Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 EKİM 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
f..
17
Fakir ögretmenin
efendilik savaşı
Yıl 1969. Türkiye Öğretmenler Sendikasi
Genel Başkanı Fakir Baykurt, Cumhuriyet'te
bir 17 Nisan günü şunlan yazıyor:
"islamköylü Çoban Sülü 'olanak buldu',
Mustafa Kemal'/n açtığı parasız yatılı okul-
larda okudu. Mühendis oldu. Sonra Amerika'ya
götürüldü. Onun da önüne yeni sömürgeci-
liğin planlan, projeleri serildi. Dönüşte Ame-
rıkalı bir yapı şirketinin bol kazançlı müteah-
hidi oldu. Sonra da halkın tutucu kesimiyle bir-
leşip içinden çıktığı kitlenin temel işteklerine
sırt döndü ve konuşuyordu şimdi: Ülkemizde
eğitim şansı vardır, bir köy çocuğu başba-
kanlığa kadar yükselebilir." Yıl 1999. Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel'in görev sü-
resinin uzatılması tartışılıyor.
Yıl 1969. Yaşamı boyunca sürülen, kıyılan
Fakir Baykurt yazıyor: "Cumhuriyet okulla-
nndan ve devrimci Köy Enstitülerinden yetiş-
miş binlerce öğretmen bugün, 'Biz, halkın
çocuklanna şans değil, olanak istiyoruz' di-
ye diretiyorlar."
Yıl 1999. Eğitim alanı piyasaya açılıyor.
Devlet okullannda öğrencilerden katkı payı adı
altında para alınıyor. Yıl 1969. Yaşamı bo-
yunca düşünceleri yüzünden soruşturmala-
ra uğrayan, tutuklanan, yargılanan Fakir Bay-
kurt yazıyor: "...köylüler, gözlerinin birimam-
hatıp okuluyla küllenmesine ve buna karşı
devrimci eğitimin ezilmek istenmesine ses de
çıkarmıyoriar. Bu koskoca sınıfböylece uyuş-
turucu bir eğitime şûkürde çekiyorseçimden
seçime. Buyüzden kendini uyutan beylerise-
çiyor her yeni seçimde..."
Yıl 1999. Imam-hatip okullarının kökten-
dinci siyasi örgütlerin arka bahçesı haline
geldiğinden yakınılıyor, çaödaş eğitime geç-
menin önemi vurgulanıyor.Tmam-hatiplerden
mezun olanlar ülke yönetiminin kilit noktala-
rında. TBMM'de imam-hatip okullarından
mezun olan onlarca milletvekili var.
Yıl 1969. Yaşamı boyunca yurdunun aydın-
lığı. halkın özgürlüğü için savaşım vermiş
Fakir Baykurt yazıyor: "Akan zaman içinde,
uzun ve çetin bir 'efendilik savaşf içreyiz. Doğal
olarakbu savaşın dasonuyenmekya dayenil-
mektir... Bız, bugünün devrimci öğretmen-
leri, elbetyenmek için savaşıyoruz, ama gerekir-
se biz de yenilelım, efendilik savaşı sürecek-
tir zorunlu olarak..."
Fakir öğretmen! Efendilik savaşı sürüyor...
ISIK £AXSC
Sağı sol ile bağdaşürmak yerine
Dr. Ali Nejat Ölçen, politika-
da etkin gibi gözükmüyor, ama
çalışmalannı kannca karannca,
alçakgönüllülükle sürdürüyor.
Iki ayda bir yayımlanan Tür-
kiye Sorunlan" adlı kitapçığı
çıkanyor. Türkiye Sorunlan'nın,
aralannda köy muhtarlarının,
öğretmenlerin, emekçilerin, öğ-
rencilerin de bulunduğu bini
aşkın sürdürümcüsü var.
ölçen, Türkiye Sorunlan'nda
yayımlanmak amacıyla geçen
günlerde yapılan ve tartışma-
lara yol açan CHP Politika Araş-
tırmalan Merkezi'nin hazırladı-
ğı "Ekonomi Politikaları İçin
Stratejik Seçenekler" başlıklı
raporunu ete alan bir makale
hazırladı. Makalesinde ölçen,
CHP Araştırma Merkezi'nin ha-
zırladığı rapor ile "sosyal demokra-
sinin serbest piyasa ekonomisine
(rekabetçipiyasa sistemiya da sos-
yal piyasa koşulunda küreselleşme,
özelleştirme türündekiakımlara) na-
sıl uyum sağlanması gerektiğinin"
tartışmaya açıldığını vurguluyor ve
ekliyor:
"Bu tartışmada temel ilke olarak,
serbest piyasa ekonomisi koşullan
veri olarak alınmakta ve sosyal de-
mokrasinin buna uyum sağlayacak
biçimde değişmesi öngörüimekte-
dir. Raporun özeti budur. Birbaşka
deyişle Türkiye'de solun sağa kay-
dınlmasıdır."
Rapordaki "Sosyal demokrateko-
nomipolitikalannın mutlaksuretteli-
beral yaklaşımlardan her yönüyle
farklı olması artık beklenmemelidir"
tümcesine de dikkat çeken Ölçen,
şu yorumu yapıyor:
"Sosyal demokrasinin liberalyak-
laştmlardan farklı olmaması, sosyal
demokrasinin sol çizgide olmama-
sı demektir. O zaman da sosyal de-
mokrasiden söz edilemez. Sosyal
demokrasinin temelözelliği, demok-
ratik koşullarda emek ile sermaye
arasındaki çelişkilerin çözümünde
emeğin artı değerdenyeterincepay
almasını sağlayan politikalan savun-
ması, iktidarda uygulaması demek-
tir. Liberalizmden önemli aynlığı da
burada kendisini gösterir. Üretim
ilişkilerinde sermayenin kân yaratır-
ken, kânn sermayeye dönüşüm sü-
rednde emeğin sömürülmesine en-
gel olur ve artı değerin paylaşımın-
da emeğin korunmasını gözetir. Bu-
nu sağlamakta liberalyakla-
şımlardan her yönüyle fark-
lı olması gereği ortadan kalk-
maz, tersine sosyal demok-
ratiktidar, liberalyaklaşımla-
nn emeğe karşı olmamasını
sağlamaya çalışır."
CHP'nin çözmeye çalış-
ması gereken sorunun ra-
porda yer alan ifadelelerle
"yanşmacıya da rekabetçipi-
yasa ekonomilerinin sol ile
nasıl bağdaşacağını araştır-
mak" yerine, tersine "Nasıl bir
sol öğreti oluşturulabilir" ol-
ması gerektiğine de değini-
yor Ölçen:
•CHP 21. yüzyılın otası se-
naryosunu veri olarak kabul
edip uyum sağlamanın yön-
temlerini mi aramalı, yoksa
tüm gelişmekte olan ülkelere ön-
dertik ederekantitezinsavunuculu-
ğunu mu üstlenmelidir? Kanımca,
'stratejik seçenekler' düzleminde
olaya böyle yaklaşılmalı. Bir başka
deyişle, küreselleşme-özelleştirme-
devletin küçülmesi-ulusalcılığın eri-
mesi aşamalan karşısında, antitez
yaratmak mı yoksa uyum koşullan-
nı mı araştırmak gerektiği konusun-
da CHP'nin kararstz kalması yanlış
olur. CHP, 21. yüzyılın yenidünya pay-
laşımında yoksul ülkelerin ve emek-
çi kitlelerin desteğini kazanarak ve
ulus devletinin savunmasını üstlene-
rek etkin rol oynamalıdır. Kap'rtaliz-
min azgınlaşan iştahı karşısında
CHP'nin böylesi bir evrensel işleve
kendisini şimdiden hazırlaması
gerekir."
Kararı
veren kim?
Köşemizdeduyurmuştuk.
Bakanlar Kurulu, Marmara
depreminden yaklaşık iki ay
önce, 25 Haziran tarihinde
"TabiiAfetler Nedeniyle Ge-
HrKaybı veAltyapı Hasanna
Uğrayan Belediyelere Yapı-
lacak Yardımlara DairKarar"\
yürüriüğe sokmuş, aralann-
da hiç doğal afet görmemiş
olanların da bulunduğu kimi
belediyelere lller Banka-
sı'ndan aynlan paylaryüksel-
tilmişti.
Ömeğin Ankara'nın Balâ,
Elmadağ, Etimesgut, Evren,
Gölbaşı, Hasanoğlan, Şe-
reflikoçhisargibi ilçeleri 1998
yılı içinde doğal afet yüzü
görmemesine karşın lller
Bankası paytarı arttınlmıştı.
Bu ilçelerin ortak özelliği,
belediye başkanlarının
MHP'li oluşu dikkat çekiciy-
di. Sormuştuk:
"Ne yani, bu yörelerde
MHP'nin seçim kazanması
doğal afetten mi sayılıyor?"
Ankara'nın Afşar beldesi-
nin Belediye Başkanı Ali Co-
şan'ın da gözünden kaçma-
mış bu Bakanlar Kurulu ka-
ran. Geçen günlerde karann
iptali için Danıştay'a başvur-
du.
Coşkun dava dilekçesin-
de, doğal afet görmeden Ba-
kanlar Kurulu karanndan ya-
rarlanan belediyelerin sayı-
sının 200'e ulaştığını belirti-
yor.
Aklımıza düşüverdi işte!
Son günlerde "siyasetçiye
yönelik itibarsızlaştırma ça-
balan'nüan yakınanlar var.
Peki, doğal afet görme-
yen yerlere doğal afet gör-
müş gibi fazladan kaynak
aktaran kim?
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİROĞLU
Sibel Can'dan Ana Haber Bülteni!
(yi akşamlar sayın müşteriler,
Beni ben yapan sizlersiniz.
Siz olmasanız ben, ben olmaz-
dım. Belki de şu an ben Seren
Serengil'dim. Her neyse, önce
özetler...
Cumhurbaşkanı Sevda De-
mirel, börek süresinin uzatlma-
sı körîusuhda "yoğurt yok" çfe-
di!
Pakistan'da darbe yapan ge-
nerallerin bedelli askerlikten ya-
rarlanamayacaklan açıklandı!
Sihirbazlar Kralı David Cop-
perfield, "Türkiye benimle gu-
rur duyacak" dedi!
Star gazetesinin Sabah ve
Hürriyet'e açtığı savaş tüm coş-
kunluğuyla sürüyor.
Başbakan Ecenaz, makam
arabasını "ikincieipiyasasında"
satıp, başbakanlığa bol miktar-
da klasör aldı!
Bu arada tüm haberlerin ay-
rıntılarını Jet-Pa'nın gazetesi
Jetgiller'in yannki sayisında bu-
labilirsiniz!
Dünyanın altı milyanncı insa-
nı olarak Saraybosna'da dünya-
ya gelen bebek Adnan, canlı ya-
yında Tann misafirimiz.. pardon,
stüdyo konuğumuz olacak.
Fenerbahçe'de Zeman rüzgâ-
rı! Ünlü bilim teknik adam, sü-
per ağır antrenman yaptırdı, Fa-
ruk'la BoKç yoğun bakımda!..
Şindik haberler...
Cumhurbaşkanı Seda Sayan,
yaptığı açıklamada "Türkiye hep
ileri gidecektır" dedi. Açıklama-
sında "Beni süreler değil, sure-
ler ilgilendirir. Allah'ın dediği
dur" cümlelerine yer veren Cum-
babişko'nun Fazilet Partisi'nin
desteğini almaya çalıştığı ileri
sürüldü.
Pakistan'daki darbe için Isla-
mabad muhabirimiz Korhan'a
bağlanıyoruz.
- Selam Korhan...
- Aleykümselam..
- Darbe mi oldu?.. ,. ••';
Dartjeoidu...^- *f s V * *
- Darbenin şiddeti ne Ror-
han?..
- Nasıl?..
- Yani bu da bir sosyal dep-
rem sayılır... Önümdeki post-ite
öyle yazdılar, oku dediler.
- Anlıyorum Sibel... Burda da
depremden çok CNN konuşu-
luyor.. Darbenin yayın haklannı
CNN aldı... Diğer kanallara dar-
be görüntülerini çok pahalı sa-
tıyorlar diye halk ayaklandı...
- Halkın ayaklanması ilginç
bir detay... Belki CNNPaki de
kurulur zamanla... Gül korhan!
- Ehiee... Eheeie...
- Hah, şimdi oldu... lyi akşam-
lar...
Bu iş çok zor, bundan sonra
bazı haberlerde dublör kullanı-
cam. Sihirbaz Copperfield ya-
kında Türkiye'de. Hükümetin
Copperfield'den ricada buluna-
cağı ve sihir yaparak ülkeye de-
mokrasi getinmesini isteyeceği
öğrenildi... MesutYılmaz "Av-
rupa Topluluğu'na girmek için
son şansımız bu" derken, derin
Devlet Bahçeli yorum yapma-
dı. Bu arada Kapalıçarşı esna-
fı, David Copperfield'e uçan ha-
lı satma konusunda ısrar edilme-
mesi için uyarıldı!..
Ayy, yeter! Sıkıldım ben. Bu
haber işi, vücut sallayıp sarhoş
dedirtmeye hiç benzemiyor!
Reklam girin to..
'Kenarda duranların' kitabı
l Kendini "100 Ûstûn Türk Dû-
\ şünürü'nden Biri" olarak tanı-
tan Mustafa Yağcı'ya Oktay
GOzeloğlu soruyor:
\ - Ben seni çok eski tanıyo-
î. rum, elinde kocaman bir tes-
tpih, fotör, palabıyıklarınla Be-
:
yoğlu'nda, Istiklâl Caddesi'nde
f bir kenarda üç-beş saat bir
: heykel gibi havaya bakarak
: duruyorsun. Bunun sebebi ne?
l Yanıt:
"*' - Kenarda durmakla Türki-
' ye'deki kişilere şu mesajı ver-
t mek istiyorum: insanlar dur-
Ş dukları anda, mutlaka, bir ke-
* narda durmalıdır. Bir cadde
Federe Notlar
• Sihirbaz David Copperfi-
eld'in 26 Kasım'da istanbul'da
yapacağı gösteride 'yok etme-
sini' istediğiniz 13 kişiyi liste ya-
parak bana gönderebilirsiniz.
(Gerçi aynı öneriyi 'mega' ga-
zetelerdeki 'ünlü' yazarlar da
yaptı, ama ben onlardan önce
davranmış, bu konuyu geçen
haftaki köşemde yazmıştım.) üs-
teleriniz için adres: Vedat Özde-
miroğlu. Türkocağı Cad. 39/41.
Cağaloğlu - Istanbul. Faks: 0
212 512 04 46.
ortasında dururiarsa, tüm kö-
tülük yapanlara iyilik yapmış
olurlar.
- Ne gibi Abi?
- Bir cepçiye, bir polisin ko-
valadığı hırsıza yardım etmiş
olurlar. Benim gibi herkes ke-
narda durursa, olaylar kolay-
ca halledilebilir. (...)
Bu söyleşinin devanu ve Be-
yoğlu'nun "kenarda kalmış"
diğer insanlanyla yapılan söy-
leşiler, Oktay Güzeloğlu'nun
Parantez Yaytnlan'ndan çtkan
"Yeni Sokak MobityaJan" adlı
kitabında. Bir solukta okuya-
caksınız..
• Fakir Baykurt ve Mahmut
Tali Öngören'i sevgiyle uğurla-
dık. Başta "Keklik" olmak üze-
re Baykurt'un romanlanndan çok
şey öğrendim. Aynı şekilde On-
gören'in "Senaryo Yazım Tekni-
ği" adlı kitabı hep başucumda
durur. Artık yapıtJan bize emanet.
• Bilim ve Ütopya'nın depre-
me ayırdığı ikinci özel sayısı olan
Ekim ayı sayısını okumanızı öne-
ririm. Her konuda olduğu gibi
depremde de bilimi izlemekten
başka çaremiz yok...
KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakfn turk.net
ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY
BULUT BEBEK NVRAYÇlfTÇt
o taraf-ta
fcırk katır_.
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Ekim
ARNAVUTLUK'UN £NV£# HOCA'Sf..
tSOB'Pe BUGÜN, ÜNLÜ AÜNAVUT Lİt>ER BNVER HOCÂ, MÜSLÜMIAN
BİR AlLEH/N ÇOCUĞU OtARAK CHJNrAYA G£LMİŞ7f. PAHA Lj'se
styAsert^ tLG/ceMMere BHşısiMrç, PAR/S'TE süe.-
ü rü/es&e e&eeu/M/ srteAstMOA KOMÖA/İST GGUPCA&I
Ş ENVE& HOG4'NII\I,ÖNC£ KKAL ZGGÜ Y&METİWN,
DAA/ OA JT. OÜAIYA ŞAVAÇr'ND* İ7XLWM IÇGAU/VE KABÇf MÜCA-
İ öÜüÜSüü f
VL NİST f*\*TiSt''NİN SAÇflVDAYDl /terffi
\ TAN SONRA, SAĞrMSIZUĞrH
\ SOSY/VJST ÜUeEC-£Rl£ ttJÇIULeR, ONUN
\ LiĞiNPE ÇOK çeprtiLİK sösreRM/frr
yuGOSLAvm, SONRA OA SSCB İLE DOSTLU&A
SON VER/LMİÇ.ONLARf CW ÎZLEMIÇTİ.. »
TEK B/R İ İ
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
Pakistan
Pakistan Başbakanı Navvaz Şerifin, salı günü, Sri
Lanka'da bulunan Genelkurmay Başkanı Pervez Mü-
şerref'i emekliye ayırması sonrası, Müşerref ve eki-
bi tarafından yaklaşık 2.5 yıldır yönetımde bulunan
Şerif hükümetı devrildı. Pencaplı zengin birsanayicı
aileden gelen Şerif, en son Şubat 1997 seçimlerin-
den başarıyla çıkarak yeni hükümeti kurmuştu. Hü-
kümeti kurmasıyla bitiikte iki önemli sooınla yüz yü-
ze geldi; ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sorun-
lar ve Hindistan'la anlaşmazlıklar.
Yaklaşık 140 milyon nüfus ve fert başına milli geli-
rin 500 dolar civannda olduğu Pakistan'ın 32 milyar
dolarlık bir dış borcu var. Ayrıca Islamabad yönetimi
bu dış boncun faizleriyle birlikte geri ödenmesınde zor-
luklarîa karşılaşmaktadır. Bu ekonomik zortuklara kar-
şın Hindistan ile nükleer silah yanşına giren Islama-
bad yönetimi, Mayıs 1998'de Çin'in teknik desteği ile
ilk nükleer denemesini yaptığında özellikle Washing-
ton yönetimince şiddetle kınanmış ve ekonomik yap-
tırımlara gidileceği açıklanmıştı.
Hindistan'ın 1974 yılında ilk nükleer denemesini yap-
masıyla birlikte Pakistan nükleer silah üretmek için
kolları sıvamıştı. Zamanın Başbakanı Zülfikar Ali
Butto'nun bu yoldaki çabalan VVashington yönetimi-
ni rahatsız etmiş ve Butto'nun anlattığına göre Ağus-
tos 1976'da islamabad'ı ziyaret eden Dr. H. Kissin-
ger kendisini nükleer silah programına son vermesi
için tehdit etmiştir. Temmuz 1977'de Ziya Ül Hak'ın
darbesiyle Butto devrilmiş ve 4 Nisan 1979'da idam
edilmiştir.
Navvaz Şerif'ın iktidara gelmesi sonrasında devam
eden nükleer silah çalışmalan konusunda ABD yö-
netimi bu çalışmalara son verilmesi için uyanlanna de-
vam etmışti. Şerif, ABD Başkanı Clinton ile yaptığı
birtelefon konuşmasında, ülkedeki çeşitli gruplar ta-
rafından kendisine büyük baskı olduğunu ve nükle-
er çalışmalan durdurmak için pek bir alternatifinin ol-
madığını ifade etmişti. Ülkede ordunun nükleer silah
konusunda Hindistan ile yarış içerisinde olduğu bir
ortamda Şerif'in elınden bir şey gelmezdi.
Keşmir'deki çatışmalann, Şerifyönetiminin taviz vec-
mesiyle sona erdirilmesine ordunun bir kesiminden
tepkiler gelmişti. Şerif, 4 Haziran'da Clinton'la görijş-
tükten sonra Pakistan ordusunun Keşmir'deki çatış-
malara verdiği desteği çekmişti. Geri çekilmeyi ye-
nilgi olarak gören ve Şerif ı geri çekılmeden sorum-
lu tutan üst düzey bir kısım subay ile Şerif'in tutumu-
nun Pakistan'ın ekonomik sıkıntılarından kurtulmak
için gerekli olduğunu düşünen bazı subaylar arasın-
da anlaşmazlıkların su yüzüne çıkması Şerif'i rahat-
sız etmiş ve Müşerref'i görevden alarak yerine CIA'ntn
da bir hafta kadar konuğu olduğu VVashington ziya-
retinden dönen General Ziyauddin'i Genelkurmay
Başkanhğı'na atanmıştı.
Şerif'in, geri çekilmeden sonra ABD'ye şirin gözük-
mek için Taliban'ın Afganistan'daki faaliyetlerıni eleş-
tirmeye başlaması, Hindistan'da seçimleri kazanan,
Pakistan'la gerginlik taraftarı milliyetçı Vajpayee'i
kutlayan bir mektup göndermesi ve kendisiyle görüş- •
mesi, VVashington'u tatmin etmemiştir. Askeri harca-
malann altından kalkamaz duruma gelen Pakistan eko-
nomısıni dış mali destek alarak kurtarmak için attığı
bu adımlarla muhalefetin elinı güçlendiren Şerif ka-
çınılmaz tuzağa düşmüştür. Londra'da yedekte bek-
leyen Oxford eğitimli Bayan Butto adeta babasının
akıbetini unutarak darbeye destek vermiştir. Pakis-.
tan'da dinci kanat da aynı yolu tutarak Taliban'ı eleş-^
tiren Şerif'in devrilmesini alkışlamıştır.
Bölgedeki gerginlik politikasından Pakistan'ın git-
tikçe bir batağa saplandığını ve halkın yoksullaştığı-
nı, yoksulluğun ise radıkalleşmeyi ve toplumsal ku-
tuplaşmayı arttırdığını gören Şerif'in önündeki seçe-
nekler fazla değildi. Hindistan karşrtı politika izleye-
rek toplumsal desteğini bir süre sürdürebilirdi. Fakat
bu durumda ABD'nin mali yaptınmlanyla karşılaşa-
caktı. Bu da zaten sıkıntılarla boğuşan Pakistan eko-
nomisinin çökmesine yol açabılecekti. Şerif barışçı
yolu denedi fakat Batı'dan ekonomik yardımlar za-
manında ulaşmadığı için üllkede hakim olan çatışma-
cı siyasi ortam Şerif yönetiminin sonunu getirdı. ABD
yönetimi islamabad'ı köşeye sıkıştırmış ve Çın ile
yaptığı nükleer işbirliğınin faturasını Şerif ödemiştir.
Askeri yönetim Hindistan ile çatışmacı tutumunu
sürdürebilecek midir? Batı'dan mesaj geldi. Micha-
el Camdessus demokrasiye dönülünceye kadar
IMF'nin vermeyi düşündüğü mali desteği askıya al-
dığını açıklamıştır. ABD Beyaz Saray Sözcüsü Joe
Lockhart'tan ise mümkün olan en kısa zamanda si-
vil yönetime geçilmesi uyarısı gelmıştir. Müşerref yö-
netimi VVashington ile iyi ilışkiler geliştirerek ülke eko-
nomisini kurtarmayollarını arayacaktır. Batılı mali ku-
ruluşlar verdikleri borçların faiz ve anaparalarının ge-
ri ödenmesindegecikmelerin yaşanacağı kuşkusun-
daydılar. Şimdi IMF ve diğer uluslararası mali kuru-
luşlar, yeni düzenlemelerie Pakistan ekonomisinin ip-
lerini ellerıne alma ımkânı elde etmişlerdir. Bunların
ipleri ise VVashington'un elinde.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5
1/Dişiüremeor-
ganlannın çalış-
masııu etkileyen
bir grup hormo-
nunorâkadi.2/
Borusesi...Pis-
ton. 3/ Arka.
sırt... '"
Erdok": Ressa- 6
mımız. 4/ Art- -.
vin ilinin eski
adı...Küçûkma- 8
ğara. 5/ Gözde „
sanya çalar kes-
tanerengi... Behçet Ne-
carigil'in bir şiir kitabı.
6/ Küçük tekke. II Bir gı-
da maddesı... Olan, ol-
muş. 8/Gûney Amerika 3
yerlilerinin oklanna sür- 4
dükleri çok güçlü bitki- 5
sel zehir... "Ne doğan
güne hükmüm geçer /
Ne halden anlayan bu-
lunur/ Ah aklımdan 51ü- 8
müm geçer / Sonra bu 9
kuş, bu bahçe, bu -"
(C.S. Tarancı). 9/ Gözdeki canlıhk... "îlhan ": Şa-
irimiz.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir şeyi anlatmak için ondan önceki ya da sonraki
olaylan söyletnek. II Deride oluşan zararsız ve pürtük-
lü küçük ur... Hafif ve gözenekli bir çökelti taşı. 3/
Ödün... Bir nota, 4/ Tırpana balığına verilen bir başka ad...
Halk dılınde sebze bahçesine verilen ad. 5/ Bılgısiz, kül-
türsüz kimse... Havaalanlannda bulunan ve çevredeki
uçak hareketlerini denetlemeye yarayan sistem. 6/ Bir fil-
min ya da televizyon programının yapımında emegi ge-
çenleri tanıtan bölüm. 7/Arapçada "ben".... "Zinhar eti-
ne vermen o kâfirin / Zira görünce suretini put-
perest olur" (Baki). 8/ Atasözü gibi kullanılan beyit ya
da dize... Tümör. 9/ Güney Amerika'da kullanılan yedi
delikli kaval... Bir ışı yaptırabilme gücü.