11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKİM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Kutlu, kılık kıyafet yönetmeliğine uyulacağını söyledi Tüıiıaıta ödün yokEBRUTOKTAR ERKANT UYSAL KONTA - Ünıversıtelerın açılışıyla başlavan türban gösterileri konusunda Kı- lık Kıyafet Yönetmeliği'nden ödün venl- memesi yönünde kararalındı. Üniversite- ' lerarası Kurul Başkanı Selçuk Üniversi- tesı Rektörü Prof. Dr. Abdurrahman Kut- lu. türban göstenlerinin masum olmaktan çıktığını ve devlete başkaldınya dönüştü- ğünü vurgulayarak. öğrencılenn kullanıl- masma izın vermeyeceklennı söyledi. Yüksek Öğretım Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz. yüksek yargı organlannın kararlannın herkesı bağladığını ve bunun gereklerının yerıne getınlmeye devam edileceğıni belirttı. 72 üniversite rektörü dün Selçuk Üni- versitesı Rektörlük Senato Salonu'ndabir araya geldi. Istanbul'da başlavan türban göstenlerinin diğer üniversitelere de sıç- ratılmak istenmesi üzerine konuyu masa- ya yatıran rektörler, siyasüerin üniversi- telere kanşmasının engellenmesi gerekti- ğini belirttıler. Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve Selçuk Üniversıtesı Rektörü Prof. Dr. Ab- durrahman Kutlu, halkın dini duygulan- nı kullanmak ısteyenlerin depremle tür- ban arasında bağlantı lcurmaya çalıştığını belirterek, öğrencıleri, velıleri ve tüm ka- muoyunu uyardı. Türban göstenlerinin masum olmaktan çıktığını. bu konuda çok dikkatlı olunması gerektığını anlatan Kut- lu, "Bu arük deviete başkaldınya dönüş- tü" dedı. Amaçlannra masum öğrencile- rin de bu körü niyetli gruplar taraftndan kullanılmasuu engellemek olduğunu kay- deden Kutlu, "Oğrencüerisokaklaradök- mek istiyorlar. Ama biz bunun kulland- rnasına izin vermeyeceğiz" dedı. Türbanh ögrencıler arasında masum olanlann ayıklanarak eğitime çekilmesi gerektığini kaydeden Kutlu, derslerde bu konuda öğrencileri uyarmaya devam ede- ceklerini söyledi. Kutlu, öğretim üyeleri- nin derslerde Kılık Kıyafet Yönetmeli- ğTne ilişkin olarak öğrencileri bilgilendi- receğıni aktardı. Türbanla ilgili mevzu- atın uygulanmaya devam edeceğini belir- ten Kutlu, üniversitelenn bu konudaki du- yarlılıklannı sürdürmeye kararlı oldukla- nnı ıfade etti.Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, yargı or- ganlan kararlanna dikkat çekerek. "Bu konu bizim için kapandı. Yargı organlan kararian berkesi bağiar. Bunlann gerek- leri yerine getiriliyor ve getirilmeye devam edecektir" dedı. Toplantıda rektörlenn türbanh öğrencilere uygulayacağı me\- zuatla ilgili sorularla karşılaşan Gürüz, Kılık-Kıyafet Yönetmeliği 'nden ödün ve- rilmemesını ıstedi. Gürüz'ün toplantıda YÖK'ün uygula- malan nedeniyle çok huzurlu ve raîıat ol- duğunu söyledıği öğrenildi. Toplantı çıkı- şı bır gazetecinın, "İtahiyar. faküftelerin- de papaz okulu açüacak mı" sorusuyla karşılaşan Gürüz. şu yanıtı verdi: "Istanbul Üniversitesi tlahiyat Fakülte- si'nde Dün>a Dinleri bölümü açıldı. Bu bölümdeki uygulamalara ve ne yapuaca- ğına oradaki arkadaşlar karar verecek- leıf Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Günal Akbay, yeni öğretim dönemin- de de Kılık Kıyafet YönetmeliğYnin titiz- likle uygulanmaya devam edileceğinı, bu konuda sıyasilerden gelecek baskılara ödün venlmeyeceğini kaydetti. "Bu konu- da hiç kimsenin bir tereddüdü obnasın. Sh asileri >e olayı kullanmalanna izin ver- me\eceğiz~ dıyen Akbay, tüm rektörlerin bu konuda görüşbirliğı içerisinde olduğu- nu ifade etti. ÖSS sorulannm çalınması, yerleştirme işlemlerinde yanlışuk yapılması ve dev- Iet memurluğu sınavında bazı adaylann fotoğraflanmn kanştınlması nedeniyle büyük tepki toplayan ÖSYM'ye rektörler- den destek geldi. Yüz bınlerce kişiyı sı- nav \ apan ÖSYM'nın yıpratılmaması ge- rektiğinı savunan Cniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kutlu, ÖSYM'nin 17 Ekim'de devlet memuria- n sınavı yapacağına dikkat çekti. Küçük hatalann olabıleceğmi söyleyen Kutlu, "Ancak sınavlar büyük organizasyonlar- dır. ÖSYTVl'nin hiçbir şekUde yıpratılma- ması gerektiği kanaatiDdeyim" dedi. TBMM'Yİ GÖREVE ÇAĞIRDI Gülen'den Türkiye'deki laikliğeeleştiriİstanbul Haber Servisi - Nurcu tarikat lideri Fethuflah Gfi- ten, halen bulunduğu ABD'den Türkiye'deki laiklik uygula- masmı eleştirdi. Gülen, laıkliğin Türkiye 1 de hâlâ bir kavga konusu olduğunu öne sürerek, Türkiye'de "gerçek" laiklik anlayışının uygulanması içın TBMM'yi göreve çağırdı. Prof Dr. Niyazi Öktem, teokratik vönetimlerin totaliter olduğunu ve Tann ıradesine dayalı iktidarlann muhalefeti sindirerek de- mokratik ortamı ortadan kaldırdığım söyledi. •Gülen'ın onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi'nca düzenlenen "Din-Devlet llişkikri-Tarihsel Baktş" konulu üç gün sürecek sempozyum, Çemberlıtaş'takı Fırat Kültür Merkezı'nde dün başladı. Sempozyumun açılışına bir mesaj gönderen tarikat liden Fethullah Gükn. rahatsızlıkla- n nedeniyle Türkiye'de bulunamadığını iddia etti. Gülen. Türkiye'de "kavga" konusu olan laiklik uygulamasının, eği- tim kurumlanna da yan- Kutlular Basın savcılığı görevsizlik karan verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Basın Savcılığı, Yeni Asya grubunun Kocatepe Ca- mii'nde düzenlediği mevlitte- ki "gerici sözv«eykmler*le il- gili soruşturmada, "DGM'de devameden soruşturmaflebir- leştirilmek üzere'" görevsizlik karan \ ererek dosyayı Ankara DGM'ye gönderdı. Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel de olayla ilgili olarak TCK'nin 312. maddesı uyannca yürüt- tüğü soruşturmada, mevlitte çekilen görüntülerin yer aldığı kasetleri ve "ilahi ikaz-dep- rem" kitapçığını inceliyor. Yüksel'in soruşturma ile ilgi- li olarak delil ve belgeleri top- ' lamaya devam ettiğL bazı ta- nıklann ifadelerine başvurdu- ğu öğrenildi. sıyarak ülkenin "dirlik, düzenlik ve bekas acb- na" olumsuz sonuçlar doğurduğunu savundu. Sempozyumun koor- dınatöjüProil DıfNiya- zi Öktem de yaptığı ko- nuşmada, teokratik yö- netimlerin totaliter ol- duğunu ve Tann iradesi- ne dayalı iktidarlann muhalefeti sindirerek demokratik ortamı orta- dan kaldırdığım söyle- di. Öktem, din-devlet ilişkilennin Türkiye'de laık ve laiklik karşıtı ke- simlerce doğru anlaşıla- madığını ılen sürdü. Öktem, "Bu nedenle kırk yılın Atarürkçüsü Yargıta\ Başkanı Sar.ıı Selçuk din- devlet ilişki- ieri konusunda bilimsel anaüzyapb diye birgün- de şeriatçı oldu" dedi. Dokuz Eylül Ünıver- sıtesi tlahiyat Fakültesı öğretim üyesi Prof. Dr. MehmetAydın ise. dev- letm, özel ve kamu ala- nında keyfi uygulama- lardan vazgeçmesi, ınançlı yurttaşlann I ınançlannın da devlet '. üzennde soz sahibi olmaması gerektığmı söyledi. • Milano Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. SUvio Ferrari - ise ltalya"da dın-devlet ilışkılerinın temelmde aydınlanma ve .' Hınstıyanlık geleneğinın sentezinın egemen olduğunu söy- 1 ledı. Katolık geleneğinın baskın olmasına karşın Italya'da tüm • dinsel ve din karşıtı gruplara inançlannı yasalar çerçv esinde • uygulama hakkı \enldığını kaydeden Ferran, bu gruplann • dinsel günlerinde çahşmama ve inançlan gerektirdıği ıçın as- '. kerlık yapmama hakkımn olduğunu vurguladı. I Israıl Yahudi Hukuku Mırası Derneğı Başkam Prof. Dr. Nahum Rakover de tsraıl'de Yahudi dininin bütün yaşam ; alanlannı kapsamasına karşın teokratik obnayan bir siyasal • düzenin yaşatıldığım söyledi. Rakover, Israil'de medeni hu- I kukun dinsel geçerliliği olmasına karşın akla dayandığını I belırtti. Rakover. teokratık düzende din adamlannın rüşvet ; ve yolsuzluğa bulaştıklannın tarihte görüldüğünü kaydetti. E DSP^LİLER TOPLANTTYITERK ETTÎ jBağcüarBelediyesi'nde \ türbanh üyelere tepki İstanbul Haber Servisi - ' Bağcüar tlçesi Beledıye Meclisi'nin önceki gün ya- pılan oturumuna türbanlı 3 üyenin katılması DSP'liler- ce protesto edildi. Türbanlı üyelerin, 18 Nısan seçimle- rinden sonra Uk defa Meclis oturumunakatıldıklan belir- tildi. Bağcılar Belediyesi ilçe meclısinin önceki gün ger- çekleştirilen oturumuna Fa- zilet Partisi'nden türbanlı üyeler Elif Kızılkuş, Nevin Ortaeri, Emine Oztürk'ün katılması üzenne 14 üyeye sahıp DSP Grubu salonu terk etti. Bağcılar DSP îlçe Başkam Mustafa Akdal. Kı- lık Kıyafet Yasası'na aykın davranarak türbanlı üyelerin Meclis salonuna girmesine izın veren FP'lı Meclis Baş- kanı Yusuf Erkoç hakkında suç duyurusunda bulunduk- lannı söyledi. Bugüne kadar türbanlı üyelerin salona girmesini engellediklerini kaydeden Akdal, meclis başkanından söz istediklerini ancak söz verilmeyince grup olarak sa- lonu terk ettiklenni beürtti. Akdal. durumu Bağcılar Kaymakamlığı "nadailettik- leriru ifade etti. FP'li Bağcılar Belediyesi Ilçe Meclis Başkanı Yusuf Erkoç ise önümüzdeki per- şembe günü yapılacak mec- lis toplanhsında DSP ve FP gruplannın aralannda anla- şacağını umduğunu belirtti. FP Grup Başkam Faik Hı- şun da konu ile ilgili bır yo- rum yapmak istemediğini söyledı. • tşçileri Sendikasf na (TEKStF) üye yaklaşık bin Sümer Holding işçisi, Bakırköy, Beykoz ve Kayseri'deld fab- rikalann kapatüarak ünhersitelere devre- dilmesi guişimini protesto etmek amacıyla Bakırköy Sahilyohı'nu bir süre trafiğe ka- patü. "Hükümet işçiye memura despot, IMF'ye uşak" yazüı pankartiar taşıyan ve Sümer Holdins işçisinden protesto rt^utt_. . , D . ,. , ^ ^ * r ürdiğı Demirei, Bev koz da çahşan "Ekmek yoksa banş da yok", "Başımra ve- 750 işçiyi hiç düşünmeden İTÜ'ye 'Buyu- ririz işimi/j verme\iz*" sloganlan atan Ba- kırköy Sümer HoküngAŞ çahşanlan Bakır- köy Sahilyoiu'nu bir süre trafiğe kapatük- tan sonra caddenin karşı tarafinda topian- dı. Çeşjtii sendikalann da destek verdiği ey- lemde komışan Teksif Bakırköy Şube Baş- y ruıı orası sizin" demiştir. Yüksel Yalma'nın isteğiyle de burası Galatasar» Üniversite- si'ne devredilmeye çahşüıyor. tkttdarda olanlara bu son insani \e demokratik uya- ndır. İşçiyi dinlemezlers*. bizim yapacağn mız tek şey kahr; Ölümüne direnmek" dedi buyun dunyada, mııyoniârca evae, tşyerınde Luxell ısıtıcılan kuiarabyor. Bu terdhin tek bir nedeni var; LuxeU, en sorunsuz ' » ^ Ş» • enerji kaynağı oJan elektriği, hem verimJi hem de güvenli şekilde kuflanan, birçok üstün özeffiğe sahip ıstttciar uretiyor. Siz de soğuklar bastırmadan bir LuxeH Elektrikli Isıtıçı atan, LuxeM sıcaklığını uzun yıllar yaşayıa LUXELL2870 KUMTEL 2700 LUXELL, KUMTEL'İN TISCİUİ MAKKASIDI*. LUXELL 2820 0«..l.l. Ttt.ılcl H.ltı T(i'on.'t;i(iı'tı»f»[»f KUMTEL 2000 KUMTEL 2025 U.U ^ » Ocyruk UılSlıy7ıytaknnM47457.An«*«rar*/Kngj™B(0532)371 5036.BmTnrt/It^öyS«35541 .|«ı«90(t»G«tWhMıAt4435709. 442 2763 HIİKA: (0224)fegDq Vk. Ui Şfc/Î25 327» mfc2177a§<)Mltt(gmiMbfc2M17i! ğffiUÎIIR[O4ta4fe^ 4Gt^MI^liİİ4flbı^aArt2l!0M.0b<wlk.ni7na»Mlt4S4)MMaAtA2IU5S2m^l3»^ MHUi/MhnS51Stl2.ErbB^>i/I^^25«MI.Ur4d^CâM5ll24«4«.C^1nWIM«57SM45.İM^M/SMâ ^rt/iM»5Mim.r«fe*»4yw»pfr«tı»i!7ti5k!a2ffl*^<33TO^ bm Ic453C«W.EıJ.B*.4Slltt|.Wı»[li^77»«4.»«»»U.«Um7»k-ai7W.Uı^î«L<79<7ll-&iG™f2t2i7i<-64İ! ılM5lL«5«lt 4MS433-0«rtMl.4l4!7l».S««adtt4»U2U-(33M;<.llıır M32JSgBUUM£|U44)lMr>u%tafl435WUMJM*|irailwU2l4IMUrSBW to^23l7in.|^Tc2357344.lıMU23lii7|.(kU$lllS»431W^»S2l24.|telk2»l4t2.U>t^>.S]2DI3«S.|ln^^3M "»r». m kS^ikm322«214-322112 13«£Ifl*(»324)faüyurtUİ?(L 23S 7010 /İSctiîSt)%«Fn»213«73^ 2 2 4 5t50 Tıı. 4] 1 41 n IU4«) - - - -*-»=: — - - ' T j . f c j}3«a.lolfcra322«214-322112 13«£Ifl*(»324)Mr>riUi$İL23STOIO*««:(03Mm»«Hım?13«73 «fel»4»4)6oUnltarf»!i; IM2-HmrtU«nml213I7M .Uİ*2»limSl*«««:(WI<l»wriC*rc313»l2.lk»njr« 215 4*41 TIJIUCMI;IIHtSVınaFıc3217591 0$M:IO27«)laBİkMt2123»23.Cl»taBıtow*21S»4ir4UW«. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Geçenlerde, halkımızı habersiz bırakmamak için (!) maliyetinin kat kat altında bir fiyata satılan gün- lük bir gazetede ilginç bir köşe yazısı okudum. Köşe yazan, bir başka gazetenin değerli bîr köşe yazanndan alıntı yapıyor: "...Daha 1923'te Lozan Antlaşması'yla birfikte Memalik-i Osmani üstünde 24 devlet birden ku- ruluverdi... Şayet Türkiye 19. yüzyılda aklın tutar- lılığı içinde yönetilebilse, belki de bugün dünya- nın üçüncü büyük konfederasyonu olurdu..." Gerek alıntıyı yapan ve gerekse alıntı yapılan değerli yazarlarla anlamsız bir polemiğe girmek is- temediğim için isim vermiyorum. Zaten "söyle- yen" degil, "söylenen"önemli gibime geliyor. Kal- dı kı, okuduğum yazının yazarı, önce bunlan alın- tıladıktan sonra, "doğru birşeyler" de kaleme al- mış... Bu "alıntıda", çokcıddiyanlışlıklar var. Herşey- den önce, "Memalik-i Osmani" Lozan Antlaşma- sı'yla parçalanmamıştır. Imparatorluğun parçalan- ması, I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgı üzenne olmuş ve Sevr Antlaşması'yla neredeyse tümüyle tarih sahnesinden silinen Osmanlı Imparatorluğu'nun kalıntılarından yepyeni bir devlet, Türkiye Cumhu- riyeti kurulmuştur. Lozan Antlaşması, bu mutlu so- na giden yolun önemli bir kilometre taşıdır. Eğer Mustafa Kemal'in önderliğinde yürütülen ulusal kurtuiuş savaşımız ve bu savaştaklzaferin taçlandınlması olan Lozan Banş Antlaşması ol- masaydı, bugünkü "Misak-ı Mıllı sınırlarımızın" yansına bile ulaşamazdık. Bundan çok daha önemli olarak, eğer Lozan Antlaşması imzalanmamış olsaydı, Türkiye Cum- huriyeti, "bağımsız" bir devlet olarak tarih sahne- sine çıkamazdı. Gerçekten, Lozan banş görüşmeleri sırasında Ingiltere ve Fransa, inanılmaz bir biçımde; kapitü- lasyonları, "genişletilmiş" olarak yeniden kabul ettirmek istedıler. Oysaki Osmanlı Imparatorluğu, I. Dünya Savaşı'na girdıği gün, kapıtalüsyonlan kaldırdığım ilan etmişti. Ve aynı kapitülasyonlan, Sevr'de genişletilmiş bir biçimde kabul ettirmiş- lerdi. Bizim şeriatçı "munferem/errfen'bazıları, "Sevr Antlaşması diye bir antlaşma yoktur" iddiasını ile- ri sürerier. Gerekçe olarak da, bu antlaşmanın hiç- bir zaman yürürlüğe ginnediğini söylerler. Eğer Türk halkının inanılmaz özveri ve kahramanlığı ol- masaydı Sevr'ın olup olmadığını anlarlardı. Yukarıdaki satırları kaleme alan ve alıntı yapan değerli yazartar bunlan bılmez mi? Elbette bilir. Peki, bunu bile bile böyle yazmalannın nedeni ne olabilir? Inanın, bu soruyu yanıtlamaktan acizim. Beni bu yazıda asıl rahatsız eden şey, yazarın, "Ittihatçtlan" amansız bir biçımde eleştirmesi ol- du. Yok, Talât Paşa'nın "umman gibi tahsilive küi- türü", Edirne PTT'sıne dayanıyormuş... Yok "En- ver Paşa bir Kiepert haritasını bile doğru dürüst okuyamıyormuş"'... Üstelik "hamşo" gibisinden çirkin ifadeter... Çok ayıp. O beğenmediği "Ittihatçılaı 3 "v Balkan Savaşla- nnda perişan olan bir orduyu, iki- üç yıl ıçınde 4 cephede savaşan müthış bır güç haline dönüştür- müş ve cepheye 1 milyonun uzerınde asker sür- müşlerdı. Bazı arkadaşlanmız; ulusçuluk çağında, çok'u- luslu imparatoıiuklann yaşama şanslannın kalma- dığını anlayamıyorlar. 19. yüzyılın son çeyreğinin en kültüriü, en bilimsel imparatorluğu Avusturya- Macaristan, neden ipi kopan bir tespıh gibi dağıl- dı acaba'' Eğer Kızıl Ordu'nun çelik yumruğu olmasa, bu- günkü Rusya Federasyonu olabilir miydi? Makinenin başına oturup yazmak kolaydır. Ama olaylan o günlerın koşullan içinde değerlendirdı- ğimiz zaman, böylesine "keskin " yargı ve ifadeler- den kaçınmamız gerektiğini anlarız. llk nerede okuduğumu anımsamıyorum. Yanıl- mıyorsam, Attilâ llhan üstadımızda okumuştum. Ittihatçılar için, "Bıyıklan barut kokardı" deniliyor- du. Doğrusu pek hoşlanmıştım. Ve hiç kuşku duy- muyorum ki; Ittihatçılann bıyıklarının barut kokma- sı, onlan bu yola zorlayan yönetımlerin kusuru idi. Sözünü ettiğim köşe yazısı, "Mustafa Kemal'e başka çare kalmamıştı" diye noktalanıyor. Fakat bu da, bana teselli olmadı. Kaldı ki Mustafa Ke- mal, diğer ünlü "Ittihatçılardan" çok farklı olması- na karşın, "Ittihatçıydı". Aynen ulusal savaşı bir- likte yürüttüğü ve cumhuriyetimizin harcını birlik- te kardığı arkadaşları gibi... "Ittihatçılar adamdı..." Insan, kafasını kaldırıp bugünkü siyasetçilere baktığı zaman, bunu çok daha net bir biçimde görüyor. Damştay Merve Kavakçıy nın iûrau reddedildiANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Damştay Idari Da- va Daireleri Genel Kurulu, FP'den îstanbul Millet\'eki- li seçılen Merve Kavak- çı'nın Türk vatandaşlığının kaybettirilmesme ilişkin Ba- kanlar Kurulu karannın yü- rütmesinin durdurulması is- temini reddeden Damştay 10. Daire'nın karanna yap- tığı itirazı reddetti. Damştay 1dan Dava Da- irelen Genel Kurulu, FP'den İstanbul Milletvekilı seçil- dıkten sonra, yetkili ma- kamlardan izin almadan ABD vatandaşlığına geçtiği gerekçesiyle Türk vatandaş- lığı kaybettirilen Kavak- çı'nın söz konusu Bakanlar Kurulu işleminin iptali iste- miyle açtığı davada, "yürüt- menin durdurulması'' iste- mini reddeden Damştay 10. Dairesı'nin karanna yaptığı itirazı sonuçlandırdı. Dava Damştay Daireler Genel Kurulu, dairenin karannı ye- rinde bularak Kavakçı'nın bu istemıni oybırliğiyle red- detti. Damştay 10 Dairesi, Kavakçı'nın açtığı davada, esasa ılişkın karannı ise da- ha sonra verecek. Damştay 10. Dairesi, söz konusu Ba- kanlar Kurulu karannı iptal etmedıği takdırde, Kavakçı bu hükmü Damştay Idari Dava Dairelen Genel Kuru- lu'nda temyiz edebılecek. Bakanlar Kurulu. millet- vekili seçildikten sonra izin almadan ABD vatandaşlığı- na geçtiği gerekçesiyle Ka- vakçı' nın Türk vatandaşh- ğını, 403 sayılı Vatandaşlık Kanunu'nun ilgili maddesi- ne göre kaybettirmişti. Kavakçı, söz konusu Ba- kanlar Kurulu karannın ip- talı ve vlirütmerun durdurul- ması istemiyle Damştay 10. Dairesı'ne dava açmıştı. Da- ire, Kavakçı'nın yürütmeyi durdurma istemini reddet- mişti. Kavakçı bu karara karşı Damştay Idari Dava Daireleri Genel Kurulu'na itırazda bulunmuştu. Anka- ra DGM Yedek Hâkimliği de DGM Cumhuriyet Savcı- sı Nuh Mete Yüksel'm ıste- mi üzenne Kavakçı hakkın- da yurtdışına çılaş yasağı getirmışti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle