Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 1999 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Gün, Müdafaa-i Hukuk Günüdür...
Prof. Dr. Ç E T İ N Y E T K İ N Müdafaa-ı Hukuk Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
A
tatürk. büyiik "Söy-
lev"ıne Mondros Bırâ-
kışması'ndin sonra yur-
dumuzun acı durumunu
tanımlamakla başlar v e
l919yıIınınMayısayı-
nın I9'unda Samsun'a çıktığında ülke-
mizin içine sürüklendiği yıkımı ve **iha-
netkri" "Genel Görünüm" başlığı al-
tında anlatır Mondros'u izleyen Sevr
Aıriaşması ıseemperyalizmın, Türk ulu-
suna bıçtiğı kefenden başka bir şey ol-
mayacaktır.
Türk ulusu. tarihin tanık olduğu en
şanlı Ulusal Kurtuluş Savaşı ile Gazi
Mustafa KemaJ Paşa'nın önderligınde
bu kefeni yırtıp atmış ve Mondros'a kar-
şı Mııdanya'yı Sevr'e karşı Lozan'ı ta-
rıhe yazmıştır. Me ki, emperyalıst güç-
lerin bu yenılgıyı ıçlenne sındiremeye-
ceklen açık bır gerçekti. Bu nedenledir
kı. daha 17 Şubat 1923 'te. Lozan görüş-
meleri kesintiye uğradığı sırada tzmir
Iktisat FCongresf nı açiş konuşmasında
Gazi Mustafa Kemal Paşa, şöyle demış
bulunuyor: *\eni hükümetimizin düş-
mansız kaiacağını farzetmek doğru de-
ğildir. Bunun için çok kundaklar ka\a-
rak mündehiın etmeğe (yıkmay a) çalışa-
cak ve suikasta teşebbüs edecekler bulu-
nacakür."
Keşke yanılmış olsaydı! Ama ne ça-
re, onun ne denli haklı olduğunu her ge-
çen gün yeniden kanıtiıyor'..
O,u
Söylev"inın sonunda gençlığe ses-
Ienirken. bu- şeyi daha öngörmüştü: "_ik-
tidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve
hatta hıyanet içinde bulunabilirier. Hat-
ta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatleri-
ni, müste\ lilerin (istı lacılann) siyasi emd-
lerijte te\hid edebilirler <birleştırebilir-
ler). Milkt, fakrüzaruretl yoksul 1uk \e
yoksunluk) içinde harap ve brtap (bıt-
kin) düşmüş olabiHr."
Emperyalızm Türk'ü tutsak. yurdunu
sömürge yapmaya kalkıştıgında. düşma-
na \e onun yerli işbirlikçilerine karşı ilk
dıreniş örgütleri bir avuç anti-emperya-
list yurtseverin. bulunduklan bölgeler-
de Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri adı al-
tında kurulmuştur. Bunlar, Mustafa Ke-
mal Paşa'nın yönetim ve komutası altın-
da birleşip bütünleştiler. Önce, ilk Tûr-
ki\e Büyük Millet Medisi'nin, sonra da
onun kuracağı sıyasal partinın temelini
oluşturdular.
Türkıyemızın bugün içinde bulundu-
ğu koşullar. Müdafaa-i Hukuk ruhunun
yeniden canlandınlmasını gerektırmek-
tedır. Çünkü. emperyalizm. yeniden
Türk'ü tutsak, yurdunu sömürge yap-
mak üzeredır. O denlı ki. bugun ülkemı-
zin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı bile ye-
ni bir Sevr'den söz edıyorlar!
Çünkü, Batılılar dün nasıl ülkemizı
bölüp parçalamak istemişlerse. bugün
de aynı isteğı gündeme getırmışlerdır
Dün nasıl uluslararası konferanslar dü-
zenleyerek ıçişlerimize karışmışlarsa.
bugün de aynı gınşimlerde bulunmakta-
dırlar. Ulusal bilinçlenmeyi dün nasıl ir-
ticanın karanlığına gömmek ıstemışler-
se bugün de aynı oyunlan oynamaktadır-
lar Dün. Osmanlı Devleti'ni ekonomik
tutsaklıkla nasıl çökertmişlerse bugün
de aynı tutsaklığa bızı sürüklemektedir-
ler. hatta sürüklemışlerdırbıle... Çünkü.
dünün mandacı kafası. bugün yeniden ga-
zetelerin köşelenne kurulmuştur. Em-
peryalizmın yerli işbırlikçileri, dünkün-
den çoktur. Hatta. bunlann bir bölümü
ülkenin yönetiminde. yazgısında söz sa-
hibidirler.
Günümüzün dünden aynldığı bir nok-
ta da yok değıl Enıperyalizm. bugün
çok daha deneyimli. birikımli. Üstelık.
elinde kitle iletişim araçlarının denetımı
gibi kültür emperyalızminın sılahlan da
\ar. Emperyalizm. bır ülkeyi sömürge-
leştirmek içın artık askeri güçle o ülke-
yı ışgal etmeye gereksınim duymuyor, bu
nedenle de anti-emperyalist bir bilincin
oluşması. direnışın örgütlenmesi daha
güç. Ne varki. yinedün olduğu gibi, bu-
gün de yurdumuzun Bursa. Mersin, Zon-
guldak gıbı kımi yerlerinde aynı bılınç-
le Atatürkçü. ulusalcı. bağımsızlıkçı ve
laik yurtseverler bır araya gelerek antı-
emperyalist bır oluşum sürecıne gırmiş
bulunuvorlar. Antalya'da ıse yıne aynı bı-
linçle bir araya gelenler 30 Ağustos
1998'den ben çıkarmaya başladıklan
"Müdafaa-i Hukuk" adlı dergi odağın-
da "Müdafaa-i Hukuk CemrvetT anla-
yışıvla bir oluşum başlattılar. Derginın
ilk sayısında yayımlanan "Niçin Müda-
faa-i Hukuk" başlıklı bildirilerde. Mü-
dafaa-i Hukuk ginşımlerınin nedeni \e
amacı şöyle açıklanıvor
"Yurdumuz düşman işgaline uğradı-
ğı o karanhk günlerde, yurtseverler ilk aşa-
mada Müdafaa-ı Hukuk, başka bir de-
yişle, Hakların Hukukun Savunulması
Korunması demeklerini kurarak bağım-
sızlığımızı. özgürlüğümüzü sa\unmak
\olunda ilk adımı armışlardı. Gerçi bu-
gün \urdumuz eylemli bir işgal altında
değiL Ama. unutmamak gerekir ki, Em-
peryalızm, bir ülke>i egemenliğine al-
mak için artık e>lemli bir işgale gereksi-
nim duvmuvor. Bu nedenle, bizler de,
Müdafaa-ı Hukuk adını verdiğimiz bu
dergininçevrvsinde anti-emperyalıst bir
bilinçle birleşip bütünleşmiş bulunu>o-
ruz_.
"Müdafaa-i Hukuk" yalnızca bir der-
ginın adı değıl. Bir "harekefın. birolu-
şumun da adı. Dergı. bu hareketin ve
oluşumun sesi, iletişim ve birleşip bütün-
leşme aracı. Öte yandan. merkez Antal-
ya olmakla bırlikte, Ankara'dan. lstan-
bul'dan \e yurdun dört bir köşesınden
yurtse\ erler "Müdafaa-i Hukuk" odağın-
da bırleşmış bulunuyorlar. Bu nedenle de,
dergide yazı yazanlann çok az bir bölü-
mü Antalya'da bulunuyor.
"Müdafaa-i Hukuk"un bu nıteliği ne-
deniyledir ki. 20-21 Mart I999tarihin-
de bır "Müdafaa-i Hukuk Kunıltayı"
toplanması planlanmış bulunuyor Kurul-
tayda, herhangı bir siyasal partı çızgisi
söz konusu olmaksızm, Atatürkçü, ulu-
salcı. bağımsızlıkçı. laik güçlerin en ge-
niş çerçevede bir antı-emperyalist cep-
hede nasıl birleşip bütünleşebıleceği ve
bundan sonra neler yapılması gerektiği
tartışılacaktır.
Şu. > adsınamayacak bir gerçektir: Ulu-
*al Kurtuluş Savaşımız öncesınde varlık
kazanan Müdafaa-i Hukuk oluşumlan-
nın yenılenmesı ıçin geç kalınmıştır.
Bır başka gerçek ıse ülkemizin yazgı-
sının ıktidarda bulunanlann tekeline bı-
rakılamayacak olduğudur. Çünkü. bu va-
tan bizimdir. (Telefonlanmız: 0242 - 441
31 46 ve 454 90 13).
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Yeni Yıla Günaydın
Derken...
Yenı bır yılın ilk yazısı!.. Konu öyle çok ki! Ama
bıktınız bilıyonjm! Ben de bıktım! Politikadan bıkı-
lır mı dıyenler çıkacaktır. Elbet, politıkasız yaşam
olmaz. Ama çirkin politikacıların cirıt attığı birtop-
lumda uygulanan ancak çirkin politikadır, çirkin
polıtıkacılık oyunlandır. Kırk yılı çoktan geçirdım kö-
şe yazariığında... İlk yıllardaki yazılanmdan bırını
azıcık değiştirerek size sunsam o kadar şaşırmaz-
sınız! O insanlargitmiş, başkaları gelmiş yerierine!
Oğulları, torunları öncekilerin tıpatıp benzerleri...
Hatta onlardan daha kötülen! Belkı öğrenimleri
fazla, belki daha zekiler, belki daha bilgililer, ama
ıçtenlik, dürüstlük, ınsan sevgisi açılarından öyle
mı ya!
1999'un ikincı günündeyiz. Bizi kimbilir neler
bekliyor? Ne acılar, ne sevinçler! Hangisi ağır ba-
sacak? Geçen gün "Cumhuriyet Radyo"dan sor-
dular yeni yıldan ne beklediğimı; "Mutlu, banşlı,
huzurtu bıryıl dilerim " dedim. Ezbere bir söz! Ama
gerçek isteğimız bu değil mi? Nerdeyse "Benim
buyılda umutlu b/rbek/enf/myoA-'diyecektirrvvaz-
geçtım. Düşlerden gerçege gidilir demiş bir bilge.
Hayalsiz yarattmar güzellikler. Bir avtıtmaca mı,
aldatmacamı?..
Yılbaşı gecesini bır şiir kıtabıyla geçirmek öte-
den ben sürdürdüğüm bir alışkanlık... Bu yılbaşı,
Cahit Külebi'nin "Türk Mavi"s'\n\ seçtim. "Ah yi-
ne yılbaşı geldı" demiş... Birbeklentiylemi, biröz-
lemle mi, bir sevgiliyi arayış anında mı?
"Karlı dağların ötesinde, uzakl Ne kadar uzak-
lık varsa benım yurdum I özlemim, umutlanm,
gençliğim I Ve insan olmanın sızlayışı I Ve kayıp
giden erdem / Ve karanlığın güneşi kemirmesi I
Sessiz sadasız I Beklemelerde çare yok."
"TürkMavisi"yayımlandığında "Cumhuriyet"\e
çıkan yazımda, "Adını sevdim Külebi'nin yeni ki-
tabının. Nedir, nasıl şeydir Türk mavisi bilmem. Var
mıdır öyle bir mavi. Şairegöre var, denızlerimizin,
göklerımizın mavisi bu, şiiherimizin mavisi. Bizim
olan bir mavi" demişim.
Yirminci yüzyıl 365 gün sonra bitecek... Kendi-
mızi yepyeni bir yüzyılda mı bulacağız? Yok öyle
şey!.. Güneş batacak, gece gelecek, sonra yine
geri dönecek güneş. Bır gün daha başlayacak.
Hepsı bu. Kendimizi 2000 yılında sayacağız. Oy-
sa hiçbır şey degişmeyecek, ne dünyada ne de biz-
de!.. Hele bizde hiç mi hiç! Yine '7a/// meçhul"
olaylar, yıne polıtikacılann çıkar çekişmeleri, yine
soygunlar, kazalar. ölümler, öldürümler, acılar acı-
lar... Derler ki, yirminci yüzyıl bunca gelişmelere,
ilerlemelere karşın, insan haklannın en çok ayak
altına alındığı bir çağdır. Sanki eski yüzyıllar daha
başka türlü müydü? Insanoğlu aynı insanoğlu de-
ğıl miydı? Bencil, hırslı, gözü doymaz bir yaratık...
Sanat, şiir değiştırebildi mi insanları? Nice nice
kaniçıciler hem de en yüksek uygarlığa ulaşmış ül-
kelerde egemenlik kurmadı mı?
Şıire mi dönsek? Tek kurtuluş onda! Geçicı de
olsa! Ama her zaman ıçinizde dışınızda duyduğu-
nuz, yaşadığınız bir güzellik geçici olabilir mi? Es-
kir mi şiir! Yaşamamızın anlamını o dizelerde ver-
mezse, kim verecektir? Bakın Külebi, yirminci yüz-
yılı, o yüzyılın ortasına geldiğimiz günlerde nasıl ta-
nımlamış:
"Yirminci yüzyılın ilkyansı / ölüm çağı oldu IZu-
lüm çağı oldu I Yalan çağı oldu.
Yirminci yüzyılın insanları I Asıp kestiler / Kesip
biçtıler I Tepeler gibi ölü yığıp I Deryalar gibi kan
ıçtiler I Çocukları ağlattılar I Kadınların ırzına geç-
tiler.
Yirminci yüzyıl, insanların ağlamasın da kimler
ağlasın."
Ya, yüzyılın ikinci yansı! Daha aşağı mı kaldı zu-
lümlerde, öldürümlerde? Şimdi, yeni biryüzyıldan
güzel şeyler beklemek bir avuntu olmayacak mı?
[rısan, değışmedi. İnsan değişmıyor. Değişmesi
önleniyor! Ortaçağdan, ilkçağdan, yüzyıllardan bu
yana... Ziya Osman Saba, ne demişti: "Tannm sen
yaratmadın insanları"...
Kimbilir, belki de şaırin dediği doğrudür!
Sayım nedeniyle
1 -5 Ocak 1999 Tarihleri Arasında
Taksim Sergi Salonumuz
1-6 Ocak 1999 Tarihleri Arasında
Cağaloğlu Sergi Salonumuz
kapalıdır.
CumhuriYet
kitap kulübü
TARTIŞMA
Ülkemizi Padişahlar mı Yönetiyor?
G
eçen sabah
bu soruyu
kendıme
defalarca
sordum.
aracın içinde bize
polislerin geçmemiz için
yol vermesini beklerken...
Ve gerçekten merak ettim,
acaba demokrası ile
yönetilen başka ülkelerde
de yurttaşlar böyle yolun
ortasında, polislerce
kesilen yollarda uzun süre
bekletilırler mı. dıye. Bu
senaryo böyle hep
yinelenecek; bazen
başbakan. bazen vali.
bazen cumhurbaşkanı.
bazen de bir başka
politikacı geçecek diye
halkın yolu hep böyle
kesilecek mi? Yine şu
soruyu sormadan
edemedim kendime,
devlet adatnlan bu ülkede
kimin için varlar, diye.
Sonra şuna karar verdim.
herhalde benim içın
yoklar. herhalde benım
gıbı vergilerini düzenlı
ödeyen, böylece sözünü
ettiğimız bu kimselerin
ülkeye hizmetleri
dokunsun diye
maaşlannın ödenmesini
sağlayan bordro
mahkûmu namuslu sade
vatandaşlar için de yoklar.
Eğer bızım için, yani bu
ülkenin halkı için var
olsalardı, hizmet etmek
içın geldikleri bu halka
böyle eziyet edilmesıne,
koskocaman bır kentin
trafiğinin altüst olmasına.
işine geç giden insanlar
nedeniyle üretim kaybının
vaşanmasına izin
vermezlerdi.
Sonra bir ara k^ndimı•• • •
kaybedıp arabadania4İm
ve aynen benim gib;i
yapan bir başka hanımla
bırlikte polislere
havkırmaya başladım.
"Ne hakla yolumuzu
keshorsunuz? İşime geç
kaldını. Belki de daha
otelde ça> ından son
yudumlarını alan
başbakan geçecek diye
nasıl yolumuzu
kesersiniz? Bu ülke hâlâ
padişahlıkla mı
yönetiliyor? Böyle bir şej,
padişahlık düzeninde
olabilir ancak! Başbakan
bu ülke halkına hizmet
için o koltukta oturmuvor
mu? Bizden ne tür bir
üstünlüğü var? Kim
veriyor maaşını?.."
Sonra arkada duran bir
polis aracından. bizim
yolumuzu kesen memur
çagnldı, benım jçınde ..
•buJundugüm aracm'>'!•>,
verildi. PoJisleryolua.
ortasında durmuş avaz
avaz haykıran bir kadının
şerrinden başbakanı
korumak istemiş
olacaklar. biz yolumuza
de\am ettik. Ama öbürlen
orada kaldılar. Sanınm
orada kaldılar. çünkü yol
hâlâ bomboştu ve bizim
araçtan başka araç yoktu
bızimle bırlikte hareket
eden? Bu sonuç daha da
hazin değil mi? Yani bu
ülkede bağınp çağıranlar
(bir de zorbalar) yolunu
(!) buluyor. kibarlığı ya
da korkusu nedeniyle
susanlaryollannı
bulamıyorlar! Yolumuzu
bulup işime doğru
giderken Olof Palme'nın
tiyatro çıkışında tramvay
durağında beklerken
, , vurulduğu, kafamda
!'•• ibu»gu gibi doiandpdürdu.
; .ûünyanın en geliçmış. en
varsıl ülkelerinden birinin
başbakanı, aynen kendi
yurttaşlan gibi toplu
taşıma araçlannı
kullanıyor, ulaşmak
istedıği yere tramvay]a
ulaşıyor; ama bu
dünyanın yoksul
ülkelerinden birinin
başbakanı. son derecede
pahalı makam araçlan
kullanıyor. Yalnız kendisi
kullansa yine iyi, yanında
taşıdığı bir sürü adamın
ıçine binmesi için alınmış
bir sürü pahalı ve lüks
araçia birlikte. üstelik bu
araçlann tüm masraflan.
bu yoksul halkın
sırtından. hem de bize
caka yaparak, bizi itip
kakarak, hem de adam
yola çıkmadan yanm saat
önce kentin en önemli
anayollannı (arterleriai)-
trafigekapayarak!.. >'
Psikoiog Dr. Aysuh
Turpoğlu Çetik
FİYATINA
TAKSJTLE.'t
Yataş'ın kaliteli, sağlam,
rahat kanepe ve oturma grupları
hem evinize uygun hem de bütçenize.
V -^
-A.
TATAŞ DAMŞttA ÜERKEZLERI VE BAÛU OLAN fl-LER- ADAMA (0-322) 322 68 66 ıhATK'ı • ADAPAZAM ıO-264ı 278 10 79 • AFYON (0-2721 21S 42 52 - AÛRf (CM72) 215 26 66 - AKSAIUV (O3B2) 212 59 54 - 213 26 06 • AHASYA (0-
35B)2122233 • ANKAflA 10-3121 351 B80Oı5rıa() ÇANKIR
r
SPARTA KIRKKJ*LE VO2GAT AMTAKYA 0-326I 216 159i -AKTALYA 1.0-242
1
. 2*3 0203 ıBUHDUR) • BALJKES)R (0-266) 245 93 U - 24231 31 • ÇOfîUU 10-364)213 86 27 -
DENCU (0-258) » 1 3& 15 -OıYARBAKIfi ((M12
1
251 B5B5l2hat) BATVAN M^DiN S-tRT Ş1RNAK1 • ELAZK ıo-<24. 213 34 72 237 8SS1 BHMGÖL, BıTLIS. MUŞ -JNCELI rtNı - ERZMCAN (CM46] 224 26 43 .ARD*vri^N ıGCtfl KARSl
•ESKIşafflı 0-222 221 09 95 |B_ECIK KtTAff* • GAZİAIfTEP ı0-542 2 2 0 ^ 3 1 220 20 1" ıKILiS SAML1URPA GIRESUN 045*>21274 19 (3halPBX) (O«XJ) • ISTAMBUL (0-216)30954 10(PBX)(BABTiN BOtU 3URSA Ç*NANKAL£,
ED*PNE «CAR.ABUK "(IRK^ARE i KCCAEL-
T
E<IR.OAĞ <AL3V* ZONGbLOAKı -0MR |0-232I 653 ' 3 0C 85313'] Af DIN MANISA MUGLA UŞAK
1
-KAHRAMAMIARAŞ 0-344J 23142 19 -KAIttll*Iİ(0-33B>21350 71 (2 r«' • KASTAİIOHU
(0-366)214 19 31 • KAVSSH ıO-35? 245 04 X ;20 hat) (KEPS KIRŞEHIP • K0NYA ıO-332ı 251 0* '4 251 3595 £2 hat) «ALATYA (tM22>3227666 -32S4«61-«8(AOfYAMAN] -MERSM ( 0 ^ 2 * 3 2 7 3 B » p h * -MEVŞB* >O-364L
213 75 35-
lÂâOE (0-388) 2-3 44 26 • RIZE (0-464 213 *B
T
3 (3 hal) ARTVINt - SAMSUN (0-362 266 67 29 fOKAT • SVAS (0-3461 225 05 05-225 74 75 • SİHOP (0-368) 261 15 44 -TRABZON tO-462) 321 17 36 ıBAvBJRT GUMUŞHANEl
VATAS HOME «AĞA2ALARİ (CAKA H<s* Vataş Home 233 28 ?9 • ACAPAZARI Sa*a-ya Ya'as Home 2*8 10 "9 • ANKARA Çan«va Yataş H«ne 439 62 33 • Dwm9r Yataç Hom» 479 89 34 • Has^öy Yataş Home 339 99 41 • Kûfutosat Y«»ş Home
U~ 06 69 |3 hati • Srteler Yataşrtwn<»34£ 6? 69 • AJ*TALVA Vataş Hone 2f r 22 BA.IKESIP Yataj Horm ZAl 31 31 2U 38 26 • DIYARBAjCP Yaiaş Hon»251 B5 85 (2htf) • ELA2M3 Yataş Home 236 37 38 ERJ'SCAN YaJaç Horw2*4 80 33
• ER2URUM Yaiaş Home 235 '93-* 218679S -GAZfANTEP
v
aaşr«nıeî20 7031 -.GCIR Yataş Mone 227 90 42 ISTAMBUL Be$*taş Yaîaş Home 253 89 53 2593994 • Beyütcdûzû Yataş Hom« 852 03 50 3 hatı Cenrvel iaiaş Home 425 42 03
(3hat) -F"*
1 v
aia$ Hw* 635 71 53 -521 9313 -Ikıtai Uasfco Valaş Home 6^5 01 93(3hat) • KuçükçetTwra Cenref Yaıaş Ho«ne 425 42 33 -Mooo*«ı raU5,Home 364 55 43 420 86*3 • Şnnevter Yataş Hotne 644 15 26 • ^şi Yataî Home 230 77 73 •
Yakac* YKaş Home 309 54 10 • 2MT Yerrtö* Yaaş -1one341 35 57 -KARS "atag -*one 212 05 2C -<A
V
SERI »atas Home 235 73 30 - MALATYA Yataş Mome 322 76 66 32S 46 61 -68 • MERSIN Yalaş Home 32^ 35 45 • SAKAR^A Yataş Hbm« 278 10 75
Bu kampanya T.C Saneyı ve Ttcaret Bakanlığrmn 25 Mayıs 1994 tanh ve 21940 sayılı tebbğ hukûmtenne uygun olarafc yapılmatctadır Fryatlara KDV daftttdır Vergı oranlafmda ola&ı(ecek değtşıklAler
ttytftaraaynenyansftılac&ktir Talflplarstotcveûretımolanaklandahıfındekarşılanacakttr Bu kampanya Yataş A Ş •rnnsabrttryaigarantfStattındadır Tavs^eedl!«nftyat)ardu Fryatianrnız Turk Lırssı dır
YATAŞ
Sizin evin
ne eksiği vardı?
PENCERE
Yılbaşı Bir An...
Her yılbaşı gecesi dünyanın en büyük metro-
pollerinde kenthler şehrin en büyük meydanında
toplanıp saatin 12.00'yi çalmasını bekliyorlar;
şarkılar söyluyorlar. içiyorlar, dans ediyorlar, atı-
lan fişeklerie gece aydınlanıyor, gökyüzü bayram
yerine dönüyor, çılgınlığın binı bir para oluyor...
Gece yansı saat 12.00'yı vurduğunda birbirini
tanımayan insanlar kucaklaşıp öpüşüyor, tele-
vizyon ekranlarında bu neşelı sahneler izleniyor;
Nevv York, Paris, Londra, istanbul, Ankara bütün-
leşiyor...
•
"2 Kânunsani 1929" günlü Akşam gazetesinin
birincı sayfasında bir haber başlığı:
"Senebaşı nasıl geçti?.."
Haberi okuyalım:
"Bugün 1929 senesinin ilk günüdür. Dün ge-
ce Beyoğlu yenı sene şerefıne sabahlara kadar
dans ettı, yedi, içti. eğlendi. Dün gece Beyoğ-
lu 'nda bütün barlar hıncahınç dolmuştu. Bütün
eğlence yerlerinde tekmil masalar evvelden tu-
tulmuş, oturacak tek ıskemle kalmamıştı.
Senebaşı şerefine bariara, büyük otellerden caz-
bantlar, yeni artistler, yenı eğlenceler getirilmiş-
ti. Dün gece bırçok barlarda, birçok büyük otel-
lerde eğlencelı pıyangolar, tombalalar tertip edil-
di. Bu piyangolarda tavuk gibi, kedi gibi, horoz
gibi tuhaf tuhaf mukâfatlar vardı.
Piyangolann çekilmesi gayet eğlencelı oldu. Şık
ve gayet güzel bir kadın ıkramıye kazanan nu-
maralar okunurken heyecanla bağınyordu:
- Ben kazandım.
Biraz sonra genç kadının masasına kırmızı ibik-
lı koskocaman bir horoz getihliyordu.
Senebaşı gecesini Beyoğlu 'nda geçirmek için
Boğazıçı 'nde oturanların birçoklan İstanbul'a in-
mışlerdı. Onun içın dün gece Beyoğlu'nda bü-
yük küçük bütün oteller hemen hemen dolmuş-
tu.
Tekmil barlar, dans salonları dün gece renkli
ampullerle süslenmişti. Beyoğlu Caddesı 'nden
insan müşkilâtla geçebılıyordu. Dün gece şafak
sökerken eğlence âleminı terk edenler, bugün geç
vakte kadar uyumuşlardır."
Yetmiş yıl oncekı yılbaşında Beyoğlu sabahla-
ra kadar eğlenmış!.. O yıllarda Istanbul'un yarısı
Rum, Levanten ve Ermeni'den oluşuyordu. Be-
yaz Ruslann eğlence yaşamında özel yerlerı var-
dı, "1929 Buhranı"n\ kim takardı!.. Beyoğlu bu-
günkunden daha görgülü, temiz, incelikli ve dü-
zenlıydı.
Pekı, o gece "sabaha kadar barlarda, dans sa-
lonlarında, otellerde eğlenenler" şimdi nerede-
ler?..
Düşündünüz mü hüzün basar.
•
İnsan, ilkellik evresinde yalnız 'an'ı düşünebi-
lıyordu; 'an' içinde 'süreç'i düşünmeyı akıl eden
insan, uygarlıkla oluştu.
Zaman kavramımalgılamak yolundetbir Bekr
taşi fıkrasından ders almak yararlı olabilir. ...„. .
Bektaşı bır güzel kız gormüş, çarpılmış...
Kızay parçası...
Baba Erenler ellerıni göğe kaldırıp her zaman-
ki halıyle yukarıya sormuş:
- Sen, demiş, nasıl kıyıp da bunun canını ala-
caksın?..
Aradan epey zaman geçmiş, on yıl mı, yirmi yıl
mı?.. Bektaşi kızı yine görmüş; ama, o ay parça-
sı olmuş beli bükük yaşlı bir kadın!.. Bektaşi bu
kez gözlerinı yukarı dikmiş:
- Sen, demiş, nasıl da işini bilirsin.
Cumhuriyeî
k ı t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
•• •
TURKIYE'NIN
ŞEYTAN ÜÇGENİ
248 sayfa. 1 hamur
Liik demokratık cumhurivete sildıran gozu dönmüş şeriatçı
çetclerin korkulu niyâsı, guçlu bır yazann olgun gözlemlen...
Maskelcn duşüren, tezgâhlanan o>unlan bozan bır gazetecının
soluk ildırmadan sürdürdüğu kutsal uğraşının doyurucu
urünleri... Bir solukta okumayı sevcnler için.
BÜTÜN KITAPÇILABDA
CumhuriYet Cağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulübü |3433^)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
ANKARA. 13. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
İLANEN TEBLİGAT
DosvaNo: 1W7 1286
Davalı: Dursun Türkrnen - 20 Sok. No: 15 22 Karşıya-
ka-ANKAR.^ Davacı: Başkent Elekmk Dağıtım AŞ Ğe-
nel Müdürlüğü vekılı Av. Seyhan Akbulut tarafından da\a-
lı Dursun Türkmen aleyhine açılan alacak davasında yapı-
lan yargılaması sonunda \enlen ara karan gereğince: Adı-
nıza çıkanlan davetiyeler PTT aracılığı ile tebliğ edileme-
miş \e adresinız zabıta araştınlmasına rağmen bulunama-
dığından karann gazete ilanı >oluyla tebliğıne karar \eril-
miştır. Davacı Başkent Elektnk Dağıtım AŞ Genel Müdür-
lüğü tarafından aleyhınıze açıfan alacak davasında
•'24.839.126 TL'nın davalıdan tahsiline. kaçak elektrik tü-
ketim bedeh aslı olan 20 920.640 TUye 26.3.1996'dan da-
va tarihıne kadar deği^en oranlardakı reeskont faizi uygu-
lanmasına. davatarihınden ıtıbarende(30. 10. W?)tahsil
tarihine kadar aylık ° o 15 gecıkme zamı uygulanmasma ka-
rar \enlmesi sonucu teblig tarihinden başlamak üzere 15
gün ıçensinde temyiz edılmedığı takdırde karann kesınle-
şecegı ılan olunur'l 1.9.1998 Basın' 67900