18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya>ın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatörü HikmetÇe- rinka>a 0 Yazıışlcn Müdüru tbrahim V üdız 0 Sorumlu Mudur Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu # Istıhbarat Cengiz Yddınm 0 Ekonomı MchmeC Saraç 0 Kültûr Handan Şenköken 9 Spor \bdülkadir ^ ücelman 9 MdKaleler Sami Karaören • Duzehme Abdullah \ aacı • rotograf Erdoğan Köseoğlu •Bıigı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmrt Faraç Va)inK.urulu İDıanSelfuklBaşkan). Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. HikmetÇetinka}a,ŞükranSoiKr, Ergım Bafcı, Dinç Tayınç, Ibndunı \ ıldi7. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No 125. Kat:4, BakanlıkJar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat). Faks 4195027 • lzmır Temsilcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv. 1352S 2 3 Tel. 4411220. Faks- 4419117• Adana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu. İnönüCd. 119 S No 1 Kat 1. Tel: 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Muduni Üstün Akmen # Koordmator Ahmel Korulsan # Muhasebe Bütaıt Yener«ldare Hüseyin Gürer • tşletme Önder ÇeHk • Bıl'gı- lşlem \ail tnal 6 Bılgısa\ar Sıstem Mürihet Çikr#SaOş FazüetKuza MEDYA C: # Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur GüJbin Erduran 0 Koordmator Reha Işıtman # Oenel Mudur Yardımcısı SevdaÇoban Tel 514 <T 53 - 51195 80-5138460-61.Faks 5138463 Vayunla>an \e Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın \e Ya\ıncılık \ Ş TürkocajıCad 39 41 Cağaloğlu 34334 Isl PK 246 lstanbul f ei (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 11ŞUBAT1998 tmsak: 5.30 Güneş: 6.58 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.12 Akşam: 17.39 Yatsı: 19.02 Elekrik bunalımı savlarma yanıt • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çevre Bakanı Imren Aykut. elektrik bunalımına gırileceği iddialannı yanıtlarken, ••Elektrik yok' şantajıyla Türkiye"nin altını üstüne getiriyoruz" dedi. Çambhemşin'de kurulması planlanan hidroelektrik santralının çevreye zarar vereceğini belirten Aykut. siyasetçilerin "ekoloji gözlüğü" ile bakmalannı istedi. İmar planına tepki • İstanbtıl Haber Servisi - Kasımpaşa ve Okmeydanı 'nda büyük v ıkımlan öngördüğü öne sürülen ve bölgede oturan yurttaşlardan büyük tepki toplayan Dolapdere- Piyalepaşa tmar Planı'yla ilgili Istanbul Büyükşehir Beledıyesi İmar Planlama Müdürlüğü'nden bir açıklama yapıldı. Planın "olumsuz sosyal yıkımlara" yoi açmayacağı savunulan açıklamada, isteyen vatandaşlann bugün ve yann ada parsel numarasıyla belediyeye başvurup imar planından etkilenip etkilenmeyeceğini öğrenebilecekleri belirtildi. İletişim seminerlepi • İstanbul Haber Servisi - Inteımed. ABD"nin ünlü hastanesi Johns Hopkins ÜnİYersite Hastanesi'nde uygulanan,"Hasta İletişim Seminerleri"nı Türkiye'de başlattı. Hemşire Ye personel eğitimi vermek üzere ülkemize gelen John Hopkins Hastanesi 'nden hemşire öğretmeni Lynda Moyer. tntermed'de görevli personele "hasta ilişkileri"."hastaya davranış" ve "hasta memnuniyetini yükseltme" konulannda seminerler verdi. Öğretmen zammı isteği • İstanbul Haber Servisi - Türk Eğüim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen istanbul Bölge Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan dün yaptığı açıklamada, ögretmenlere dört aydan bu yana yapılacagı vaatedilen yüzde 18'lik zammm sav saklanmadan bir an önce verilmesini istedi. Bostan, 5-7 Şubat tarihleri arasında Kırşehir'de toplanan Türk Eğitim-Sen Başkanlar Kurulu'nun aldığı tavsiye karariannın Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi tarafından onaylandığını belırtti. Deprem Vakfı yararına gece • tstanbul Haber Servisi - Türkiye Deprem Vakfı yaranna, bu akşam Dormen Tiyatrosu'nda bir gece düzenlenecek. Gecede. Maurice Lasaygues ve Jean Jacques'ın birlikte yazdıklan ve Gencay Gürûn'ün Türkçeye çevirdigi "Bu Filmi Görmüştüm" adlı oyun sahnelenecek. HÜ kendini tanıtıyor • Haber Merkezi- Hacettepe Üniversitesi (HÜ), 1998 yılı üniversite adaylanna yönelik tanıtım çalışmalannı sürdürüyor. HÜ'den yapılan açıklamada. adaylara doğru ve bilinçli olarak üniversite ve meslek seçimlerini yapmalan konusunda yardımcı olmak amacıyla düzenlenen tanıtım çalışmalan. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Beşkardeş'in başkanlığındaki Tanıtım Komitesi tarafından yürütülüyor. Açıklamada, "Üniversitemizi ziyaret eden lise ve dershane öğrencilerine. unıversıtemızin eğitim, öğretim ve sosyal programlan ve olanaklan gezdirilerek tanıtılmaktadır" denildi. Kentlerde bulunan 8 bin 700 ilköğretim okulu, talebe yanıt veremiyor, köylerin çoğunda dersler boş geçiyor Teıııel eğhmı sorun yumağı EBRU TOKTAR • 6 milyon 115 bin öğrenci ve 205 bin 32 öğretmenin bulunduğu temel eğitimde. kentlerdeki sınıf ortalaması 58 kişiye ulaştı. Sınıflardaki öğrenci sayısı, Adana, Bursa, Diyarbakır. Gaziantep, Hakkâri, İstanbul, Şanlıurfa, Batman ve Şırnak gibi göç alan kentlerde 80 kişiyi zorluyor. kaynağı doğru kullanımı büyük önem taşıyor. Milli Eğitim BakanJığı'nın son ve- rileri, Türkiye'deki ilköğretim düze- yinin, olanaklan ve programlanyla Batılı ülkelerin çok altında kaldığını gösterdi. Verilere göre, Türkiye'de toplam 39 bin 200 ilköğretim okulundan 30 bin 500"ü köylerde bulunuyor. K.ent- lerde ise 8 bin 700 ilköğretim okulu bulunmasına karşm. öğrencilerin çoğu kentlerde yaşıyor. Öğretmerüer, köy- ANKARA-Türkiye'nin ilköğretim haritası, 21. yüzyıla girerken, tekno- lojik, bılimsel ve çağdaş gelişmeler- den oldukça uzak. acı bir tablo çizi- yor. "Eğitimde Çağı Yakalama 2000 Projesi" kapsamında herkese bilgisa- yarlı ve yabancı dılli eğitim vaat eden bakanlığm mevcut sorunlann gideril- mesi için izleyeceği polirikalar ve 8 yıllık kesintisiz eğitim için toplanan lerde çok kısa süre eğitim verdikten sonra merkeze geçerek, kentlerde yı- ğılmaya. köylerde derslerin boş geç- mesine neden oluyorlar. Köylerde 2 milyon 225 bin öğrenci öğrenim gö- rürken, 98 bin 124 öğretmen görev ya- pıyor. Kentlerde ise 6 milyon 115 bin öğrenci. 205 bin 32 öğretmen bulu- nuyor. Kentlerde bulunan 8 bin 700 okul da göçlerle artan talebe yanıt veremiyor. Kalabalık sınıflar Kentlerde 58 kişi olan sınıf ortala- ması Adana. Bursa, Diyarbakır. Ga- ziantep, Hakkâri, İstanbul, Şanlıurfa, Batman ve Şırnak gibi göç alan kent- lerde 80 kişiyi zorluyor. Eğitim-Sen'in verilerine göre ise, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerin- Ünlü yıldız, ulkesi İrlandanın sorunlarıyla yakından ilgili trlanda'daki olaylann bir riiriü son bulmamasında terörün \anı sıra İngiltere yönetiminin uzlaşmaz tutumunun da etkisinin olduğunu savunan Daniel Day-Levvis, şimdiki yönetimin değişen politik yakiaşımlanvla içindeki banş umudunun çoğaldığmı belirtivor. Day-Lems: Tekşansbanş Çeviri Servisi - Boksör" adlı Irlanda melodramında, cezaevın- den çıktıktan sonra davanın dışm- da kalmaya çalışan eskı bir terö- risti canlandıran İrlanda kökenli Daniel Day-Lewis,çevirdiği film- ler dışında da Irlanda'nın politik konumuyla çok yakından ılgilenen biroyuncu. Day-Levvıs, Focusder- gisi ıle yaptığı söyleşide, trlan- da'nın banştan başka şansı olma- dığını ve bu banşın geleceğine gönülden ınandığını söyledi. İrlan- dalılann da dökülen kandan bık- tıklannı anımsatan Day-Lewis, ancak bir grup insanın silah bırak- maktan ve banşmaktan dahi kor- karhale getirildiğını belırtti. İrlandalı bir baba ile Yahudi bir annenin çocuğu olan sanatçı, Londra'da büyüdügü halde yaşa- mını İrlanda'da sürdürüyor. Bok- sör isimli filmiyle banş sürecine değişik bir bakış açısı sunmak is- tedjğini belirten Day-Lewis, bu fılmle 1RA yandaşlarının tepkile- rini çekeceğinin ve belki de onla- nn gözünde ihanetle suçlanacağı- nın bılincinde. •Day-Lewis, İngiltere'deokutu- lan İrlanda tarihi ile Irlanda'nın gerçek tarihi arasında uçurum ka- dar fark bulunduğunu anladıktan sonra İngiltere"de yaşadığı süre içinde kendini zaman zaman suç- lu ya da işbirlikçi gibi hissettiği- ni itiraf ediyor. Şimdilerde ise iki ülke için de 'vatanım'' diyebildı- ğini ve daha huzurlu olduğunu söylüyor. Londra'nın, sokaklannda bol- ca kavga edilen bir semtinde bü- yüdüğünü belirten Daniel Day- Lewis, yıllardır boks sporuyla ya- kından ilgilendiğini, bu nedenle fılmde canlandırdığı rol için çok fazla zorlanmadığını dile getiriyor. Day-Lewis; boksu. 'bflenler rin- ge çıkarsa1 estetık bir spor olarak niteliyor. Daniel Da>-Lewis 'Boksör' adh son filminde. cezaevinden çıkan eski bir teröristin yeni yaşamını canlandınyor. Kızılay veya Diyanefe verilecek Kurban derisinde THK devre dışı e-posta : tan (« prizma.net. tr EMİNE KAPLAN ANKARA-Başbakanhk 28 Şubat Kararlarını Takip ve Koordinasyon Kurulu. Kurban Bayramı yaklaşır- ken şeriatçı vakıf ve der- neklerin kurban derisi vur- gununu önlemek için yenı bir formül anyor. Türk Ha- va Kurumu'nun (THK) bu alanda yıprandıgını düşü- nen kurulun, kurban derisi toplama yetkisinı Kızılay ya da Diyanet Vakfı'na ver- meyi planladığı belirtildi. Başbakanlık Müsteşarı Yasar Yazacıoglu başkanlı- ğında kurulan "Başbakan- lık 28 Şubat Kararlannı Ta- kip ve Koordinas>on Kuru- lu", 17 Şubat günü yapıla- cak 3. toplantısında. kurban derisi sorununu masaya ya- tıracak. Kurban derisinde yaşa- nan tartışmalar. Turgut Özal'ın başbakanlığı döne- minde başladı. Sosyal Yar- dımlaşma ve Dayanışma Fo- nu kuran Özal, kurban de- risi. bağırsak, fitre ve zekât toplama yetkisini vakıfiara verdi. SüleymanDemirel'in başbakanhğındaki DYP- SHP koalisyonu, kurban de- risi, fitre ve zekât toplama yetkisini tekrar THK'ye ver- di. RP yeni düzenlemeye karşı çıkarken, Şevket Ka- zaa 2860 sayılı Yardım Top- lama Yasası'nın bir madde- sinin değiştirilmesi için ya- sa önerisi hazırladı. Yasa önerisi reddedildi. REFAH- YOL hükümeti döneminde yapılan benzer yasa hazır- lıkları da kabu! görmedi. Bu hükümet döneminde İçişleri Bakanlığı, bir ge- nelgeyle kurban derisinin yalnızca THK tarafından toplanabileceğini duyurur- ken, Yargıtay Hukuk'Genel Kurulu. yetkinin THK'de olduâuna karar verdi. de 3 bin 200 köy okulu hâlâ kapalı. Güvenlik nedeniyle açılamayan okul- lar, birçok öğrencinin eğitim alama- masma yol açıyor. Eğitim haritası ana hatlan şöyle: -Toplam39 bin 200 ilköğretim oku- lu bulunuyor. Bunlann 30 bin 500'ü köylerde, 8 bin 700'ii kentlerde bulu- nuyor. - Toplam 8 milyon 340 bin öğren- ciden 2 milyon 225 bini köylerde, 6 milyon 115 bini kentlerde öğrenim gö- rüyor. - Toplam 197 bin ilköğretim ders- liğinden 106 bini kentlerde, 91 bini köylerde bulunuyor. - Türkiye genelinde okullann yüz- de 77.8'inin, dersliklerin yüzde 46.2'si- nin bulunduğu köylerde öğretmen- lerin sadece yüzde 32.4'ü görev ya- pıyor. - Derslik başma düşen öğrenci sa- JTSI kentlerde 58, köylerde 25. Göç alan fllerdeki sınıfmevcutian ise 75 ki- şiyi aşıyor. Sınıf mevcurJan Batman'da 88, Gaziantep"te 81, Diyarbakır'da 80, Şırnak'ta 79, Şanlıurfa da 78, Bur- sa'da 77, Hakkâri'de 77, İstanbul'da 77, Adana'da 75, Van'da 72, Koca- eli'nde 71 kisi Derslik başına düşen öğrenci sayı- sının en az olduğu iller Erzincan, Kas- tamonu, Sinop, Gümüşhane ve Bur- dur. Bu illerdeki sınıf mevcutian 32 ile 29 arasında. Yeni kayıflar -1997-1998 öğretim >ılında 6. suu- fa 856 bin 983 öğrenci kaydoldu. Kız öğrencilerin larsal kesimde6. suufaka- >ıt oranı yüzde 39.1 arttı. - OHAL bölgesi ve mücavır iller- de kız çocuklann okullu olmasmı sağlamak için kız öğrenci yatılı il- köğretim bölge okulu sayısı 1 'den 10'açıkanldı. 1998-1999 öğretim yı- lında en az 2 tane daha açılması için çalışmalar hızlandınldı. - Taşımalı eğitimle öğrenim gören öğrenci sav ısında gecen > ıla göre >üz- de 11 l'lik arüş oldu.255bin 30 öğren- ci taşındı. - Sosyal Yardım Projesi'nce taşıma- lı eğitim kapsamında bulunan tüm öğrencılere öğle yemeğı \ eriliyor. Ba- zı illerdeki öğrencilere de okul giy- sisi ve ders kitaplan ıle kırtasıye mal- zemesi verildi. Öğrencilere yardım yapılmak üzere 4 trilyon 350 milyar 15 milyon 225 bin lıra harcandı. KAMU EMEKÇtLERtlNtN YÜZDE 30'U KADIN Kachıılamı tercihi öğretmenlik •\NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim-Sen tarafından yapılan araştır- mada, öğretmenlenn yüzde 37'sinin, kamu emekçilerinin yüzde 30'unun ka- dın olduğu ortaya çıktı. Eğitim-Sen üye- lerinin yüzde 30'unun da kadın olduğu belirlenen araştırmada. kadınlann öğret- menlik mesleğini aile sorumluluklannı aksatmamak amacıyla tercih ettığı vur- gulandı. Eğitim-Sen tarafından yapılan araş- tırmada, çalışan kadınlann işkolu, sen- dika ve aile içindeki yapılan sorgulan- dı. Kadınlann çalışma yaşamı içindeki ağırlığının arrması için sendika üyeliği- nın de artması gerektiği vurgulanan araş- tırmada, "Ülkemizdekoşullar.kadınlar açısından Batdı ülkelere göre daha erve- rişsizdir. Toplumun ataerldl yapısı çok güçtü, istihdama kanfam olanaklan çok stmriı, işsizlik çok yaygnidır" deniîdi. Araştırmada. 254 bin 244 erkek öğret- mene karşılık 193 bin 804 kadın öğret- men bulunduğu belirtildi. Kadın öğret- menlerin de ancak yüzde 30'unun sen- • Eğitim-Sen tarafından yapılan araştırmada, öğretmenlenn yüzde 37'sinin kadın olduğu belirleıfdi. Kadınlar, aile sorumluluğunu aksatmamak için öğretmenlik mesleğini tercih ediyorlar. dikalı olduğu kaydedilen araştırmada, "Dul ya da boşanmışçocuksuz kadın,ev- li hemeinsk-rine göre daha fazla boş za- mana sahip olsa bile bu boş zamanı"er- kek işi. erkek yen" olarak görülen sen- dikada gecirememektedir" denıldı. Bankacılık, tekstıl ve tıcaret büro iş- kollanndakı kadınlann yüzde 5'ınin sendikah olduğu vurgulanan araştırma- da, özellikle yalnız yaşayan kadınlann işverenlerin baskısına uğramamak için sendikalara ılgi göstermediği bildiril- di. Araştumada: genç. bekâr, yükseköğ- renimli ya da çocuksuz kadınlann sen- dikalarla daha çok ilgilendığı kaydedil- dı.Çocukbakımı vee\ ışlerıni sırtlayan kadınlann sendıkal etkinliklere katıla- cak zamanı bulamadığına dıkkat çeki- len araştırmada, kadınlann öğretmenli- ğı seçme nedenlennden bırinin de aile sorumluluklannı aksatmamak olduğu belirtildi. Araştırmada. şu değerlendir- melereyer verildi. "Öncefikle kadının sendikav a getebil- mesi için yakın çevresinive eşini ikna et- me zonınluluğu \ardır. Sonra da gün- lük yaşamını organize edecektir. O evde olmadığı zaman çocuğa kinıin bakaca- ğuu, e\ işlerinin kinıin tarafından yapı- lacağını. vcmeğin hazırlanmasını ayar- lamak sorun olmaktadır. Farklıgeçmiş- leri, eğitim düzeyleri ve sosyal çevreleri olan kadınlar, doğduklan andan itiba- ren eş ve anne roOerine hazuiandıklann- dan. bu bakış açılan iş >aşamına girdik- lerindedeçok fazla değişmeıncktedir. Ço- ğu kez koca. doğrudan müdahale etme- se de ev işlerini >e çocuk bakımuu pay- laşmayarak kadının sendikal faaliyete kanhmını engeUer." SÖYLEŞİ ATTİL^ İLHAN 'Soğuk Savaş Kirliliği' I I yduruyorum sanmayın, olay yaşanmıştır. v J llkokul öğrencısı, kara kafalı iki oğlan, televız- yona çökmüş, film seyredıyoriar; merak ve heyecan- dan, ne sesleri çıkıyor, ne soluklan! Savaş filmi ol- malı: Sahra toplannın uğultusu, mitralyözlerin takır- tısı, çığlıklar vs. Gazeteci baba, kulak misafiri olun- ca, çocukları arasında şöyle bir muhavereyi yaka- layacaktır: "...neyse, 'bizimkiler'yef/ff/", "-...'bizim- kiler' kazanıyor". Içine bir kurt düşer, kimmiş bu 'bi- zımkiler' diye, ekrana şöyfe bir göz atar, ne görse iyi: Oğlanlann ekranda 'bizimkiler' dediği birlik, bir ABD Deniz Piyadesi birliği! Şimdi bakınız: eğer ilkokul öğrencisi iki Türk ço- cuğu, 'ecnebi' bir ordunun askerierinden. 'bizimki- ler' diye söz ediyorsa, o ülkede 'Soğuk Savaş kir- liliği' had safhada demektir. 'Soğuk Savaş', son iki yüzyıldır üstümüzden ata- madığımız 'kültür emperyalizmini'rim, propaganda düzeyine inip, sivrileşip keskinleşmesidir ki en be- lirgin, en rahatsız edici 'sendromu', yurttaş'ın, 'ec- nebi'yi kendisine, yurttaşından daha yakın sayabil- mesidir, öyle davranabilmesi: yâni Moskova 'komü- nisti' Türk için, 'Milliyetçi' bir Türk ne kadar 'düş- man 'sa; 'Komünizmle Mücadele Demeği' üyesi 'Milliyetçi' Türk için, CIA'nin 'Ortadoğu Istasyon Şe- fi' o kadar 'dost'tur. Başka türiü söylemeyi deneyelim: 'Soğuk Savaş' mahiyeti itibariyle 'bölücüdür'; zaten Richard Bis- sel, neden böyle olduğunu, -hatta olması gerekti- ğinı- pek güzel anlatmamış mı? BölücülüğüıT kaç türlüsü? imdi bakalım, ben ne demişim? "...ulusal güvenlik örgütlerimiz, 'Soğuk Sa- }' döneminde Amerikalılardan öğrendikleri 'önleyici savaş stratejisi' içindedirler; tutumla- n, tepeden tırnağa, yanlıştır. Anayasaya aykın- dır. (...) Fikrim odur ki, Türkiye, önce Anayasa'nın 'demokratik ve sosyal' olarak tanımladığı Türk devletinde, güvenlik anlayışının da 'demokratik ve sosyal' olması gerektiğini anlamalı; sonra, modası geçmiş Amerikan'cı 'Soğuk Savaş' yön- temleriyle ülkeyi 'Sivil savaş' ortamına sürükle- yecek yerde, ulusal ve yasal bir disiplinle, şid- det heveslilerinin -o da yasalann yasak saydığı hallerde- davranışlannı önlemeye çalışmalıdır." (Dünya, 23 Ağustos 1977) Güvenlik güçlerimizin 20 yıldır ne yaptığı, ortada: söylediklerimin, tam karşrtıdır peki, ya bunun sonuç- lan? 1/ Üniversitede anarşi; yükseköğretimde *yapay' bir 'bölücülük'; devrimci/ülkücü çatşma- sı (Sivil Savaş ortamı). 2/ PKK'nin palazlanma- sı; 'etnik bölücülük'; Türk/Kürt çatışması (Sivil Savaş ortamı). 3/ Irticanın palazlanması; 'dinsel bölücülük'; laik/ anti-laik çatışması (Sivil Savaş ortamı). 4/ Istihbaratta anarşh güvenlik güçle- rinde 'yapay' bir bölücülük; MIT/emniyet çatış- ması (Sivil Savaş ortamı). Bu listeyi, uzatabilmek mümkündür, ama ülkede 'Soğuk Savaş Kirliliği' ol- madığını iddia edebilmek, mümkün değildir. 'Ke- malisf cumhuriyet, 'Sistem'e tutsak edilmeden ön- ce, bu belâlann hiçbirisi yoktu; hayatımıza hepsi, 'So- ğuk Savaş'la beraber girmiştir. Çünkü -hay Allah onu da mı söylemişim- "...Tür- kiye'nin kalkınma anlayışı, savunma anlayışı, 'Emperyalist Sistem' tarafından 'Sistem'in çı- karlarına göre nasıl çarpıtılmışsa, güvenlik an- layışı da öyle çarpıtılmıştır da ondan! 'Demok- rasi' geçiniriz demokrasimiz 'sünnetlidir': ne sa- ğı vardır, ne solu; sağ ve sol etiketlerini taşıyan- lar, gerçekte, aynı kumaşın tersi ve yüzü gibidir- ler, o kumaş da Amerikan kumaşıdır; hele 'Sis- tem' iktidardaki partiyi tutmuyorsa, iyice kanş- mış siyasal durumu -tedhiş hareketlerini el al- tından fiştekleyerek- daha da karıştırır, bu da sonunda, 'asayiş sorununun' içinden çıkılmaz ha- le gelmesine, yeter de artar bile!" (Dünya, 24 Ağustos 1977) 'Sistem' herdefasında 'ara rejimi'çözüm diye sun- muş; her 'ara rejim' ülke içinde yurttaş kapışması- nı daha keskinleştirmiştir. 12 Eylül'ün üzerinden yıl- lar geçti, 'Soğuk Savaş'm beyınlerimize yerleştir- diği 'kalıplar' hâlâ 'yarsf//a/7miz/'şekillendinniyormu? 'Avrasya Alternatifi' derken... • • Ornek ister miydiniz? Türkiye kamuoyu, -hol- ding basını dışında- Avrasya 'Alternatifini' gündeminealmıştır: Brezinski'nin konuyla ilgili 'tah- minlehni' burada tartışmıştık; 'ancak Rusya/ Tür- kiye/lran sacayağı üzerine oturtulabilirse, Avrasya Alternatifinin gerçekleşme şansının olabıleceğini' belırtmıştım. 'Soğuk Savaş kirlisi' ülkücü yazar, bunu nasıl değerlendirir sanırsınız? Bu 'standart solcu kafası'nın bir ürünüymüş, 'solun, hem sa- dece başı da değil, ayaklan bulutlarda gezen hayalciligine emsalsiz bir örnek' imiş! 'Ortaya yeni bir SSCB versiyonu çıkarmak' düşüncesiy- miş! (Ortadoğu, 2 Şubat 1998.) Şimdi lütfen şu satırlara göz atar mısınız? "...Rus- ya'nın Türkiye ve Iran'la dostane ilişkiler kurdu- ğunu, bir defa tasavvur edin... Rusya'nın güney sınırlannın emniyeti, Müslüman krallıklaıia uzun bir anlaşma ile Rusya'nın Batı'da ve Uzakdo- ğu'daki kudreti hiç şüphesiz destek bulmuş de- mektir. Arkasında Türkiye ve Iran olursa, Rusya bütün Doğulu Müslümanlarla akraba olacak ve hiç şüphesiz Ingiltere'nin daima tecrübe ettiği Müslüman milletlerinin ve uygarlıklannın başı olarak kalacaktır..." (Sergey A. Zenkovskiy, 'Rus- ya'da Pan/Türkizm ve Müslümanlık', s. 30. Üçdal Neş- riyat, 1983.) Benim söylediklerimi, gölgede bırakan bir metin, değil mi bu? Hiç şüphesiz öyle! Baksanıza, açık açık, Rusya'yı Avrasya'nın '/ıâm/s/'yerinekoymuş! öyle ise sıkı durun, bu metin Türkçülüğün 'babası' Ismail Bey Gaspirinskiy'in (Gaspıra'lı), yüzyıl baş- lannda 'Avrasya Alternatifini, gündeme getirme çabasını yansıtıyor. Şimdi soru şu: acaba Gaspıra'lı Ismail Bey de mi, 'standartsolcukafası' ile düşünmüş?.. Onun da 'sadece başı değil, ayaklan da bulutlar arasında ge- ziyor'muş, o da mı 'SSCB'y/ yeniden diriltmek' is- tiyormuş? Hiçbiri değil! Büyük 'alternatrfter' büyük 'gerçekçilikler' üzerine kurulun Türkiye ile Rus- ya'yı iki yüzyıldır 'çarpıştıran', Lord Palmersto- ne'ın. "...Avrupa'yı bu iki 'barbar' kavimden kur- tarmak için, ikisini birbirine kırdırmak..." poltti- kası idi. viadimir lliç Lenin ve Gâzi Mustafa Ke- mal Paşa. ünlü 'gerçekçilikleri' ile bunu görmüşler- dir: 'Sistem'e kök söktürdüler. Onlargibısini, ara ki, bulasın! Işte böyle: 'Soğuk Savaş Kirliliği', gözümüze gi- ren tarih gerçeklerini. görülmez hâle getirebiliyor; Türk 'aydınını', ne yapıp yapıp, bu 'kihilikten' ann- dırmalryız. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://vwsw.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle