25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 1998 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Karar Açıklandığı Anda RP Kapatılmıştır BAHİR M. ERÜRETEN Hukukçu T ürkıye Cumhuriyetı Anaya- sası'nın 68/4. maddesi, si- yasal partilerin kapatüma nedenlerini açıklamıştır. Bu kapatma nedenlerinden biri- sı de laikve demokratikcum- buriyet ilkeierine açıkçaa\kırı bulunaney- lemferdir. Anayasanın bumaddeyi ızleyen 69'6. maddesi de kapatmanedenlerinin, an- cak "o partinin kendisineyüklenen bu ka- patma nedeninin odağı haüne geünesi" ile Anayasa Mahkemesi'nce temelli olarak kapatılmasını öngörmüştür. Bu konuda dava açma yetkisini de yalnızca Curnhu- riyet Başsavcısı'na vermiştir. RP'nin laUdiğe aykın eytemierin odağı haline geldiği savı ile Başsavcı tarafindan açılan kapatma davası, Anayasa Mahke- mesı'nde uzun ve dikkatli bir inceleme sonucundave ortaya konulankanıtlara gö- re kapatma ile sonuçlanmışUr. Ancak bu karann sonuç özetinin, yük- sek mahkemenin başkanı taıafından açık- lanıp, henüz gerekçeli karann Resmi Ga- zete'de yayımlanmaması, baa duraksama- lara neden olmakta, anayasal kurumlar arasında çelişkili demeç ve davramşlara ne- den olmaktadır. Bir bölüm devlet kurumlan, örneğin Hazme ve Yûksek Seçim Kurulu, karann başkan tarafindan açıklanmış ve kendile- rine bilgi verilmiş olmasını yeterli gör- müşler ve gereğini yapmaya yönelmişler- ken T. Büyük Millet Meclısi Sayın Başka- nı bunu yeterli görmeyerek karann gerek- çeli olarak Resmi Gazete'de yayımlanma- sı gerektiğini ileri sürerek gerekli girişim- leri Meclis içinde başlatmamıştır. Bu konudaki mevcut mevzuat ıncelen- diğinde durum çok açık ve seçik olarak du- raksamaya yer vermeyecek biçimde orta- dadır. Kararözetininaçüdanmasflebupar- ti kapaühmş, tiizel kişiliği sona ermiştir. Ancak hemen ekleyelim ki ortaya çıkan çe- lişkiyi oluşturan nedenlerden biri de Ana- yasa Mahkemesi'nin karan açıklamakta- ki tutumudur. Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş ve iş- leyişi. anayasanın 146-153. maddelerinde düzenlenmiş. aynntılan, Anayasa Mahke- mesi'nin kuruluşu ve yargılama usulleri hakkındaki 2949 sayüı kanunla açıklanmış.- tır. Bu anayasal ve yasal yetkilerine göre Anayasa Mahkemesi, çeşitli konulardaki davalan inceleyen ve kesin karara bağla- yan en yüksek yargı organıdır. Başjıca yetkileri arasında; yasaların ve sair mevzuann anayasaya aykınlık iddiala- nnı incelemek ve gerekli gördüğü durum- larda bunlan iptal etmek, milletvekili do- kunulmazlıklannın kaldınlması karanna karşı olan itirazlan sonuca bağlamak, sı- fatlan gereğı, işledikleri suçlar nedeniyle belirli şahıslann davalannı Yüce Drvan sı- fatı ile yargüayıp sonuçlandırmak, siyasal partilerin denetimi ile anayasal zorunluluk halinde, partilerin kapatılması davalanna bakıp sonuçlandırmak gibi konulardır. Açıkça vurgulamak gerekir ki Anayasa Mahkemesi, öbür normal mahkemeler gi- bi tekbirprosedüruygulayarakdaval an gö- remez. Baktığı davalann niteliğine göre ayn ayn prosedürleri uygular. Örneğin, en çok gördüğü, yasa ıptal da- valannda, anayasa ve usul yasasındaki özel prosedürii uygulamakla görevli olan bu mahkeme. ceza davası niteliğinde görükn parti kapatmadavalannda 2949 sayılı ya- sanın değişik 33 maddesine göre prose- dür olarak Ceza Muhakemeleri Usulü Ya- sası'nın gereklenni uygulamak zorunda- dır. Bu davalar, ceza davası niteliğinde gö- rüldüğü için de dava açma yetkisi Yargı- tay Başsavcısı'nındır. Olaya bu açıdan bakıldığında. ktsa ka- rar niteliğindeki sonuç. karann açıklanma- 9flepartikapanlmış, kapanlan partinin tü- zelkişiliği de sona ermiştir. Aynca ıptal da- valannda olduğu gibı gerekçeli karann ya- yımlanmasını bektemek zorunluluğu yok- tur. Gerekçeli kararaçıklanmadan hüküm ve sonuç doğurmayacak kararlar. anayasanın açık hükümüne göre yalnızca iptal davası sonucunda verilen kararlar içindİT. Cste- lik bu karar bölümü. yani kapatmayı içe- ren sonuç, T. Büyük Millet Meclisi Baş- kanhğı'na da iletildiğine göre duraksama- ya gerek olmadan, bu partinin, karann tef- him tarihinden itibaren kapatıldığını, bu- na göre işlem yapılması gereğini yerine ge- tirmek zorundadır. Özellikle Meclis içinde komisyonlann oluşumundaki yeniden yapılanma hemen gerçekleştirilmek gerekir. Aksi halde, son- radan ortaya atılacak yetkisizlik savlan haklılık kazanacak, Meclis Başkanı'nın başını ağntacaktır. Ancak hemen ekleyelim ki bu çelişkili durumda, Anayasa Mahkemesi'nin tutu- mu ve karan acıklayış şekli de önemli rol oynamaktadır. Anayasa Mahkemesi bu da- va} ı. CMUKprosedürünegöre incetediği- ncdumşmalaryapögına.y'azıhvesözlübir- çok kldia ve savunmalara cclseler acarak baktığına göre hükmün tefhımini yani ka- rar özeti açıklamasını da taraflan çağıra- rak onlann yüzüne karşı açıklaması gere- kirdi. tzlediğimizkadan ile Sayın Başkan açıklamayı gazetecilere yapmış, karar öze- tini belirli mercilere iletmiştir. Oysa bu karar, pek çok ilgiliyi. en azından o parti- nın il ve ilçe örgütlerini de ilgilendirdiği nazara ahnarak sonuç karar özetinin teb- liğ niteliğinde olarak bütün ilgilelere ulaş- makbakımından Resmi Gazete'de ilan et- mesi gerekirdi. Buna biryasal engel de yok- tur. Öte yandan. açıklanan özet karar ilepar- ti kesın kapatılmış olduğundan, olmayan bir tüzel kişiliğin de Hazine yardımı iste- mesi olanaksız bulunduğundan. kararda aynca, gerekçeli kararaçıklanana değin yü- rütmenin devamı şeklinde bir açıklamaya hiç gerek yoktu. Nıtekim, kapatılan bu partinin sonradan talebı üzenne verilen kararda da bu gereksizlik açıklanmış ol- maktadır. Ancak Yüksek Mahkeme'nin kararlan kesin olduğundan, açıklanan kısa karar, bu partinin kapatılmış sayümasını ve bu karanu açıklanma tarihinden itibaren ka- patılmış sayılmasını gerektirdiğinden, ge- rekçeli karar beklenmeksizın ne gereki- yorsa yapılması, ancak süren duraksama- lann önlenmesi açısmdan, Yüksek Mah- kemenin de gerekçeli karannı vakit yitir- meksizin açıklaması. Resmi Gazete'de ilan etmesi gerekiyor. Yasaklananlar için yasa- ğın başlangıcı da ancak Resmi Gazete'de ilandan itibaren başlar. Ali Ulvi Üstüne Bir Anı... AHMETYORULMAZ Y ıl, 1950 de olabilir, 51,52 de... Bir son- bahar ya da ılkyaz ikindisi. 'Cumhu- riyet'in günümüzde artık kullanılma- yan, eski yönetim yeri, ahşap konağın üst katındaki yazıişleri müdürlüğü odası... Benım delikanlı yaşımın gözünde. büyük ve görkemh bir oda. Gayet geniş. günümüzde elde bu- lunsa. antıka değeri yüksek sayılacak yapıda, iki ma- roken kolruk, kocabir müdür masası ve onun yanın- da pencere kenanna vere\ gelen, müdür yardımcı- sının masası... Yazıişleri Müdürü Cevat Fehmi Baş- kut_ Ünlü tiyatro yazan aynı zamanda. Masasının ya- nmda. ayakta konuşuyor. Yardımcısı Reşat Enis de olabilir, fakat hayır, ince çerçeveli gözlükleriyle Zey- yat Gören canlanıyor gözümde. Kolay değıl.. heyecanlıyım! Eski Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banğuoğlu'ndan, Ayvalık'ta peşin- den koşturarak ncayla aldığım bir yardım kartıyla, 'Cumhuriyet'ten muhabirlik istemeye gelmişim ve koca Cevat Fehmi beni, o antika marokenlerden bi- rine oturtmuş, isteğimi dinliyor! Yardımcılan da kanştırabilirim, masanın yanın- daki pencereyı de!.. Bakanlık yapmış, dilciliğiyle de ünlü bir profe- sörümüzün 'Bu çocuğa lütfen destek olur musunuz' kartıyla gelmiş, bıyıklan bile terlememiş delikanlı- sının muhabirlik istegini, kocaCevat Fehmi kabul et- miş, ardından gazetenin doğru habercilik ilkelerini anlatıyordu. O sırada, o ahşap konağın odalan gibi büyük oda kapısı açıldı, gayet şık ve düzgün giyim- li, saçlan düzgün taranmış genç bir adam girdi. edep- li bir biçimde kapı yanında durdu. Cevat Fehmi ona döndü ve: -Evet AMLTvidedi. - Efendim bir hatırlatma yapmaya geldım, dedi genç adam. - Nedir o? - Efendim çok yere arkadaş gönderiyoruz... Pa- ris'te bir banş kongresi var, oraya da bir arkadaş gön- dersek diyecektim... Cevat Fehmi hiç duraksamadan yanıtladı: - Biliyorum, biliyorum.. ama komünistlerin o iş- te bir parmağı olabilir, bu nedenle kimseyi yollamı- yorum!.. Onu bırak da, şimdi sen git, bana karikatür yetiştir!.. Uzun yıllardan beri, hemen her gün beni düşün- düren, kimileyin güldüren, -kim bilir kaç kez de hırs- tan, kızgınlıktan ya da aşın gülmekten- ağlatan Ali Ulvı'nin ölümü, ahşap konağjn yüksektavanlı biı oda- smda geçenleri anımsattı bana. Belleğimde, genç ve yûrekli bir girişken olarak yer etmiş anısı önünde eğilerek... Erbakan'da başkalannı yargılama alışkanlığı Y ıllar önce Kuzey Amerika'da- kı yeriilerin ilginç etkileyici dinsel ayinleri varmış. Öbür kabileleri ziyarete giden bir kahraman. ellerini kaldinr. " Büyük nıh, a>akkabılan içinde bir hafta dolaşmadığun bir kimse hakkında yargı- ya varmaktan beni koru1 ' diye yalvanr- mış. Kendını haklı çıkarma adına başka- lannı yargılayan Erbakan, yargılaya yar- gılaya "Patatesdininden" olanlarca yargı- landı... On dokuzyıl önce özgürlüğü, *insanm aklına estiğini yapmasL istedigi gibi konu- şup davTanması, gi>inmesi olarak algılar- dırn'". Erich Fromm'un "SevgiveŞiddetin Kaynağı" kıtabmı okuduktan sonra, (Öz- gürlük, akıl dışı tutkulann sesine karşı ak- lın, sağlığın. huzurun, vicdanın sesini din- leme ve izleme yeteneğınden başka bir şey değildir) özgürlüğün tanımı beynimin bir köşesine tam oturmuştu. Kayseri'de 1965'te Doğu Menzil Ko- mutanı olan Tümgeneral Faruk Güven- türk, bız KJZ llköğretmen Okulu öğrenci- lenne zaman zaman "Ülke sorunlan. ön- dergencter nasıl olmah" konulu söyleşiler yapardı. "Kuru kafadan daha tehükelidir kara kafa" diyerek Atatürk karşıtı güçler- le savaşır, "Sizler Atatürkçü, laik gençler oiun" derdi. Refah'ın gençlere, bıhsiz in- sanlara seçme özgürlüğü bırakmadan, öbür dünya, cennetdüşleriyle, kula kulluk eden, düzene uygun kafalar ürettiğıni gördükçe, daha gelmeden geleceğı gören Güventürk Paşa'yı özlemle anar olmuştuk. Refah'ın kapatılmasına üzülemedim. Yalnızca bilimin ışığıyla aydınlanmış ka- falardan oluşsaydı Türk toplumu, o za- man, "Btrakınız kapatmayı, düzen içinde çözümlensin bu sorun" derdim, diyemi- yorum. TC temel ilkelenne aykın eylem- leri saptanan bir partinin kapatılmasına üzülemiyonım. Tilkiye demişlerki, "Seni tavukdonıbirküniesekov^akneyaparsm?1 ' Tılkı, "Gülmekten yanıtveremiyorumkr demış... "t>i niyctİe bir parti kuruhıyor. pusu kurmuş gibi hemen boğaa sıkıhyor, kapaübyor" dıyen Erbakan Hoca'nın "No- bd BanşÖdûlü"ne aday gösterilmesini: Çl- ler bacının "'Küıçsız Möcahit Mahatma Gandhi"yı örnek alıp benzen eylemler ya- pacağını duyrnak. gülmekten üzülemiyo- nım ki dedırtiyor bana.. Kendi ülkesinde demokrasiyi param par- ça eden, güneşe akını engelleyen, sevgi ve banşı sağlayamamış. düşünen her insanın yüreğinı sızlatan. bilincinı sorgulay an, hiç yaşanmasını istemediğimiz görüntülere ortam hazırlayan, aklın buyruklannı rafa kaldıran yöneticilenn ödüllendirilmesi ve yeni eylemler sergileyeceğıni söylemesi çok çok düşündürüyor beni. Yanlışlan ka- bul edip susması gerekirken. Erbakan Hoca'ya. Çiller bacıya son söz. Montesquieu'den: "İnsanlar ne kadar az diişünürterse. o kadar fazla konuşuriar." Gülseren Alçı CHP Parti Meclisi Üyesi PENCERE CIA Türkleni••• Okuldayken çıktığımız bir kır gezintisinde, kız arkadaşım dört parçalı yoncayaprağı bu- lunca sıçramaya başlamıştı, ellerini çırpıyor- du. Sordum: - Ne oluyor?.. - Uğur getirir. Bir arkadaşım evinde ikimiz için yumurta kı- nyordu, birden bağırdı: - Yaşasın!.. - Ne oldu?.. - Yumurta çift sanlı çıktı. Yumurtanın çift sarılısı sevindirir; ama, ya insan çift kişilikli çıkarsa?.. Hekimler diyorlar ki: - "Çift kişilik, ruh hastalığıdır." • 1996 yılı sonbaharında, Amerika, Kuzey Irak'tan beş bin Kürt'ü aldı götürdü. Kimdi bunlar?.. CIAKürtleriL. ABD, Kuzey Irak'ta birkukla Kürt devleti kur- mak için binterce Kürt'ü ClA'ya bağlamışb, ama tasanm tutmayınca ajanlannı uçaklara doldu- rup götürdü. Şaşıp kalmıştm, çift sanlı yumur- ta gibi bir şey değildi bu, Kürt Kuzey Irak'ta çift kişilikle bunca yıldan beri nasıl yaşamış- tı?.. Kürt'e bak sen!.. Peki, Türk'e kim baksın?.. CIA Kürt'ü olur da CIA Türk'ü olmaz mı!.. Medyada kaç CIA Türk'ü var?.. • Amerika yine Körfez'e dayandı; silahlar, uçaklar, bombalar, füzeler, gemiler, saymak- labitmez... Medyadaki CIATürkleri de görevlerini üst- lendiler: - Clinton vur vur inlesin!.. - Saddam bunu dinlesin!.. - ABDye onu!.. Amerika hesabına Irak'ın sırtından bir sa- vaş çığırtkanlığıdırgidiyor. Banşa, banşçıhğa ne oldu?.. Bu insanlann gözlerini kan mı bü- rüdü?.. YDD'de Amerika'nın patronluğunu kanıtlaması için canavariık mı gerekiyor?.. Sevr tezgâhçılığı, Yeni Mandacılık aldı ba- şını gidiyor... Sonuç ne olacak?.. Amerika yine başaramazsa, bu kez CIA Türklerini alıp götürür mü?.. Ben 'mutlu son' işte buna derim. En iyisi kırlara çıkıp dört yapraklı yonca ara- mak'... insan şu aşagılık ortamdan ve kirli çev- reden kurtulup birazcık temiz hava alır. Yenilenen İstikbal Koleksiyonu'nda, şimdi renk renk, model model, bütün Kanepeler, benzersiz kampanya avantajlarıyla sizi bekliyor. - 4 K En yakın İstikbal Satiş Noktası'na uğrayın, oturduğunuz yerden kazanmaya bugün başlayin. " Bu kampanyada, İstikbal Kanepe, Oturma Grupları, Koltuk Takımlan ve Studio Collection ürünieri peşin fiyatına 1+5 taksitle, Yatak, Ev TeksHİ, Panel Mobilya ve Baby Collection ürünieri ise peşin fiyahna 1 +3 taksitle satışa sunulmaktadır. Üstelik, Yatak ve Ev Tekstil gruplarında belirli ürün ve modeller için, özel kampanya hediyeleri (Stretoh Çarşaf, Alez Yatak Koruyucu, Yastık ve Kırientier) verilmektedir. Ayrıntılı bilgi İstikbal Satış Noldalan'ndan alınabilir. OmHb Tükatid Halk 0800 361 5558 istikbal y/ yenileyin/ yenilenin7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle