19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 1998 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Mektup ahnanın keyfî iistüııe...Şimdi e-tnail, faks vesaire çıktı ya, mektuplaşmak iyice ortadan kalktı sanıyorum. Gerçi ben EvTen Erem'le, Fartık Ulay'la, Ahmet Baydur'la düzensiz de olsa mektuplaşıyorum ama, bir zamanlar örneğin sevgili Adalet Ağaoğlu ya da EdipCansever'le mek- tuplaşmamın tadı ve yoğunluğu yok artık. Bilgisa- yar kullanmıyorum, faksı da mektuplaşmaya alet et- medim henüz. Cep telefonum da yok. Bu bile ülke- mizde bir yabancı ya da azınlık konumuna düşme- ye yeter. Geriye ne kalıyor haberleşmek için? Nor- mal (!) ev telefonu ya da zarflı, pullu, mühürlü. dam- galı eski usul mektuplaşmak. Kimi dostlanm benı pek normal bulmazlar. Ha- yatımda otomobil kullanmadım örneğin. Ya da bir kez olsun Zülfü LKaneli müziği dinlemedim. Bun- lar bir eksiklik midir? Sanmıyomm ama.. insanına göre değişir tabii. Amerika'da Zülfü Livaneli'yi bil- mezler ama, otomobil kullanmayan bir kişi düpedüz terelellidir onlann gözünde. Bir de benim gibi siga- ra içiyorsanız yandınız; hem barbar, hem terelelli si- nizdir. Acı biber seversenız, olmadık saatte olmadık sıvılar içerseniz, oralarda pek adı geçmeyen kimi yazarlan/çizerlen fazla önemserseniz de pek iyi göz- İe bakmazlar insana. Bir kötülük yapmazlar elbette. Linç fılan etmeye kalkışan olmaz. Düzen dışı bir "meczub" olaraİc gözlennde yerinizi alırsınız. Elbette bu bir genellemedir. Yoksa her yerde ol- duğu gibi Amerika Birleşik Devletleri'nde de hatın sayılır bir azınlık vardır benim yaptıklanmı ve daha fazlasını yaparak yaşayan. Orada da güzel ınsanlar tanıdım, nedense çoğu (hepsi değil ama çoğu) işçi sınıfindandılar. Oyun yazan garsonlar, aktör barmen kızlar, taksi şoförleri, caz müzisyenleri, Latin Ame- rikah "Amerikalılar". Japon Amerikalılar, Afrikah Amerikalılar, zenciler... Biryakınımın en iyi dostla- nndan biri bir postacıydı. Postacıvdı deyince bu kuşbakışının yazılış nede- nine geri dönmüş oluyoruz. Mektuplaşmak. Insanlann mektuplaşarak haberleşmesini, dertleş- mesini, söyleşmesini hep sevmişımdir. Tabii iki in- sanın mektuplannı okumak bir çeşit röntgenciliktir ama, yıllardır "mektuplaşma" edebiyatının başeser- lerini toplar dururum. Mektuplan okumak ile örne- ğin ıkı msanın telefonlannı dmlemek ya da e-mail'leş- melerini dikizlemek arasında fark vardır. lnce, gü- zel, insanca bir fark. Şimdı burada, bu köşede size sevgili okur, mek- tup edebiyatının şaheserlerini saymayacağım. Telg- raf gibi, bir satırlık mektuba dokuz sayfalık bir baş- ka mektupla yanıt verenlerden de söz etmeyeceğim. Dokuz sayfalık bir mektuba tek sözcükle yanıt ve- • On yedi yıl sürmüş Flaubert ve Turgenyev'in mektuplaşmalan. îki büyük yazann bir dostluk hummasına kapılarak birbirlerine yüreklerini ve akıllaraıı açmalanna tanık oluyoruz mektuplannı okurken. renlerden de. Mektup deyince aşk mektubu gelirse akla, onlardan da söz etmeyeceğim. Bu kuşbakışın- da konumuz iki büyük yazann mektuplaşması. Gus- Uve Flaubert ile Ivan Sergeyeviç Turgenyev arasın- dakı mektuplaşma. Çok sevdiğım, çok cıddiye aldı- ğım ve hâlâ büyük bir keyıfle okuduğum bu iki ade- moğlu, 1863 yılında Paris'te tanışır tanışmaz başla- mışlar mektuplaşmaya. On yedi yıl sürmüş mektup- lar, Flaubert 1880 yılında ölene kadar. Tanıştıklan günlerde ikisi de ünlü ve değeri anlaşılmış yazarlar arasmda. Bir kan bağı, söze dökülmesi kolay olma- yan bir aydmlık bağı seziyorlar taruşır tanışmaz. Yal- nızca ölümle kesilebilir bir posta. On dokuzuncu yüzyıl yazınının bu iki devi birbir- lerine mektuplarla ıçlerini dökmeye başhyor. Yazdık- lanndan, düşündüklerinden, hastalıklanndan, yara- tı sorunlanndan, müşterek dostlardan söz ediyorlar mektuplaruıda. Çok yüksek düzeyde, çok ince, çok ustaca bir dedikodu güldestesi belki bu mektuplar. Dedikodu sözcüğünde bir aşağılama vardır hep. Ne- dense! Burada olumlu ve olması gereken anlamın- da kullanıyorum bu sözcüğü. Flaubert ile Turgenyev'in mektuplannda Emile Zola, Georges Sand, Sarah Bernhardt'ı da tanıyorsunuz. Güncel olanın yanında nelerden, kürderden söz edil- •miyor ki? Voltaire ile Tobtay, Svrift ile Rabelais, Puş- kin ile Shakespeare, Moliere ile Montaigne, Dosto- yevski ile GogoL, Vıctor Hugo ile Cervantes yan ya- na bu mektuplarda. Kalabalıklann (yığınlann) aptal- hğı üstüne de enfes satırlar var. Ama en önemlisi; iki ünlü ve büyük yazann bir dostluk hummasına kapı- iarak birbirlerine yürekJerini ve akıllannı açmalan. Bunlann ötesinde bir de iki büyük yazann aklına tanık oluyoruz mektuplannı okurken. Birbirlerinin yazdıklanna çocuksu bir ciddiyetle eğilen, ötekinin yapıtına büyük bir sevgi ve saygıyla yaklaşan, cüm- le cümle irdeleyen ve düşündüğünü apaçık ötekine bildiren iki yazann yazışmasıdır burada söz konusu olan. Birbirlerini gerçekten seven iki büyük yazar ta- nımış oluyoruz bu mektuplarda. Flaubert ile Turgenyev'in mektuplannı okurken, içimden oturup bir mektup yazmak geldi. Mektup- laşmak üstüne düşündüklerimi yazacaktım o mek- tupta. Haberleşmenin renk, çehre ve anJam değiştir- diği günümüzde bu eylemin aslında söylendiği ka- dar zor olmadığını yazacaktım mektubumda. Dolma- kalem, mürekkep, ıpekli kâğıt bana bakıyordu ma- sanın üstünde. Böyle kukumav kuşu gibi ne yazaca- ğınu düşünürken yazdığım her şeyin bir mektup ol- duğunu anladım ve oturdum, bu yazıyı yazdım sev- gili okur. 30yılsonra yeni'den Marü Anton Çehov'un ünlüyapıtı, JossifRaikhelgaouz'un rejisiyle Kent Oyuncuları tarafından sahneleniyor Kültür Servisi - Kent Oyunculan, An- ton Çehov'un Martı adlı oyununu yakla- şık 30 yıl aradan sonra Rus yönetmen Jos- sif Raikhelgaouz'un rejisiyle sahneliyor. Moskova Modern Sanatlar Tiyatro Oku- ¥jt4m\ çağdaş, 1 dinamik rejisörü ve sanat yönetmeni Raikhelgaoüz, Nfartı'yı daha hareketli ve komedi unsurunun daha ağır bastığı bir anlayışla sahneliyor. Yıldız Kenter, Müşfık Kenter. Şükran Giingör, Mehmet Birkiye. Kadriye Ken- ter, Tilbe Saran. Ayhan Kavas, Köksal Engür, Melissa Kenter ve Durul Bazan' ın rol aldığı oyunun dekor tasanmı Duygu Sa- ğıroğhı'na, kostüm tasanmı ise Sevim Çav- dar'a aıt. Yıldız Kenter, bundan yaklaşık 30 yıl önce sahneye koyduklan Martı'yı değişik bir kadroyla sahnelemeyi uzun süredir düşlediklerini söylüyor. Martı'yı yaban- cı bir yöhetmenle sahnelemeye karar ver- diklerinde ise Çehov oyunlanyla tanınan yönetmen Jossif Raikhelgouz ile iletişime geçtiklerini, ancak yaşanan bazı sağlık problemleri nedeniyle oyunun geciktiği- ni belirtiyor. Yıldız Kenter Martı'yı şöyle değerlen- diriyor: "MaıtTyı bundan 30 yıl önce Çe- hov'un pek de istemediği bir şekilde sah- neye koyduk, dram yönii daha ağırdı. Çe- hov ısrarla oyunlannın komedi olduğunu söyler, sanınm söylemek istediği biitün yönJeriyle insan. tnsanı hem >üce hem de acınacak bir mahluk olarak görüyorsu- nuzrÇehm, Martı'da bu yürefikleri vefcfr-' çüklükleri birbirini doğururcasına yan ya- na işliyor. Bu bir komediyi çağrıştinyor. Oyunu sanatçı bir çevrenin oyunu olarak ele almış, zaman zaman o> un içinde oyun oluyor. Yönetmen aşkta nefrette hertür duy- gunun oynandığı zaman ne kadar biiyü- düğünü ortaya koyuyor. Cenaze törenleri- ne baktığınıda şaskınlıklar içinde kalıyo- rum, herkes o\ namaya ne kadar merakh ve herkes ne kadar oyuncu." 'Tüm zamanlara ait bir oyun' Oyunda karakterlerin birbirine hem nef- ret hem de büyük bir aşkla bağlı oldugu- nu belırten Yıldız Kenter, bu durumun gerçek yaşamda insanlann karşısına çık- tığını söylüyor. Müşfik Kenter, ilk Martı yorumunda dram yönüne ağırlık verdiklerini belirte- rek Rusya'da 360 tiyatro olduğunu ve 15 yerde de Çehov'un Martı oyununun sah- nelendiğini anlatıyor. Oyunlann değişik yo- rumlara açık olduğunu söyleyen Müşfik Kenter, Çehov'un oyunlannm bundan yıl- lar önce yazılmış olsa da günümüze gön- dermeler yaptığını ifade ediyor. Oyunun yönetmeni Jossif Raikhelga- oüz ise Martı'nın modern bir oyun oldu- ğunaj^k^jfltjggk^rek. oyunun tüm zaman- lara ait okiugunu söylüyor. Anton Çe- hov'un kendi yaşamından kesitlerin de yer aldığmı belirten yönetmen Raikhelga- oüz, oyunculann da kendi yaşamlanna ait bir şeyleri oyunda bulabildiklerini belir- tiyor. Oyunun ileriki dönemleri de yan- sıttığına dikkat çekerek Çehov' un yaşadı- ğı döneme uymayan ve geleceği görebi- len bir yazar olduğunu vurguluyor. Bugüne dek dünyanın önemli birçok ti- yatrosunda çalışan Raikhelgaoüz Istan- bul'da olmaktan oldukça mutlu: "Rus- ya'da doğup büyüdüm. Rusya'nuı dışın- da başka bir iilke (Türkiye) olduğunu da- ha duydum. Küçükken sahilde dolastı- ğun zamanlarda martı ohıp Tiirkhe'yc gi- debilsem diye düşünüyordum. Türkiye benim için başka bir dünyaydı. Birdenbi- re beni Istanbul'a davet ettiklerinde. san- ki beni başka bir dünyadan çağirdılar gi- bi hissettûn ve çok heyecanlandım. Be- nim için çok güzel bir hediye burada ol- mak." 'Martı' bu kez daha hareketli ve komedi unsuru ağırukh sahneJeniyor. Artium Sungur Sanat Evi'nin 25. müzayedesi 8 Aralıkta yapılacak Cumhuıiyet Müzayedesi Kültür Servisi - Artium Sungur Sanat Evi, 23. müzayedesini Cumhuriyet Müzayedesi adı altında 8 Aralık Salı günü saat 20.30'da Hilton Oteli Balo Salonu'nda gerçekleştirecek. Yaklaşık 180 tablonun yer alacağı müzayedede Türk resim sanatının önde gelen isimlerinin yapıtlan yeni sahipleriyle buluşacak. Müzayedede satışa çıkanlacak yapıtlar arasında realist üslupta çahşmış olan tbrahim Safi'nin Sarayda Rakkase adlı tuval üzerine yağlıboya tablosu yer ahyor. 7 milyar lira muhammen bedelle satışa sunulacak olan tablonun yanı sıra izlenimci sanatın öncülerinden Hasan Vecihi Bereketoğlu'nun tuval üzerine yağlıboya çalışması Deniz ve Kayalar 2 milyar 200 milyon lira. Anadolu peyzajını geniş fırça tuşlanyla çalıştığı resimlerinde görüntüyü ana çizgileriyle vermeye çalışan Necdet Kalay'ın Kaphcalar adlı yapıtı ise 1 milyar lirası muhammen bedelle satışa çıkanlacak. Avni Arbaş'ın ünlü Atatürk tablosu ve Istanbul'un doğasını, tarihsel mekânlannı konu aldığı resımleriyle ün yapmış olan HLCahitDerman'ın 'Dolmabahçe Çağrışımları' adlı tu^al üzerine yağlıboya tablosu teklifle satışa çıkanlacak eserler arasında yer ahyor. 1970 kuşağının önde gelen sanatçı lanndan Burhan Uygur'un letceci metotla yapmış olduğu 'Oturan Kadın" adlı tablosu 1 'Dolmabahçe Çağnşunlan' - H. Cahit Dcrman. milyar lira; çağdaş resmin öncülerinden olan ve boyayı kendine özgü bir yöntemle, eksiklik ve arkaiklik imajını vurgulayıcı bir doğrultuda kullanan Komet'in Kompozisyon'98 adlı tuval üzerine yağlıboya tablosu ise yıne 1 milyar lira muhammen bedelle satışa sunulacak. Aynca Pertev Boyar'ın Fırtına, Osman AsaFm Csküdar'dan Camili Görünüş. İhap Hulusi'nin Boks, FarukCimok'un 'Beyoğhı' başlıklı yapıtlanyla, klasik dönem sanatçılan Hoca AB Rıza'nın desen çahşmalan ve Hayri Izel, Salim Özdoğru, Feridun Saraçoğlu. Mehmet Ali Laga. Nuri İyem ve çağdaş ressamlar Abidin Dino ile Mustafa Ayaz'ın eserleri de müzayedede yer alacaklar. Uçan Süpürge senaryo yarışması düzenliyor 2. Kadın Filmleri Festivali için hazırlıklar başladı... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uçan Süpürge kadın kuruluşu, 1 -7 Haziran tarih- leri arasında gerçekleştirilecek "2. Kadm Filmleri Festivali" kapsamında Ulusal Kı- sa Film ve Belgesel Film Senaryo Yanşma- sı düzenliyor. Uçan Süpürge, 10 bini aşkın sanatseve- ri buluşturan 1. Kadın Filmleri Festivali'nin ardından ikinci festival için hazırhklara baş- ladı. 1 -7 Haziran 1999 tarihleri ara- sında yapılacak festivalin bir ka- dın yönetmeni ele alarak sine- , ^ maya yaptığı katkılann sergi- lenmesi geleneğinin, bu yıl "Türkan Şoray" ile sürdü- rülmesi planlanıyor. Gös- terim bölümlerinde Türkan Şoray'ın yönetmenliğini , üstlendiği fılmlenn yam sı- ra oyuncu olarak yer aldı- ğı kadının toplumsal düşü- münü sorgulayan yapıtla- nnın da izleyiciy- le buluşturulma- sı amaçlamyor. Festivalin "Türk Sinema Tarihinden"baş- lıklı bölümünde farklı kadmlık durumlannı sergileyen ve sorgulayan ulusal sinema örneklerinden 10 film gösterime sunulacak. "5 Kuşak5 Ka- dın Oyuncu" konulu söyleşi programı ile Türk sinemasmda kadın imgesine tarihsel bir bakış içeren dönemın filmleri ve oyun- culannm tanıtılması amaçlanıyor. "Dünya Sinemasından Örnekler" bölümünde ka- dm yönetmenlerin kadın konulu filmleri- nin gösterime sunulması ve yurtdışmdan iki •* u;i=.. kadın yönetmenin de Ankara'ya konuk edil- mesi planlanıyor Festival kapsammda çok sayıda sergi, panel ve söyleşi de gerçekleş- tirilecek. Uçan Süpürge, genç kadının sinemada var olabilmesı ve kadm sinemacılann yetişme- sine olanak sağlamak amacıyla da, "2. Ka- dm Filmleri Festivali Ulusal Kısa Fflm veBeJ- gesel Film Senaryo Yanşması" düzenledi. Yanşmaya, kadınla ilgilı, kadının toplum- sal cinsiyet rolünü çeşitli boyut- lanyla ele alan, sorgu- layan, düşündüren, farklı kadmlık durum- lannı kadm gözü ile ak- tarmayı hedef- leyen tüm genç kadınlar katıla- bilecek. Yanşmanın şartnamesi Uçan Süpür- ge'nin yanı sıra tüm üniversi- telerin iletişim, fen edebiyat, ıktisadi ve idari bilimler ile mi- marhk fakülteleri, sinema der- nekleri ve kadm derneklerin- den edinilebilecek. . Yanşmaya ka- ^_^ ^ •'' tılacak yapıt- ^^~~— lann en geç 26 Şu- bat 1999 tarihinde Uçan Sü- pürge'ye ulaştınlması gerekiyor. Kısa film ve belgesel film senaryosu da- lında seçiciler kurulunun karan ile birinci- lik ödülü bin dolar, ikincilik ödülü 700 do- lar ve üçüncülük ödülü de 300 dolar olarak belirlendi. Uçan Süpürge, birinciliğe de- ğer görülen senaryonun yaşama geçirilebil- mesi için yapimcılarla buluşma ortamı sağ- lanmasım da amaçlıyor. H A A R ? McLaine 'e yaşam boyu başarı ödülü • Neil jordan ve Ralph Fiennes birlikte çalışacaklan bir filmin hazırlıklannı sürdürüyorlar. Jordan'm yönetip Fiennes'ın başrolünü üstleneceği film, Graham Greene'in TheEndofTheAffair adlı romanından beyazperdeye aktanlacak. • Alvln Ailey Amerikan Dans Tiyatrosu kırkıncı kuruluş yıldönümünü beş haftalık bir programla kutluyor. Kutlamalar kapsamında New York'ta dünya prömiyeri gerçekleşecek. • Denzel VVashington iik kez kamera arkasına geçiyor... \Vashmgton, bu ilk yönetmenlik denemesinde Antwone Fisher'ın gerçek yaşam öyküsünü sinemaya aktaracak. Finding Fish isimli fılmde başrolü üstlenecek oyuncular henüz belirlenmedi. Filmin 2000 yılında vizyona gireceği söyleniyor. • Sapik yaklaşık kırk yıl sonra yeniden sınemalarda. Alfred Hitchcock'un ünlü yapıtını yeniden beyazperdeye taşıyan Van Sant çekimler sırasında hiçbir değişiklik yapmadıklannı, fîlmi, aslına harfı harfine sadık kalarak yeniden çektiklerini söylüyor. İlk olarak 1960 yılında çekilen Sapık ile yeni versiyonu arasmdaki farklar, 1998yapımmın renkli olması ve senaryo yazannm fîlmdeki bazı bölümlerde dili güncelleştirmış olması. Sinemaseverler fılmde Anthony Perkins ve Janet Leigh yerine de Vince Vaugh ve Anne Heche'i izleyecekler. • Michael Douglas ve Meryl Streep birlikte kamera karşısına geçiyorlar. Mimi Leder'in yöneteceği Still Life isimli fılmde, kızlannın ölümü üzerine diğer çocuklannı büyütmek için yeniden birleşen bir çiftin öyküsü anlatılıyor. • Steven Splelberg yeni fılmi 'Bir Geyşanın Oyküsü'nün çekimlerini birkaç ayhğına erteledi. Filmin ön çalışmalan tamamlanmış olmasma karşın Spielberg, Er Ryan'ı Kurtarmak'm ardından, bütünüyle Japonya'da sürdürülecek bir çalışma için henüz yeterince hazır olmadığını belirtti. • Turner ödülü siyah ressam Chris Ofıli'nin oldu. Ingiltere'nin en saygın plastık sanatlar ödülü olan Turner'ın bu yılki sahibi Ofili çalışmalannda Londra Hayvanat Bahçesi'nden aldığı fil dışkılannı kullanıyor. Yapılan açıklamada sanatçınm 'özgün enerjik, dinamik, renklere yer veren, çağdaş kentli kültürün çokkatmanlı yapısmı yansıtan ve sanat tarihini özümsemiş' resimleriyle bu ödüle değer görüldüğü belirtildi. • Shiriev McLaine şubat ayında düzenlenecek Berlin Film Festivali'nde yaşam boyu başan ödülünü alacak. Festival yöneticisi Moritz de Hadeln, Shirley McLaine'in çok yönlülüğünü överek sanatçınm Hollyvvood'un bütün ihtişamını yansıttığını söyledi. • Hindistandaki sağcılar, lezbiyen ilişkiyi konu alan bir film yüzünden sokaklara döküldü. Geçen çarşamba 200 kadar Hint milliyetçisi, Hindıstan sinemasının ve ülkedeki eşcinsel örgütlenmelerin merkezi olan Bombay'daki iki sinema salonunu 'Fire' adlı fılmi gösterdikleri gerekçesiyle tahrip ettiler. Ünlü yıldız Shabana Azmi'nin başrolde oynadığı fılmde; kocasını, üvey kardeşiyle girdiği eşcinsel ilişki nedeniyle terk eden bir kadının öyküsü anlatılıyor. • isabelle Huppert ın ailesine ilişkin ilginç bilgiler edinildi... Huppert'ın üç kız kardeşinden Elisabeth yazar, Jacueline sosyolog, Çaroline yönetmen ve erkek kardeşleri de bir romancıymış. Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Üstün Akmen BİR GÜNLÜK DOST 152sayfa, I.hamur. "Üstün Akmen'in gezi notlan. izlenimleri; öykü, deneme, günlük türlerinden oluşmuş yepyeni bir türdûr ve edebıyatunızın ilklerindendir." MUZAFFER BUYRUKÇU Cumhurtyrt Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Cad. No;39/41 kitap kulûbu (34334»Caâaloölu-lstanbul TH): (2121!(34334)Cağaloğlu-lstanbul Te): (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle