23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 0 NİSAN 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal: Once hükimet gitmeli A1STALYA (Cumhuriyet) - CHP Genel Başkanı Deniz Ba\kaL sıkmtılann aşılması İÇİD önee hükümetin iktıdarüan uzaklaştınlması gerektieinı söyledi. Baykal, bayramdan sonra parlamentoda yenı bir oluşum bekledikJenni de belırtti. Kurban Ba>Tamı tatilini Antalya'da geçiren Deniz Baykal, dün parti sinrn ıl merkezine giderek partilıler ve vatandaşlarla bayramlaştı. Bayramlaşma törenine, CHP Antaiya mılletvekilleri Yusuf Öztop ıle Bekir JCumbuI da katıldı. tl binası önünde partililere hitap eden CHP lideri Baykal. koalisyon hiikümetinin ülkeyi iyi idare edemediğıni savunarak. temel anayasa kuruluşlannm birbirleriyle kavga eder hale geldiğini, bu nedenle REFAHYOL hükûmetinın mutlaka işbaşından gitmesi gerektiğıni söyledi. MHP'de aday sayısı 6'ya çrttı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-MHP'de genel" başkanlık seçımınin yapılacağı olağanüstü kongreye yaklaşılırken, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Muharrem Şemsek 6. aday olarak ortaya çıktı. MHP'nin 3 genel başkan adayı Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçelı ve Muharrem Şemsek'in buluştuğu il ^ başkanlığındaki bayramlaşma töreni sönük geçti MHP Ankara II Başkanlığı'nda dün yapılan bayramlaşma töreninde buluşan genel başkan adaylan Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçelı ve Muharrem Şemsek, birlik ve beraberlik mesajı verdiler. AMAP'ın uımıdu Menderes'te • AıNKARA (ANKA) - DYP'den "toplu kopuş"tan umudunu kesen ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Aydın Menderes grubunun RP'den kopması halinde TBMM'de yeni oluşumlara yol acılabileceğini düşünüyor. Yılmaz, geçen ay içinde yaptığı açıklamalar ve değerlendirmelerde sık sık. DYP'de huzursuz bir mılletvekili grubunun oldugunu ve bu grubun kopabileceği yönünde duyumlar aldığını ima etti. Böyle bir kopuş gerçekleşmediği gibi DSP'li iki milletvekilinin yanı sıra ANAP Samsun Milletvekili Cemal Alişan'ın DYP'ye geçmek üzere partisinden istıfa etmesi üzerine morali bozulan Yılmaz, umudunu RP'deki Aydın Menderes grubunabagladı. Medyum Memiş'e cezaevi yolu • ANKARA (ANKA) - Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) ve RP dışındakı büyük sıyasi partilerin titizlikle uygulanmasını istedikleri devrim yasalan. Medyum Memiş'ı fena çarptı. Birkaç yıl önce Medyum ICeto'yu. kısa süre önce de kadın medyum Ayşin Yeliz'i televizyondaki canlı yayında sille tokat döven Medyum Mehmet Memiş, "üfürükçülük" suçundan hapse girmekle burun buruna geldı. Yargıtay, 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Hakkındaki Yasa'ya muhalefet suçundan 3 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Medyum Memiş'le ilgıli karan onayladı. liyatrocu Sarıgöl öldü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Devlet Tıyatrolan sanatçılanndan Turgut Sangöl. dün sabah geçirdiği rahatsızlık sonucu öldü. Sangöl. 1976'da "Jhon Gabriel Bergman", 1992'de ise "Kafesten Bir Kuş Uçru" adlı oyunlarla Sanat Kurumu En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü kazandı. Sangöl için yann saat 11.00'de Büyük Tiyatro önünde tören düzenlenecek. Sangöl'ün cenazesi aynı gün Kocatepe Camisı'nde öğleyin kılınacak cenaze namazmı takiben, Karşıyaka Mezarlığf nda toprağa verilecek. Necmettin Erbakan'ı eleştiren Tuğgeneral Osman Ozbek'e RP'liler tepki gösterdi Paşaınn taşı yerini bıılduHaber Merkezi - Erbakan'ın hac ziyaretini ve Refah'ı sert bir dille eleştiren Erzurum Bölge Ko- mutanı Tuğgeneral Osman Oz- bek'e RP'liler tepki gösterdi. Dev- let Bakanı AbduUah Gül. Öz- bek 'in sözlerinin "baştan aşağı suç teşkil ettiğmi" belinerek *Hukuk çerçevesi içinde, ne gerekiyorsa o yapılacaktır" dedı. Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu. "Herkurumun başmdaki insanlann kendi elema- nına sahip çıkmast gerekir" diye- rek Genelkurmay Başkanı Orge- neral İsmail Hakkı Karadayı yı suçladı. Devlet Bakanı Sacit Günbey, Özbek'e "Üniformanıçıkar,gelis- tediğini söyle" derken, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Re- cep Ta>yip Erdoğan da "Roma'da metresiy le buluşma\a gidenlere ne- den gitan diye soruhıyor rou?" di- ye konuştu. Özbek'in şahsi fikrinin orduyu bağlamayacağmı söyleyen RP Ge- nel Sekreten Oğuzhan Asiltürk ise "Hatasını görür, emekii olunca da RP'ye kaüür" dedı. RP Genel Merkezi'nde dün partililerle bay- ramlaşa Asiltürk, yaptığı konuş- mada, isim vermeden "askeriçev- reler" ile Atatürkçü kesime ağır eleştiriler yöneltti. Türkiye'de bazı çevrelerin laik- liği yanlış yorumladığını. demok- rasinin ise bir kısım çevrelerin çı- Erzurum Bölge Komutanı Tuğgeneral Osman Özbek'e tepki gösteren RP Genel Sekreten Oğuzhan Asiltürk, "General hatasını anlar, emekii olunca RP'ye girer. Şahsi fikri orduyu bağlamaz" dedi. karlarmı koruyan "yandaşdemok- rasisi'" olarak yorumlandığını sa- vunan Asiltürk, şu görüşleri dile getirdi: "RP'nin dediği olursa mı h uzurolur.yoksa karşımızdakinin mi? Bütün inananlann kurbanına müdahale edeceksin, haccına mü- dahaleedeceksin; 'Karayoluyla gi- dince laiklik elden gider, Atatürk ilkelerine aykın olur, ama havayo- luyla gidersen ne Atatürk ilkeleri ne de laıkiiğe aykındır' diye tak- dim edersen, hem kendi savunduk- lanna köfülük etmiş olursun, böy- le şey olur mu? Oluyor işte. Onun Tuğgeneral Osman Özbek'in konusması Genelkurmay9 dan 'sessiz9 destek YUSUF ÖZKAN ANKARA-Genelkurmay'ın hükümetin laiklik karşıtı gırişimlerine sert tepki gösteren Tuğgeneral Osman Özbek'in konuşmasıyla ılgilı açıklama yap- maması "sessiz destek" olarak yorumlandı. Öz- bek'in konuşmasıyla" ilgili olarak hakkmda soruş- turma ya da bir inceleme başlatılmadığı ve herhan- gı bir yaptınm uygulanmayacağı öğrenildi. Öz- bek'in konusması askeri çevTelerde, "Ordunun alt kademesinde. laiklik karşıtı uvgulamalara yönelik rahatsızlığın bir ifadesi" olarak değerlendirildi. RP çe\TeIeri ile şeriatçı kesim, Özbek konusun- da sert açıklamalarda bulundu.Genelkurmay Baş- kanlığı'nın Özbek hakkında herhangi bir soruştur- ma veya inceleme yapmayacağı öğrenildi. Genel- loırmay yetkililerinin, dün Özbek'in konusması ko- nusundaki suskunluğu, "Ib^enerale sessizdestek" diye yorumlandı. Cumhuriyet'in ulaştığı kaynak- lar, Sultanbeyli'de Atatürk anıtı yaptırdığı için şe- natçı kesimin boy hedefı durumuna gelen Tuğge- neral Doğıı Silahçıoğhı'na da sahip çıkıldığını anım- satarak şu değerlendirmeyi yaptılar: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. laik-demokratik cumhuri- yeti komma ve koİlama görevini TSK'ye veriyor. T- SK, bu konudaki görev ve sorumluluğunu yerine getirmek konusunda her zamanki gibi son derece hassasor. Tuğgeneral Ozbek, laik cumhuriyetc yö- nelik girişimler konusunda tepkisini dile getirniis- tir. AUtürk'ün kurduğu laik, demokratik, sosvaJ hukuk dcvletinin nitelikkrinin hiçbir zaman değiş- tirflemeyeeeğini vurgulanuşür. Bu nedenle hakkın- da bir işfcm yapıiacağını sanmıyoruz." Aynı kaynaklar. Özbek' in sözlerinin kimseye ka- sıt niteliğı taşımadığını, yalnızca toplumda var olan ve kamuoyunda rahatsızlığa yol açan bırtakım uy- gulamalar konusunda örnekler verdiğini kaydet- tiler. için RP'nin dediği dogrudur. So- nunda biz kazanınz. Tekbaşına ik- tidar olunız." Asiltürk, Özbek'in, Erbakan'ın parasmı devletin ödediği uçakla tarikat sülalesı ve tarikat şeyhleri ile birlikte hacca gitmesini eleştir- mesinin anımsatılması üzerine de "ÖnemK değiL Şahsi fıkirleri ken- disini bağlar, ordu>u bağlamaz. Hatasını nasılsa kısa sürede görür, emekiiolunca da RP'yekanJır" de- dı. Diyarbakır'da bulunan Ensari- oğlu ve Günbey de. Özbek'e sert tepki gösterdiler. Her kurumun ba- şmdaki insanlann, kendi eleman- lanna sahip çıkması gerektiğjni belirten Salim Ensarioğlu, Öz- bek'in konuşmasından Genelkur- may Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı Karadavi'yı sorumlu tuttu. Günbey de "Özbek'e "Ünifor- manı çıkar, gel btediğini söyle. An- cak o şekil sö> lediklerinin cevabı- nı aürsuı" diye tepki gösterdi. Kayseri il merkezmde gazeteci- lenn sorulannı yanıtlayan Devlet Bakanı AbduUah Gül' Özbek'in "suç işlediğini'' belirterek şunlan söyledi: •'Milletin gözbebeği oian Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir mensubu. üniformalı olarak böyle bir konuşma yapamaz. Özbek'in bu konusması bastan aşağı suçtur. Hukuk çerçevçsi içinde. ne gereld- yorsa o yapılacakür." ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Tûrk-lş yönetimi teslimiyetçüikJe suçlanıyor. Yurdatapan, gazetecilerin pasaportlarla ilgili sorusuna gülerek, 'Olabilir' yanıtını verdi 6 Polîs ve itirafçılarla ilişldm yok' İstanbul Haber Servisi-Atatürk Havalımanı'nda gözaltına alınan Banş İçin Biraraya Grubu" sözcüsü sanatçı Şanar Yurdatapan, itirafçılar ile polisler arasındaki u haraç ilişkisi"yle ilgisi olmadığını söyleyerek, "Benim bilgim yok. Bflmiyorum'' dedı. Yorgun olduğu gözlenen Yurdatapan, gazetecilerin sahte pasaportlarla ilgili sorusuna gülerek, "Olabflir" cevabını verdi. Operasyon sonucu gözaltına alınan PKK itirafçılan Murat İpek ve Murat Demir ile • PKK itirafçılan Murat İpek ve Murat Demir ile itirafçılarla işbirliği yaptıklan iddia edilen biri komiser 5 polis memurunun Terörle Mücadele Şubesi'ndeki sorgusu sürüyor. Banş İçin Biraraya Grubu Sözcüsü Şanar Yurdatapan, polisler ile itirafçılar arasındaki haraç ilişkisinden haberdar olmadığını söyledi. itirafçılarla işbirliği yaptıklan sorulannı yanıtladı. Yurdatapan, bulunduğu öne sürülen 7'si iddia edilen biri komiser 5 polis İpek ve Demir ile ilgili sorulara, ıtirafçılara aıt 120 kasete el mernurunun Terörle Mücadele Şubesi'ndeki sorgusu sürüyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü C Blok'ta bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nden ABlok'ta yer alan Narkotik Şube Müdürlüğü'ne götürülen Şanar Yurdatapan, gazetecilerin *Bümiyorum" yanıtını verirken "Sahte pasaportlarla nu, yakaJandınız" sorusunu ise. gülerek u Olabüir''diye cevapladı. Şanar Yurdatapan, gözetım süresinin bugün sona ereceğini belirterek, "Poüskr, ek gözetim süresi istevecekter" dedı. Yurdatapan 'ın bürosunda koyan polis, soruşturmayı sürdürüyor. Itirafçılann kasetinde, Mardin-Nusaybin bölgesinde, polis memurlan ile birlikte kendılerini PKK'li olarak tanıtarak, milletvekilleri ve işadamlanndan haraç aldıklan yer alıyor. Polis, kasetlerde isimleri geçen polis memurlannın, itirafçılann söz ettiği tarihte Nusaybin'de görev yaptıklannı belirledi. Yetkililer, bir hafta önce Narkotik Şube Müdürlüğü'nde göreve başiayan 1 komiser ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün çeşitli birimlerinde çalışan 4 polis memurunu sorguluyor. Sanatçı Şanar Yurdatapan'la ilgili olarak bugün saat 11 .OO'de Insan Haklan Dernegi (İHD) istanbul Şubesi'nde kardeşi Onur Yurdatapan. avukatlan ve sanatçı dostlannın katılacağı bir açıklama yapılacak. IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engirt (a planet.com.tr Başbuğ'un (Führer demek- tir) acısı anlaşılan çabuk dindi. MHP'de bugüne dek alışılma- dık bir post kavgası başladı. "Tabii Türkeş sağken post kavgası mümkün değildi. Tür- keş ansızın ölünce bu kavga da doğal" denemez. Türkeş öl- meden önce veliahtı ilan etmiş- ti. llk karısından doğma oğul Türkeş'in MHP'nin liderliğine bizzat baba Türkeş tarafından hazıriandığı çoktandır biliniyor. Ama MHP'nin güçlü Baş- buğ'unun tartışılmaz otoritesi besbelli ki sağhğında geçerliy- miş. Sağken saptadığı yeni li- der, ölümünden sonra, hem de hemen sonra, MHP'de alışıla- gelmiş "asker" disiplini ile ka- bullenilmedi. Ortada şimdilik altı başkan adayı var: Oğul Tuğrul Türkeş, son eşi Seval Türkeş. örgütün ünlülerinden Devlet Bahçeli, eski ülkücülerin adamı Muhar- rem Şemsek, örgüt dışında pek taninmayan Mete Beşen ve adı hemen alçakça öldürü- len yurtşever ve yürekli savcı Doğan Öz'ü çağnştıran Ibra- him Çrflçi. Bize laf düşmez. Ama en azından şu adaylann MHP'ye, MHP'de Başbuğ'dan Sonrası... özellikle MHP tabanına uygun düşüp düşmediklerini gözden geçirmemize de bir engel ol- masa gerek. • • • Bir kere şu Seval Türkeş'i bir kalem geçmek gerek. Bayan Türkeş, kocasından kalan mal varlığında, taşınır ve taşınmaz servette elbette miras hakkı fs- teyecektir. Ama siyasal miras- tan pay alması mümkün değil. Değil, çünkü bir kere MHP fazlaerfcefcbirparti. Başlannda bir kadın görmeye katlanmala- n mümkün değil. Gerçi partili partisiz kimi dişi kurtlar var. Çiller'in Içişleri Ba- kanlığı koltuğunaoturttuğu ka- dıncağız (neydi adı?) dahil ba- zı Asena'lardan söz ediliyor. A- ma besbelli ki parti önderi ola- rak değil. Mete Beşen'i de ilk elde ayıklamak gerek. Daha başkan adaylığını açıkladığında parti örgütünde, ileride adaylık yan- şı kızışınca Beşen'in bir başka aday adına yanştan çekileceğı söylendi. Yani şimdiden bir "şi- ke"kokusu var. Muharrem Şemsek'e gelin- ce... Şemsek 1980 öncesinde ülkücü harekeü'n ünlü adlann- dan. Ama hiçbir zaman bir ön- der olarak gorülmedi. Ülkü Ocaklan'nda en üst düzeylere çıktığında bile Şemsek'e bilegi- nin hakkıyla yükselmiş bir "ül- kücü" olarak değil, Türkeş'in sözünden çıkmayan bir "me- mur MHP'li" gözüyle bakıldı. 1979'da askeri hapishanede ranza bölüştüğümüz bir ülkü- cünün Şemsek değertendirme- si ilginçti: - Şemsek bir şey derse onu Başbuğ demiştir. Kimse de kuşku duymaz. Çünkü Şemsek kendi fikri varsa bile saklı tu- tup, Başbuğ'un emiriehni ek- siksiz ve hilafsız aktanr. Kendi- sinin bir fikri olup olmadığını ise biz hiçbir zaman öğrene- medik. Bu durumda üç aday kalıyor geriye: Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçeli, Ibrahim Çiftçi. Devlet Bahçeli, partinin yeni yönü üstüne Tuğrul Türkeş'ten farklı düşünmediğini saklamı- yor. Dolayısıyla Bahçeli ile oğul Türkeş arasındaki birterdh, il- keler, politik çizgi üstüne değil, kişiler ve kişilikler temelinde olacak. Tuğrul Türkeş ve Ülkü Ocaklan'nın bugünkü üst dü- zey yönetici kadrolanndan olu- şan ekıbinin siyasal çizgisi bili- niyor: Merkez sağda bir MHP! MHP tabanı bu çizgiyi be- nimsemedi. "Devlet"in gizli servisleri tarafından "kurşun at- mak, kurşun sıkmak, geçimini de gözyumulan uyuşturucu ti- caretinden ve fıdye-haraç et- kinliklerinden sağlamakla" gö- revlendirilen kadroları redde- den, örneğin AbduUah Çatlı- lar'ı. Haluk KırcılarY Oral Çe- likler1 ! partiden uzakta tutma- ya çabalayan Tuğrul Türkeş ve ekibi ıle MHP tabanı arasında ciddi ve aşılmaz uçurumlar var. Çatlı'nın cenaze töreninde, Oral Çelik'in tahliyesinde, Mehmet Ağar'ın gövde göste- rilerinde kendinden geçercesi- ne bağıran ve böğüren kalaba- lıklann parmak işaretleri, onla- nn siyasal örgütünü haber ve- riyor. Bu kurtlar, dumanlı ve kanlı havalann baş bozkurtlan- nı (Ağar-Çatlı-Çelik-Kırcı) kut- suyorlar. Onların eylemlerini hoş görmek bir yana yürekten destekliyor ve savunuyorlar. Her biri birer potansiyel Çatlı. MHP'nin tepelerinde yapıla- cak bir seçimle Tuğrul Türkeş ya da Devlet Bahçeli başkan seçilseler, örgütün onlan kusa- cağı şimdiden belli. Bu durumda elekten geçen tek lider adayı var ibrahim Çift- çi. Doğan Öz cinayetinde gös- terdiği "hüner" Çatlı'nın cena- ze töreninde, Ağar'ın karşılan- ma törenlerinde, Çelik'in tahli- yesinde özlemlerini ve tercihle- rini açık seçik sergileyen MHP militanlan için yeterli referans. Televizyondaki haline bakıp, "Ama bu adamcağız daha iki laf] üst üste getiremiyor; kur- duğu cümlelerin hepsi düşük; kelime dağarcığı 400-500 söz- cüğü geçmiyor" itirazları pek önemli değil. Böylesi dil ve anlatım özrü, böyle yüksek görevlere engel değil. Başbakan ya da Dışişleri Bakanı bile olunabiliyor... Yanlış mı? POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Sevişmenln Tadı... "Sevişmenin tadını bilen ve çekinmeden söyle- yen erkeği severim... Sevişmeyi bilen ve çekinme- den söyleyen kadını severim..." Amerikalı şair Walt VVhrtman böyle söylüyor... Bugün pazar ve ben AJmanya'nın Köln kentinde- yim... Türkiye'den biraz uzaktayım, ama 'pazar düşle- rimle' birlikteyim... Bir kentin gri sessizliğiyle çoğalıyor, bir tutkuyu eski masal perileriyle paylaşıyorum... Içimden coşkun ırmaklar akıyor, kimi sevdalar uykulanmı bölük pörçük ediyor... Yüzleri güneşlerle ve rüzgârlarta yanmış, tenle- rinde eski kutsal uysallık sergileyen kadınlar şarkı- lar söylüyor... Doğumdan, yaşamdan, ölümden, ölmezlikten kopan bunca halkalar, yeşil bir bahçenin ortasın- daki çevresi buzbeyaz mermerle çevrili havuzun içinde sanki dans ediyor... O anda Rainer Maria Rilke'yle 1900'lü yıllann başına gidiyor, onun dizelerinde Köln akşamının yalnızlığı içine düşüyorum... Havada ne narenciye kokusu var ne de evlerin bahçelerinde fesleğenler... Bir anda gözlerimi kapıyorum. Uçup giden sev- dalan yakalamaya çalışıyorum. Biraz Akdeniz bi- raz da lyonya koklayıp, bir Foça akşamını düşlü- yorum. Sonra Tarabya'da oluyor, Büyükdere'den Sanyer'e gidiyorum... Ve diyorum ki: "Yalnızlık bir yağmura benzer, Yükselir akşamlara denizlerden Uzak ıssız ovalardan eser, Ağar gider göklere, her zaman göklerdedir Ve kentin üstüne göklerden dûşer. Erselik saatlerde yağar yere Yüzlerini sabaha döndürünce sokaklar, Umduğunu bulamamış, üzgün yaslı Aynlınca birbirinden gövdeler; Ve insanlar karşılıklı nefretler içinde Yatarken aynı yatakta yan yana: Akar akar yalnızlık ırmaklarca." ••• O serin akşamlar da var Köln kentinin parklann- da. Kimseye aldınş etmeden, polisten korkmadan sevişenler de var banklarda... Hüzünler her kentin sokaklannda olduğu gibi bu- ralarda da kol geziyor... Bir barda oturup müzik mi dinlemeli.. yoksa bir başka yere mi gitmeli? Yoksa bir şiir mi okumalı ay- nalara kendi kendine? Acaba ne yapmalı? Hiç konuşmamalıyız belki. Bilmem resim de ya- pabiliriz. Telefon da edebillriz sevdiklerimize. Içe- biliriz, körkütük saıtıoş olup bir şeyler de söyleye- biliriz... Sahi ay ışığını yakalayabilir miyiz biz burada? Ama boş verip bir şiirle avunalım Köln akşamın- da. Hermann Hesse'nin dizelerinden yolaçıkalım: "Ne kadar üzüntülü geçiyor günler Artık ne ateşler ısıtır beni Ne güneşler yüzüme gülümser, Boş, dünyadaki bütün şeyler, Bütün şeyler soğuk, insafsız şimdi. Ve sevdiğim pınltılı yıldızlar benim Tesellisiz bakar durur halime. Ta sevginin ölebileceğini sezdiğim Zamandan beri kalbimde." ••• Ne ay yakalayabildik ne de kaçıp giden sevda- lan... Köln'de bir akşam yalnızlığı sanp sarmaladı he- pimizi... Düş kunmaktan başka yapacak bir şeyimiz de yoktu... Bizim aşkımız belki dönerdi Yorgo Seferis'in şi- irierinde olduğu gibi... Gözlerimizde umut ışığı büyürdü, gözlerimizde- ki sevda bizlere özgürlük getirirdi... Birileri bir şeyler söylerdi belki: "Ben sevdanın özgürlük olduğuna inanıyorum. Bu sevdanın bana tattırdığı özgühüğû seviyorum. Ben gökyüzündeki yıldızlar gibi ışıl ışılım. Üstelik karanlığa kafa tutuyorum. Aşk için koskoca biryü- rek ister, biliyorum." Köln'de bir akşam.. ve ben yasak düşler içinde çoğalıyorum... Yan tarafta esmer, uzun boylu bir kız, sanşın oğ- lanı kulağından öpüyor, sonra da ayağa kalkıp ba- ğırmaya başlıyor: "Seninle başka coğrafyalarda da birlikte olmak, başka iklimlerde yaşamak istiyorum..." Ve kadın, erkeğin elinden tutup caddeye çıkıyor, tüm renkleri ve özgüriükleri yaşamak için koşma- ya başlıyor... Bense, sadece arkalanndan bakakalıyorum... Yüreğime o anda bir yıldız düşüyor... Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Internet http: // www.planetcom.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planetcom. TR HİKMET CETİNKAYA RitllT ÇtTİlllT» POSTUNM M. 450.000 TL (KDV dahil) 2. BASI CIKTİ I A.Ş. Yerebatart Caddesi S^kımsöğüt Sokak No: 9/B Cağaloğfu Istanbu) Tei:514 01 95/98 Postaçekino.: 666322
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle