyunda, Meclis'te- ki cesur yürek, sankı yılgınlık içinde. Hukuk adamları, Türbanlı Merve'nin yeniden va- tandaşlık kazanabilmesi için yeni bir Bakanlar Ku- rulu kararına gereksinildiğini söylüyorlar. Kamuoyu olayla bir numaralı ılgili olanlann -uya- nlar sonucu- bugünlerde uyanacağını umut ediyor. Kaçınılmaz şu gerçek ise ortada: Başbakan, "Bi- lemiyorum, bu konuda bilgimyok" diye konuşuyor. TBMM Başkanı Akbulut, Türbanlı Merve'nin ev- liliğiyle ortaya çıkan durumla ilgili sorulan özetle "Bil- miyorum" diye yanıtlıyor. Kuşkusuz kamuoyunda bir kanı biçimleniyor TBMM Başkanı ile Başbakan bir zahmet hukuk- sal durumu öğrenmezler ve böylesi sorulan "bilmi- yorvm" diye karşılamayı sürdürürlerse... Elbette sormak gerekir: Yasama ve yürütme organı ne biliyor? 'Karabağ barışuıa darbe vuraldif' • Dı$ Haberler Senisi - Ermenistan'dakikanlı parlamento baskınının ardından ABD, olay yüzünden Dağlık Karabağ banş girişiminin yara aldığını bildirdi. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü James Rubin, "Saldınnın uzun dönemde Karabağ banş girişimine etkisini şimdiden bilemeyiz. Ancak belli ki Ermenistan'ın kısa dönemde yeni bir hükümet kurmak gibi başka öncelikleri olacak" dedi. Cumhurryet k i t a p I a r ı UMye Aipay Bu kitap "1999 Yunus Nadı Öykü Ödülü"nü paylaştı.Yüceyi bulma çabasında bir yazarla tamşmak isterseniz okuyun bu kitabı. Yepyeni bir öykü biçemi, pınl pınl bir dil, insanı sarsan kahramanlar... Yazınımıza kutlu olsun. »*• Cumhuriyet Çağ Pazarlama A.Ş.Türkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulûbü (34334)Cagalo§!u-lstanbul Tel: (212)51401 96 Iıısaıı haklanna 2000 paketi• Baştarafı 1. Sayfada Insan Haklan Derneği'nin görüşle- n doğrultusunda "Insan Haklan Gfindem 2000" başlıklı bir rapor hazırladı. Bakanlıklara ve TB- MM'deki komisyonlaragönderilen raporda şu önerilere yer verildi: Anayasa değiştklikleri: Anayasa- da özgürlükler esas alınmali. genel sınırlama hükümleri yerine. genel koruma hükümlerine yer verilmeli. Konınan devletdeğil, özgürlükler ol- malı. Bu amaçla, kişi temel hak ve özgürlüklerini smırlandıran hüküm- ler ayıklanmalı. toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının özü- nü ortadan kaldıran ve adeta bu hak- kı kullanılamaz hale getıren hüküm- ler değiştirilmeli. Örgütlenme hakkı üzerindeki kı- sıtlama ve yasaklamalara son veril- meli. serbest toplu pazarlık ilkesine aykm, grev hakkının özünü ortadan kaldıncı nitelikteki hükümler ve lo- kavt, hukuk sisteminden çıkanlma- lı. Adil bir seçim sistemi getirilmeli, tüm siyasal düşüncelerin parlamen- toya yansıması saglanmalı. Yargı ba- ğımsızlığını sınırlayan hükümler ayıklanmalı. hâkimlerin atama ve öz- lük işleri. doğrudan kendi aralannda seçecekleri bir kurum tarafından ya- pılmalı. Yargı organlannı ve hâkim- leri dolaylı da olsa idarenın denetimi- ne sokan hükümler ayıklanmalı. DGM'ler kaldınlmalı. Idarenin ey- lem ve işlemlerine karşı yargı yolu açılmalı. Yasal önerikr: Düşünce ve ifade özgürlüfünü kısıtlayıcı başta Terör- le Mücadele Yasası ve Siyasal Parti- ler Yasası olmak üzere ilgili mevzu- attaki hükümler. ülkenin bütünlüğü- nü koruyan cumhuriyel ilkeleri çer- çevesinde yeniden düzenlenmeiı. Ya- şama hakkı ve ölüm cezası, kolluk aşmlıkları, işkence. güvenlik soruş- turması. gözaltı. turukluluk ve ben- zeri konularda ilgili mevzuatta ge- rekli düzenlemeleryapılmalı. Kolek- tif özgürlükler kapsamında özellikle dernek özgürlüğü, toplantı ve göste- ri yürüyüşleri. sendikal özgürlükle- re ilişkin ilgili mevzuatta demokra- tik toplumlarda olması gereken dü- zenlemeler gerçekleştirilmeli. Ulu- sal mevzuat, uluslararası sözleşme- lere uygun duruma getirilmeli, bu bağlamda işkence. kötü muamele ve diger nedenlerle AİHM'ce Türkiye aleyhinde verilen kararlar geregince devletin ödemek zorunda kaldığı taz- minatlar sorumlusu olan idari perso- nelden alınmalı. Türkiye'nin henüz taraf olmadığı insan haklannı koruyucu sözleşme- leronaylanmalı. ölüm cezasının yal- nızca savaş zamanında verilmesini öngören yasa değişiklikleri yapılma- lı. Adli kolluk kuvvetleri kurulmalı. kanayan bir yara görünümündeki ce- zaevleri sorununa eğilinerek ivedi- likle daha güvenli, ama daha insan- cıl ve çağdaş bir infaz sistemine ge- çilmeli. OHAL mev zuatmda demok- ratik hukuk devletinin gerektirdigi değişiklikler yapılmalı. Idari ve diğer öneriler: Çağdaş ve modern içeriğine uygun bir insan haklan egitimi verebilecek personel yetiştirilmeli. Yasa uygulayıcılara sistemli olarak insan haklan konu- sunda meslek içi eğitim programla- n uygulanmalı. Bünyelerinde insan hakları merkezi bulunan üniversite- lerde insan haklan anabilim dalı ku- rulmalı. İnsan haklan konusunda de- neyimli uluslararası örgütler ve sivil toplum kuruluşlanyla işbirliği ola- naklan araştınlmalı. Beş terörist Türldye'de • Baştarafı 1. Sayfada douni. Türkiye'ye Bükreş'ten gelmiş ve 'kınmzı bülten" ile arandığı için yakalanmıştı. 1999 yılm- da 'mihardtr terörist' Ladin'in uçağinın İstanbul Atatürk Havaalam'na 2 kez indigi de saptanmıştı. Emniyet yetkilileri, 11 Temmuz'daLadin'ebağlıbir teröristgrubunun AGlTzirvesi öncesinde eylem yap- mak için Türkiye'ye girdiklerini açıklamıştı. Istihba- rat kaynaklan, Ladin'in liderliğini yaptığı El- Kayda adlı silahlı grubun 6 üyesinın Türkiye'deki yabancı misyonlara karşı eylem hazırlığı içinde olduklannı kaydetmişlerdi. Rusya İçişleri Bakan Yardımcısı Korgeneral Igor Zubov ise 22 Eylül 'de basında çıkan açıklamalarında. Usame bin Ladin'den 30 milyon dolar alan aynlıkçı milislerin Türkiye. Yugoslavya va Afganistan'dan pa- ralı asker kaydetmeye başladığını öne sürmüştü. La- din'in paraları Basayev ve Hartab'a gönderdiğıni kay- deden Rus bakan yardımcısı, teröristlerin Türkiye"de eğitildiği ıddiasmı da ortaya atmış, köktendinci örgüt- lerin eylül ayı içinde Pakistan'ın başkenti Karaçi'de bir toplantı düzenleyerek Kuzey Kafkasya'yı tartıştık- lannı belirtmişti. ABD'nin bir numaralı uluslararası terörist ilan ettiği Suudi Arabistanlı işadamt Usame bin Ladin'in, Rusya'ya karşı savaşaçan Dagıstanh ay- nlıkçılara para yardımı yaptığı ve hatta bölgeye gitti- ği de öne sürülmüştü. Amerikan istihbarat kaynakla- n. Ladin"in bölgeye kendi savaşçılannı yolladiğını saptamışlardı. ABD'liier Ladin'in, Çeçen genllala- nyla da yakın ılişki içinde olduğunu savunmuşlardı. 4 Kemalist kâGr ortadan kalkb9 METtNGÜR KÖLN - Avrupa'nın merkezi Köln kenrinde bulunan ve "Hiiafet Devfcti" adı altında. Türkiye'de şe- riata dayalı bir tslam devleti kurmak için çalışan Kaplancılar. gazetemiz yazan Prof. Dr. AhmetTanerKışU- ü'ya saldırdı. Kaplancıların yayın organı "Ümmet-i Muhammed" ga- zetesinde yayımlanan haberde, bombalı bir suikast sonucu yitirdi- ğimiz gazetemiz yazan Kışlalı için "Bir Kemalist kâfır daha ortadan kalktı'- denildi. Kaplancılann Köln'de basılan ve Almanya'da neredeyse tüm camiler- de ücretsiz olarak dağıtılan haftalık gazetelerinde verdikleri haberde şöyle denildi: "Laik ve demokrat kafa yapısn la kâfırlikte en uç nok- tada bir yerde, kâfırtiğin en olgunlaş- mış döneminde. her fanide olduğu gibi Allah'ın takdir ettiği ö>te ya da böyle bir çeşit öiümle bir Kemalist kâfir daha ortadan kalktı.dhannlü- lillah. AdL Ahmet Taner Kışlalı. Bu herif. laik dinsiz kafa >apısı> la görev yaptığı ünhersitede ders \erdiği şu kadar genci kârırteştirivor." 1 Celal bin Sefer imzalı haberde, "Düzenin kendi yetiştirdiği kâfir adam" denilen Ahmet Taner Kışla- lı'nın aynen Uğur Mumcu gibi öl- dürüldüğü belirtilerek "Uğursuz mumsuz gibi bir usuUe gebertilip. kendilerinin de dediği gibi atasının yanına gönderikiP denildi. Almanya Federal Savcılığf nın. belirli aralıklarla kendi içlerinde üç kişinin vurularak öldürülmesi sonu- cu Kaplancılar hakkında başlattığı soruşturma sürdürülüyor. Bu arada Kaplancılar da Müsiümanlan hila- fet devleti için ayaklanmaya ya da bu uğurda ölmeye teşvik eden gaze- teleri aracılığıyla Atatürkçü, laik kimliğe sahip kışilere yönelık saldı- nlannı sürdürüyorlar. Gazetede da- ha önce de (295. sayısında) Mu- hammed Furkan imzalı yazıda. Gülhane Askeri TıpAkademisi'nin eğitim-öğretim yılının açılış töre- ninde konuşan Tuğgeneral Yaiçın Işımer'in şeriata karşı savaş açtığı belirtilerek şöyledenilmişti: "Malu- munuz, tarih tekerriirden ibarettir. Merhum Imam Humeyni, tran İv lam devrimi öncesi Fransa'dan me- saj gönderhor ve diyor ki: "Bu hareket Islami bir harekettir. Kim bu hareketin karşısına geçerse birbiridamedileceklerdir 1 ' Busöz- den sonra alay edenler oldu. Ama kader onlara gülüyordu ve İmam Hume> ni"nin sözünü gercekleştirdi. Zaman geldi. İslami harekete karşı çıkan şah ordusunun omzu kalaba- hk paşalan bir bir idam edildi. Ke- malist ordunun dinsiz generalleri de bu tarih le\ hasından örnek alsınlar da zaman geçmeden, ecel kaj)i\ ı çal- madantövbeetsinler.^bksa lran'da- ki generalkrin başlanna gelen, bu Kemalist generallerin de er veya geç başlanna gelectktir." 16 yaşındaki C.G. tutuklandı • Baştarafı 1. Sayfada lanan C.G. dün Ankara DGM Başsavcılığı'na sevk edildi. Soruşturmayı yürüten DGM Savcısı Hamza Keieş tarafından 3 saat süreyle sorgulanan C.G.. Türk Ceza Yasası'nın 168. maddesi geregince tu- tuklanması istemiyle DGM Yedek Hâkimliği'ne gönderildi. DGM yedek hâkimi Rüstem Çiloğlu tarafından ifadesi alınan genç kız, Ceza Muha- kemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) "Suçlu- luğu hakkında kuvvetli beürti bulunan kişilerin tutuklanma hallerini açıkiayan" 104. maddesi geregince tutuklandı. Akli dengesinin yerinde olduğuna ilişkin dev- let hastanesinden alınmış rapor bulunduğu be- lirtilen C.G'nin ifadesinde, "yasadısı TKP/ML örgütüne yardım ve vataklık yaptığınr anlattığı ögrenildi. Yetkililer. genç kızm suikastı kendisi- nin de aralannda bulunduğu bir grubun gerçek- leştirdiğini öne sürdüğünü. ancak daha sonra Ankara, Polatlı ve Çorum'da ifadelerini doğru- layıcı yer göstermeler yapamadığını bildirdiler. Savcınm genç kızın rutuklanmasını istediği TCK'nin 168. maddesinde "Devfctin şahsheti- ne karşı cürümler. devlet kuvvetleri aleyhine cü- rümter"i açıklayan 125. 131, 146. 147. 149 ve 156. maddelerine gönderme yapilarak "cürüm- leri işlemek için silahlı cemiyet ve çete teşkil eder yahut böyle bir cemiyet ve çetede amirliği ve ku- mandayı ve hususi bir vazifeyi haiz olursa 15 se- neden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkûm olur. Cemiyet ve çetenin sair efradı on yüdan on beş yıla kadar ağır hapisle cezalandın- hr" deniliyor. Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişilerin tutuklanma hallerini açıklayan CMUK'un 104. maddesi. "Kaçma şüphesini uyandıracak vakıalar bulunması. Delillerin yok edilmesi,değiştirilmesL,gizlenmesL şeriklerin uv- durma beyana veya tanıkların > alan tanıklığa ve- ya tanıklıktan kaçmaya se\ k edildiğini. bilirkişi- lerin etki altına alınmasına çalışıldığını gösteren hal ve dav ranışlann bulunması" hükmünü içeri- yor. Başbakan Ecevit. Başbakanlıkçıkışındaga- zetecilerin sorulannı yanıtladı. Ecevit. Kışlalı suikastı ile ilgili somut bir gelişme olmadığını belirterek "Ama çok titizlikle ve aynntılı olarak inceleme ve soruşturmalar sürdürülüyor'" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Yaşamı yeni yeni algılamaya başlamış bir çocu- ğun ölümü böyle öğrenmesi, ne büyük toplumsal acı! Ahmet Taner Kışlalı'nın birileri tarafından öldü- rülmesinin ardından toplumun pek çok kesiminden mesajlar alıyoruz. Gazetemize uğrayan kişilerin, örgüt temsilcilerinin, parti yöneticilerinin adlannı tek tek vermemiz olanaksız. Açtığımız deftere ya- zılanları okurla paylaşmaya çalışıyoruz... Bir de mektuplar var... 21 Ekim'in ertesinde zar- fa konulmuş onlarca mektubun tümünü okuyabil- miş degilim... Kimileri var ki; kalemle yazılmış de- meye bin tanık ister, sanki yüreğini koyup posta- lamış. Kimileri var ki; hersözcük, içimde nasıl aça- cağını bilmediğim kurşun tomurcukları olup bağ- nmasaplandı... Bir lise öğrencisinin mektubundan: "... Keşke Ahmet Taner Kışlalı ölmeseydi de ben ölseydim. Böylelikle bu ülke, yetişecek bir Kışla- lı'yı beklemek zorunda kalmayacak, hatta O'nun soluduğu havadan etkilenip gerçekleri daha ça- buk görebilecekti. Çok üzgünüm. Artık hiçbir şey eskisigibi değil... Sizlerden bir isteğim var. Ben ar- tık gerçek bir şeyler bilmek istiyorum. Karşıma bir zıt fikir çıktığında onun nerede yanlış yaptığını gösterebilecek bilgiye sahip olmak istiyorum. Kendimi yetiştinmek ve bilgi gücüne sahip olmak istiyorum. Bana öyle bir çizgi çizin, öyle yollar se- rinki, ilkkarşılaştığımız gün, emeklerinizin boşa git- mediğini, bu ülkede nice kıymetli insanlann, Ah- met Taner Kışlalılar'ın yetişebileceğini kanıtlaya- yım..." Mektup uzayıp gidiyor... Bozcaada'dan bir mektup: "... Altı yıl evvel Uğur Mumcu'nun acısıyla baş- layan derin sızı artık biliyorum ki, daha da derin- leşti. Dün Kışlalı 'yı siz Ankara 'da toprağa verirken ben, O'nun için buradaki bağımıza güzel renkler- le açacak bir sardunya diktim..." Kışlalı'nın eski bir öğrencisinden: "... Kaybetmenin acısı, sadece sevgili bir insa- nı değil, umudu kaybetmenin acısı... Sonra diyo- rum, bir anne olarak, bir yurttaş, bir aydın adayı, Kışlalı'nın eski bir öğrencisi olarak umudumu yi- tirme lüksüm yok. Yeniden başlayacağım. Bilgilen- meye, öğrenmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyorum..." Bekleye bekleye... Acıyla umudun iç içe örüldüğü mektuplar... Tür- kiye'de çağdaş, Atatürk devrimlerinin korunması- na ve 21. yüzyıla taşınmasına gönül vermiş, bunup için sağlambır devlet yapısının kaçolmaz oldu- ğuna inanan kişilerin çabalan bende şu görünü- mü çağnştınyor: Her biri çok sağlam, kendi içinde uyumlu, düz- gün dönen çarklar... Ama bu çarkların üretim ya- pabilmesi için birbiriyle bağlantı kayışının olması gerekli... Işte o zaman iki kere iki 16 edecek, 36 edecek, çoğalacak, çoğalacak... Bu durumda ne yazık ki, iki kere iki bir ediyor. Herkes kendisiyle var. Ne yapıp edip bunu aşmak gerekiyor. Ara başlığın altında saydığımız degerlerdeki in- sanlann cenazede. kutlamada, anmada bir araya gelmesi, inanç tazelemesi güzel... "Birlikteyiz ve çoğuz" duygusu güzel... Ancak bu yetmiyor. Bir araya gelip "çok" oldu- ğunu düşünen insanlann, toplumun arasına dağı- lıp "derin" olduğunu da görebilmesi, değilse bu- nun zeminini yaratabilmesi gerekiyor. Bunu yaparken bir şeyi daha gözden kaçırma- mak gerekiyor; devlet. Bugün devlet organlarının birçoğunda olumsuzluklar yaşanabilir. Çözüm devlete sırtını dönmek değil, olumsuzluklann gide- rilmesi için baskı yapmak. Bin kişi bir araya gelip bir okul yapar. Bin kişi toplumu da arkasına alıp devleti göreve zorlarsa, 100 okul yapılmasını sağ- lar. Birini ötekine yeğlemiyorum. ikisi de gerekli... Bir araya gelemeyişimiz bende Cahit Külebi'nin "Çürüyen Otlar" şiirini çağnştınyor: Sen orada, ben burada / Birbirimizden haber- siz I Ayn yaylalarda yeşeren otlar gibi I Bekleye bekleye çürüyeceğiz... "Edebiyatımızın Ça*tef Klasiği" Selim İleri Ay Hâlâ Güzel Biten (İki) Yüzyıl 4. s B-103 ntflu standdadır. • uyap Imza Gunıerı: 6.11.99 Cumartesi 17.00-19.00 13.11.99 Cumartesi 15.00-17.00 ERDEMLİ ASLİYE HUKUK HÂKİVILİĞrNDEN Dosya No: 1997/547 Davacı SSK Genel Müdürlugü vekili larafından davalılar Cemıl Akcığer aleyhine açılan ışbu tazmınat dava- smda: Davahlardan Cemil Akciğer. Fatıh Mah. Babil Cad. Özden Apt. 4/11 Mezıtlı Mersin adresine çıkartılan tebligat bila ıkmal iade edilmiş ve C. savcılığı tahkikatı neticesinde de tebligata yarar açık adresine rastlanmadıguıdan: Davalı Cemıl Akciger'in 1.12.1999 ta- rihinde yapılacak duruşmaya bizzat katılması veya bir kanuni vekilli temsil ettırmesi, aksi takdirde davanın yokluğunda devam edip karar verileceği hususu tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 6.10.1999 Basın: 48988 PENDtKBİRİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1997/652 Karar No: 1998/742 Hâkim: Ismet Yıldı- nm 18570 Kâtip: Yüksel Ayde- mir Davacı Ramazan Er- mek tarafından davalı Ordu, Korgan Cifthce. C: 017'04. S: 82. K: 67'de nüfusa kayıtlı bu- lunan ve Aşağı Kozapı- nar kKyü Korgaa'Ordu adresinde olduğu bildiri- len davalı Songül Ermek aleyhine mahkememizde açılan şiddetlı geçimsiz- lik sebebiyle boşanma davasının yapilan duruş- malan sonunda MK'nin değişik 134/1. maddesi uyannca boşanmalanna karar verilmiştir. Tebliğ- den 7 gün sonra başla- mak üzere diyeceğiniz ya da itirazınız \arsa ve- ya temyiz talebinde bu- lunacaksınız, ilanen teb- liğden sonra, 15 gün içinde bir dilekçeyle mahkememize müracaat etmeniz ya da kendinizi bir vekille temsil ettire- rek aynı ışlemleri yaptır- manız hususu ve verilen karann davalıya tebligat yerine kaım olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 19.10.1999 Basın: 50686 ~ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜGÜ'NDEN Üniversitemiz birimlennde istıhdam edilmek üzere. 2547 sayılı kanun ve ilgili yönetmelık esaslan ile devlet hizme- tine girmede aranılan şartlara haiz öğretım elemanı alınacaktır. MÜRACAATLARDA ARANACAK ŞARTLAR: PROFESÖRLER İÇİN • Profesörler daimi statüde görev yapacaklardır. • 2547 sayılı kanunun değişik 26. maddesinde belirtilen şartlan taşımak. • Dilekçe. özgeçmiş. doçentlık belgesi, nüfus cüzdan sureti ve 2 adet fotoğraf. • Bilimsel çalışma ve yaymlannı kapsayan 6 adet dosya ve yayın listesi. DOÇENTİÇİN • Eİoçentler daimi statüde görev yapacaklardır. • 2547 sayılı kanunun 25. maddesinde belirtilen şartları taşımak. • Dilekçe, özgeçmiş, doçentlik belgesi, nüfus cüzdan sureti ve 2 adet fotoğraf. • Bilimsel çalışma ve yaymlannı kapsayan 4 adet dosya ve yayın listesi. YARDIMCI DOÇENT İÇİN • 2547 sayılı kanunun 23. maddesinde belirtilen şartlan taşımak. • Dilekçe. (Yabancı dil belirtilecek). özgeçmiş, nüfus cüzdan suretı, doktora belgesi, 6 adet fotoğraf. • Bilimsel çalışma ve yayınlannı kapsayan 4 adet dosya \e yayın listesi. UZMANLARİÇİN • 2547 sayılı kanunun 33. maddesinde belirtilen şartlan taşımak. • ilgili dalda lisans, yüksek lisans veya doktora mezunu olmak. •Erkek adaylann askerlik hizmetini yapmış olması. ~~\ Dilekçe, özgeçmiş, nüfus cüzdan sureti. askerlik belgesi, noterden tasdikli öğrerim belgesi ve 6 adet fotoğraf. " " ADEDİ AÇIKLAMAFAKILTESI T1PFAKÜLTESİ TIPFAKÜLTESİ ECfTlMFAKÜLTES! ECtTİ.M FAKLLTESİ mak REKTÖRLÜK ANABlLİM DALI Dermatoloji Hıstolo. ve Embnyolojı Rehb. ve Psık. Danı$m. Resim-lj Ögretmenlifı Kayısı Anj. Merkezı IINVANI Prof. Doçent Prof Yrd/Doç Uzman DRC. 1 1 I 3 4 1 1 1 Seramık ve Cam Anasanat Dalında doktora yapmıj ol- Ziraaı fakülleleriıun Bıtkı Koruma boiûmu rnezunu olup. kaviM yeti;iıncılığı konusunda çaltjnıalan olmak. * ilan edılen Ijdroiara Yüksekögreunı Kurulu Başkaniığı'ndan aktarmaonayı geldığındeatama yapıiacaktır. Ba>m 52284 BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1999/173 Davacı DSİ Genel Müdürlüğü vekili Av. Hikmet Bekar tarafından davalılar Kamil Okur ve iki müştereği aleyhine mahke- memize açılmış bulunan tescil davasının yapılan açık duruşması sırasında \erilen ara karan geregince, Davacı vekili dilekçesınde Bayburt ılı merkez Çiğdemtepe köyünde kaın 968 parsel nolu ve istımlak evrakında 16 parsel numarası ile gösterilen taşınmazda 1200 m2"lık kısmın davacı idare adına tescilıni talep etmiş olup, Bayburt ili merkez Taş- kesen köyünden Kamil Okur. Tahir Öksüz ve Dursun Okur'un tüm aramalara ragmen adresinın tespitı yapılamayıp davetiye tebliğ edilemediğinden iianen tebliğine karar verilmış olup. duruşmanın bırakıldığı 25.11.1999 günü saat 09.00"da mahke- memizde hazır bulunmalan veya kendisini bir vekille temsil ettirmelerı, duruşmada hazır bulunmadığı ve kendisini de bir ve- kille temsil ettırmediği takdirde duruşmalann yokluğunda yapılıp karara bağlanacağı hususu HUMK'nun 213 ve müteakip maddeleri geregince davetiye yenne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 50226
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle