Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 EKİM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
J V L J L J J - LJJK. kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Çok yönüyle tanıdığımız Mahmut Tali Öngören için, radyo ve TV hep ön plandaydı
Yayıııcı olarak aıulmâk isterdi
TURHANGÜRKAN
Sinema ve televizyon dünya-
sı yine acı bir haberle sarsıldı.
Yanm yüzyıllık sinema, radyo
ve televizyon yazan. senaryocu,
TV yöneticisi, eğitimci. akade-
misyen, deraekçi, festival kuru-
cusu Mahmut Tali Öngören bir
süredır çektiği amansız hastalı-
ğına yenik düşerek ardında sayı-
sız yapıt ve onurlu bir geçmiş bı-
rakarak 68 yaşında yaşama ve-
daetti.
Mahmut Hoca tam anlamıyla
okuyan, araştıran, inceleyen. ya-
zan aydın bir kültür ve sanat akın-
cısıydı. 50 yıl boyunca dolu bir
yaşam sürdü. Tüm yaşamını kut-
sal bildiği bir uğraşa. kültür ve
sanata adamıştı. Bu alanda çok
önemli görevler üstlendı ve ba-
şanya ulaştı. KutsaJ bildiği bir
koşuşturmanın yorulmayan ya-
nşmacısıydı.
Hangi yönüyle anılabilir Mah-
mut Tali Öngören? Sinemacı mı,
televizyoncu mu, yazar mı, eğı-
timcı mi? Sinema yönü bence
daha ağır basıyor. Sinema tutku-
nu öyle kimseler vardır ki oyun-
cu değildir, yönetmen. senaryo-
cu, kamera ustası, hatta yapım-
a biledef iJdirama sinemacı o!a-
rak anılır. Sinemayla iç içedir.
onunla sarmaş dolaşyaşar. Sine-
ma onun yaşam nedeni gibidir.
Işte Öngören bu ender kişıler-
den biriydi. Ancak o, televizyon-
cu olarak anılmasını istiyordu.
En bûytik isteği
Mahmut Hoca ile ilk kez 1971
yılında Beyoğlu'nda tanınmış
fılm şirketlerinin bulunduğu Eren
îşhanı'nın giriş katındaki Sine-
tş Sendikasfnda tanışmıştım.
Lokali kiralayan YrimazGüney'le
birlikte çalışıyordu. Sinemayla
haşır neşir olan bizler de sık sık
o lokalde buluşuyorduk. Sinema
alanındaki düşüncelerine, tasan-
lanna hayran kalmıştım. Bir yan-
dan dernekçilik yapıyor, biryan-
dan her yere çalakalem yazı ya-
zıyordu. Sonra gazetemizin ay-
nı sayfasında 20 yılı aşkın sü-
M,ahmut
Hoca tam
anlarrnyla
okuyan,
araştıran.
inceleyen, yazan
aydın bir kültür
ve sanat
akıncısıydı.
50 yıl boyunca
dolu bir yaşam
sürdü. Hangi
yönüyle
anılabilir
Mahmut Tali
Öngören?
Sinemacı mı,
televizyoncu mu,
yazar mı,
eğitimci mi?
reyle sütun komşuluğu yaptık.
Onun işi radyoculuk, televizyon-
culuk, üniversite hocalığı, film
festivaJIeri nedeniyle daha çok
Ankara'da olduğu için pek görü-
şemiyorduk. Ara sıra telefon ve
birkaç mektup, hepsi o kadar. Bir
mektubundasöyleyazmıştı: "Bu-
gûnedekbirçok yenfc idmi kitap,
sozlük ve ansiklopedilerde beni
hep yazar diye gösterdiler. Oysa
ben (radyo-TV yayıncısı) olarak
geçmek isterim. Benden söz edil-
djjŞnde bunu böyleduyurmanı di-
liyonun." Bu isteğmı yenne ge-
tirmem ancak ölümünden sonra
oldu. Yazarlığtnı, sinemacılığını,
TV'nin gerisinde tutarak hepi-
mizi yanıltmıştı.
Radyo ve TV yaşamı
28 Mart 1931 'de fstanbul'da
doğdu, 1951 'de Robert Koleji bi-
tirdikten sonra yükseköğrenimi-
ni Amerika'da Colombia Üni-
versitesi'nde radyo-televizyon
yayıncıhğı üzerinde diploma ala-
rak tamamladı. 1953'te New
York'ta birleşmiş Milletler Rad-
yosu'nda çahşmaya başladı.
1957'de Ankara Radyosu Prog-
ram Müdürii, 1963'te Türkiye
Radyolan Program Müdürii ol-
du. 1968'de Ankara Televizyonu
Müdürii ve TRT Program Daire-
si Başkanı olarak TRT televizyo-
nunuyayına başlatan birimin ba-
şında yer aldı. Üç yıl boyunca
TV'yi yönetti. Birçok atıhmlar
gerçekleştirdi. Naklen yayınlar,
ropörtajlaryaph ve belgesel film-
ler çekti. Yazdığı yazılarla küs-
türüldüğü TRT'yi acı biçimde
eleştirirken, bürokratik engelle-
ri yıkıp, onu gerçek kimliğine
kavuşturmak için yıllarca sava-
şım verdi.
Eğjtimciligi
1979'da Millı Egitim Bakan-
lığı Eğitim Araçlan Genel Mü-
dürii oldu. Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi'nebağlı Basın Yayın Yük-
sek Okulu'nda öğretim görevli-
si olarak çahşmaya başladı. Rad-
yo, TV yaymcılığı ve sinema
dersleri verdi. ODTÜ'de Milli
Eğitim Bakanlığı'na bağlı Rad-
yo-TV- Film'le Eğitim Merke-
zi'nde, îstanbul Üniversitesi Ik-
tisat Fakültesi Gazetecilik Ens-
titüsü'nde, Dil ve Tarih-Coğraf-
ya Fakültesi'nin Tiyatro Bölü-
mü'nde, Gazi Üniversitesi Ba-
sın-Yayın Yüksek Okulu'nda ders
vererek sayısız öğrenci yetiştir-
di. YÖK kurulduktan sonra Ba-
sın-Yayın'daki görevine iki kez
son verilince iki kez hakkını al-
mak için yasadışı işlemlere kar-
şı ahi yıl savaş verdi, iki kez mah-
keme karanyla görevine geri dön-
dü. 1989'da egitim yaşammdan
usanarak öğretim görevliliğin-
den emeklı oldu.
YazarüğL, gazeteciliği
50 yıldan bu yana hiç durma-
dan yazı yazdı. Radyo, televiz-
yon, sinema üzerine düşünce ve
sanatla ilgili görüşlerini gazete ya-
zjlan ve kitaplanyla kamuoyuna
duyurdu. Bu alandaki araştırma-
lan, incelemeleri yerli ve yaban-
cı yayın organlannda çıktı. Yaz-
dığı gazete ve dergiler arasında
Istanbul Ekspres, Resimli Ha-
yat, Milliyet, Ulus, Pazar Posta-
sı, Sinema-Tiyatro Dergisi, Akis,
Öncü, Devlet Tiyatrosu Dergisi,
Yeni Gün, Vatan, Akşam, Gös-
teri, Sanat Olayı, Milliyet Sanat
Dergisi ve Cumhuriyet gazetesı
bulunuyor.
YavuzÖzkan'm Maden (1978)
ile Erden Kıral ın Bereketii Top-
raklar Üzerinde (1979) filmle-
rinin senaryolannı yazdı.
Kitaplan: 'tletişim Notlan',
'Televizyona Açılan Pencere'
(1972), "Televizyon Kılavuzu'
(1972), 'Tefcvizyön Piyes Yazar-
hğı' (1973), 'Tetevizyon-Filnı Ya-
pım Yöntemleri" (1976), 'Senar-
yo Yazma Tekniği' (1976), 'Se-
naryove Yapım' (1982). 'Sinema-
da Kadın ve Cinselük' (1982),
"Ayıpür Söytenıesi-TRT' nin İçin-
den' (1983), 'Sinema Diye Diye'
(1985). Çeviri Kitaplan arasın-
da : TerenceRamgan'm AynMa-
salar (1961) oyunu, Thotnas Ha-
user'in Kayıp (1984) bulunuyor.
Festival Yaraücısı
1973'te Ankara Sinematek
Derneği'ni kurup başkanı oldu.
1976'da Istanbul Sinematek Der-
neği Yönetim Kurulu Başkanı
seçildi. 1979'da ÜçüncüBalkan
Film Şenliği başkanhğı yaptı. în-
san HakJan Film Şenliği başkan-
lığını yürüttü. Bir süre Çağdaş
Gazeteciler Derneği genel baş-
kanıydı. En büyük yapıtı Anka-
ra Film Festivali oldu. Antalya,
Adana, Istanbul'da düzenlenen
film festivallerinin birbenzerini
Ankara'da gerçekleştirmek en
büyük amacıydı.
Aralannda Aziz Nesin'in de
bulundugu bir grup sinemase-
ver. Öngören'in önderliğinde çok
büyük zorluklarla 13 Mart
1988"de başkentin de sinema şen-
liğini gerçekleştirdiler. Artık
Mahmut Hoca şenliğin hem ku-
rucusu hem de başkanıydı.
Ankara Fi|m Şenliği adıyla
başlayan kuruluş, 1992'de dün-
yaya açılarak Uluslararası An-
kara Film Festivali'ne dönüştü-
rûldü. 1991'de parasaJ nedenler,
Körfez Savaşı yüzünden yapıla-
mayan festival 11 yıl boyunca
resmi ve özel kurumların ilgisiz-
ligi yüzünden kapanma tehlike-
si geçirdikten sonra sağ salim
günümüze dek ulaşabildi. Türk
fılmlerine ve kısa filmlere ödül-
ler vererek sinemamızın geliş-
mesine yardımcı oldu.
Aynca Köln'de düzenlenen
Türk Film Festivali'ne destek
verdi, Avrupa'daki genç Türk yö-
netmenlerinin Türkiye'de tanı-
tümasına öncülük etti. Öngören,
hedefıne varmıştı ama tüm ener-
jisini harcayarak giriştiği festiva-
li yaşatma çırpmışlan sağlık du-
rumunu alabildiğine etkilemiş
belki de acı sonu hazırlamıştı.
Mahmut Tali Öngören, festival ta-
rüümizde bir anıt olarak kalacak
ve bu ölümsüz yapıtıyla anılacak.
Gefçekbiruyamu ustayık(t$\
İnsan haklarının inançlı savunucusuydu
Baskılara, yasaklara
cesurca göğüs gerdi
SALİM SENGİL
Mahmut Tali dostumdu. Bu
*dost' sözcüğü çok anlam değiş-
tiren sözcüklerden biridir. Bi-
zimki, aynı işte çahşanlann
dostlugu olarak başladı. 1938
yılında sınavla radyo temsil ko-
hına girdiğimde Mahmut Tali
orada yoktu. Çünkû çok genç-
ti o zaman. Sonralan bu işim-
den aynhp yayımcılıga başla-
nuş oîsam da radyo ve televiz-
yonla ilişkim hiç kesilmedi.
Mahmut Tali ile dostlu-
gumuz böyle başladı, göl-
ge düşmedende sürdü git-
ti. Onuno uysal, sakin gö-
rünümü altındaki muzip,
ince mizahını özleyece-
gim.
ERDAL 02
TRT'nin hazırlık döne-
minde Ankara Radyo-
su'ndaonunlabirlikteça-
lışmıştık. Sanınm gelmiş
geçmiş en iyi radyo mü-
düriiydü. Ben Ankara
Radyosu'ndan kovulduk-
tan sonra teievizyonun da
başına ^eçti. Müthiş beğç-
nisi olan, iletişim konu-
sunda mûthiş bilgisi olan
devrimci bir insandı. Onu
da iş yaşammdan silme-
yi, uzaklaştırmayı bildi-
İer. Cumhuriyet'teki o gös-
terişsiz köşesinde, o al-
çakgönüliü yazılanyla dıinya
güzeli dogrulan yazıya geçi-
rirdi. Keyıfle okurdum. Gör-
sellikonun vazgeçihnez bir tut-
kusuydu. Ankara Sinema Gün-
leri'ni yürüten. yaşatan oydu.
Çok sevgili bir dostumu > itir-
menin acısı içindeyim.
FATOŞ CÜNEY
Mahmut Tali bu ülkenin yeriş-
tirdiği gerçek aydınlardan biri-
siydi. Gericilige. baskılara, ya-
saklara karşı her dönemde ce-
surca göğsünü germiş, müca-
dele etmişti. Aramızdan, yeri
doldurulamayacak bir değer
daha yitirdik. Çok üzgünüm.
TARİKAKAN
Çok sevdiğim bir insandı.
Tam bir sinema adamıydı. Çok
üzgünüm.
bir dostu kaybetme-
nin şokunu yaşıyorum. Onun
sımsıcak sarmalayan dostlugu
zor günlerimizde bana ve Yd-
maz'a daima destek olmuştu.
1989"da tnsan Haklan Derneği
davasında DGM'de yargdanırken.
NEV2AT HELVACI
(TlHAK Koruyucu Başkanı)
'İnsan hakiannın gösterişsiz,
ama karariı ve inançbsaMinucu-
sa' Öngören'i beklenmedik bir
anda yitirmiş olmanın derin
üzüntüsü içindeyim. 12 Eylül
1980'den sonra, Öngören'le in-
san haklan örgütlerinin kurulu-
şunda ve yönetiminde bulun-
muştuk. İnsan haklan savunucu-
lan büyük bir yol arkadaşını;
ezilenler, baskı görenler, halda-
n ihlal edilenlerdeğerli bir ko-
ruv-uculannı yitirmiş oldular.
Cumhurbaşkanı Sülc>nıan
DemireL Kültür Bakanı İste-
mihanTala>-,_CHP Genel Baş-
kanı Altan Öymen, TBMM
Başkanı Yıldınm Akbulut.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. Demokrat Türkiye
Partısı (DTP) Genel Başkan
Vekili tsnıet Sezgm, TRT Ge-
nel Müdürü YûcdYener gön-
derdikleri taziye mesajlannda
üzüntülerinı belirttiler.
İSMAİL CEM
Öngören, Türkiye'nin dü-
şünce hayatının, radyo ve te-
levizyonunun gelişmesine çok
büyük katkı getirmiş bir
arkadaşımızdı. Türkiye'nin ya-
yıncılığında çok özel ve öncü
işlevi olmuştur.
JÜLİDE GÜLİZAR
Mahmut Tali Öngören'i ilk olarak 40 yıl
önce. 1959'da tanıdım. Ankara Radyosu'na
program müdürü olarak gelmişti. Ankara
Radyosu'na çok büyük yeniliklergetirdi. ilk
programlar Öngören'in önerileriylebaşlatıl-
dı. Programcı yoktu o sıralarda. Programın
ne olduğunubize o anlattı. Hepimiz program-
lar yapmaya başladık. Ondan sonraki sınav-
larda spikerlerin yanı sıra haberciler alın-
maya başladı. Bunlar, Ankara Radyosu'ndan
başlayarak giderek Türkiye radyolanna ya-
yılan büyük yeniliklerdi.Yaşamını radyoya.
31 Ocak 1968'de ilk TV yayın gününde açılış konuşmasını >apû.
televizyona adamıştı. Bu mesleklerde ufak
tefek çatışmalar olur. biz de çatışırdık. Bir
çocuk yanı vardı, en güzel yanıydı. Çocuk-
su heyecanlan vardı. Kendisini bu mesleğe
adamışlığıyla çocuksu hırçınlıklanyla anım-
sayacağım. Kendisinden çok yararlanacağı-
mız bir çağında aramızdan aynldı.
EMİN ÖZDEMİR
Öngören, 'kalemini Türkiye'nin aydınhk
birgeleceğeyönehnesineadanuş bir yazar'dı.
Çağdaş insanın kazandıgı haklardan yarar-
lanması konusunda her türlü etkinliğin için-
de yer aldı. Teievizyonun çağdaş yayımcılık
düzeyine kavuşmasında büyük çabalar gös-
terdi. Televizyonumuz bugünkü
düzeyine eriştiyse, bunda. Mah-
mut Tali Öngören'in b'üyük payı
vardır. Hem gerçek biraydın hem
de televizyonu işlevi doğrultu-
sunda yönlendirmek isteyen bir
ustayı kaybettik.
OĞUZONARAN
Mahmut Tali Öngören'le 12
yıldır Ankara Fihn Festivali 'nde
birlikte çalıştık. Onu daha önce
de tanıdım. ama asıl birlikteliği-
miz bu festival dolayısıyla oldu.
Zaten Ankara'da bir film festiva-
li düzenlemek fıkri de onundu. Bu
Fıkri ortaya attığında herkes bu-
nun çılgınca bir şey olduğunu dü-
şünmüştü. Ama Öngören, ola-
naksız gibi göriinen bir şeyi ola-
naklı kılacak, bir festival gibi büyük bir ÖT?
gütlenmenin üstesınden gelebilecek güçte
bir insandı. Kendi küçûk, ama saygınlığı bü-
yük bu festival bütünüyle onun eseridir.
SEZEN CUMHUR ÖNAL
Mahmut Tali Öngören çok iyi bir yaym-
cı ve Türk radyoculuğunun çok önemli isim-
lerindendi. 6O'lı yıllarda radyoculuğumuza
damga vurmuş bir yapımcı ve yöneticıydi.
Rodrigo'nun Gitar Konçertosu'yla açılan
'Dünyaya Açılan Pencere' adlı programı
unutulmazlar arasına girmiştir. Son yıllarda
radyo ve televizyonlardan uzak kalması ya-
>incılığımız açısından büyük bir eksikliktir.
Mahmut Bey 'birçok insan'dı
NEZtHDANYAL
Bundanotuz biryıl önce yurt-
dışında televizyon eğitimi gör-
meyi düşleyerek geldiğim An-
kara'da, görüştüklerim,"Anka-
ra Televizyonu yayına baslnor.
Git, DaireBaşkanı Mahmut Ta-
li Öngören Bey'le bir görüs, te-
leviz>on nedir bir tanı bakaİun"
dediler. Mahmut beyle böyle
karşılaştık, daha doğrusu Mah-
mut Bey benimle böyle karşılaş-
tı ve beni grafiker olarak işe al-
dı ve daha da ötesi beni Anka-
ralı yaptı. O günler yanmdan
geçmeye çekindiğim, önümü
ilikleyip utana sıkıla selam ver-
diğim Mahmut Bey'le sonrala-
n çeşitli kuruluşlarda. dernek ve
yayın organlannda birlikte çalış-
tık; dost, arkadaş olduk. Birçok
arkadaşım gibi. ona duyduğum
saygı hiç bir zaman eksilmedi.
Birlikte vakıf kurduk, Anka-
ra Uluslararası Film Şenliği 'ni
başlattık. Benim Karikatür Vak-
fi 'm kunnamı destekledi ve vak-
fin danışmanlığını üstlendi. Ulus-
lararası Ankara Karikatür Festi-
vali'ne maddi manevi katkıda
bulundu.
Ankara'daki bu çalışmalar ya-
nında yurtiçinde, yurtdışında
birçok kuruluşun üyesi vedanış-
manıydı. Cumhuriyet"teki yazı-
lannı gittiği her yerden aksat-
madan yazar, inanılmaz birener-
jiyleçalışırdı.
Bunlann dışında üniversite-
lerde TV-sinema dersleri veri-
yordu. Sanınm öğrencilerine ve
bizlere çok daha önemli şeyler
öğretti. Çağdaş, uygar, banşçıJ
olmayı. özgür düşünmeyi, ya-
rancıhğa açık ohnayı, küçük ola-
naklarla büyük işler yapılabile-
ceğini, dünya insanı oldugumu-
zu, dünyaya açılmanın gerekli-
liğini ondan öğrendik. Böyle ya-
pılır, böyle olunur uyanlannda
bulunmadan...
Yöneticiliği, disiplini, çalış-
kanlığı. sözünde durtnayı, kın-
cı olmamayı, hoşgörüyü onda
gördük. Özendik, çoğu kez ba-
şaramadık. Kibarlığı ve beye-
fendiliğiyle hep hoşgördü, kı-
nhnadı, bizi utandırdı.
Kimi insanlar vardır, öyle bir
insandır. Kimi insan, birkaç in-
sandır. Kimi insansa birçok in-
sandır. Mahmut Bey böylesiydi.
Keşke bunlan yüzüne söyle-
yebilseydim, 'Ciddi misin?' de-
yip kahkahayla gülseydi.
Tiirk kapikatüncütePin çizgîleri
Japonya'da
• Kühur Servisi -
Japonya'da
düzenlenen 'Bizi
Nasıl Görüyorlar'
konulu bir
karikatür sergisi
Japonlar
tarafindan büyük
bir ilgi ile
karşılandı.
Türkiye, Mısır ve
tsrail'den
karikatürcülenn Japonya ve Japonlar hakkında
çizdikleri karikatürler bu üç ülkeye aynlan
standlarda bir araya getirildi. Sergiyi şu ana kadar
17 bin Japon gezdi. Tokyo, Fukuoka ve Hirosaki
kentlerinde düzenJenen sergiye özellikle 17
Ağustos depreminin ardından ilgının arttığı '
kaydedildi. Fulnıoka ve Hirosaki'deki sergi
girişlerine Türkiye'deki depremzedeler yaranna
yardım sandıklan konuldu. Sergide Türkiye'den
Nezih Danyal, Ferruh Doğan, Tan Oral, Izel
Rozental, Kamil Yavuz gibi karikatürcülerin yanı ^
sıra Türkiye'deki ilk ve orta öğretim kitaplannda
Japonya'mn nasıl tanıtıldığını gösteren örnekler ile
Ali Sinan KÖksal isimli bir ortaokul öğrencisinin
karikatürleri de yer alıyor. Sergiyi Japon çizer No-
rio önderliğinde FECO-JAPAN kuruluşu organize
etti. Türkiye katılımını ise FECO'nun Türkiye
temsilcisi olan Karikatür Vakfı gerçekleştirdi.
Tarihçi'nin Mutfağında
Pnof. DP. Suraîya Fapoqhi
• Kühür Servisi - Tarih Vakfı tarafindan 21 Ekim
Perşembe günü saat 18.30'da Eminönü Bilgi Belge
Merkezi'ndegerçekleştinlecek olan 15. Tarihçinin
Mutfağı toplantısımn konuğu Prof. Dr. Suraiya
Faroqhi olacak. Halen Münih Üniversitesi Türkoloji
Bölümü'nde görev yapan Faroqhi'nin Osmanh'nm
iktisadi ve sosyal tarihi üzerine yayımlanmış çok
sayıda Ingilizce ve Almanca kitabı ile makalesi
bulunuyor.
David Bovvie'ye Fransa'dan
saygmunvan
• PARİS (AFP) - David Bowie, Fransa'nın en
büyük sanat unvanı olan 'Commandeur dans l'Ordre
des Arts et Lettres'e (Sanatın ve Edebiyatın
Öncüsü) değer bulundu. Bovvie, ödülünü önceki gün
Paris'te gerçekleştirdiği konser öncesinde Fransa
Kültür Bakanı Cathrine Trauttnann'm elinden aldı.
Konserde son albümü 'Hours...'dan parçalar
seslendiren Bovvie'ye ilgi çok büyüktü. Konserin
biletleri günler öncesinden tükenirken, Bowie'nin
pek çok hayranı bir gece öncesinden konser
salonunun önünde kamp kurdu.
Charles Aznavoup ucuz adattı
• LYON(AFP)-
Romanrik Fransız
müziğinin en büyük
isimlerinden Charles
Aznavour, geçen
çarşamba günü bir
trafik kazası geçirdi.
Özel arabasıyla Paris-
Lyon karayolunda
yolculuk yaparken
hatah sollama
sonucunda öndeki bir
kamyona çarpan sanatçı
kazadan küçük
sıynklarla kurtuldu. Hemen hastaneye kaldınlan
Aznavour ayakta tedavi edildi.
Frankfurt Kitap Fuan'nda
Macar edebiyatı nizgârı
• Kühür Servisi -51. Frankfurt Kitap Fuan.
çarşamba günü görkemli bir törenle açıldı. Bu yıl
fuann ana temasının 'Macar Edebiyatı' olarak
belirlenmesinden dolayı açılış töreninin onur konuğu
Macaristan Cumhurbaşkanı Arpad Goencz'di.
Törende ilk konuşmayı yapan Almanya Kültür
Bakanı Michael Naumann, Macar edebiyatına
övgüler yağdırarak, "Bugüne kadar pek çok edebiyat
eleştirmeninden, Avrupa'daki en canlı ve en heyecan
verici edebiyat ürünlerinin Macaristan'da ortaya
çıktığım duydum" dedi. Macar yayıncılar, Frankfurt
Kitap Fuan süresince kendilerine özel olarak verilen
büyük bir sergi salonunda kıtaplannı tanıtacaklar. Bu
yıl fuara yüz on bir ülkeden toplam 386 bin yayın
katılıyor. Salman Rüştü hakkında çıkardığı ölüm
fetvası nedeniyle on yıldır fuara kabul edilmeyen Iran
da yıllar sonra Frankfurt'ta standını açtı. flk üç günü
yalnızca yayıncılara ve yazarlara yönelik olarak
gerçekleşen fuann kapılan bugünden itibaren de
okurlara açılıyor. Aynca 1999 yılının Nobel Edebiyat
Ödülü sahibi Günter Grass da bugün fuan ziyaret
edecek.
'Aida', pipamitterde sahneleniyop
• MISIR (AFP) - Verdi'nin ünlü operası 'Aida',
konusunun geçtiği yer olan Mısır piramitlerinde
sahneleniyor. Bir binyıl sonu kutlaması olarak
tasarlanan gösteri, ünlü Büyük Piramit'te
gerçekleşiyor. Geçen salı akşamı sahnelenmeye
başlayan opera 17 Ekim'e kadar her gece
sanatseverlerle buluşacak. Toplam iki yüz sanatçı ve
bir o kadar teknik personelin yer aldığı yapıtta
Aida'yı Sylvie Valayre, Lucia Mazzaria ve Mısırlı
soprano Iman Mustafa dönüşümlü olarak
canlandınrken, Radames rolünü tenorlar Nicolas
Martinucci ve Kristjan Johanson oynayacak.
Aida'nın 4000'den fazla turisti piramitlere çekmesi
bekleniyor. Verdi, "Aida'yı Mısırlı Hıdiv Lsmaıl
Paşa'nın isteği üzerine Kahire Operasrmn açılış
gecesi için bestelemişti (1869), ancak operanın
açılışında Verdi'nin bir başka yapıtı olan Rigoletto
seslendirilmişti. Aida, Mısır ordusunun komutanı
Radames ile onun düşmanı olan Etiyopya kralının
kızı Aida arasındaki imkânsız aşkı anlatıyor.
BUGUN
• CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'nün Taksim
Sergi Sarayı'nda gerçekleşen ımza ve söyleşi
günleri kapsamında 17.00-19.00 saatleri arasında
Ijıl Özgentiirk okurlanyla buluşacak. (252 38 81)
• İDSO. saat 11 OO'de AKM'de şef Marek
Pijarovvski'nın yönetiminde ve Eser Bilgeman'ın
eşîiğinde Liszt'in 2 No'lu Piyano Konçertosu.
Mozart'ın 41. Senfoni'si ve Strauss'un 'TiD
Eulenspiegel' adlı yapıtını seslendirecek.
(251 56 00)
• BABYLON'da saat 22 OO'de Emre Ond, Lesvnt
Akman ve Murat Ertel'dan oluşan Baba Zula
topluluğunun konsen konuk sanatçılann eşliginde
gerçekleşecek. (292 73 68)